Jump to content

‘plasebo etkisi’


Recommended Posts

BEDEN / ZİHİN BAĞLANTISI

Bir efsaneye dönüşen ‘plasebo etkisi’ zihinle beden arasındaki muhteşem ilişkinin en basit kanıtı. Bu etki kendini şöyle gösteriyor: Sahte, yani aslında ilaç olmayan bir ilaç aldıklarından habersiz denekler, dertlerine derman olacak bir hap ya da şurup içtiklerini düşündüklerinden kendilerini daha iyi hissediyorlar. Üstelik etki kimi zaman bununla da kalmıyor, tıbbi belirtilerde de düzelme görülüyor. Bazen de bu ‘yalancı’ ilaçların işe yaradığını kanıtlamak istercesine, içtiklerinin etkisiyle acı çekiyorlar. Plasebo deneklerine bakınca, insan ister istemez, zihin neye inanırsa bedeninin de onu yaşadığına hüküm getiriyor. Pek çok uzman, zihnin yardımıyla bedenin kendi kendini iyileştirebilme kabiliyetinin, modern tıbbın yaratabileceği bir ‘mucize’den kat be kat büyüleyici olduğuna inanıyor.

alıntı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Plasebo, beynin algı yoluyla kabul ettiği gerçekliğin kaçınılmaz olarak vücut üstündeki çok güçlü bir etkisidir. Hatta piayasadaki birçok gerçek ilacın plasebo etkisi tartışılıyor. Acaba aldığımız ilaçlar gerçekten içerdikleri kimyasal maddelerlemi bizi iyileştiriyor yoksa biz o ilacı içince iyileşeceğimize inandığımız içinmi iyileşiyoruz. Özellikle antidepresanlarda yapılan son araştırmaların, bu ilaçların plasebo etkisinin çok yüksek olduğunun bulunduğu ile ilgili bir haber izlemiştim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Plasebo ilaclar tam bize gore. Hastalik hastasi olmusuz, doktora gittikmi muhakkak doktordan bir hastalik ismi duymak isteriz, muhakkak doktorun bir cuval ilac yazmasini isteriz, eger bi doktor senin biseyin yok, ilaca ihtiyacin yok desin , artik o doktoru herkeze "bu doktor iyi degil " diye anlatiriz. Yaz plasebo yu yazabildigin kadar :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Herkese Merhaba,

Foruma yeni katıldım. Özellikle bilim bölümünden çok şey öğrendim. Emeklere teşekkürler.

Plasebo etkisi ile ilgili bir paylaşımım var. Ancak biraz bu etkiyi aşan bir durum. Kendi deneyimimi paylaşmak istiyorum.

Bundan 12 sene önce hormonal bir dengesizlik yaşadım. Bu aynı zamanda küçük bir tümöre sebep olmuştu. Doktorlar ömür boyu bir ilacı kullanmam gerektiğini söylediler. 6 ay sonrada ameliyat olmam gerekecekti. Tabii çok korktum, bir felaketti. İlacı kullanmaya başladım. Ama bununla yetinmedim. Piyasada "düşünce gücü" ve "düşünce gücü ile tedavi" kapsamında ne kadar kitap varsa aldım. Başladım okumaya.

Bu tür kitapların bazıları inanç ve şifa olayına dayandırır iyileşmeyi. Tabii düşünce gücünü kullanarak. Bir kısmı ise sadece düşünce gücüne dayandırır.

Ben başladım kitapların tavsiyesi doğrultusunda çalışmaya. Günde iki kere sessizce oturup 10-15 dakika iyileşmeye konsantre oluyordum. Bende inanç olduğu için şifa gücündende faydalanmaya çalışıyordum. Ama şimdi biliyorumki inançlı yada inançsız bir insan, hatta farklı inançlardan bir insan farketmez bunu yapabilir. Sonuçta temel prensip düşünce gücüdür. İyileşmeyi istiyorsun ve bedenine iyileşmesi için çalışmasını söylüyorsun. Mesela her şey bedenimde denge ve uyum içinde filan diye düşünürdüm, öyle olmasını isterdim, çalışmamı yaparken.

Gelelim sonuca:

6 ay sonra tümör çok küçüldü. MR tetkiki bunu gösteriyordu. Ameliyata gerek kalmadı. Doktor ilaca sürekli devam etmemi söyledi. Tabii bu işime gelmedi. Malum bir sürü yan etki. Bir kaç ay ilacı kullanıp azaltarak tamamen bıraktım. Çünkü tamamen iyileşeceğime inanıyordum. Üzerinden 12 yıl geçti, hastalık tekrarlamadı. O zamandan beri iyiyim.

Düşüncenin çok büyük bir gücü olduğuna inanıyorum. Hatta inanmak ne kelime bunu biliyorum. Çünkü yaşayarak öğrendim. Paylaşmak istedim. Belki faydalananlar olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alkolsuz bir icki iciyor olsak, ama biz o ickinin alkollu oldugunu sansak sarhos olurmuyuz?

alkolün tadını aldığımız için onun alkollü olmadığını anlarız.

plasebo ilaçlar ise kapsülün içinde olduğu için tad alamıyoruz, ondan oluyor sanırım.

diğer yandan, içtiğimiz şeyin alkollü olduğunu sanmak değil de, sarhoş olacağımıza kendimizi inandırırsak, hiç bişey içmeden de sarhoş olabiliriz sanırım, (nefes sıklığını değiştirerek...vs)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gozlembilim....

Tümörün nerede ve nasıl olduğu hakkında kısa bir not yazabilirseniz memnun olurum.

Bazı endokrin tümörler küçülürler ve hatta kaybolurlar..

Bunun çeşitli nedenleri vardır.

Bazılarında içe kanama tümörü tahrip edebilir.

Diğerlerinde nekroz tümörü yok edebilir.

İmmün mekanizmalara bağlı yok olmalar da vardır.

Hormon stimülasyonuna maruz kalmayan bir tümör de kaybolabilir. Aldığınız ilaç tümürün hormona maruz kalmasını önlüyordur.

Telkin yolu ile bir çok hastalığın iyi olduğunu biliyoruz..

Ama tümörlerin de bu şekilde iyileştiği konusunda fazla delil yoktur.

Ama bazı kanserlerin bile kendiliklerinden yok oldukları çok iyi bilinmektedir.

Nöroblastoma ve melanomaların örneğin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın haci,

Hastalığın adı prolaktimona idi. Yani prolaktin hormonunun fazla salgılanması. Tümör hipofiz tümörü idi. Ebatıda tetkiklerde yazıyordu. Hala saklıyorum. Açıp bakmadım tekrar ama 1 cm idi sanırım. Düşük düzeyde guatr başlangıcı olabilecek durumada yol açmıştı. Onun içinde bir ilaç kullandım o zaman. Ancak tümü ile iyileşeli 12 yıl oldu. Yani guatr hastalığıda olmadım. Doktorlar iyileşmenin ameliyat ve ömür boyu ilaç kullanımı ile mümkün olduğunu söylediler. İyiki onları dinlemedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçmiş olsun Gozlembilim kardeşim.

Prolaktinoma hipofiz bezinin en olağan benign tümörleridir.

Prolaktin salgılarlar. Prolaktinin kadın ve erkekte etkisi farklıdır.

Kandaki prolaktin düzeyi ne kadar fazla ise, prolaktinoma o kadar büyüktür.

Ancak bazı durumlarda başka bir hipofiz tümörü hipotalamusu etkileyerek,prolaktin salgısının artmasına neden olabilir.

Yani prolaktin düzeyi yüksek her hastada mutlaka prolaktinoma vardır diye bir kural yoktur.

Tabii sizde tanının doğru olduğunu kabul ediyoruz..

Hipofizin MR ve CT scanlari yapılmıştır mutlaka...

Bromokriptin klasik ilacıdır..

Ya da ameliyat olmanız gerekiyor.

Ameliyatı zordur ve hiç tavsiye etmem..

Bu tümörler arada bir küçülürler ama, size en azından yılda bir testlerden geçmenizi tavsiye ediyorum.

Umarım düşündüğünüz gibidir..

Yani telkinle kendinizi tedavi etmede başarılı olmuşsunuzdur..

Geçmiş olsun..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın haci,

İyi dileklerinize çok teşekkürler.

Aslında böyle bir hastalık tabii takip edilmelidir. Ancak bayanların bu konuda bir avantajı var. O zaman iki kez Mr tetkiki yapıldı. Biri ilk tespit, diğeri çok küçülmüş olduğu tespiti. Doktorlar ameliyata gerek kalmayacak kadar küçüldü dediler. Ama ilaca devam etmemi söylediler. Bayanlarda kontrol imkanı şöyledir. Prolaktinomanın devam etmesi demek regl olmamak demektir. Direkt kesiyor. Eğer düzenli olarak devam ediyor ise regl dönemleriniz iyileşmişsiniz demektir. Erkeklerde ise tabii bu mümkün değildir. Bu nedenle içim rahat.

Size iyi günler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...