ateistdusunce 0 Ağustos 22, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 22, 2019 gönderildi Bilinç ilginç bir konu herkes güzel yerden yakalamış. Bilinçli eylem yaptığının farkında olmak değil midir ? Bu durumda bu eylemi hesaplayan ,kaydeden ,deneysel olarak yerine getiren bir beyin lobu ;bilinç dediğimiz yada benlik dediğimiz seyi bu kavrami yanılsama olarak bile ortaya çıkarmış oluyor. Farkindaligin farkındalığı üzerine bir tartışma . Hala devam ediyor. Link to post Sitelerde Paylaş
bilgix 0 Ağustos 26, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2019 gönderildi On 22.08.2019 at 23:28, ateistdusunce said: Bilinç ilginç bir konu herkes güzel yerden yakalamış. Bilinçli eylem yaptığının farkında olmak değil midir ? Bu durumda bu eylemi hesaplayan ,kaydeden ,deneysel olarak yerine getiren bir beyin lobu ;bilinç dediğimiz yada benlik dediğimiz seyi bu kavrami yanılsama olarak bile ortaya çıkarmış oluyor. Farkindaligin farkındalığı üzerine bir tartışma . Hala devam ediyor. bilincin daha yüksek evreleri olabilir farkındalığın farkındalığın farkındalığı gibisinden daha üst bilince sahip canlılar muhakkak vardır ne dersin hacı? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 27, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 27, 2019 gönderildi On 26.08.2019 at 11:14, bilgix yazdı: bilincin daha yüksek evreleri olabilir farkındalığın farkındalığın farkındalığı gibisinden daha üst bilince sahip canlılar muhakkak vardır ne dersin hacı? Onlar aramızda yaşıyor bile olabilirler.. Onlardan biri Anibal olabilir mi? Link to post Sitelerde Paylaş
EbuTekir 0 Ağustos 31, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 31, 2019 gönderildi Elementler, bir sıra ve düzenleniş biçimi ile bir araya gelme eğiliminde olduğuna göre evren canlıdır diyebiliriz. Yıldızlardan DNA ya kadar fraktal geometrinin yaygınlığı bu duruma örnektir.Büyük Patlama ile yayılan, doğası anlaşılamamış olan enerji belki de bilincin ta kendisidir.Enerjideki bir yoğunlaşma yada değişim-kaynak enerjiden kopuşa-yani bağımsız bilinçlere yol açmış olabilir. Bu da farklı her canlının hissiyatının kökeni olur.Ölüm ise tekrar ona karışmayı sağlar. Bizim anladığımız madde-enerji onun farklı titreşimlerdeki türevi olurken değişik bir dalga boyu ve frekansta da farkındalık -bilinç ortaya çıkıyordur. Evet bu felsefi olarak idealizm gibi oldu ama yine de mantıklı geliyor. Burada entropiyi nereye koyabiliriz? Bir fikrim yok. Ama evrenin varoluşu ve entropi ile ilgili Isaac Newton'un sevdiğim bir bilim kurgu hikayesi var. Onu tekrar buraya yükleyeyim. Multivac_Isaac Asimov.pdf Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Ağustos 31, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 31, 2019 gönderildi (düzenlendi) On 21.08.2019 at 09:02, Yeni Üye said: Bildiğimiz kadarıyla bu anlamıyla bilinç insandan başka bir canlıda yok. Bilmediğini bilmek önemli. Bilinç seviye seviye bütün canlılarda var. Örneğin bir bonoboya beğenmediği birinin kamera görüntüsünü gösterdiğinde ve yiyecek kutusu açacak ya da su sıkacak düğmeye basması için seçenek verildiğinde zarar verecek seçeneği seçiyor. Beğendiği insanı gösterince de yararlı seçeneği seçiyor. Bkz. kanzi deneyleri. Pek çok canlı üstüne boya sürülüp ayna gösterildiğinde kendini tanıyıp boyayı çıkartmaya çalışacak kadar bilinçli. Burada "her şey madde biz materyalistiz yaşam olmasa bilinç olmazdı hohoyt" diye daire şeklinde dans etmiyoruz. Bu fikirlerin ortaya atılması ya da ima edilmesinin sebebi, bunların öngörüde bulunmamızı sağlayan araçlar olmaları. Bir araştırma yaparken maddeyi esas aldığın zaman bilim ilerliyor. Cinleri ve perileri esas aldığın zaman hiç bir yere gitmiyor. İşte bu sebeple maddeden bahsediliyor, fakat madde dışında var olabilecek bilinçten bahsedilmiyor. Çünkü bununla yararlı hiç bir ön görüde bulunamazsın. İşe yaramaz bir araç. Fakat bunları bir adım öteye götürüp cansız şeylerde bilincin nasıl olabileceğini de yazışabiliriz. Bunların tümünü konuşabilir, fikir sunabilir hale gelebilmen için zihin teorisi hakkında bilgi edinmen en uygunu olur. Felsefe ve psikoloji dallarıyla ilişkili zihin teorisi insanın gelişme psikolojisine odaklı, fakat örneklerle ayakları yere basan bir araştırma dalı. Ağustos 31, 2019 tarihinde bayşapka tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
TanrıBeniNiyeKorudu 0 Eylül 3, 2019 gönderildi Raporla Share Eylül 3, 2019 gönderildi (düzenlendi) On 20.08.2019 at 12:49, anibal yazdı: Hala aynı çayırlarda otlamaya devam ediyorsun. kanki aynı çayırda ikikere otlayamazsın heraklitos.. Eylül 3, 2019 tarihinde Zihinsel Orgazm tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Eylül 3, 2019 gönderildi Raporla Share Eylül 3, 2019 gönderildi 1 hour ago, Zihinsel Orgazm said: kanki aynı çayırda ikikere otlayamazsın heraklitos.. Bunlar otluyor işte, böyle de doğaüstü kabiliyetleri var. Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Eylül 3, 2019 gönderildi Raporla Share Eylül 3, 2019 gönderildi On 31.08.2019 at 15:54, Birko said: Elementler, bir sıra ve düzenleniş biçimi ile bir araya gelme eğiliminde olduğuna göre evren canlıdır diyebiliriz. Yıldızlardan DNA ya kadar fraktal geometrinin yaygınlığı bu duruma örnektir.Büyük Patlama ile yayılan, doğası anlaşılamamış olan enerji belki de bilincin ta kendisidir.Enerjideki bir yoğunlaşma yada değişim-kaynak enerjiden kopuşa-yani bağımsız bilinçlere yol açmış olabilir. Bu da farklı her canlının hissiyatının kökeni olur.Ölüm ise tekrar ona karışmayı sağlar. Bizim anladığımız madde-enerji onun farklı titreşimlerdeki türevi olurken değişik bir dalga boyu ve frekansta da farkındalık -bilinç ortaya çıkıyordur. Evet bu felsefi olarak idealizm gibi oldu ama yine de mantıklı geliyor. Burada entropiyi nereye koyabiliriz? Bir fikrim yok. Ama evrenin varoluşu ve entropi ile ilgili Isaac Newton'un sevdiğim bir bilim kurgu hikayesi var. Onu tekrar buraya yükleyeyim. Multivac_Isaac Asimov.pdf 146 kB · 4 downloads Hikayeyi sevdim... Bakış acinizi da... Link to post Sitelerde Paylaş
EbuTekir 0 Eylül 4, 2019 gönderildi Raporla Share Eylül 4, 2019 gönderildi 15 hours ago, kirec said: Hikayeyi sevdim... Bakış acinizi da... Teşekkür ederim... Link to post Sitelerde Paylaş
deadanddark 0 Temmuz 1, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 1, 2020 gönderildi Yeni baslik acmaya gerek duymadan en yukardaki evrenle ilgili bu basliga haberi birakiyorum. Haydi ateistler bunu da aciklayin. 75 milyon isik yili uzakta olan cüce galaksideki mavi degisken bir yildiz (mavi dev) uzun yillar izlenmis ve bugün sonuc aniden ortadan kaybolmus. Geriye hic bir iz birakmamis (bulutsu/ süper nova ). Ne oldu bu yildiza, kim aldi? https://www.space.com/giant-star-disappearance-black-hole-mystery.html Link to post Sitelerde Paylaş
TanrıBeniNiyeKorudu 0 Temmuz 1, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 1, 2020 gönderildi (düzenlendi) On 24.04.2014 at 18:06, haci yazdı: http://haci-haci.typepad.com/evren_canli_midir/ evrenin canlı olduğunu kanıtlamak için ölü bir evren örneği gerekmiyormu? Temmuz 1, 2020 tarihinde TanrıBeniNiyeKorudu tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 1, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 1, 2020 gönderildi 2 saat önce, TanrıBeniNiyeKorudu yazdı: evrenin canlı olduğunu kanıtlamak için ölü bir evren örneği gerekmiyormu? Bunun için evrene bakmaya gerek yok. İnsanvücuduna bakalım. Orada ne görüyoruz? Canlı ve cansız maddeleri birlikte görüyoruz. Cansız maddeler canlı maddeleri destekliyor, koruyor ve işlevlerini yapmalarını sağlıyor. Örneğin bütün vücudu kaplayan deriyi dışardan kuşatan ölü keratin tabakası ve tırnaklar gibi.... Canlı ve cansız maddeler yan yana, iç içe... Biri olmadan diğeri de olmuyor. Biri ölünce diğeri de ölüyor. Link to post Sitelerde Paylaş
deadanddark 0 Temmuz 2, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 2, 2020 gönderildi (düzenlendi) Bir dogum tarihi var , 13,4 milyar yil önce dogmus bir evrende yasiyoruz. Gittikce büyüyor tipki bildigimiz anlamda diger canlilar gibi. Kendini kopyaliyor, yeni evrenler doguruyor mu bundan emin degiliz ama bildigim birsey var "eger bir seyden bir tane varsa ikincisi de vardir" Kendi özelliklerini yavrularina aktariyor olabilir. Kimisi hayatta kalmayi ve kendi gibi genislemeyi basariyor , kimiside icine kapanarak kuantum alanina geri dönüyor olabilir. Bu düsük yapmaya benzerdi. Net birsey söylemek gerekirse bir virüs gibi olabilecegini düsünüyorum. Ne canli ne de cansiz. Temmuz 2, 2020 tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Temmuz 2, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 2, 2020 gönderildi keratin tırnak saç gibi şeylere bir nevi canlı bedenin fazlalıkları artıkları nazarı ilede bakılabilir. ancak bu cansız kısımları üreten de canlı kısım değilmidir? yani canlı planlı anlamlı beden olmadan cansız tırnak keratin vb şeyler olmaz gibime geliyor canlılık veya hayat dediğimiz şey cansızın üstünde ve üzerinde bir hiyerarşiye sahip bana göre ve canlılıktır veya bilinçtir o cansızlarıda idare edem aslında şuur veya bilinç te canlılığın üzerinde ve üstünde olan daha üst hiyerarşiye sahip tüm bunların kaynağı nıda ruha bağlamaktayım ruhsuz bir beden işte tırnak büyük bir tırnak gibi bence esasen tırnak saç denilen şeylerin kökleri canlı yani onları besleyen büyüten bir yapısı var saç kökü canlıdır ve saçında özü kaynağıdır dişlerde öyle mine tabakası taş gibi ama büyüyor hissediyor porselen diş gibi değil bir taş parçası ne büyüyor ne hareket ediyor mutlak manada cansız budur ama tırnak ve saç uzuyor yani kökü canlı kanlıdır ve de nisbi hayatı var. ruhta bedene göre daha üst hiyerarşide aynen gökyüzü ile dünya gibi zaten ruha semavi yani göksel bedene arzi dünyevi yani topraktır mayası ** şunu da belirtmeliyim islami literatürde dağ taş gök yeryüzü su vb şeyler şuursuz cansız camid ruhsuz addeilmiyor tam tersi rüzgara hükmediliyor dağlar kuşlar davut as ile zikrediliyor yere ve göğe emrediliyor hatta Kur'an dağa inse idi parçalanırdı insan ise cehaleti ile o yükü yüklendi deniyor sanki dağ daha şuurlu gibi veya arıya vahy ediliyor bu manada hiç bir şey mutlak manada şuursuz ruhsuz değildir bir manaya sahiptir. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Temmuz 2, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 2, 2020 gönderildi tırnak diş saç gibi cansız şeylerin uzaması bir nevi harekettir. ancak bu hareket izafidir. yani kendinde olan bir hareket değil canlı olanın hareketi ile o hareket meydana gelir misal: trende lokomotifin hareketi zatidir yani kendindendir ancak vagonların hareketi izafidir arazidir yani kendinde değil lokomotifin hareketi ile oda hareket eder vagonu lokomotiften ayırırsak vagon pat diye ölü gibi durur hatta ön vagondan ayırırsak tüm vagonlar ölü gibi durur ancak lokomotifi vagonlardan koparsak ta bağımsız olarak harekete devam eder bundan anlarız ki vagonlar izafidir lokomotif zatidir ruh bir nevi bedende lokomotif gibidir canlılığı hareketi kendindendir. aslında ruhta izafi oda Allah tarafından üflenmiş hareket noktası aslında Orası. ancak beden ruha bağlanmış vagon gibidir. ruh ile beden irtibatı koptuğunda beden vagon gibi cansız hareketsiz kalakalır. çekilmiş tırnak kopartılmış saç ve düşmüş diş canlı olanla irtibatı koptuğu için artık uzamazlar yani uzama bir nevi hareketir ki canlılığa alamettir. Link to post Sitelerde Paylaş
TanrıBeniNiyeKorudu 0 Temmuz 3, 2020 gönderildi Raporla Share Temmuz 3, 2020 gönderildi On 02.07.2020 at 02:41, haci yazdı: Bunun için evrene bakmaya gerek yok. İnsanvücuduna bakalım. Orada ne görüyoruz? Canlı ve cansız maddeleri birlikte görüyoruz. Cansız maddeler canlı maddeleri destekliyor, koruyor ve işlevlerini yapmalarını sağlıyor. Örneğin bütün vücudu kaplayan deriyi dışardan kuşatan ölü keratin tabakası ve tırnaklar gibi.... Canlı ve cansız maddeler yan yana, iç içe... Biri olmadan diğeri de olmuyor. Biri ölünce diğeri de ölüyor. Tırnak neden koruyacakki hadi diş desen yemek yemek için okey keza hayvanlarda örneğin: fildişleri fillerin hayatta kalmak için canlılık yönü onu evrimsel süreçte ortaya çıkarmıştır dese biri mantıklı derim ama tırnak da koruyucu bir işlevsellik ben göremedim.. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts