Jump to content

EVREN CANLI MIDIR?


Recommended Posts

  • İleti 295
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

5 saat önce, epoché yazdı:

Sayin haci, basligin geri kalanini okumaya firsatim olmadi, fakat buna katilmiyorum. 

Madde denilen, fizikte ayri, filosofide ayri bir kavramdir. Dolayisiyla "gercekten var olan madde degildir" gibi metafizik bir koyutlama uretiyorsaniz, fizik terminolojisi kullanmak rasyonel degildir, ve soylem asilda kucuk bir soyutlama hatasindan besleniyor. 

............

 

Bütün bu yazılar ( hepsini üstüne alma senin üstünden gidiyorum ) yaşama bir tanım vererek yapılmıştır. 

Yaşam nedir ? 

Bu sorunun cevabı nesnel olamaz. Tüm insanlığın ortak tanımı dahi olsa evren dahilinde bir yargıdan bahsediliyor. Yalnızca insani düşünceler kullanarak böyle bir tanım yapmak haddimizi bilmez bir tavır olur. Yaşam nedir bilmiyoruz, bildiğimizi de kendimize göre biliyoruz. Bilinçli bir kütüğün yaşam tanımı kendine göre farklı olacaktır. Ona bir sürü kütük destek çıkarsa al sana yeni yaşam tanımı.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, epoché yazdı:

Sayin haci, basligin geri kalanini okumaya firsatim olmadi, fakat buna katilmiyorum. 

Madde denilen, fizikte ayri, filosofide ayri bir kavramdir. Dolayisiyla "gercekten var olan madde degildir" gibi metafizik bir koyutlama uretiyorsaniz, fizik terminolojisi kullanmak rasyonel degildir, ve soylem asilda kucuk bir soyutlama hatasindan besleniyor. 

Enerji denilen, temel baglaminda "is yapabilme kapasitesi" demektir; dolayisiyla enerji zaten maddede ickindir. Haliyle (filosofik baglaminda) madde kavramini =enerji olarak iceriklendirmek pek de dogru degil, zira enerji, onun niteliklerinden sadece biridir, ve tum bu nitelikleri ortaya koyan da yine maddedir. Canlilik da, sizin de belirttiginiz gibi, maddenin organize hale-gelimi, haliyle surecinin isaretcisidir.    

Maddenin bir formasyonu olan bu canlilik-niteligini, o canliligin kurucu-unsuruna atfetmek ise, filosofik olarak _indirgenmis bir varlik bicimine tekabul etmesi dolayisiyla_ tutarli olmaz.

Son tahlilde, biyolojik canlilik, maddenin belirli formasyonlari uyarinca ortaya cikan bir nitelik olarak gozleme taban veriyor, bu yuzden de maddi evrenin kendi-zatinda canli olmasi kavramini, herhangi bir bilimsel ya da filosofik temele oturtmak mumkun gozukmuyor. Hani suna benziyor biraz; insanin kulagi onun bir uzvu, ve belli bir nitelik ortaya koyuyor; ama "insan kulaktir" dendiginde, bu da kulagin surecinin yadsindigi manasina gelir.    

Saygilarimla

 

Benim değindiğim enerji sizin bildiğiniz enerji değil...Ben pür, saf enerji olarak bilinen ve Big Bang sırasında maddeye dönüşen enerjiden bahsediyorum ki onun doğası hakkında bilinen hiç bir şey yoktur. Başka bir deyişle saf enerji iş yapabilme kapasitesi olan enerji değildir. Maddeye dönüşme kapasitesi olan enerjidir. Evrenin canlılığı felsefi bir bakış açısı değildir. Fiziksel, materyelist  bir çıkarımdır. Evrenin gözlemlenen her davranışı cansız maddenin davranışıdır. Cansız madde canlı davranışlar da sergiliyorsa, o madde hem canlıdır hem de cansız. Hem canlı hem de cansız olan evren için cansızdır diyemezsiniz.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/35-canli-nedi̇r/

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12/2/2016 at 00:18, NotImportant yazdı:

Bütün bu yazılar ( hepsini üstüne alma senin üstünden gidiyorum ) yaşama bir tanım vererek yapılmıştır. 

Yaşam nedir ? 

Bu sorunun cevabı nesnel olamaz. Tüm insanlığın ortak tanımı dahi olsa evren dahilinde bir yargıdan bahsediliyor. Yalnızca insani düşünceler kullanarak böyle bir tanım yapmak haddimizi bilmez bir tavır olur. Yaşam nedir bilmiyoruz, bildiğimizi de kendimize göre biliyoruz. Bilinçli bir kütüğün yaşam tanımı kendine göre farklı olacaktır. Ona bir sürü kütük destek çıkarsa al sana yeni yaşam tanımı.

Yasam <organik evrim_dir > duyumsallik, bilissellik, tuketim, egilim, gelisim, degisim-donusum. Buna bir itiraziniz, ya da atladigimi dusundugunuz baska bir tanimi varsa yasam denilenin, ogrenmek isterim. 

Sorunun cevabinin nesnel olamamasi ne manaya geliyor, bunu da bilemiyorum, fakat insan tarihine baktiginizda yasama dair tum gecerli epistemik veri, nesnel gozlem uzerinden edinilmis degil midir?   

On 12/2/2016 at 05:36, haci yazdı:

Benim değindiğim enerji sizin bildiğiniz enerji değil...Ben pür, saf enerji olarak bilinen ve Big Bang sırasında maddeye dönüşen enerjiden bahsediyorum ki onun doğası hakkında bilinen hiç bir şey yoktur. Başka bir deyişle saf enerji iş yapabilme kapasitesi olan enerji değildir. Maddeye dönüşme kapasitesi olan enerjidir. Evrenin canlılığı felsefi bir bakış açısı değildir. Fiziksel, materyelist  bir çıkarımdır. Evrenin gözlemlenen her davranışı cansız maddenin davranışıdır. Cansız madde canlı davranışlar da sergiliyorsa, o madde hem canlıdır hem de cansız. Hem canlı hem de cansız olan evren için cansızdır diyemezsiniz.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/35-canli-nedi̇r/

Kusura bakmayin da, teoloji yapiyorsunuz. Tanriyi 'saf enerji' etiketiyle tekrar ambalajlayip, anlasilmaz sekilde de "materyalist" bakis acisi diyorsunuz. Oncelikle iddianiz "metafizik" bir iddiadir, materyalist monizmde ise enerjiyi ortaya koyan maddedir. Madde kavraminin iki disiplinde ayri icerige sahip oldugunu dile getirmistim, herhalde dikkate almadiniz. Fizikte, madde diye uzayda yer kaplayan kutleye veya fiziksel bir unsura isaret edilirken, filosofide (gerek materyalizmde, gerek de bilimin temeli olan naturalizmde) ise dogaya isaret edilir. Dolayisiyla naturalizme gore, benim bilmedigim ve "dogasi hakkinda hic bir sey bilinmedigi" halde de bilip-varladiginiz "Big bang sirasinda maddeye donusen enerji"-yi ortaya koyan da, yine/ancak soz konusu ontolojik gecise taban veren maddi doga olabilir.

Yanlis anlamadiysam siz big bang denilen kavrami da mutlak bir baslangic olarak iceriklendirmissiniz, herhalde panfizisist-egimli yorumsamalariniz da bu dusunceden besleniyor, oysa bu kavramlastirmanin herhangi bir bilimsel ya da filosofik dayanagi olmadigi gibi, materyalizme de bir baglantisi yoktur. Bu baglamda cikarimlariniz, iddia ettiginiz gibi materyalist degildir, ve tabi ki organik canlilik da, maddenin hareket niteligiyle ozdes degildir. Son tahlilde canlilik denilen, belirli bir formun t-uremisligine iyedir, ona taban veren ontolojik formasyonlar ve surec mevcut olmadigi takdirde de, canlilik-niteliginden soz edilemez. Dolayisiyla da aslen evrene isaret edilirken; 'canli' ya da 'cansiz' gibi bicimsel yuklemler kullanmak da hatali soyutlamalarin sonucudur, zira bu ifadeler; ickin formlara yoneliktir.   

Bence siz 'cansiz madde', 'canli madde' turevi kavramlarinizi yeniden iceriklendirmeyi deneyin. Canlilik denilen, maddenin belirli iliskileri uyarinca islevsel hale gelen, evrimsel bir orgutlenis bicimidir. Bir bicimin ortaya koydugu niteligi ise, onun parcalarinin toplamina indirgeyemezsiniz, indirgeseniz de bu, "cansiz madde canli davranislar sergiliyorsa" gibi talihsiz soylemler uretmenize sebebiyet verebilir..    

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

8 saat önce, epoché yazdı:

Yasam <organik evrim_dir > duyumsallik, bilissellik, tuketim, egilim, gelisim, degisim-donusum. Buna bir itiraziniz, ya da atladigimi dusundugunuz baska bir tanimi varsa yasam denilenin, ogrenmek isterim. 

Sorunun cevabinin nesnel olamamasi ne manaya geliyor, bunu da bilemiyorum, fakat insan tarihine baktiginizda yasama dair tum gecerli epistemik veri, nesnel gozlem uzerinden edinilmis degil midir?   

Kusura bakmayin da, teoloji yapiyorsunuz. Tanriyi 'saf enerji' etiketiyle tekrar ambalajlayip, anlasilmaz sekilde de "materyalist" bakis acisi diyorsunuz. Oncelikle iddianiz "metafizik" bir iddiadir, materyalist monizmde ise enerjiyi ortaya koyan maddedir. Madde kavraminin iki disiplinde ayri icerige sahip oldugunu dile getirmistim, herhalde dikkate almadiniz. Fizikte, madde diye uzayda yer kaplayan kutleye veya fiziksel bir unsura isaret edilirken, filosofide (gerek materyalizmde, gerek de bilimin temeli olan naturalizmde) ise dogaya isaret edilir. Dolayisiyla naturalizme gore, benim bilmedigim ve "dogasi hakkinda hic bir sey bilinmedigi" halde de bilip-varladiginiz "Big bang sirasinda maddeye donusen enerji"-yi ortaya koyan da, yine/ancak soz konusu ontolojik gecise taban veren maddi doga olabilir.

Yanlis anlamadiysam siz big bang denilen kavrami da mutlak bir baslangic olarak iceriklendirmissiniz, herhalde panfizisist-egimli yorumsamalariniz da bu dusunceden besleniyor, oysa bu kavramlastirmanin herhangi bir bilimsel ya da filosofik dayanagi olmadigi gibi, materyalizme de bir baglantisi yoktur. Bu baglamda cikarimlariniz, iddia ettiginiz gibi materyalist degildir, ve tabi ki organik canlilik da, maddenin hareket niteligiyle ozdes degildir. Son tahlilde canlilik denilen, belirli bir formun t-uremisligine iyedir, ona taban veren ontolojik formasyonlar ve surec mevcut olmadigi takdirde de, canlilik-niteliginden soz edilemez. Dolayisiyla da aslen evrene isaret edilirken; 'canli' ya da 'cansiz' gibi bicimsel yuklemler kullanmak da hatali soyutlamalarin sonucudur, zira bu ifadeler; ickin formlara yoneliktir.   

Bence siz 'cansiz madde', 'canli madde' turevi kavramlarinizi yeniden iceriklendirmeyi deneyin. Canlilik denilen, maddenin belirli iliskileri uyarinca islevsel hale gelen, evrimsel bir orgutlenis bicimidir. Bir bicimin ortaya koydugu niteligi ise, onun parcalarinin toplamina indirgeyemezsiniz, indirgeseniz de bu, "cansiz madde canli davranislar sergiliyorsa" gibi talihsiz soylemler uretmenize sebebiyet verebilir..    

 

 

 

Bunlar zırva.. Anlaşılmaz bir takım saçmalıklar.. Benim felsefe ile işim yok. Sizin yaşam tanımınız yanlış herşeyden önce..  Bir yanlışla başlıyor, başka bir yanlışla bitiriyorsunuz. Kitabımda bu konuya açıklık getirdim. Felsefeye kaçmadan tartışmayı kabul ederseniz sizi yanıtlarım. Yoksa, kusura bakmayın ama, bu ve benzeri yorumlarınızı yanıtlayacak değerde bulmuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlı nedir?

Canlı, kendisini oluşturan atomların sürekli devinim yaptığı karmaşıkk bir yapıya sahip, her türlü etkinliğin senkronize edilerek varlığını sürdürmek ve çoğalmak gibi bir amaca hizmet ettiği, termodinamik kanunlarına harfiyen uyulan bir enerji değişimi olduğu, basit süreçlerin evrensel fizik kanunlarına uymak üzere bir araya gelip kompleks nitelikler kazandığı, kendisinden önce gelenlerin devamı olduğu gibi, kendisinden sonra gelecek olanlarla da devam eden, bu arada atomlarının sürekli deviniminden dolayı, her anı farklı bir şekil alan, ekstrem davranışlara sahip kompleks bir maddedir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belki de özetle "canlı"yı, karmaşık yapılı beklenmedik davranış potansiyeli olan bir madde değil de.... "madde" yi, basit yapılı ve haraketsiz bir canlı olarak tanımlamak, daha doğru olur?

Tabii bunun yanına, enerji ihtiyacı, bilinç ve hissiyatın etkinlik derecesi gibi, canlılık değerini belirleyen faktörleri de eklemeliyiz.

Dikkat ederseniz, bu tanımda da, materyalizmin amacı dışına çıkmıyoruz. yine nesnel olarak gözlemlenebilir durumlardan bahsediyoruz. 

Bu önerinin sebebi ise, materyalizm'deki, duyguları ve hayalleri önemsizleştiren, soğuk ve aşırı maddesel bakış tarzının olumsuz etkilerinden uzaklaşabilmek.

Aşırı maddesel bakış, insanın yaratıcı ve sanatsal yönlerini zayıflatabileceği gibi, bilimin amacı dışına çıkmasına ve insanların bilime karşı antipati duymasına bile sebep olabilir.

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabii bunun yanına, enerji ihtiyacı, bilinç ve hissiyatın etkinlik derecesi gibi, canlılık değerini belirleyen faktörleri de eklemeliyiz.

Bunlar canlılık için gerekli olmayan özelliklerdir. Canlılık gösterisi olsalar da, onlar olmadan da canlılık olabilir. Ağlayan, inleyen, bilen ve algılayan madde canlı olabilir belki ama, onlardan yoksun madde de canlı olabilir. Bir maddeyi ağlamadığı ve hissetmediği için cansız kabul etmek canlılığı bilmemektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 04.12.2016 at 17:01, haci yazdı:

Bunlar canlılık için gerekli olmayan özelliklerdir. Canlılık gösterisi olsalar da, onlar olmadan da canlılık olabilir. Ağlayan, inleyen, bilen ve algılayan madde canlı olabilir belki ama, onlardan yoksun madde de canlı olabilir. Bir maddeyi ağlamadığı ve hissetmediği için cansız kabul etmek canlılığı bilmemektir.

Gerçekçi bir felsefe yapıyorsak, hissiyat denince "ağlamak" son akla gelen şeylerden biri olmalıdır. Bu "ağlama" deyimini kullananlar, genelde insan duygularını küçümseyen kişiler oluyor. umarım siz onlardan değilsinizdir.
Son cümlenizin, benim iddiamla pek ilgisi yok. Dikkat ederseniz yukarıda; "canlılık değerini belirleyen faktörler" şeklinde bahsetmiştim. 
Yani şimdi bir taş ile insan, canlılık açısından aynı değerde olamaz, öyle değil mi....?

Hissiyat ve bilincin, canlılığın değerini belirleyen temel özelliklerden biri olması, en azından felsefi ve etik açıdan bir gerçek. takdir edersiniz ki, bilimin amaçlarını da bunun dışında tutamayız.
Mesela bir bebeğin üstünde zıplayamazsınız, bir kediye de bunu yapamazsınız... ama bir kaldırım taşının üstünde zıplayabilirsiniz.

Bu sebeple de, insan ve benzeri hayvanları "sadece madde" olarak tanımlamayı doğru bulmuyorum.

                                       

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
38 dakika önce, Mindsurfer yazdı:

Gerçekçi bir felsefe yapıyorsak, hissiyat denince "ağlamak" son akla gelen şeylerden biri olmalıdır. Bu "ağlama" deyimini kullananlar, genelde insan duygularını küçümseyen kişiler oluyor. umarım siz onlardan değilsinizdir.
Son cümlenizin, benim iddiamla pek ilgisi yok. Dikkat ederseniz yukarıda; "canlılık değerini belirleyen faktörler" şeklinde bahsetmiştim. 
Yani şimdi bir taş ile insan, canlılık açısından aynı değerde olamaz, öyle değil mi....?

Hissiyat ve bilincin, canlılığın değerini belirleyen temel özelliklerden biri olması, en azından felsefi ve etik açıdan bir gerçek. takdir edersiniz ki, bilimin amaçlarını da bunun dışında tutamayız.
Mesela bir bebeğin üstünde zıplayamazsınız, bir kediye de bunu yapamazsınız... ama bir kaldırım taşının üstünde zıplayabilirsiniz.

Bu sebeple de, insan ve benzeri hayvanları "sadece madde" olarak tanımlamayı doğru bulmuyorum.

                                       

Siz canlılar hakkında istediğiniz gibi düşünmede ve canlılığı istediğiniz gibi yorumlamada özgürsünüz. Ama hepsi o kadar. Doğru değilsiniz. Daha fazla yanlış olamazsınız.

Canlılık canlılar arasında mevcut minumum ortak payda dikkate alınarak tanımlanmalıdır. İnsansal duygulardan yoksun olmasına rağmen bir bakteri canlıdır. Yaşam bazında bakterilerle insanlar arasında mevcut ortak payda ne ise, bilimsel anlamda canlılık odur.

Bu arada hissiyat deyince benim ilk aklıma gelen ağlamaktır. Bu iletinizde siz ağlamayı aşağılıyorsunuz ama bence ağlamak değerli ve çok önemli bir insansal niteliktir.

Canlı deyince aklınıza yalnız insan geliyor galiba.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani diyorum ki, "hissetmek" dediğimizde, bu bir üzüntü veya acıdan ibaret değildir; 
Bir sanat eseri veya manzaranın güzelliği.... veya bir uçuş esnasındaki coşku da hissedilebilir. 
Mesela, insanlık için önemli bir keşfi başarmış olmak, insana mutluluk vermiyorsa, bilim de çok fazla gelişemez.

Ağlamak, tabii ki aşağılanacak birşey değil. konuyu biraz duygusal yönden ele aldığımızda, bazı koyu materyalistler, "zırlama" filan diyordu. ben de oradan yola çıkarak "acaba mı" dedim. 

Yanlış düşüncelerde olup olmadığıma gelince........; Bunları "bilimin anlamı nedir?" gibi bir konu açarsak, orada konuşmak daha doğru olur. o yüzden şimdilik bu konuyu atlıyorum.  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Mindsurfer yazdı:

Yani diyorum ki, "hissetmek" dediğimizde, bu bir üzüntü veya acıdan ibaret değildir; 
Bir sanat eseri veya manzaranın güzelliği.... veya bir uçuş esnasındaki coşku da hissedilebilir. 
Mesela, insanlık için önemli bir keşfi başarmış olmak, insana mutluluk vermiyorsa, bilim de çok fazla gelişemez.

Ağlamak, tabii ki aşağılanacak birşey değil. konuyu biraz duygusal yönden ele aldığımızda, bazı koyu materyalistler, "zırlama" filan diyordu. ben de oradan yola çıkarak "acaba mı" dedim. 

Yanlış düşüncelerde olup olmadığıma gelince........; Bunları "bilimin anlamı nedir?" gibi bir konu açarsak, orada konuşmak daha doğru olur. o yüzden şimdilik bu konuyu atlıyorum.  

 

Bu romantize edilmeye müsait, sanıldığından çok daha hassas bir konu... Evreni materyelist bakış açısından inceleyince, canlı olamayacağı şeklinde bir izlenim alınıyor. Bu yanlış bir çıkarım. Materyelist bakış açısına göre evrenin canlı olması gerekiyor. Çünkü cansız olması, canlılığın maddenin çok özel bir manifestasyonu olması ve dolayısıyla bir yaratıcının olması anlamına geliyor. Oysa kesin olarak biliyoruz ki madde canlıda ve cansızda aynı elementlerden oluşuyor ve aynı fizik kanunlarına boyun eğiyor. Aradaki tek fark maddenin öğelerinin bir araya gelme sıra ve düzeni ile ilgili... Onu da kendiliğinden özgütlenme ile açıklamak mümkün. Başka bir deyişle, evrenin cansız olduğu paradigması bir yaratıcının varlığı ile bağdaşırken, canlı olduğu görüşü bir Tanrı'yı reddetmek anlamına geliyor. Dünyada ve muhtemelen diğer gezegenlerde de var olan canlı yaşamı evren, cansız davranan madde ile kuşatıp koruyor ve bu haliyle cansız madde canlı maddenin bir parçası oluyor. Cansız madde canlı maddenin vazgeçilmez bir öğesi ve katılımcısı olduğu için ikisini birden cansız değil, canlı kabul etmek zorunluğu doğuyor. Biri olmadan diğeri de olmuyorsa, ikisine birden anlam veren niteliğin geçerli olması gerekiyor. Canlılık hem cansız maddeye, hem de canlı maddeye bu anlamı verebiliyor. Çünkü cansız maddenin bazı koşullarda bir araya gelmesinden oluşan canlı madde bir süre sonra canlılığını yitirip, varlığına cansız madde olarak devam ediyor. Cansız maddeyi canlı davranmasından sorumlu koşullar ve fizik yasaları yalnız canlılara özgü ve özel değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren Canlıdır. Dünya ve güneş tüm gezgenler yıldızlar ve galaksi canlıdır.

Örnek vererek açıklamak isterim. 

tek hücreli bir canlı olsaydınız. yapacağınız iç güdüsel ilk olay çok hücreli canlıya dönüşmek ti. 

sonrasını biliyorsunuz. Bahsedilen evrim kuramı. Dünyada olabileceğiniz en büyük aksiyon dünya başkanı olmaktır. Olduğunuzu farz edelim. Ama bir gezegen olsaydınız. Dünya başkanını dikkate alırmıydınız.  Hayır onu tınmaz, hatta onun farkında bile olmazdınız. Yada farkında olsaydınız. onu önemsemezdiniz. Çünkü siz koskoca bir dünya idiniz. Peki dünya canlı mı evet tıpkı sizin gibi.. Peki güneş? o da canlı.. Ya galaksi? O da canlı.. Bu evrende her şey aslında canlıdır. Aksiyonu olan her şey gibi sistemli olay oluşturan her şey canlıdır. Peki bu canlılar düşünürmü.? Sizin gibi olmamakla birlikte aslında düşünürler. Düşüncenin çeşitliliği vardır. Siz beyninizle duygusal düşünürsünüz.   Onlar kimyasal ve enerjisel düşünür. Dünyanın yüksek zekası vardır. bu zekasına bir Örnek vermek gerekirse Van allen kuşağıdır. Muhteşem yörünge takvimidir. kıtaların değişimidir.

 

tarihinde AteCafe tarafından düzenlendi
eksik kelime
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
  • 3 weeks later...
On 03.01.2017 at 07:12, NotImportant yazdı:

Bu nedir ? Böyle bir şey yok ?? Baka kaldım

Bir Canlının evrim süreci temel bilincin aksiyona bu aksiyon sonucunda ise mutasyona dönüşmesi ile mümkündür.  Örneğin bir merminin silahtan ateşlendiğinde varacağı hedef bellidir. Dünya neden dört köşe değildir. ? Çünkü oluşum sürecinde jireskop etkisi meteor yağmuru ve eksensel döngü bu evrime yol açmıştır. Canlıların yavrulaması iç güdüsel ise hücrenin bölünmesi neden içgüdüsel olmasın. Eğer içgüdüsel değil ise programlanmış mıdır..? Bir program var ise bunu oluşturan şey nedir.? 

 

  

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, AteCafe yazdı:

Bir Canlının evrim süreci temel bilincin aksiyona bu aksiyon sonucunda ise mutasyona dönüşmesi ile mümkündür.  Örneğin bir merminin silahtan ateşlendiğinde varacağı hedef bellidir. Dünya neden dört köşe değildir. ? Çünkü oluşum sürecinde jireskop etkisi meteor yağmuru ve eksensel döngü bu evrime yol açmıştır. Canlıların yavrulaması iç güdüsel ise hücrenin bölünmesi neden içgüdüsel olmasın. Eğer içgüdüsel değil ise programlanmış mıdır..? Bir program var ise bunu oluşturan şey nedir.? 

 

 

Hücrelerin iç güdüsü yoktur. Olasılıksal gereklilik ile iç güdü aynı şey değil.

Hücrelerin bölünmesinin temel sebebi bildiğimiz matematik temellidir. Hacim küp olarak büyürken yüzey kare şeklinde büyür. Bu hesaplamaya göre bölünmeyen bir hücre elinde sonunda patlar, aynı şişen bir balon gibi. 

Haliyle bölünme ölmemek için ortaya çıkan bir gerekliliktir, bir iç güdü değildir.

Ayrıca bu yazılanların tek hücrelilerin çok hücreliye dönüşme isteği ile ilgisi yok.  Ortada bir istek yok. İş birliğinin ileri seviyeye taşınmış haliyiz. Çok daha düşük seviyeli örnekleri de mevcuttur. Süngerler gibi.

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...