Jump to content

Müslüman'ları Nasıl Kurtarırsınız?


Recommended Posts

kardeş kansere çaresi var demiyor kanseri önleyici etkisi var sonuçta zararlı değil sünnet faydalı bir olay yani kafadan sallama zibidilerin dedikleri gibi değil birde temizlik konusunda dikkat etmezsen iğrenç bir koku çıkar ığğğğ yaw de gedin sünnetsiz erkek olurmu iğrençlik yaw :)

Sacmalamayi kes istersen??

Kanseri önluosa o da bi caredir..

Tum dunyada sunnet onerilmeli..hatta zorunlu hale getirilmelidir....cunku cagimizin belasi kanserdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 77
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ya güzel kardeşim benim gerizekalı olmam işin gerçeğini değiştirecekmi sana link verdim yazı gösterdim ayrıca hep aynı şeyi yapıyorsunuz ne zaman tartışmada kaybetseniz hemen hakarete başvuruyosunuz relax gençler çok gergin görüyorum sizleri sakinleşin sıkıntı yok :)

zavallının bu tarafını severim işte tartışmada hep kaybeder ama ona rağmen ne sinir ne hakaret eder keşke azıcık zavallıdan ders alsanız :)

Ben neden sinirleneyim müslümanlara. Ben sadece müslümanların aptalıklarına gülerim. Ben genel olarak müslümanların geri zekalı olduğunu düşünüyom.

Bu aptal dini gelecek kuşaklara geçmesi iyi olmaz biz bu islam pisliğinden çektik gelecek kuşaklar çekmesin ama Türk halkı dünyanın en cahil ve en ahmak toplumu eğitilmesi imkansız. Bilimden anlamıyan insan bile mantık yoluyla bazı şeyleri görebilir.

Ben sadece aptalıklara gülüyom. Bu bok yuvası lağım çukuru dünya benim hiç bir zaman sinirlerimi bozamaz. Ben bu foruma zaman geçsin diye giriyom aslında dünyada çok umrumda değil.

Hepimiz ölüp güpre olacaz sen ben bu forumdaki herkes. Ben bunun bilincindeyim ama sen değilsin. Cennet olacak bu dünyayı cehenneme çevirdiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben neden sinirleneyim müslümanlara. Ben sadece müslümanların aptalıklarına gülerim. Ben genel olarak müslümanların geri zekalı olduğunu düşünüyom.

Bu aptal dini gelecek kuşaklara geçmesi iyi olmaz biz bu islam pisliğinden çektik gelecek kuşaklar çekmesin ama Türk halkı dünyanın en cahil ve en ahmak toplumu eğitilmesi imkansız. Bilimden anlamıyan insan bile mantık yoluyla bazı şeyleri görebilir.

Ben sadece aptalıklara gülüyom. Bu bok yuvası lağım çukuru dünya benim hiç bir zaman sinirlerimi bozamaz. Ben bu foruma zaman geçsin diye giriyom aslında dünyada çok umrumda değil.

Hepimiz ölüp güpre olacaz sen ben bu forumdaki herkes. Ben bunun bilincindeyim ama sen değilsin. Cennet olacak bu dünyayı cehenneme çevirdiniz.

bu dünya zaten cehennemdi biz birşey yapmadık dön bir dünya savaşlarına bak 2 ci dünya savaşının islamlamı alakası vardı?

veya atom bombasının japonyaya atılması islamlamı alakalıydı sen şunu bir görsen dünya zaten cehennem.

cahil insanlar olduğu müddetçe dinde, ırkçılıkda o olmasa aşiretçilik hatta hiçbiri olmasa devletçilikle ama mutlaka dünyada kan birşekilde dökülecek.

bunun inançlarla alakası yok mesela beşiktaş takımı için karşı takımın taraftarını yaralayan veya öldüren taraftarla ya da benim ırkım senden üstündür diyip başka bir ırka sahip insanı öldüren birisiyle islam için seni öldürüyorum diyen arasında fark yoktur mesele burda bireysel düşüncedir aynı düşünce tipinde olan insanları bir araya getirirsen o zaman kullandığın argümanın önemi yoktur ha islam olmuş ha ırkçılık yada devletçilik hatta siyasi farklılık alacağın sonuç aynıdır ölüm ve katliamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu dünya zaten cehennemdi biz birşey yapmadık dön bir dünya savaşlarına bak 2 ci dünya savaşının islamlamı alakası vardı?

veya atom bombasının japonyaya atılması islamlamı alakalıydı sen şunu bir görsen dünya zaten cehennem.

cahil insanlar olduğu müddetçe dinde, ırkçılıkda o olmasa aşiretçilik hatta hiçbiri olmasa devletçilikle ama mutlaka dünyada kan birşekilde dökülecek.

bunun inançlarla alakası yok mesela beşiktaş takımı için karşı takımın taraftarını yaralayan veya öldüren taraftarla ya da benim ırkım senden üstündür diyip başka bir ırka sahip insanı öldüren birisiyle islam için seni öldürüyorum diyen arasında fark yoktur mesele burda bireysel düşüncedir aynı düşünce tipinde olan insanları bir araya getirirsen o zaman kullandığın argümanın önemi yoktur ha islam olmuş ha ırkçılık yada devletçilik hatta siyasi farklılık alacağın sonuç aynıdır ölüm ve katliamlar.

ırkçılık milliyetçilik futbol terörü bunlarda insanlık için zararlı ama öncelikle islamdan kurulmalıyız. Ben din kavramına karşı değilim. İslam din bile olamıyacak kadar aptal düşünce şekli ve yok edilmeli.

Bizim insanlık önceliğimiz bu olmalı islamın yok edilmesi. İslamın iki kolu var bir şeriat birde ritüelleri. Ritüelleri şeriattan daha tehlikeli.Türkiye şeriattan kurtuldu ama rütüellerden kültüründen kurtulamadık.

İslam her yönüyle zararlı ve sapık bir din. Bilime ters akıl ve mantık dışı din.

Kurban bayranı geldiği zaman zavallı hayvalları insanlar sokak ortasında öldürüyorlar. Erkek bebeklere sünnet adı altında zorla sünnet edilerek işkence yapılıyor.Bebekler sakat kalıyor. Oruç adı altında insanlar susuz kalıp böbrek hastası oluyor. Oruç tutmayan insanlar ramazanda dayak yiyor.Dünya üzerinde terör yaratıp insanların ölmelerine neden oluyor. Kuranda kadınların dayak yemesi onaylanıyor. İslam ritüelleiyle hemde tavsiye ettiği yaşam tarzı ile çok kötü bir din.

İslam her yönüyle sapık bir din ve islama karşı hoş görülü olunmamalı. İslam en şert şekilde eleştirilmeli. Gelecek kuşaklar islam denen sapık bir dinle yaşamamalı.

İslamın yok olması demek insanlık adına olabilecek en büyük gelişmedir.

tarihinde zeus- tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben en azından 6 aylıkken sünnet olmuşum . Ne kadar erken olunursa o kadar az zararlıymış. Yine de şanslı sayılırım :S

bence ne kadar geç olunursa...okadar az zararlı olur....

en azından alt deriyi koruması bakımından...erken alınması alt derinin sinirsel algılamalarının daha hızlı kaybolmasına neden olur diye düşünüyorum...bu da cinsellikte daha az zevk demektir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi değerleri ölçü alırsanız alınız, Türk'ler ahlaksız olmaktan kurtulamaz.

Nedenini Türk'lerde aramayın ama. Çünkü Türk'ler ahlaksız da olsalar, ondan direkt olarak sorumlu değillerdir.

Onlar diğer Müslüman toplumlar gibi İslam'ın kurbanıdırlar.

İlgniç olarak İslam için de ahlaksız nitelendirmesi pek uygun değil.

Çünkü İslam'da da bazı ahlaksal değerler var.

Ama onlar çağdışı ve antik değerler bütününden ibaret.

İslam 7'nci yüzyılın Arap ahlaksal değer yargılarını bünyesinde barındıran ve onları günümüze kadar getiren ilkel bir din.

Bu durumda diyebiliriz ki Türkleri ve Müslümanları iyi ve çağdaş ahlaksal değer yargıları ile donatmak mümkün değil.

Bunun mümkün olabilmesi için onların İslam'dan uzaklaşması gerekiyor.

Bu da mümkün olamayacağına göre, kılıfımızı zorlamayalım.

Biz ne isek oyuz ve daha yüzlerce yıl öyle kalmaya devam edeceğiz.

Don't worry, be happy...

Bu konuya biraz da siyasi bakış açısı lazımdı, o yüzden alıntıladım.

Prof. Dr. İsmail Kara. Cumhuriyet dönemi din politikaları.

Birinci dönem 1919-1924 arası;

İkinci dönem 3 Mart 1924 tarihinde başlar, bu dönemdeki inkılâplar önemlidir.

Üçüncü dönemse 1942 ila 1960 arası dönemdir.

1919-1924 arası dönem

Bu dönemde milli mücadele başlıyor ve birinci meclis bu mücadeleyi yönetiyor.

Bu dönemin din politikaları Osmanlı döneminin bir devamıdır.

Hatta bu dönemde meclis Osmanlı’dan daha maneviyatçıdır. Mesela Osmanlı meclisinin duvarlarında hiçbir dini unsur yokken

bu dönem meclisinin duvarları hatlar süslemektedir. Ankara Meclisi bütün sembolleriyle dini bir meclistir.

Böyle bir Osmanlı Meclisi yoktur. Bu dönem din politikaları açısından Osmanlının devamı gibidir hatta bazı yönlerden

Osmanlı’dan daha dini bir özellik göstermektedir. Bu dönem aynı zamanda çok kuvvetli dini yayınların olduğu dönemdir.

Bu birinci dönem Lozan ile birlikte değişmeye başlar.

3 Mart 1924 tarihiyle başlayan ikinci dönem

İnkilaplar dönemi

halifelik kaldırılıyor,

tevhid-i tedrisat ile dini eğitim en alt seviyelere indiriliyor.

Medreseler kapatılıyor.

Şeriyye ve Evkaf vekaleti ilga ediliyor.

Bu açılardan bu tarih çok önemli bir tarihtir. Bu tarihte Müslümanlık yeni bir çerçeveye sokuluyor.

Bu tarihteki inkılap kanunlarının hepsi doğrudan doğruya din ile alakalıdır.

Bu dönem ikinci dünya savaşının sonuna kadar devam edecektir.

Bu savaş biter bitmez Cumhuriyeti kuran kadro din politikalarını değiştirecektir.

1942-1960 yılında başlayan üçüncü dönem

Bu dönemde dini yayıncılık birden bire canlanır ve din konusunda ülkede büyük bir rahatlık yaşanır.

Bu rahat ortam 1960 darbesine kadar devam eder.

27 Mayıs darbesiyle birlikte yepyeni bir dönem başlar

Bu dönemde değişen en önemli şey Türkiye’de dinin sadece belli bir kesimin problemi imiş gibi gösterilmeye başlanmış olmasıdır.

Bu ciddi bir müdahaledir ve bu durum değişmeden bugün bile devam etmektedir.

Mesela Türk milliyetçiliğinin ve Türk Kültürü içinde şekillenmiş bir İslam anlayışının konuşulduğu bir dönemde Elmalılı Hamdi Yazır’a tefsir hazırlatmışlar. Yazır, tefsirin önsözüne "Türkçe Kuran mı olur be hey şaşkın!" diye yazmıştır.

Atatürk’ü sevmediği çok iyi bilinen Babanzade Ahmet Naim’e Tecrid-i Sarih hazırlatılmıştır.

Mehmet Akif’e meal hazırlama görevi verilmiştir.

Şaşırtıcı olan ise tüm bunlar, İslam’a karşı en katı politikaların olduğu dönemde gerçekleştirilmiştir.

Cumhuriyet dönemi din politikalarının değişmeyen yönleri müphemlik/muğlâklık tır.

Din ile devletin iç içe girmesi ve dini muhalefet oluşturacak grupların siyasi çizgiye çekilmesi.

Din konusundaki düzenlemeler muğlâk bırakılmıştır hep.

Bu durum bugün bile söz konusudur.

Başörtüsü anayasaya aykırı mı değil mi?

Mevcut yasalara göre her iki tarafta haklı savunma yapabilmektir.

Mesela Ayasofya’ya 1934 yılından beri imam atanır. Halihazır da vardır. Peki, orası müze midir camii mi?

İmam-hatipler tevhid-i tedrisata aykırı mı değil mi? Bu konuda müphemdir.

İkinci temel çizgi din ile devletin iç içe geçmesidir.

Cumhuriyeti kuran kadro din ile devleti birbirinden ayırmayı düşünmemiştir hiç.

Dini baskı altına almış, onu aşağıya çekmiş ama devletten ayırmamıştır.

Mesela 1934 yılından beri hiçbir devlet yetkilisi Türk devletinin dini yoktur cümlesi kuramaz.

Laiklik dediğimiz şey buna göre şekillenmiştir.

Üçüncü değişmeyen çizgi, dini muhalefet oluşturabilecek gruplar hep siyasi çizgi içine çekilmeye çalışılmıştır.

Bu da bütün cumhuriyet tarihi boyunca değişmeyen çizgilerden birisir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyi savunduğunuz belli değil sizin Papik kardeşim. Ne demek istiyorsunuz?

Bu iletinin başlıkla ne alakası var?

:)

Bu yazıdan anlamadık sen bize özet geç diyorsun.

Bak şimdi,

Yukarıda birbirinden farklı üç dönemin analizi var.

1919-1924 Bu dönem din politikaları açısından Osmanlının devamı gibidir

1924-1942 Bu dönem İnkilaplar dönemi, halifelik kaldırılıyor, tevhid-i tedrisat ile dini eğitim en alt seviyelere indiriliyor, medreseler kapatılıyor, Şeriyye ve Evkaf vekaleti ilga ediliyor. Bu tarihte Müslümanlık yeni bir çerçeveye sokuluyor. Bu tarihteki inkılap kanunlarının hepsi doğrudan doğruya din ile alakalıdır.

1942 sonrasında dini yayıncılık birden bire canlanır ve din konusunda ülkede büyük bir rahatlık yaşanır, din ile devlet işleri yeniden içi içe girer.

Bizi yöneten insanların, İslamın üzerimizdeki etkisini nasıl değiştirebileceklerini gördün.

1924-1942 yılları arasında olsaydık yukarıda kaleme aldığın yazıyı yine yazar mıydın?

Aşağıdaki saptamaların 1924-1942 yılları arası için de geçerli mi?

"Bu durumda diyebiliriz ki Türkleri ve Müslümanları iyi ve çağdaş ahlaksal değer yargıları ile donatmak mümkün değil.

Hangi değerleri ölçü alırsanız alınız, Türk'ler ahlaksız olmaktan kurtulamaz."

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

:)

Bu yazıdan anlamadık sen bize özet geç diyorsun.

Bak şimdi,

Yukarıda birbirinden farklı üç dönemin analizi var.

1919-1924 Bu dönem din politikaları açısından Osmanlının devamı gibidir

1924-1942 Bu dönem İnkilaplar dönemi, halifelik kaldırılıyor, tevhid-i tedrisat ile dini eğitim en alt seviyelere indiriliyor, medreseler kapatılıyor, Şeriyye ve Evkaf vekaleti ilga ediliyor. Bu tarihte Müslümanlık yeni bir çerçeveye sokuluyor. Bu tarihteki inkılap kanunlarının hepsi doğrudan doğruya din ile alakalıdır.

1942 sonrasında dini yayıncılık birden bire canlanır ve din konusunda ülkede büyük bir rahatlık yaşanır, din ile devlet işleri yeniden içi içe girer.

Bizi yöneten insanların, İslamın üzerimizdeki etkisini nasıl değiştirebileceklerini görüyor musun?

1924-1942 yılları arasında olsaydık yukarıda kaleme aldığın yazıyı yine yazar mıydın?

İyi de bu birisinin öznel İslam yorumu. Gerçekmiş gibi lanse ediyorsun. Ayrıca biz İslam'ın yorumundan çok ilkelerini tartışıyor ve onları ahlaksız ve çağ dışı buluyoruz.

Nesnel olarak diyebiliriz ki İslam çağ dışı bir barbarlıktır. Bu gerçeği hiçbir öznel yorum değiştiremez. Uygulama esasdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de bu birisinin öznel İslam yorumu. Gerçekmiş gibi lanse ediyorsun. Ayrıca biz İslam'ın yorumundan çok ilkelerini tartışıyor ve onları ahlaksız ve çağ dışı buluyoruz.

Nesnel olarak diyebiliriz ki İslam çağ dışı bir barbarlıktır. Bu gerçeği hiçbir öznel yorum değiştiremez. Uygulama esasdır.

"Bu durumda diyebiliriz ki Türkleri ve Müslümanları iyi ve çağdaş ahlaksal değer yargıları ile donatmak mümkün değil.

Hangi değerleri ölçü alırsanız alınız, Türk'ler ahlaksız olmaktan kurtulamaz."

demiştiniz.

Benim yazımda islami değerlere ait öznel bir yorum yok. İnkilaplar dönemini anlatıyor ve diyorumki,

İslam olması gereken yerde olduğunda, Türkleri çağdaş değer yargıları ile donatılabilmek mümkün oluyormuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Bu durumda diyebiliriz ki Türkleri ve Müslümanları iyi ve çağdaş ahlaksal değer yargıları ile donatmak mümkün değil.

Hangi değerleri ölçü alırsanız alınız, Türk'ler ahlaksız olmaktan kurtulamaz."

demiştiniz.

Benim yazımda islami değerlere ait öznel bir yorum yok. İnkilaplar dönemini anlatıyor ve diyorumki,

İslam olması gereken yerde olduğunda, Türkleri çağdaş değer yargıları ile donatılabilmek mümkün oluyormuş.

Sen Türklerin o zaman çağdaş değerlere sahip olduklarını sanıyorsun yani.

Yok öyle birşey. Türkler hiçbir zaman çağdaş değerlere sahip olamamışlardır.

Atatürk zamanında bir süre öyle bir izlenim alınır. Ama o izlenim bir yanılgıdır. Tabii dinden nefret eden, İslam'ı izlemeyen bir kesim her zaman olmuştur.

Atatürk'ün çevresinde de öyle bir kesim yer almıştır.

Ama o kesim azınlıktadır. Onlar şimdi bile azınlıktadır. Onlar çağdaş değerlere sahip olabilirler ama oranları çok düşüktür.

CHP'yi destekleyenler bile aslında din bazında ateistler kadar aydın ve ileri görüşlü değillerdir.

Ülkemizde yalnız ateistler çağdaş değerlere sahiptirler. Benim şahsen diğerlerine olan güvenim sıfırdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bence ne kadar geç olunursa...okadar az zararlı olur....

en azından alt deriyi koruması bakımından...erken alınması alt derinin sinirsel algılamalarının daha hızlı kaybolmasına neden olur diye düşünüyorum...bu da cinsellikte daha az zevk demektir ?

Benim bildiğim erken dönemde oluşacak hasarların daha erken iyileşmesi ve psikolojik travmalar yüzünden erken dönem sünneti daha az zararlı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bildiğim erken dönemde oluşacak hasarların daha erken iyileşmesi ve psikolojik travmalar yüzünden erken dönem sünneti daha az zararlı

Erken yada geç, tamamen yanlış bir şey. dine sonradan soktukları saçma ve zararlı bir gelenektir.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bildiğim erken dönemde oluşacak hasarların daha erken iyileşmesi ve psikolojik travmalar yüzünden erken dönem sünneti daha az zararlı

sünnet derisi penisin kafa kısmındaki ince deriyi koruyan bir deridir.....bu derinin alınması yüzünden penis kafası don yada vb. şeylerle direkt temasa geçer...

normalde incedir bu kafa derisi ve bu inceliği sayesinde sex sırasında daha fazla haz alınmasını sağlar.....

bu penisin kafa derisi, don yada vb. şeylerle direkt temasa geçerek zamanla sürtünme sebebi ile KALINLAŞMAYA başlar. kalınlaşan deri yüzünden ise sex esnasında daha az haz alınmasına neden olur.

bu deri ne kadar erken alınmış ise - okadar kalınlaşacağını ve ona göre de sinirlerin yıpranacağını-duyarsızlaşacağını -- bu sebeble de daha az zevke yol açacağını tahmin ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sünnet derisi penisin kafa kısmındaki ince deriyi koruyan bir deridir.....bu derinin alınması yüzünden penis kafası don yada vb. şeylerle direkt temasa geçer...

normalde incedir bu kafa derisi ve bu inceliği sayesinde sex sırasında daha fazla haz alınmasını sağlar.....

bu penisin kafa derisi, don yada vb. şeylerle direkt temasa geçerek zamanla sürtünme sebebi ile KALINLAŞMAYA başlar. kalınlaşan deri yüzünden ise sex esnasında daha az haz alınmasına neden olur.

bu deri ne kadar erken alınmış ise - okadar kalınlaşacağını ve ona göre de sinirlerin yıpranacağını-duyarsızlaşacağını -- bu sebeble de daha az zevke yol açacağını tahmin ediyorum.

Bilimsel olarak net bir açıklamaya ihtiyaç var

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...