Jump to content

Uydurmasyon Türkçe Bilimsel Terminoloji


Recommended Posts

Modern bilimi batı keşfettiği ve geliştirdiği için teknik ve bilimsel terminolojiyi mecburen onlardan ithal etmekteyiz.

Zaten doğal olanı da bu. Yabancı dile dair kültür öğelerinin karşlığı anadilde yoksa, alır kendi malınmış gibi kullanırsın, gayet pratik bir yol.

Eğer anadilde yabancı kelimenin içerik ve kapsamını karşılayan halihazırda kelime yoksa uygun yapım ekleriyle türetilir.

Ama uydurmak asla bilimsel değildir, öte yandan dili çürütür. sahteleştirir. Ancak çakması kadar güzel durur.

Bu minvalde gözüme çarpan sallamasyon terminolojik karşılıklardan birkaçını paylaş acağım.

-sel,-sal: Bu atmasyonun ağababası, en şahikası. Türkçe'de isimden sıfat yapım eki olarak kullanılıyor. bilimsel, duygusal, sanatsal, değeryargısal vsvs. 1935'ten önce bu ek'in kullanımı hiç görülmemiş. güçlü bir olasılıkla dönemin lingua franca'sı fransızca universal kelimesinden serbest çağrışım yoluyla türetilmiş. Karşılık olarak evrensel denmiş ve bu -sel,-sal eki bol keseden kullanılmış ve zamanla yaygınlaşarak dil içinde yerini almış, hatta en gündelik katmanında dahi.

geribesleme: İngilizce feedback karşılığı olarak kullanılıyor. Motamot tercüme edilmiş. Oysa mecaz yollu anlam ifade ettiğinden çevirisi çok trajikomik. besleme, bizim bildiğimiz, yetim-öksüz-kimsesiz kız çocuklarının evde hizmetçiliği karşılığı bakımını üstlenmeye, sahiplenmeye denir. hatta küçük besleme diye vardı. geri besleme nedir? cahil gerizekalı besleme gibi...

gerçel: Reel kelimesine karşılık olarak matematik terminolojisinde kullanılıyor. ne türkçe'de gerç- veya gerçe- diye bir kök var. ne de-el,-al diye yapım eki. doğrusu hayal dünyaları çok geniş.

hele biyoloji ve tıbbi terminoloji. asıl bomba orada. onlara da sonra değineceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence bunlar gayet iyi "uydurma" sözcükler. Oturgaçlı götürgeç seviyesine gelmedikçe sorun yok bana kalırsa.

sorun tabii ki var. çünkü bunlar yaygınlaşarak dilin kemiğine yerleşiyor. dilin doğrusu, yanlışı tabii ki vardır. biraz yaratıcıysan tükçe'nin türetme gücü sayesinde sen de bir sürü kelime uydusabilirsın. sırf eğlence için ama, gidip bunları meb'in kitaplarına terim diye basmazsın. bu çok ciddi mesele.

Zaten çoğu kelimenin cumhuriyet sonrasında dili sadeleştirme amacı ile uydurulduğunu herkes bilir neyi ispatlamaya çalışıyorsun ki?

öyle bi derdim yok. sadece görüş ve düşüncelerimi paylaşıyorum, ayrıca edecek birkaç kelamı olana konu sunuyorum, daha öte bi amacım yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sorun tabii ki var. çünkü bunlar yaygınlaşarak dilin kemiğine yerleşiyor. dilin doğrusu, yanlışı tabii ki vardır. biraz yaratıcıysan tükçe'nin türetme gücü sayesinde sen de bir sürü kelime uydusabilirsın. sırf eğlence için ama, gidip bunları meb'in kitaplarına terim diye basmazsın. bu çok ciddi mesele.

öyle bi derdim yok. sadece görüş ve düşüncelerimi paylaşıyorum, ayrıca edecek birkaç kelamı olana konu sunuyorum, daha öte bi amacım yok.

Örneğin bilimsel, duygusal kelimeleri sizce güzel değil mi?

Ben gerçel kelimesine bayılırım. Böyle ufak pürüzler sizce sorun yaratıyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

-sel, -sal ekleri aitlik anlamı katıyor ve kullanması daha pratik. Bilimsel yerine ne diyebiliriz meselâ, "bilime ait" mi?

tek başına bilimsel demezsin, arkasına isim koyarsın.

bilimsel kurul mesela. buna bilim kurulu denir. tamlanan ekiyle yani.

dil tabii doğal sürecinde gelişecek, bu kaçınılmaz. ama gramer ve mantiğın bilim metodolojisiyle işi bilenler tarafından yönlendirilmeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap sevdalısı Osmanlı pisliği yüzünden epey geriledi ve zedelendi Türkçemiz. Herşeyimiz Türkçe olmalı, Türkçe en eski ve zengin dillerden biridir.

Türkçe karşılığı varken, Fransızca, İngilizce, Latince vs. kullanmamız doğru değil. Kendi adıma, anladığım ve bildiğim kadarıyla Türkçeme önem gösteriyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

" Kumsal " var. Yanılmıyor isem bahsettiğin dönemlerden çok daha eski bir kelime. Geri besleme de fena bir ifade değil. Türkçe de zannettiğin gibi sadece " Kişi besleme " anlamında kullanılmaz. Dayanak- destek- boşluk doldurmak gibi anlamları da var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyi eleştirdiğinizi anlamadım. Yeni terimlere Türkçe karşılık bulunmasın mı diyorsunuz, yoksa bulunan isimleri mi beğenmediniz? Iki eleştiri de yersiz ve haksız.

Yeni ortaya çıkan "şey"lere Türkçe karşılık bulmaya çalışmak son derece masum ve mantıklı bir gayrettir. Bilimsel terimlerin uluslararası geçerliliği olan lisanlarda öğrenilmesine itirazım yok ama gündelik dile giren kelimelere Türkçe karşılık bulmaya çalışmaktan daha haklı ve mantıklı bir iş bulamazsınız. Türkçe konuşuyoruz, kullandığımız kelimelerin de Türkçe olmasını istemek niçin sizi rahatsız ediyor? Bu eleştirinin temelinde bir aşağılık kompleksi olduğunu söylemek haksızlık mı olur?

Bulunan kelimeyi saçma bulmak ise tamamen aptalca. İşin doğrusu bütün kelimeler saçmadır. Biz bir kelimeyi bir kavram ya da nesnenin karşılığı olarak kabul eder ve bu konu üzerinde düşünmeyiz. Ama yeni bulunan kelimelerle alay etme adedi olduğu için, bu kelimeleri kurcalar ve işin büyüsünü bozarız.

Oturgaçlı götürgeç, gökkonutsal avrat gibi komik ifadeler hiçbir zaman TDK tarafından önerilmedi. Bu belgelerle sabittir. O komik ifadeleri, dilin Türkçeleştirirlmesine karşı olan şeriatçı yalamalar, alay etmek amacı ile uydurdu.

Türkçe ile alay etme eğlencesine kendini kaptıranlara başarılı örnekleri hatırlatmak isterim. Hiç düşünmeden kullandığımız bilgisayar, çıkış almak, yazılım, donanım gibi ifadeler, ODTÜ'lü bir grup bilim insanı tarafından "uyduruldu". Bilgisayar teknolojisinin gündelik hayata girip yaygınlaşacağını gören ODTÜ bir girişimde bulundu ve bu Türkçe terimleri üretti. Ne oldu? Kötü mü oldu? Bilgisayar yerine kompütür desek başımız göğe mi erecekti? Bugün bir halk eğlencesi haline gelen, yeni Türkçe keilmelerle alay etme adeti o kelimeler sunulduğu zaman da olsaydı, bu kelimeler kullanıma girebilir miydi? Müthiş bir espri patlattığını sanan şakacı arkadaşlar, bilgisayar ne abi yaa, hangi bilgiyi sayıyorsun ehe mehe diye zevzeklik yapsa bu kelime o gün ölürdü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu çok tartışılan bir konu. Ben de birkaç noktada görüşlerimi açıklayayım.

Ana dilinde çok sayıda kelime bulunması gerekir. Her kelime uydurulmuştur, uydurma çabasından da kaçınmamak gerekir. Robespierre tamamen haklı.

Son yıllarda hem bilim hem de teknoloji çok hızlı gelişiyor. Birçok yeni kavram ortaya çıkıyor. Bu kavramlar Yunan ve Latin dillerinden "uydurulan" kelimelerle adlandırılıyor. O kadar çok yeni kavram var ki, bunlar da yetmiyor, kısaltmalar (LASER vb.), türentiler ("neoloji", selfie vb.) kullanılıyor. Kavramlar yağmur gibi yağıyor. Bizim de bu kavramlara mümkün olduğu kadar Türkçe karşılık aramamız lâzım.

İkinci bir konu da şu. Türkçe 1900'lerin başında kelime sayısı bakımından dünyanın en zengin dillerinden biriydi. Maalesef sonra kelimelerin köklerine göre tasfiyesi Türkçe'yi kısırlaştırmıştır. Ana dilin kısırlığının düşünce kısırlığı olduğunu da çok az kişi farketmektedir.

Örneğin Atatürk dili çok iyi kullanırdı. Bugün Atatürk'ü en çok sevdiğini düşünen insan bile onun "Nutuk"unu özgün hâlinden okuyamaz, anlayamaz. O kadar eski de değildir Nutuk. 90 yıl önce yazılmış ve okunmuştur.

Bu kadar çok kelime atılınca ayrımlar ortadan kalkar. Orwell'in 1984'ü gibi olur. Yeni İngilizce.

"Harp" yerine "savaş" önerilebilir ama "muharebe"yi de kaybetmemek gerekir. Yoksa şu cümleyi nasıl kurarsınız: Osmanlı Devleti Çanakkale muharebelerini kazandı ama Birinci Dünya Savaşı'nı kaybetti.

Bu konuda "Trajik Başarı" (Geoffrey Lewis) tavsiye edilir.

Sonuçta, karşılık bilim ve teknolojinin getirdiği yeni kavramlar için aranır. Yüzyıllardır şiir yazılmış bir dilin kelimelerini Arapça, Farsça kökenli diye atmak düşünce ve duygu ifademizi çok zayıflatmıştır. Dilde milliyetçilik olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...