Jump to content

Evrenin bir başlangıcı ve limiti olması zorunlu


Recommended Posts

Bana su çanagin içine iki çekiç ve bir terseter sigar mi cevap ver, evet ya da hayir : kivirmadan.

Sana cevap verdim : bilinç zaman olustuktan sonra ortaya çikar. Zamandan önce bilincin potansiyeli olur sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 160
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bana su çanagin içine iki çekiç ve bir terseter sigar mi cevap ver, evet ya da hayir : kivirmadan.

Sana cevap verdim : bilinç zaman olustuktan sonra ortaya çikar. Zamandan önce bilincin potansiyeli olur sadece.

zaten bir potansiyel var o herşeyin potansiyeli değil midir ki

ayrıca bilincin potansiyelinden söz ediyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş
prometeus iblis olmasın

İblis bu iddiayı yalanlamakta ve taklitlerinden sakınılmasını istemektedir. Prometeus aslında purosunu yakmak için ateş arayan bir kalantordur. Yolu Yunanistan'a düşünce Yunanca konuşmaya çalışıp "Puromu Zeus yakabilirus?" diye sormuştur. "Puromu Zeus" kısmını anlayabilen Yunanlılar bunu proeteusa dönüştürüp ona bu ismi vermişlerdir. Yakma olayını da adamın puronun ucunu parmağıyla işaret etmesinden anlamışlardır. "Zeus senin hizmetçin mi ulan?" diye bunu iyice benzetmişlerdir.

Neyse bu, ateşin Zeus tarafından yasaklandığını ve purosunu içemeyeceğini öğrenince "Olum pis bu iş!" demiştir. Olympus dağının adı da burdan kalmıştır. Son sözü bu olup dağa tırmandığı için Yunanlılar dağa Olympus demiştir.

Neyse bu, ateşi almaya almış, purosunu da yakmış, tüttüre tüttüre dağdan iniyormuş. Tanrının biri horlayarak uyuyan Zeus'u dürtmüş: "Lan mal, herif yaktı cigarayı gidiyor, sen ne mal tanrısın böyle?" demiş. Zeus onu anında taş yapmış. Sonra da "anaaa taş yapmadan hırsız ne yana gitti soraydım tüüü" demiş. Sonra "dur ben Allaha sorayım, o herşeyi bilir" demiş. Canlı yayınla Arabistan'a bağlanmış.

"Yav Allah, sorma, bi hata yaptım, bizim dağdan ateş çalmışlar, ne yana gitti bu hırsız bilemiyom" demiş. Allah kızmış: "Ben ta çölden ne bileyim sizin dağınızı, embesil misin nesin, bi ateşine sahip çıkamadın" demiş. Bu sefer Zeus kızmış: "Bana bak, çöl sıcağı senin başına vurdu galiba, tanrı dedik sorduk, ne başıma ekşiyon lan bedevi?" demiş.

Allah buna bir kızmış, bir kızmış, öfkesinden mosmor olmuş. Zaten bahane arıyormuş, hemen melek cin ne varsa toplayıp Yunanistan'a savaş açmış. Zeus ateş hırsızını yakalayacam diye o kadar meşgulmüş ki, gafil avlanmış. Cinler melekler birden basmışlar. Ateş de gitmiş, Zeus da...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Limiti zaten konulan kurallarin kendileri.

Bir kural varsa başka bir kuralla değiştirilebilirde. Evreni limitleyen şey büyümesi değildir tam aksine epifani dediğimiz enerji dağılım yasasıdır. İnsanların bu yasayı esnetemeyeceğini düşünmek ahmaklıktır. Kaldı ki evrenin bir limiti olsa bile insanın başka evrenler yaratamayacağının garantisi yoktur. Bir gün kıyametin olacağını şart koşmak ahmaklıktır zira zaman göreceli bir şeydir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kural varsa başka bir kuralla değiştirilebilirde. Evreni limitleyen şey büyümesi değildir tam aksine epifani dediğimiz enerji dağılım yasasıdır. İnsanların bu yasayı esnetemeyeceğini düşünmek ahmaklıktır. Kaldı ki evrenin bir limiti olsa bile insanın başka evrenler yaratamayacağının garantisi yoktur. Bir gün kıyametin olacağını şart koşmak ahmaklıktır zira zaman göreceli bir şeydir.

Neyin ahmaklik oldugunu sana burada uzun uzun anlatamam, ama tekrar edelim : bir insan düsün ki bu bir evrende olusmus olsun... Bu insanin bir an için bir odada bulundugunu düsün... Bu an içinde o odada sonsuz degisik pozisiyonlarda bulunabilir. Ve her pozisiyon için bir evrenin içinde bir an olarak tekrar tekrar sonsuz sayida evrenlerde o insanin normal tipkisi bulunur.. Bu insanin yavas yavas yüz hatti, hatta atomik düzeni, hatta tenindeki renk farki, hatta boyunun degismesi, hatta sismanligi degisen her mümkün hali için yine sonsuz evrenlerde birer birer ve sonsuz sayida tekrar tekrar olusmus evrenler olacaktir degil mi ?

Ama, bütün bu oda içinde, bütün mümkün pozisiyonlarda bulunan, bütün atom içi seviyesine ve oda içinde boy degismelerine uygun evren çesitlerinin teker teker ve ayri ayri sonsuz sayida olusmasinin yanisira, bütün bu sonsuz "normal evren çesitlerinin ayri ayri sonsuz adet evrenlerin her birine karsin" tam o anda elinin kayboldugu, saçlarinin ani uzadigi, kalbinin yok oldugu, içeriye pencereden süpermen girdigi, burunun üstünde kuantum tünel etkisiyle kuantum vakumundan bir kelebegin ortaya çikiverdigi, ve mümkün olan her "anormalligin bulundugu sonsuz varyantlar" yine herbiri sonsuz defa olusmus olacaktir. Dolayisiyla, normal olan her mümkün evren'e karsin, sonsuz sayida tipki o "normal andaki insanin bulundugu o odada" anormal olarak sapan sonsuz durumlarin herbirinin olustugu paralel evrenler de sonsuz defa ayri ayri ve teker teker ortaya çikmis olmalilar.

Sonuçta su içinde bulundugun an'in için de sonsuz sayida ufaktan en saçmaya her mümkün olanin birer birer gerçeklesmis oldugu evrenin herbiri sonsuz defa gerçeklesmis olmasi gerekeceginden, tam da normal olan evrende bulunman sonsuzda bir olasilikla mümkündür : yani sifir.

Kafanda her hangi normal olarak tasarlayabilecegin bir an için sonsuz sayida evrenler olusmus olmasi, ayni bu tip evrenlerin içinde "anormal her durumun sonsuz sayida evrenlerde gerçeklesmis olacagini unutma".

Pourcentages-1re_clip_image016.jpg

Sonsuz mümkün evrenlerin içinde bir normal anda bulunma olasiligi sifira egilimli, ve içinde bulunmanin olasiligi sonsuzda bir.

Ve bir sonraki an dagilip saçma olasiligi bire egilimli ve olmasi kaçinilmaz.

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyin ahmaklik oldugunu sana burada uzun uzun anlatamam, ama tekrar edelim : bir insan düsün ki bu bir evrende olusmus olsun... Bu insanin bir an için bir odada bulundugunu düsün... Bu an içinde o odada sonsuz degisik pozisiyonlarda bulunabilir. Ve her pozisiyon için bir evrenin içinde bir an olarak tekrar tekrar sonsuz sayida evrenlerde o insanin normal tipkisi bulunur.. Bu insanin yavas yavas yüz hatti, hatta atomik düzeni, hatta tenindeki renk farki, hatta boyunun degismesi, hatta sismanligi degisen her mümkün hali için yine sonsuz evrenlerde birer birer ve sonsuz sayida tekrar tekrar olusmus evrenler olacaktir degil mi ?

Ama, bütün bu oda içinde, bütün mümkün pozisiyonlarda bulunan, bütün atom içi seviyesine ve oda içinde boy degismelerine uygun evren çesitlerinin teker teker ve ayri ayri sonsuz sayida olusmasinin yanisira, bütün bu sonsuz "normal evren çesitlerinin ayri ayri sonsuz adet evrenlerin her birine karsin" tam o anda elinin kayboldugu, saçlarinin ani uzadigi, kalbinin yok oldugu, içeriye pencereden süpermen girdigi, burunun üstünde kuantum tünel etkisiyle kuantum vakumundan bir kelebegin ortaya çikiverdigi, ve mümkün olan her "anormalligin bulundugu sonsuz varyantlar" yine herbiri sonsuz defa olusmus olacaktir. Dolayisiyla, normal olan her mümkün evren'e karsin, sonsuz sayida tipki o "normal andaki insanin bulundugu o odada" anormal olarak sapan sonsuz durumlarin herbirinin olustugu paralel evrenler de sonsuz defa ayri ayri ve teker teker ortaya çikmis olmalilar.

Sonuçta su içinde bulundugun an'in için de sonsuz sayida ufaktan en saçmaya her mümkün olanin birer birer gerçeklesmis oldugu evrenin herbiri sonsuz defa gerçeklesmis olmasi gerekeceginden, tam da normal olan evrende bulunman sonsuzda bir olasilikla mümkündür : yani sifir.

Kafanda her hangi normal olarak tasarlayabilecegin bir an için sonsuz sayida evrenler olusmus olmasi, ayni bu tip evrenlerin içinde "anormal her durumun sonsuz sayida evrenlerde gerçeklesmis olacagini unutma".

Pourcentages-1re_clip_image016.jpg

Sonsuz mümkün evrenlerin içinde bir normal anda bulunma olasiligi sifira egilimli, ve içinde bulunmanin olasiligi sonsuzda bir.

Ve bir sonraki an dagilip saçma olasiligi bire egilimli ve olmasi kaçinilmaz.

şuan normal bir evrende bulunduğumuza göre hesapların ve savların yanlış demekki leviacım. sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

şuan normal bir evrende bulunduğumuza göre hesapların ve savların yanlış demekki leviacım. sevgiler.

Yorucusunuz arkadaslar, herhalde evren sonsuz zamandir olsa, veya uzay gerçek olup sonsuza dek yayilmis olsa, su anda burada bunu okuyamazdiniz.
Link to post
Sitelerde Paylaş

İblis bu iddiayı yalanlamakta ve taklitlerinden sakınılmasını istemektedir. Prometeus aslında purosunu yakmak için ateş arayan bir kalantordur. Yolu Yunanistan'a düşünce Yunanca konuşmaya çalışıp "Puromu Zeus yakabilirus?" diye sormuştur. "Puromu Zeus" kısmını anlayabilen Yunanlılar bunu proeteusa dönüştürüp ona bu ismi vermişlerdir. Yakma olayını da adamın puronun ucunu parmağıyla işaret etmesinden anlamışlardır. "Zeus senin hizmetçin mi ulan?" diye bunu iyice benzetmişlerdir.

Neyse bu, ateşin Zeus tarafından yasaklandığını ve purosunu içemeyeceğini öğrenince "Olum pis bu iş!" demiştir. Olympus dağının adı da burdan kalmıştır. Son sözü bu olup dağa tırmandığı için Yunanlılar dağa Olympus demiştir.

Neyse bu, ateşi almaya almış, purosunu da yakmış, tüttüre tüttüre dağdan iniyormuş. Tanrının biri horlayarak uyuyan Zeus'u dürtmüş: "Lan mal, herif yaktı cigarayı gidiyor, sen ne mal tanrısın böyle?" demiş. Zeus onu anında taş yapmış. Sonra da "anaaa taş yapmadan hırsız ne yana gitti soraydım tüüü" demiş. Sonra "dur ben Allaha sorayım, o herşeyi bilir" demiş. Canlı yayınla Arabistan'a bağlanmış.

"Yav Allah, sorma, bi hata yaptım, bizim dağdan ateş çalmışlar, ne yana gitti bu hırsız bilemiyom" demiş. Allah kızmış: "Ben ta çölden ne bileyim sizin dağınızı, embesil misin nesin, bi ateşine sahip çıkamadın" demiş. Bu sefer Zeus kızmış: "Bana bak, çöl sıcağı senin başına vurdu galiba, tanrı dedik sorduk, ne başıma ekşiyon lan bedevi?" demiş.

Allah buna bir kızmış, bir kızmış, öfkesinden mosmor olmuş. Zaten bahane arıyormuş, hemen melek cin ne varsa toplayıp Yunanistan'a savaş açmış. Zeus ateş hırsızını yakalayacam diye o kadar meşgulmüş ki, gafil avlanmış. Cinler melekler birden basmışlar. Ateş de gitmiş, Zeus da...

heh he :D

zeus bir gün intikamını alır mı acaba ?...

ya Prometeus ? o da alır belki ? :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayir, bilinç potansiyelinden söz ediyorum. Bilinç zaman basladinktan sonra ortaya çikar.

tamam işte ben de o potansiyelde söz ediyorum

bilinçten söz etmiyorum

o potansiyelde hiç özfarkındalık var mı

üç şıktan birini seçmek zorundasın

% olarak söylüyorum

1- 0

2- 1

3- 0 , XYZ...

hadi ama lütfen, net bir yanıt ket kelime ile

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnanç ve bilim bağdaşmaz. İstediğiniz kadar yok potansiyelmiş ıvır zıvırmış konuşun durun. Bilimde madde ve enerji korunumu yasaları vardır. Yani hiçbir şey yoktan var olamaz. Varken de yok olmaz. Madde enerjiye, enerji de maddeye dönüşebilir o kadar. Hiçlik diye bir kavram yoktur.

Bilimsel kanunlar böyle katıyken neyin tartışmasını yapıyorsunuz anlamadım. İnancınızı bilime yedirmeye çalışmayın, bilimde düşünmek sınırsızdır, inançta ise düşünmek kısıtlıdır bu kadar.

Gelecekte bilim, etiksel aşamaları geçersiz kılarsa, bir insanı tamamen kopyalayabilir. Bir klon yapar ve bedenin orijinal sahibinin anılarını ve kimliğini klona yükleyebilir. Bu olmayacak şey değildir, sadece henüz keşfedilmemiştir.

Bundan 250 yıl önce insanların şimdiki buluşlarını anlatsanız, size deli gözüyle bakarlardı. Deseydiniz insanlık güneşin gücünü yeryüzüne indirebilecek, size ne derlerdi? Veya insanlık gökyüzüne çıkıp aya gidebilecek deseydiniz, başka gezegenlere araçlar gönderecek(belki oralara gidebilecek) deseydiniz ne derlerdi size veya insanlık yaptıkları araçlarla uçabilecek deseydiniz ne derlerdi.

Yani şu asırda var olan bilim ve diğer her şey düşünme yetimizi de bu asırda bırakıyor. Gerçi bazılarını 7. yüzyılda bırakmış da neyse.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sonuçta su içinde bulundugun an'in için de sonsuz sayida ufaktan en saçmaya her mümkün olanin birer birer gerçeklesmis oldugu evrenin herbiri sonsuz defa gerçeklesmis olmasi gerekeceginden, tam da normal olan evrende bulunman sonsuzda bir olasilikla mümkündür : yani sifir.

Pourcentages-1re_clip_image016.jpg

Sonsuz mümkün evrenlerin içinde bir normal anda bulunma olasiligi sifira egilimli, ve içinde bulunmanin olasiligi sonsuzda bir.

Ve bir sonraki an dagilip saçma olasiligi bire egilimli ve olmasi kaçinilmaz.

Hala kafan basmadı, sıfıra eğilimli olması sıfır olduğunu göstermez. Olası dediğin her durum, sonsuzlukta kaçınılmaz olarak gerçekleşiyorsa, sen de bu mümkün evrenlerin birinde olabilirsin.

Dahası tamamen ''normal'' evrenleri geçtim, bir an hariç tamamen ''anormal'' bir evrende de yaşıyor olabilirsin.

O tek normal anda varolmuşsundur, o ana bakarak normal bir evrende olduğunu gözlemlemişindir.

Bunun nesini anlamıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala kafan basmadı, sıfıra eğilimli olması sıfır olduğunu göstermez. Olası dediğin her durum, sonsuzlukta kaçınılmaz olarak gerçekleşiyorsa, sen de bu mümkün evrenlerin birinde olabilirsin.

Dahası tamamen ''normal'' evrenleri geçtim, bir an hariç tamamen ''anormal'' bir evrende de yaşıyor olabilirsin.

O tek normal anda varolmuşsundur, o ana bakarak normal bir evrende olduğunu gözlemlemişindir.

Bunun nesini anlamıyorsun?

aynısını söylüyorum; vurguluyorum, örnekliyorum ama anlamıyor..

Buyur:

...hele hele sonsuzluk gibi bir hareket alanı içinde, yine de/ve her türlü mümkün olacaktı. Ve hatta zorunlu olarak olacaktı. Ve zorunlu olduğu üzere olmuş olmalı. Ve zorunlu olarak oldu.

İşte o sensin. Ya da sen olabilir misin?

O olasılık gerçekleştiği için bugün burada bunu sorgulayabiliyorsun.(Antropik ilkenin kulakları çınlasın)

Önce bir argüman koymuşsun ama o argümanı daha sonra kendin çelişik hale getirip, eritmişsin.

Bu argüman sonsuz sayıda normal evreni dayatıyorsa da, dağılımsal olarak görece az olacağını gösteriyorsa da her durumda normal evren; mümkün, kaçınılmaz, en sonunda ise zorunlu olurdu. Bak bu senin cümlen:Dolayisiyla, her an her sey MÜMKÜN ve esit olasilikli olurdu.

Şimdi, sonsuz evren/evrenler hipotezini ispatladığımızı hatta gözlemleyebildiğimizi varsayalım. O vakit Levia'lı bir evrende mutlaka var olacaktı.(Talihsizlik bu ya;))

İşte bizim bu evrene gittiğimizde ve Levia'ya: "Levia nasıl gidiyor? n'örüyon" diye sorduğumuzda sen yine "sonsuz evrende herşey mümkün ama aslında değil, benim burda olma olasılığım çok düşük, o yüzden mümkün olsa bile mümkün değil, o yüzden evren sınırlı olmalı" diyecektin..Tam olarak şimdi dediğin gibi.

Yani sonsuz evren/evrenler gerçekten varolmuş olsaydı da, sen yine -senin kendini yiyen uslaman neticesinde- sonsuz evreni reddedecektin..

Biz de kendimizi dağlara vuracaktık.. :)

Bu uslamaya göre bilinçli bir zihin zorunlu olarak/kaçınılmaz olarak mutlaka varolacaktır ve eğer evren sonsuzsa "benim varolmam imkansız" diyecektir. (önceki iletide de belirtmiştim)

Dedik ki; makine o topu hiç atmamış mıdır/atmayacak mıdır..?

Görmezden gelindi.

Mantık sıfır.

Ya da fanatizm mantığını köreltmiş durumda..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@ brutal. Bu sifira egilim, tek bir "normal" anda bulunma olasiligi. Sen bir normal an içinde bulunuyorsun. Hemen altinda, bir sonraki anin da anormallesmesinin 1'e egilimli oldugunun altini çiziyorum. Bu durumda, matematik olarak duzenli normal bir evrende bulunman sonsuzda bir, ve bunun bozulma olasiligi da 1 eder. Buna inanan, her seye inanmak durumunda kalir, nitekim evrende aklindan geçebilecek her hangi bir saçmaligin orani asla bu duzeyde garanti olamayacaktir.

Böyle bir duzenli evrende bulunman, zamanin baslangici yoksa ve uzay gerçekten var ve sonsuz ise, sunlardan daha imkansizdir.

1. Zeus gögu yarip dunyaya simsek çakarak senin kiçini alevlere verir.

2. Noel baba peceden girip ayakabina sekerler birakabilir.

3. Her an herhangi bir sandalye, masa veya mendil paketine dönusebilirsin.. Ve aklina ne gelirse, böyle duzgun bir evrende bulunma olasiligina göre kesindir.

Böyle bir evrende yasamadigina göre tek mantikli sonuç : zamanin bir baslangici var ve uzay sonsuza uzanan gerçek bir varlik degil.

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba,

Evren'in bir baslangici ve boyutsal limiti olmasi zorunlu. Bu baslikta bunu aklen kanitlayip görecegiz. Ama konuya girmeden önce, bir iki gerekli olan önbilgiyi hatirlatmak isterim.

Kuantum vakumdan tünel etkisi ile bir parçacigin ortaya çikabilecegini bilmekteyiz. Nitekim, kuantum vakumda her an enerji yetersizligi nedeniyle belirip yok olan sanal parçaciklar olusmaktadir. Ki tünel etkisi ile bunlarin teorik olarak enerji seviyesini asip gerçek parçacik olma olasiligi bilimsel bir gerçektir.

Ikinci konumuza girmeden hatirlatmamiz gereken bir nokta ise, yine kuantum fizigine göre, çok düsük bir olasilik olmakla birlikte, örnegin bir atomun birden dagilmasi, veya kirilan bir kristal bardagin geri toplanmasi gibi olaylarin yine çok düsük bir olasilikla mümkün olmasinin unutulmamasidir.

Simdi, farzedelim ki evren'in bir mutlak baslangici yok, yani sonsuzluktan beri var. Bu durumda, su paradoks kaçinilmaz olmaktadir :

1. Ben su anda bu iletiyi yaziyorsam, bunun fiziki olarak olusmasinin mümkün oldugunu ispat etmektedir. Ki imkansiz olsa, su anda burada bu iletiyi yaziyor olmazdim.

2. Madem burada bu iletiyi su anda yazmaktayim, ve evren sonsuzdan beri var, benim su andaki yazmakta oldugum gibi, tipatip ayni ortamda, ayni iletiyi yazan sonsuz sayida Levia'lar olusup yok olmus olmalilar : nitekim bu madem mümkün, ve zaman siniri yok, bu kaçinilmazdir. Yeterince zaman olusmamis ise, bir limit olmali olurdu degil ise.

3. Oysa, bu ayni ortamda ayni iletiyi yazmakta olan sonsuz sayidaki kopyalarim'in sonsuz sayida degisen iletiler yazmalari, ve her mümkün olan iletinin sonsuz sayida yazilmis oldugu ortamlarin olusmus olmasi yine zorunludur : yeterince zaman olusmamis ise, bir limit olmali olurdu degil ise.

4. Oysa, bu sonsuz sayidaki klonlar'in bulundugu sonsuz sayidaki evrenlerde tünel etki ile burunlarinin üstünde bir kelebegin ortaya çikmasi olasi. Oysa, sonsuz evren oldugundan, bu kesin olarak olusmus olmalidir. Madem olusmus olmali, o halde mümkün. Mümkün ise, o halde sonsuz sayida ileti yazarken burunlarinin üstünde tünel etkisiyle kelebek ortaya çikan sonsuz sayida klonlarim olmali.

5. Ama, bu kelebek odalarindaki her hangi bir yerinde ortaya birden çikabilir, öyleyse sonsuz sayida paralel evrende her tarafda bosluktan kelebek ortaya çikan sonsuz evrenler olmasi kaçinilmaz.

6. Arti, bu bir kelebek olmayip, bir tas, bir fil, bir uzayli, noel baba olabilir... O halde, bunlarin her birisinin gerçeklestigi sonsuz sayida örnek evrenler olusup yok olmus olmali. Yeterince zaman olusmamis ise, bir limit olmali olurdu degil ise.

7. Bu sonsuz sayidaki Levia'larin DNA'larinin birden degiserek vampire dönüsmeleri olasi olup, bu kesin gerçeklesmis oldugu sonsuz evrenler olmali...

8. Yazarken, pencereden Süpermen odaya girdigi sonsuz evrenler olmali. Yeterince zaman olusmamis ise, bir limit olmali olurdu degil ise.

9. Aninda evrenin bütün atomlarinin dagilmasi olasi, demek sonsuz paralele evrenlerde bu gerçeklesmis olmali.

10. Bu su an olabilecegi gibi, bir saniye önce, bir buçuk dakika önce de olabilirdi... Uzaydan bir asteroid tam su an düsebilirdi, veya su an, veya su an.....

Simdi, benim su andaki bulundugum duruma bakiyorum, her sey yolunda görünmekte ? Oysa, sonsuz sayidaki mümkün herbiri sonsuz sayida gerçeklesmis olmasi gereken evrenlerden sadece bir tanesindeyim... Oysa, her sey'in her an sonsuz paralel evrenlerde gerçeklestigi sonsuz sayidaki evrenlerden bir tanesinde olmam gerekirdi ? Benim bu durumda düzenli ve devam eden evrende bulunma olasiligim sonsuzda bir, yani sifir olmaliydi.

Ve her an bir kelebegin bosluktan ortaya çikmasi, Süpermen'in pencereden içeri girmesi, vampire dönüsmem su içmem kadar olasi olmasi gerekirdi. Demek, sonsuz evren olusmamis ve bir baslangiç olmasi sart.

Zamanda baslangiç olup, boyut siniri olmasa, yine ayni sekilde, sinirsiz müsatit yer olmasi nedeniyle düzenli bir evrende bulunmam sonsuzda bir oklmasi gerekirdi.

Demek, zamanda bir baslangiç sart, ve boyutsal bir limit de zorunlu.

Bu saçma sapan yazının devamında bir yığın cevap

Böyle saçmalıklara niçin cevap yazma ihtiyacı duyuyorsunuz ?

Baştan sona saçmalamış işte

Çok ilginç !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bing bang ile genisleyen ortama evren dersek evren disini yok sayarsak evrenin baslangici ve limiti olur.

Ben evreni dis ortamdan ayirmiyorum.Dongusel evren modellerini kabul ediyorum.Diger evren modelleri termodinamik yasalara uymuyorlar.Yoktan varolma gibi sacmaliklara yol aciyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Döngusel evren sonsuz zamandir tekrar tekrar olusuyor anlamindaysa, bu paradoks yine kaçinilmaz olup bu açiklamamla yanlislanabilir olarak imkansiz oldugu kanitlanmistir. Evrenin ousma sayisinda sinirsiz tekrarlar her mumkun evrenin ayri ayri sonsuz defa ortaya çikacagindan, normal bir anda bulunma olasiligi sifir olacaktir. Bunu hala anlamamis olanlarin olmasina anlam veremiyorum. Galiba kimi kimselerin bu yaklasimimi kavrayabilmekte zorlandiklari anlasilmali. Ama bu kadar açiklamaladan sonra hala anlayamayan olmasi beni cidden sasirtmakta. Evrenin ayni yerde döngusel olarak sonsuz ve sinirsiz tekrari, veya sonsuz uzayin köselerinde sinirsiz tekrari, bu sonucu hiç etkilemez. Nitekim, sonsuz ve sinirsiz sayida her mumkun evrenin sonsuz defa tekrar etmesi nedeniyle, her duzgun evren anina karsin sonsuz sayida duzen bozulmasi olmasi kaçinilmaz olacakti. Her neyse, demek ki bunu herkes anlayabilecek kadar kapasiteye sahip degil, ilginç.

Link to post
Sitelerde Paylaş
zeus bir gün intikamını alır mı acaba ?

Unuttun galiba... Bütün tanrılar öldü. En son allah da öldü. Dörtlü konsey arşa hükmediyor. Allahın kahrından öldüğü söyleniyor. Ateistlerin artması üzerine bunu kabullenemeyip bunalıma girmiş. İntihar ettiği iddiaları bile yaygın.

Yalnız allah ölünce boş kalan arşı sorun yaratıyor. Bir gün Gabriel heveslenip arşa şöyle bir kurulacak olmuş. Fakat aksilik bu ya, Michael bunu görmüş. "Ne o lan Gabriel, allaha mı heveslendin?" demiş. "Ya kanka işte merak, bi oturayım dedim" demiş. Michael bunu gördüğünü gizlemesi için rüşvet istemiş. "Az destek çıksana kanka!" demiş. Gabriel "olmaz maykıl bende de yok!" demiş.

Michael rüşvet alamayınca iş büyümüş. Bütün melekut Gabriel'in arşa yerleştiği ile çalkalanmaya başladı. Yine aynı şeylerin olacağı, Gabriel'in ansızın diğer konsey üyelerini sabah baskını ile yok edip tek başına arşa yerleşeceği konuşuluyor. Konsey üyeleri koruma sayısını beş katına çıkarmışlar.

Melekler de bölünmüş durumda. Kimi Gabriel'in arşa geçmesini destekliyor, kimi böyle dörtlü konsey iyi diyor.

Gabriel iddiaları şiddetle yalanlamakta. O da endişeli ve koruma ordusuyla geziyor. Çünkü suikastten korkan öbür konsey üyelerinin önce davranmayı düşünmelerinden endişeli. Bir arşa oturmak nasıl diye merak etti, tüm melekut karıştı.

Cennetteki huriler dersen akşama kadar cak cak cak dedikodu... Cehennemdeki zebaniler her an isyan çıkarabilirler. Taşeron sistemine geçilmiş ve yakıt israfı olmasın diye söndürülen cehennem buz kesmiş! Kimse duruma uyanmasın diye de ısı sensörleri çalışmaz hale getirilmiş. Zebanilerin iş güvenliği yok, sendikasızlaştırıldılar. Gün geçmiyor ki sıcağa alışan bir zebaninin donmuş cesedi bulunmasın.

İblis "arşa ben otursam işleri eskisinden de iyi yola koyardım ama çok beklersiniz, embesil melekler, hepiniz o çamura secde edip gübür gübür yerlere yattınız, popolarınızı havaya diktiniz, beni sap gibi ortada bıraktınız, size bunlar az, daha beter olun" diyor. "Hayatta bir daha o embesillerle uğraşamam, dertsiz başıma dert almam" diyor. Cinlerin meleklerden çok daha zeki olduklarını söylüyor. Cinlere hükmetmek meleklere hükmetmekten bin kat iyiymiş.

Cinleri tam bir demokrasiyle yönettiğini, her beş yılda seçim yaptığını ve tulum çıkardığını, güven tazelediğini söylüyor. Yardımcısı ifritler tüm açıklamalarında iblisin yerine aday olmayı akıllarından bile geçirmediklerini, iblisten tüm cinlerin son derece memnun olduğunu söylüyorlar.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...