Jump to content

Ateizm bazı şeyleri isbatlamak zorunda değil mi?


Recommended Posts

Bu başlıkta ilk kez yerinde bir müslüm eleştirisi gördüm. Bazı ateistler bu eleştiriyi hak ediyor.

Evet ateist dostlar. Yok öyle "bana ne siz var olduğunu ispat edin tanrının, ispat edemediğiniz sürece yoktur" deyip ense yapmak! Müslüm haklı! Öyle yan gelip yatmak, beleşten ateistim demek olmaz. Bakın müslümler çalışa çalışa neler yaptılar, nerelere geldiler, nasıl örgütlendiler.

Siz dört dönüm bostanla yan gel yat osman stratejisi izleyerek daha çok yaya kalırsınız. İddialarınızı çatır çatır kanıtlayacak, aktif, atılgan, cesur, örgütçü ve devrimci olacaksınız. Yoksa bir geleceğimiz olmaz.

Ben de bu anlamaz ve akıldan eksik halk için değer mi diye düşünmüyor değilim. Bu halk için çaba gösteren aydınlar, askerler, yazarlar, bilimciler hapislere dolduruldu da kimsenin umrunda olmadı. Bu halk için yapmaya değecek pek bir şey olmadığının farkındayım. Bu halk ne kadir bilir, ne kıymet. Trene bakar gibi bakar olaylara.

Hepimiz bir ortam, bir uyanış, bir diriliş beklentisi içindeyiz. Şu an toplum ölü toprağı serilmiş bir kan uykusu durumunda. Kan uykusu Osman Pamukoğlu'nun güzel bir deyimidir. Yaralı kan kaybedince uykusu gelir. Bu, ölüm uykusudur. Bu uykuya dalarsa bir daha uyanamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 503
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu verdiğiniz örnekler, bunca konuşmadan sonra hala tam olarak sözcükler ve ne konuştuğunuz hakkında en ufak bir fikriniz olduğunu gösteriyor. Asla, her, hiç vb sözcüklerin anlamlarını lütfen öğrenin. Çünkü yukarda verdiğiniz örnekler ile anlattığınız şey "yapmıyor diye yapamaz demek değildir"dir. Bu örnekleri allahınızın asla kölelik etmeyecek olması konusundan çıkarak vermiştik. Geldiğimiz noktada, allahınız asla kölelik etmiyor diye edemez değildire vardık. Demek ki size göre allahınız da bir gün gelip ayaklarımı öpebilecek, verdiğim emirleri yerine getirebilecek ve daha nice şekillerde bana kölelik edebilecektir. Allahınız geldiğinde kurandan kölelik biçimleri beğenip önüne sereceğim. Eminim hoşuna gidecektir.

Allah'ınızın bir sürü özelliği var. Müslümanlar bu özellikleri kurandan çıkartırlar. Konu allahınız'ın özellikleri kendi kendini yoklar ifadesini de içermektedir. İstediğiniz kabulu yapabilirsiniz, diğer özellikleri bu kabüllere sahip bir varlığını varolmasana engeller. Ben iki tane ile başladım, siz hayır banne banne benim tanrım mantığın dışındadır, yanar dönerdir, o yazden ister yapar, ister yapmaz dediniz. Mantıktan kaçırmaya çalıştığınız allahınızın kuyruğundan tutup yeniden mantığa çağırıyoruz.

Yapmayın lütfen,peki ben o kelimelerin anlamlarını bilmiyorum,siz çok iyi bildiğiniz için mi ''Asla yapmadığınızı yapamazsınız,bundan sonra da yapmayacaksınız.'' diyorsunuz ?? Asla kelimesini kullanarak böyle bir cümle kurarsanız o örneği veririm.Yüklemlerdeki kipler umarım dikkatinizi çekmiştir.

Kolye örneğinde de bir nedene bağlı kalmadan bir şeyin asla yapılmaz olduğu durumda, bunun asla yapılamaz demek olmadığını anlatmaya çalıştım.

Ayrıca Bayım ,Şeyma ve ilkeleriniz örnekleri size ait.Şeyma bacağını asla kırmaz.Ama kırabileceğini anlattınız :) Bu meseleyi kendiniz çözdünüz.Geldiğimiz noktanın ne olduğunu sizin cümlelerinizle de görebilmek güzel,başta asla kölelik yapmıyor diye yapamaz değildir demiştim,Savım hala aynı.Kudretimutlak ve yüce bir tanrı bu saydıklarınızı bir gün yapabilecek de demedim hiç bir yerde.Bunları asla yapmaz,ama yapamaz değildir.Gücü bunları gerçekleştirmeye yeter,yapabilir ama yapmaz işte :)

İsterseniz burada bitirelim,sizinle konuşmak keyifliydi.Ben anlayamadığımı söyledim,siz de açıkladınız,teşekkür ediyorum.Hoşça kalın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen dışarı çık bak güneş varmı? var ışığıyla ısısyla senin yanında halbuki sen ondan milyonlarca

kilometre uzaktasın nasıl oluyor o sana çok yakın seni yakıyor ama sen ondan son derece uzaksın?

çevreme bakıyorum Allah cc bana yakın şahdamarımdan daha yakın ama ben ondan uzağım

bunu bilmekten öte hissediyorum ve yaşıyorum

dediğini yapıyorum çevreme bakıyorum ağaçta kuşta insanda hayvanda onun eserlerini

gözümle görüyorum sen nasıl görmezsin benim sorum bu

Sakat doğumlarda, özürlü insanlarda neyi görüyorsun kemal?

Bu forum cevap veremediğin onlarca ileti ile dolu.

Hala yüzsüz yüzsüz yazıyorsun.

Evet çok güzel bir noktaya değinmişsin

Higs bosonları benim değişik forumlerda dile getirdiğim bir konuydu

bu konu 1964 yılında Peter higs tarafından ortaya atılmış ve o dönemde

kimse itibar etmemiş kale almamıştır

boson diye tarif edilen ise madde değildir uzayı ve evreni dolduran bir şey dir

günümüzde Tanrı Parçacığı olarakta isimlendiriliyor..

işin ilginç olan yanı uzayın boş olmadığı esir denilen bir maddeyle dolu olduğunu

Bediüzzaman 1910 yılında yazdığı Kuran tefsiri işaretül icaz kitabında belirtmesi

yine Bediüzzamanın Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lem’alar isimli eserinin 12.Lem’asında

“Fennen ve hikmeten sabittir ki: Bu haddi(sonu, ucu-bucağı) yok feza-yı alem, nihayetsiz bir boşluk değil,

belki "esir" dedikleri madde ile doludur” şeklinde yer alan ifadesinde anılan “esir maddesi” deyimi, 1930lu yıllara aittir

Bugün Cern de yapılan deneylerle higgs bosonlarının varlığı isbatlanmış ve Peter Higgs nobel verilmiştir

Bilen bilir evrenin %5i bildiğimiz maddeyle doluyken %95 bilinmeyen karanlık maddeyle doludur

neticede Bediüzzaman bosonların keşfinden önce bunu açıkça bildirmiş

kitaplarda kaynaklarda mevcuttur

google da higs bosonu bediüzzaman yazarsanız 18000 sonuç karşınıza çıkıyor

neticede cesaretin varsa sen higgs bosonuyla ilgili bir konu aç

ben sana Allahın cc Kitabı Kuranda bunun nasıl geçtiğini anlatıldığını isbat edeyim

varmısın?

Evet, fizikde 4 temel kuvvett vardır. Higs bozonu da bunlardan birinin (kütleçekimi) taşıyıcıdır.

Bilim bunları ortaya koymuştur ama tanrıyı hiçbiryerine koymamıştır.

Nerde, göstesene? Cevap ver yüzsüz kemal.

Herşeyin teorisi, brileşik alan kuramı için Higgs bozonu gerekli.

Higgs bozonu tanrının gereksizliğinin en büyük ispatlarındam biri olacak.

Higgs bozonu ve birleşik alan kuramı in, Tanrı out.

Bununla yaşamayı öğrenin.

Higgs bozonu en büyük kabusunuzdur ama bunu anlamaktan bile acizsiniz.

Evet ben higgs boznu konusuna giriyorum. Şimdi sen bana bunun kitapta nasıl geçtiğini iddia ettiğin üzere ispat et bakalım.

maddeye bağımlı kafayla Allahı bulamazsın göremezsin

zaten bilim dediğin şey evrenin %5ini oluşturan maddeyle ilgili

evrenin %95i karanlık madde denilen şeyden oluşmuş

bu karanlık madde hakkında bilim de birşey bilmiyor

yani diyorsunki Allahı cc evrenin %5i ne sığıştır göster

bu nedenle sana laf anlatmak boşa kürek çekmek olacak

hem konu Allahın cc isbat konusu değil kusura bakma

Dötün yemeyince konu allahın ispat konusu değildir olmuş. İşkembeden sallarsan böyle burnunu sürterler.

Ama sende bundan utanıp sıkılacak yüz yok ne yazık ki.

.....

Anladığım kadarıyla ateistler kendi yollarını ya bilmiyorlar

ya da bilmek istemiyorlar

%100 isbatı mümkün olmayan inkarlarını

"tanrının varlığını yokluğunu isbat edemiyoruz

ama bütün bütün inkar da edemiyoruz"

seviyesine indirgemeleri ve ateizmi bırakmaları gerekir

ateistler açısından bakınca mantıklı olan budur

diye düşünüyorum

Bu ne demek? %100 ispatı mümkün olmayan inkarlarını?

İnkarın ispatı olmaz.

Sen nasıl olabileceğini bir göstersene yüzsüz kemal.

İnkarın ispatı nasıl olur?

Kemal bize gösterecek.

Nah gösterecek!

sana abd de matematik profesörünün islamla tanışması videosunu öneriyorum

hangi 7.yüzyıl ve ne arap kültürü?

1400 sene geçmiş avrupa ve abd de en hızlı yayılan din İslamdır:

http://www.ateistfor...196&hl=profesör

Nerde kanıt ve rakamlar?

Bekliyoruz.

Öyle işkembeden atmakla olmaz.

Ateistler her iddia ettiklerini yanlislanabilir olarak ispat etmek zorundalar, uydurmasiyon ve atmatik en ufak bir önkabule dayanmalari, elestirdikleri inanç sistemlerine yaptiklari tenkitlerin tarafgirlikden baska bir sey olmadigini açiga çikaracaktir nitekim.

Bunu da yeni gördüm. Kişi (embriyoloji mucizesinin(!) mucidi Levia) artık forumda değil sanırım ama, bu nasıl bir türkçedir yahu? atmatik :)

bende sana senin değişinle ''cahil'' ateistlerin listesini okumanı öneririm. Büyük çoğunluğunun daha önceden inancı olduğuna eminim.

http://en.wikipedia...._and_technology

Bu kemale ağır kapak olmuş.

Ama adam yüzsüz.Tınmıyor bile.

Allah zaten yok. O kesin. Tanrının olmadığı da felsefi yolla kanıtlanır. Eğer tanrıya bir tanım getiriyorsanız.

Yok eğer hiç bir tanım getirmiyor, bilinmeyen bir bilinç olabilir mi diye soruyorsanız, e olabilir yani. Başka bir gezegende niye olmasın? Toparlarsak:

Allahın olmadığı allahı iddia eden kurandan belli. Kuran allahın olmadığının kesin kanıtı. Tanrıya başka bir tanımınız varsa alalım, tanıma göre olmadığını kanıtlarız. Kolay bu işler... Akıl var, mantık var.

Bak, arkadaş açıkça meydan okumuş. Ama kemalden gene tık yok. E yüzsüzlük, pişkinlik bunu gerektiriyor.

Madem ateistler benim sorularıma cevap veremiyor kendi sorumu kendim cevaplayım

mesela evrim teorisini türetmişler yada uydurmuşlar

kesinliği isbatlanamamış ve isbatı mümkün olmayan bu teoriye bir çok ateist bel bağlamış

ama zamanla bunun da fos çıkması teori aşamasında kalması

isbatlanamaması ateistleri büyük hayal kırıklığına uğratmış

evrim mevrim işe yaramayınca maddeye bel bağlamışlar materyalizm belkide ateizmin babasıydı

herşey madede biter herşeyin kaynağı maddedir demişler

sonra maddenin ezeli olmadığı hemde öyle sandıkları gibi basit birşey olmadığını zamanla anlamışlar

bigbang ile maddenin sonradan yaratıldığını ezeli olmadığını öğrenmekle bir çok ateist büyük bir şok yaşamış

halbuki islam alimlerinin kitaplarında "imkan ve hudus" (hudus=sonradan yaratılma ezeli olmama) konusu

100ıerce yıl önce işlenmişti.Merak eden netten bakabilir

sonra 1960larda DNA nın keşfiyle canlıların mükemmelliğinin sanılandan çok daha karmaşık akıl zeka

gerektiren ilim gerektiren bir sistemde olduğunu idrak etmişler bu dönemde çoğu ateist profesörün dine döndüğü söylenir

bugün bile sıfırdan dna yapamazsınız

Allahın milyonlarca verdiği basit bir domatesi labaruvarda sıfırdan üretemezsiniz

insanın topu topu 23 kromozomu

aynı anda birçok labaruvarda belki binlerce bilim adamının yıllar süren çalışmasıyla yeni açıklanabildi

buna göre insanın saç renginden pankreasındaki enzimine kadar her bir milyon özelliği

DNA sında belirlenmiş paketlenmiş ona göre yaratılır

insanda böyle olduğu gibi gergedanda da böyledir filde de sivrisinekte de

bunları öğrenen insanların hala ateist kaldıklarını sanmıyorum

Allah cc heryerde aynı anda neden olmasın?

melekler aynı anda heryerde neden olmasın?

Peygamber sav okuduğu dua daki pozitif enerjiyle hastalığı neden iyileştiremesin?

Bazı evliyaullahın "bast-ı zaman" tayyı mekan" kerametleri neden gerçekleşmesin?

(aynı anda birkaç yerde olmak veya zamanın genişlenmesi ile bir dakikada 1 günlük işeri yapmaları gibi)

ateizm birkez (kaç birkez?) daha çuvallamış onca paraya yazık oldu

....

insanın hayatını tek ömrünü inanmasa da sırf karşı çıkmış olmak adına

delilsiz isbatsız bir şüpheye göre yaşamasını ben anlayamamıyorum

anlayan varsa beri gelsin

Bak yine evrime bulaşmışsın ya, sana da vahsi'ye sorduğum ama onun cevap veremediği soruları getiriyorum ve iddia ediyorum, sen de cevaplayamayacaksın!

Haydi bakalım lafa gelince mangalda kül bırakmayan kemal, yüzsüz kemal. Bekliyoruz.

Bu sorulara burda cevap veremezsen ayrıca başlık açıp orda bir daha sorcam. Bu foruma bir daha girmez hale gelene kadar soracam. Haberin olsun kemal.

Yaradılış/ Adem ve Havva ile ilgili :) (Biraz daha ezelim)

Bir bölümü alıntıdır:

1-) Popülasyon için kritik kütle açısından bakarsan iki kişilik bir türün; doğal şartlarda ve hiçbir müdahele olmadan sonu hiçbir yere varamaz. Daha doğrusu, sonu "tükenmektir." 2+2=4

Yani soru şöyle olabilir(faraziye bu ya):

İki kişilik bir türden (burada Adem ve Havva oluyor), türün ilk ve tek bireyleri olduğu kabulü ile, sadece iki bireyden; doğal şartlarda ve hiçbir dış müdahele olmadan, ensest ilişki vasıtası, dezavantajları ve hatta imkansızlığıyla, nasıl oluyorda insanlık bugünkü popülasyon/niceliğe ve çeşitliliğe ulaşabiliyor....?

2-) İnsanoğlunun ensest ilişki ile üreme ihtimali için Adem ve Havva'nın genetiğinin kusursuz olması lazım ki hastalıklı bir nesil yetişmesin...

insanoğlu hiçbir zaman kusursuz olmamıştır. Ki günümüzdeki akraba evliliklerinin sonuçlarını görüyoruz. Eğer insanlarda genetik hastalıklar var olmasaydı, işte o Adem ve Havva masalının su götürür tarafı olurdu. Ama bu genetik hastalıklar var ve yüz binlerce yıldır bizimle. Yani o hastalıklarında adem ile havvada var olması lazım. İşte o zaman, o doğacak çocukların hepsinin sakat ve hasta olması kaçınılmaz olur?

3-) Adem bir Havva bir eder iki kişi. Bu iki kişinin her bir genetik lokusu belirleyen maksimum 4 alleli vardır. yani Adem ve Havvanın birlikte TÜM POTANSİYELİ 4 ALLEL. Size göre tüm Mutasyonlar zaralıdır, ve dolayısıyla genetik bilgi artmaz. Basit soru bugün insanların 400 den fazla farklı alleli olduğu biliniyor. Yani bariz bir genetik bilgi artışı gözlenmiş Adem ve Havva'dan beri. Bunun anlamı 40.000 nin üzerinde yaralı mutasyon olmuş demektir. Yani adem ve Havva da olmayan genetik bilgi nereden gelmiştir? Nasıl oluyor da adem ve Havva nın allellerinin yaklaşık 100 katı allel içeren gen havuzu oluştu? Bunu bir açıklayın. Hadi bakalım. Hani DNA değişmezdi, hani genetik bilgi artışı olmazdı, hani insanlar hep yaratıldığı gibiydi. Sizin adem, havva hikayesine göre bile 40.000 nin üzerinde mutasyonla bugünün insanları oluşmuş görülüyor. 4 allelden 400 ün üstü allele ve 40.000 den fazla mutasyona diyor hesap. Sizin kutsal hikayeniz bile evrim demek zorunda, hem de eşşek gibi.

4-)Bildiğiniz gibi insanlarda 2x23 kromozom vardır, bunların 22 tanesini otozomal 1 tanesini cinsiyet kromozomları olarak ayırırız. Erkek kadın arasındaki fark da buradan kaynaklanır. Normal şartlarda erkek XY kromozom çiftini taşır, kadın XX kromozom çiftini taşır. Erkeğin bu Y kromozomu sadece babasından gelir. Babasına da onun babasından. Y kromozomu ile X kromozomu arasında krossing over de olmadığına göre bu mekanizma burada kullanılamaz. E dine göre bu silsileyi takip ettiğinde ulaşacağın son nokta adem olacağına göre her erkeğin, eğer mutasyon diye bir mekanizma tariflemez ve kabul etmezsen, bu durumda Y kromozomu aynı olmalıdır. Hele ki mutasyon vardır ama sadece zararlı sonuçlara yol açar diyen bir zihniyetin varsa yine çıkmaza girersin.

Yani ne yaparsan yap evrim teorisini kullanmadan bu çıkmazdan kurtulamazsın. İstersen adem aslında bir topluluktur de, o zaman maximum o topluluğun erkek birey sayısı kadar farklılık olması lazımdır, ki bu da şu an bulunan tüm farklılıklar kadar bireyin başlangıçta da olmasını gerektirir, ki bunun böyle olmadığı da ortadadır. Ne yaparsan yap çıkmaz yol. Farklı bir çözümü olan varsa beri gelsin, mekanizmasını anlatsın.

5-) Eğer:

1- Tüm insanlık tek bir çiftten türemişse,

2- Bütün mutasyonlar zararlı ise

O zaman, bütün insanların hem mtDNA'ları, hem de Y kromozomları özdeş olurdu.. Oysa böyle değil.

O halde ya 1 yanlıştır, ya da 2.. Ya da -elbette- her ikisi de.

Hangisi?

6-) Konu yine başka şekilde ifade edilip sorulursa: HLA(Human Lokocyste Antigen) gen sistemi birçok gen tarafından exprese edilir. MHC 1 sisteminde bulunan genlerin kaç adet varyasyon gösterdiklerine bakılırsa:

Örneğin HLA A antijeni için için:

Number of variant alleles at class I loci according to the IMGT-HLA database, last updated August 2007:

MHC class I

locus #

Major Antigens

HLA A 580

Bu genler ayrıca 6. kromozomda saklanmaktadırlar. İşte asıl matematiksel soru burada geliyor. Tek bir gen tarafından kodlanın,örneğin HLA-A geni 580 adet genetik varyasyon göstermektedir. Yani bu genin 580 adet farklı alleli populasyonda barınmaktadır. Adem ile Havva nın taşıyabilecekleri toplam HLA-A kombinasyonu 4 olduğunu göre, gelin cevabı siz verin sayın yaratılış bilimciler(!)

Haydi kemal haydi! Tam zamanı şimdi!

HODRİ MEYDAN varsa delil isbat buyrun

bu konu 12 sayfa boyunca bu yazdıklarımla dolu

ama hiçbir ateist boş boş çemkirmekten başka birşey yazamadı bu konuya

Bu konu (hatta bu forum) halihazırda 18 sayfa boyunca senin cevap veremediğin sorularla dolu. İstersen sayfalara tek tek bak yüzsüz kemal.

Bak benimde en sevdiğim ateist tipi senin gibi cahilin cahili olanlardır çünkü tersyüz etmesi kolay oluyor

sondan başlayım:

Bana meme uçlarımın ne işe yaradığını anlatır mısın? Boş boş duruyorlar ben değerlendirmek istiyorum kendilerini

mesela memelerine silikon taktırarak değerlendirebilirsin

Meme uçlarına silikon takıp değerlendirebilirsin? Bula bula bu cevabı mı buldun? :)

Çaresizlikte son nokta bu olsa gerek.

Bi dakka, yoksa sen öyle mi yaptırdın =)=)=)=) Silikonlu kemal

Elbette kusursuz tasarımlarız arasıra seningibi ateistler de olsa

meme ucu mevzuu EVRİM KURAMININ YANLIŞLIĞININ İSBATIDIR çünkü evrimde kullanılmayan organların körelmesi kaybolması gerekir

halbuki bir organın körelmiş organ kabul edilebilmesi için o organın daha önce işlevsel olması gerekmektedir.

Halbuki erkeklerde meme ucu hiçbir zaman süt verme amaçlı kullanılmamıştır. dolayısıyla bu iddia geçersizdir.

Daha önce fonksiyonu bilinmeyen bir çok organ bugün nasıl anlaşıldıysa erkeklerin memesinin fonksiyonu da gelecekte anlaşılabilir.

Kusursuz tasarımlar değiliz atma kemaal

ufak at da civcivler de yesin..

Larynx siniri nedir bilir misin mesela?

http://serbestkalem.wordpress.com/2011/09/22/tasarim-mi-yoksa-evrim-hatasi-mi2/

al bak önce bunu açıkla, sonra yüzlecesi var, sıra onlara gelecek. Ama açıkla kemal. Açıkla. Kaçma..

Senin DNA'an da kusurlu biliyor usun kemal? Sürekli kopyalama hatası yapıyor. Düzeltme mekanizması da işe yaramıyor?

Ne iş kemal?

Erkek memesinin fonksiyonu demek gelecekte anlaşılabilir(miş)

Yersen.

Erkek memesi konusu bana fena kapak oldu desene. Rahat ol.

Hepimiz olan biteni görüyoruz zati..

Sana sadece acı bir haber vermekle yetineceğim; evrim, bugün dünyanın bütün saygın üniversitelerinde tartışılmaz bir olgu olarak kabul edilmiştir.

Ben sana daha acı bir haber vereyim yanılıyorsun işkembeden sallıyorsun uyduruyorsun ve uydurduğuna da inanıyorsun

evrim bir teori bile değil kuram halinde kalmış bir safsatadır

senden bu bahsettiğin saygın üniversitelerden kaynak getirmeni bekliyorum teori bile olmayan kuram nasıl kabul görür?

yoksa kesin k.çından uydurduğunu düşüneceğim

Daha; Teori, Kuram, Kanun nedri haberi olmayan bir cahilsin kemal!

Al, oku da öğren

http://www.gnoxis.com/hipotez-teori-kanun-nedir-bu-kavramlar-ile-ilgili-genel-yan%C4%B1lg%C4%B1lar-42965.html

Daha teori olmayan şey dediğin şey, yani evrime ilişkin, bugün dünyanın en saygın üniversitelerin hepsinde kürsüler var, kemal!

Bak şimdi asıl rezil olacağın noktaya geliyoruz.

Pubmed nedir bilir misin kemal?

Bilimin er meydanı.

O er meydanının biyolojideki şampiyonu da evrimdir.

Ya da Science citation İndex?

Bak sadece evolution diye aratınca,

Pubmed'de 228838 makale çıktı kemal?

Saygın üniversitelerden kaynak mı demiştin kemal?üBunların hepsi hakemli makale, kemal!

Boru değil, kemal!

Bak bu da google sayfası, oradaki edu uzantılı sayfaları görüyor musun?

İşte onların hepsi üniversite, kemal.

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed?term=Biological+evolution

Şimdi al o 228838 makaleyi, istediğin yere monte et, kemal!

Uydurduğunu düşündüğün yerden başlayabilirsin.

Şimdi daha önceki meydan okumayı ben de yapıyorum:

Bana bir tane hakemli dergiden, pubmed'den, evrim karşıtı makale örneği getir kemal

Haydi bakalım, halep ordaysa, arşın burda, kemal!

Sen steve projesi nedir bilir misin kemal?

Cahil kemal!

Bak. oku!

http://tr.wikipedia.org/wiki/Steve_Projesi

Evrimi kabul eden sadece Steve isimli bilim insanları, evrimi kabul etmeyen tüm bilim insanlarından daha fazladır. Bu projede James gibi çok daha yaygın (1. sırada[1]) bir isim yerine Steve gibi çok daha az kullanılan (74. sırada[2]) bir ismin seçilmesi de araştırmanın sonuçlarının güvenilirliğini desteklemektedir.

Tüm sorulara cevap bekliyorum. Ben buradayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sakat doğumlarda, özürlü insanlarda neyi görüyorsun kemal?

Bu forum cevap veremediğin onlarca ileti ile dolu.

Hala yüzsüz yüzsüz yazıyorsun.

Evet, fizikde 4 temel kuvvett vardır. Higs bozonu da bunlardan birinin (kütleçekimi) taşıyıcıdır.

Bilim bunları ortaya koymuştur ama tanrıyı hiçbiryerine koymamıştır.

Nerde, göstesene? Cevap ver yüzsüz kemal.

Herşeyin teorisi, brileşik alan kuramı için Higgs bozonu gerekli.

Higgs bozonu tanrının gereksizliğinin en büyük ispatlarındam biri olacak.

Higgs bozonu ve birleşik alan kuramı in, Tanrı out.

Bununla yaşamayı öğrenin.

Higgs bozonu en büyük kabusunuzdur ama bunu anlamaktan bile acizsiniz.

Evet ben higgs boznu konusuna giriyorum. Şimdi sen bana bunun kitapta nasıl geçtiğini iddia ettiğin üzere ispat et bakalım.

Dötün yemeyince konu allahın ispat konusu değildir olmuş. İşkembeden sallarsan böyle burnunu sürterler.

Ama sende bundan utanıp sıkılacak yüz yok ne yazık ki.

Bu ne demek? %100 ispatı mümkün olmayan inkarlarını?

İnkarın ispatı olmaz.

Sen nasıl olabileceğini bir göstersene yüzsüz kemal.

İnkarın ispatı nasıl olur?

Kemal bize gösterecek.

Nah gösterecek!

Nerde kanıt ve rakamlar?

Bekliyoruz.

Öyle işkembeden atmakla olmaz.

Bunu da yeni gördüm. Kişi (embriyoloji mucizesinin(!) mucidi Levia) artık forumda değil sanırım ama, bu nasıl bir türkçedir yahu? atmatik :)

Bu kemale ağır kapak olmuş.

Ama adam yüzsüz.Tınmıyor bile.

Bak, arkadaş açıkça meydan okumuş. Ama kemalden gene tık yok. E yüzsüzlük, pişkinlik bunu gerektiriyor.

Bak yine evrime bulaşmışsın ya, sana da vahsi'ye sorduğum ama onun cevap veremediği soruları getiriyorum ve iddia ediyorum, sen de cevaplayamayacaksın!

Haydi bakalım lafa gelince mangalda kül bırakmayan kemal, yüzsüz kemal. Bekliyoruz.

Bu sorulara burda cevap veremezsen ayrıca başlık açıp orda bir daha sorcam. Bu foruma bir daha girmez hale gelene kadar soracam. Haberin olsun kemal.

Yaradılış/ Adem ve Havva ile ilgili :) (Biraz daha ezelim)

Bir bölümü alıntıdır:

1-) Popülasyon için kritik kütle açısından bakarsan iki kişilik bir türün; doğal şartlarda ve hiçbir müdahele olmadan sonu hiçbir yere varamaz. Daha doğrusu, sonu "tükenmektir." 2+2=4

Yani soru şöyle olabilir(faraziye bu ya):

İki kişilik bir türden (burada Adem ve Havva oluyor), türün ilk ve tek bireyleri olduğu kabulü ile, sadece iki bireyden; doğal şartlarda ve hiçbir dış müdahele olmadan, ensest ilişki vasıtası, dezavantajları ve hatta imkansızlığıyla, nasıl oluyorda insanlık bugünkü popülasyon/niceliğe ve çeşitliliğe ulaşabiliyor....?

2-) İnsanoğlunun ensest ilişki ile üreme ihtimali için Adem ve Havva'nın genetiğinin kusursuz olması lazım ki hastalıklı bir nesil yetişmesin...

insanoğlu hiçbir zaman kusursuz olmamıştır. Ki günümüzdeki akraba evliliklerinin sonuçlarını görüyoruz. Eğer insanlarda genetik hastalıklar var olmasaydı, işte o Adem ve Havva masalının su götürür tarafı olurdu. Ama bu genetik hastalıklar var ve yüz binlerce yıldır bizimle. Yani o hastalıklarında adem ile havvada var olması lazım. İşte o zaman, o doğacak çocukların hepsinin sakat ve hasta olması kaçınılmaz olur?

3-) Adem bir Havva bir eder iki kişi. Bu iki kişinin her bir genetik lokusu belirleyen maksimum 4 alleli vardır. yani Adem ve Havvanın birlikte TÜM POTANSİYELİ 4 ALLEL. Size göre tüm Mutasyonlar zaralıdır, ve dolayısıyla genetik bilgi artmaz. Basit soru bugün insanların 400 den fazla farklı alleli olduğu biliniyor. Yani bariz bir genetik bilgi artışı gözlenmiş Adem ve Havva'dan beri. Bunun anlamı 40.000 nin üzerinde yaralı mutasyon olmuş demektir. Yani adem ve Havva da olmayan genetik bilgi nereden gelmiştir? Nasıl oluyor da adem ve Havva nın allellerinin yaklaşık 100 katı allel içeren gen havuzu oluştu? Bunu bir açıklayın. Hadi bakalım. Hani DNA değişmezdi, hani genetik bilgi artışı olmazdı, hani insanlar hep yaratıldığı gibiydi. Sizin adem, havva hikayesine göre bile 40.000 nin üzerinde mutasyonla bugünün insanları oluşmuş görülüyor. 4 allelden 400 ün üstü allele ve 40.000 den fazla mutasyona diyor hesap. Sizin kutsal hikayeniz bile evrim demek zorunda, hem de eşşek gibi.

4-)Bildiğiniz gibi insanlarda 2x23 kromozom vardır, bunların 22 tanesini otozomal 1 tanesini cinsiyet kromozomları olarak ayırırız. Erkek kadın arasındaki fark da buradan kaynaklanır. Normal şartlarda erkek XY kromozom çiftini taşır, kadın XX kromozom çiftini taşır. Erkeğin bu Y kromozomu sadece babasından gelir. Babasına da onun babasından. Y kromozomu ile X kromozomu arasında krossing over de olmadığına göre bu mekanizma burada kullanılamaz. E dine göre bu silsileyi takip ettiğinde ulaşacağın son nokta adem olacağına göre her erkeğin, eğer mutasyon diye bir mekanizma tariflemez ve kabul etmezsen, bu durumda Y kromozomu aynı olmalıdır. Hele ki mutasyon vardır ama sadece zararlı sonuçlara yol açar diyen bir zihniyetin varsa yine çıkmaza girersin.

Yani ne yaparsan yap evrim teorisini kullanmadan bu çıkmazdan kurtulamazsın. İstersen adem aslında bir topluluktur de, o zaman maximum o topluluğun erkek birey sayısı kadar farklılık olması lazımdır, ki bu da şu an bulunan tüm farklılıklar kadar bireyin başlangıçta da olmasını gerektirir, ki bunun böyle olmadığı da ortadadır. Ne yaparsan yap çıkmaz yol. Farklı bir çözümü olan varsa beri gelsin, mekanizmasını anlatsın.

5-) Eğer:

1- Tüm insanlık tek bir çiftten türemişse,

2- Bütün mutasyonlar zararlı ise

O zaman, bütün insanların hem mtDNA'ları, hem de Y kromozomları özdeş olurdu.. Oysa böyle değil.

O halde ya 1 yanlıştır, ya da 2.. Ya da -elbette- her ikisi de.

Hangisi?

6-) Konu yine başka şekilde ifade edilip sorulursa: HLA(Human Lokocyste Antigen) gen sistemi birçok gen tarafından exprese edilir. MHC 1 sisteminde bulunan genlerin kaç adet varyasyon gösterdiklerine bakılırsa:

Örneğin HLA A antijeni için için:

Number of variant alleles at class I loci according to the IMGT-HLA database, last updated August 2007:

MHC class I

locus #

Major Antigens

HLA A 580

Bu genler ayrıca 6. kromozomda saklanmaktadırlar. İşte asıl matematiksel soru burada geliyor. Tek bir gen tarafından kodlanın,örneğin HLA-A geni 580 adet genetik varyasyon göstermektedir. Yani bu genin 580 adet farklı alleli populasyonda barınmaktadır. Adem ile Havva nın taşıyabilecekleri toplam HLA-A kombinasyonu 4 olduğunu göre, gelin cevabı siz verin sayın yaratılış bilimciler(!)

Haydi kemal haydi! Tam zamanı şimdi!

Bu konu (hatta bu forum) halihazırda 18 sayfa boyunca senin cevap veremediğin sorularla dolu. İstersen sayfalara tek tek bak yüzsüz kemal.

Meme uçlarına silikon takıp değerlendirebilirsin? Bula bula bu cevabı mı buldun? :)

Çaresizlikte son nokta bu olsa gerek.

Bi dakka, yoksa sen öyle mi yaptırdın =)=)=)=) Silikonlu kemal

Kusursuz tasarımlar değiliz atma kemaal

ufak at da civcivler de yesin..

Larynx siniri nedir bilir misin mesela?

http://serbestkalem....rim-hatasi-mi2/

al bak önce bunu açıkla, sonra yüzlecesi var, sıra onlara gelecek. Ama açıkla kemal. Açıkla. Kaçma..

Senin DNA'an da kusurlu biliyor usun kemal? Sürekli kopyalama hatası yapıyor. Düzeltme mekanizması da işe yaramıyor?

Ne iş kemal?

Erkek memesinin fonksiyonu demek gelecekte anlaşılabilir(miş)

Yersen.

Erkek memesi konusu bana fena kapak oldu desene. Rahat ol.

Hepimiz olan biteni görüyoruz zati..

Daha; Teori, Kuram, Kanun nedri haberi olmayan bir cahilsin kemal!

Al, oku da öğren

http://www.gnoxis.co...±lar-42965.html

Daha teori olmayan şey dediğin şey, yani evrime ilişkin, bugün dünyanın en saygın üniversitelerin hepsinde kürsüler var, kemal!

Bak şimdi asıl rezil olacağın noktaya geliyoruz.

Pubmed nedir bilir misin kemal?

Bilimin er meydanı.

O er meydanının biyolojideki şampiyonu da evrimdir.

Ya da Science citation İndex?

Bak sadece evolution diye aratınca,

Pubmed'de 228838 makale çıktı kemal?

Saygın üniversitelerden kaynak mı demiştin kemal?üBunların hepsi hakemli makale, kemal!

Boru değil, kemal!

Bak bu da google sayfası, oradaki edu uzantılı sayfaları görüyor musun?

İşte onların hepsi üniversite, kemal.

http://www.ncbi.nlm....gical evolution

Şimdi al o 228838 makaleyi, istediğin yere monte et, kemal!

Uydurduğunu düşündüğün yerden başlayabilirsin.

Şimdi daha önceki meydan okumayı ben de yapıyorum:

Bana bir tane hakemli dergiden, pubmed'den, evrim karşıtı makale örneği getir kemal

Haydi bakalım, halep ordaysa, arşın burda, kemal!

Sen steve projesi nedir bilir misin kemal?

Cahil kemal!

Bak. oku!

http://tr.wikipedia....i/Steve_Projesi

Evrimi kabul eden sadece Steve isimli bilim insanları, evrimi kabul etmeyen tüm bilim insanlarından daha fazladır. Bu projede James gibi çok daha yaygın (1. sırada[1]) bir isim yerine Steve gibi çok daha az kullanılan (74. sırada[2]) bir ismin seçilmesi de araştırmanın sonuçlarının güvenilirliğini desteklemektedir.

Tüm sorulara cevap bekliyorum. Ben buradayım.

önce edepsizliği bırak terbiyeni takın sonra gel

siz ateistlerin hepsi mi böyle küfürbaz kardeşim?

önce adam ol ahlak sahibi ol sonra gel ok?

hem bi ton hakaret edeceksin sonra cevap bekleyeceksin öylemi?

hem yazdığın saçmalıkların hiç birisi ateizmi isbat edemiyor

okuduğunu anlayabiliyormusun o beyin sende varmı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Richard Dawkins, evrim konusuna bilimsel bir açıdan değil, ideolojik olarak yaklaşmakta ve "Kör Saatçi" adlı kitabında şöyle demektedir: "Okuru sadece Darvinci dünya görüşünün doğru olduğuna değil, aynı zamanda onun varlığımızın sırrını prensipte çözebilecek, bilinen tek teorem olduğuna da ikna etmek istiyorum."

-Evrim teorisinin bilimsel olup olmadığı tartışması devamlı gündemi işgal ediyor ve her önüne gelen bu konuda yorum yapıyor. Nitekim son zamanlarda birileri, TÜBİTAK için şu ifadeyi kullanmış: "Kendi dergilerinin kapağına evrim teorisi mizansenini koyamamışlardır. Eğer evrim teorisine inanmıyorsa bilimsel bir kurum değildir."

Önce şunun bilinmesi gerekir. Bu bir teori midir? Felsefî bir düşünce tarzı mı, yoksa bir inanç şekli midir? Bilimsel değeri nedir? Yani bu teorinin ileriye sürdüğü değerlendirmelerin doğru veya yanlışlığının, birtakım bilimsel metotlarla test edilip edilmediği mi dikkate alınacak, yoksa bu teorinin iddia ettiği her mesele kanun şeklinde kabul mü edilecek? Bilim, kendine has metotları olan, herhangi bir şekilde düzenlenmiş doğru bilgiler bütünü olarak tarif edilir (Arslan A., Felsefeye Giriş). Bilimsel bilginin, sistemli bir bilgi olması, aynı zamanda artarak gelişebilmesi, tutarlı ve denetlenebilir olması, objektiflik özelliklerine de sahip bulunması gerekir (Ural Ş., Bilim Tarihi). Felsefî düşünce ise, eleştirel bir düşüncedir. Yani, kendisine veri olarak ele aldığı her türlü malzemeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Felsefede, bilimlerde olduğu gibi, herkes tarafından kabul edilen veya kabul edilmesi gereken doğru, kesin bilgiler ve sonuçlar söz konusu değildir. Bir filozofun başka bir filozofun felsefî bir görüşünü paylaşması beklenemez, hatta arzu da edilmez (Arslan A. age).

Bir teorinin geçerli olması için, yeni olguların eleştirisine sunularak doğrulanmasına ve uygun bilimsel değişiklikler geçirmesine gerek duyulur. Bu yüzden hiçbir teoriye kesin gözüyle bakılmaz (Caner Taslaman). Teori olarak ileriye sürülen bilgiler test edilerek doğrulanması halinde o, teori olmaktan çıkar, kanun şeklini alır. Evrim teorisi birtakım ön kabullere ve inanca dayanmaktadır. Hunter'a göre evrim teorisinde esaslı, ama gizli bir dinsel etki vardır. Ona göre, hem Darvin ve hem de günümüzün modern evrimcileri metafizik önermelere başvurmaktadırlar (C.G. Hunter, Darvin'in Tanrısı). Evrim teorisi ön kabullere dayanır. Evrimin eldeki en iyi açıklama olduğu sıkça ileri sürülür. Böyle bir iddia ise, bilimsel olmayan bir hükümdür. Evrimin doğruluğunu başta kabul edip, onu destekleyecek deliller aramak, bilimsel olmayan maksatlı bir davranıştır.

Meşhur antropolog Servier de evrimciliğin laik bir din dogması haline geldiğine işaret eder: "Evrimcilik, Batı'nın laik din dogması haline gelmiştir" (J. Servier, Etnoloji). Bilim tarihçisi Neal, Darvinizm'in felsefi bir doktrin olduğuna dikkati çeker ve şunu söyler: "Darvin'in görüşü temelde deneysel bir çıkarımdan ziyade felsefî bir doktrin olduğu için, onun başarısı, delilden ziyade düşünceler savaşını kazanmaya bağlıdır." (N.C. Gillespie, Charles Darvin and the problem of Creation). Profesör Dawkins, evrim konusuna bilimsel bir açıdan değil, ideolojik olarak yaklaşmakta ve "Kör Saatçi" adlı kitabında şöyle demektedir: "Okuru sadece Darvinci dünya görüşünün doğru olduğuna değil, aynı zamanda onun varlığımızın sırrını prensipte çözebilecek, bilinen tek teorem olduğuna da ikna etmek istiyorum. Darvincilik, hayatın kimi yanlarını prensipte açıklamaya yetkin, bilinen tek teoremdir." (R. Dawkins, The Blind Watchmaker).

Bu konuda Wells şöyle diyor: "Bir teoremin prensipte doğru olduğunu savunmak bilimsel değil, felsefî bir yaklaşımdır. Bilimsel bir hüküm, delili gerektirir. Hâlbuki Dawkins'in kendisinin de kabul ettiği gibi, Darvinizm'in doğruluğunu ispat için delile gerek yoktur. Felsefî görüşlere sahip olmanın yanlış bir yanı yoktur. Herkesin doğru veya yanlış felsefî bir görüşü vardır. Ancak eğitimde, felsefenin açıkça tanımlanması ve 'bilim' kisvesi altında sunulmaması gerekir." (J. Wells, Icons of Evolution, Science or Myth?). Wells, insanın geçmişinin bilimsel bilgiye değil, materyalist felsefeye dayandığını belirtir ve şöyle der: "Evrimin tasarlanmamış olduğunu ve bunun sonucu olarak insan varlığının bir tesadüf ürünü olarak ortaya çıktığını savunan doktrin, deneysel bilime değil, materyalist felsefeye dayanmaktadır." Paleontolog Kevin, bilimin, hipotezleri delille test etmeyi öngördüğüne dikkati çeker ve şöyle der: "Eğer bir görüşü test edemiyorsak, onun yanlış olması gerekmez, ancak o bilimsel değildir." (K. Padian, Methods and Standards of Evidence: Why the Bird-Dinosaur Controversy is Dead).

EVRİM TEORİSİNİ 'DİN'LEŞTİRMEK

Kanadalı evrimci ve biyoloji felsefecisi Michael Ruse, evrimin bir "din" hâline getirilmesinden yakınmakta ve şöyle demektedir: "Eğer insanlar evrimi bir din yapmak istiyorlarsa, bu onların işidir. Fakat onlar, gerçek bilimin ötesine geçip ahlâkî ve sosyal düşüncelerin alanına girmekte ve teoremlerini 'her şeyi kuşatan bir dünya şeması' olarak görmekte ve böylece bilimden kayış sergilemektedirler." (M. Ruse, How Evolution became a religion). Phillip Johnson, Darvinizm'i sahte bilim olarak nitelemekte, Darvinizm'in Amerika'daki gücünü, bilimden değil, otoriter kültürden aldığını, bunu kaybettikleri an yıkılacağını ileri sürmekte ve şöyle demektedir: "Darvinistlerin otoriteleri kültürel güce dayanmaktadır. Taraftarları bu güç desteğini bir kez kaybettiklerinde, Darvinizm de Leninizm gibi birden ıskartaya çıkacaktır." (P.E. Johnson, Evrim Duruşması).

Nature dergisi başyazarı Henry Gee, fosillerin yetersizliğine dikkati çekerek şunu söyler: "Hiçbir fosil, nüfus kâğıdıyla gömülmez. Fosilleri ayıran zaman aralıkları öylesine uzundur ki, ata ve soy yoluyla onların mümkün olan bağlantıları hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. Yazılı kayıtlarla bir insan tarihini birkaç yüzyıl öncesine götürmek bile hayli zordur. Yaklaşık beş ile 10 milyon yıl öncesi arasındaki birkaç bin canlı nesli, insan evrimine ilişkin tüm deliller küçük bir kutuya sığabilmektedir. Dolayısıyla, ata ve soy çizgileri şeklindeki hâlihazırdaki insan evrimi şeması, sonra yapılmış, tamamen bir insan icadıdır ve insanın önyargılarına göre şekillendirilmiştir. Bir fosil dizisini alıp onun bir nesli temsil ettiğini savunmak, test edilebilir bir bilimsel hipotez değil, çocukları uyutmak için anlatılan masallarla aynı geçerliliğe sahip bir değerlendirmedir. Eğlendirici, hatta öğretici olabilir, ama bilimsel değildir." (H. Gee, In Search of Deep Time: Beyond the Fosil Record to a New History of life).

Arizona Devlet Üniversitesi antropoloğu Clark, 1997 yılında yazdığı eserinde, insanın geçmişini tespitte peşin bir kanaat ve hükümle hareket edildiğine dikkati çekerek şöyle der: "İnsanın evrimini açıklayan modeller sırt sırta binmiş iskambil kâğıtlarına benzemektedirler. Bir kâğıdı hareket ettirdiğinizde, tüm yapı çökme tehlikesiyle karşı karşıya gelir." (A.G. Clark, Through a Glass Darkly: Conceptual Issues in Modern Human Origins Research). Hâlbuki âlemde her bireye ve her türe has ve müstakil bir vücut verilmiştir. Her bir canlı türünün genetik yapısı kendine hastır. Mesela, insanlar, insanlık cihetiyle birbirine benzemekle beraber, her bir insanı diğer fertlerden ayıran DNA özellikleri de söz konusudur. Bu benzerliğin ve yerine göre benzemezliğin olabilmesi için, geçmiş, hal ve gelecekteki bütün insanların genetik yapısını bilen ve yapan bir kudrete ihtiyaç vardır. Bütün akılları hayrette bırakan ve sanat harikası olan bu DNA'ların bir Kudret ve ilim mucizesi olduğu açıktır. Varlıklar âleminde değişim ve farklılaşmaların ve yeni teşekküllerin her an meydana geldiği görülmektedir. Dolayısıyla kâinattaki varlıkların daimi ve ezeli olmadığı, sonradan vücut bulduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ezel cihetine sonsuz olarak uzanıp giden hiçbir tür veya varlık yoktur. Maddenin de ezeli olmadığı, sonradan yaratıldığı anlaşılmaktadır. Bir varlığın teşekkülü için, onun yokluk âleminden varlık âlemine çıkabilmesi için mutlaka bir tercih ediciye ihtiyaç vardır. Akıl, ilim ve irade gerektiren bu harika yapıların, şuursuz, ihtiyarsız, cansız, basit tabii sebeplere verilmesi akıl ve mantık dışıdır.

Kant, Yargı Gücünün Eleştirisi adlı eserinde bir bilimin ancak matematiksel olduğu oranda gerçek bilim olduğunu ileri sürmektedir. Kant'a göre, evrim teorisinin içinde matematiksel argümanların çok az oluşu, onun bilimsel bir teori sayılmasını tartışmalı hale getirmektedir. (E. Mayr, The Growth of Biological Thought). Ünlü felsefeci Bernard Russell da evrimin gerek metot gerekse ilgilendiği problemler bakımından bilim olmadığını dile getirerek şunu söyler: "Evrimcilik, şu ya da bu biçim altında çağımızın ağır basan bir inanç şeklidir. Evrimcilik, gerek metoduyla gerekse ele aldığı problemlerle, gerçek bir bilim değildir." (B. Russell, Dünya Üzerine Bildiğimiz). Cornelius da evrim metodunun bilimsel olmadığını ifade eder ve şöyle der: "Evrime yönelik eleştirinin daha iyi bir bilimsel açıklama sunmasına gerek yoktur. Çünkü evrim daha başta bilimsel değildir. Evrim, bilim dışı öngörülere yaslanan düzenleyici bir fikirdir. Evrim, çeşitli bilim disiplinlerine başvurmaktadır ama, kendisi bilimsel değildir. Bu bakımdan daha iyi bir bilimsel açıklama sunması beklenmemelidir." (C.G. Hunter, Darvin'in Tanrısı).

Çağımızın seçkin bilim felsefecisi Karl Popper'a göre bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil, yanlışlanmaya elverişliliktir. Ona göre bir bilgi veya sonucun özelliği, yanlışlamaya müsait olmasıdır. Hâlbuki Darvinciliğin öyle bir teste elverdiği söylenemez. Darvinciliği doğrulayan bazı olgusal veriler gösterilebilir. Ama bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil yanlışlanmaya elverişliliktir. Başka bir ifadeyle, Darvinciler teorilerinin hangi muhtemel gözlem sonuçlarıyla yanlışlanabileceğini ortaya koymuş değillerdir. Dolayısıyla Darvincilik bilimsel bir teori olmaktan çok felsefî bir yapıya sahiptir. (K. Popper, Unended Quest).

Sonuç olarak, bu teori, bu haliyle kendi bilimsel platformundan çıkarılarak ateist düşünce ve pozitivist felsefeye âlet edilmektedir. İşin en garibi, pozitivist felsefeye dayanan bu ateist düşünce, bilimsel bilgi olarak takdim edilmekte, alternatif delil ileri sürmek ise, metafizik düşünceye sahip bağnazlık ve bilim dışılıkla itham edilmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, bu teori bilim kıstaslarına uymamaktadır. Aslında bu sıradan bir teori de değildir. Bir dünya görüşü, hayat tarzı ve inanç şeklidir. Bilimsel bilgi değil, felsefî bir düşünce tarzıdır. Bir başka ifade ile biyolojinin felsefesidir. Felsefî düşüncenin ise, doğruluk ve yanlışlığından söz edilmez.

Evrim Teorisinin Bilimsel Değeri

ADEM TATLI -

Link to post
Sitelerde Paylaş

.........

Evrim Teorisinin Bilimsel Değeri

ADEM TATLI -

Daha önce de yazmıştım, senin bizzat kendi ürünün olan tek bir fikrin bile yok, sadece sağdan soldan bazı yazıları kopyalayıp yapıştıracak kadar zekaya sahipsin.

Evrim teorisine karşı çıkanların hemen hemen hepsi dini sebeplerle karşı çıkar. Var mı evrim teorisinine karşı çıkanların elinde sağlam bir bilgi, bir karşı teori? Yok, ne var, önyargılarının, dogmalarının etkisiyle saldırma var. Bir tanrının eline çamur alıp üfleyerek insan yarattığına inananların evrimcileri önkabul ile suçlaması ise komediden de öte.

Bir de yaratılış diye bir safsatayı teori diye millete satmaya kalkanlar var, bu gerizekalıların elinde hiç bir bilimsel bilgi, veri olmadığı halde bu herifler bir de utanmadan, arlanmadan evrim teorisini bilimsel değil diye eleştirmeleri yok mu? Tam gülünecek bir durum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

dr.Kemal NURCU

deli saidin kitaplarını gelip gelip buraya asan biri.....

SOBAYLA KONUŞAN adamın zırvalarını gelip asmaktan öte bişi yaptığı YOK....

he bi de arada SİZLER YALANCISINIZ ! - ATEİSTLER DİNSİZLER CAHİL diyen - başka elinden bişi gelmeyen bir zavallı.

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Richard Dawkins, evrim konusuna bilimsel bir açıdan değil, ideolojik olarak yaklaşmakta ve "Kör Saatçi" adlı kitabında şöyle demektedir: "Okuru sadece Darvinci dünya görüşünün doğru olduğuna değil, aynı zamanda onun varlığımızın sırrını prensipte çözebilecek, bilinen tek teorem olduğuna da ikna etmek istiyorum."

-Evrim teorisinin bilimsel olup olmadığı tartışması devamlı gündemi işgal ediyor ve her önüne gelen bu konuda yorum yapıyor. Nitekim son zamanlarda birileri, TÜBİTAK için şu ifadeyi kullanmış: "Kendi dergilerinin kapağına evrim teorisi mizansenini koyamamışlardır. Eğer evrim teorisine inanmıyorsa bilimsel bir kurum değildir."

Önce şunun bilinmesi gerekir. Bu bir teori midir? Felsefî bir düşünce tarzı mı, yoksa bir inanç şekli midir? Bilimsel değeri nedir? Yani bu teorinin ileriye sürdüğü değerlendirmelerin doğru veya yanlışlığının, birtakım bilimsel metotlarla test edilip edilmediği mi dikkate alınacak, yoksa bu teorinin iddia ettiği her mesele kanun şeklinde kabul mü edilecek? Bilim, kendine has metotları olan, herhangi bir şekilde düzenlenmiş doğru bilgiler bütünü olarak tarif edilir (Arslan A., Felsefeye Giriş). Bilimsel bilginin, sistemli bir bilgi olması, aynı zamanda artarak gelişebilmesi, tutarlı ve denetlenebilir olması, objektiflik özelliklerine de sahip bulunması gerekir (Ural Ş., Bilim Tarihi). Felsefî düşünce ise, eleştirel bir düşüncedir. Yani, kendisine veri olarak ele aldığı her türlü malzemeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Felsefede, bilimlerde olduğu gibi, herkes tarafından kabul edilen veya kabul edilmesi gereken doğru, kesin bilgiler ve sonuçlar söz konusu değildir. Bir filozofun başka bir filozofun felsefî bir görüşünü paylaşması beklenemez, hatta arzu da edilmez (Arslan A. age).

Bir teorinin geçerli olması için, yeni olguların eleştirisine sunularak doğrulanmasına ve uygun bilimsel değişiklikler geçirmesine gerek duyulur. Bu yüzden hiçbir teoriye kesin gözüyle bakılmaz (Caner Taslaman). Teori olarak ileriye sürülen bilgiler test edilerek doğrulanması halinde o, teori olmaktan çıkar, kanun şeklini alır. Evrim teorisi birtakım ön kabullere ve inanca dayanmaktadır. Hunter'a göre evrim teorisinde esaslı, ama gizli bir dinsel etki vardır. Ona göre, hem Darvin ve hem de günümüzün modern evrimcileri metafizik önermelere başvurmaktadırlar (C.G. Hunter, Darvin'in Tanrısı). Evrim teorisi ön kabullere dayanır. Evrimin eldeki en iyi açıklama olduğu sıkça ileri sürülür. Böyle bir iddia ise, bilimsel olmayan bir hükümdür. Evrimin doğruluğunu başta kabul edip, onu destekleyecek deliller aramak, bilimsel olmayan maksatlı bir davranıştır.

Meşhur antropolog Servier de evrimciliğin laik bir din dogması haline geldiğine işaret eder: "Evrimcilik, Batı'nın laik din dogması haline gelmiştir" (J. Servier, Etnoloji). Bilim tarihçisi Neal, Darvinizm'in felsefi bir doktrin olduğuna dikkati çeker ve şunu söyler: "Darvin'in görüşü temelde deneysel bir çıkarımdan ziyade felsefî bir doktrin olduğu için, onun başarısı, delilden ziyade düşünceler savaşını kazanmaya bağlıdır." (N.C. Gillespie, Charles Darvin and the problem of Creation). Profesör Dawkins, evrim konusuna bilimsel bir açıdan değil, ideolojik olarak yaklaşmakta ve "Kör Saatçi" adlı kitabında şöyle demektedir: "Okuru sadece Darvinci dünya görüşünün doğru olduğuna değil, aynı zamanda onun varlığımızın sırrını prensipte çözebilecek, bilinen tek teorem olduğuna da ikna etmek istiyorum. Darvincilik, hayatın kimi yanlarını prensipte açıklamaya yetkin, bilinen tek teoremdir." (R. Dawkins, The Blind Watchmaker).

Bu konuda Wells şöyle diyor: "Bir teoremin prensipte doğru olduğunu savunmak bilimsel değil, felsefî bir yaklaşımdır. Bilimsel bir hüküm, delili gerektirir. Hâlbuki Dawkins'in kendisinin de kabul ettiği gibi, Darvinizm'in doğruluğunu ispat için delile gerek yoktur. Felsefî görüşlere sahip olmanın yanlış bir yanı yoktur. Herkesin doğru veya yanlış felsefî bir görüşü vardır. Ancak eğitimde, felsefenin açıkça tanımlanması ve 'bilim' kisvesi altında sunulmaması gerekir." (J. Wells, Icons of Evolution, Science or Myth?). Wells, insanın geçmişinin bilimsel bilgiye değil, materyalist felsefeye dayandığını belirtir ve şöyle der: "Evrimin tasarlanmamış olduğunu ve bunun sonucu olarak insan varlığının bir tesadüf ürünü olarak ortaya çıktığını savunan doktrin, deneysel bilime değil, materyalist felsefeye dayanmaktadır." Paleontolog Kevin, bilimin, hipotezleri delille test etmeyi öngördüğüne dikkati çeker ve şöyle der: "Eğer bir görüşü test edemiyorsak, onun yanlış olması gerekmez, ancak o bilimsel değildir." (K. Padian, Methods and Standards of Evidence: Why the Bird-Dinosaur Controversy is Dead).

EVRİM TEORİSİNİ 'DİN'LEŞTİRMEK

Kanadalı evrimci ve biyoloji felsefecisi Michael Ruse, evrimin bir "din" hâline getirilmesinden yakınmakta ve şöyle demektedir: "Eğer insanlar evrimi bir din yapmak istiyorlarsa, bu onların işidir. Fakat onlar, gerçek bilimin ötesine geçip ahlâkî ve sosyal düşüncelerin alanına girmekte ve teoremlerini 'her şeyi kuşatan bir dünya şeması' olarak görmekte ve böylece bilimden kayış sergilemektedirler." (M. Ruse, How Evolution became a religion). Phillip Johnson, Darvinizm'i sahte bilim olarak nitelemekte, Darvinizm'in Amerika'daki gücünü, bilimden değil, otoriter kültürden aldığını, bunu kaybettikleri an yıkılacağını ileri sürmekte ve şöyle demektedir: "Darvinistlerin otoriteleri kültürel güce dayanmaktadır. Taraftarları bu güç desteğini bir kez kaybettiklerinde, Darvinizm de Leninizm gibi birden ıskartaya çıkacaktır." (P.E. Johnson, Evrim Duruşması).

Nature dergisi başyazarı Henry Gee, fosillerin yetersizliğine dikkati çekerek şunu söyler: "Hiçbir fosil, nüfus kâğıdıyla gömülmez. Fosilleri ayıran zaman aralıkları öylesine uzundur ki, ata ve soy yoluyla onların mümkün olan bağlantıları hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. Yazılı kayıtlarla bir insan tarihini birkaç yüzyıl öncesine götürmek bile hayli zordur. Yaklaşık beş ile 10 milyon yıl öncesi arasındaki birkaç bin canlı nesli, insan evrimine ilişkin tüm deliller küçük bir kutuya sığabilmektedir. Dolayısıyla, ata ve soy çizgileri şeklindeki hâlihazırdaki insan evrimi şeması, sonra yapılmış, tamamen bir insan icadıdır ve insanın önyargılarına göre şekillendirilmiştir. Bir fosil dizisini alıp onun bir nesli temsil ettiğini savunmak, test edilebilir bir bilimsel hipotez değil, çocukları uyutmak için anlatılan masallarla aynı geçerliliğe sahip bir değerlendirmedir. Eğlendirici, hatta öğretici olabilir, ama bilimsel değildir." (H. Gee, In Search of Deep Time: Beyond the Fosil Record to a New History of life).

Arizona Devlet Üniversitesi antropoloğu Clark, 1997 yılında yazdığı eserinde, insanın geçmişini tespitte peşin bir kanaat ve hükümle hareket edildiğine dikkati çekerek şöyle der: "İnsanın evrimini açıklayan modeller sırt sırta binmiş iskambil kâğıtlarına benzemektedirler. Bir kâğıdı hareket ettirdiğinizde, tüm yapı çökme tehlikesiyle karşı karşıya gelir." (A.G. Clark, Through a Glass Darkly: Conceptual Issues in Modern Human Origins Research). Hâlbuki âlemde her bireye ve her türe has ve müstakil bir vücut verilmiştir. Her bir canlı türünün genetik yapısı kendine hastır. Mesela, insanlar, insanlık cihetiyle birbirine benzemekle beraber, her bir insanı diğer fertlerden ayıran DNA özellikleri de söz konusudur. Bu benzerliğin ve yerine göre benzemezliğin olabilmesi için, geçmiş, hal ve gelecekteki bütün insanların genetik yapısını bilen ve yapan bir kudrete ihtiyaç vardır. Bütün akılları hayrette bırakan ve sanat harikası olan bu DNA'ların bir Kudret ve ilim mucizesi olduğu açıktır. Varlıklar âleminde değişim ve farklılaşmaların ve yeni teşekküllerin her an meydana geldiği görülmektedir. Dolayısıyla kâinattaki varlıkların daimi ve ezeli olmadığı, sonradan vücut bulduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ezel cihetine sonsuz olarak uzanıp giden hiçbir tür veya varlık yoktur. Maddenin de ezeli olmadığı, sonradan yaratıldığı anlaşılmaktadır. Bir varlığın teşekkülü için, onun yokluk âleminden varlık âlemine çıkabilmesi için mutlaka bir tercih ediciye ihtiyaç vardır. Akıl, ilim ve irade gerektiren bu harika yapıların, şuursuz, ihtiyarsız, cansız, basit tabii sebeplere verilmesi akıl ve mantık dışıdır.

Kant, Yargı Gücünün Eleştirisi adlı eserinde bir bilimin ancak matematiksel olduğu oranda gerçek bilim olduğunu ileri sürmektedir. Kant'a göre, evrim teorisinin içinde matematiksel argümanların çok az oluşu, onun bilimsel bir teori sayılmasını tartışmalı hale getirmektedir. (E. Mayr, The Growth of Biological Thought). Ünlü felsefeci Bernard Russell da evrimin gerek metot gerekse ilgilendiği problemler bakımından bilim olmadığını dile getirerek şunu söyler: "Evrimcilik, şu ya da bu biçim altında çağımızın ağır basan bir inanç şeklidir. Evrimcilik, gerek metoduyla gerekse ele aldığı problemlerle, gerçek bir bilim değildir." (B. Russell, Dünya Üzerine Bildiğimiz). Cornelius da evrim metodunun bilimsel olmadığını ifade eder ve şöyle der: "Evrime yönelik eleştirinin daha iyi bir bilimsel açıklama sunmasına gerek yoktur. Çünkü evrim daha başta bilimsel değildir. Evrim, bilim dışı öngörülere yaslanan düzenleyici bir fikirdir. Evrim, çeşitli bilim disiplinlerine başvurmaktadır ama, kendisi bilimsel değildir. Bu bakımdan daha iyi bir bilimsel açıklama sunması beklenmemelidir." (C.G. Hunter, Darvin'in Tanrısı).

Çağımızın seçkin bilim felsefecisi Karl Popper'a göre bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil, yanlışlanmaya elverişliliktir. Ona göre bir bilgi veya sonucun özelliği, yanlışlamaya müsait olmasıdır. Hâlbuki Darvinciliğin öyle bir teste elverdiği söylenemez. Darvinciliği doğrulayan bazı olgusal veriler gösterilebilir. Ama bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil yanlışlanmaya elverişliliktir. Başka bir ifadeyle, Darvinciler teorilerinin hangi muhtemel gözlem sonuçlarıyla yanlışlanabileceğini ortaya koymuş değillerdir. Dolayısıyla Darvincilik bilimsel bir teori olmaktan çok felsefî bir yapıya sahiptir. (K. Popper, Unended Quest).

Sonuç olarak, bu teori, bu haliyle kendi bilimsel platformundan çıkarılarak ateist düşünce ve pozitivist felsefeye âlet edilmektedir. İşin en garibi, pozitivist felsefeye dayanan bu ateist düşünce, bilimsel bilgi olarak takdim edilmekte, alternatif delil ileri sürmek ise, metafizik düşünceye sahip bağnazlık ve bilim dışılıkla itham edilmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, bu teori bilim kıstaslarına uymamaktadır. Aslında bu sıradan bir teori de değildir. Bir dünya görüşü, hayat tarzı ve inanç şeklidir. Bilimsel bilgi değil, felsefî bir düşünce tarzıdır. Bir başka ifade ile biyolojinin felsefesidir. Felsefî düşüncenin ise, doğruluk ve yanlışlığından söz edilmez.

Evrim Teorisinin Bilimsel Değeri

ADEM TATLI -

arkadaşım madem bu kadar ciddisiniz bu yazıyı tartışalım

bak burada evrim bir felsefedir diyor

bilimsel değeri yoktur diyor

ateistlerin elinde evrimden başka ne var?

varmı birşey? yok

Allahın cc haşa tek yaratıcı olamayacağını isbat edebilecek şüphesiz bir iddia yok delil yok isbat yok

e o zaman neden benim vaktimi ve kendi vaktinizi ziyan ediyorsunuz?

sorulara lütfen cevap verin

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşım madem bu kadar ciddisiniz bu yazıyı tartışalım

bak burada evrim bir felsefedir diyor

bilimsel değeri yoktur diyor

ateistlerin elinde evrimden başka ne var?

varmı birşey? yok

Allahın cc haşa tek yaratıcı olamayacağını isbat edebilecek şüphesiz bir iddia yok delil yok isbat yok

e o zaman neden benim vaktimi ve kendi vaktinizi ziyan ediyorsunuz?

sorulara lütfen cevap verin

tartışalım -

dur senin yaptığın gibi başlıyayım....

YALAN - TAMAMI uydurma

bişi okumadan gelen cahil müslümanın copy/pastesi sadece....

iftira - BOŞ

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşım madem bu kadar ciddisiniz bu yazıyı tartışalım

bak burada evrim bir felsefedir diyor

bilimsel değeri yoktur diyor

ateistlerin elinde evrimden başka ne var?

varmı birşey? yok

Allahın cc haşa tek yaratıcı olamayacağını isbat edebilecek şüphesiz bir iddia yok delil yok isbat yok

e o zaman neden benim vaktimi ve kendi vaktinizi ziyan ediyorsunuz?

sorulara lütfen cevap verin

Senin elinde ne var? Evrim bir teoridir ona inanmayın, ademle havva cennetten atılıp dünyaya indirildi buna inanın eğer buna inanmazsanız hepiniz cahilsiniz bide sonsuza kadar yanarsınız hadi inanın şimdi hemen. Bunu mu demek istedin şimdi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

önce edepsizliği bırak terbiyeni takın sonra gel

siz ateistlerin hepsi mi böyle küfürbaz kardeşim?

önce adam ol ahlak sahibi ol sonra gel ok?

hem bi ton hakaret edeceksin sonra cevap bekleyeceksin öylemi?

hem yazdığın saçmalıkların hiç birisi ateizmi isbat edemiyor

okuduğunu anlayabiliyormusun o beyin sende varmı?

Kıvırma kemal

Kaçma kemal

Ordaki sorulara cevap ver kemal.

Bak, hepsini ne güzel ayıklamışsın kemal.

İstediğin her şeyi getirdik.

Makaleler de orda.

Lafa gelince mangalda kül bırakmayan senden

Biraz icraat bekliyoruz.

Sorulanlara cevap yazmazsan direk senin adına ayrıca başlık açarak sormaya devam edecem.

Bu forum ve bu foruma girenler acizliğine şahit olacak.

Naklen.

Kaçış yok kemal!

Edepsizlik ve terbiyesizliği gelince, önce geriye dön de bir kendi mesajlarına bak.

Rüzgar eken fırtına biçer.

Üslubum pek hoş değil kabul, ama ben senin seviyene inmeye çalışıyorum ne yapayım?

Sen ve senin gibiler hiçbrşeyden rahatsız olmuyor. Utanmıyor. Sıkılmıyor.

Sorulanlara cevap vermiyor, veremiyor ama bu umurunda dahi olmuyor.

Senin gibilerin gururu, onuru incinmiyor.

Mahçup olmuyor.

Bu forum cevap veremediğin mesajlarla dolu.

Provoke olacağınız nokta neresi merak ediyorum.

Zorluyorum.

Alındıysan cevap yaz, tüm sorulara cevap ver, ben de ağzımın payını almış olayım.

Haydi bakalım.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşım madem bu kadar ciddisiniz bu yazıyı tartışalım

bak burada evrim bir felsefedir diyor

bilimsel değeri yoktur diyor

ateistlerin elinde evrimden başka ne var?

varmı birşey? yok

Allahın cc haşa tek yaratıcı olamayacağını isbat edebilecek şüphesiz bir iddia yok delil yok isbat yok

e o zaman neden benim vaktimi ve kendi vaktinizi ziyan ediyorsunuz?

sorulara lütfen cevap verin

Evrime bulaşırsan ezilirsin kemal.

Biyolojide geçerli paradigma evrim.

Ötesi yok.

Paradigmayı değiştirebilecek bir babayiğit çıkmadı henüz.

Bununla yaşamayı öğrenin artık.

Geçmiş olsun.

Bak ufak bir tag'la 228838 makale getirdik.

Bu ne demektir biliyor musun

Biyoloji, evrimle düşünüyor demektir.

DNA'ya bakıyorum ve daha kafadan replikasyonu bile mükemmel yapamadığını görüyorum. Hatalı, eksik, kesinlikle mükemmel değil. Replikasyon işleminde kaçınılmaz olarak hatalar oluyor. "mutasyonlar" oluyor. Translokasyonlar oluyor, oluyor da oluyor..balık baştan kokuyor.. Şimdi biraz daha bakıyorum ve o da ne! Tamir mekanizmasının olduğunu, ama onun da işini tam olarak yapamadığını görüyorum. O da mükemmel değil. O da hatalı. 2-0..balık baştan kokuyor. ve ne ironik ki sırf bu nedenden ötürü bir kaç jenerasyonda olabilecek her tür mutasyon hayat buluyor.

İnsana bakıyorum, gözü hatalı. DNA'sına bakıyorum, hem kendi hem tamir mekanizması hatalı, her ikisi de MÜKEMMEL değil. Larynx sinirine bakıyoruz, öyle. Vas diferans kanallarına bakıyoruz. Öyle . Hep eksik, Hep hatalı. Böyle tasarımcı düşman başına

Link to post
Sitelerde Paylaş

Baslik sahibine cevap vereyim:

HAYIR!

"Muddei iddiasini ispatla mukelleftir."

Iddia sahibi ise teistlerdir. Ateistlerin yapabilecegi tek sey teistlerin delillerini incelemektir.

Cunku yoklugun ispati istenemez.

Bu arkadasa "gerizekali" demekte bir beis gormuyorum. Hakaret olarak ta kabul etmemesi gerekir diye dusunuyorum.

Cunku Allah'i henuz ispatlayamasa da bize zeka geriligini cok kuvvetli delillerle ispatlamis durumda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim teorisi vs. "ol dedi oldu"

Müslümanlara kalsa her seyi Allah yaratti, arastirmak, anlamak istemek gerekmez cünkü bunlari biz kullarin akli almaz.

Böyle düsünerek asirlar önce bilimi biraksaydik hala devlerle hacca gidilir olacakti. Kuranda yazdigi gibi.

İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler. Hacc - 27

islam neyi ispat etmiste? Insanliga ne kazandirmista?

Evrim teorisini begenmeyip, "ol dedi oldu"ya inanmamizi istiyor!!!!

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim teorisi vs "Allah çamur aldı, ona şekil verdi ve ruhundan üfledi, Adem oldu, sonra da Adem'den kadını yarattı ve bu ikisinin çocukları birbirleri ile evlenerek çoğaldı."

ok, dostum

"Allah sicti, sictigi boktanda evrenimiz olustu" da diyebiliriz, ne fark eder?

Sacma sapan seyleri getirmisler "bunun olmadigini ispatlayin" diyorlar.

Insanda biraz akil olsa, bilimin "B"sinden haberleri olsa OLMAYAN BIR SEYIN YOKLUGUNUN ISPATLANMAYACAGINI BILIRLER!!!

Ucan Spageti Canavarinin yoklugu ispatlanirmi???

Bunun icin DAHI olmak gerekmez, beynini biraz ÖZGÜRCE kullan yeter!

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen dinin gerçekliğini ispat edebiliyormusun ki biz birşeyleri sana ispat etmek zorunda olalım sen zorunda değilsin biz hiç değiliz.İslam bazı şeyleri ispatlamak zorunda değildir çünkü doğruluğu tartışılamazdır sana göre.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed bir numaralı sanatçıymış sizleri iyi kandırmış rasyonalizme göre tanrı herşeyi yapabilir.Ama tutup çölün ortasındaki adamı seçmez.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın dr Kemal;

Evrimin bilimsel statsüsünü merak etmiyor olabilir ve kahve kültürü ile hayali dil putun ile sarmaş dolaş yaşıyor olabilirsin. O senin sorunun olur.

Yoksa evrim teorisi bir tanrının varlığı ya da yokluğunu dillendirmez. Hatta ilk canlının nasıl oluştuğunu da açıklamaz.

Sadece, embesil modda tasarlanan Adem (tanrıyı gördüğü halde aptalca vaade satacak kadar bön insan modeli) mitinden, evrim olamayacağı sonucuna varan kitapçı teistlerin sisteminin karşısında görülür.

Lakin;

Wikipedi'den alıntı:

Bilimsel statüsü

Ayrıca bakınız: Teori ve olgu olarak evrim

Modern bilimde kuram, tutarlı bir bütün oluşturan gerçekler ve açıklamalardır. Modern fiziğin temel taşlarından olan Görelilik ve Kuantum kuramları, şu an üzerinde deliller toplanan, yeteri kadar test edilip güven verdiklerinde kanun konumuna yükselecek hipotezler değillerdir. Evrim kuramı da aynı statüye sahiptir. Biyolojideki birçok veriyi birleştirip anlaşılır kılar; henüz kanıtlanmamış, test aşamasında olan bir "tahmin" değildir.

Evrim kuramı, insanlığın kökenine ilişkin sonuçları nedeniyle ortaya atıldığından bu yana sosyal ve politik alanda en çok tartışılan bilimsel kuramdır. Bunun sonucunda, kuramın bilimsel algılanışı ile popüler algılanışı oldukça farklı olagelmiştir. Evrim kuramına popüler düzeyde karşı çıkan ve onun yerine yeryüzündeki canlılığın kökeni ve çeşitliliğini doğaüstü bir yaratıcıya bağlayan akımlara genel olarak yaratılışçılık adı verilir.

Evrim kuramı, üç hususta açıklamalar getirir:[1]

  • Evrimin olgusu (İng: fact of evolution) - canlı organizmaların ortak atalardan geldikleri ve birbirleri ile akraba oldukları bilgisi.
  • Evrimsel tarih - Türlerin birbirlerinden tam olarak ne zaman ayrıldıkları ve bu ayrımların detayları.
  • Evrimi gerçekleştiren mekanizma ve süreçler.

Bu basamaklardan birincisi olan evrimin olgusu, evrimin temel taşı ve son derece kesinlik arzeden bilgilere sahip olunan kısmıdır. Bu hususta Darwin'in topladığı birçok delilin üzerine yüzyıllardır birçok farklı biyoloji dalı tarafından toplanan deliller eklenmiştir. Günümüzde organizmaların evrimsel kökenlerine dair sahip olunan bilgiler, dünyanın yuvarlaklığı, gezegenlerin hareketleri ya da maddenin moleküler yapısı kadar "kesinlik arzeden" bilimsel çıkarımlardır.[1] Burada kastedilen kesinlik, şüphe götürmez bir gerçekliği ifade etmektedir. Diğer iki husustaki bilimsel çalışmalar ise aralıksız devam etmekte, her geçen gün yeni bir sonuca ulaşılmaktadır. Örneğin şempanze ve gorilin insana olan yakınlığının, babun veya diğer maymunlara olan yakınlıklarından daha fazla olduğu bugün kesin olarak bilinmektedir.[1]

Evrim kuramının bilimsel statüsü, eğitim, din, felsefe, bilim ve politika bağlamında sıkça gündeme getirilmektedir. Bu konu daha çok Amerika Birleşik Devletleri'nde Hıristiyan cemaat ve lobilerin öncülüğünde gündeme gelmektedir. Fakat diğer ülkelerde, eğitim ve politikaya uzanmaya çalışan yaratılışçı görüşlerin savunucuları tarafından da gündeme getirilmektedir. Evrim kuramını destekleyen reddedilemez kanıtlar ve neredeyse mutlak denebilecek derecede bir bilimsel konsensüs olmasına rağmen, yaratılışçı şeklinde adlandırılan çevrelerce bilim dünyasında iki kutup varmış gibi gösterilmeye çalışılır. Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda destek görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşı çıkmaktadır. Bu konuda Amerika'da yüzbinlerce bilim insanını temsil eden bilimsel meslek kurumları ve onun yanında 72 Nobel ödülü sahibi bilim insanı Evrim Kuramı'nı destekleyen bildiriler yayınlamıştır. Buna ek olarak açılan davalarda evrim kuramının bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve okullarda okutulmasının devamına karar verilmiştir.

Lütfen bilime kahvehane kültürünüzü dahil etmeyin. O kültür hala tuvalete hangi ayakla gireceğini tartışmakta.

Sürekli ben cahilim deme eğiliminizi anlayabilirim. Adem miti yeterli buna....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesele evrime gelmiş belki bu forumda 100 lerce konuda tartışılmış

tüm dünyada tartışılmış taraftarı olduğu gibi karşı çıkanı da çok

lakin teoriden öteye gidemeyen isbatlanmamış bir olgudur evrim

tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...