Jump to content

Mi'rac bedenen mi gerçeklesti ?


Recommended Posts

  • İleti 252
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bazen ruya ile gelecekten seyler görulebiliniyor. Sende hiç olmadi mi ?

Yildizlar patlamakla, uzayda var ise seytanlar onlari çekirdeklerinde olusan agir elementlerle ve meteorlarla taslamasi kaçinilmaz olur. Uzayda bir mekikle seyahat etsen, ve bir supernovae patlasa, mekigin erir ve meteorlarla delik desik edilir.

Diger galaksiler yedi sema denilen bölumdur.

Metorlar yildizlarin parçalanmis halidir.

"Onlari seytanlari taslama aleti kildik"

Evrenin görunen bölumunde her saniye basi bir yildiz patlamakta, senede 30 milyon kadar.

Levia bırak artık bu işleri. Ciddiyetini iyice yitirdin artık. Süpernova patlamalarını şeytanlara atılan taş nasıl yapıyorsun :D bende seni ciddiye alıp okuyordum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miraç, Mekke döneminin en bunalımlı günlerinde, müşriklerin baskısı dayanılmaz boyutlara geldiğinde olduğu öne sürülen bir olaydır.

İşin mantığını anlamak çok kolay: Karşında seninle alay eden ve seni vazgeçirmeye çalışan büyük bir kitle var; yanındakilerse bir avuç kişi. Onları da kaçırma olasılığın var.

Peygamber olduğunu iddia ediyorsun ama mucize gösteremiyorsun. Yanındakiler senden bir şeyler bekliyor. Hareket göstermen gerek.

Ne yapacaksın?

Miraç'ı icat ediyorsun. Hem de yatağın soğumadan yıldırım hızıyla 7 kat göğü gezdiğini iddia ediyorsun.

Müşrikler buna inanmıyor tabii ve sana bunu kanıtlaman için şu iki zor (!) soruyu soruyorlar:

1) Falanca kervan sen göklere çıkarken neredeydi?

2) Mescid-i Aksa'nın kaç sütunu var?

Şak diye yanıtlıyorsun tabii. Nakledildiğine göre müşrikler buna çok şaşırıyor (!) ama nedense sana gene inanmıyorlar.

İşin aslı, onca yılın kervancısısın. Kervanların hangi hangi gün, hangi saatte nerede olduğunu sen bilmeyeceksin de kim bilecek? Ortalık vızır vızır kervan kaynıyor. Sen de senede beş-altı kere Kudüs'e gidip geliyorsun zaten. Herkesin konuştuğu şeylerden birisi de bu sütun meselesi olsa gerek.

Tam komedi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miraç, Mekke döneminin en bunalımlı günlerinde, müşriklerin baskısı dayanılmaz boyutlara geldiğinde olduğu öne sürülen bir olaydır.

İşin mantığını anlamak çok kolay: Karşında seninle alay eden ve seni vazgeçirmeye çalışan büyük bir kitle var; yanındakilerse bir avuç kişi. Onları da kaçırma olasılığın var.

Peygamber olduğunu iddia ediyorsun ama mucize gösteremiyorsun. Yanındakiler senden bir şeyler bekliyor. Hareket göstermen gerek.

Ne yapacaksın?

Miraç'ı icat ediyorsun. Hem de yatağın soğumadan yıldırım hızıyla 7 kat göğü gezdiğini iddia ediyorsun.

Müşrikler buna inanmıyor tabii ve sana bunu kanıtlaman için şu iki zor (!) soruyu soruyorlar:

1) Falanca kervan sen göklere çıkarken neredeydi?

2) Mescid-i Aksa'nın kaç sütunu var?

Şak diye yanıtlıyorsun tabii. Nakledildiğine göre müşrikler buna çok şaşırıyor (!) ama nedense sana gene inanmıyorlar.

İşin aslı, onca yılın kervancısısın. Kervanların hangi hangi gün, hangi saatte nerede olduğunu sen bilmeyeceksin de kim bilecek? Ortalık vızır vızır kervan kaynıyor. Sen de senede beş-altı kere Kudüs'e gidip geliyorsun zaten. Herkesin konuştuğu şeylerden birisi de bu sütun meselesi olsa gerek.

Tam komedi...

Yatağı soğumadan geri döndü eleştirilere karşı bir savunmadır.

Mescid-i Aksa'ya gidiş geliş normal bir seyahatla en az 6 ay sürer.

6 ay ortalıkta görünmemesi lazım. Halk sorar nereye gitti? Mescid-i Aksa'ya.

Bir de ordan 7 kat göğe seyahat var. Bizim hızımızın 50bin katı bir hızla çıkmak gerekiyor.

Peygamberlerle görüş, namaz kıl, allahla istişare yap. En az 2-3 saat.

Bu seyahat için nerden baksanız 2 gün ortalıkta görünmemek gerekir.

Rüyada gitti olmaz. Her alelede insan rüyasında arada niagara şelalesine, grand canyon'a, maldivlere, kuzey kutbuna, antarktika'ya gidip gelebilir.

Biz kahramanımızı gitti geldi yazalım da sonra düşünürüz.

Marvel film çekiyor sanki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Isik hizini geçmeden uzayin ucra köselerine gidilmesi mumkun. Bunun için madde ve anti-madde uretilip bilincçli sekilde reaksiyon gerkeçlestirerek uzay-zamanin etrafimizda buzulerek tipki big bang aninda oldugu gibi ama direksiyonel olarak arzu edilen istikamete dogru kayik gibi buzulerek koordinat degistirmemiz mumkundur. Böylece isik hizini asmamiz gerekmez, ve bir anda evrenin arzu edilen kösesine ulasabiliriz. Alcubiere motoru uzerine NASA'da arastirmalar yapilmakta.

lightspeed.jpg

Hem Tanri için isik hizini geçme izni çikarmak, bizim için anayasayi degistirmemizden daha kolay olsa gerek. :p

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Mesabih", "isildayan", kendi isigini ureten yidizlara denir, "kevkeb" ise "saklanan ve gögu supuren" butun gök cisimlerine denir.

Evvela Mesabih sözcüğünde "kendi ışığını üretmek" manası yok, bunu sen uyduruyorsun... Mesabih, misbah'ın çoğuludur. Misbah ise, ism-i alettir. mesela "ışımak" fiilini yaparken kullanılan bir alet olduğu için misbah, "lamba" anlamında kullanılmıştır.

Aynı kelime (misbah) "yüzgeç" anlamında da kullanılır. çünkü yüzmek (se-be-ha) fiilinin de aletidir misbah. Şimdi "yüzgeç de kendi kendisini üretmektedir" mi diyelim ? demeyelim tabiki bu anlamsız olur. Mesabih kelimesinde kendi ışığını üretmek manası yok. Olması da gerekmiyor zaten ışıldayan her şey, kendi ışığını kendisi üretmez... Eğer sen mesabih kendi ışığını üreten yıldızlardır diyorsan bu sadece senin yorumundur, YORUM...

Mesabih'in yalın anlamı: IŞILDAYANLAR demektir...

Fusillet 12: Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

Mülk 5: Andolsun biz, en yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

Peki bu ışıldayan şey nedir ?

Saffat 6: Muhakkak ki Biz; dünya semasını kevkebler (el-kevakebi) ile donattık.

Kevkeb nedir ?

Arapçada kevkebe fiili de ışıldamak anlamına gelir. Ancak müfredetta v-k-b kökünden gelen kevkeb'in kaya (taş) anlamına geldiği de söyleniyor. Peki bu ayette hangi manada kullanılmış olabilir.

Mülk 5: Andolsun biz, en yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar (Rucumen) yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık

Ayette bahsedilen parlak taşlar, gök taşı olmasın ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evvela Mesabih sözcüğünde "kendi ışığını üretmek" manası yok, bunu sen uyduruyorsun... Mesabih, misbah'ın çoğuludur. Misbah ise, ism-i alettir. mesela "ışımak" fiilini yaparken kullanılan bir alet olduğu için misbah, "lamba" anlamında kullanılmıştır.

Aynı kelime (misbah) "yüzgeç" anlamında da kullanılır. çünkü yüzmek (se-be-ha) fiilinin de aletidir misbah. Şimdi "yüzgeç de kendi kendisini üretmektedir" mi diyelim ? demeyelim tabiki bu anlamsız olur. Mesabih kelimesinde kendi ışığını üretmek manası yok. Olması da gerekmiyor zaten ışıldayan her şey, kendi ışığını kendisi üretmez... Eğer sen mesabih kendi ışığını üreten yıldızlardır diyorsan bu sadece senin yorumundur, YORUM...

Mesabih'in yalın anlamı: IŞILDAYANLAR demektir...

Fusillet 12: Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

Mülk 5: Andolsun biz, en yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

Peki bu ışıldayan şey nedir ?

Saffat 6: Muhakkak ki Biz; dünya semasını kevkebler (el-kevakebi) ile donattık.

Kevkeb nedir ?

Arapçada kevkebe fiili de ışıldamak anlamına gelir. Ancak müfredetta v-k-b kökünden gelen kevkeb'in kaya (taş) anlamına geldiği de söyleniyor. Peki bu ayette hangi manada kullanılmış olabilir.

Mülk 5: Andolsun biz, en yakın göğü ışıldayan/kandillerle (bi mesabiha) donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar (Rucumen) yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık

Ayette bahsedilen parlak taşlar, gök taşı olmasın ?

Arapça bilmiyoruz diye sayın Levia bizi yiyecekti her zamanki gibi ancak engel oldunuz. teşekkürler Özden KURT.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu saçma konuyu konuşmaya bile değmez. Miraç diye bir şey yoktur. Ancak esrar çeken ayyaşlar eşeğe binip göğe çıkar. Miraç iddiası insan aklına hakarettir. Rüyada görüldüyse ondan da bana ne? Ben de rüyamda olmayacak bir sürü şey görüyorum. E noolmuş yani?

Vah vaaah müslümler... Bir ne idüğü belirsiz adamın rüyalarının peşinde mi serap kovalıyormuşsunuz demek? Yazııık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miracın bedenen mi, yoksa rüyada mı gerçekleştiği konusunda müslümanlar ikiye bölünmüş durumda.

RTE gibiler bedenen geliştiğini düşünüyorlar. Bu tayfa arap masalları dinleyerek büyümüşlerdir.

Kafasını kuantum ile bozmuş nurcu ve benzeri tayfa da astral seyhat, paralel evren, zamanda yolculuk gibi safsatlarla beyin sulandırıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miracın bedenen mi, yoksa rüyada mı gerçekleştiği konusunda müslümanlar ikiye bölünmüş durumda.

RTE gibiler bedenen geliştiğini düşünüyorlar. Bu tayfa arap masalları dinleyerek büyümüşlerdir.

Kafasını kuantum ile bozmuş nurcu ve benzeri tayfa da astral seyhat, paralel evren, zamanda yolculuk gibi safsatlarla beyin sulandırıyorlar.

buradan bir mezhep daha ÇIKAR mı dersin ? :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Misbah" kandil demek. "Kevkeb" ise gögu supurup saklanan her seye denir. Lisan al-arap ve butun kamuslarda bakilabilinir. Gezegenler kandil olmaz, isiklari yok.

Sana diyoruz ki; Mesabih = ışıldayanlar demektir. ışığını kendisi üretenler değil... Gezegenler de ışıklarını kendileri üretmedikleri halde pek ala ışıldarlar:

10258942_1508738889347542_4375716248648414214_o.jpg

Gürüyor musun Satürn, Güneşten aldığı ışıkla nasıl ışıldıyor ?

tarihinde Özden Kurt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Mesabih" "misbahin çogulu" : kandil için denir. Gökteki isildayanin gezegenler olup, yildizlar olmadigini nereden çikariyorsun pek iyi ? Bu terimle yildizlar kasdedilmekte.

Galileo dürbününü gökyüzüne çevirip inceleme yapana kadar, gezegenler de yıldız olarak düşünülüyordu. Ama gezegenler yıldızlar gibi sabit değil zamanla değişiyordu. Hızları da farklı olduğu için her bir bir gökte yüzüyordu. Yıldızlar ise alt göğün tavanına çakılıydı. Gök ile birlikte dönüyordu.

Gezegenlerin ne olduğu anlaşılıncaya kadar onlara gezen yıldızlar, (wandering stars) dendi. Meteorlara da kayan yıldız dediler.

Misbah sadece gök cisimleri için değil genel bir terimdir. Arabı da, çinlisi de, avrupalısı da hepsini yıldız olarak biliyordu.

Hatta senin kuranın meteorları bile yıldız zannediyor. Şeytanları taşlayan yıldız. Keh kih. :)

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...