Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 130
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Orada pulsarlara atıf var.. Ayrıca, Yukarıda kendi verdiğin tefsiri dikkatli okumuş olsaydın, orada duygusal bir korkudan bahsedilmediğini anlardın

TÂRIK, aslında "tark" kökünden ism-i fâildir. Tark, bir ses işitilecek şekilde şiddetle vurmak, çarpmaktır. Bu asıl mânâsından genişletilerek bunun gerektirdiği birçok mânâda kullanılmıştır. "Çekiç" ve "çomak" mânâsına "mıtraka" bu köktendir. Yol mânâsına gelen "tarîk" da bundan türetilmiştir. Zira yolcular ona ayak vururlar. Buna göre "târîk", esasen "tokmak vurur gibi şiddetle vuran" demek olduğu halde sonra ayak vurmak, yol tepmek mânâsıyla l

Şu yorumuma da bir ekleme yapayım

"Duygusal korkudan" bahsedilmediğinden kastım, Tarık sözcüğünün ayet içerisinde bu çok uzak anlamı ile özdeşleştirilemeyeceğidir. Yoksa böyle bir manası olduğunu kabul etmediğim anlamına gelmez.. Bilindiği üzre, sözcüklerin hangi anlama bürüneceğini çoğu kez içerisinde bulunduğu cümle belirler.

Ayrıca, İlgili ayetler Nötron yıldızları(pulsarlar) ile insan kalbinin bir sonucu olan "nabız atışı" arasında benzerlik kurmuştur.. Bu bağlamda, "Tarık" ifadesi muhteşem bir anlam kazanmaktadır.

.

tarihinde YalnizcaKuran tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yuh artık, ne karadeliği :)

Tarık 86:3 - Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.

Ayet, ışıktan bahsediyor.

Kara delikler sahip oldukarı çekim gücü dolayısıyla bir tek fotonun(ışığın) dahi uzaya geçişine izin vermezler.

YIDIZ NE İŞE YARAR BAKALIM ŞEYTAN TAŞLAMAYA YARAR

http://i.hizliresim.com/jJDJEr.png

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yuh artık, ne karadeliği :)

Tarık 86:3 - Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.

Ayet, ışıktan bahsediyor.

Kara delikler sahip oldukarı çekim gücü dolayısıyla bir tek fotonun(ışığın) dahi uzaya geçişine izin vermezler.

Ayetin Arapçasında “delik” anlamına gelen “sakb” kelime kökünden, “delik açan, delen ve delip geçen” anlamlarına gelen “essakibu” ifadesi kullanılmaktadır. Karadelikleri tarif eden bilimsel yayınlarda ise “delik açmak, delmek” anlamlarına gelen İngilizce “puncture” kelimesi kullanılmaktadır. Karadeliklerin özelliğini ifade etmek için Kuran’da kullanılan bu kelime son derece hikmetlidir. Ayette yıldızlarla ilgili bu bilgiye de dikkat çekilmiş olması, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan bir diğer önemli bilgidir.

Sanirim baska bir sayfada Karadelikti.

Hem karadelik, hem pulsar

Yine bir MUCIZE :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Delici yıldız çıplak gözle gözlemlenebilen bir şeydir. Karanlığı deler ve parlar. Pulsarlar ise küçük nötron yıldızlarıdır, ömürleri biten dev yıldızların artıkları oldukları için görünür ışıkları çok çok azdır. Işıkları yoktur demekte sakınca bulunmaz. Çıplak gözle görülmezler. Yaydıkları radyo dalgaları ile gözlemlenirler.

Görüldüğü gibi tarık pulsar filan değil. Şahap da zaten dururken akar hale geçmiş yıldız anlamında. Bundan da hiç bir şey çıkmaz.

Cahil yağmacı Arap bedevilerin dogmalarını aklamak için bu kadar akıl zorlayan saçma yorumlar yapmanın psikiyatrik bir açıklaması olmalı. Buna delilik hezeyanı denir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran' a göre üreme sıvısı (meni), bel ile kaburgalar arasından çıkıyor.

Kuran, modern tıp biliminin gerçeklerini inkar ediyor. Uzun zamandan beri tıp bilimi meninin (döl), sperm ve spermin içinde yüzdüğü sıvıdan oluştuğunu bilmektedir. Spermler, scrotumda (testis, haya) üretilmektedir. Spermlerin içinde yüzdüğü sıvı ise prostatta üretilmektedir. Yani meni, scrotumda ve prostatta üretilmektedir. Her ikisi de belden daha aşağıdaki anatomik bölgededir. Oysa ki Kuran' a göre meni, bel ile kaburgalar civarından çıkmaktadir! İşte Tarık Suresinin (Sure numarası 86' dır) 6.ve 7. ayetlerinin çeşitli çevirileri:

Diyanetin Çevirisi: 6- ATILAN BIR SUDAN YARATILDI. 7-(O SU) SIRT ILE GÖGÜS KAFESI ARASINDAN ÇIKAR.

Yaşar Nuri Öztürk' ün Çevirisi: 6-FIRLAYAN BIR SUYUN BIR PARÇACAĞINDAN YARATILDI O 7-BEL ILE KABURGALAR ARASINDAN ÇIKAR O SU.

Elmalılı Hamdi' nin Çevirisi: 6-BİR ATILGAN SUDAN YARATILDI. 7-KI, ARKA KEMIĞI ILE GÖĞÜS KEMIKLERI ARASINDAN ÇIKAR.

İnsanın, erkek vücudundan atılan bir sıvının (meni, döl) etkisiyle oluştuğunu en eski çağlardan beri tüm uygarlıklar biliyordu. Bu nedenle 6. ayette Kuran, yeni ve değişik bir şey söylemiyor. Herkesin o dönemde bile bildiği bir şeyi tekrarlıyor. Önemli olan iddiayı 7. ayette öne sürüyor Kuran: Atılan su (meni), bel ile kaburgalar arasından (kimi çeviriye göre sırt ile göğüs kafesi arasından) çıkar! Oysa modern tıp kitaplarına göre bel, sırt,kaburga ve göğüs kafesinden uzak bir bölgede, belden aşağı bölgelerde yapılır meni. Aşağıdaki şemada bunu detaylı olarak inceleyebilirsiniz (Kaynak: Sobotta Atlas of Human Anatomy, Urban & Schwarzenberg. Baltimore-Munich, 1983)

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=585

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meninin bel ve hele kaburga ile, hiç bir en küçük alakası yok. Prostat son omur kemiği olan kuyruk sokumundan bile aşağıda yahu! Elle muayenesi kolaylıkla yapılır yani, o derece! Testisler zaten vücudun içinde bile değil!

Sallamasyonun bu kadarı hiç bir yerde görülmemiştir yani! Bunu yazanın beli tutulmuş, icraatı bitmiş anlaşılan! "Aaaah bu bel, aaah bu bel! Gençliğim çürüdü, şimdi de bel tutmuyor ki!" diye yakınmaktan kafası sulanmış!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran' a göre üreme sıvısı (meni), bel ile kaburgalar arasından çıkıyor.

Kuran, modern tıp biliminin gerçeklerini inkar ediyor. Uzun zamandan beri tıp bilimi meninin (döl), sperm ve spermin içinde yüzdüğü sıvıdan oluştuğunu bilmektedir. Spermler, scrotumda (testis, haya) üretilmektedir. Spermlerin içinde yüzdüğü sıvı ise prostatta üretilmektedir. Yani meni, scrotumda ve prostatta üretilmektedir. Her ikisi de belden daha aşağıdaki anatomik bölgededir. Oysa ki Kuran' a göre meni, bel ile kaburgalar civarından çıkmaktadir! İşte Tarık Suresinin (Sure numarası 86' dır) 6.ve 7. ayetlerinin çeşitli çevirileri:

Diyanetin Çevirisi: 6- ATILAN BIR SUDAN YARATILDI. 7-(O SU) SIRT ILE GÖGÜS KAFESI ARASINDAN ÇIKAR.

Yaşar Nuri Öztürk' ün Çevirisi: 6-FIRLAYAN BIR SUYUN BIR PARÇACAĞINDAN YARATILDI O 7-BEL ILE KABURGALAR ARASINDAN ÇIKAR O SU.

Elmalılı Hamdi' nin Çevirisi: 6-BİR ATILGAN SUDAN YARATILDI. 7-KI, ARKA KEMIĞI ILE GÖĞÜS KEMIKLERI ARASINDAN ÇIKAR.

İnsanın, erkek vücudundan atılan bir sıvının (meni, döl) etkisiyle oluştuğunu en eski çağlardan beri tüm uygarlıklar biliyordu. Bu nedenle 6. ayette Kuran, yeni ve değişik bir şey söylemiyor. Herkesin o dönemde bile bildiği bir şeyi tekrarlıyor. Önemli olan iddiayı 7. ayette öne sürüyor Kuran: Atılan su (meni), bel ile kaburgalar arasından (kimi çeviriye göre sırt ile göğüs kafesi arasından) çıkar! Oysa modern tıp kitaplarına göre bel, sırt,kaburga ve göğüs kafesinden uzak bir bölgede, belden aşağı bölgelerde yapılır meni. Aşağıdaki şemada bunu detaylı olarak inceleyebilirsiniz (Kaynak: Sobotta Atlas of Human Anatomy, Urban & Schwarzenberg. Baltimore-Munich, 1983)

http://www.turandurs...hread.php?t=585

Meninin bel ve hele kaburga ile, hiç bir en küçük alakası yok. Prostat son omur kemiği olan kuyruk sokumundan bile aşağıda yahu! Elle muayenesi kolaylıkla yapılır yani, o derece! Testisler zaten vücudun içinde bile değil!

Sallamasyonun bu kadarı hiç bir yerde görülmemiştir yani! Bunu yazanın beli tutulmuş, icraatı bitmiş anlaşılan! "Aaaah bu bel, aaah bu bel! Gençliğim çürüdü, şimdi de bel tutmuyor ki!" diye yakınmaktan kafası sulanmış!

İyi de zaten ilgili ayetler üreme hücrelerinden değil, kandan bahsediyor :)

Eski müfessirlerin ilgili ayetleri üreme hücreleriyle ilişkilendirmeleri cehalet dışında birşey değil.

Burada asıl dikkat çeken şey, kalp atımı ile özel bir tür yıldız çeşidi olan nötron yıldızları arasındaki kurulan naif benzetmedir.

.

tarihinde YalnizcaKuran tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi Tarık suresi iddia edildiği gibi bir çelişki içermemektedir.

Yaptigin sacmaligi sana ornekle anlatayim, ogren cahil kalma...

Kuranda YanlnizcaKuran kafasi basmayan biridir yazsa, o kafa basmayan kelimesi ile aslinda yuzgeci yoktur demek istemistir diye yorumlayabilirsin. Cunku o derece kafan basmiyor.

Venuse Kuran yildiz diyor. Ustune meninin ciktigi yeri yanlis biliyor. Bunu bile anlamaktan acizsin, sirf Kurani kurtaracagim diye yapmadiginiz sebeklik yok. Ustune Kuran kendisi icin apaciktir diyor. Yani adam Venus diyorsa, bunun ozel bir anlami yok, bildigin venusten bahsettigini kendisi soyluyor.

Orda kandan bahsetmiyor, insanlar o zamanlarda bir bebegin nasil oldugunu biliyor. Daha dogrusu meniden yaratildigini saniyorlar.Kuranda bu bilgiyi tasdik ediyor. :) Kan diyecek olsa, direkt olarak kan derdi. Cunku apacik bir kitap o.

tarihinde skander tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Delici yıldız çıplak gözle gözlemlenebilen bir şeydir. Karanlığı deler ve parlar. Pulsarlar ise küçük nötron yıldızlarıdır, ömürleri biten dev yıldızların artıkları oldukları için görünür ışıkları çok çok azdır. Işıkları yoktur demekte sakınca bulunmaz. Çıplak gözle görülmezler. Yaydıkları radyo dalgaları ile gözlemlenirler.

Görüldüğü gibi tarık pulsar filan değil. Şahap da zaten dururken akar hale geçmiş yıldız anlamında. Bundan da hiç bir şey çıkmaz.

Cahil yağmacı Arap bedevilerin dogmalarını aklamak için bu kadar akıl zorlayan saçma yorumlar yapmanın psikiyatrik bir açıklaması olmalı. Buna delilik hezeyanı denir.

Yanılyorsun..

Ayette senin anlatmaya çalıştığın gibi 360 derece etrafa yayılan bir parlaklıktan yada "mutlak kadir gök" gibisinden kategorilendirmeden bahsedilmiyor..

İlgili ifade gerçekten de çok enteresan..

TARIK 86:3 - en necmu es sâkıbu (Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.)

"es sâkıbu" ifadesini inceleyelim;

Sakb: Delinme, delme. Bir taraftan diğer tarafa kadar açık olan delik.

Sakb: İnce, uzun. Ev ortasında olan direk.

Sakb kökünden türeyen bir kelime olan Sakbe ise,

Sakbe: Çadır direği. Oklava.

Nötron yıldızına ilişkin şu çizimi görünce ayetteki "es sâkıbu" ifadesinin rastgele yazılmadığını, ne kadar da bilinçli bir seçim olduğunu çok daha iyi anlayacaksın..

429881488081.jpg

.

tarihinde YalnizcaKuran tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne de olsa orjinal metin ellerimizde ve orjinal metine bakınca şunu çok açık bir şekilde görüyoruz ki, "Kur'anın yazarı" 2014 yılında olmamıza rağmen 1400 yıl önceki kitabıyla bizden fersah fersah ileride yol almaktadır..

Neyin orijinal metni? Kuran'ın mı? Dalga geçiyorsun herhalde.

Herhalde senin Kuran'ın yazıldığı ıvır zıvırları Osman'ın yaktırdığından da haberin yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaptigin sacmaligi sana ornekle anlatayim, ogren cahil kalma...

Kuranda YanlnizcaKuran kafasi basmayan biridir yazsa, o kafa basmayan kelimesi ile aslinda yuzgeci yoktur demek istemistir diye yorumlayabilirsin. Cunku o derece kafan basmiyor.

Venuse Kuran yildiz diyor. Ustune meninin ciktigi yeri yanlis biliyor. Bunu bile anlamaktan acizsin, sirf Kurani kurtaracagim diye yapmadiginiz sebeklik yok. Ustune Kuran kendisi icin apaciktir diyor. Yani adam Venus diyorsa, bunun ozel bir anlami yok, bildigin venusten bahsettigini kendisi soyluyor.

Orda kandan bahsetmiyor, insanlar o zamanlarda bir bebegin nasil oldugunu biliyor. Daha dogrusu meniden yaratildigini saniyorlar.Kuranda bu bilgiyi tasdik ediyor. :) Kan diyecek olsa, direkt olarak kan derdi. Cunku apacik bir kitap o.

İlgili Ayet, bel ile kaburga arasında fışkıran bir tür sudan bahsediyor.. Ve sen de bu kan olsaydı ayet apaçık "kan" yazardı diyorsun :)

Birşeyi anlatmanın birçok yolu vardır.. Orada neden direkt kandan bahsedilmemiş neden nabızdan bahsedilmiş, neden Tarık ifadesi var diye hiç düşünmeden kendi ezberini sıralıyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlgili Ayet, bel ile kaburga arasında fışkıran bir tür sudan bahsediyor.. Ve sen de bu kan olsaydı ayet apaçık "kan" yazardı diyorsun :)

Birşeyi anlatmanın birçok yolu vardır.. Orada neden direkt kandan bahsedilmemiş neden nabızdan bahsedilmiş, neden Tarık ifadesi var diye hiç düşünmeden kendi ezberini sıralıyorsun

fışkıran diyor kardeşim...nedir fışkıran ŞEY ? kan mı ? insan kandan mı yaratılıyor ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

fışkıran diyor kardeşim...nedir fışkıran ŞEY ? kan mı ? insan kandan mı yaratılıyor ?

İnsan sadece üreme hücreleriyle mi yaratılır?

Yaratılmaktan kasıt nedir?

İnsanın yaratılması belirli bir dönemi mi kapsar?

Her yemek yiyişimizde vucudumuzun bir kısmı yeni baştan değişmiyor mu yaratılmıyor mu?

15 yıl önceki fotoğrafını al bak bakalım, sana ne kadar benziyor?

Embriyo da kalp atımı kan dolaşımı 6. haftada başlıyor, bu embriyonun gelişimi, yaradılışının başka bir evresi anlamına gelmez mi?

tarihinde YalnizcaKuran tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel arkadaşım ayet Necm'den yani Yıldız'dan bahsediyor..

Dünyaya yıldız çarpsaydı :) senin iddianı düşünürdük. Zira, Kur'an anlatımlarında meteor ve yıldız ifadeleri birbirinden ayrıdır.

Aşağıda ki linkte yer alan 2. başlık olan "keşif"i okuduktan sonra ilgili ayette ki "Tarık" sözcüğünün ardındaki ki olağanüstü naifliği farkedeceksin. Tabii, dogmaların gözlerine yeni yeni perdeler örtmezse!

http://tr.wikipedia.org/wiki/Pulsar

Bedeviye fazladan ilim yüklemektesiniz. Bedevi için gökteki yıldızlar ile göktaşları arasında bir fark yoktur, çünkü onlar zaten şeytanlara atılan taşlardır. Bu yüzden onları aynı isimlerle anmasından doğal herhangi bir şey olamaz.

  • Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, çıkıverip de yürek hoplatana.

  • Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.

Geceyi yaran ve öd kopartan şey göktaşının patlamasıdır. Verdiğim linkteki görüntüler tam olarak buna bir örnektir. Durduk yerde olur, ışık saçar ve patlama ile son bulur. Bedevi de, duruma göre hikayeye uydurabilirse: aha allah şeydanı badladdı, der olur biter.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yanılyorsun..

Yanılmıyorum. Pulsarın ne olduğunu iyi bilirim. Verdiğin resim temsili. Pulsar böyle görünür ışıma yapmaz. İki tarafa uzanan hüzmeler görünür ışık değil, radyo dalgalarıdır. Yıldız çok yoğun olduğu için çok güçlü manyetik alanı vardır ve yaydığı radyo dalgalarını manyetik alanın en güçlü olduğu kutuplarından verir.

Yıldız dönerken kutupları bize doğru döndükçe radyo sinyali alırız. Darbeli sinyal almamız bu yüzdendir.

Neyse... Mızrak da sekban'dır. Bu, karanlığı delen parlak yıldız demek. Jüpiter veya Venüs olması olası. Bu anlam apaçıktır, oraya buraya çekmenin yolu yoktur. Böyle saçma sapan benzetmelerle bir yere varılmaz. Koşan atların hızlı nefes alıp vermeleri kastedilerek "hızlı hızlı inip kalkanlar" dendiğinde motor pistonlarının kastedildiğini söylemek kadar saçmadır.

Yanılan, hem de fena halde yanılan sensin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlgili Ayet, bel ile kaburga arasında fışkıran bir tür sudan bahsediyor.. Ve sen de bu kan olsaydı ayet apaçık "kan" yazardı diyorsun :)

Bahsettigi sey erkek dolu. Baskas bisey degil. Eleman bu icerde biryerlerde yapiliyor, sonrada disari cikarken fiskiriyor diye anlatiyor iste. Kan senin uydurman. Orada bahsettigi sey o kadar bariz belliki, farkli bir anlam yukleyip, oradaki bilimsel yanlisligi gormene ragmen, cehennem korkusuyla sana farkli anlamlar varmis gibi geliyor.

Sen burada yazan dogru mudur diye dusunmuyorsun? Ama burada yazani nasil anlamaliyimki dogru olsun diye dusunuyorsun. Tamamen dangalaklik yaptigin.

Birşeyi anlatmanın birçok yolu vardır.. Orada neden direkt kandan bahsedilmemiş neden nabızdan bahsedilmiş, neden Tarık ifadesi var diye hiç düşünmeden kendi ezberini sıralıyorsun

Nabiz falan yok, o senin uydurman. :) Adam bisey uyduruyor, ondan sonra uydurdugu seye inaniyor yahu.

Ampulun biri Muhammede Tarik nedir diye sormus, oda biluyormus gibi sallamis iste. Bu kadar basit bunun aciklamasi.

Ayni sekilde insanin nasil olustugunu bilmiyor, ama sonucta meninin basina icerde biseyler gelip insan oldugunu bildigi icin o sivinin kadin vucudunda cocugu olusturdugunu dusunuyor elin Arabi. Sende tamamen ariza bir sekilde olayi yorumluyorsun. Muhammed bilmiyor, bunun ne oldugunuda bilmiyorum diyemiyor, yoksa foyasi ortaya cikacak, salliyor, bu kadar basit.

tarihinde skander tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...