Jump to content

Yanlış yorumlanan ayet nisa 3


Recommended Posts

Ne yazık ki olması gereken meal o değildir.

fî yetâme: yetimler hakkında, konusunda

en nisâi: kadınlar

elletî: ki onlar

lâ tu'tûne-hunne: onlara vermiyorsunuz

mâ: şey

kutibe: yazıldı, farz kılındı

lehunne: onlar, onlara, onlar için

ve tergabûne: ve rağbet ediyorsunuz, arzuluyorsunuz, istiyorsunuz

en tenkihû-hunne: onları nikâhlamanız

ve el mustad'afîne: ve zayıf olanlar, aciz olanlar

Ünlü ayet bükücülerden Yaşar Nuri Öztürk gene klasını konuşturmuş ve yukardaki sözcüklerden nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri'ni çıkartabilmiş. Kuran'ınız Yaşar Nuri'ninki midir? Bunu kabul ediyorsanız, bundan sonra buna göre gidelim. Fakat tek bir çeviriyi kabul edip diğerlerini yok sayarken, yok saydığınız insanların bir kısmının Yaşar nuri'den frsah fersah ötede alimler olduğunu bilmenizde fayda var.

Örneğin, bu aşağıdaki, pickhtal'in mealinden, ki o da yine diğer alimler ile uyum içindedir:

And they request from you, [O Muhammad], a [legal] ruling concerning women. Say, " Allah gives you a ruling about them and [about] what has been recited to you in the Book concerning the orphan girls to whom you do not give what is decreed for them - and [yet] you desire to marry them - and concerning the oppressed among children and that you maintain for orphans [their rights] in justice." And whatever you do of good - indeed, Allah is ever Knowing of it.

Tek bir mealcinin değil, aralardan seçme olanlara göre giderim derseniz de, daha önce önermiştik: kendi kuranınızı yazın ve ona göre gidelim, hem belki sizin sayenizde milyarlar da müslüman olur.

Daha önce de söylemiştim, ben şu yada bu kişi, Kur'an'ı baştan aşağı doğru meallendirmiştir demem. Üstelik alimlerin kendileri de demezler zaten. Bu yüzden hangi alim iligili ayeti, Kur'an'ın bütünlüğüne uygun meallendirdiyse, benim örneğim o ayettir. Bu örnekte de doğruyu Yaşar Nuri verdiği için onunkini yazdım.

yetâme en nisâi : o kadınların yetimleri demektir.

Kur'an da çoğu ayet, hadislerden evrilerek meallendirilmiştir. Bu ayette de Peygamberin eşi Ayşe'ye atfedilen hadis sebebiyle müfessirler bu şekilde çevirmiştir.

Buna benzer bir çok örneği konusu geldikçe ortaya koyarım tartışırız.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 62
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Peygamberi her hususta taklid etmek caiz olmaz.

4 eşe kadar izin vardır.

O kadar.

Ellere şapur şupur da bize yarabbi şükür mü!!

Benim başım kel mi :D

Hani o da insandı hani alçak gönüllüydü memleketin ... doymuş adam yahu.. Hala o seçilmişti o haketmişti muhabbetleri...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem Muhammed uçkuruna çok düşkündü neden 6 eş ve 9 cariyeyle neden yetindi? Dilediği kadar alamaz mıydı?

Birisi bana aynen bu soruyu sormuştu :D

15 kişiyle yetinmiş... :D

15 bilineni var. Bu bile tek başına ateist olma sebebidir. 6 yı 9 u geçtim.

Çatıya kiremit döşeme ayetlerin gelmiş hayırlı olsun :D

Acayip malzeme var bu işte diyorum kafası çalışana..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bu müslüm beyni stop etti, kaçacak yer bulamadı, sığınacak bahanesi kalmadı, islamın yetim kız çocuklarını barbarca kullanan bir geri ve vahşi din olduğu apaçık ortaya çıktı ya...

Aradan hiç zaman geçmez. Sanki hiç bir şey olmamış gibi tutar yine islamın yetim haklarını koruduğu için ne kadar yüce bir din olduğundan dem vurur. Bunlarda beyin çalışmadığı gibi vicdan da çalışmaz. Ahlak yoktur. Utanma yoktur. Yüzleri kızarmaz. Hiç bahanemiz kalmadı, savunacak fikrimiz, tutunacak dalımız yok demezler. Pişkin pişkin en üstün fikrin kendilerinde olduğunu utanmadan sıkılmadan iddia ederler.

Ben ömrü hayatımda müslümlerden bir cacık olabileceğine dair bir emare, en küçük belirti görmedim. Böyle bir olasılık sıfır. Bunlardan ne cacık olur, ne başka işe yarar düzgün bir şey. Bunlardan hiç bir şey olmaz.

Çünkü bunların yöntemi yalanın en büyüğünü, gerçeğe en aykırı olanını iddia et ki inandırıcı olsun şeklindedir. Bin lira çaldın mı hapse girdiğini, ama beş yüz milyon dolar, yanında üç yüz milyon avro ve yanında bir de on milyar lira çaldın mı el üstünde tutulduğunu bilirler. Aynen bunun gibi. Yalan söyledin mi en büyük gerçeğin tam tersini en iddialı biçimde söyleyeceksin. İnanacak bir sürü, yığın yığın aptal çıkar. Bu işler böyledir.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha önce de söylemiştim, ben şu yada bu kişi, Kur'an'ı baştan aşağı doğru meallendirmiştir demem. Üstelik alimlerin kendileri de demezler zaten. Bu yüzden hangi alim iligili ayeti, Kur'an'ın bütünlüğüne uygun meallendirdiyse, benim örneğim o ayettir. Bu örnekte de doğruyu Yaşar Nuri verdiği için onunkini yazdım.

yetâme en nisâi : o kadınların yetimleri demektir.

Kur'an da çoğu ayet, hadislerden evrilerek meallendirilmiştir. Bu ayette de Peygamberin eşi Ayşe'ye atfedilen hadis sebebiyle müfessirler bu şekilde çevirmiştir.

Buna benzer bir çok örneği konusu geldikçe ortaya koyarım tartışırız.

yetimlerin kadınları demektir. Buradan: yetimlerin, kadın olanları, anlaşılır. Çünkü yetim cinsiyetsiz bir sözcüktür. Bu yüzden yetimlerden, kadın olanlar diye belirtmektedir.

Diğer türlü, yetimlerin bakıcı kadınları vb söz konusu ise:

1 - yetimin bir bakıcısı var ve muhtemelen mirası da var (Nisa:2) Bu durumda yetimler gül gibi geçinip gidebilecekken, neden bakıcıları(?) ile evlenip yetimleri illa himaye etmek gerekiyor?

2 - Yetimlerin mirası olmasın ve bakıcı kadınları olsun. Bakıcı kadın akraba ise, zaten hür kadın olarak kendi hukuku vardır. Neden yetim üzerinden gidilmekte?

3 - Yetimin kadını ümmül veled ise, baba ölünce gene hürdür, bkz: madde 2

4 - Yetimin kadını cariye ise, yetimi almak için cariye ile evlenmek şart değil; yetimi alır, cariyeyi de ister yetimden satın alır, ister ikisini beraber alır, isterse cariye ile evlenir.

5 - Hoşa giden kadın meselesi halen çözülmüş değil, allah yetim almayı hoşa gitmeye bağladığı için, yetim kalmasının yanısıra bir de çirkin bakıcıya sahip olmak gibi bir şanssızlığa sahip olan çocuğun akıbeti nedir? Allah bu kadar akıldan yoksun mudur?

6 - Muhammed zekerini doyurabilmek için yetimleri evlatlıktan çıkartmıştır. Bu durumda yetimin bakıcısı ile evlenmeyi ancak ve ancak yetimin bakıcısını düzebilmek için önerebilir; çünkü başkasının yetimi artık cici babanın evladı değildir. Ahzab 4-5.

Her halukarda Nisa:3 ve 127 kadın düzmek üzerinedir. Her ikisi de yetim çocukların düzülmesi konusundadır. Sizin hayır bahsedilen yetimlerin bakıcısıdır çeviriniz de yine konunun düzme ve seks üzerine olduğu gerçeğini değiştirmez, sadece gerçeğin bir kısmını örtmeye çalıştığınızı gösterir.

Üzülmeyin, kısmi kafirlik de yakışmadı değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yetimlerin kadınları demektir. Buradan: yetimlerin, kadın olanları, anlaşılır. Çünkü yetim cinsiyetsiz bir sözcüktür. Bu yüzden yetimlerden, kadın olanlar diye belirtmektedir.

Diğer türlü, yetimlerin bakıcı kadınları vb söz konusu ise:

1 - yetimin bir bakıcısı var ve muhtemelen mirası da var (Nisa:2) Bu durumda yetimler gül gibi geçinip gidebilecekken, neden bakıcıları(?) ile evlenip yetimleri illa himaye etmek gerekiyor?

2 - Yetimlerin mirası olmasın ve bakıcı kadınları olsun. Bakıcı kadın akraba ise, zaten hür kadın olarak kendi hukuku vardır. Neden yetim üzerinden gidilmekte?

3 - Yetimin kadını ümmül veled ise, baba ölünce gene hürdür, bkz: madde 2

4 - Yetimin kadını cariye ise, yetimi almak için cariye ile evlenmek şart değil; yetimi alır, cariyeyi de ister yetimden satın alır, ister ikisini beraber alır, isterse cariye ile evlenir.

5 - Hoşa giden kadın meselesi halen çözülmüş değil, allah yetim almayı hoşa gitmeye bağladığı için, yetim kalmasının yanısıra bir de çirkin bakıcıya sahip olmak gibi bir şanssızlığa sahip olan çocuğun akıbeti nedir? Allah bu kadar akıldan yoksun mudur?

6 - Muhammed zekerini doyurabilmek için yetimleri evlatlıktan çıkartmıştır. Bu durumda yetimin bakıcısı ile evlenmeyi ancak ve ancak yetimin bakıcısını düzebilmek için önerebilir; çünkü başkasının yetimi artık cici babanın evladı değildir. Ahzab 4-5.

Her halukarda Nisa:3 ve 127 kadın düzmek üzerinedir. Her ikisi de yetim çocukların düzülmesi konusundadır. Sizin hayır bahsedilen yetimlerin bakıcısıdır çeviriniz de yine konunun düzme ve seks üzerine olduğu gerçeğini değiştirmez, sadece gerçeğin bir kısmını örtmeye çalıştığınızı gösterir.

Üzülmeyin, kısmi kafirlik de yakışmadı değil.

Ve in hiftum : Şayet korkarsanız

ellâ tuksitû : doğru/adaletli/ölçülü davranmamaya

fî’l-yetâmâ : yetimler hususunda

fenkihû : öyleyse nikahlayın

mâ tâbe : uygun olanı, hoşa gideni

lekum : sizin için

mine’n-nisâi : o kadınlardan

mesnâ ve sülâse ve rubâa : ikişer, üçer, dörder

fe in hiftum : ve şayet korkarsanız

ellâ te’dilû : adaletli davranmamaya

fe vâhideten : öyleyse bir tane

ev : veya

mâ meleket eymânukum : sağ ellerinizin/yeminlerinizin/gücünüzün sahip olduğunu

zâlike ednâ : işte şu en uygunudur

ellâ teûlû : haksızlık etmemenize

Nisa-3

“Eğer yetimler hususunda haksızlık yapmaktan korkarsanız, sizin için hoşa giden o kadınlardan ikişer, üçer, dörder ve şayet, yine adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane veya ellerinizle sahip olduğunuzu nikahlayın. Haksızlık etmemeniz için en uygunu budur.”

Yetim, ergenlik çağına ulaşmadan önce, babasını kaybeden hem erkek hem de dişi için kullanılır.

Dolayısıyla, ayette yetim kızlar dan değil; genel olarak yetimlerden bahsedilmektedir ve yetimler henüz ergenlik çağına ulaşmamış çocuklar olduklarından dolayı, onlarla evlenilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz.

Bu ayette babaları ölmüş yetim çocuklara sahip çıkmak için, ikinci, üçüncü, dördüncü… evlilikleri yapmaya ruhsat verilmektedir.

Neden yetimler konusunda bir haksızlık oluşmaması için o kadınlarla evlenilmesi tavsiye edilmektedir?

Bakara-220

Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: “Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız. (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah, dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Nisa-6

Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Şimdi tekrar okuyunuz.

Nisa-127.

Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar.

De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.

benim anladığım budur.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisa-127.

Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar.

De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.

benim anladığım budur.

İslam dünyasının senin ne anladığını takacağını hiç sanmam. Müslümanlar ne anlayacaklarını 1400 yıldır anlamış zaten. Sen kendini kandırmaya devam et, anlaşılan ancak böyle huzur bulabiliyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ve in hiftum : Şayet korkarsanız

ellâ tuksitû : doğru/adaletli/ölçülü davranmamaya

fî’l-yetâmâ : yetimler hususunda

fenkihû : öyleyse nikahlayın

mâ tâbe : uygun olanı, hoşa gideni

lekum : sizin için

mine’n-nisâi : o kadınlardan

mesnâ ve sülâse ve rubâa : ikişer, üçer, dörder

fe in hiftum : ve şayet korkarsanız

ellâ te’dilû : adaletli davranmamaya

fe vâhideten : öyleyse bir tane

ev : veya

mâ meleket eymânukum : sağ ellerinizin/yeminlerinizin/gücünüzün sahip olduğunu

zâlike ednâ : işte şu en uygunudur

ellâ teûlû : haksızlık etmemenize

Nisa-3

“Eğer yetimler hususunda haksızlık yapmaktan korkarsanız, sizin için hoşa giden o kadınlardan ikişer, üçer, dörder ve şayet, yine adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane veya ellerinizle sahip olduğunuzu nikahlayın. Haksızlık etmemeniz için en uygunu budur.”

Yetim, ergenlik çağına ulaşmadan önce, babasını kaybeden hem erkek hem de dişi için kullanılır.

Dolayısıyla, ayette yetim kızlar dan değil; genel olarak yetimlerden bahsedilmektedir ve yetimler henüz ergenlik çağına ulaşmamış çocuklar olduklarından dolayı, onlarla evlenilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz.

Bu ayette babaları ölmüş yetim çocuklara sahip çıkmak için, ikinci, üçüncü, dördüncü… evlilikleri yapmaya ruhsat verilmektedir.

Neden yetimler konusunda bir haksızlık oluşmaması için o kadınlarla evlenilmesi tavsiye edilmektedir?

Bakara-220

Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: “Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız. (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah, dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Nisa-6

Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Şimdi tekrar okuyunuz.

Nisa-127.

Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar.

De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.

benim anladığım budur.

Kırmızı kısım tamamı ile uydurmadır. Kızların yaş sınırı olmadan evlendirildiklerini biliyoruz. Mavi kısımda ise büyük ihtimalle erkek yetimlerden bahsedildiği anlaşılıyor. Zira evlenme çağına gelmeleri, mal mülk ve varlığa ihtiyaç duymaları anlamına gelir. Mehiri erkek verir. Zaten kadınların görevi yataklarını kimseye çiğnetmemek iken, erkeğin görevi evin geçimini sağlamaktır. Ayrıca bu ayetle ilgili olarak elmalılı, rifaanın geride bıraktığı oğluna bakan amcasının sorusu üzerine indiğini söyler.

Arapça bilen birileri Nisa-6da kadın yetimlerden bahsedilip bahsedilmediği konusunda, sözcüklerin dişil veya eril olmasına göre yorum yapabilirse daha da açık olacaktır.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2, 5 ve 6 da yetim ifadesi genel. 3 ve 4 de "nisa" sözcükleri açıkça geçiyor. Bu arapçada yaş söz konusu olmaksızın tüm insan dişilerini kapsar. Nisa 3 burada tartışılan ve tamamlayıcısı apaçık yetim kız çocuklarını mehirsiz üç beş kuruş atıp nikahlamaya fetvayı allah veriyor yazan nisa 127.

Toplumda ağırlığı olan adamların kızlarını mehirsiz almak olanaksızdı. Ama savaşta ölenlerin küçük yetim kızlarını mehirsiz alıyorlardı ve buna da ayetle izin verilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arapça bilen birileri Nisa-6da kadın yetimlerden bahsedilip bahsedilmediği konusunda, sözcüklerin dişil veya eril olmasına göre yorum yapabilirse daha da açık olacaktır.

Arapça yetim kelimesi hem erili hem de dişili kapsıyor. Nisa/6'da her ikisi de kastediliyordur.

Nisa/127. Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.” Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere âdil davranmanıza dair, size okunmakta olan âyetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

Ben hayatımda bu kadar saçma bir ifade az görmüşümdür. Şurada ne anlatılmak istendiği bile belli değil.

Fetva kadınlar hakkında isteniyor, araya yetim kızlar, çocuklar ve yetimler sokuşturulmuş. Ayetler bir şeyi açıklıyormuş ama neyi açıklıyor, anlayan beri gelsin.

Konu miras ile ilgili olduğuna göre "evlenmek istenen yetim kızlar" yerine "evlenmek istenen kadınların yetimleri" koymak saçma çünkü evlenmek istenen bir kadının yetiminin mirasla ne alakası var?

İnsan ancak gözetimi altındaki yetimin mirasından sorumlu olur, kendi gözetiminde değil de başkalarının gözetimi altındaki yetimin mirası neden onu ilgilendirsin?

Ayrıca yetim babası ölmüş çocuk değil mi? O zaman bu yetimin mirası hakkında söz sahibi olması gereken anasıdır, başkalarına ne oluyor?

Abdullah Yusuf Ali (İngilizce) :

4.127 - They ask thy instruction concerning the women say: Allah doth instruct you about them: and (remember) what hath been rehearsed unto you in the book, concerning the orphans of women to whom ye give not the portions prescribed, and yet whom ye desire to marry, as also concerning the children who are weak and oppressed: that ye stand firm for justice to orphans there is not a good deed which ye do, but Allah is well acquainted therewith.

Muhammed Marmaduke Pickthall (İngilizce) :

4.127 - They consult thee concerning women. Say: Allah giveth you decree concerning them, and the Scripture which hath been recited unto you (giveth decree), concerning female orphans unto whom ye give not that which is ordained for them though ye desire to marry them, and (concerning) the weak among children, and that ye should deal justly with orphans. Whatever good ye do, lo! Allah is ever Aware of it.

Abdullah Yusuf Ali :

4.127 - They ask thy instruction concerning the women say: Allah doth instruct you about them: and (remember) what hath been rehearsed unto you in the book, concerning the orphans of women to whom ye give not the portions prescribed, and yet whom ye desire to marry, as also concerning the children who are weak and oppressed: that ye stand firm for justice to orphans there is not a good deed which ye do, but Allah is well acquainted therewith.

Hajj Abdalhaqq and Aisha Bewley :

4.127 - They will ask you for a fatwa about women. Say, 'Allah gives you a fatwa about them; and also what is recited to you in the Book about orphan girls to whom you do not give the inheritance they are owed, while at the same time desiring to marry them; and also about young children who are denied their rights: that you should act justly with respect to orphans.' Whatever good you do, Allah knows it.

Mohammad Abdel Haleem :

4.127 - They ask you (Prophet) for a ruling about women. Say, 'God Himself gives you a ruling about them. You already have what has been recited to you in the Scripture about orphan girls (in your charge) from whom you withhold the prescribed shares (of their inheritance) and whom you wish to marry, and also about helpless children- God instructs you to treat orphans fairly: He is well aware of whatever good you do.'

Mohammad Asad :

4.127 - AND THEY will ask thee to enlighten them about the laws concerning women. Say: "God (Himself) en­lightens you about the laws concerning them"- for (His will is shown) in what is being conveyed unto you through this divine writ about orphan women (in your charge), to whom - because you yourselves may be desirous of marrying them - you do not give that which has been ordained for them; and about help­less children; and about your duty to treat orphans with equity. And whatever good you may do - be­hold, God has indeed full knowledge thereof.

Mohammad Habib Shakir :

4.127 - And they ask you a decision about women. Say: Allahmakes known to you His decision concerning them, and thatwhich is recited to you in the Book concerning female orphanswhom you do not give what is appointed for them while you desireto marry them, and concerning the weak among children, andthat you should deal towards orphans with equity; and whatevergood you do, Allah surely knows it.

Mohammad Marmaduke Pickthall :

4.127 - They consult thee concerning women. Say: Allah giveth you decree concerning them, and the Scripture which hath been recited unto you (giveth decree), concerning female orphans unto whom ye give not that which is ordained for them though ye desire to marry them, and (concerning) the weak among children, and that ye should deal justly with orphans. Whatever good ye do, lo! Allah is ever Aware of it.

Muhammad Habib Shakir (Ingilizce) :

4.127 - "And they ask you a decision about women. Say: Allahmakes known to you His decision concerning them, and thatwhich is recited to you in the Book concerning female orphanswhom you do not give what is appointed for them while you desireto marry them, and concerning the weak among children, andthat you should deal towards orphans with equity; and whatevergood you do, Allah surely knows it."

M Hilali and Muhsin Khan :

4.127 - They ask your legal instruction concerning women, say: Allah instructs you about them, and about what is recited unto you in the Book concerning the orphan girls whom you give not the prescribed portions (as regards Mahr and inheritance) and yet whom you desire to marry, and (concerning) the children who are weak and oppressed, and that you stand firm for justice to orphans. And whatever good you do, Allah is Ever All-Aware of it.

Thomas B Irving :

4.127 - (XIX) They will consult you concerning women . SAY: "God advises you about them, and what is recited to you from the Book concerning orphan women whom you have not given what was assigned to them while you are disinclined to marry them; and minor children, and supporting orphans with (all) fairness. God is Aware of any good you do.

Yukardaki 11 İngilizce çeviride 9 tanesi "yetim kızlar", 2 tanesi de "kadınların yetimleri" diye çevrilmiş, güya bu kitap apaçık ve tüm insanlığa gönderilmiş, ulan daha iki kelime üzerinde bile fikir birliği yokken bu kitap nasıl apaçık ve tüm insanlığa gönderilmiş oluyor? Bunu iddia edenlerin mantığı nasıl çalışıyor, ben daha çözemedim. Aslında bu saçmalıklardan mantıklı bir şey çıkarmaya çalışmak akıllı bir insanın uğraşacağı işler değil ama ne yapalım bu zırvalara inanan milyarlar var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki neden ortada çocuk yok hiç?

Muhammed eğer gerçekten yaşadıysa hiç çocuğu olmamış. Gençliğini zaten yaşlı bir dul ile geçirmiş. Hatice mutlaka ki menopoza çoktan girmişti. Muhammedin kızları denilen kızlar Hatice'nin önceki kocalarından olma kızlarıdır. Muhammed bunlara kızlarım diyordu. Daha sonra cariyelerden filan olan çocuklar muhammedin değildir. Muhammedin çocuğu olsa eşlerinin çoğu hamile kalırdı. Sadece cariyeleri kalmazdı. Cariyeleri hamile bırakanlar başkaları.

Nisa 127 de ise anlatmaya çalışılan şu: Bazı kişiler Nisa 3 uyarınca yetim kızları mehir vermeden nikahlayıp yatağa atıyoruz, acaba bu yaptığımız doğru mu diye fetva istemişler. Belli ki bazı acı olaylar yaşanmış. Koca koca heriflere verilen küçücük kızlar bir çok dram yaşamış. Bunun üzerine rahatsız olan birileri olmuş.

Fetva hemen kesiliyor: Küçük yetim kızları isterlerse ölsünler, nikahlayıp yatağa atmaya devam. Mehir konusuna gelince üç beş kuruş vicdanınızı rahatlatacak bir sadaka atın geçin. Sonra doğru yatağa götürün.

Nisa 127 anlamı bu. "Yetamen nisa" Yetim nisa demek. Nisa yaş söz konusu olmaksızın tüm insan dişileridir. Yetim kadın diye veya kadınların yetimleri diye çevirmek yanlış. En doğru çeviri yetim kızlardır. Çünkü bunların çocuk (vildan) olduğu apaçık söyleniyor ve oğlan çocukları da değiller, çünkü dişil ek olan "hunne" var.

Tüm yetim çocuklar hakkında olan ayetleri belirttim. 3 ve 127 ise nikahlanmak istenen yetim kızlar hakkında.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ekleyeyim ki ben kadın kız ayrımını bu toplumun yaptığı rezilce şekilde yapmıyorum. Bu toplum çok fazla ahlaksız ve ayrımcı, ilkel ve cahil bir toplum. Bu ahlaksız geri müslüm toplumların kavramlarını kullanmak bana utanç verir. Ben kız derken cinsel olgunluğa ulaşmamış yaşta, kadın derken bu yaşın üstündekileri kastederim. Cinsiyet ayrımı da yapmam, benim için erkekler de aynıdır. Cinsel olgunluğa ulaşmamışlar oğlan, bu yaşın üstündekiler adamdır. Kız-kadın. Oğlan-adam. Kavramlar bu şekilde yerli yerine oturmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca bu ayetle ilgili olarak elmalılı, rifaanın geride bıraktığı oğluna bakan amcasının sorusu üzerine indiğini söyler.

:)

Süpersiniz.. Bak, buldunuz işte. Konu kapanmıştır, dağılabiliriz.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Milleti cennete gideceksiniz hurilere kavuşacaksınız diye yalan vaadlerle savaşa sür, ölsünler. Geride bıraktıkları küçük kız çocuklarını sağ kalanlara dağıt. Bu işten rahatsızlık duyan olunca da bir şey yok, devam diye fetva kes! Evlatlık kurumunu da kendi keyfin için ortadan kaldır, küçücük çocukları cinsel istismarın kucağına at.

Rezilce bir ahlaksızlık... Skandal bir kepazelik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Milleti cennete gideceksiniz hurilere kavuşacaksınız diye yalan vaadlerle savaşa sür, ölsünler. Geride bıraktıkları küçük kız çocuklarını sağ kalanlara dağıt. Bu işten rahatsızlık duyan olunca da bir şey yok, devam diye fetva kes! Evlatlık kurumunu da kendi keyfin için ortadan kaldır, küçücük çocukları cinsel istismarın kucağına at.

Rezilce bir ahlaksızlık... Skandal bir kepazelik.

Milleti cennet vaatleri ile kandırma konusunda mantıksal olarak sana katılıyorum ama nisa 3 ile ilgili yaptığın yorumlar senin kendi düşüncen değilde ezberden söylediğin sözler. Yetimlerle ilgili söylenenler sadece kız çocuklarını değil erkek çocuklarınıda kapsar. Bu sebepledirki savaşta kocasını kaybetmiş kadınlarla evliliği mantıklı buluyorum. Bu kuralı evrensel olarak değilde sadece o dönem için söylendiğini düşünüyorum. Evlilik illaki birlikte cinsel münasebette bulunmayı gerektirmez. Zamane cahiliye araplarında kadınların ve çocukların güvencesi için buna gerçektende ihtiyaç vardı.

Muhammed 15 kadınla evlendi deniyor tamam ama hepsiylede cinsel münasebette bulundu denilirse çocuk neden yok ortada diye bir tez atarım ortaya. Muhammedin var olduğuna inanmıyanların fikirlerine saygı duyuyorum ve herhangi bir cevap vermeleri gerekmez. Bana kalırsa Kuran çok değiştirildi ve değişmez gibisindende ayet eklendi. Muhammed öldükten sonra herkes çıkarı için çalıştı. Tarihte bunu kanıtlıyor zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Milleti cennet vaatleri ile kandırma konusunda mantıksal olarak sana katılıyorum ama nisa 3 ile ilgili yaptığın yorumlar senin kendi düşüncen değilde ezberden söylediğin sözler. Yetimlerle ilgili söylenenler sadece kız çocuklarını değil erkek çocuklarınıda kapsar. Bu sebepledirki savaşta kocasını kaybetmiş kadınlarla evliliği mantıklı buluyorum. Bu kuralı evrensel olarak değilde sadece o dönem için söylendiğini düşünüyorum. Evlilik illaki birlikte cinsel münasebette bulunmayı gerektirmez. Zamane cahiliye araplarında kadınların ve çocukların güvencesi için buna gerçektende ihtiyaç vardı.

Ayetin savaşla falan alakası yok, bu bir. Burada bahsedilen de yetim kızlardır, bu iki. Ayetin belirli bir dönemi kapsadığına dair ayette hiç bir ifade yok, bu üç.

Araplarda erkekler üç dört kadınla evlendiğine göre asıl ortada evlenecek kadın bulma sıkıntısı olması lazım, buna göre evlenecek kadın bulamayan erkekleri de 3-4 karısı olan adamların fazlalık karılarıyla evlendirelim. Maksat ortada evlenmemiş erkek kalmasın. Sana göre bu da mantıklı olması lazım.

Muhammed 15 kadınla evlendi deniyor tamam ama hepsiylede cinsel münasebette bulundu denilirse çocuk neden yok ortada diye bir tez atarım ortaya. Muhammedin var olduğuna inanmıyanların fikirlerine saygı duyuyorum ve herhangi bir cevap vermeleri gerekmez. Bana kalırsa Kuran çok değiştirildi ve değişmez gibisindende ayet eklendi. Muhammed öldükten sonra herkes çıkarı için çalıştı. Tarihte bunu kanıtlıyor zaten.

Yaşalandıkça sperm sayısı azalmıştır.

Bu 15 kadının bir aile kurma, çocuk yapma, hayatın sunduğu zevklerden yararlanma hakkı yok mu? Bu kadınların aile, kurma, çocuk yapma, hayatın zevklerinden faydalanma haklarını elinden almak hangi vicdana ve adalet duygusuna sığar? Sırf arabın putuna yaranacağım diye olaylara hep Muhammed'in gözünden bakmak zorunda mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki neden ortada çocuk yok hiç? 15 kadın = 1 çocuk?

Kevser suresinde Muhammedin soyunun kesik olduğu anlaşılıyor.

Diyanet meali:

Şüphesiz biz sana kevser'i verdik

O halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes

Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir.

Bazı meallerde de "asıl soyu kesik olan sana buğzedendir" deniyor.

Muhtemelen vakti zamanında Muahmmed ile soyu kesik olduğu için alay ediliyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...