Jump to content

Dayanak noktamız


Recommended Posts

Hayatta çoğu zaman zorluklarla karşılarıyoruz, bazı durumlarda içinde bulunduğumuz zorluk karşısında akılımız fikrimiz kitleniyor ve ümitsizliğe düşüyoruz. Ben böyle bir durumdayken ne içimden gayret göstermek geliyor ne de içimde yaşama isteği kalıyor çünkü bu hayat için kendimi çok zorlamak istemiyorum ve gayretimin karşılığı alacağımdan da şüpheleniyorum.

Teistken Allah emekleri heba etmez diye çabalıyordum ama şu an kendimi zorlayamıyorum.

Bizim ayakta durmak konusunda dayanak noktalarımız neler olabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 94
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hayatta çoğu zaman zorluklarla karşılarıyoruz, bazı durumlarda içinde bulunduğumuz zorluk karşısında akılımız fikrimiz kitleniyor ve ümitsizliğe düşüyoruz. Ben böyle bir durumdayken ne içimden gayret göstermek geliyor ne de içimde yaşama isteği kalıyor çünkü bu hayat için kendimi çok zorlamak istemiyorum ve gayretimin karşılığı alacağımdan da şüpheleniyorum.

Teistken Allah emekleri heba etmez diye çabalıyordum ama şu an kendimi zorlayamıyorum.

Bizim ayakta durmak konusunda dayanak noktalarımız neler olabilir?

Hem bir taraftan "zorluğa düşünce birşey yapmak istemiyorum, yaşamak istemiyorum" diyorsun...yani tıpkı şimdi olduğun gibi, öbür taraftan da ortak noktamız ne olabilir diye soruyorsun. Bu iki durum birbirine zıt. Eğer birşey yapmak istemiyorsan, ortak noktamız ne diye sormanın anlamı ne? Hani birşey yapmak istemiyordun? Eğer öyleyse, o zaman ortak noktanın ne olduğunu bilsen ne olur bilmesen ne olur. Birşey yapmak istemiyorsun nasıl olsa. Birşey bilmek birşey yapmak isteyen içindir. Birşey yapmak istemiyorsan, birşey bilmen de gerekmiyor. Muhtemeden sen birşey yapmak istemiyor değilsin, sadece elinde işe yarar bir yol yoktur. O yüzden birşey yapmak istemiyorsun. Sonuçta delilik denilen şey işe yaramayan yöntemleri tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar beklemek demektir. Demek ki sen birşey yapmak istemiyor değilsin. Aslında birşey yapmak istiyorsun. Şu anda çaresizsin, ve çaresiz adam olarak çaresizce akıl fikir öğrenmeye çalışma çabası olarak bu yukraıdaki soruyu bize soruyorsun. Bu hareketi yaparak, aslında kendi sorunun da cevabını vermiş oldun sayın Cesed.

ÇARESİZ İNSANLAR ÇARESİZ YÖNTEMLERE BAŞVURUR.

İyi bir yöntemin yoksa, sana ne söyleniyorsa onu yap. Daha iyi bildiğin bir yol varsa onu yap. Ortak nokta budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hem bir taraftan "zorluğa düşünce birşey yapmak istemiyorum, yaşamak istemiyorum" diyorsun...yani tıpkı şimdi olduğun gibi, öbür taraftan da ortak noktamız ne olabilir diye soruyorsun. Bu iki durum birbirine zıt. Eğer birşey yapmak istemiyorsan, ortak noktamız ne diye sormanın anlamı ne? Hani birşey yapmak istemiyordun? Eğer öyleyse, o zaman ortak noktanın ne olduğunu bilsen ne olur bilmesen ne olur. Birşey yapmak istemiyorsun nasıl olsa. Birşey bilmek birşey yapmak isteyen içindir. Birşey yapmak istemiyorsan, birşey bilmen de gerekmiyor. Muhtemeden sen birşey yapmak istemiyor değilsin, sadece elinde işe yarar bir yol yoktur. O yüzden birşey yapmak istemiyorsun. Sonuçta delilik denilen şey işe yaramayan yöntemleri tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar beklemek demektir. Demek ki sen birşey yapmak istemiyor değilsin. Aslında birşey yapmak istiyorsun. Şu anda çaresizsin, ve çaresiz adam olarak çaresizce akıl fikir öğrenmeye çalışma çabası olarak bu yukraıdaki soruyu bize soruyorsun. Bu hareketi yaparak, aslında kendi sorunun da cevabını vermiş oldun sayın Cesed.

ÇARESİZ İNSANLAR ÇARESİZ YÖNTEMLERE BAŞVURUR.

İyi bir yöntemin yoksa, sana ne söyleniyorsa onu yap. Daha iyi bildiğin bir yol varsa onu yap. Ortak nokta budur.

Ortak nokta değil aradığım, aradığım dayanak noktası yani motivasyon ve kendimi zorlamak için bir güven noktası gibi birşey

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ortak nokta değil aradığım, aradığım dayanak noktası yani motivasyon ve kendimi zorlamak için bir güven noktası gibi birşey

Ben sana budizmle ilgilenmeni tavsiye ederim, çok güzel bir yol, şiddete karşı. Ayrıca meditationlarda insanın kendini bulmasını, deşarj olmasını sağlıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cesed ben de uzun zamandır bu sorunun cevabını arıyorum ama hiçbir ateist bırak buna cevap bulmayı bu konudan bahsetmiyor bile.Tom Harris in İnancın Sonu siye bir kitabı var.Orada benlik kavramının bilimsel bişey olduğundan ve budistlerin meditasyonunun uygulanabilir bir metod olduğundan bahsediyor benlik denilen şeyin varlığını kanıtlamak için.Bilinç ve benliğin ayrı şeyler olduğunu vurgulamış.Biraz rahatlattı beni ama sonuçta öbür dünyanın olmaması,sevdiklerimizi bidaha görememek çok korkunç.İnsan öldükten sonra sevdiklerini görmesede olur çünkü ölüyorsun ve öbür dünya olmadığından sorun değil.Ama insan öbür dünyanın olmamasından,sevdiği biri ölürse onu sonsuza dek göremeyeceğini düşününce korkuyor.Bu duygu bende paranoya oluşturuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cesed ben de uzun zamandır bu sorunun cevabını arıyorum ama hiçbir ateist bırak buna cevap bulmayı bu konudan bahsetmiyor bile.Tom Harris in İnancın Sonu siye bir kitabı var.Orada benlik kavramının bilimsel bişey olduğundan ve budistlerin meditasyonunun uygulanabilir bir metod olduğundan bahsediyor benlik denilen şeyin varlığını kanıtlamak için.Bilinç ve benliğin ayrı şeyler olduğunu vurgulamış.Biraz rahatlattı beni ama sonuçta öbür dünyanın olmaması,sevdiklerimizi bidaha görememek çok korkunç.İnsan öldükten sonra sevdiklerini görmesede olur çünkü ölüyorsun ve öbür dünya olmadığından sorun değil.Ama insan öbür dünyanın olmamasından,sevdiği biri ölürse onu sonsuza dek göremeyeceğini düşününce korkuyor.Bu duygu bende paranoya oluşturuyor.

Denklemlerinizi yanlış değişkenler üzerine kuruyorsunuz.

İnsan birini kaybettiğinde, kaybettiğine değil, kendine üzülür. O kişi ile beraber, onun uyardığı güzel hisleri de bir daha hissedemeyeceğini düşünerek kendisine üzülmektedir. Bencil ve faydacı tabiat bunu gerektirir.

Faydacılık veya bencillikten kurtuluş yoktu, bunlar içgüdülerdir. Fakat fayda sağladığınız kişinin kaybının sizde yarattığı tahribatı aza indirmenin yolları vardır. Bunlardan biri, tüm umudunuzu ve duygularınızı tek bir kişiye veya az sayıda birkaç kişiye bağlamamaktır. Sosyal bir insan olmak, olabildiğince paylaşımda bulunmak; yani o sevdiğiniz hisleri ve duyguları edinebilmek için çok sayıda, birbirine ikame olabilecek insanlar bulmak gerekir. Bu sayede birini kaybettiğinizde, kalanlar ve yeni gelenler sayesinde büyük bir kayıp ve yalnızlık hissetmezsiniz.

Fakat tek bir kişiye bağlanırsanız, neredeyse bütün hisleriniz için onda bir karşılık görmeye saşlayacağınız için, o kişiyi yitirdiğinizde, tüm dayanak noktalarınızı da yitirirsiniz.

Zaten insanları din pisliğine bulaştıran nedenlerden biri de bu yalnızlık hissi ve korkusudur. Bu korkuya kapılmamak için öncelikle kendinizi -tüm hayatınızı birkaç kişiye bağlayarak, onların yitirilmesi ile- yalnız bırakmamanız gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizi hayata bağlayan şey umutlardır.

Umut biterse hayat biter.

Hayatımızı rengarenk yapıp

Her anını mutluluklarla donatabiliriz.

Sevdiğiniz şeylerle meşkul olun,

Her zaman güzel hayalleriniz olsun

Ve olaylara olumlu tarafından bakın.

Zihninizden olumsuz düşünceleri silmeye çalışın,

bu zihnimizin ferahlamasını sağlar.

Hayata olumlu bakmayı öğrenirsek

mutlu olmayı öğrenmiş oluruz.

Unutmayın hayat boştur, Fakat onu tercihlerimizle dolduracak olan bizleriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayatta çoğu zaman zorluklarla karşılarıyoruz, bazı durumlarda içinde bulunduğumuz zorluk karşısında akılımız fikrimiz kitleniyor ve ümitsizliğe düşüyoruz. Ben böyle bir durumdayken ne içimden gayret göstermek geliyor ne de içimde yaşama isteği kalıyor çünkü bu hayat için kendimi çok zorlamak istemiyorum ve gayretimin karşılığı alacağımdan da şüpheleniyorum.

Teistken Allah emekleri heba etmez diye çabalıyordum ama şu an kendimi zorlayamıyorum.

Bizim ayakta durmak konusunda dayanak noktalarımız neler olabilir?

Herkes ölecek. Sonumuz aynı.

Fark nasıl yaşadığımızda ve geride ne bıraktığımızda..

Bence dayanak noktamız geride yalnız bize ait bazı değerler bırakmaya çalışmak olmalı.

Bırakırız veya bırakamayız. Bırakma çabası bile yeter.. Bu çaba bizi diğerlerinden ayırabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir_akil_insan,çocuğun var mı bilmiyorum ama onun yerine kimi koyabilirsin?Ayrıca zindanda yada dağ başında yaşayan biri ne yapacak? Kaç kişiyi sevecek?Sevdiğin birini kaybetmenin yarattığı acının bencilce hislerden olduğunu anlatmak istemişsin,bende böyle düşünüyorum bazen adalet ve vicdan gibi konularda bazen.Ama gerçekten öylemi acaba?Çünkü sorun beraber vakit geçirememek değil,sorun sevdiklerinin sen yaşarken yok olacağı ve senin sonsuza kadar onları göremeyeceğin.Zaten insan bunun verdiği anlamsızlıkla nasıl yaşarki?bir itici güç olmadan neden sabahları kalkıp işe gidesinki?Neden üstüne başına dikkat edesin?Neden anahtarını unuttuğun için sinir krizi geçirmeyesin?Neden pozitiflik arayasın?neden olumlu düşünmek isteyesin?bu hayatı ağlayarak da geçirsen zevk alarakda geçirsem bitmeyecek mi sonuçta?neden insanlar mutlu olmak ister?neden doğru olan mutlu ve huzurlu yaşamaktır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci,öldükten sonra bıraktığın değeri napacaksın:))

Ölen için değil onlar.. Geride kalanlar için.

Ölen yazarların, bilim adamlarının, filozofların, ülkesi için canını veren savaş kahramanlarının geride bıraktıkları eserleri düşün.

Kimin için onlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
sorun sevdiklerinin sen yaşarken yok olacağı ve senin sonsuza kadar onları göremeyeceğin.Zaten insan bunun verdiği anlamsızlıkla nasıl yaşarki?

Mesela,müslümanların sağında ve solunda iki meleğin bulunduğuna inanması mı anlamlı/mantıklı?

Hayatta önemli olan iki şey var..Acı ve zevk..

Sabah kalkınca acıktığınızı hissedersiniz ve bu hissinizi/acınızı dindirmek adına,kahvaltı edersiniz..Kahvaltı etmenizin hiç bir anlamı/manası yoktur ama içinizden bir ses kahvaltı yapmanızın gerekli bir şey olduğunu size söyler..

Yaşamamızın hiç bir anlamı/manası yok ama içimizden bir ses bize yaşamamız,hayatta kalmamız için sürekli baskı yapar..Ye/iç,sağlığına dikkat et gibi :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir_akil_insan,çocuğun var mı bilmiyorum ama onun yerine kimi koyabilirsin?Ayrıca zindanda yada dağ başında yaşayan biri ne yapacak? Kaç kişiyi sevecek?Sevdiğin birini kaybetmenin yarattığı acının bencilce hislerden olduğunu anlatmak istemişsin,bende böyle düşünüyorum bazen adalet ve vicdan gibi konularda bazen.Ama gerçekten öylemi acaba?Çünkü sorun beraber vakit geçirememek değil,sorun sevdiklerinin sen yaşarken yok olacağı ve senin sonsuza kadar onları göremeyeceğin.Zaten insan bunun verdiği anlamsızlıkla nasıl yaşarki?bir itici güç olmadan neden sabahları kalkıp işe gidesinki?Neden üstüne başına dikkat edesin?Neden anahtarını unuttuğun için sinir krizi geçirmeyesin?Neden pozitiflik arayasın?neden olumlu düşünmek isteyesin?bu hayatı ağlayarak da geçirsen zevk alarakda geçirsem bitmeyecek mi sonuçta?neden insanlar mutlu olmak ister?neden doğru olan mutlu ve huzurlu yaşamaktır?

Şunu demiştim:

Fakat fayda sağladığınız kişinin kaybının sizde yarattığı tahribatı aza indirmenin yolları vardır. Bunlardan biri,

Her sorunun kendine özel çözümü olabileceği gibi, bazı durumlar genel çözümlerle de halledilebilir. Ortalama bir insan için genel çözümlerden biri sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını geniş bir topluluktan sağlamaktır. Zindanda ya da dağ başında yaşayan bir insan için sanıyorum ki internette verilen bir önerinin herhangi bir önemi yoktur.

Çocuk meselesinde de durum aynıdır. Bir çocuğunuzun üzerine titremek yerine, bunu çocuklarınıza veya çocuklara yayabilirsiniz. Farkında olmasalar da, cahil aileler bunu yapmaktadır. Çok sayıda çocuk ile kayıplarının acısını en aza indirirler. Bir insan umutlarını, duygularını bir çocuğa bağlıyorsa, bu genel olarak yanlış bir stratejidir; çocuktan çok daha önce, zaten hayatta hep tek taşa dönen bir insan olduğunu gösterir. Umutlarını, hayallerini tek çocuğuna bağlamış insanlar, o çocuğu da ne yazık ki umut ve hayal ettikleri gibi yetiştiremezler. Üzerine titrenilen, çok büyük umutlar bağlanılan herşey kırılgan ve hasarlı olmaya, -maddi veya manevi olarak - erken yitirilmeye mahkumdur. Tabii bunlar aslında başka konuların detayları.

Özetle: umutlarınızı ve hayallerinizi başkalarına bağlıyorsanız, bunları tek kişiye bağlamayın. Bunları birçok insana yayın, ki aralarından birkaç tanesini yitirdiğinizde bile yine devam etme imkanınız olsun. Kimseye umut bağlamıyorsanız, zaten onları kaybettiğimde ne yaparım diye düşünmediğiniz için, bir sıkıntınız yoktur.

Burada önemli olan, hayatta kimlere ne kadar bağımlı olduğunuzu keşfetmenizdir. Asıl yıkımı, kaybettikleri kimselere aslında ne kadar çok yaslandığının farkında olmayan insanlar -ki bunlar çok büyük bir çoğunluktur- yaşar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Burada önemli olan, hayatta kimlere ne kadar bağımlı olduğunuzu keşfetmenizdir. Asıl yıkımı, kaybettikleri kimselere aslında ne kadar çok yaslandığının farkında olmayan insanlar -ki bunlar çok büyük bir çoğunluktur- yaşar.

Yine hemfikirim sizinle ^_^

Farkında olmak lazım sadece..Farkında değilsek,sorun var demektir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıya inanmak insana herzaman güç verir.Ama o varmıdır yokmudur ayrı konu.Dostoyevskinin bir karakterinin dediği gibi ' eğer tarı yoksa tanrı benim'.Yani bana göre tanrı yoksa bile olmalı.Zaten tanrıdan kastedilenin ne olduğu bile belirsiz anladığım kadarıyla.Yani tanrı ille yaratıcı mı olmalı?tanrı zihnimizin duygularımızın gücü olamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok güzel yorumlar yapmışsınız ama hayatın kendisi çelişki kendi hislerimi dinlediğimde çok pişmanım neden bende diğerleri gibi yapmadım da dinimi öğrendim sonra da ateist oldum. Sevdiğim kişilerle ve çevremle uyum beni mutlu ediyordu. Kendi kendime düşününce de diğerleri ot gibi yaşıyo gerçeklikle alakaları yok nasıl onları özenirsin diyorum işin kötü yanı hislerim beni mutlu ediyor ve o yüzden pişman oluyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıya inanmak insana herzaman güç verir.Ama o varmıdır yokmudur ayrı konu.Dostoyevskinin bir karakterinin dediği gibi ' eğer tarı yoksa tanrı benim'.Yani bana göre tanrı yoksa bile olmalı.Zaten tanrıdan kastedilenin ne olduğu bile belirsiz anladığım kadarıyla.Yani tanrı ille yaratıcı mı olmalı?tanrı zihnimizin duygularımızın gücü olamaz mı?

Tanrı'ya inanmak sizi bir aciz yapar..Sıkışınca Tanrı'dan medet uman bir aciz..Babasının arkasına sığınmış bir evlat,bir köle,bir koyun durumunda olursunuz..Tanrı'ya inanmamak sizi özgür kılar ve bu özgürlük sizi güçlü kılar..

Tanrı denilince akla ilk gelen şey yaratıcıdır..Tanrı yaratmadıysa,Tanrı kavramından bahsedilemez..Tanrı'ya inananlar,Tanrı'nın yaratma kavramının saçmalığını izah edemediklerin dolayı,Tanrı'nın ruh ve benzeri bir şey olduğunu söylerler ama bunun adı sadece kıvırmadır..

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'ya inanmak sizi bir aciz yapar..Sıkışınca Tanrı'dan medet uman bir aciz..Babasının arkasına sığınmış bir evlat,bir köle,bir koyun durumunda olursunuz..Tanrı'ya inanmamak sizi özgür kılar ve bu özgürlük sizi güçlü kılar..

Tanrı denilince akla ilk gelen şey yaratıcıdır..Tanrı yaratmadıysa,Tanrı kavramından bahsedilemez..Tanrı'ya inananlar,Tanrı'nın yaratma kavramının saçmalığını izah edemediklerin dolayı,Tanrı'nın ruh ve benzeri bir şey olduğunu söylerler ama bunun adı sadece kıvırmadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kere kıvırma söz konusu olması için var olan iddiada diretmek gerekirdi.Ben tanrının sanıldığından farklı bişey olabileceğini söylüyorum.Yani bu evrimi sonradan kabul edenlerin demekki tanrının yaratma şekli buymuş demesinden çok farklı bişey.Çünkü dinlere inanan birinin tanrının yaratma sıfatını kabul etmesi şart.

Ayrıca Tanrıya inanmak neden acizlik olsun.Tanrıya inanmak kendine inanmaktır.İnancın ve şükürün insana iyi geldiğini ve bunun ruhsal hastalıkların çözümü olduğunu söyleyenler doktorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...