Jump to content

Hz Muhammed otuz erkek gücündeydi


Recommended Posts

  • İleti 79
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Muhammed gunahkardir.hatta isledigi gunahlarin cetelesini tutalim hadi..

Allah muhoya Haram aylarda savasmayi yasakladigi halde haram aylarda savasmismidir? Savasmistir.

Evli bir kadina sehvet duyup,gizli hisler beslemek gunahmidir?gunahtir.

Muhammed evlatliginin karisina goz koymustur.

Evli olmadan bi kadinla cinsel iliskiye girmek zina sayilirmi? Sayilir

Muhammed 9,10 karisi oldugu halde cariyesi ile iliskiye girmistir.

Esir alinan bir kabilenin tuyu bitmemis tum erkeklerini oldurmek gunahmidir ? Gunahtir.

Muhammed esir aldigi kabilenin tum erkeklerini oldurtmus.kiz cocuklarini ve karilari cariye yaptirtmismidir ? Yaptirmistir.

Bu liste uzar gider..

Sayet ilahi adalet var ise,uzgunuz muho seni cennete almiyoruz.mucckk: )

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:

Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani islamı anlatmaktan vazgeç. ‘

Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’

Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı ahlaksızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir...

Peygamberimiz 25 yaşına kadar evlenmemiş , ibadetle meşgul olmuştur.

Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir.Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir.Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır(Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar.Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.’Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 2-3 sene daha kimse ile evlenmez , 53 yaşına gelir.

Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 53 yaşından sonra evleniyorlar.

Hz. Sevde: 53 yaşında, dul.

Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.

Hz. Hafsa: Dul,

Huzeyfe kızı Zeynep: 60 yaşında dul,

Ümmü Seleme: 65 yaşında 4 çocuklu dul,

Cahş kızı Zeynep: Dul,

Ümmü Habibe: 55 yaşında dul,

Cüveyriye, Safiye: Esir (esir ve cariyelerle evlenmek âdet değil iken peygamberimiz onlar ile evlenerek onların da aile kurma haklarının olduğunu , onlarında insan olduğunu çevresindekilere ispat eder .)

Meymune: 2 çocuklu dul,

Mısırlı Mariye: Cariye

Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeterki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim.

Bazılarının aklına şu soru takılabilir, evlenmeden o kadınlara yardım yapılamaz mı idi ?

NE KADAR IYI BILINIRSE BILINSIN BIR ERKEK DUL BIR KADININ EVINE ARADA BiR BILE OLSA VE KADINLAR 50-55-65 YASLARINDA BILE OLSA UGRARSA DEDIKODU KAÇINILMAZ OLUR! ÖZELLIKLE BÜTÜN PROJEKTÖRLER ÜZERINE ÇEVRILI VE DEVAMLI HATASI ARANAN BİR UYARICI VE “REJİM DÜŞMANI “ ( ! ) OLURSAN... HZ. MUHAMMAD’E DÜŞMANLARI (HAŞA ) “ DELİ, CİNLENMİŞ , YALANCI... “ DEDİLER AMA HİÇ BİR DÜŞMANI ONA " ŞEHVET DÜŞKÜNÜ , ÇIKARCI, RÜŞVETÇİ , ..." DİYEMEMİŞTİR. ÖZELLİKLE BU KONULARDA DÜŞMANDAN DAHA İYİ ŞAHİT Mİ OLUR.. AYRICA EFENDİMİZİN OLAYA CİNSEL AÇIDAN YAKLAŞMADIĞININ BİR DİĞER DELİLİ BAZI " ANNELERIMIZIN" YASLARINDAN DOLAYI O TÜR IHTIYAÇ DÖNEMINI ÇOKTAN GEÇTİKLERİDİR HELE YAS 50 -65 ARASI İSE VE ÜLKE INSANLARIN ERKEN OLGUNLASIP YASLANDIGI SICAK BIR ÜLKEDE YAŞANILIYORSA ... YAZI BÜTÜNÜ İLE OKUNUNCA ZATEN HZ. MUHAMMED'IN DÜNYA ZEVKINE DÜSKÜN OLMADIGININ ÖRNEKLERI ILE DOLU OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR.

NE MUTLU O’NA VE O’NUN İZİNDEN GİDEBİLENLERE !

Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur...gibi bir çok günah – zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.

Hz. Muhammed’e atılan bir diğer iftira ‘da HZ. Safiye ile evlenmeleri olayıdır : Güya Hz. Resul esir olan Safiye annemize “ benimle evlenirsen seni serbest bırakırım , “ diye bir teklifte bulunmuştur. Halbuki olay şöyle gelişmiştir:

...Savaşta esir olan yahudilerden olan Hz. Safiye ‘ye Hz. Resul “ sana bir teklifim var , istersen serbestsin mallarını al ve git , istersen sana evlenme tekif ediyorum ,müslüman ol , yanımda kal “ teklifini özgür ve hür iradesiyle değerlendiren Hz. Safiye annemiz , kendi isteği ile teklifi kabul eder ve Hz. Muhammed’in yanında kalır. Bunun üzerine Müslümanlar “ biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz , “ diyerek esir edilen tüm yahudileri serbest bırakırlar... yahudilerde bu gelişmeler üzerine islama girerler...

  1. Peygamber Efendimiz bir günde iki öğün sıcak yemek yememiştir. Bazen aylarca evinde sıcak yemek bulunmazdı. Sirke ile kuru ekmek yer ve “Ne güzel nimet” buyururdu. Hasır üzerinde yatar, uyandığı zaman vücudunda hasırın izleri belli olurdu. Müslümanlar uyurken gece yarısı kalkıp namaz kılmak kendisine farzdı. Kendisine iftar etmeden birkaç gün üst üste oruç tutmasına izin verilmiştir.
  2. Hz. Resul insanlara karşı merhametli idi. Kendisini her türlü kötülükten koruyan amcası Hamza’yı öldürüp ciğerlerini yiyen Hint’i ve katili Vahşi'yi affetmiş, kendine hakaret edip, Müslümanları öldürüp aç ve susuz yurtlarından kovan Mekke Müşriklerini,Hayber'li yahudilerin hidayet bulmaları için onlara dua etmiştir.Kendisini zehirlemeye çalışan Yahudi kadını afetmiş , bir topluluk içinde kendisine karşı ağzı bozuk ve saygıdan uzak bir şekilde konuşan kadına karşı takındığı yumuşak ve seviyeli tutumu ile kadının hal ve hareketlerinin değişmesine sahip olmuş , çevresine gerektiğinde nükteler yapan , Nisa suresini dinlerken gözyaşlarını tutamayan ," insanlara hizmet eden insanların efendisidir" buyurup ,halka gerektiğinde eliyle su dağıtan , kibirleden uzakişleri paylaşmayı seven ,evinde iken herkes gibi " ayakkabılarını tamir edip,elbiselerini dikip temizleyen kendi işini kendi gören ,koyunları sağan b.r insan olan Hz. resul çocukları da çok severdi : Onları bir sıraya dizer karşılarına geçer “ bana ilk gelene hediye vereceğim” derdi, çocuklar sevinç içinde O’na koşar çevresini sararlardı. Torunlarını sırtına alır , namazda iken onların kendi sırtlarına çıkmalarına izin verirdi.Bayram günü ağlayan ,aç bir çocuğu temizleyip doyurmuş ,ona bayram sevincini tattırmış , her çocuğa yetişkin gibi selam verip, onlarla şakalaşır ,namaz esnasında ağlayan bir çocuk sesi üzerine , çocuğun ailesinin cemaat içinde olabileceğini düşünüp namazı hızla bitirmiş , kendisine 9 sene hizmet eden Enes'i bir defa bile azarlamamış ... bir insandı.
  3. Hz. Resul hayvanlara ve bitkilere de merhametli idi. Yere uzanmış iken elbisesinin üzerine yatan kediyi uyandırmamak için elbisesini keserek ayağa kalkar, islâm ordusunun yolu üzerine çıkan bir köpek ve yavrusunu rahatsız etmemek için ordunun yolunu değiştiren , susuz bir deve görünce eli ile ona su veren peygamberimiz , savaş vakti bitkilerin kesimini yasaklamış, “yarın kıyamet kopacağını bilseniz ağaç dikin” buyurarak insanları ağaç dikmeye davet etmiştir.

Peygamberimiz evlilikleri ile büyük bir merhamet örneği göstermiş, hayatının son senelerinde karşılıklı rıza ile fedakârlık göstererek Müslüman hanımlara kol kanat germiştir. Ayrıca bu evlilikler Peygamber Efendimizin hanımlarının kabilelerini de etkilemiş, onların kendiliğinden İslâm’a ısınıp kabul etmelerine vesile olmuştur.

HZ. RESUL HAKKINDA BATILI AYDINLARIN BAZI SÖZLERİ:

Thomas Carlyle:’İnsanlar her şeyden daha fazla Muhammed’e kulak vermelidir. Diğer bütün sözler, onun karşısında boş sözlerdir.’

Prof.Dr.H. Mones:’O’nun her sözü bir vecizedir.’

Jane Pelo:’O’nun davasında heyecanı asildi.’

Aleksi Lovazon:’O Allah tarafından gönderilmiş bir hak peygamberdir.’

G’la Faytt:’Ey şanlı arap!Aşk olsun sana....Adaletin ta kendisini bulmuşsun.’

Raymons Leronge:’14 asır geçmesine rağmen Hz. Muhammed bu zamanın tek rehberi,tek hidayet resulüdür.’

Sosyolog V.D.Eratsen:’Ben şahsen Hz. Muhammed’in hayranıyım.’

Prof.Jules Masserman:’Bütün zamanların en büyük lideri Muhammed idi.’

Prof.Dr. Michael Hart:Muhammed tarihte dini ve dünyevi açılandan en üstün başarıya ulaşmış tek kişidir.’

Tolstoy: Muhammed, hürmet ve saygıya fazlasıyla lâyıktır.

Gibson: Hz. Muhammed’i sevmeyenler onu yeterince tanımayanlardır.

Dostyoyevski: Büyük İslâm Peygamberi yüce yaratıcının katına çıkıp onunla buluşmuştur. Ben Mirac’a bütün kalbimle inanıyorum.

B. Smith: Büyük liderlerin hayat ve karakterleri ile yapılan eleştiriler İslâm Peygamberi için yapılamaz.

Prens Bismark: Senin asrında yaşayamadığımdan dolayı çok üzgünüm Ey Muhammed. Kur’an Allah’ın kitabıdır. İnsanlık senin gibi bir kabiliyeti bir defa görmüş bir daha göremeyecektir. Ben senin önünde hürmet ve saygı ile eğilirim.

Geothe: Hiç kimse Muhammed’in kurallarından daha ileri bir adım atamaz. Biz Avrupa Milletleri medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed’in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki bu yarışmada kimse onu geçemeyecektir.

Shebol: Hz. Muhammed insan olması itibari ile bütün insanlık onunla övünür. Biz Avrupa’lılar 2000 sene sonra onun kıymetine ve hakikatine yetişsek en mesut ve en bahtiyar nesiller oluruz.

Bernard Shaw: Ben bu hayret uyandırıcı insanın hayatını inceledim. Benim görüşüme göre onu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımamız lâzımdır.

Voltaire: Türk kardeşime diyeceğim ki; senin dinin bana çok saygı değer bir din görünüyor... senin dinin çok asil.

Lamartine: İnsan büyüklüğü hangi ölçüyle ölçülürse ölçülsün acaba ondan daha büyük bir insan bulunur mu?

Knematirul: Herkesin itiraf etmekten çekindiği şeyi ben haykırıyorum. Hz. Muhammed hiç kimse ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir devrimcidir.

BATILI İNSANLAR KADAR İSLAM PEYGAMBERİNE OBJEKTİF YAKLAŞABİLSEK VE O'NU ÖRNEK ALABİLSEK YETER ... !

resul.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

'' Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı.''

Bu hiç inandırıcı değil ve oldukça komik.

Evlatlığın boşandığı eşi ile evlememe geleneği yıkmak adına, uygulamalı olarak evlatlığını boşatıp karısıyla evlenmesi gerekmiyordu.

Evlatlığınızın boşanmış karısıyla evlenebilirsiniz diyebilirdi.

Zaten hukuki olarak bu evlilikte hiçbir sakınca yoktur.

Araplardan çekinmiş, gelenek dışı, o zamana göre kabul görmeyecek bir evlilik yaptığı için Allah'ı da işin içine karıştırmış.

Aşktan gözü kör olup da Zeynep'e platonik aşkını ağzından kaçırmasaydı iyi olurdu.

''Bir de hatırla o vakti ki, o kendisine hem Allah'ın nimet verdiği, hem de senin iyilik ettiğin kimseye: «Zevceni kendine sıkı tut ve Allah'tan kork!» diyordun da Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyor ve insanları sayıyordun. Oysa Allah, kendisini saymana daha layıktı. Sonra Zeyd o kadınla ilişiğini kestiğinde Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıklarının ilişkilerini kestikleri eşlerini nikahlama hususunda müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri fiile (pratiğe) çıkarılmış bulunuyor.''

AHZAP-37

İçinde gizlediği şey Zeynep'e olan aşkıdır. Sonra bu evliliği Allah helal kılacak ve bu yasak evliliğin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

Allah'ın başka işi gücü yoktu. Yatacak yeri yok.

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

'' Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allahın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı.''

Bu hiç inandırıcı değil ve oldukça komik.

Evlatlığın boşandığı eşi ile evlememe geleneği yıkmak adına, uygulamalı olarak evlatlığını boşatıp karısıyla evlenmesi gerekmiyordu.

Evlatlığınızın boşanmış karısıyla evlenebilirsiniz diyebilirdi.

Zaten hukuki olarak bu evlilikte hiçbir sakınca yoktur.

Araplardan çekinmiş, gelenek dışı, o zamana göre kabul görmeyecek bir evlilik yaptığı için Allah'ı da işin içine karıştırmış.

Aşktan gözü kör olup da Zeynep'e platonik aşkını ağzından kaçırmasaydı iyi olurdu.

''Bir de hatırla o vakti ki, o kendisine hem Allah'ın nimet verdiği, hem de senin iyilik ettiğin kimseye: «Zevceni kendine sıkı tut ve Allah'tan kork!» diyordun da Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyor ve insanları sayıyordun. Oysa Allah, kendisini saymana daha layıktı. Sonra Zeyd o kadınla ilişiğini kestiğinde Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıklarının ilişkilerini kestikleri eşlerini nikahlama hususunda müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri fiile (pratiğe) çıkarılmış bulunuyor.''

AHZAP-37

İçinde gizlediği şey Zeynep'e olan aşkıdır. Sonra bu evliliği Allah helal kılacak ve bu yasak evliliğin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

Allah'ın başka işi gücü yoktu. Yatacak yeri yok.

Diyorum ya hocam. Başka işi kalmamış nelerle uğraşmış kozmozu yaratan. Boş işleri çok seviyor anlaşılan. Yeni güneşler ve galaksiler yaratmaktan arta kalan zamanında hobi olarak insanların donuyla, başıyla falan ilgileniyor.

Bu dindarlar, tanrılarını ne kadar ayağa düşürdüklerinin farkında değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyorum ya hocam. Başka işi kalmamış nelerle uğraşmış kozmozu yaratan. Boş işleri çok seviyor anlaşılan. Yeni güneşler ve galaksiler yaratmaktan arta kalan zamanında hobi olarak insanların donuyla, başıyla falan ilgileniyor.

Bu dindarlar, tanrılarını ne kadar ayağa düşürdüklerinin farkında değil.

Hahahhah

Bence kendileride killaniyo bu durumdanda itiraf edemiyolar.kuresel isinmayla ilgili mesaj niye yokta peygamberin donuyla uckuruyla gunluk hayatiyla ilgili mesajlar var diye kesinlikle dusunuyolardir :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammedin gunluk hayatini sekillendiren islerini kolaylastiran ayetlerle dolu bir kitap.sizde biliyorsunuz ki bu ayetler muhammedin islerini kolaylastirmistir.mesela..

Ahzap 4-5,36-38 ve 40. Ayetlere bakalim..

"bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. her kim allah ve resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

37. (resûlüm!) hani allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: eşini yanında tut, allah'tan kork! diyordun. allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. oysa asıl korkmana lâyık olan allah'tır. zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir.

38. allah'ın, kendisine helâl kıldığı şeyde peygamber'e herhangi bir vebâl yoktur. önce gelip geçenler arasında da allah'ın âdeti böyle idi. allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir"

40. "muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. fakat o, allah'ın resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. allah her şeyi hakkıyla bilendir"

Bu ayetle evlatligi olan zeyd'in karisini bosatip kendisiyle evlenmesini saglamistir.sagda solda dedikodu yapan araplarida susturmustur.

"ey peygamber hanımları! siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. eğer (allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. güzel söz söyleyin.

33. evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. namazı kılın, zekâtı verin, allah'a ve resûlüne itaat edin. ey ehl-i beyt! allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor"

Bu ayetle ise karilarini kontrol edebiliyo.dusunsenize bugun 1 tanesi erkeklerin hakkindan geliyo 10 tanesiyle basa cikmak kolay degil.

"ey iman edenler! siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, peygamber'in evlerine girmeyin. ancak davet edildiğiniz vakit girin. yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. çünkü bu hareketiniz peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. ama allah, hakkı söylemekten çekinmez. peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. sizin allah'ın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu allah katında büyük (bir günah) tır"

Misafirlerin eve davet edilmeden gelmelerini onlemis,geldiklerinde ise fazla rahatsiz etmemelerini saglamis bu ayetlede.

Ustelik karilarini kiskanan bir erkegin dilekleri..nede olsa bu ayetle oldukten sonrada kendini garantiye almistir.

Hucurat 1 ve 5

1. ey iman edenler! allah'ın ve resûlünün önüne geçmeyin. allah'tan korkun. şüphesiz allah işitendir, bilendir.

2. ey iman edenler! seslerinizi peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. birbirinize bağırdığınız gibi, peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.

3. allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

4. (resûlüm!) sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir.

5. eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Bu ayetle karizmasini yukselterek kimsenin sesini yukseltip kendisine karsi cikmamasini saglamistir."evinde istirahat"

Ederken gelip bagiran kafasi basmayan araplar "uyanmasini" veya "isinin bitmesini" bekleyebilirlerdi.

Tahrim 10

"ey peygamber! eşlerinin rızasını arayarak, allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir"

Karilarindan hafsanin sirasinda/gununde iken,hafsa tarafindan marya ile "is uzerindryken"yakalaninca bir daha marya ile iliskiye girmeyecegine yemin eden bir adamin yeminini gecersiz kilmistir : )

Bunlar sizinde kafanizi kurcaliyor degilmi.itiraf edin bu konudaki argumanlariniz,yerlesik ve saglam argumanlar degil.kendinizi ve argumanlarinizi gelistirmelisiniz.daha fazla kivirmaniza gerek olmadigini dusunuyorum.

Yani peygamberinizinde insan oldugunu kabullenseniz ne kaybederseniz? Karilariyla sirayla yatmaktan sikilip,evlatligi zeyd'in karisina sehvetli duygular besledigini,misafirlerin dirdirlarindan bunaldigini yoruldugunu kabullenseniz noolur ? Inanciniz sarsilmaz ki.

Peygamberiniz en basta bir insandi sonra peygamberdi ve cok utangacti.karilarina ve misafirlere derdini anlatabilmek icin araya bir iki ayet sokusturdugunu kabullenseniz nolur? Sureler ve diger ayetler varken kutsalligindan bisey kaybetmez ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aişe Muhammed'e en az itaat eden eşiydi.

Tabii bunda Ebubekir'in kızının olmasının da etkisi büyük.

İFK gibi bir olaydan sonra Aişe eğer Ebubekir'in kızı olmasa mutlaka öldürülürdü.

Aişe'nin Muhammed'i aldattığı dedikoduları tavan yapınca müminlerin içine su serpen Aişe'nin masum olduğunu söyleyen ayet indi. :D

Aişe'nin Muhammed'in peygamberliğine iman etmeme olasılığı oldukça yüksek.

Çünkü Muhammed'in başı sıkışınca, eşlerinin gazabına uğramamak için uydurduğu ayetlere Aişe şöyle bir tepki vermiştir.

Nakledilen Kutsi hadis şöyledir;

"Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum." (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi. 7/402)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Muhammed, peygamberlik yaptığı 23 yılın 13 yılını Mekke'de, 10 yılını Medine'de geçirmiştir ve evliliklerinden 2'si hariç tümünü Hicret sonrası 10 yıllık döneminde gerçekleştirmiştir. Hem siyasi lider, hem kanaat önderi hem de allahın elçisi olması sebebiyle hergün yeni insanlarla ve yeni kadınlarla tanışıyordu. Muhammed'in tüm evlilikleri ve aynı anda kaç kadınla evli olduğuğu kesin bilinmiyor ama Muhammedin evlendiği hanımları, muhammed'in boşandığı hanımları, muhammed'in mehir ödemeden aldığı kadınları, muhammed'in cariyelerini kronolojik sıralamaya tutunca, 60 kadından fazla kişi çıkıyor ortaya. Aişe'de zaten bu aşırılığa dayanamayıp sitem etmiş, senin Tanrı'n senin hevanı yerine getirmek için koşturuyor diyerek. Aişe hep meraklı bir kadın olmuş. Aişe Muhammede nasıl vahiy geldiğini merak ettiği için bir gece onu gizlice takip etmiş Muslim 2127 hadisine göre.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
On 05.07.2014 at 13:45, iubar yazdı:

Evet aynı telden çalmaya başladık o dönemde kölelik yaygındı.Ben de onu anlatmak istiyorum.

Peygamberimiz bunu kaldırmaya çalışmıştır.Başarılı olabilmiş midir,hayır.

Ancak lütfen müslümanlara değil islama bakın.Ben de bir müslüman olarak eşcinselim,bununla savaşıyorum.Ben de günahkarım.

Peygamberimiz dışında tüm beşeri canlılar kusurlu.En dindar kesimlerden de bu tür vakalar gelmektedir.

Hiç insan aklını kulanmazmı  ahzap 50 ayetinde önüne geleni becerecek gücü cebrayilden isteyecek  ama allah orda duruyor peygamberi dese köleliyi kaldırdım  kim karşı çıkardı karşı çıkan olsada allah putu ne işe yarıyor muhmmede karı ayralamaklamı meşgül yoksa ona hiç kimse i koç koca allah var  yanında yoks allahmı istemiyor köleliyin kaldıurlmasını. muhammmed gelinine göz koyarkan  allah onun kalbini biliyor yemeye gelenleri  kşbarca kovuyor  nuhmmedin  kalbini biliyor hadi herkes evine  muhmmed zeyenebi özlemiş diyemiyor allah putu allah  gelini zeyenibi  daha evliyken muhmmde göz koymuş . peygamberin kölelerin kalkmasını istemiyor demmeki istesymiş zeyenp olayındaki gibi kaldırıdı allah çöp çatalığa gelince muhmmmedin ne isdediyini biliyorsa şayet muhmmed köleliyi kaldırmak istese allah zırtosu nuhmmedin içinden geçenleri biir kaldırıdı ahmaklığın bu kadarıba pes doğrusu.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.07.2014 at 14:12, Zavallı yazdı:

AHZAB 50.

Ey Peygamber!

Mehirlerini verdiğin hanımlarını,

Allah’ın sana ganimet olarak verdiği

ve

elinin altında bulunan cariyeleri,

amcanın,

halanın,

dayının

ve

teyzenin

seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık.

Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını,

diğer müminlere değil,

sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık).

AYRICA :

http://allahyokdinya...med-evlilik.png

http://panteidar.fil...eist.jpeg?w=640

Bırakın maca teyzehala kızlarını O Allah bana dese dostunun arakadaşı sana helel sese ilk ÖNCE YAPACAĞIM  ŞEY o ALLAH PURUNU S****KMEK OLURDU. Ulan şuraya bakın hem mağduru oynuyorlar bizi mekkeden medineye kovdular savaş esansında inen ayetlere bakın o Sana helel bu sana helel  SAVAŞ BİTİKTEN SONRSA BUNALRI SAYAMIYORMUSUN. NİYE ŞURDAN GİDİN KURTULUN DEMİYORSUNDA KİMLERİ BECERECEYİNİ SAYIYOR  BİRDE SEN. koc koca Alahsın onları ebabil kuşlarıyla meşkelrinle kurtasana. Bence bu ALLAHIN AKLI FİKRİ KARI KIZDADIR. ALLAH DİYOR DOĞURMADIM BARİ MUHMMEDİN HATIRI İÇİN BİR TANE DOĞRUP Ö MUHAMMEDE NİKHLASAYDIN

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 07.07.2014 at 14:27, bir_akil_insan yazdı:

Odaklanmanız gereken kısımlar bunlardır:

Bunlar gibi nicesi var. Bunlar islamın eşcinselliğe bakışıdır. Bu yüzden müslüman ve eşcinselim demeniz, üstüne üstlük bir de islamı savunmaya çalışmanız kahkahayı hakediyor. Bu kahkaha, ne yazık ki, insanı mutlu kılan bir kahkaha değil.

Siz günahkar değilsiniz. Siz arabın pislik dolu masalları ile korkutulmuş bir insansınız. Bu zırvaların birer masal olduğunu anlamanız ve aklınızı bu pislikten kurtarmanız gerekiyor. Bunu kimse sizin için, sizin yerinize yapamaz.

Lütfen, zaman ayırın ve bu forumdaki değerli katılımcıların bunca zamandır saatlerini, günlerini ayırarak yaptıkları araştırmaların, çalışmaların sonunda ortaya çıkardıkları islam zırvalarını, kuran ve islamın ne tür bir pislik olduğunu ortaya koydukları yazıları okuyun. Kendinizi korkularınızdan kurtardığınızda, umuyorum ki cinsel kimliğiniz ile barışabilir ve hayatınızı nispeten huzurla geçirebilirsiniz.

Kuranı okumamışsınız ya da anlamaya çalışarak okumamışsınız ki hala iyi bir şey olduğuna inanıyorsunuz. Bu durumda sizin gibi kendini kandırmaya devam edenlere ulaşmaya çalışabilirsiniz. En azından aynı durumdaki insanların, birlikte birbirlerinin kafasını kuma gömerek rahatlatmaya çalıştıkları yerler bulabilirsiniz. Örneğin şöyle bir site mevcut: http://gayislam.blogspot.co.uk/ Eminim ki bunlar gibi nicesi de vardır.

 Pekiyi islmada badelşeme ne işi var daha geç aylarda 45 erkek çocuğuyla badeleşme yaptılar Aileden SORMU ORSU NE DEDİ BİKERDEN BİR ŞEY OLMAZ Bende bir insanım seni birker yapsam ne olur diyecem ama ERKLİYİNDE BİR GURUR ŞEREFİ VAR  İSTESEDE K*****LKAMAZ DİNİME İMANIMA

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 05.07.2014 at 13:50, bir_akil_insan yazdı:

Eşcinsel olmanız ile ilgili en ufak bir problemim bulunmamakla beraber, müslüman olarak eşcinsel olmanız ağız dolusu kahkahayı hakediyor.

Lut kavmi masalı size birşey anlatmıyor mu?

Madem eş cinselik yasksa be den yartmış zoru neymiş

Link to post
Sitelerde Paylaş

:lol:

BULAR İNSAN DEYİL   NAMZLA İNSANLARI KANDIRIP  NAMZIN  KURANDA BİR GÜNAHI YOK   AMA  HIRSIZIN ELİNİN KESİLMESİNDEN HİÇ BAHSETMEZLER

dBGIMI.jpgbHOJPy.jpg

 BÖYLE BAŞA BÖYLE TARAK:lol:

K7x9d8.png

MÜSLÜMANA YAKIŞIR

be21QM.jpg

MÜSLÜMANLRIN EN ÇOK SEVDİ ŞEY:))))

 

Be2bGy.jpg

9875AW.jpg

BUDA GERÇEYİ  BİLİPTE GARBAN HALKI SÖMÜRENLERE GESİN:0_80cbc_37a71a73_L:BARİ ARGO KONUŞAYIM ÇOK UĞRAŞTIRDIN BENİ MANYAK HERİF @godofwar

DUHÂN  AYET 8: Seni yoksul bulup zengin etmedimi?

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Levent.ercan@yahoo.com yazdı:

 

Ne var bunda lavuk. Resulullah mutim bin adiyy himayesinde mekkeye girmedi mi demek ki mutim bin adiyy daha guclu konumdaydi o zamanlar. Mekke den medine hicret etmedi mi? Demek ki medineliler daha gucluydu mekkelilerden. Resulullahin iman gucu en ust seviyedeydi kas gucu degil.

Hem sen videoya asparagas demedin mi?

Secimler asparagas bu video asparagas ama ciddiye alip konusursunuz , yav bu kafayla ateist olduysaniz size aciyorum dogrusu...

 

Konu seçimler değil.Seçimleri git seçim konusunda konuş.

 

Ayrıca ben konuma bilimsel delil istemiştim.

 

Sen ise asparagas haber atmayı tercih ettin.:0_80cbc_37a71a73_L:

 

Yalanlar ile dinini savunarak dinini rezil ediyorsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

1- Hatice: (28 ya da 40 yaşında) Huveylid’ibn Esed’in kızıdır. Daha önce Ebû Hale Zürâre ile evlenmiş ve ondan Hind adında bir kızı olmuştur. O ölünce de Atik ibn Aiz ile evlenmiş Abdu Menaf isiminde bir çocuğu olmuştur; sonra ondan boşanıp Muhammed ile evliliğinde 6 çocuğu olmuştur ama gerek yaşı gerekse çocuklarının bazılarının Muhammed’den mi yoksa önceki kocalarından mı olduğu konusu tartışmalıdır. Özellikle Şii’ler Fatıma dışındaki kızlarının Muhammed’den olmadığını; ikinci kocasından veya kızkardeşinin çocukları olduğunu söylerler. Yaşı 28 ya da 40 dır. Bu konuyu şu linkte incelemiştim:

Hatice’nin yaşı 28 miydi?

2- Sevde bint Zem’an : 50- 55 yaşında olduğu söylenir. Muhammed’in eşleri arasında en az bilgi sahibi olduğumuz o dur. Muhammed ile evlenmeden önce es-Sukran ibn Amir ile evli idi. Kocası onu Habeşistana götürmüş orada Hristiyan olmuş ama Sevde müslümanlığını korumuştur. Daha sonra kocası ölünce Mekke’ye geri dönmüş ve Muhammed bakılması ve yetiştirilmesi gereken ufak çocuklarını yetiştirmesi için onunla evlenmiştir. O da Muhammed’in çocukları ile kendi çocukları gibi yakından ilgilenmiş ve onları yetiştirip büyütmüştür. Lakin Muhammed ondan gördüğü bütün bu iyiliklere rağmen Sevde’nin yaşlı oluşuna daha fazla tahammül edemeyip onu boşamak istemiştir. Prof. İbrahim Canan’in ( Müslim, Rada 47) ‘den olayı şöyle aktarır :

“Hz. Sevde (r.a.)’yi Efendimiz boşamak isteyince, büyük kadın gelmiş ve Allah Resulüne adeta yalvarmış...gününü Aişe (r.a.)’ye verdiğini ortaya koymuş, tek isteğinin peygamber zevcesi olarak vefat etmek olduğunu ifade etmişdi ki, bunlar Allah Resulü’nin nikahı altında kalabilmek için yapılan fedakarlıklardı.” [Hadis Ansiklopedisi-Kütüb-i Sitte c.3 syf. 69]
Ölmeden önce kendi oturduğu daireyi Aişe’ye vasiyet etmiş ve o ölünce Aişe kendi yatak odasını genişletme imkanı bulmuştu. Bu bilgiyi de Hamidullah İslam Peygamberi s.561 no.1101’de Samhûdi, 2, s. 464’den yaptığı aktarımda buluyoruz.

3- Aişe: (Yaşı kesin olarak 9 ‘dur) Ebu Bekr’in kızıdır. Muhammed kendisi ile nikahlandığında henüz 6 yaşındaydı, zifafa girdiğinde ise 9. Aişe başlı başına ayrı bir başlık konusudur, bu liste içinde detay bilgi vermeyeceğim ama bilahire ayrı olarak inceleyeceğim. Şimdilik Martin Kings (Ebubekir Siraceddin)’in Hz. Muhammed’in Hayatı kitabı s.142’den bir ufak bir aktarım yapıyorum :

“Aişe (r.a.) şöyle anlatıyor : Ben arkadaşlarımla beraber bebeklerimle oynardım. O sırada Peyganber (s.a.v) gelirdi. Onu görünce arkadaşlarım kaçışırlardı. Fakat Peygamber (s.a.v) onları ben onlarla beraber olmak istediğim için geri getirirdi. Bazen onlar kaçmaya fırsat bulamadan: “Olduğunuz yerde kalın” derdi. Çocukları sevdiği ve kızlarıyla oynamaya alışık olduğu için bazen onlara katılıp oyun oynardı. Oyuncakların ve bebeklerin bir çok rolleri vardı. Aişe (r.a.) şöyle diyor: Bir gün ben oyuncaklarımla oynarken Peygamber (s.a.v) içeri girdi ve : “Ey Aişe bu hangi oyun ?” dedi. Ben “Süleyman’ın atları” dedim. O da bana güldü. Fakat bazen geldiğinde onları rahatsız etmemek için cübbesine bürünür beklerdi.”

4- Hafsa: (Yaşı 18-22 arası olarak geçer kayıtlarda) Ömer’in kızıdır. Daha önce Huneys ibn Huzafe ile evliydi ama kocası H. 3. yılında Uhud’da hayatını kaybetti. Hafsa 18 yaşında dul kalmıştı ve babası onu önce Ebu Bekr’e vermek istedi ama o kabul etmedi sonnra Osman’a vermek istemesine rağmen Osman da evlenmek istemedi. (Neden acaba ? Belki Uhud’da ölen kocası Osman’ın yakın bir arkadaşıydı ve Osman onunla evlenme fikrini “etik olarak” kabul edemedi )
Bunun durumu Muhammed’e söyleyen Ömer, Muhammed’den şöyle dedi : “Ya Ömer! Hafsa, Osman’dan, Osman da Hafsa’dan daha hayirli birisiyle evlenecektir.”

Ömer büsbütün merak içerisinde kalmıştı. Osman’dan daha hayırlı damat kim olabilirdi ki ? Aradan birkaç gün geçtikten sonra Muhammed Hafsa’ya talib oldu–Osman’dan daha hayırlı olan kişi kendisiydi — Ömer’e dedi ki: “Sen kızın Hafsa’yı bana nikahlarsın. Ben de kızım Ümmü Gülsüm’ü Osman’a nikahlarım…”

İlginçtir ama Sunni kaynaklarda Ebu Bekr ve Osman’ın Hafza’yı almayı reddetmesinin sebebi olarak bu iki ismin de “Peygamberlerinin Hafza ile evlenmek istediğini bilmeleri” diye geçer. Ömer onların teklifini reddetmelerine çok içerlenmiş ve kızmıştı, normal koşullarda bu iki ismin de saygı ve sevgi duydukları Ömer’in teklifini reddetme davranışında bulunmaları biraz uzak ihtimal, bu yüzden bu tahmin daha uygun düşüyor bu bağlamda.

Ebu Davud’da Ömer’den yapılan bir aktarım ile Muhammed’in onu boşadığı ama sonra tekrar geri aldığı (talak-ı reci) yazılıdır.
(Ebu Davud Talak, c. 2, 2276) Bu durum İbn İshak ve Taberi’de (c.9 dipnot 884 s.131)’de de geçer.

(Talak-ı reci: Koca bir defa “boş ol” “seni boşadım” derse ve sonra pişman olup eşine dönmek isterse ve kadının iddet müddeti geçmemişse mehir vermeden ve tekrar nikah kıymadan eşine dönebilir–Sadreddin Yüksel)

Hafza’nın yaşını şöyle hesaplayabiliriz :

Hicret yılı 622’dir.
Hicretin 45. yılı ölmüştür (S.Ateş S.332)
Yani 667 yılında vefat etti.
Öldüğünde 60 yaşındadır (Tabari c.39 syf.174)
O halde doğumu 607 dir.
Kocası Uhud savaşında ölünce dul kaldı.
Uhud savaşı yılı 625 tir.
Bu durumda dul kaldığında 18 yaşındadır
Babası Ömer o dul kalır kalmaz onu evlendirmek için Ebu Bekr ve Osman’a gitmiştir, kabul görmeyince Muhammed almıştır.
Bu durumda muhtemelen dul kaldığı sene evlenmiştir ve yaşı 18’dir. (Tabii 1 veya 2 yaş fazla olma ihtimali de Muhammed’in onu kocasının ölümüden ne kadar süre sonra aldığına bağlı olarak mümkündür)

5- Zeyneb binti Huzeyma : (30 yaşındaydı) Necidli Huzeyme’nin kızı. İlk kocası müslüman Tufeyl ibni Haris idi ama ondan boşanıp kardeşi Ubeyde bin Haris ile evlendi o da Bedir’de hayatını kaybedince dul kaldı. Muhammed onu amcasından istedi ve 400 dirhem gümüş mehir *vererek aldı. Muhammed onunla evlendiğinde 30 yaşındaydı (Hamidullah, İslam Peygamberi S. 564, n.1104) Muhammed ile evlendikten üç ya da sekiz ay sonra vefat etti.

6- Zeyneb bint Cahş Yaşı 35 ya da 36 dır) Çahş ibn Riab’ın kızı olup asıl adı Berre’dir. Muhammed onun ismini Zeyneb olarak değiştirmiştir. İlginçtir ama Muhammed’in Mustalık gazasında esir aldıktan sonra nikah kıydığı Cüveyriye’nin de ilk ismi Berre’dir. Muhammed’in bizzat kendisinden “Zeyd’in zevcesi” diye bahsederek Kuran ayeti indirdiği (!) tek eşi odur (Ahzap 35-37) ve Zeyneb Hane-i Saadet’de ki eşler arasındaki böbürlenme yarışında hep bunu öne çıkararak diğer eşlere havasını atardı. Muhammed Zeynebi alarak daha önce gayrimeşru olarak görülen bir anlayışı yıkımış ve bunun yerine üvey oğlunun hanımı ile evlenmeyi Kurani anlamda helal kılmıştır. Uğruna ayet bile indirmiş olması aşağıda Hamidullah’tan aşağıda okuyacağınız bir durumun sonucudur :

“…. Rsulullah’ın sürekli müdahalesine rağmen Zeyd boşanmak istiyordu. Bir gün Resulullah (AS) onun ailesine karşı gösterdiği bu tutumu değiştirmek amacıyla bizzat evinde onu ziyarete gitti ise de Zeyd’i evde bulamadı. Zeyneb evdeydi ve yaklaşık 36 yaşında olmasına rağmen, safranlı suda yıkanmış elbisesi içinde pek cazibeli bir duruşu vardı; bu görüntü karşısında Resulullah (AS) şöyle söylenmekten kendini alamadı :

“Gönüller bir halden diğer bir hale evirip çeviren Allah’ın şanı ne yücedir !”

(M.Hamidullah, İslam Peygamberi s. 566 no.1106)

Zeyneb’in yaşı :

Hicret yılı 622’dir
Evlendiği yıl (H.3 yılı) 625’dir
Hicretin 20. yılı vefat etmiştir.(Hamidullah s. 567)
Yani 642 yılında
Vefat ettiğinde 53 yaşındaydı. (Tabari c.39 s.182)
O halde doğum tarihi 642 – 53 = 589’dur.
O halde evlendiğinde yaşı 625 – 589 = 36 ‘dır.

7- Ümmü Seleme: (Yaşı 27 ya da 29′ dur) Ebu Umeyye’nin kızıdır. İlk kocası Ebu Seleme ile birlikte islamı ilk yıllarında kabul etmişti. Kocası Habeşistan’a hicret eden müslümanlar arasındadır ve akrabaları onun hicret etmesini engelleyip Mekke’de tutmuşlardır ama daha sonra Medine’ye tek başına gitmesine izin vermişlerdir. Hicretin 3 yılı olan 625’de Uhud savaşında kocası hayatını kaybetmesi üzerine 1 yıl yas tutmuş sonra da Muhammed ile 626 yılında evlenmiştir. İlginçtir kocası Uhud savaşında müslüman bir mücahit olarak hayatını kaybemiştir ama Uhud savaşında müslümanların ağır yenilgi almasına neden olan ünlü komutan Halid b. Velid’in de onun yakın akrabası olduğu söylenir. Genellikle yaşlı olduğu hatta Muhammed’den 1 yaş küçük olduğu söylenir ama bu koskoca bir yalandır. Vefatının hicretin ya 59. yılı ya da 61. yılı olduğu hemen hemen her kaynakta geçer ve ayrıca öldüğünde yaşının 84 olduğu da geçer, Öyleyse hesabımızı şöyle yapabiliriz ;

Ümmü Seleme’nin yaşı

Hicret yılı 622’dir.
59. hicret yılında öldü (Sahih Müslim c.2 dipnot: 1218 s.435)
Yani 681 yılında vefat etti
Öldüğünde 84 yaşındaydı. (Sahih Müslim c.2 dipnot: 1218 s.435)
Öyleyse doğumu 597 dir.
625 yılında Uhud’da kocası öldü ve dul kaldı.
1 yılı kocasının ölümüne üzülerek geçmiştir. (Hadislerde onun böyle yas tutması oldukça fazla geçer)
626 yılında Muhammed onu almıştır.
Bu durumda yaşı 626-597 =29 dur.
Ama eğer Hicretin 61. yılında vefat etti ise o zaman yaşı 27 dir.

8- Cüveyriye: (13, 14 ya da 15 yaşındadır) “Cüveyriyye”, “cariyecik” demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında.. .Asıl adı Berre dir ve yahudi Mustalık oğullarından Haris ibn Ebi Dırar’ın kızıdır. Kocasının ismi Musaf bin Safvan dır ama Muhammed’in adamları baskın sırasında onu öldürmüştür.

Beni-Mustalık baskınında esir düştü ve Sabit ibn Kays ibn Şemmas’ın payına düşmüştür. Sâbit onunla mukâtebe yapmıştır. (Mukâtebe: Kölenin bedel karşılığı hürriyetinin verilmesi antlaşması) Cüveyriye’nin hürriyetinin bedeli 400 dirhemdir (ki karşılaştırma yapabilmeniz için şu örnek yerinde olacaktır : O dönem Mekke valisin maaşı aylık 30 dirhemdir) ve bu bedeli ödeyerek onu geri alacak olan ailesi de (öldürülen kocası hariç) esir durumundadır ve bütün servetleri de ganimet olarak ele geçirilmiştir.

Cüveyriye umutsuz bir durumdadır. Bu yaşadıkları onun gibi daha çocuk denecek yaştaki ufak bir kız için fazlasıyla ağırdır ve şok edicidir. İlginçtir ama birileri bu kızın oldukça güzel bir kız olduğu konusunda Muhammed’e haber uçurmuş ve böyle bir güzelliğin ancak ona layık olduğunu söylemişler ve bunun üzerine Muhammed’de onu yanına çağırmıştır. (Tabii kaynaklarda onun Muhammed ile görüşmek istediği de yazılıdır)Cüveyriye’nin o an ki halet-i ruhiyesi köle olmayı kabul edememiş ve kendisini özgürlüğe kavuşturmak için çırpınan ve fazlasıyla korku içinde olan ufacıcık bir kız izlenimi vermektedir. Muhammed ile yaptığı konuşma şöyle geçer :

“Ey Allahın Elçisi ! Ben kabilemin başkanı el-Haris’in kızıyım; başıma gelen felaketi ve içine düştüğüm durumu görüyorsun. Özgürlüğümü tekrar elde edebilmem için bana yardım et ! Allah da sana yardım edecektir” (Hamidullah’ın Muhabbar s.89-90’dan aktarımı)

Buna cevaben Muhammed de der ki : “Bundan daha iyisini ister misin ?” diye sordu. O da: “Bundan daha iyisi nedir” diye sordu. O: Senin fidyeni ben ödeyeyim, sen de benimle evlen” dedi.

Muhammed böyle dünya güzeli körpecik kıza, çözüm olarak kendisi ile evlenmeyi teklif etmiş o da kabul etmek zorunda kalmıştır; hem de kocasının ölümünden sorumlu olan birisinin teklifini. Muhammed onun hürriyet bedeli olan 400 dirhemi Sâbit’e ödeyerek onu satın alır.

Daha da ilginç olanı kaynaklar Cüveyriye’nin babası Haris’in kızının fidye bedelini ödemek için Muhammed’in yanına develer ile birlikte geldiğini ve bu develeri fidye bedeli olarak ödemek istediği yazar.

Haris Muhammed’in yanına gelerek ona şöyle der : “Sen kızımı esir aldın, işte fidyesi”
Muhammed: “Fakat Akik ovasında gizlediğin iki deve nerede ? diye sorar. Bunun üzerine Haris o iki deveyi de getirerek onları da Muhammed”e verir.
(Bu bilgi Martin Kings yani Ebubekir Siraceddin’in “Hz. Muhammed’in Hayatı” s.259’da vardır.)

Tabii bu kızcağız kocasının katili ile evlenecek ve daha kocasının kanı kurumamışken zifafa girmek zorunda kalacaktır.

Cüveyriye’nin yaşını matematiksel olarak hesaplayalım:

Hicret yılı 622’dir
Hicret’in 57. yılında vefat etti.(Hamidullah s.568)
O halde vefat tarihi 679 dur.
Vefat ettiğinde 65 yaşındaydı.(S.Ateş s. 333)
Öyleyse doğum tarihi 614 dür
Evlendiği yıl 628 dir. (Beni Mustalık gazası hicretin 6. yılıdır)
O halde evlendiğinde yaşı: 628 – 614 = 14 dür.

9- Ümmü Habibe : (Yaşı 32 dir) Asıl adı Remle’dir. Ebu Süfyan’ın kızı. İslamı’ın ilk yıllarında kocası ile birlikte müslüman olmuştu. İlk kocası Ubeydullah ile Habeşistana hicret etmiş orda kocası Hristiyan olmuştu. Muhammed Habeşistana bir elçi göndererek onunla nikahını gıyaben kıymış ve elçi ile birlikte onu getirtmiştir. Bu evlilik Hicri 6. yılda oldu.

Babası Muhammed’in ezeli düşmanıdır. Muhammed onun kızını almış ve belkide bu düşmalığı gidermek istemiştir. Ama Süfyan kızı Ümmü Habibe Muhammed ile evlendikten sonra çok değişmiştir. Bir gün Medine’ye Muhammed ile görüşmeye gider ve bir arada da kızını görmek için Muhammed’in evine gider ve kızı ile şu konuşma geçer aralarında :

“…..Önce, kızının, yani Resulullah (AS)’in hanımı olan Ümmü Habibe’nin yanına vardı. Küçücük odasında, yerdeki tek sergi, Resulullah (AS)’ın yatağı idi. Ümmü Habibe bunu derhal dürüp kaldırdı. Babası:

“Niçin böyle yaptın?” diye sorunca, ona şöyle cevap verdi:

“Bu Allah’ın Resulünün yatağıdır. Sen ise bir putperestsin ve buna oturamayacak kadar necîssin, pissin.”

Ebû Süfyân ise şu cümleleri homurdandı: (Yazık hem de çok yazık. Hamidullah “homurdandı” ifadesi ile güya Ebu Süfyanı küçümsemeye çalışıyor ama bu tip ifadeler ancak yazarını küçültür, hele hele söz konusu baba-kız arasındaki bir dialog ise )

“Kızcağızım! Sen bizi terk ettiginden beri ne kadar değişip bozulmuşsun.

(Hamidullah İslam Peygamberi s. 568-569)

Yaşını şöyle hesaplayabiliriz:

Hicret yılı 622’dir
Hicri 44. yıl vefat etti (İbn Sa’d, et-Tabakat c.8, s.100)
O halde 666 yılında vefat etti.
70 yaşında iken vefat etti (İbn Sa’d, et-Tabakat c.8, s.100)
O halde doğum tarihi 666-70= 596 dır.
Evlendiği tarih 628 dir (Hicri 6.yıl)
O halde evlendiğinde yaşı 628 – 596 = 32 dir.

10- Safiyye: (Yaşı 17 dir) Huyeyy b. Ahtab’ın kızıdır ve asıl adı Zeyneb dir. Muhammed Hayber’in fethinden sonra kocası Kinane b. Ebi Hukayk’ı mücevher dolu “Mesk”in yerini öğrenmek için işkence yaptırdıktan sonra boynunu vurdurarak öldürmüş ve ayırca babası ile kardeşi de Muhammed tarafından öldürülmüştü. (Bu konuyu yakında “Hayber ve Allah’ın vaad ettiği ganimetler” konulu başlıkta daha detaylı inceleyeceğim) Safiyye sadece 2 aylık evli bir kadındı. Muhammed onu esir aldığı kadınlar arasından “safiyy” payı olarak seçmişti.(yani daha ganimet dağıtılmadan önce, Muhammed’in ganimetler arasında istediği malı keyfince seçtiği bir liderlik hissesi olarak)

“Katâde (r.a.) anlatıyor : Resulullah gazveye bizzat iştirak edince onun sehm-i safiyy denen riyaset hissesi olurdu. Bu hisse, taksimden önce
köle, cariye, at gibi ganimete dahil mallardan dilediğinden alırdı. Safiyye validemiz de işte bu hissedendi. Gazveye bizzat iştirak etmediği taktirde
bu hisse gıyabında ayrılırdı, ancak bu durumda seçme hakkı yoktu (ne ayrılmışsa onu kabul ederdi)” [Ebu Davud, Harâc 21, 2993]

Not: Kaynaklar da Safiyye’nin önce Muhammed’in elçisi Dıhye’nin payına düştüğü sonra da yine birilerinin bu güzel kadının ancak bir Allah resulüne yakışacağını söylemeleri üzerine Muhammed’in onu yanına getirttiği ve yüzünü açarak baktığı sonra da Dıhye’ye Safiyye’nin görümcesi yani Kinane’nin kızkardeşini verdiği de yazılıdır. Bu iki ayrı rivayet çelişkilidir çünkü sahm-i safiyy payı daha ganimet dağıtılmadan önce riyaset (liderlik) hissesi olarak komutan tarafından ve onun istediği şekilde seçilir ve bundan sonra ganimet dağıtımı başlar. Tabii Muhammed bu ganimet dağıtımında 1/5 humus payını ayrıca alır.

Muhammed asıl adı Zeyneb olan bu genç ve güzel kızın ismini “ganimet payı / ganimet malı”anlamına gelen “Safiyye” olarak değiştirdi. Artık bir ganimet malı olduğu isminden bile anlaşılıyordu. İlginçtir ki, Muhammed bu evliliğinde bir Kur’ân ayetini de ihlal etmişti.

Bakara 234. Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.

Muhammed apaçık Kuran’daki “iddet süresi” ile ilgili ayeti ihlal ediyordu.

“….Daha sonra Allah’ın elçisi Hayber dönüşünde, yolda Enes’in annesinin bezediği Safiyye ile zifaf olmuştur” (Buhari Meğazi 64)

“…. Hz. Peygamber Hayber den ayrılıp bir hayli yol aldıktan sonra konakladığı Sahba’ mevkiinde Hz. Safiyye ile gerdeğe girmiştir.
(İslam Tarihi, A.KÖKSAL,14/291)

Evet, Muhammed’in Hayber’de 4 ay 10 günden daha fazla kaldığını ispatlayacak olan varsa buna cevap verebilir.

İlginç bir bilgi de vardır kayıtlarda Safiyye ile ilgili:

“Ölüm döşeginde iken, mallarının üçte birini Yahudi dinine bağlanmakta ısrar eden yeğenine vasiyet etti. Bazı Müslüman sahabeler bu vasiyetin yerine getirilmesine karşı çıkmışlar, ancak Muhammed (AS)’in hanımı Ayşe, araya girerek vasiyet yapılanın lehine taraf tutmuştur” (Hamidullah. s. 569 no. 1110)

Peki ama ne kadar malı miras olarak bıraktı Safiyye ? Oldukça yüklü bir miktar olduğunu ve gayrimenkuller de bulunduğu yazılıdır kayıtlarda (100 bin dirhem değerinde) kızkardeşinin oğluna bırakmıştır. ( Not: O dönem mekke valisinin aylık maaşı 30 dirhem idi)

Safiyye konusunu İlhan Arsel’den okumak isteyenler bu linkten okuyabilirler:

http://www.ilhan-arsel.org/Kissalar2/kissa214.htm

Martin Kings / Ebubekir Siraceddin der ki: “Safiyye 17 yaşında ve Kinane ile evleneli henüz iki ay olmuştu.” (s.287)

Aynı şekilde, Tabari (c.39 s.184)’de de 17 yaşında olduğu–ingilizce kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla—yazılıdır.

Yaşını şöyle hesaplayabiliriz :

Hicret yılı 622 dir
Hicri 50 yılında vefat etmiştir. (Hamidullah, no.1110)
Yani 672 yılında
Vefat ettiğinde 60 yaşındaydı. (Vefat ettiği yaşı Türkçe kaynaklarda bulamadım ama internetteki ingilizce Arap sitelerinin hepsinde 60 olarak geçiyor)
O halde doğum tarihi 612 dir.
Evlendiği yıl 629 (Hayber’in fethi)
O halde evlendiğinde 629 – 612 =17 yaşındadır.

11- Meymune binti Haris: (36 yaşındadır) Haris kızıdır. Asıl ismi Berre dir (hatırlarsanız Zeyneb b. Cahş ve Cüveyriye’nin de adı Berre idi)
İslamiyetten önce Mes´ud b. Amr ile evliydi ve ondan ayrılıp Ebu Rühm b. Abduluzza ile evlendi ve onun ölümü ile dul kaldı.

Kendisini Muhammed’e hibe etmiş ve bu yüzden mehir alamamıştır. (İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 132) bu bilgi ayrıca (Sahih Muslim c.2 no 1919)da bulunuyor.

Ahzap 50. ayetteki mehirsiz olarak kendini Muhammed’e hibe eden kadının o olduğu söylenir ( Başka isimlerde zikredilir kaynaklarda bu ayetteki isim için)

“Aişe diyor ki bu kendini hibe etme konusu ile ilgili : “Olacak şey mi? Bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?” 
(Buhari, e’s-Sahih, Kitabu Tefsiri’l-Kur’an/336 , Müslim hadis no: 1464; Tec-rîd, hadis no: 1721.)

Muhammed Hudeybiye anlaşması gereği çıktığı 3 günlük Umre ziyaretini uzatmak için Meymune ile yapacağı nikahı bahane olarak kullanmak istedi ve Mekkelilere şu öneride bulundu :

–İsterseniz, zevcemle evlenme törenini yapmak üzere burada üç gün daha oturayım ve çekeceğim düğün ziyafetine sizi de çağırayım

Onlarda şu cevabı verdiler:

–Artık yanımızdan ayrılıp git! Müddet dolmuştur!

Muhammed cevaben :

–Ben sizden bir kadını nikahlamışım. Onunla evlenme törenini yapıncaya kadar bırakılmamdan size ne zarar gelirdi. Ne olurdu, beni bıraksaydınız da, evlenme törenimi aranızda yapsaydım, sizin için yapacağımız düğün yemeğimizde de bulunsaydınız? diye ısrar eder ve
Böyle yapmak, size düşmez, yaraşmaz mıydı ? diye ekler.

Kureyş temsilcileri:

–Senin düğün yemeğinde bulunmak, bize gerekmez ! Bize ne sen, ne de düğün yemeğin gerek ! Hemen çık git artık yanımızdan ! (Asım Köksal İslam Tarihi)

İlginç dialoglar…Muhammed nikahını bile siyasi bir amaç için kullanıyordu..

Yaşını şöyle hesaplayabiliriz:

Hicret yılı 622 dir.
Hicri 51. de vefat etti (Hamidullah s. 570)
Vefat yılı 673 dür.
Vefat ettiğinde 80 yaşındaydı.(Bütün kaynaklarda geçer)
O halde doğumu 593 dür.
Evlilik yılı 629 dur. (Hudeybiye’den 1 yıl sonra “umre” ziyaretinde )
O halde evlendiğinde 629 – 593 = 36 dır.

Tabii S.Ateş (Kuran’a göre Hz. Muhammed’in Hayatı s. 334)’de onunla 61. hicret yılında evlendiğini yazar. Eğer Ateş haklıysa o zaman Meynune’nin yaşı 10 yaş daha düşerek 26′ ya iner. Şimdilik Hamidullah’ı dikkate aldım ama bu durumu araştıracağım.

12- Fatıma Dahhak bin Süfyan (el-Kilâbiyye): S.Ateşten aynen aktarıyorum :

“Hicretin 8. yılında Peygamberin kendisi ile evlendiği Fatıma, gerdek esnasında Peygamber’den Allah’a sığınınca Peygamber onu boşamıştır. Daha sonra “Ben ne bahtsızım !” diyerek kendisini kınayan Fatıma, 60. Hicret yılında ölmüştür.”
(Kuran’a göre Hz Muhammed’in Hayatı s. 334-335)

Eğer öldüğü zamanki yaşı hakkında bilgi var ise o zaman evlendiği zamanki yaşını çıkartabiliriz ama ben bulamadım..

13- Reyhane binti Zeyd: Yahudi Kureyza kabilesine mensup idi. Güzelliği ile meşhur genç bir yahudi kadını idi.

Kocasının ismi Hakem idi ve Kureyza baskınında öldürülmüştü. Geriye kalan babası, kardeşleri ve diğer erkek akrabaları ise Kureyza esirlerleri arasında boynu Zübeyr ve Ali tarafından vurulanlar arasındaydı. Reyhane’nin Muhamed’in eşi olup olmadığı ve cariyesi olarak kalmış olabileceği de hep tartışma konusu olmuştur. İbn Sa’d da onun “safiyy” payı olarak daha ganimetler dağıtılmadan önce Muhammed’in onu kendisine ayırdığı ve onu hür zevceleri arasına kattığı yazılıdır. Kurtubi’ye göre de Muhammed kendisini azad edip onunla evlenmiştir. İbn İshak da ise cariye olarak kaldığı yazılıdır.

Hamidullah Belzuri’den yaptığı bir aktarma da Muhamed ve Reyhane arasında şöyle bir konuşma geçtiğini anlatır :

–Muhammed onu nikahlama önerisinde bulunmuş ve böylece özgürlüğüne kavuşacağını söylemiş, o ise şu cevabı vermişti.

“Beni nikahlamaktansa cariyen olarak al ! Ben bir cariye kadın olarak kalmayı yeğlerim, zira hür müslüman kadınlar gibi başıma örtü ve yüzüme peçe takmak istemiyorum” (İslam Peygamberi s.573 no: 1117)

Ayrıca siyer kaynaklarında (İbnu’l Kayyum 1/113, Cevzi, el-Vefa 647 ) Muhammed’in ona 500 dirhem gümüş mehir bedeli vererek nikahına aldığı ve gecelerini de öteki hür hanımlarıyla olduğu gibi eşit paylaştığı da yazılıdır.

Hamidullah’ın Samhûdi’den yaptığı aktarımında ise Reyhane Medine’ye yerleşmemiş eski evinde oturmaya devam etmiştir. Başka kaynaklarda da Muhammed’in Reyhaneyi bu eski evinde düzenli olarak ziyaret ettiği yazılıdır.

Reyhane’nin yaşının 19 olduğu rivayet edilir. Ölüm tarihi ise Hicri 10. yıldır.

14- Sena binti Esma (el-Neset bint Rifa): Benu Kilab veya Benu Harm kabilesindendir. Muhammed’in onunla nikahlandığı hemen hemen her kaynakta geçer. Aynı şekilde zifafın gerçekleşmediği de yazılıdır. (Tabari c.9 s.135-136. ve c. 39 s.166) ‘da Muhammed ile nikahının kıyılmasının peşinden evlilik tamamlanmadan önce öldüğü yazılıdır. İslami kaynaklar da onun Muhammed ile evlendiği için duyduğu sevinçten dolayı öldüğü bile yazılıdır.

Not:Aslında islam tarihçileri evlilik konusunda “Nikah mı, zifaf mı, peçe mi kriter alınmalıdır ?” gibi sorularla kendilerine meşgale yaratırlar. Bu yüzden genellikle zifafa girmediği kadınları eş lisletsine koymazlar ve bu şekilde Muhammed’in eşlerinin sayısını düşürmeye çalışırlar. İlginçtir ama eğer zifaf kriter ise o zaman neden Marya ve Nefise gibi (hatta Reyhane de) Muhammed’in cinsel ilişki de bulunduğu cariyelerini eşler listesine dahil etmezler ? Bazı islam alimleri (!) bunlara “zevce-cariye” demişlerdir ama eş listelerinde bunlar dahil edilmez ve mümkün olduğu kadar Muhammed’in eşlerinin sayısı düşük tutulmaya çalışılır. Tabii aynı zaman dilimi içinde Muhammed’in en fazla 9 kadınla *evli olduğunu söyleyerek bu rakamı tek haneli hale getirme konusunda gösterdikleri hüner de taktire şayandır.

15- Esma (Ümeyme) ibn Cevn : Numan ibn Şürâhil el- Cevn el-Kindiyye’nin kızıdır. Bu kadın ile ilgili en ilginç satırlar S.Ateş’de var:

“Peygamber gerdekte yanına varıp da “Gel !” deyince “Sen gel !” demiş Peygamber de onu boşamıştır. Bir rivayete göre Allah’a sığınan kadın bu kadındır.

Buhari de şöyle diyor : Allah’ın elçisi (s.a.v) Şurahil kızı Umeyme ile evlendi. Yanına varıp elini uzatınca kadın hoşlanmaz bir tavır takındı. Peygamber Useyd’e bu kadını donatıp, iki beyaz keten elbise giydirerek geri göndermesini emretti. Başka bir rivayete göre peygamber Esma’ya. “Kendini bana hibe et !” dedi. Esma “Kraliçe kendini çobana hibe eder mi?” deyince Peygamber onu teskin etmek için elini onun üzerin koydu. Esma: Senden Allah’a sığınırım” dedi. Peygamber “Sığınacak yere sığındın ve tam sığındın” dedi ve Ebu Useyd’e, o kadına iki râziki elbise giydirip ailesine ulaştırmasını emretti.” (S.Ateş-Kuran’a göre Hz. Muhammed’in Hayatı s.335)

Kütüb-i Sitte de bu konuda ki rivayet şöyle geçer :

5583 – Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: “****tu’l-Cevn Resulullah aleyhissalatu vesselam’in yanına girince: “Senden Allah’a sığınırım!” dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
“Gerçekten büyüğe sığındın. Ailene dön!” buyurdular.”
Buhari, Talak 3; Nesai, Talak 14, (6, 150).

Buhari Talak (Kitab’u Talak)’da 1832, 1833 no’lu hadislerde de S.Ateş’in verdiği bilgileri bulabilirsiniz (Not :İnternette rahatlıkla bulabilirsiniz)

16- Ümmü Şerik : Guzeyye b. Cabir’in kızı olduğu islami kaynaklarda yazılıdır. Ümmü Şerik ismi ile çağrılmasının sebebi onun daha önceki evliliğinden Şerik isminde bir oğlu olması. Ahzap 50’nci ayette geçen Muhammed’e kendini hibe eden kadının bu olduğu da (İbn Sad-Tabakat vb.) kaynaklarda yazılıdır. Tabii aslında bu ayette bahsedilen kadının tek bir kadın veya özel olarak bahsedilen herhangi bir kadın olmadığı da açıktır. Bu ayette kendini Muhammed’e hibe edecek herhangi bir kadın sayı sınırlamasına tâbi olmadan bahsedilmektedir. Genel görüş bu hibe eden kadın sayısının 4 olduğu yönündedir. Bunlar Meymune, Zeynep b. Huzeyme, Ümmü Şerik ve Havle b. Hakim’dir.

Bu ismi aynı zamanda İslam’ı yayma konusunda oldukça fazla çaba göstermiş bir Mekekli kadın olarak da görürüz.
Muhammed’in onunla evliliği ile ilgili çeşitli rivayetler vardır, bunlar;

–Muhammed’in onunla evlendikten sonra zifafa girmeden boşadığı S.Ateş
–Muhammed’in onu yaşlı olmasına rağmen güzel olduğu için aldığı Vakidi’de *
–Muhammed’in önce onunla evlendiği sonrada görmeye gittiği ve yaşlı olduğunu görünce de boşadığı Taberi’de
–Muhammed’in ona evlenme teklif ettiği ama evlenmediği İbn Sad’ da
–Muhammed’in onun kendisini hibe etmesinden sonra onunla evlendiği ve zifafa girdiği Diyarbekiri’de

ve daha bir çok kaynakta geçer

17- Kuteyle b. Kays : Eş’as’ın kızkardeşi olarak bahsedilir kaynaklarda. Daha doğrusu Muhammed’in ölümünden kısa bir süre önce *Eş’as kızkardeşini önce Muhammed’e nikahlamış sonrada onu getirmek için Hadramuta gitmiş ama yolda gelirken Muhammed ölmüştür. İlginç olan şu ki, bu kadın daha sonra Ebu Cehil’in oğlu İkrime ile evlenmiş ama halife Ebu Bekir Ahzap suresi 53. ayet gereğince bu evliliğe karşı çıkmış ama Ömer b.Hattab kadının Muhammed ile zifafa girmediğini söyleyerek Ebu Bekir’i ikna etmiştir. Her zaman Muhammed’in evliliğin alâmeti olarak üç kriter tartışılmıştır halifeler döneminde. Bunlar zifaf, peçe ve *nikah dır. Bu önemli bir konu olmuştur çünkü birincisi Muhammed’in zevcelerine onun ölümünden sonra evlilik yasağı vardır (Ahzap 53) ve bunu kontrol edecek olan da halifelerdir. İkincisi Muhammed’in zevcelerine devlet bütçesinden tahsis edilen atıyye (bağış maaş) ile ilgili olarak da önem kazanmıştır bu durum.

Burada ilginç başka bir durum daha vardır. M.Ü. İlahiyat Fak. Prof. Sadrettin Gümüş’ün “Resulullah’ın Aile Hayatı ile ilgili Ayetlerin Toplu Değerlendirilmesi” isimli makalesinde (Hz. Peygamber ve Aile Hayatı-Ensar Neşriyat s.225) Mustaiza isimli bir kadından bahseder. Bu kadın Muhammed’in ölümünden sonra Kuteyle’nin abisi yani Muhammed’e kızkardeşini veren Eş’as ile evlenmiştir. Bu durum Ömer b. Hattab’ı çok öfkelendirmiş ve Ömer b. Hattab her ikisine de recm cezası uygulamak istemiştir ama daha sonra Ömer b. Hattab’a Mustaiza’ya “müminlerin annesi” denilmediği, perde (hicab) arkasına alınmadığı ve Muhammed ile cinsi münasebette bulunmadığı hatırlatılmış, o da recm cezasından vazgeçmiştir.

Görüldüğü gibi Ahzap 53. ayet adeta Muhammed’in eşlerinin başında bir kılıç gibi sallanmıştır.

Muhammed ile yakın akrabalık bağına sahip olanlara onun ölümünden sonra tahsis edilen “atıyye”ler ise “atâ hukuku” adı ile başka bir konuda incelenecektir, bu yüzden burada bu konunun detaylarına girmiyorum.

18-Havle b. Huzeyl: *Bu kadının da Muhammed ile nikah kıydığı ama zifafa girmeden yolda gelirken vefat ettiği söylenir başta Taberi olmak üzere bütün kaynaklarda. İlginçtir Havle’nin ölümü ile birlikte onun yerine aynı ailden Şeraf b. Halife gönderilir Muhammed’e.

19-Şeraf. b. Halife : Muhammed’in ünlü elçisi Dıhye’nin kızkardeşidir. M. Hamidullah (İslam Peygamberi n. 887)’de şöyle der: Dıhyetu’l Kelbi Resulullah AS’a kızkardeşini eş olarak vermiş, ancak bu hanım henüz Medine’ye varmadan yolda vefat etmiştir. Dıhye bir başka kızkardeşini vermek istediyse de bu kez Resulullah AS onun gelişinden önce son nefesini vermiştir.

M.Hamidullah ( İslam Peygamberi no.1779)’da isim vermeden “Resulullah Dıhye’nin güzelliği ile ün yapmış kızkardeşini nikahlamak istemişti” derken *acaba bu yukarıdaki isimlerden hangisini kastetmiştir, orasını bilmiyorum.

Anlaşılan o ki; bu iki kadın ile zifaf *gerçekleşmeden evlilikler son bulmuştur. Bu anlamda bu iki kadın Muhamed’in “nikahlayıp da birleşemediği kadınlar” grubunda yer alacaktır.

20- Havle b. Hakim : Muhammed’e kendisini (nefsini) hibe eden (Ahzap 50 gereğince) kadınlardan birisi olduğu yönünde neredeyse ittifak vardır. Bu isim ile ilgili oldukça ilginç bir hadis vardır:

“Hz.Urve, Hz. Aişe’den naklediyor: Hz. Aişe buyurmuştur ki: Havle bintu Hakim Resulullah’a kendisi gelip evlenme teklif edenlerdendir. Aişe devamla dedi ki: Ben (kıskançlığın şevkiyle) “Kadın kısmı bir erkeğe evlenme teklifi yapmaktan sıkılmaz mı” diyerek bu şekilde Peygambere teklifte bulunanları kınardım. Ne zaman ki: “Onlarsan kimi dilersen geri bırakır, kimi dilersen yanına alabilrisin. Geri bıraktıklarınndan kimi istersen almakta sana güçlük yoktur… (Ahzab 51) mealindeki ayet nazil oldu kendimi tutamayarak: “Ey Allah’ın Resulü, görüyorum ki, Rabbin seni memnun kılmada gecikmiyor” dedim. [(Buhari, tefsir, Ahzab 7, Hikah 29; Müslim Rıda 49 (1464); Ebu Davud, Nikah 39 (2136); Nesai, Nikah 1, (6,54)]
Tabii burada Prof. İbrahim Canan Hadis Ansiklopedisi C.3.s 77’de “Rabbin seni memnun kılmada gecikmiyor” diye çevirerek adeta bu sözü yumuşatmıştır. Çünkü kendisi s. 79’da bu cümlenin kelime kelime tercüme edilince su-i edeb ifade eden mana çıktığını adeta itiraf etmiştir.

Nedir bu sözün Arapçası ona bakalım: “Mâ erâ (urâ) rabbeke illâ yüsâriu hevâke”

Dikkat ederseniz burada “hevâ” kelimesi geçiyor. Nedir hevâ ? Nefsin arzu ve istekleri
Nefsin arzû ve isteklerine hevâ denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem’e düşürdüğü içindir. Hevâ sâhiblerine de ehl-i hevâ denmesi, bunlar Cehennem’e düşeceği içindir. (İmâm-ı Şa’bi)

İşte İbrahim Canan’ın kelime kelime çevirirsek su-i edep ifade eder dediği durum bu.

“Hevâ” kelimesi öncelikle “nefsani” arzu ve istekleri idafe eder ve söz konusu konu kendisini Muhammed’e *hibe eden bir kadın ile ilgili ise o zaman bu nefsani isteğin ne olduğu çok rahatlıkla anlaşılabilir. İlginç olan şu ki Ahzap 52 ile Muhammed’İn evlillik sayısına sınır getirilmiştir. Bu ayet indiğinde Muhammed’in 9 eşinin hayatta olduğu söyleniyor..

– “Ey Muhammedi Bundan sonra, sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzelliklerini ne kadar hoşuna giderse gitsin; hiçbirini başka bir eşle değiştirmen helâl değildir. Allah herşeyİ gözetmektedir.” (Ahzap 52)

Bu ayetin bir “sınır” koyduğu, bu sınırlama nedeniyle. MuhamÂ*med’in artık o zamanki zevcelerinden başka bir eş alamayacağını hükme bağladığı belirtilir.

Fakat Muhammed’in eş sayısına konan bu sınır Ahzap suresinin 50. ayeti ile kaldırılıyor. Peki nasıl olur ? 52. ayetin hükmü 50. ayet ile kaldırılır derseniz orada da kanıtlarımız şunlar.

Bu ayetteki “sınırlamanın, 50. ayette kaldırıldığı, 52. ayetin, asÂ*lında 50. ayetten önce olduğu da savunulur. (Bkz. Tefsirler, örneğin Râzi, 25/223.)

Kuran’da bir çok böyle ayet vardır. Mushaf sıralamasında sonraki olan bir çok ayet ayet nüzul sıralamasında öncekidir. Yeri gelince bu tip ayetlerden örnekler vereceğim.

Bir diğer kanıtmız ise şu :

Aişe şöyle bir açıklaÂ*ma yapıyor:

– “Peygamber, kendisine kadınlar (sınırsız olarak) helâl kılınmaÂ*dan ölmedi.” [(Bkz. Tırmizi, Tefsir, Ahzap (3214); Nesâi, Nikah 2 (6,56)]

İlave olarak :

Prof. İbrahim Canan (Hadis Ansk. *C.3. s. 83)’de şu açıklamayı yapar: İbnu Ebi Hatim’in, Ümmü Seleme’den yaptığı bir rivayet de bunu teyid eder. Der ki: Resulullah ölmezden önce mahremi olanlar hariç, dilediği kadınla evlenmek kednisine helal kılındı. Bu husus şu ayette açıklandı: “Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur…” (Ahzap 51)

İbn Kesir bu ayeti zikrettikten sonra der ki: Bu sonuncu ayet tilavet itibarıyla hemen arkasından gelen ayeti neshetmiştir. Bu mensuh ayet mealen şöyledir: Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. Allah her şeyi gözetler (Ahzap 52)

Bunun bir benzeri de Bakara suresinde geçmiştir. Oradaki iki ayetten önce okunan nesheder ki bu ayetlerden birincisi yani nasih olan şudur :

Bakara 234. Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.

Neshedilmiş olan mütaakip ayet de şudur :

Bakara 240. Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda (sağlıklarında) vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar, (kendiliklerinden) çıkıp giderlerse, kendileri hakkında yaptıkları meşru şeylerden size bir günah yoktur. Allah azizdir, hakimdir.

Bu sonuncu ayet islamın bidâyetindeki durumu açıklamaktadır. O zaman kocası ölen kadın miras alamaz, yalnız bir yıl kocasının evinde kalırdı ve bu esnada kendisine bakılırdı. Bu durumda iddet de bir yıldı. Kadın bu esnada çeker giderse bakılma hakkını kaybederdi. Bilahire yukarıda bahsettiğimiz Bakara 234. ayet bunu neshetti.

(İbrahim Canan-Hadis Ansiklopedisi C.3 s. 84)

Görüldüğü gibi birbirisi ile çelişkili iki ayet mevcut ve bunlardan mushaf sıralamasına göre önce gelen 234. ayetin mushaf sıralamasına göre sonra gelen 240. ayetin hükmünü ortadan kaldırdığını söylenmekte ve bu durumun benzerinin de Ahzap 50-51-52. ayetlerle benzerlik arzettiğini açıklamaktadır İslam uleması.

https://turandursunislam.wordpress.com/2011/12/04/muhammedin-zevceleri/

http://dinsizdeist.blogspot.com/2010/12/muhammed-in-cinsel-hayat-1-muhammedin.html

http://dinsizdeist.blogspot.com/2010/12/muhammed-in-cinsel-hayat-2-abdullah-ibn.html

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...