Jump to content

Diyelim ki Allah yok !


Recommended Posts

  • İleti 223
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Advanced Member

peki sen söyle nasıl oluştu varlık bir de senden dinleyelim..

NOT:haddimizi aşmaz isek sohbetimiz hem güzel hem keyifli geçer, doğrulara rahat ulaşırız..

Eğitim alttan bir anda tepeye çıkmak değil basamak basamak ilerlemektir. O neden ile daha temel sorunu çözelim.

Diyelim ki bir tanrı var. Düşünelim.

1) Bu tanrı asırlar boyunca sadece bir bölgedeki insanın diline hapsolacak kadar cahil midir? Yani bu yöntem defalarca soruna neden olmuş, insanlar birbirine girmiş ve dinlerini unutmuşlar aynı zamanda farklı bölgelerin hiç haberi dahi olmamış. Lakin yine aynı tanrı modeli, farklı yıllarda bildiğin bir insanın dilinden uzunca bir süre dökülmeyi denemiş.

2) Bir tanrı düşünün, hadi diyelim bir insanın dilinden döküldü, hadi diyelim o insanı görenler oldu, bir de peygamber dönemine gelip, şanslılardansa tonla mucize de gördülerse (Muhammed dönemindekiler boyuna neden mucize gösteremeyeceğine dair farklı yıllarda sözde tanrı adına Muhammed'in dilinden bahane dinlediler kuran ile sabittir.) onlar tüm bu veriler ile uğraşırken, tanrı size sizin dilinizde dahi olmayan bir ciltlik kitap mı bırakmış?

3) Diyelim ki kitabı bıraktı. Bu kitabın size ulaşması için Mekke'den deve at ya da yaya olarak çıkan arapların, ellerinde kılıçlar ile nice beldeyi fethetmesini mi beklemiş? Hani nice köle olan, cariye olan ve Allah'a inanmıyorlar diye, dini kabul etmediklerinden dolayı öldürülen insanda cabası.

4) Daha önceleri de kitap gönderdiğini düşündüğünüz tanrı, bu kitaplarını korumayı akıl edememişte asırlar sonra geleni sabitlemeyi mi düşünmüş? (kurana göre eski kitaplarda değiştirilmemiş olsa da, onların şeriati farklı işlese de, bu değiştirildi diyen zihniyetlere yönelik sorudur.)

5) Bir tanrı düşünün. Öncelikle yarattığı insanı tanımıyor. İnsanın doğasına aykırı taleplerde bulunuyor. Özgür düşünce, geliştiren sorgulayan beyni, robot gibi tek tip hükümlere bağlamak istiyor. Aynı tanrı yarattığını iddia ettiği evreni bilmiyor. Oldukça ilkel bakış açısında türlü hatalar ile dünya ve evren tasarlayıp, evrenin içinde hiçlik sayılacak dünyayı evrenin merkezine yerleştirmeyi deniyor. Bu nasıl bir tanrıdır?

6) Adil diye dillendirilen tanrının sınav mekanizmasını bu dünya üzerinde uygulamak isteyen tek bir insan olsa, onu ahlaksızlık, adaletsizlik ve aklıma gelmeyen tonla kötü söz ile yine Allah'a havale eden sizler, hiç mi bu kadar absürd sınav mekanizmasını düşünmezsiniz? kimisi 1 saniye sınavda, kimisi hiç sınava tabi tutulmadan cennetlik, kimisinin yanı başında doğrudan kopya veren var, kimisi ise olabilecek her türlü zorluk altında v.s.

7) Diyelim ki, tanrı profiliniz dinlerin sahibi. İyi ama bu dinlerin sahibi tanrı, bu şekilde farklı dinler gönderdiği zaman, bu dinlerin birbirleri ile etkileşime geçip birbirlerini yalanlayacaklarını hiç düşünemedi mi? Bu yüzden onca savaş yapıldı öngörüsü kıt mıydı?

8) Yine kuran üzerinden gidersek, o dönemin diline hapsolan(gerçi kuran da araplara geldiğini, arapça apaçık kaynak olduğunu, daha önce uyarılmamış bir kavmi uyarmak için geldiğini dillendirse de sizler zorla onu evrensel yapıyorsunuz) bir kaynağı sonraki dönemlerde okuyanlar aynı ayete bakıp A derken Z'de diyebiliyorlarsa, ve bu yüzden birbirlerine girip, birbirlerini yiyorlarsa, tanrı hiç bu kadar hatalı bir eseri miras bıraktığını ve bunların olacağını da mı göremedi? Yani ortada basit bir ayet var. Biri ayete bakıp adam okşuyor diğeri ayete bakıp boynunu vuruyor. Kimse de neden tanrım adam gibi açık ve net bir ayet yazmayı başaramadın demiyor.

Kısacası azizim, bir tanrı varsa; bir insanın diline muhtaç ve tek ciltlik kitapların sayfasına esir midir? Bırakın onu sizin dilinizde sakız olmak zorunda mıdır? Çekirgeye tapan biri sizden farklı bir yöntem mi izleyecek sanıyorsunuz? O putlara tapanlar dillerini konuşturmaktan ötede bir şey mi yapmışlar sanıyorsunuz?

Bu kadar yetkin ve kudretli bir tanrı tanımlayıp, onu hiçbir şeye muhtaç bırakmayan sizler, onu onca şeye muhtaç hale getirmişsiniz ki, yaratıcıların en kusurlusu sizin tanrınız olmuş. O yüzden de yaratığına yine başka bir yarattığı tarafından oldukça mantıksız bir yöntem ile söz söyleyen hayali bir put oluşturmuş oluyorsunuz. Aynı zamanda akıl ve vicdanlarınızda nedense, sonsuz sadizmde bir tanrının yarattığını varsaydığınız insanların neredeyse 5'te 4'ünü yakacağına kafa sallıyorsunuz.

Ekstradan ben de merak ettim. Bir tanrı varsa ve yargılayıcı ise, bence bu kadar akıl ve vicdandan uzak davranan insanları sorgulamalı dersem ne olacak? kafatasınızın içinde kuranın bilmediği beyin denilen organı kullanmayı başaramadan insanların dillerine ve yazdıklarına esir oldunuz derse ne olacak? Düşünen insanlar ilkel öğretilerden arınıp her şeyi ilerletirken, peygamber diye sahiplendikleriniz kendi çocuklarını dahi kurtaramaz ve sadece sabredip, şükredip duaya bağlamışken, doğan çocuklar o cehaletin içinde küçük yaşta aslında basit nedenler ile öldüğünde bunun bile farkına varamıyorken onlar, o akıl denilen olgu ile siz nice soruna tükürüksüz, duasız çareler ürettiniz yine mi jetonlar düşmedi derse? Dünya üzerinde onca tanrı türeten din varken, biri diğerlerinin mensuplarını hatalı cehennem ve benzeri yerlerde yanacak diye dillendirirken de mi düşünmediniz bunların insan masalları olduğunu? Sizler çocukkende bol bol masal kurardınız odanıza, koridorlara aslen hiç olmayan türlü canavarları varlıkları dizer dururdunuz da, aileleriniz onların hiçbiri yok derken aklınıza çocukluğunuzdan beri kendi hayallerindeki masal kahramanı tanrıyı yerleştirirken de mi uyanmadınız beyninizi kapadınız?

Hani kullandığınız nice teknolojiyi de, dua okuyarak yapmadınız, zaten dinlerin sizden böyle bir beklentisi de yoktur. Lakin insan olarak teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanıyorsunuz da yine de akıl ve vicdan denkleminden uzaklaşarak robotik itaatkar köle modeline merak salıyorsunuz, takdir ediyorum ve bu güne kadar hiçbir putun yapamadığı şeyi size de yöneltiyorum. Tüm sizin gibi inançlı olanları toplasanız ve olabilecek her dinsel ritüeli gerçekleştirseniz, dualar okusanız yalvarıp yakarsanız da, tek bir çakıl taşını dahi yerinden kıpırdatamayacaksınız. Her put insanın hayallerinde yaşar ve bir adım öteye gidemez. Nedense insanlar akıllarındaki putu gerçek kılmak adına hayallerine sarılır ve köleyken efendiye bürünüp kendi dilinden artık efendisini nasıl kurgulamışsa ona uygun hayallerini savurur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allak olmaz olur mu? Tabi ki var...

Kocasida var, dostuda var, cocuklari da var, dördüncü cocuguna hamile ama babasinin kim oldugunu bilmiyor, su anda da agir kilolarindan dolayi tekerlekli sandelye ile dolasiyor .. Dogurduktan sonra fitnese baslayacakmis.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önemsiz gibi görünen şeyleri önemsemezsen dinde muhammedin sahtekar olduğunu anlayamazsınız.Ufak detaylara takılmamak sizi teslimiyete götürür.Dinden geleni kabul et mantığı hakim Müslümanlarda.

Kabul ettiklerinin işe yaramadığını görmen gerek dinin yalan olduğunu anlayabilmen için.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Panspermia/abiogenesis/evolution arattır.Nasıl vücut bulduğunu öğrenmek istiyorsan mustafa.Kendin merkezde değilsin.Dünyanın kalbi değilsin basit bilinci gelişmiş bir canlısın daha öncesinde yoktu bilincin.Farkındalığın yoktu.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının özü, varolması yani varlığıdır.Olması zorunlu olanın olmaması imkansızdır.

''Tanrı tözdür,kendi içinde varlığını sürdüren ve ancak kendi içinde tasarlanıp ortaya çıkmış mutlak varlıktır'' der spinoza öğretisi.

tarihinde rumil tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının özü, varolması yani varlığıdır.Olması zorunlu olanın olmaması imkansızdır.

''Tanrı tözdür,kendi içinde varlığını sürdüren ve ancak kendi içinde tasarlanıp ortaya çıkmış mutlak varlıktır'' der spinoza öğretisi.

neden olması ZORUNLU ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Advanced Member

peki sen söyle nasıl oluştu varlık bir de senden dinleyelim..

Varlık zaten enerji olarak vardı. Maddeye dönüşerek görünür hale geldi. Madde ve nerji aynı şeydir ve birbirlerine dönüşebilirler, bunun yasası da ünlü E= mc*2 eşitliğidir, ki bilmeyen yok gibidir. Gene ünlü "Büyük Patlama Teorisi" de, bu olayların hikayesi :) gibidir, ki gene bilmeyen yok gibidir.

NOT:haddimizi aşmaz isek sohbetimiz hem güzel hem keyifli geçer, doğrulara rahat ulaşırız..

Böyle bir not düşmekle zaten had bilmezliğin kralını yapmış oluyorsun. Üstelik yaptığın yorumların çoğu had bilmezliğinin kanıtı gibi...

Hadlerini bilmezlere hadlerini bildirmek de helalinden bir haktır, olmalıdır da...

Mesela şu yorumunuz:

quote name='mustafa9999' timestamp='1404596479' post='1184937']

Ateist ölünce, kendi inancına göre, yok olacak. İslamiyet’e göre ise, o Cehennemde sonsuz azap görecektir. İnanan da, sonsuz nimetler içinde yaşayacaktır. Aklı, bilgisi olan bir insan, bu ikisinden elbette, ikincisini seçer. Sonsuz azapta kalmak, bir ihtimal bile olsa, bunu hangi akıl kabul eder? Hâlbuki âhiret hayatı, bir ihtimal değil, binlerce Peygamberin haber verdiği, apaçık bir gerçektir. O halde, biraz aklı ve ilmi olanın, Allah’a ve ahirete inanması gerekir.

https://www.facebook...kuIzmir?fref=ts

www.sozlerkosku.com

Cevap arayanlar bu sayfalarda kafasına takılan sorulara cevap bulabilirler.

Cennetin ve cehennemin, kısacası dinlerin, akılla değil, özellikle cehalet ve karakterle ilgisi vardır.

Cehennem tehdit, cennet rüşvettir. Ben tehditlere boyun eğmem, cennet gibi sefil bir rüşveti de asla kabul etmem ve de etmiyorum.

Ben, bu dünyada, dürüst olmaya, şerefli, haysiyetli, onurlu, namuslu bir hayat yaşamaya çalışan bir insanım. Her yerde, her zaman da böyle bir hayat yaşamak isterim çünkü bu benim kimliğim, aksi halde ben ben olamam. Senin cennetinde, benim anlayışıma,, karakterime, aklıma, mantığıma uygun bir yaşam yok. Size başarılar dilerim.

Ve de şu yorumunuz:

name='mustafa9999' timestamp='1404601050' post='1184963'][/color]

Siz ALLAH (cc) ya inanmıyorsunuz.. bu olabilir çünkü insan cevap arayan bir varlıktır ancak bunların yanında küfür ahlaksızlık var ise o zaman sizin bu yaptıklarınızdan sonraki haliniz nice olur..ALLAH SİZE HİDAYET NASİP ETSİN...

Önce ifadenin saçmalığını gör: Allah'ı inkar eden bir insan isterse melek gibi olsun zaten cehennemlik, "...bunların yanında küfür ahlaksızlık var ise" ne demek?

Hidayet meselesi: Bir zamanlar ben de hidayet sahibi idim, belki senden de fazlasıyla... Ne yazık ki, yüksek tahsil yapmak, okumak, araştımak gibi gafletlerde bulundum ve sonunda nirvanaya yani ateizme ulaştım.

Gerçek hidayet budur.

Hal böyle olunca: Senin, hidayet anlayışını bana nasiplendirme dileğin bile bana hakarettir.

Kafa aynı kafa: Bir kişi dinsiz imansız ise, "her pisliği yapar" peşin hükmü ve anlayışı, ki, bu aynı zamanda kişinin kendi zihniyetini karşı taraf üzerinden dile getirmesi demektir.

Bu özel durumlar bir yana, İslamı savunan her Müslüman, yaptığı her yorumla bana/bize sayısız hakareti otomatik olarak yapmış oluyor zaten

Kuranda geçen, Müslüman olmayanlara yapılan hakaret ve beddualardan oluşturulan bir demet söz aşağıdadır.

"Aşağılık hayvanlar; yaban eşekleri; aşağılık maymunlar, domuzlar; soluyan köpekler; susamış develer; kitap hamalı merkepler; alçak zorbalar; cehennem odunları; kof kütükler; yalancılar; pislikler; reziller; gafiller; sapıklar; soysuzlar; akılsızlar; beyinsizler; küfürbazlar; kahrolasıcalar; geberesiceler; canı çıkasıcalar; elleri bağlanasıcalar; lanet olasıcalar… "

HZ. ALLAH

Evet, sayın Müslüler, kuranı savunmak demek, bunları savunmak ve dolayısıyla bana/bize yapılan bu hakaret ve beddualara ortak olmak demektir.

Önce bu gerçekleri bilin, sonra hakaretten, adaptan, edepten söz edin, edebilirseniz tabii...

Link to post
Sitelerde Paylaş

töz olduğu için.

töz dediğin allah oluo zaten .....yahut tanrı....

adını deiştiriosunuz sadece....ha tanrı demişin - allah demişin - god demişin ha TÖZ demişin...

farkeden ne ?

TÖZ deyince daha mı bi VAMIŞ gibi gelio sizlere ?

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

töz dediğin allah oluo zaten .....yahut tanrı....

adını deiştiriosunuz sadece....ha tanrı demişin - allah demişin - god demişin ha TÖZ demişin...

farkeden ne ?

TÖZ deyince daha mı bi VAMIŞ gibi gelio sizlere ?

dr kemalin yaptıştırdığı hede-i hodo benzeri isimlere sahip, boyalı katmanların bir başka çeşidi bu da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

dr kemalin yaptıştırdığı hede-i hodo benzeri isimlere sahip, boyalı katmanların bir başka çeşidi bu da.

aynen öyle....

bunlar 76 model 124 ü allayıp pullayıp süsleyip 2014 MERCEDES die yutturmaya çalışıolar...olay bu .

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli kardeşim

Advanced Member ..

Öncelikle senin de dediğin gibi Big Bang ı bende Kur'an-ı Kerim de tasdik ediyor..

AZAP RÜŞVET KONUSUNA GELİNCE

Ceza ve ödülün rüşvet ve umutsuz bir korku şeklinde takdim edilmesi yanlış olur. Ödülve ceza, insanın terbiyesinde ve gelişiminde sadece bir teşvik ve dizayndır. Yani insanın kamil makamlara ulaşmasında bir dinamik, bir teşviktir. Bu beşeri sistemlerde de aynıdır.

Okulda başarılı ve çalışkan olan öğrenciye yıldızlı pekiyi vermek, tembel ve başarısız olan öğrenciye de zayıf notu vermek aynı maksada matuf şeylerdir. Ödül ve ceza olmasa çalışkanlık ile tembellik arasındaki fark temyiz ve tefrik edilemeyecek. Bu durumda, yani öğretmenin çalışkan ile tembel talebeyi aynı kefeye koyması bir haksızlık ve zulüm olur.

İkincisi, Allah’ın iki türlü isim silsilesi vardır. Biri cemal silsilesi, diğeri ise celal silsilesidir.

Cemal silsilesinde lütuf, ikram, şefkat, nur, ihsan, af, hüsün gibi manalar hükmeder. Aynı şekilde bu manaların her dairede tecelli ve taallukları vardır.

Mesela, insanın kalp dairesinde reca ve ümit olarak, terbiye dairesinde mükafat ve ödül olarak, ahiret dairesinde cennet ve nur olarak tecelli eder.

Celal silsilesinde ise kahır, intikam, ceza, nar, azamet, kibriya gibi manalar hükmeder. Aynı şekilde bu manalar mahlukat dairelerinde de tecelli ve taallukları vardır.

Mesela, insanın kalp dairesinde haşyet ve korku olarak, terbiye dairesinde mücazat ve ceza olarak, ahiret aleminde ise cehennem ve nar olarak tecelli eder.

Yani cennet ve cehennem sadece bir ödül ve ceza manası ile bakmak yanlıştır. Cennet ve cehennemin Allah’ın isimlerine ayna ve mazhar olmak gibi çok önemli vazifeleri de vardır.

Üstad Hazretleri bu hakikate şöyle işaret ediyor:

"Bu iki sıfatın Lafza-i Celalden sonra zikirlerini icap eden münasebetlerden birisi şudur ki:"

"Lafza-i Celalden, celal silsilesi tecelli ettiği gibi, bu iki sıfattan dahi cemal silsilesi tecelli ediyor. Evet, herbir alemde emir ve nehiy, sevap ve azap; terğib ve terhib, tesbih ve tahmid, havf ve reca gibi pek çok füruat, celal ve cemalin tecellisiyle teselsül edegelmektedir."
(1)

Üçüncüsü insanların ödül ve cezadan soyut olarak yaşamasının imkansızlığı kan ve gözyaşlarından anlaşılmaktadır.Yani insanoğlu nihayetsiz hayra kabiliyetli olduğu gibi nihayetsiz şerre de kabiliyetli olarak yaratılmıştır. Bu kabiliyeti de ödül ve ceza manasını zaruri bir şekilde iktiza ediyor. Şayet ceza olmasa dünyada hayat ve yaşam diye bir şey kalmaz herkes herkesin hakkına mütecaviz olur. Zalim, cani ve sapkın insanların çokça bulunması meselemizi kati olarak ispat ediyor. Ödül ve ceza manasına karşı olmak hayali ve fantezi olan hümanizmin bir hezeyanıdır.

******

Önce ifadenin saçmalığını gör: Allah'ı inkar eden bir insan isterse melek gibi olsun zaten cehennemlik, "...bunların yanında küfür ahlaksızlık var ise" ne demek?

Bu cümlenden müsliman iken islamı araştırmadığın belli oluyor. Çünkü cennet ve cehennemin katları, dereceleri vardır..

burada her iyi müslüman yüksek dereceli cennetlere kötü hayatı kötülüklerle geçmiş birisi ise düşük dereceli cennete gidecektir.

ancak iyi hristiyan, yahudi,ateist,vs... cehennemin iyi olan (daha az azap çekilen ) yerlerine gidecektir...

Ateistler her pisliği yapar anlayışına gelinirse ;düşünsene sonsuza kadar yok olacaksın bu anlayışla hareket eden bir insan ile, yaptığım en küçük günahın bile cezası olacak diyen birinin davranışlarında elbette farklılıklar olacaktır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli kardeşim

Advanced Member ..

Öncelikle senin de dediğin gibi Big Bang ı bende Kur'an-ı Kerim de tasdik ediyor..

CAAART diye toslarsın burda duvara.....

nasıl desteklio ? anlat hele ?

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Advanced Member sen demedin mi big bang teorisi diye..

ben de diyorum ki bunu Kur-an da diyor.

Şimdi "big bang" teorisi ile ilgili gördüğüm ayeti kerimeleri zikredeyim:

"İnkar edenler bilmezler mi ki göklerle yer bitişik idi. Biz onları ayırdık" (Enbiya, 30). Bu ayet, başlangıçta kainatın bir madde teşkil edip onun ayrılmasıyla meydana geldiğini beyan etmektedir. Big Bang nazariyesinin ifade edilmesinden 56 yıl önce (1936'da) yayınlanan tefsirinde müfessir Elmalılı M. Hamdı Yazır, bu ayeti açıklarken şöyle diyordu:

"Semavat ve arz ikisi bitişik bir şeydi, Allah aralarını ayırdı" demektir. Bu mana madde-i ula nazariyesine de temas eder (ilk madde teorisine temas eder.)3 "O yeri yayan, onda oturaklı dağlar çakan, ırmaklar yaratan ve bütün meyveleri çift yaratandır." (Rad, 3) ayetinin tefsirinde de şöyle diyordu: "Yani azgın maddesi, bed-i halkta (yaratılışın başlangıcında) suret-i icmalde yaratılmış (toplu, yoğun bir şekilde) yaratılmış olan madde-i üladan (ilk maddeden) veya ecsam-ı ibtidaiyyeden veya ecram-ı semaviyyeden (gök cisimlerinden) fasl ve fetk olunarak medd edilmiştir (ayrılıp yayılmıştır.)4

"Büyük patlama" teorisi, ilk patlamadan sonra atomların yaratıldığını, atomlardan da gaz ve toz bulutlarının yaratıldığını göstermektedir. Şu ayet açıkça bir gaz safhasından bahseder:

"Sonra (Allah 'in iradesi) duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma girin" dedi. îkisi de: "İsteyerek geldik" dediler." (Fussilet, 11) Ayette geçen duhan "toz, duman, nebülöz" safhasını düşündürmektedir.

"Büyük patlama" nazariyesinin ihtiva ettiği ve A. Ersnestein, E. Hubble, A. Lemaitre gibi bir çok bilginin ortaya koydukları "kainatın genişlemesi"ne gelince, şu ayet-i kerime ile ilgili olabilir:"Biz göğü sağlamca kurduk ve gerçekten Biz onu genişletmekteyiz." (Zariyat, 47) Ayette geçen sema (gök) sözü edilen dünya dışındaki bütün kainat demektir. Ayetteki mûsiunhem semanın genişliğini hem de Allah'ın onu genişletmekte öldüğünü ifade eder. Astronomi alimleri kainatın dış nebulelerinin, güneş sisteminden ve birbirlerinden uzaklaştıktan neticesini çıkardılar. Bu esasa göre kainat hareketsiz olmayıp, sabun köpüğü veya balonun genişlemesi gibi bir genişleme durumundadır."5

Bu keşfin en önemli bir sonucu, eski Yunan filozoflarından beri bir çok filozofun inkarına sebep olan bir dogmayı yıkmış olmasıdır. O da maddenin ezeli olduğu fikridir. Müslümanlar ise bu fikri Kur'an'a imanlarına dayanarak, başlangıçtan beri reddetmişlerdir (Tevil eden bazı İslam filozofları hariç)

Fakat görüldüğü üzere, Kur'an'da sadece bazı prensiplere işaretler vardır ki bu da arif olanlara yetmektedir. Yoksa Fen bilimlerinin detaylarının onda yer almasını beklemek abestir. Zira her şeyden önce Kur'an'in esas maksada insanlara akıl ve tecrübeleriyle kesin olarak ulaşamayacakları ilahi hakikatleri bildirmektir. İnsanların elde edebilecekleri bilgileri kendilerine bırakır. Bununla beraber bir takım prensiplere işaret etmeyi ihmal etmez. Diğer taraftan Kur'an bundan on beş asır önce yaşamış insanlarla, şimdikilere ve kıyamete kadar gelecek insanlara hitab etmektedir. Çeşitli seviyeler, bu kadarcık işarete kanaat getirmelidirler. Bu işaretler birleşerek, bu evsaftaki bir kitabın, ancak kainatın yaratıcısı tarafından gönderilmiş olduğunu ispatlarlar. Kur'an-ı Kerim'in bu kabil müteşabih ayetleri birer yıldız gibidir. Bakan herkes görebilir. Kimisi bir sarı lira gibi parlar görürken büyük teleskoplarla bakan uzmanlar, bizden milyonlarca ışık yılı ötede, güneşten bile kat kat büyük bir gök cismi olduğunu anlarlar. Önemli olan onun, bütün fanilerin üstünde herkese ışık vermesidir.

Bu keşif, son asırlardaki bazı keşifler gibi gayri Müslimlerin çalışmalarıyla oldu. Gayret gösteren bazı bilginler Allah'ın bu sırları açmasına sebeb oldular. Bunların bazıları belki yaratıcıya da inanmıyorlar. Bazıları ise Kur'an'a ve Son Peygamber (as.)'e inanmıyorlar. Sanki Kur'an, bu duruma da işaret ederek, Allah'ın bu hakikatlere muvaffak kıldığı azimli ilim sahiplerini Kur'an'a inanmaya davet etmek üzere:"(Kur'an'ı) inkar edenler bilmezler mi ki göklerle yer bitişik idi, Biz onları ayırdık" buyurmaktadır. Vallahu teâla alem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli kardeşim..

Advanced Member

ben evreni aşağıda verdiğim 4 maddenin içinden birisinde oluştuğunu düşünüyorum sende bu görüşe katılıyorsan hangisi oldugunu söyler misin ?

Birincisi: “Evcedethü-l esbab” Yani, “Esbab bu şey’i icad ediyor.”

İkincisi: “Teşekkele binefsihi” Yani, “Kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor.”

Üçüncüsü: “İktezathü-t tabiat” Yani, “Tabiîdir, tabiat iktiza edip icad ediyor.”

Dödüncüsü: Bir Kadîr-i Zülcelal’in kudretiyle icad edilir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...