Jump to content

Diyelim ki Allah yok !


Recommended Posts

said-i nursiyi bu Müslümanlara kim önerdi be arkadaş bazılarına.Herifler yine tanrı kanıtlama peşinde lokomotifi kim çekiyor demeye başladılar.Yok çöl kanunlaından bir kurtulamadık offbe.

İllete dayatacaksın mustafa isimli şahıs şu kanunları.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 223
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yoo sıkıntı yok.Herkesin kendi inancı kendine.

Gerilmedim.Akılsız gibi aynı şeyleri tekrar ediyorsun ona sinirleniyorum. bıktım denebilir.

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar tipik mantık benim istediğim yere kadar geçerlidir örnekleridir. Aynı şeyi nasıl bir kalemin yapıcısı varsa insanın da var ve o allahtır ifadesinde görüyoruz.

Müslümanlar istedikleri yere kadar mantıkla gider, ondan sonraki yolu katırlar ile alırlar. Bu tür mantık yürütmelerde söylenişi yakın sözcükler arasında sanki aynı anlamdaymışlar gibi geçişler yapılır, sanki bir önceki mantık zincirinde kullandıkları bağlantı, bir sonraki için gerekliymiş gibi davranırlar.

Art arda bağlı olaylarda mutlaka bir ilk halka olmalıdır ki diğer halkalar ona bağlı olsun. Mesela, on beş vagonlu bir trende, her bir vagonu bir önceki vagon çeker. Sonuçta iş, lokomotife dayandığında, "Lokomotifi kim çekiyor?" diye sorulmaz. Çekme gücü olan, fakat çekilmeye ihtiyacı olmayan bir araç olmalı ki -o da lokomotiftir- tren sağlıklı olarak hareket edebilsin.

Lokomotifi ne çekiyor diye sorulur. Alınan cevap lokomotifin çekildiği değil, itildiği yönündedir. Müslüman burada hala bir çekilme üzerinden gittiği için, sanki bir görünmez varlık veya birşeylerin lokomotifi çektiği, lokomotifin o şeylerin hükmü altında edilgen durumda olduğu algısı yaratılır.

- Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir. Şeker fabrikasındaki aletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgahlardı gösterilecektir. Neticede problem bir ilme, bir iradeye dayandırılmazsa, tezgahın da tezgahı sorulacak ve kısır döngüye düşülecektir.

Mantıklı olan da neyin nerden çıktığını öğrenmektir. Tezgahlar tezgahları üretir ve üretmektedir zaten. Bazı tezgahları da insanlar üretir ve üretmektedir zaten. Burada kısır döngü yoktur. İlk tezgah hangisidir noktasına gelindiğinde endüstriyel gelişimin tarihi, el tezgahları ve sanayileşme tarihi üzerine detaylara inilebilir. Tezgahların ve tekniklerin nasıl evrim geçirdiği öğrenilir.

- Bir er, emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan..... ve nihayet başkomutan da padişahtan alır. Peki, padişah kimden emir alıyor, diye sorulmaz, zira o emir alan değil emir veren konumundadır. Eğer birinden emir alacak olursa, o da emredilenler sınıfına girer ona emir veren kimse padişah olur.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılıyor ki, bu kainatın varlığı, zatı, isimleri ve sıfatlarıyla ezelî olan bir yaratıcıya dayanmaktadır. Böyle bir zatı kimin yarattığı sormak aklen mümkün değildir.

Gene sorulur. Bir üstün, bir alta emir vermesi, kendisinin de bir üstünden emir almasını gerektirmez. Ama müslüman, burada da gene eşsiz numaracılığını konuşturup, sanki böyle bir zincir varmış gibi düşünceyi kısıtlar. En üstteki insan hiç kimseden emir almak zorunda değildir. ama çoğunlukla bu emri farkında olsun veya olmasın alır. En üstteki, emrini; koşullardan, sorumlu olduklarından, şartlardan vb alır. Arada bir kendini kimseye sorumlu hissetmeyen insan artıkları çıkar, onları da er veya geç ipte sallanırken görürüz.

Tüm bu anlattıklarınızın, sondaki yargınızla ufaktan yakından ilgisi bulunmuyor. İnancınızı olumlamak için size ezberletilmiş örnekleri savuruyorsunuz, fakat gördüğünüz üzere örneklerinz de sadece siz onları duruma uydurmak için yarım bıraktınız veya bazı hilelerle bazı detayları kararttığınız laf kalabalığından başka birşey değil.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bir Tanrı varsa o, yarattığı her şeyden çok daha karmaşık olmalıdır. Evrimin oluşturduğu canlıların aksine bir Tanrı kesinlikle indirgenemez karmaşıklıktadır. Milyonlarca duayı aynı anda dinleyebilen ve bunu muhtemelen başka milyonlarca gezegen için de yapan, evrendeki her bir zerrenin hareketini aynı anda tahayyül edebilen bir varlık özü itibariyle hayal edilebilecek en kompleks şeydir. O halde

Yolda yürüdüğünüzü hayal edin. Yürürken ayağınıza bir saat takıldı, saati incelediniz ve içindeki sistemin karmaşıklığını fark ettiniz. Biraz daha yürüyünce ayağınıza bi taş takıldı ve taşı incelediniz, ama bu sefer saatteki kompleks yapıya rastlamadınız. Şimdi önünüze bir soru getirseler ve "Eğer bu ikisinden biri ezeli (sonsuzdan beri varolan) denseydi, bunlardan hangisinin ezeli olduğunu kabul ederdiniz?" deseler, ne cevap verirdiniz? Elbette taşın ezeli olması daha mantıklıdır.

Karmaşıklık ezeli olmanın önünde bir engel oluşturur

Ezeli olmayan bir şey, ya evrimle aşama aşama oluşmuştur ya da onu tasarlayan bir güç vardır.

Dolayısıyla tanrının tasarlayanı vardır.

O halde tanrıyı kim yaratmıştır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Günlük hayatta o beğenmediğin arapçadan kaç tane kelime kullandığının farkında olmanı tavsiye ederim..

Konumuza gelince madem Türkçe,Arapça,Farsça kelimeler (OSMANLICA) beraber olunca anlayamadın bende senin diline uygun bir şekilde yazmaya çalışayım o zaman.

Öncelikle senin dediğine göre "Varlık kendi kendine olup bitiyor" . şimdi iyi oku.

Bu düşünceye göre, her şey tesadüfen kendi kendine oluşuyor. Bu fikrin batıllığı ve aklen mümkün olmadığı çok açıktır. Üstad Hazretleri bu fikri Tabiat Risalesi'nde kati bir şekilde çürütüyor.

Bir çiçeğin tesadüfen veya kendiliğinden oluşması, ebedi ve ezeli olarak imkansızdır. çünkü çiçek üstünde onu yapan, yaratana ait sayısız nakış ve işlemeler bulundurmaktadır. Bütün bu nakış ve işlemeler kendiliğinden tesadüfen ortaya çıktı demek, bir uçağın mühendis ve usta olmadan kendiliğinden oluştu denmesi ile aynıdır. Basit bir fiilin bile bir fiili yapana ihtiyaç duyduğuna göre ; çiçek ya da ona benzer harika ve mükemmel sanatların kendiliğinden olması mümkün değildir.

Domates var, biber var, soğan var, yağ var, tuz var, bıçak var, ocak var ama aşçı yok. Böyle bir durumda hiçbir zaman ortaya yemek çıkmaz. Bu malzemeler aşçı olmadığı halde kendiliğinden yemek ortaya çıktı demek, nasıl akla uygun değil, bir saçmalık ise, aynı şekilde elma, armut, üzüm, karpuz gibi daha mükemmel ve daha harika, yenmeye hazır hale getirilmiş nimetler için, kendiliğinden tesadüfen oluştu demek aynı derecede, belki daha aşağı bir uydurma ve sapkınlıktır.

Arkeologların kazı yaparken iki taşın üst üste olmasını bile tesadüfe veremeyip, oradan bir medeniyetin izini aramaları gibi; şu kainat medeniyetinde ve şehrinde, harika gezegen ve yıldızların hassas bir ölçü ve ahenk ile dönüp dolaşmalarını tesadüfe vermek akla uygun değildir.

Tanrı sizi yaratırken bayağı eksik yaratmış azizim. Adem'i ne kadar bön yaratmışsa artık olacağı bu mu diyeyim şimdi?

Benim dediğime göre derken ben nerede demişim? Gaipten bilgi mi aldınız? Said gibi talebeleri de deli mi diyelim. Hoca hazretleriniz rüyanıza girdi de yanağınıza öpücük mü kondurdu? Ey benim sefil kölem sen dünyaya köle olmak için geldin mi demek istedi?

Bu arada ben öğretmenim. Benim geleceğe yönelik misyonum, sizin gibi leyla tarzta kitap ve insan esirleri yetiştirmek değil de, düşünceleri özgür kılıp insanların tüm yaratıcı vasıflarını açığa çıkartmaktır.

Said sizin idealiniz değil sahibinizdir. Siz, kendi inancınız içinde elinizde kuran dururken dahi ona kölelik yaparak şirke girmiş durumdasınız. Bayılırım memleketimin beynini inkar eden insan profiline. Meleklerin selamı var bu arada...

Benim özgür kıldığım insan adalet sistemini nasıl daha iyi yere getiririm diye düşünürken, sizin ilkel kitap esaretinizdekiler bu hırsızın elini nereden keseceğini düşünür.

Siz burada sürekli ben bir kitabın esiriyim diyorsanız siz çıkın zaten kitap ortada mecvut, köleseniz üstadınız gelsin demeyi tercih ederim de olmayan bir varlığın gelme şansı da olamaz. Hayallerinizin kuklası tanrınızı da dilinize esir eyleyin emi )

Şimdi net bir dil ile yazıyorum; Bir tanrı varsa onu bir kitabın sayfalarına hapseden, insanların diline muhtaç acizlikte son noktaya getiren düşünceler utansın. Bakın o kadar cüceleşti ki tanrı sizin gibi mantıktan uzak birinin dilinde sakız oldu. Ne yapsın Said onu oyuncak yapıp kuranın da üstüne çıkmayı denediğinde de gariban hayali arap putunun sesi çıkmıyordu.

Evreni bilemeyen, insanı bilemeyen, sürekli kitaplara ve dillere muhtaç yaşayıp, ona adadığınız dinler yüzünden tonla insanın birbirini yemesine aracı olan hayali putunuza selamlar.

tarihinde mrdragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya gelip din satmaya kalkanlar şu ayatlere bakıpta utanmıyorlar. kölelik cariyelik gibi insanlık dışı aytlerden bahsetmiyorum sadece şu nakarata bakarmısınız. bunumu göndermiş bize iman etmemiz için. yaşlanmış garip arabın allahı sayıklıyor. tam ibretlik ayetler.

aPqrVB.jpg

Benim en foveri ayetlerim aşağıda şiir okuyor yemin ediyor kime ediyorsa yemini taktiri çöl bedevisinin hayali allahına bırakıyorum.gökte uçan uçağa yemin olsun bu ayetleri muhammed yazdırmış çalmıştır.

NAZİAT 1.Andolsun çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

NAZİAT 2.Andolsun rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

Tarık 1- Yemin olsun göğe ve Târık'a;

o, gece gelene,

o, tokmak gibi vurana

o, çıkıverip de yürek hoplatana

“İncire, zeytine, Sinâ Dağı’na ve şu emin beldeye yemin ederim ki biz insanı en güzel dik biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn 95/1-2)

:lol: :D

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya gelip din satmaya kalkanlar şu ayatlere bakıpta utanmıyorlar. kölelik cariyelik gibi insanlık dışı aytlerden bahsetmiyorum sadece şu nakarata bakarmısınız. bunumu göndermiş bize iman etmemiz için. yaşlanmış garip arabın allahı sayıklıyor. tam ibretlik ayetler.

aPqrVB.jpg

Benim en foveri ayetlerim aşağıda şiir okuyor yemin ediyor kime ediyorsa yemini taktiri çöl bedevisinin hayali allahına bırakıyorum.gökte uçan uçağa yemin olsun bu ayetleri muhammed yazdırmış çalmıştır.

NAZİAT 1.Andolsun çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

NAZİAT 2.Andolsun rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

Tarık 1- Yemin olsun göğe ve Târık'a;

o, gece gelene,

o, tokmak gibi vurana

o, çıkıverip de yürek hoplatana

“İncire, zeytine, Sinâ Dağı’na ve şu emin beldeye yemin ederim ki biz insanı en güzel dik biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn 95/1-2)

:lol: :D

Yemin ederim o gokte asili duran lambaya icinde yildizlar kildik felan filan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya gelip din satmaya kalkanlar şu ayatlere bakıpta utanmıyorlar. kölelik cariyelik gibi insanlık dışı aytlerden bahsetmiyorum sadece şu nakarata bakarmısınız. bunumu göndermiş bize iman etmemiz için. yaşlanmış garip arabın allahı sayıklıyor. tam ibretlik ayetler.

aPqrVB.jpg

Benim en foveri ayetlerim aşağıda şiir okuyor yemin ediyor kime ediyorsa yemini taktiri çöl bedevisinin hayali allahına bırakıyorum.gökte uçan uçağa yemin olsun bu ayetleri muhammed yazdırmış çalmıştır.

NAZİAT 1.Andolsun çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

NAZİAT 2.Andolsun rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

Tarık 1- Yemin olsun göğe ve Târık'a;

o, gece gelene,

o, tokmak gibi vurana

o, çıkıverip de yürek hoplatana

“İncire, zeytine, Sinâ Dağı’na ve şu emin beldeye yemin ederim ki biz insanı en güzel dik biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn 95/1-2)

:lol: :D

:D süper bu ayetler yaw :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli kardeşim

Advanced Member ..

Öncelikle senin de dediğin gibi Big Bang ı bende Kur'an-ı Kerim de tasdik ediyor..

Değerli olup, olmadığımı bilemem ama kardeş olamayacağımız kesin gibi... Yaş olarak kardeşin olabileceğimi pek sanmıyorum. Dini açıdan ise bu imkansız zaten, çünkü Müslüman ancak Müslümanla kardeş olalabilir. Başka engeller de var gibi...

Benim yorumumda "Big Bang" ile "E=mc*2" birbiriyle bağlantılı. İşine geleni alıp, gelmeyeni es geçmek had bilmezlikten mi, münafıklıktan mı kaynaklanıyor acaba?.. Ki, diğer esas konumuz da budur.

Kuran tasdik etmiyor. Batı bilimi - teknolojisi ve dolayısıyla nimetleri karşısında diz çöküp, bükemediği bileği öpmek zorunda kalan İslamcı safsatacıların ve şarlatanların, cahiliye kitabı kuranın ilkel ayetlerini bilimle bağdaştırabilmlek için, raks etmeleri ve ettirmelerinden ibarettir.

Kırk yıllık kani olur mu yani: Bin dörtyüz yıllık kurani olur mu yeni.

Kurana göre Allah (kendi zamanına göre) yeri 4 günde, gökleri 2 günde olmak üzere toplam 6 günde yaratmış. (Günümüzün ortaokul -belki de ilkokul- öğrencieri bile buradaki bilimsizliği, akılsızlığı, mantıksızlığı görür ve "Dört günü dünyayı yaratmak için harcayan Allah, geriye kalan 2 günde, her birinde ortalama yüz milyar yıldız (her yıldızın da 5-10 adet gezegeni söz konusu) bulunan yaklaşık yüz milyar galaksiden teşekkül eden devasa evreni nasıl yaratabilir?" sorusunu sorar, ama koskoca adamlar sormuyorlar.

İnsanların hesabına göre bu süre: 6.000 yıl oluyor.

Bilimin (Big Bang) evreniin yaşı (Yaklaşık): 13.500.000.000

Kuranın yeri ve gökleri ile bilimin evreni arasında yaratma zamanı olarak tam 2.250.000 kat fark var. Bu kadar da olmaz ki...

Anlaşılan Allah ve allahçılar, ya sayı saymasını bilmiyor ya da dayak yememişler.

E=mc*2'nin de selamı var, sizden yanıt bekliyor.

AZAP RÜŞVET KONUSUNA GELİNCE

.....................................................................................................................................................

Azap rüşvet konusuna geçemeyiz çünkü arada "had bilme/bildirme" konusu var.

Yukarıda olduğu gibi işine gelmeyenleri es geçip, yanıt verdiğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Adam gibi yanıt verirsen adam gibi de yanıt alırsın.

....Aklı, bilgisi olan bir insan, bu ikisinden elbette, ikincisini seçer. Sonsuz azapta kalmak, bir ihtimal bile olsa, bunu hangi akıl kabul eder? .... O halde, biraz aklı ve ilmi olanın, Allah’a ve ahirete inanması gerekir.

Yorumunun adapla ilgisi olan kısımlar işaretlenmiştir. Özet olarak diyorsun ki: Akıllı bilgili olan insanlar cenneti seçer, ve dolayısıyla İslamı kabul ederler. Dolayısıyla bunu yapmayan ateistler, cahil ve akılsız insanlardır.

Buna karşılık ben de diyorum ki: "Cennetin ve cehennemin, kısacası dinlerin, akılla değil, özellikle cehalet ve karakterle ilgisi vardır." Ben cehennemlik bir şahıs olarak karakterimi ifade etmeye çalıştım. Siz veya cennetlikler nasıl karakterler? Bu tanımı da sizden alalım.

Tezlerimiz bunlar, tezinizi,benim tezimi çürütmeye çalışarak savunabilirsiniz.

Buyurun...

"Önce ifadenin saçmalığını gör: Allah'ı inkar eden bir insan isterse melek gibi olsun zaten cehennemlik, ...bunların yanında küfür ahlaksızlık var ise" ne demek?"

Gene bir cümlemi (yukarıdaki) alıp bildiğini okumaya, İslamı savunmaya ve dolayısıyla bana/bize hakarete devam ediyorsun. Kusura bakma benim de iadeyi hakaret yapmam gerekiyor. Kusura bakacak bir durum da söz konusu değil aslında. Seve seve kabul etmeniz gerekir. Çünkü Allah sözleri bunlar

"Aşağılık hayvanlar; yaban eşekleri; aşağılık maymunlar, domuzlar; soluyan köpekler; susamış develer; kitap hamalı merkepler; alçak zorbalar; cehennem odunları; kof kütükler; yalancılar; pislikler; reziller; gafiller; sapıklar; soysuzlar; akılsızlar; beyinsizler; küfürbazlar; kahrolasıcalar; geberesiceler; canı çıkasıcalar; elleri bağlanasıcalar; lanet olasıcalar… "

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onlara kuran gönderilmedi mi? orda yazılanları okumadılar mı?

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.3 / ÂLİ İMRÂN - 19

Kara cahil..... Orda doğsaydın sen okuyacakmıydın!! Yada ulan belki doğrusu budur deyip incili tevratı okudunmu...müslümanlık onlara göre semavi değil eeee ya onlar haklıysa....yanlış tanrıya ibadet ettiğin için gerçeği hergün sana kızıyorsa ne olacak...dumkof naciii

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onlara kuran gönderilmedi mi? orda yazılanları okumadılar mı?

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.3 / ÂLİ İMRÂN - 19

Kara cahil..... Orda doğsaydın sen okuyacakmıydın!! Yada ulan belki doğrusu budur deyip incili tevratı okudunmu...müslümanlık onlara göre semavi değil eeee ya onlar haklıysa....yanlış tanrıya ibadet ettiğin için gerçeği hergün sana kızıyorsa ne olacak...dumkof naciii

Hayır cehenneme girmiyorlar,çünki kuranı hiç duymamışlar.Allah bunları haşr ettikden sonra aralarında mukavele edip toprak edecektir.imam rabbanin kitabında vardır okumanı tavsiye ederim.

Yani diyorsunki kuranla tanışmaları onların ahıretı için tehlıke..tanşmazlarsa cennet garanti...vay vay vay ne kıyakmış yaa

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lokomotifi kim çekiyor sorusunun cevabı çok mu zor yahu? Lokomotifin içinde enerji üreten motor var. Motora yakıt koyuyorsun, motor güç üretiyor, lokomotif gidiyor. Motoru kim üretti? Motorun üzerinde üretici firmanın logosu var. Peki o firma o motoru nasıl üretti? Hah, bu önemli. Motoru aklını kullanan mühendisler üretti. Üretirken herhangi bir mitoloji kitabından kopya çekmediler. Akıl, deney ve bilgi aktarımı metodlarını kullandılar.

Abovv. Deli Said'in trene baka baka uydurduğu sözler köşkü başına mı çöktü şimdi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed bence kölün delisi idi democrossianın dediği gibi aksi kanıt var mı ki?

Bir takım görüntüler görüyordu bunuda tanrı(Allahın) gösterttiğini düşünüyordu.O ölünce hastalığıyla birlikte gitti ama bir çoğu insanı peşinden sürüklemeyi başardı.Kutsalsız olmak özgürlüğü tatmak gerçek olmayan bir esaretten iyi değilmidir?

tarihinde DevilDriver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

diyelim ki allah yok...

Nolcek...

Bişey olmaz...

Aynen devam eder...

Diyelim ki var...

Ozaman işimiz zordur...

zaten YOK da hadi var diyelim....benim ondan haberim YOK....demekki ya benle ilgilenmiyor - yada benden haberi yok....ikisinde de sıkıntı YOK..

Link to post
Sitelerde Paylaş

zaten YOK da hadi var diyelim....benim ondan haberim YOK....demekki ya benle ilgilenmiyor - yada benden haberi yok....ikisinde de sıkıntı YOK..

Senle ilgilenmiyorsa yada senden haberi yoksa sıkıntı yok doğru...

Ama senle ilgileniyor ve yaptıklarından haberİ varsa sıkıntı yaratabilir...

senin seni gözetleyen birinden haberin olmaması işlediğin suçlardan kurtarmaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senle ilgilenmiyorsa yada senden haberi yoksa sıkıntı yok doğru...

Ama senle ilgileniyor ve yaptıklarından haberİ varsa sıkıntı yaratabilir...

senin seni gözetleyen birinden haberin olmaması işlediğin suçlardan kurtarmaz...

bu onun neyi SUÇ kabul ettiğine bağlı....ya mazoşist bişi ise ?..belki dünyayı KAN GÖLÜNE çevirmemizi istiodur ? beklentisi odur ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...