Jump to content

Diyelim ki Allah yok !


Recommended Posts

bu onun neyi SUÇ kabul ettiğine bağlı....ya mazoşist bişi ise ?..belki dünyayı KAN GÖLÜNE çevirmemizi istiodur ? beklentisi odur ?

Olabilir...

Ama bu durumda hepimizin başı belada demektir...

Düşünsene böyle bir tanrı varsa ondan ne Yaparsak yapalım kurtulamayız...

umarım öyle değildir....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 223
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Eğer bir Tanrı varsa o, yarattığı her şeyden çok daha karmaşık olmalıdır. Evrimin oluşturduğu canlıların aksine bir Tanrı kesinlikle indirgenemez karmaşıklıktadır. Milyonlarca duayı aynı anda dinleyebilen ve bunu muhtemelen başka milyonlarca gezegen için de yapan, evrendeki her bir zerrenin hareketini aynı anda tahayyül edebilen bir varlık özü itibariyle hayal edilebilecek en kompleks şeydir. O halde

Yolda yürüdüğünüzü hayal edin. Yürürken ayağınıza bir saat takıldı, saati incelediniz ve içindeki sistemin karmaşıklığını fark ettiniz. Biraz daha yürüyünce ayağınıza bi taş takıldı ve taşı incelediniz, ama bu sefer saatteki kompleks yapıya rastlamadınız. Şimdi önünüze bir soru getirseler ve "Eğer bu ikisinden biri ezeli (sonsuzdan beri varolan) denseydi, bunlardan hangisinin ezeli olduğunu kabul ederdiniz?" deseler, ne cevap verirdiniz? Elbette taşın ezeli olması daha mantıklıdır.

Karmaşıklık ezeli olmanın önünde bir engel oluşturur

Ezeli olmayan bir şey, ya evrimle aşama aşama oluşmuştur ya da onu tasarlayan bir güç vardır.

Dolayısıyla tanrının tasarlayanı vardır.

O halde tanrıyı kim yaratmıştır?

evrimle oluşmuş olabilir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli olup, olmadığımı bilemem ama kardeş olamayacağımız kesin gibi... Yaş olarak kardeşin olabileceğimi pek sanmıyorum. Dini açıdan ise bu imkansız zaten, çünkü Müslüman ancak Müslümanla kardeş olalabilir. Başka engeller de var gibi...

Benim yorumumda "Big Bang" ile "E=mc*2" birbiriyle bağlantılı. İşine geleni alıp, gelmeyeni es geçmek had bilmezlikten mi, münafıklıktan mı kaynaklanıyor acaba?.. Ki, diğer esas konumuz da budur.

Kuran tasdik etmiyor. Batı bilimi - teknolojisi ve dolayısıyla nimetleri karşısında diz çöküp, bükemediği bileği öpmek zorunda kalan İslamcı safsatacıların ve şarlatanların, cahiliye kitabı kuranın ilkel ayetlerini bilimle bağdaştırabilmlek için, raks etmeleri ve ettirmelerinden ibarettir.

Kırk yıllık kani olur mu yani: Bin dörtyüz yıllık kurani olur mu yeni.

Kurana göre Allah (kendi zamanına göre) yeri 4 günde, gökleri 2 günde olmak üzere toplam 6 günde yaratmış. (Günümüzün ortaokul -belki de ilkokul- öğrencieri bile buradaki bilimsizliği, akılsızlığı, mantıksızlığı görür ve "Dört günü dünyayı yaratmak için harcayan Allah, geriye kalan 2 günde, her birinde ortalama yüz milyar yıldız (her yıldızın da 5-10 adet gezegeni söz konusu) bulunan yaklaşık yüz milyar galaksiden teşekkül eden devasa evreni nasıl yaratabilir?" sorusunu sorar, ama koskoca adamlar sormuyorlar.

İnsanların hesabına göre bu süre: 6.000 yıl oluyor.

Bilimin (Big Bang) evreniin yaşı (Yaklaşık): 13.500.000.000

Kuranın yeri ve gökleri ile bilimin evreni arasında yaratma zamanı olarak tam 2.250.000 kat fark var. Bu kadar da olmaz ki...

Anlaşılan Allah ve allahçılar, ya sayı saymasını bilmiyor ya da dayak yememişler.

E=mc*2'nin de selamı var, sizden yanıt bekliyor.

Azap rüşvet konusuna geçemeyiz çünkü arada "had bilme/bildirme" konusu var.

Yukarıda olduğu gibi işine gelmeyenleri es geçip, yanıt verdiğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Adam gibi yanıt verirsen adam gibi de yanıt alırsın.

Yorumunun adapla ilgisi olan kısımlar işaretlenmiştir. Özet olarak diyorsun ki: Akıllı bilgili olan insanlar cenneti seçer, ve dolayısıyla İslamı kabul ederler. Dolayısıyla bunu yapmayan ateistler, cahil ve akılsız insanlardır.

Buna karşılık ben de diyorum ki: "Cennetin ve cehennemin, kısacası dinlerin, akılla değil, özellikle cehalet ve karakterle ilgisi vardır." Ben cehennemlik bir şahıs olarak karakterimi ifade etmeye çalıştım. Siz veya cennetlikler nasıl karakterler? Bu tanımı da sizden alalım.

Tezlerimiz bunlar, tezinizi,benim tezimi çürütmeye çalışarak savunabilirsiniz.

Buyurun...

"Önce ifadenin saçmalığını gör: Allah'ı inkar eden bir insan isterse melek gibi olsun zaten cehennemlik, ...bunların yanında küfür ahlaksızlık var ise" ne demek?"

Gene bir cümlemi (yukarıdaki) alıp bildiğini okumaya, İslamı savunmaya ve dolayısıyla bana/bize hakarete devam ediyorsun. Kusura bakma benim de iadeyi hakaret yapmam gerekiyor. Kusura bakacak bir durum da söz konusu değil aslında. Seve seve kabul etmeniz gerekir. Çünkü Allah sözleri bunlar

"Aşağılık hayvanlar; yaban eşekleri; aşağılık maymunlar, domuzlar; soluyan köpekler; susamış develer; kitap hamalı merkepler; alçak zorbalar; cehennem odunları; kof kütükler; yalancılar; pislikler; reziller; gafiller; sapıklar; soysuzlar; akılsızlar; beyinsizler; küfürbazlar; kahrolasıcalar; geberesiceler; canı çıkasıcalar; elleri bağlanasıcalar; lanet olasıcalar… "

Değerli İlkeli...

Öncelikle Bazıları gibi ahlak sınırlarını çiğneme gibi bir terbiyesizlik yapmadıgın için teşekkür ederim..

Sorularına gelince Şunu söylemeliyim ki bugün bir soru için bir islami soru sitesine mesaj gönderdim en güzel cevabı nasıl verebilirim diye .

Soru ve cevap aynen şöyleydi..

700 yilinda olsaydin seni cihada davet edeceklerdi. Gelmezsen tabi sen bilirsin derlerdi heral. Simdilerde el bagdadi cihada cagiriyor. Neden gitmiyorsunuz. Adam sizin inandiginiz dini sizden iyi biliyor ve yasamiyor mu. Cihad size farz kilinmadi mi.

El-cevab; Ben 70 yaşını geçtim, bu kadar zaman içinde bir kişiyi delille ikna edemedim. Hidayete kavuşturan Allahü teâlâdır. Yani bu bir nasip meselesidir. Tartışma, dostların dostluğunu azaltır, düşmanın ise düşmanlığını artırır. Emr-i maruf için en uygunu, İslam Ahlakı gibi bir kitap vermektir. Büyüklerin sözüyle yola gelmeyen kimse, bizim sözümüzle nasıl yola gelir ki? Tartışmayı, delil göstermeyi bırakıp, sadece kitap vermeli ve gerisine karışmamalıdır. Tartışmaya sebep olmayacak olsa bile, hatırımızda yanlış kalmış olabilir veya yanlış nakledebiliriz. Doğru bile nakletsek, bizim söylediğimizi kabul etmek, karşıdakinin nefsine ağır gelebilir; ama kitaptan kendisi okursa, nasibi de varsa, kabul etmesi daha kolay olur; çünkü evliya zatların sözlerinde rabbânî tesir olur.

Robespierre sana gelince; o noktada takılıp kalmana sevindim doğrusu.. Çünkü Diğer misallerde o tezinin çürüdüğünü göreceksin. Ancak senin gibi görgülü insanın ahlaksız kelimeler sarf etmesi beni üzdü. Bu arada Sözler Köşkü ile hiç bir alakam yoktu bundan haberin ola. Sadece sizin gibi yüzlerce ateisti, hristiyanı vs. müslüman yaptıkları için onur kaynağım.

Zavallı ; ALLAH ın dünyayı nasıl yapmak istediği ise bu ayetlerde açıkça söylenmiştir.

Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız." (2/58)

Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz. (2/83)

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/112)

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (2/177)

Sana, hilalleri (doğuş halindeki ayları) sorarlar. De ki: "O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr), evlere arkalarından gelmeniz değildir, ama iyilik sakınan(ın tutumudur). Evlere kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (2/189)

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (2/195)

Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der. (2/201)

Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir. (2/224)

Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir. (2/229)

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tesbit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır. (2/236)

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (3/92)

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (3/104)

Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır. (3/120)

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (3/134)

Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. (3/148)

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (3/172)

Rabbimiz, biz: "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür." (3/193)

Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah'ın katında olanlar daha hayırlıdır. (3/198)

Ancak Ben de gönderdiğim sayfadaki hocamın sözünü dinleyecek Size bir kaç tane tavsiyede bulunup bu sayfada yorum yapmayı bırakacagım.. İlkeli eğer kafandaki sorulara cevap bulmak istersen-ki bu sende var gibi gözüküyor yorumların sohbetin güzeldi- mesaj atabilirsin.. Diyeceğim şu ki Allahın varlığını sorgulayan Bediüzzaman Said-i Nursi'nin Tabiat risalesine bakıp cevap bulabilir.

Herkese iyi günler.. Allah'ı Anlamanız dileğiyle..

Bu arada Vahşi 01 sende hocamın söylediklerine kulak ver bence Kalbi mühürlü olanlar var...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem o kadar istedin sonuna kadar izah edeyim..

1.resimde yanlış kelimlerin altını çizmişin ilk 2 kelimenin altını çizecektin..

BASKI VE ŞİDDET KALMAYINCAYA KADAR...sizin dünyanızda normal olabilir ama..

2.resme gelince Erkekler, kadınlar üzerinde hâkimdirler. Çünkü Allah kimini kiminden üstün kılmıştır. Hem de erkekler mallarından infak etmektedirler. İyi kadınlar; itaatli olan ve Allah’ın kendilerini korumalarına karşılık, kendileri de gizliyi koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, kendilerini yataklarında yalnız bırakın, (yine uslanmazlarsa) dövün, size itaat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah, Aliyy ve Kebir olandır. Allah Teala: “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler” buyuruyor. Erkek kadın üzerine hakimdir, onun reisidir. Büyüğüdür, onun üzerinde hakimdir ve eğrildiği zamanlarda onu terbiye edicidir. “Çünkü Allah kimini kiminden üstün kılmıştır.” Zira erkekler kadınlardan daha üstündürler. Erkek, kadından daha hayırlıdır. Bunun içindir ki peygamberlik erkeklere mahsustur.Peygamber efendimizin; işlerinin idaresini kadınlara veren bir kavim, asla kurtuluşa ermeyecektir, sözü gereğince, en büyük hükümranlık (idarecilik) de erkeklere aittir. Hadisi, Buhari Abdurrahman İbn Ebu Bekr’den o da babasından rivayet etmiştir. Hakimlik makamı ve buna benzer makamlar da böyledir.</p> <p>Allah Teala “Hem de erkekler mallarından infak etmektedirler” buyurmaktadır. Erkek mehir ve geçim için; Allah’ın kitabında ve peygamberinin sünnetinde kadınlar için üzerlerine yüklemiş olduğu külfetler sebebiyle, mallarından infakta bulunmaktadırlar. O halde, erkek haddi zatında kadından üstündür, erkek için kadın üzerinde bir fazlalık ve üstünlük sözkonusudur. O halde erkeğin kadınlara hakim olması uygun düşmektedir. Nitekim Allah Teala bir ayeti kerimede “Erkekler onların üzerinde bir dereceye sahiptirler (Bakara, 228) buyurmuştur.</p> <p>İbn Abbas’tan rivayetle “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler” Ayet-i kerimesi hakkında, Ali İbn Ebu Talha şöyle demektedir: Burada erkeklerin, kadınların emirleri olduğu kastedilmektedir. Erkek kendisine itaatı emrettiğinde, kadının üzerine düşen ona itaat etmektir. Kadının itaati ise, kocasına karşı iyi davranması ve onun malını korumasıdır. Mukatil, Süddi, ve Dahhak da böyle söylemişlerdir.</p> <p>Hasan el-Basri şöyle diyor: Bir kadın Hz. Peygamberin yanına gelerek kocasının kendisini tokatlamasından şikayet etti. Rasulullah da kısas yapılmasını bildirdi. Bunun üzerine Allah Teala “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler” ayetini indirdi ve kısas yapılmadı. Hadisi, İbn Cerir ve değişik kanallardan İbn Ebu Hatim rivayet etmişlerdir. Hadisi Katade, İbn Cüreyc ve Süddi de mürsel olarak rivayet etmişlerdir. Hepsini İbn Cerir zikretmiştir. Hadisi müsned olarak ve değişik bir yönden rivayet eden İbn Merduyeh şöyle demektedir: Bize Ahmed İbn Ali en-Nesei’nin ……. Hz. Ali’den rivayetine göre o şöyle demiştir: Ansardan bir adam hanımını Rasulullah’a getirdi. Kadın: Ey Allah’ın Rasülü kocam ansardan falan oğlu falandır. Beni dövdü ve yüzümde iz bıraktı diye şikayette bulundu. Allah Rasulü: Buna hakkı yok buyurdular. Allah Teala da: “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.” ayetini indirdi. Yani terbiye konusunda erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. Allah Rasulü: Sen bir iş istedin ama Allah onun gayrısını murad etti buyurdular. <p>İmam Ahmed der ki: Bize Yahya İbn İshak’ın … Abdurrahman İbn Avf’dan rivayetine göre, Rasulullah şöyle buyurdular: Kadın beş vakit namazını kıldığında, ramazan’da orucunu tuttuğunda namusunu koruduğunda ve kocasına itaat ettiğinde, kendisine;”hangi kapısından istersen cennete gir” denilir. Hadisi bu kanaldan rivayetinde İmam Ahmed tek kalmıştır.</p> <p>Allah Teala: “Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin” buyuruyor. Serkeşlik eden kadın ise, kocasına üstünlük taslayan, onun emrini yerine getirmeyen, ondan yüz çeviren ve ona kızan (buğz eden) kadındır. Ne zaman ki kadında serkeşlik alametleri belirirse; erkek ona nasihat etsin ve bu isyanına karşılık Allah’ın azabıyla korkutsun. Muhakkak ki Allah Teala; kocanın hakkını onun üzerine vacip kılmış itaatini emretmiş ve erkeğin onun üzerine üstünlüğü, fazileti sebebiyle ona asi gelmesini haram kılmıştır. Rasulullah; Bir kimseye başka birine secde etmesini emredecek olsaydım, üzerindeki hakkının büyüklüğünden dolayı kadının kocasına secde etmesini emrederdim, buyurmuşlardır.</p> <p>Buhari’nin Ebu Hureyre’den rivayetine göre Rasulullah şöyle buyurmuşlardır: Erkek karısını yatağa çağırır da, kadın bundan yüz çevirirse ve kocası ona kızarak yatarsa sabah oluncaya kadar melekler, o kadına la’net ederler. Hadisi Müslim de rivayet etmiştir. Ancak onun lafzı şöyledir: Kadın kocasının yatağından ayrı olarak gecelediğinde, sabaha kadar melekler ona la’net ederler. İşte bunun içindir ki; Allah Teala: “Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin” buyurmuştur.</p> <p>…<br>…<br>…</p> <p>Allah Teala: “Onları dövün” buyuruyor ki; nasihatle ve yalnız bırakmakla yola gelmezlerse incitmemek şartıyla onları dövmeye hakkınız vardır. Nitekim Müslim’in Sahih’inde Cabir’den rivayete göre Rasulullah veda haccında şöyle buyurmuşlardır: Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz. Onlar sizin yanınızda size yardımcıdırlar. Sizin onlar üzerinizdeki hakkınız, sizin hoşlanmadığınız birini evinize ayak bastırmamalarıdır. Şayet bunu yaparlarsa; incitmeksizin onları dövünüz. Onların da sizin üzerinizdeki hakları; uygun şekilde geçimlerini ve giyimlerini sağlamanızdır.<br>İbn Abbas ve birçokları “incitmeksizin dövmek” ta’birini kullanmışlardır. Hasan el-Basri de; iz bırakmayacak şekilde dövmek, demiştir. Fakihler de şöyle derler: Bir organını kırmamak ve iz bırakmamak suretiyle dövmektir.</p> <p><br>Allah Teala: “Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın” buyuruyor. Allah’ın mübah kıldığı hususlardan kocasının istediği her şeye kadın itaat ettiğinde; artık kocaya, karısı aleyhinde her hangi bir yol (hak) yoktur. Onu dövme ve yalnız bırakma hakkı da olamaz.<br>Allah Teala’nın:”Muhakkak ki Allah, Aliyy ve Kebir olandır” kavli, kadınlara karşı sebepsiz yere zulümde bulunduklarında, erkeklere bir tehdiddir. Onların (kadınların) velisi Allah Teala olup O, Aliyy ve Kebir’dir. Kadınlara zulmedenlerden elbette intikamını alacaktır.</p> <p><br>...............................................................................</p> <p> </p> <p><br>Kişisel Görüş : İnsanlar yaratılış olarak farklı özelliklere sahiplerdir ve kadınlar erkekler için de durum mutlaka öyledir. Bir kadın sahiplenilmek korunmak gibi içsel ihtiyaçları kendinde duyuyorsa bu tıpkı doğduğunda süt emebilmeyi biliyor olması gibi kendinde özünde olan bir şeydir. Özetle yaratılış ve fıtrat gereği kadın ve erkekleri birebir eşit değerlendirmek son derece yanlıştır. İki tarafında birbirine göre üstünlükleri vardır. Eğer Allah kadınları aileyi geçindirmekle yükümlü kılsa idi onların daha güçlü daha kuvvetli ve çalışma imkanları daha gelişmiş olması gerekmez miydi? İslam'ın kadını aşağı gördüğü gibi bir safsata almış başını gidiyor bu İslam'ın yanlışı değil bizim onu yanlış anlamamız ve yorumlamamızla ilgili bir kavramdır. Peygamber bizim için alınması gereken en yüce örnek insan değil midir? Hiç el kaldırmışmıdır hanımına hiç kötü söz söylemişmidir aşağılamış mıdır? Bugün İslam kötü yaşanıyorsa bu İslam'ın suçu değildir. </p> <p>Kur’an ve İslam evrensel ve zaman ötesi tüm zamanlara hükmeden bir kitap ve din olarak bu konuların günümüz dünyasında çalışan kadınlar ve değişen yaşam koşullarında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Nasıl ki kölelik ve çok eşlilik konuları o zamanın ihtiyaçlarına cevap veriyorsa Kur'an bir asra ya da bir döneme gönderilmediğine göre orda bu cevabı bulamıyor oluşumuz İslam'ın özünü kavrayamamış olmamızla ilintili bir şeydir. Nereye gidersek hangi fikre varırsak varalım muhakkak Allah cc oradadır onun için böyle İslam'ı çok uç örneklerle sulandırmadan (tavuktan kurban olur gibi) yeniden ele almak ve günümüz sorunlarına yönelik değerlendirmek hiç de yanlış değildir. İslam'da mezhepler var ise bu farklı yorumlardan gelmektedir, aslolan işin özünü kaçırmamaktır. Peygamber veda hutbesinde söyledikleri bugün insan hakları beyannamesinde dahi yeni yeni yerini bulmaktadır. İslam ve onun sahibi Allah akılla çelişen bir şey bildirmeyeceğine göre sorun İslam'da değil bizdedir</p>

<p>Bu dinin peygamberi cennet anaların ayaklarının altındadır diyerek kadınlara ve özelliklere anneleri hak ettiği değeri fazlası ile vermiştir. Cennet gibi zihnimizde dahi canlandıramadığımız güzellikleri anaların ayakları altına koyan bir din'in kadınlara yaklaşımı elbette akıl ve mantık dahilindedir. İslam'ın mantık dışı kural ve kaidelerle bezendiğini söylemek İslam'ın bir kusuru değil onu bize yanlış anlatanların kusurudur.

******Müslümanların kardeş olduğunu, bizim şimdilik kardeş olmadığımızı ilkeli de söylemişti zaten..

5. ve 6. resme gelirsek ;o ayetlerin tamamını okumanı tavsiye ederim ..

7.resimde ise tefsir oku biraz.. Çünkü diğer alimleri,evliyaları,müctehidleri bırak diyanetin tefsiri aynen şöyle ; (38-40) Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.

Son resimde de Allah'ın nimetlerini yalanlayamayacağımızın üstünde durduğun için teşekkür ederim..

Daha önceki ahalisinden sonra yeryüzüne vâris olanlara Allah şunu bildirmedi mi ki, Biz dilersek onları da günahları yüzünden felâketlere uğratırız? Fakat Biz onların kalplerini mühürlüyoruz da onlar işitmez oluyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

DİN tamamen allahın olana kadar ne demektir ? tüm dünyayı müslüman yapacaksınız...ZORLA - BASKIYLA- TEHDİTLE - vs..vs.vs KILIÇ ile yani sonuçta.

hani insanların EŞİTLİK ilkesi ? KaDININ anatomik olarak daha narin olması ZEKA olarak da GERİ olması mı demektir ? insan hakları İHLALİ değilmidir bu ?

itaat etmemekten kasıt nedir ? açıklama YOK ? mesela . karı mı alacan ? karşı mı çıktı evdeki ? isyan etti sana ....uyardın - anlattın - yatakda yalnız bıraktın...baktın hala isyana devam ediyor.....İSTEMİYOR . KARI almanı....napacan ? ...DÖVECEN.....ne kadar ? . karıyı almana RAZI olana kadar ..İTAAT edene kadar yani...

neyse bukadarlık yeter şimdilik....

açıklaman ?

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ne kadar güzel yazmışsın....

peki bu ayetleri ne yapacağız ?

tumblr_myiq48AtEb1rwfs3oo1_500.jpg

BrKPWbRCEAA89h0.jpg

Madem o kadar istedin sonuna kadar izah edeyim..

1.resimde yanlış kelimlerin altını çizmişin ilk 2 kelimenin altını çizecektin..

BASKI VE ŞİDDET KALMAYINCAYA KADAR...sizin dünyanızda normal olabilir ama..

Enfal 39da fitne kalmayıncaya kadar der. Ayette baskı ve şiddet yazdığı, sahtekar müslümanların uydurmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

güzel bir yazı. sayın Sexy Huriye teşekkürler.

ALINTI

Sexy Huri neden Islam'ı terketti?

Islam dinini terketmeme sebep olan bas neden kendi mantigimdir. Kafirlerin bulunduklari yerde oldurulmesini emreden (Bakara: 191), onlarla savasmami ve sert davranmami ogutleyen (Tevbe: 123), onlari yakalayip hapsetmemi ve baslarinda nobet tutmami isteyen (Tevbe: 5), beni savasa tesvik eden (Enfal: 65), Onlardan harac almami emreden (Tevbe: 29), Insanlarin dini inanc ozgurluklerini kabullenemeyen ve baska dinlere inananlari husrana ugratacak olan (Al-i Imran: 85), Inanmayanlari (iyi insan olduklari halde) sirf gormedikleri bir seye inanmadiklari icin cehennem azabiyla korkutan (Maide: 10), Insanlara pislik diye hitab eden (Tevbe: 28), yalniz o'nun dini kalincaya kadar kafirlerle savasmamizi emreden (Bakara: 193), Inanmayanlarin cehennemde kaynar su icecegini soyleyen (Ibrahim: 17), inanmayanlarin ellerinin ve ayaklarinin caprazlama kesilmesini ve rezil rusva bir hayat surdurmelerini emreden (Maide: 33), insanlari kaba kuvvet ile kendine inandirmaya calisan (Maide: 34), inanmayanlarin derilerini atesle yakan ve bu aciyi hergun tatmalari icin derilerini degistirecegini savunan (Nisa: 56), inanmayan kisi insanin babasi ya da kardesi bile olsa onunla irtibati kesmemizi savunan (Tevbe: 23), inanmayanlarla devamli mucadele icinde olmamizi ogutleyen (Furkan: 52) kulu kula dusman eyleyen ve cihad emreden (Tahrim: 9), inanmayanlarin kellelerini ucurmamizi oneren, onlari baglayip esir almamizi ve sadece fidye karsiliginda salmamizi ve bunu savas esnasinda bir sinav olarak uyguladigini izah eden (Muhammed: 4), erkekleri kadinlardan ustun kilan, kocasina itaat etmeyen kadinin cehennem gidecegini soyleyen, kadinlara ikinci sinif muamelesi yapip onlara ceza vermemizi ve hatta dovmemizi oneren (Nisa: 34), mahkemede sadece erkeklerin taniklik edebilecegini ve kadinlarin bu meziyetten yoksun olduklarini vurgulayan (Bakara: 282) bir dinin ilahi olduguna inanmiyorum. Bu ayet diye adlandirilan hurafeleri Allah degil, milyonlarca kisinin ve masum cocuklarin olumune neden olan ve olmaya devam eden ancak sadist bir kisi yazabilir.

Bu aytler kurandayken kalkıp bize müslümalığı hoş güzel göstermesiniz. ya kuranı ortadan kaldıracaksın. kaldıramayacağınıza göre gelip burda lütfen din satmayaın.

Alıntı

ustafa9999

Sadece sizin gibi yüzlerce ateisti, hristiyanı vs. müslüman yaptıkları için onur kaynağım.

adam yazmış ateistleri MÜSLÜMAN YAPTIM.aklım almıyor kimlermiş bu müslüman olan ateistler. şahsım adına konuşuyorum kurandaki cariye köle kadını ikinci sınıf gören kurana asla kimse beni inadıramaz.kısaca kuran masal kitrabıdır. adam ASASINA yasalıp ölüyor kimse bilmiyor 950 yıl yaşamalar. mağarda uynıyor orda ne kadar ölü kaldığının sayısını allhta bilmiyor. tufan olayı zaten dünyanın en eski masalı. nuh gemiye bu kadar hayvanı nası sığdırdı demiyorum sığdırmışmı sığdırmış maşallah v.s yahu kuranın nersinden tutarsan elinde kalıyor.dinde zorlam yok diyor. diyer ayete bakıyon din allahın oluncaya kadar savaşın öldürün diyor.ooo anlatmakla bitmez tuzlu deniz tusuz deniz bir birine karışmıyormuş nerde bu denizler sanırım başka gezgenlerde var biz bilmiyoruz :lol: .yürüyerek güneşe ulaşan adam. iki dağın arasına set kuran ayetler var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli İlkeli...

Öncelikle ahlak sınırlarını çiğneme gibi bir terbiyesizlik yapmadıgın için teşekkür ederim..

Bana bayağı bi iltifat etmişsiniz. Oysa ben hakaretli ifadeler kullandığımı sanıyordum ve alınganlık göstermenizi bekliyordum. Yorumlarıma yanıt vermekte aciz kalanlar bu tür ifadelerime sığınıp kaçarlardı. Siz tam tersini yaparak kaçıyorsunuz.

Ahlak vurgusu yapıyorsunuz ama ifadenizin işaretlediğim kısmından da anlaşılacağı üzere, burada olan o bazılarının arkasından atıyor ve bana şikayet ediyorsunuz. Yanılmıyorsam bunun İslam literatüründeki adı "Gıybet"tir ve hiç hoş karşılanmaz.

Sorularına gelince Şunu söylemeliyim ki bugün bir soru için bir islami soru sitesine mesaj gönderdim en güzel cevabı nasıl verebilirim diye .

Soru ve cevap aynen şöyleydi..

700 yilinda olsaydin seni cihada davet edeceklerdi. Gelmezsen tabi sen bilirsin derlerdi heral. Simdilerde el bagdadi cihada cagiriyor. Neden gitmiyorsunuz. Adam sizin inandiginiz dini sizden iyi biliyor ve yasamiyor mu. Cihad size farz kilinmadi mi.

El-cevab; Ben 70 yaşını geçtim, bu kadar zaman içinde bir kişiyi delille ikna edemedim. Hidayete kavuşturan Allahü teâlâdır. Yani bu bir nasip meselesidir. Tartışma, dostların dostluğunu azaltır, düşmanın ise düşmanlığını artırır. Emr-i maruf için en uygunu, İslam Ahlakı gibi bir kitap vermektir. Büyüklerin sözüyle yola gelmeyen kimse, bizim sözümüzle nasıl yola gelir ki? Tartışmayı, delil göstermeyi bırakıp, sadece kitap vermeli ve gerisine karışmamalıdır. Tartışmaya sebep olmayacak olsa bile, hatırımızda yanlış kalmış olabilir veya yanlış nakledebiliriz. Doğru bile nakletsek, bizim söylediğimizi kabul etmek, karşıdakinin nefsine ağır gelebilir; ama kitaptan kendisi okursa, nasibi de varsa, kabul etmesi daha kolay olur; çünkü evliya zatların sözlerinde rabbânî tesir olur.

Soru güzel ama yanıt boş sözlerden ibaret. O sorunun yanıtı için Mekke dönemiyle Medine dönemini kıyaslamak yeterlidir. Mekke döneminde inen sure sayısı 86 ve bu surelerin ayetlerinin toplamı 4613'tür.

Bu dönem yaklaşık 13 yıl ve inanan sayısı (Mekke'de) yüz kişiyi bulmamış. Bir yıla 10 kişi bile düşmüyor. Yani "Lafla peynir gemisi yürümez" sözünü ispatlayan bir durum söz konusu.

Medine'de inen sure sayısı 28, ayetlerinin toplamı 1623'tür. Bu dönem yaklaşık on yıldır. Onuncu yılın sonunda inanan/Müslüman sayısı 100.000'i bulmuş veya aşmış. Her bir yıla 10.000 Müslüman kişi düşüyor. Bu dönem bin kat bereketli bir dönem. Yani Allah, yürü ya Muhammed kim tutabilir seni demiş...

Mekke'de inen ayet sayısı, Medine'de inen ayet sayısının yaklaşık üç katı olmasına rağmen etkisinin yok denecek kadar az olmasının, Medine döneminin ise, tam tersi olarak, müthiş başarı grafiğinin altında yatan gerçek nedir acaba?

Ne olacak Cihaddır. Yani: Ölürsen huriler ve nice nimetlerle dolu cennet; kalırsan köle-cariye, ganimet. İki taraflı, çok karlı bir ticaret...

Ancak Ben de gönderdiğim sayfadaki hocamın sözünü dinleyecek Size bir kaç tane tavsiyede bulunup bu sayfada yorum yapmayı bırakacagım.. İlkeli eğer kafandaki sorulara cevap bulmak istersen-ki bu sende var gibi gözüküyor yorumların sohbetin güzeldi- mesaj atabilirsin.. Diyeceğim şu ki Allahın varlığını sorgulayan Bediüzzaman Said-i Nursi'nin Tabiat risalesine bakıp cevap bulabilir.

Herkese iyi günler.. Allah'ı Anlamanız dileğiyle..

İslamla ilgili hiç bir sorum ve sorunum kalmadı Allah'a şükür. :D

Ben Allah'ı tanımasam da anlıyorum, ama o beni hiç anlamıyor. :lol:

Dinler, inançlar karanlık (çağdaş ve bilimsel bilgilerden yoksun) beyinlerde yuvalanır, kolay kolay da terketmezler/terkedilemezler. Ben de bu karanlık beyinlerdendim, güç, bela aydınlanabildim, artık güneş gibi parlak bir beyne sahibim.

Demem o ki: karanlık beyinlerde ışık aranmaz, yanlış adres gösteriyorsunuz. Üstelik yanıt arayan ben değilim, sizsiniz. "E=mc*2"nin yanıtı???

Üstadınızın tabiat risalesini, şu meşhur ressam "Her resmin bir ressamı varsa, evrenin de bir yaratıcısı olmalıdır, o halde Allah vardır." darbı meseliyle özetleyebiliriz

Peki, resim yapan yüzlerce hatta binlerse ressam varken, yaratıcı niye yüzlerce veya binlerce olamıyor da bir tanecik oluyor...

Her ressamın yaklaşık 75 kg'lık bir kütlesi var ve bu kütlenin 1,5 kg'ı beyin denen organa ait. Ressam bu beyinle resmi tasarlıyor ve gene tasarlanarak önceden imal edilmiş gerekli araç ve gereci kullanarak, tasarladığı resmi elleriyle yaparak gerçekleştiriyor.

Peki, bir gr'lık kütlesi ve dolayısıyla beyni olmayan, bu haliyle değil resim yapması, tasarlaması bile imkansız olan Allah, nasıl oluyor da evreni yaratabiliyor??? Hem de "Ol derim olur" gibi, ancak masallarda olabilecek bir masal sözü ile...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli İlkeli...

Öncelikle Bazıları gibi ahlak sınırlarını çiğneme gibi bir terbiyesizlik yapmadıgın için teşekkür ederim..

Sorularına gelince Şunu söylemeliyim ki bugün bir soru için bir islami soru sitesine mesaj gönderdim en güzel cevabı nasıl verebilirim diye .

Soru ve cevap aynen şöyleydi..

700 yilinda olsaydin seni cihada davet edeceklerdi. Gelmezsen tabi sen bilirsin derlerdi heral. Simdilerde el bagdadi cihada cagiriyor. Neden gitmiyorsunuz. Adam sizin inandiginiz dini sizden iyi biliyor ve yasamiyor mu. Cihad size farz kilinmadi mi.

El-cevab; Ben 70 yaşını geçtim, bu kadar zaman içinde bir kişiyi delille ikna edemedim. Hidayete kavuşturan Allahü teâlâdır. Yani bu bir nasip meselesidir. Tartışma, dostların dostluğunu azaltır, düşmanın ise düşmanlığını artırır. Emr-i maruf için en uygunu, İslam Ahlakı gibi bir kitap vermektir. Büyüklerin sözüyle yola gelmeyen kimse, bizim sözümüzle nasıl yola gelir ki? Tartışmayı, delil göstermeyi bırakıp, sadece kitap vermeli ve gerisine karışmamalıdır. Tartışmaya sebep olmayacak olsa bile, hatırımızda yanlış kalmış olabilir veya yanlış nakledebiliriz. Doğru bile nakletsek, bizim söylediğimizi kabul etmek, karşıdakinin nefsine ağır gelebilir; ama kitaptan kendisi okursa, nasibi de varsa, kabul etmesi daha kolay olur; çünkü evliya zatların sözlerinde rabbânî tesir olur.

Robespierre sana gelince; o noktada takılıp kalmana sevindim doğrusu.. Çünkü Diğer misallerde o tezinin çürüdüğünü göreceksin. Ancak senin gibi görgülü insanın ahlaksız kelimeler sarf etmesi beni üzdü. Bu arada Sözler Köşkü ile hiç bir alakam yoktu bundan haberin ola. Sadece sizin gibi yüzlerce ateisti, hristiyanı vs. müslüman yaptıkları için onur kaynağım.

Zavallı ; ALLAH ın dünyayı nasıl yapmak istediği ise bu ayetlerde açıkça söylenmiştir.

Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız." (2/58)

Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz. (2/83)

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/112)

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (2/177)

Sana, hilalleri (doğuş halindeki ayları) sorarlar. De ki: "O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr), evlere arkalarından gelmeniz değildir, ama iyilik sakınan(ın tutumudur). Evlere kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (2/189)

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (2/195)

Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der. (2/201)

Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir. (2/224)

Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah'ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir. (2/229)

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tesbit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır. (2/236)

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (3/92)

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (3/104)

Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır. (3/120)

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (3/134)

Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. (3/148)

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (3/172)

Rabbimiz, biz: "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür." (3/193)

Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah'ın katında olanlar daha hayırlıdır. (3/198)

Ancak Ben de gönderdiğim sayfadaki hocamın sözünü dinleyecek Size bir kaç tane tavsiyede bulunup bu sayfada yorum yapmayı bırakacagım.. İlkeli eğer kafandaki sorulara cevap bulmak istersen-ki bu sende var gibi gözüküyor yorumların sohbetin güzeldi- mesaj atabilirsin.. Diyeceğim şu ki Allahın varlığını sorgulayan Bediüzzaman Said-i Nursi'nin Tabiat risalesine bakıp cevap bulabilir.

Herkese iyi günler.. Allah'ı Anlamanız dileğiyle..

Bu arada Vahşi 01 sende hocamın söylediklerine kulak ver bence Kalbi mühürlü olanlar var...

Güzel olmuş Allah cc razı olsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

-Allah olmasaydı yaşadığımız bunca güzellik için kime şükredecektik

-Allah olmasaydı onun ödüllendirici cenneti olmasaydı bunca açlığı yoksulluğu eşitsizliği bunca kötülüğü neyle izah edebilirdik

-Bizi bağışlaması için sığınabilecek bir rabbimiz bulunmasaydı kendi yaptığımız kötülükleri haksızlıkları nasıl unutabilirdik vicdan azabından nasıl kurtulabilirdik

-Dünyada bunca kötülük haksızlık varken onları bırakıp Ya birde Allah olmasaydı sorusuna verecek naçizane cevabımız olabilir miydi?

-Uzak yakın ölümlerle şahsi bozgunlarla kaybetmişliklerle geriye hiç dönmeyecek yok oluşlarla birde Allahın yokluğuyla ilgilenip bunu dava haline getirmek tamamen yaşanılamayacak hayat demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

-Allah olmasaydı yaşadığımız bunca güzellik için kime şükredecektik

-Allah olmasaydı onun ödüllendirici cenneti olmasaydı bunca açlığı yoksulluğu eşitsizliği bunca kötülüğü neyle izah edebilirdik

-Bizi bağışlaması için sığınabilecek bir rabbimiz bulunmasaydı kendi yaptığımız kötülükleri haksızlıkları nasıl unutabilirdik vicdan azabından nasıl kurtulabilirdik

-Dünyada bunca kötülük haksızlık varken onları bırakıp Ya birde Allah olmasaydı sorusuna verecek naçizane cevabımız olabilir miydi?

-Uzak yakın ölümlerle şahsi bozgunlarla kaybetmişliklerle geriye hiç dönmeyecek yok oluşlarla birde Allahın yokluğuyla ilgilenip bunu dava haline getirmek tamamen yaşanılamayacak hayat demektir.

Sizce, doğa üzerinde denizde masumca yüzen daha yeni doğmuş bir balık, koca bir balığın midesine giderken de, sizinle aynı düşünceyi paylaşıyor mu?

Haksızlığa bu tarz yorum getirmek isteyen dünya üzerindeki tek canlı insandır. Oysa, hataları düzeltebilecek bir tasarımcı tanrı, doğayı hatalı tasarlamış demektir. Dilerse kötülüğü ortadan kaldırabilecek bir tanrı adına, dünya gibi bir yeri sınav aracı görmeniz, aklınızı inkar etmeye eşdeğerdir.

Sizce böyle bir sınav ortamını, günlük hayatta üniversiteye giriş sınavı gibi tasarlarsak ne olurdu? kimine sorular 1 dakika, kimine günlerce, kimine kopya veren hoca versek, kimini döverek, çok gürültülü bir ortamda, çok sıcak bir alanda sınava tabi tutsak?

Hatta kimisini hiç teste tabi tutmadan doğrudan mezun etsek?

Bunca güzellik için şükür derken, mesela bana göre güzel olan çoğu kişiye göre güzel değilde. Kimisi bu dünyada yaşamak dahi istemiyor.

Bakın çevrenize, sakat, kör, kusurlu yaratım modeli olarak nice insan da var. Dilerseniz bir de onlara sorun.

Tanrı beni böylemi test etmek istemiş. Demek ki beni seviyor alnından öpesim geldi tanrının mı diyecekler? Hayır bir de öyle birini görünce yazık Allah şifa versin diyenler var. Yahu onu öyle yapan zaten size göre Allah. Bir insanın zekası ile bu kadar dalga geçilir mi?

Ölüm algısı sonrası yaşam isteği ile insalığın bencilliğinde ürettiği varlığa kısaca tanrı deniliyor. Nice dinler, tam da ölümden sonra yaşamak isteyen insanların dillerinden türedi. Ama işin enteresan yanı, bu dinler ölüm sonrası ödüllülere kusursuz yaşam vaad etsede, doğrudan cennete gideceğine inanılan çocuk ölünce de, ya da melek gibi adam gidince de, ağıtlar yaktılar.

Bildiğiniz tüm canlılar, bu dünya üzerinde yaşama mücadelesi ile programlanmıştır. Hayatta kalmak adına, en zor anlarda aklınıza hiç gelmeyen şeyleri yapmaları da bundandır. İnsanlar biraz daha fazla yaşamak için her yolu zorluyorlar.

Siz küçük yaşta ölüm-kalım mücadelesi veren bir çocuk için, tanrım torpil geçecek, kaderinde sorgusuz cennete gitmek varmış diyen anne-baba modeli gördünüz mü? Çocuk en kötü koşullarda yaşayacak olsa dahi yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Lakin, Muhammed döneminde, Muhammed'in onca evladınını küçük yaşta ölümden koruyamayan tanrı, ona reçete olarak rabbine kulluk et kurban kes denklemini göndermiştir. Yine de Fatma daha uzun yaşamış, ama o eşi ve çocukları tanrının nihai planında nice sıkıntılar ile boğuşup öldürülmüşlerdir. (fatıma değil)

Biz insanların, zaman içinde tüm koşulları zorlayıp, küçük yaşta ölümlerin önüne geçerek, tanrının torpilli olarak cennetine alacaklarının önünü kestiğimizi de bir kenara not edin.

Din üfürük olunca, hali ile böyle ters köşeye yatarsınız benden söylemesi, aklınızı inkar etmekten, ve dil tanrılarının esaretine girmekten vazgeçin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

(Sizce, doğa üzerinde denizde masumca yüzen daha yeni doğmuş bir balık, koca bir balığın midesine giderken de, sizinle aynı düşünceyi paylaşıyor mu?(

Balığın böyle bir düşünme kapasitesi olduğu için o düşünmüyor onun vazifesi Allahı tesbih ve zikir olduğu için o kendine ait olan vazifesi ifa edip başka bir alemde var olmanın şerefine eriyor inan ki o balık senden benden daha mutludur bu olaydan dolayı çünkü o balık Allahın külli kanunlarına göre müthiş kendine düşen vazifeyi yapmış ve yaratanın ona tayin ettiği yere gitmiştir

(Haksızlığa bu tarz yorum getirmek isteyen dünya üzerindeki tek canlı insandır. Oysa, hataları düzeltebilecek bir tasarımcı tanrı, doğayı hatalı tasarlamış demektir. Dilerse kötülüğü ortadan kaldırabilecek bir tanrı adına, dünya gibi bir yeri sınav aracı görmeniz, aklınızı inkar etmeye eşdeğerdir.)

Dünyadaki kötülükler izafidir,kötülük görünen tüm olaylarda zahiri perdeler altındaki büyük hayırlar hikmetler vardır uzun bir konu ayrı bir başlık lazım dolayısıyla şer ve kötülük hayırların doğması içindir büyük hayırlar içindir sonucu itibariyle güzeldir hayırdır

(Sizce böyle bir sınav ortamını, günlük hayatta üniversiteye giriş sınavı gibi tasarlarsak ne olurdu? kimine sorular 1 dakika, kimine günlerce, kimine kopya veren hoca versek, kimini döverek, çok gürültülü bir ortamda, çok sıcak bir alanda sınava tabi tutsak?

Hatta kimisini hiç teste tabi tutmadan doğrudan mezun etsek?)

Hepsi kendi girdiği şartlara göre mükafatını görecek kendi girdiği şartlara göre hesaba çekilecektir.

(Bunca güzellik için şükür derken, mesela bana göre güzel olan çoğu kişiye göre güzel değilde. Kimisi bu dünyada yaşamak dahi istemiyor.

Bakın çevrenize, sakat, kör, kusurlu yaratım modeli olarak nice insan da var. Dilerseniz bir de onlara sorun. )

Tanrı beni böylemi test etmek istemiş. Demek ki beni seviyor alnından öpesim geldi tanrının mı diyecekler? Hayır bir de öyle birini görünce yazık Allah şifa versin diyenler var. Yahu onu öyle yapan zaten size göre Allah. Bir insanın zekası ile bu kadar dalga geçilir mi? )

Allah bazen insanın gözünü alır ama ona ahirette daha çok şeyler nasip ederve ahirette ona göre muamele eder nice kör insan vardır ki sağlıklı insandan daha mutludurbunların hepsi size göre izafi kötülüktür

(Ölüm algısı sonrası yaşam isteği ile insalığın bencilliğinde ürettiği varlığa kısaca tanrı deniliyor. Nice dinler, tam da ölümden sonra yaşamak isteyen insanların dillerinden türedi. Ama işin enteresan yanı, bu dinler ölüm sonrası ödüllülere kusursuz yaşam vaad etsede, doğrudan cennete gideceğine inanılan çocuk ölünce de, ya da melek gibi adam gidince de, ağıtlar yaktılar.

Bildiğiniz tüm canlılar, bu dünya üzerinde yaşama mücadelesi ile programlanmıştır. Hayatta kalmak adına, en zor anlarda aklınıza hiç gelmeyen şeyleri yapmaları da bundandır. İnsanlar biraz daha fazla yaşamak için her yolu zorluyorlar.

Siz küçük yaşta ölüm-kalım mücadelesi veren bir çocuk için, tanrım torpil geçecek, kaderinde sorgusuz cennete gitmek varmış diyen anne-baba modeli gördünüz mü? Çocuk en kötü koşullarda yaşayacak olsa dahi yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Lakin, Muhammed döneminde, Muhammed'in onca evladınını küçük yaşta ölümden koruyamayan tanrı, ona reçete olarak rabbine kulluk et kurban kes denklemini göndermiştir. Yine de Fatma daha uzun yaşamış, ama o eşi ve çocukları tanrının nihai planında nice sıkıntılar ile boğuşup öldürülmüşlerdir. (fatıma değil))

Hayat musibetlerle tasavvif eder sıkıntılarla kemal bulur Allah bunu en önce kendi sevdiği insanlara yapmıştır o kişiler bu sıkıntılar musibetler karşısında Allaha olan tevekkülünü değiştirmemiştir.Size göre herkes eşit zengin sağlıklı mutlu olacak sonrada Allaha inanacaksın öyle mi oldu başka isteğin işte zaten yaşamın sırrı bundadır ,musibete karşı tevekkül belalar ve zorluklar karşısında sabır insanı inan ki daha çok mutlu eder ama senin gibi maddi bedeni cisimden sıyrılamamış kişiye bunu anlatmak inan ki zordur .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayat musibetlerle tasavvif eder sıkıntılarla kemal bulur Allah bunu en önce kendi sevdiği insanlara yapmıştır o kişiler bu sıkıntılar musibetler karşısında Allaha olan tevekkülünü değiştirmemiştir.Size göre herkes eşit zengin sağlıklı mutlu olacak sonrada Allaha inanacaksın öyle mi oldu başka isteğin işte zaten yaşamın sırrı bundadır ,musibete karşı tevekkül belalar ve zorluklar karşısında sabır insanı inan ki daha çok mutlu eder ama senin gibi maddi bedeni cisimden sıyrılamamış kişiye bunu anlatmak inan ki zordur .

Yani hiçbir şeye muhtaç olmayan tanrı, önceden de herşeyi bildiğini varsaydığınız tanrı, sevdiği ve sevmediği insan tabirini kullanıp, sevdiği insalara sıkıntı vermiş öyle mi?

Babam da beni çok sevdiği için, ona sevgimi test etmek aracılığı ile iki gözümü oydu, bir ayağımı kesti, dilimi deldi. Kardeşimi de ultra radyasyona tabi tutup, ucube gibi bir hale çevirdi.

Babam beni seviyor, ben de babamı. Afedersiniz ama siz leyla mısınız? Hayır gerçekten ne içiyor sunuz? Bir insan bu kadar ısrar ile bende akıl yok ben dillerin esaretinde leylayım leyla der mi der.

Sizin leyla tanrınıza göre, cennette kıskançlık yok, orada duyguların başkalaşacak. Yani bambaşka insan olacaksın. 1 yaşındaki bebe 33 yaşında koca adam olacak bilinçlenecek. O halde bunu yapabilen tanrıya iman et, sonra herkes eşit olacak dünyada da inanacaksın de komedi.

Hani Adem gibi bön yaratılan bir insanın en aptalca vaade tanrıyı bilmesine, görmesine dinlemesine rağmen satmasını da hiç düşüneme neden? Kuran'da adem bön oğlu bönse, kitaptan tanrı türeten imanlıdan fazlası beklenmez de ondan.

O halde tanrı iman istiyorsa ve sabır gibi paranoyak psikopat yaklaşımları varsa, herkesi türlü bela ve sıkıntıda yaratsın olur mu? bir de zeka özürlü değil de, az zekaya sahip, islam ülkesinin birinde var etsin.

Böylece topluca dil putuna tapınan, tuvalete hangi ayağını giyeceğini tartışan insanlarınız olur. Kaynımın gözü bende var hoca efendi ne olacak halimiz?

Ekstradan bir deneme, insanlık ve zekası şu anda kullandığınız, tanrının hiç öngöremediği pc'yi size armağan etmiş. İki satır iletmek istiyorsanız, bırakın şu gavur icadı pc'yi de, bildiğiniz tüm duaları sizin gibi hayali puta tapanlar ile birlikte edin tek satır yollayabilin yeterli. Her put gibi sizin putta anca sizin dilinize muhtaç acizlikte tasarlanmıştır. Siz aklınızı inkar edip tanrıyı pembe önlüklü şirin kız diye hayal etseniz dahi, tanrının gıkı çıkmaz. Çıksa çıksa, sizin buraya hayal ettiğiniz tanrı için döktüğünüz satırlar sizden çıkar da, düşünen insanda asla hayat bulmaz.

tarihinde mrdragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu videoyu herkes izlemeli

bu videoyu herkes izlemeli

Müslüman ne anlar hücreden, organelden, proteinden. Herkesi kendiniz gibi söz de okumuş şarlatanlardan mı sanıyorsunuz? Müslümanlara yönelik olarak: "Adem'in bir organı -mesela penisi, ki meselaya bile gerek yok, Müslümanın aklına hemen o gelir zaten- eksik olsaydı biz olmazdık." deseydin, en cahil, en geri zekali Müslüman bile şıp diye anlardı.

Sorum şu Sayın Dr. Kemal: Bu devasa evren bir protein bile oluşturamaz ise, bir protein kadar bile maddı varlığı ve dolayısıyla beyni olmayan, yani beyinsiz olan Allah/Tanrı/Akıllı Tasarımcı vb. adı/adları olan, kendi olmayan varlıksız varlık bırakın doğayı/evreni bir protein yaratabilir mi???

Bilimde genel bir kural vardır: Doğada karşılığı/referansı olmayan hesaplar ve teoriler yanlıştır.

Evet, bu hücre ve /veya protein konusunda ya doğa yanlış, ya da doğaya (doğada var olan bir gerçeğe aykırı) hesap yanlıştır.

Hangisi???

Doğanın yanlışı, yanılgısı demek: Tanrının yanlışı, yanılgısı demektir.

Evrenin oluşumunu açıklayan "Büyük Patlama" söz konusu olunca evrimli oluşuma "Yaradılış" diye iman edeceksiniz, aynı şey canlılar için söz konusu olunca bunu açkılayan veya açıklamaya çalışan "Evrim Teorisine", "Ateizm" diye küfredeceksiniz.

Ben de böyle bir iki yüzlülük, sahtekarlık, şarlatanlık yaparsam, siz de bana sıraladığım bu kavramları rahatlıkla kullanabilirsiniz. Gıkımı da çıkaramam, çünkü hak etmiş olurum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...