Jump to content

Recommended Posts

Hitler dindar apolojistlerin iddialarının aksine ateist değildi. O ateist ve özgür düşünce derneklerini yasakladı ve düzenli olarak "ateistik" ya da "tanrısız akımlar" aleyhinde konuştu. 24 Ekim 1933’de Berlin’de yaptığı bir konuşmada Hitler, ateizmin "kökünü kazıma" niyetini beyan etti:

“Biz halkın bu inanca ihtiyaç duyduğuna ve talep ettiğine ikna olduk. Bu nedenle ateistik harekete karşı mücadeleyi üstlendik, ve bu sadece birkaç teorik deklarasyonla değil: biz onun kökünü kazıdık.” (Norman H. Baynes, ed., The Speeches of Adolf Hitler, April 1922-August 1939. Vol. 1. Oxford: Oxford University Press, 1942, p. 378.)

OD4KCqU.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Seküler okullara asla göz yumulamaz, çünkü bu tür okullar hiçbir dini eğitim vermez, ve genel ahlaki eğitim dini bir temel olmaksızın hava üzerine inşa edilmiştir; sonuç olarak, tüm karakter eğitimi ve din imandan türetilmelidir… bizim inanan insanlara ihtiyacımız var." Hitler, 26 Nisan, 1933, 1933 yılında Nazi-Vatikan Antlaşmasına yol açan müzakereler sırasında.

16pLitt.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Biz ulusal bir hükümet olarak bize verilmiş olan görevi yerine getirmek için, sadece Tanrı'ya, vicdanımıza ve Ulusumuza sadakat yemini ederek milletin lideri olarak belirlendik. Ulusal hükümet, onun sıkı koruması altında, Hristiyanlığı kolektif ahlakımızın temeli ve aileyi Ulusumuzun ve devletimizin çekirdeği olarak alacaktır."

- - Adolf Hitler, 1 Şubat 1933 tarihinde, ilk kez Şansölye olarak Alman ulusuna hitap ederken

cGGRwOX.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hitler'in Kilise ve Devlet ilişkisine dair görüşlerinden alıntılar:

Tb8mxh2.jpg

"Nasyonal Sosyalizm Hristiyan Kiliselerini devlet koruması altına almayı kararlaştırdığını her zaman teyit etmiştir. Kilise ve Devletin benzer şekilde varlığını haklı çıkarabilecek belirleyici faktör insanların ruhsal ve bedensel sağlığının bakımıdır, bu sağlığın tahrip edilmesi hem devletin hem de Kilisenin sonu anlamına gelirdi. Benim samimi düşüncem, tabi Almanya için de, Devletin ve kilisenin görev alanları konusunda, kendi özgür düşünceleri ile son bir açıklamaya / düzenlemeye gitmelidirler."

- - Adolf Hitler, 22 Temmuz (1933) günü telsiz üzerinden, Protestan Kilisesi Seçimi'nden önceki akşam

"Vatikan'ın yeni Almanya ile bir antlaşmayı sonuçlandırdığı gerçeği Nasyonal Sosyalist devletin Katolik Kilisesi tarafından onaylandığı anlamına gelir. Bu antlaşma Nasyonal Sosyalizmin [Nazizmin] dine düşman olduğu iddiasının bir yalan olduğunu açıkça ve su götürmez bir şekilde bütün dünya gösterir."

- - Adolf Hitler, 22 Temmuz 1933, Nazi Partisi ile temas (John Cornwell'in "Hitler'in Papası"ndan alıntılandı)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
  • 9 months later...

Bazı kaynaklara göre Hitler, Hristiyanlık aleyhtarı bir Neopagan idi.

Mesela;

"Din meselesinde kasıtlı yalan Hristiyanlıkla dünyaya tanıtıldı... En iyisi Hristiyanlığın doğal bir ölümle ölmesine izin vermektir... Hristiyanlık hasta beyinlerin bir icadıdır... Hristiyanlık saçmalık zirvesine ulaşmıştır... Ve bu yüzden günün birinde onun yapısı çökecektir... Hristiyanlıktan kurtulmanın tek yolu onun yavaş yavaş ölmesine izin vermektir... Gelecek 200 yıl içinde çağımız Hristiyanlık hastalığının sona erişini görecektir."

Hitler'in Sofra Sohbetleri 1941-1945 Özel Konuşmaları

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hitler bugun illuminatinin de yapmaya calistigi seyi yapti:ust insani ve irki uretmek.Lucifere sadik ust insanlar..Koyunlar olsundu.Dunyada sadece bunlar olacakti.Bu yolda yapilanlar:yapay depremler savaslar vs.Nepal depremi de bunlardan birisi.Inanir misiniz inandigim kitabin adiyla konusuyorum Arkadasim 21 nisanda 24 nisanda haarpla bir deprem uretilecegini bildi.Ondan once de bilmisti.

Dunyada neler olup bitiyor bi bilseniz.Hitler de bunlardan biriydi iste.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 months later...

"Katolik Kilisesi 1500 yıl boyunca Yahudileri baş belâsı kabul etti, onları gettolara soktu, vs., çünkü Yahudilerin ne mal olduklarını biliyordu. Ben bu ırkın temsilcilerinin devlet ve kilise için öldürücü olduğunu farkettim ve dolayısıyla onları okulların ve kamu işlevlerinin dışına iterek belki de Hristiyanlığa büyük bir hizmet yapıyorum."
Adolf Hitler, 26 Nisan 1933

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ORTADOĞUdayız. Çok tekrarlanan, gerçek sahibi net olarak belli olmayan Coğrafya kaderdir lafının yaşanan her saniye kendisini hissettirdiği topraklardayız.

Burada kurulan her rejim ayakta durabildiği ölçüde kutsaldır. Burada sahne alan her yönetici de kendi kurduğu kutsal yapının başrahibidir.

Bu coğrafyaya aniden yeni bir aktör girdi. Vladimir Putin.

Kendinden öncekilerin tamamının önüne geçti. Tıpkı Karacaoğlanın şiirini türkü yapan merhum Cem Karacanın Kim var imiş biz burada yoğ iken diye bağırdığı gibi.

* * *

Şeyh uçmaz, müritleri uçurur.

Hikâyeler üretilir. O hikâyelerin tartışılmayan mantığıyla lider yüceltilir. Öve öve kutsal öküz edilir, boynuzu dokuz edilir.

Sonra Hz. Musanın anlattıklarını unutup, kendilerine som altından boğa heykeli şeklinde yeni bir tanrı icat eden o kavmin yaptığı gibi, kendi elleriyle yaratılan ilah-lidere tapınılır. (Bakınız: Nasır, Saddam, Kaddafi)

Vladimir Putinin gölgesi Suriye üzerinden Mezopotamyaya uzanırken, tevatürü de ardından geldi.

MÜSLÜMAN PUTİN

Putinin babası aslında Müslümanmış. Delil mi istiyorsunuz? Aha bu da delili olsun. Rivayet Irakın Sünni kanadından geliyor.

Putinin ailesi Rusyanın İslam ile şereflenmiş ailelerinden biriymiş. Putin dünyaya geldiğinde babası çocuğuna Abdülemir adını koymuş. Zaman içinde bu isim Rusçanın hayata olan ezici etkisiyle Vladimir dile söylenir olmuş.

Irak ve Suriye coğrafyasının elinin altında Abdülemir Putin gibi İslamdan gelen bir lider varsa bu bölge halkı için piyangodur.

Abdülemir Putin, neresinden bakarsan bak, babası Müslüman kendisi Hıristiyan olan Hüseyin Obamadan iyidir.

Dikkat etmişsinizdir.

Tevatürün çıkışı ve oluşumu, İkinci Dünya Savaşı yıllarında gönlü Hitlerden yana olan bizim ahalinin inandığı tevatürlere benziyor.

Hitlerin çelik ordusu, duvarlarını yıktığı ülkeleri birer birer ezip geçerken bizim ahali kahvelerde, ellerindeki Karagöz gazetesinin yayınladığı savaş alanı haritalarından harekâtı takip ediyorlardı.

Okuması yazması olmayan bile, haritaya bakabildiği için kendini erkân-ı harp yani kurmay sayıyordu.

* * *

1940lı yılların kahvehane kurmaylarından her biri, birer Hitler gönüllüsüydü. Çünkü Hitler Müslümandı. Nereden mi biliyorlardı? Cahil olduğunuz aklınıza gelen bu sorudan bellidir.

Biz Birinci Dünya Savaşına Almanlarla birlikte girmedik mi? Bizim askerimiz ile Alman askeri Galiçya cephesinde, Ortadoğuda omuz omuza çarpışmadı mı?

İşte o vakitler bizim Haymanalı Mevlüt Efendi ile Hitler aynı çarşı hamamına gitmişler. Hitler boy abdesti alır gibi, kurnanın başına dikilip ayakta su dökünürken peştamalı kayıvermiş.

Çok affedersiniz maslahatı gözükmüş.

ŞEYİ SÜNNETLİYDİ

Gerisini Haymanalı Mevlüt Efendi de cepheden dönen diğerleri de yemin billah ederek söylüyor. Maslahatı sünnetliydi.

Yani Hitler gizli Müslümandı, ordusu Hıristiyan olduğundan, maazallah isyan ederler diye Müslümanlığını askerinden saklıyordu.

Şimdi siyaset sahnesinde gizli Müslüman Hitler yok, gizli Müslüman Abdülemir Putin var.

Onun dünyaya gelişine siyasi kader dedirtecek bir hikâyeyi de Hillary Clintonın kitabında bizzat anlattığı iddia ediliyor. Kitabın İngilizcesinden habersiz olduğumuz için doğru mu değil mi bilmiyoruz.

Tevatür şöyle.

Putinin asker babası cepheden izinli olarak ayrılıp yaşadığı şehir Leningrada gelir. Evine giderken hava akınlarında ölen sivilleri taşıyan bir kamyon görür. Ayağı kamyondan dışarıya sarkan ayaktaki kundurayı tanır.

Karısının da böyle bir ayakkabısı vardır. Aracı durdurup bakar ki o kunduranın sahibi kendi karısı.

Cenazeyi bizzat gömmek için izin ister ve alır. Kiliseye götürürken kadının belli belirsiz nefes aldığını fark edip hastaneye koşar. Hayata döndürülen o kadın, savaştan sonra hamile kalıp 1952de Abdülemir Putini doğurur.

* * *

Size tuhaf gelebilir ama Ortadoğu denen coğrafya, o topraklarda yaşayanların kromozomlarına binlerce böyle tuhaf hikâyenin genlerini işlemiştir.

......

Selahattin Duman, Hürriyet

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hitler Hristyan değildi. Zİra bir çok fikri Hristyanlıkla çelişkiliydi. Fakat dinlere Sovyetler kadar da mesafeli değildi. Kendisi Pagan ya ateist ola bilir.

Riçard Evansın yazdıyor ki, 1941 de alman nufusunun 1.5 % ateistti fakat en katı nasistler de onlardı.

Fakat katolikliği öven, islamı daha çok öven sözleri de var. Hristiyanlıkda başarısız olmuş "Alman Hristyanlığı" gibi reformist hareketleri de var.

Onun için kesin bir söz demek imkansız. Fakat Paganizm, deizm ya ateizm üçlüsü daha çok akıla yatkındır. Zira Hristiyan biri islamı daha çok beğenmez, ya müslüman biri hristiyanlıkta reform yapmak istemez. Şunları yapmışsa demek ki, bu iki dine mesafeli olmuş.

tarihinde azer mustafayev tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...