islam neden yanlis anlasiliyor?

[zeus- 0]

İslam yanlış anlaşılmıyor. yanlış anlatılıyor. Özellikle yanlış anlatılan bir dindir İslam. İslam dinini doğru şekilde anlatanları çesitli iftira ve oyunlarla irtibarsızlaştırıp öldürmüşlerdir. Mealleri boş ve anlaşılmaz veya yüzeysel manaları ile insanlara sunmuşlardır. Kuranı bir insanın yazmış olduğu bir kitapmış gibi bir izlenim oluşturmak için manalarını meallerle sabitleştirmişlerdir. Dolayısıyla bunca oyun ve entrikadan sonra İslam olmayan bir islamı bizlere sunup yaşatmaktadırlar.

çünkü İslamdan ve gerçek alimlerinden korkmaktadırlar. Bütün dünya islama bu korkularından dolayı savaş açmıştır bugün. çünkü islam ve kuranın derinlerinde gizlenen bilimler ve henüz adının dahi koyulmamış bilim dallarının ortaya çıkmasından bütün dünya korkmaktadır.

Müslümanların uyanıp soru sormalarından ayetlerin manalarını sorgulamalarından onlarda gizlenen sırları ortaya çıkarmalarından korkmaktadırlar. Kurulan dünya düzeninde insanların modern kölelikten ve yaşanan karanlık çağdan çıkmasından korkmaktadırlar.

Onun için islam ülkeleri de dahil olmak üzere bile bile islam yanlış anlatılıp uygulanmış ve yine kasıtlı olarak bilimden uzak bir din olarak gösterilmiştir.

İslamın yanlış anlaşıldığı yok. Bugün İşid cariye( kadın köle) satıyor. Neden kuranda yazdığı için

İslamda Cariye (Kadın Köle)

Müminun Suresi 6 Ayet - Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu cariyeleri hariç. Bunlarla ilişkilerinden dolayı kınanmış değillerdir.

Ahzab Suresi 52 Ayet - Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.

Nisa Suresi 24 Ayet - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ahzab Suresi 50 Ayet - Ey peygamber! Biz bilhas sa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir.

Nur Suresi 32 Ayet - Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin.

[upuaut 0]

KURAN'ın yanlış anlaşılmasının en başta gelen nedeni, KURAN'ın ESKi ve YENİ AHİTLER'in tüm detaylarından arındırılıp tamamen hikaye formunda ele alınmasıdır. Eh, haliyle KURAN'ı okuyan kişiler, hikayelerin içinden çıkamadıklarından KURAN, dolayısıyla İSLAM anlaşılmıyor, diyorlar. Oysa KURAN'daki bir konuyu ESKi ve YENİ AHİTLER'e bakarak okusalar, vaziyet-i umumi hemen anlaşılacak!

Hemen güzel bir örnek vereyim.

Örneğin, KURAN'daki YUSUF ve MUSA hikayelerini okuyanlar, YUSUF ve MUSA'nın farklı dönemlerde yaşamış olduklarını zannederler. Oysa TEVRAT her ikisinin de aynı dönemde (RAMSES II dönemi) yaşamış olduklarını söyler bize!

Biliyorum; bu örnek sizi şaşırtabilir ama gerçek budur!

NOT. Sözkonusu bu Firavun'un adı Mısır dilinde "RAMESES" şeklinde iken TEVRAT'ta "ROMSS" şeklinde geçer.

[Ben Masumum 0]

mesela adama soruyorsun islamdan dönmenin cezası ne diyorsun, kafasının kesilmesi diyor, peki ışid in kestiği mürted kafalarına ne dersin diyorsun, ışid islam düşmanı gerçek islam bu değil diyor.

ışid in yaptığı her şeyi tek tek sor, bu islanda var mı de, evet der, peki ışid dersin hayır ışid yanlış islam der.

[Desert Wind 0]

KURAN'ın yanlış anlaşılmasının en başta gelen nedeni, KURAN'ın ESKi ve YENİ AHİTLER'in tüm detaylarından arındırılıp tamamen hikaye formunda ele alınmasıdır. Eh, haliyle KURAN'ı okuyan kişiler, hikayelerin içinden çıkamadıklarından KURAN, dolayısıyla İSLAM anlaşılmıyor, diyorlar. Oysa KURAN'daki bir konuyu ESKi ve YENİ AHİTLER'e bakarak okusalar, vaziyet-i umumi hemen anlaşılacak!

Hemen güzel bir örnek vereyim.

Örneğin, KURAN'daki YUSUF ve MUSA hikayelerini okuyanlar, YUSUF ve MUSA'nın farklı dönemlerde yaşamış olduklarını zannederler. Oysa TEVRAT her ikisinin de aynı dönemde (RAMSES II dönemi) yaşamış olduklarını söyler bize!

Biliyorum; bu örnek sizi şaşırtabilir ama gerçek budur!

NOT. Sözkonusu bu Firavun'un adı Mısır dilinde "RAMESES" şeklinde iken TEVRAT'ta "ROMSS" şeklinde geçer.

Hocam Tevrat'ta Yusuf ile Musa arasında 600 yıl var denmiyor muydu?

[Bilimsever Türk 0]

Lan o değil de İslam araştırmalarında çok tartışmalar var.Yok o çeviri hatası falan diye.Hristiyanlık'ta falan neden yok ya da etkisini göremiyoruz?Yoksa Reform ile etkisi kalktı mı bunların ?

[Desert Wind 0]

Lan o değil de İslam araştırmalarında çok tartışmalar var.Yok o çeviri hatası falan diye.Hristiyanlık'ta falan neden yok ya da etkisini göremiyoruz?Yoksa Reform ile etkisi kalktı mı bunların ?

Nasıl yok .Yehova Şahitleri,mormonlar,Son Zamanlar Azizler Kilisesi falan hep İncil'i kendilerine göre çevirir.Çeviri hatası derler veya yorum hatası.

Eylül 22, 2015 tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi

[zeus- 0]

Nasıl yok .Yehova Şahitleri,mormonlar,Son Zamanlar Azizler Kilisesi falan hep İncil'i kendilerine göre çevirir.Çeviri hatası derler veya yorum hatası.

Mormon ve Yehova Şahitleri farklı dindir aynı İslam gibi kendi peygamberleri vardır.

Eylül 22, 2015 tarihinde zeus- tarafından düzenlendi

[upuaut 0]

"TEVRAT'a göre YUSUF ile MUSA aynı Hanedanlık döneminde yaşamışlardır, hatta RAMSES II döneminde yaşamışlardır!"

TEVRAT'taki YARATILIŞ kitabında şöyle bir ayet geçer:

47:11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; Firavun'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

Beni bilirsiniz, Eski Mısır Tarihi meraklısıyımdır. Ama araştırmalarımın yoğun olduğu Hanedanlık, dolayısıyla uzmanı olduğum dönemi Eski Krallık Hanedanlık Dönemi'dir. Bundan önceki dönem ise Hanedanlık Öncesi Dönem (ki televizyonlarda filmi gösterilen "Akrep Kral" bu dönemde yaşamıştır) ve ondan öncesi de Tanrılar Dönemi (Zep Tepi)'dir. Yani araştırma yaptığım dönem Eski Mısır'ın hakikaten en zorlu dönemi olup, arkeolojik kayıtlar son derece azdır.

Fakat Yeni Krallık Hanedanlık Dönemi böyle değildir; sürüyle arkeolojik kalıntı vardır. RAMSES II dönemi sadece bu dönemin değil, tüm zamanların en iyi bilinen dönemidir. İşte YARATILIŞ (GENESIS) (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=41&mc=1&sc=4) kitabındaki 37-50 bölümünde anlatılan YUSUF'un hikayesi ve Mısır'dan Çıkış (Exodus) (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?mc=1&sc=55)'taki MUSA'nın hikayesi aynı Firavun döneminde geçtiği anlatılır. Bunu KURAN'dan görmeniz mümkün değildir; çünkü KURAN, YUSUF ve MUSA'nın hikayelerini TEVRAT'takine göre her türlü detaydan arındırılmış olarak yalnızca hikaye şeklinde ele alır.

Şimdi hiç suya sabuna dokunmadan, yani detaya girmeden doğrudan şu ayetlere bir bakalım:

GENESIS 47:11 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=51&mc=1&sc=4). Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; Firavun'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

EXODUS 1:11 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?mc=1&sc=55). Böylece Mısırlılar İsrailliler'in başına onları ağır işlere koşacak angaryacılar atadılar. İsrailliler Firavun için Pitom ve Ramses adında ambarlı kentler yaptılar.

EXODUS 12:37 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=67&mc=1&sc=55). İsrailliler kadın ve çocukların dışında altı yüz bin kadar erkekle yaya olarak Ramses'ten Sukkot'a doğru yola çıktılar.

NUMBERS 33: (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)3 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124).İsrailliler Fısıh Kurbanı'nın ertesi günü - birinci ayın on beşinci günü - Mısırlılar'ın gözü önünde kıvançla Ramses'ten yola çıktılar.

NUMBERS 33: (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)5 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124).İsrailliler Ramses'ten yola çıkıp Sukkot'ta konakladılar.

Bu ayetlerin hepsinde "RAMSES" adlı bir antik yerleşim yerinden söz ediliyor. Burası RAMSES II (M.Ö. 130-1212) (https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Ramses) döneminde Mısır'ın başkenti idi. Daha önceden başkent TEB ve daha sonra da TANİS idi. Gerçi, RAMSES II'nin babası SETİ I'in babası RAMSES I burada bazı yapılar yaptırdı ama bu yerleşim yerinin adının "RAMSES" olması RAMSES II döneminde olmuştur. Bu yüzden RAMSES II'ye "Büyük RAMSES" denilmektedir. Yani isim karmaşışına düşüp yanılmayınız!

RAMSES II döneminde Mısır'a başkentlik yapmış bu antik yerleşim yerinin orijinalde adı "Pi-Ramases (RAMSES'in Evi) (https://en.wikipedia.org/wiki/Pi-Ramesses)"tir ve Nil deltasının doğu tarafında yer alır.

Burada,

NUMBERS 33: (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)7 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124). Etam'dan ayrılıp Baal-Sefon'un doğusundaki Pi-Hahirot'a döndüler, Migdol yakınlarında konakladılar.

ayetindeki "Pi-Hahirot"a dikkat ediniz. Çünkü bu isim Mısır dilinden İbranice'ye geçmiştir.

http://www.islamic-awareness.org/Quran/Contrad/External/lower_egypt.jpg
Bu haritada "Pi-Rameses" adlı antik yerleşim yeri "Tell el-Dab'a (Avaris/Piramesse)" noktasıyla gösterilir.

Bilindiği üzere, delta Mısır'ın en verimli topraklarıdır ve yukarıdaki ayetlerden, GENESIS 47:11'de "ülkenin en iyi yerinde" ifadesi geçer. Fakat Nil deltasındaki toprakların verimli olduğu çok daha önceki dönemlerden beri biliniyordu. Örneğin, Eski Krallık dönemindeki 4. Hanedanlık'ta KHUFU, DJEDEFRE, KHAFRE, MENKAURE adlı Firavunların hepsi piramitlerini tam da deltanın başına, Nil'in batısında kurdular. Yukarıdaki haritada burası "Giza" olarak geçer. DJEDEFRE, diğerlerinden ayrı olarak piramitini yukarıdaki haritada "Abu Rowash" olarak geçen yerde yaptırıyordu!

Özetle, TEVRAT'taki YUSUF hikayesine ait GENESIS 47:11 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=51&mc=1&sc=4)'de ve MUSA hikayesine ait EXODUS 1:11 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?mc=1&sc=55), EXODUS 12:37 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=67&mc=1&sc=55), NUMBERS 33: (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)3 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124) ve NUMBERS 33: (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)5 (http://www.kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?id=157&mc=1&sc=124)'te geçen "RAMSES" adlı antik yerleşim yeri RAMSES II dönemine ait olup, YUSUF ile MUSA'nın aynı dönemde yaşadığı sonucu çıkmaktadır.

Peki siz bu sonucu KURAN'dan görebilir miydiniz?​

[Desert Wind 0]

Mormon ve Yehova Şahitleri farklı dindir aynı İslam gibi kendi peygamberleri vardır.

Hayır kendilerine ''İsa'nın gerçek izleyicileri'' derler. Hristiyanlar yani.

[ulak 0]

Tabii öyledir canım! Suç hiç İslam'ın kendisinde değildir, hep birileri yanlış anlatır.

Peki sen nereden biliyorsun yanlış anlatıldığını? Arabın putu bunu sana bizzat kendisi mi söyledi?

Bir de bu İslam'ın yanlış anlatıldığı şeklindeki iddiayı ileri sürenler aynı zamanda Kuran'ın korunduğunu, asla değiştirilemeyeceğini söylerler. Ulan madem isteyen istediği gibi anlatıyor bu dini, ne demeye Allah Kuran'ı koruyor diyorsunuz?

Şu lafı söyleyen birisi süzme maldır, yoksa böyle salakça bir iddiayı kim ortaya atar?

Yahu gel de gülme, gizli bilimler varmış, ayrıca bir de henüz adı bile konmamış bilim dalları varmış ve bunların ortaya çıkmasından bütün dünya korkmaktaymış! Bütün dünya korktuğuna göre şeytani, pür kötülük içeren bilimler olmalı yoksa faydalı bir şey olsa dünya neden korksun ki?

İşte tipik müslüman kafası, adamlar mağara devrinde kalmışlar, kendilerine din adına anlatılan şeyler ne kadar saçma, mantıksız ve aptalca olursa olsun farketmez, bunlar düşünmeden inanır.

Bir de bu İslam'ın yanlış anlatıldığı şeklindeki iddiayı ileri sürenler aynı zamanda Kuran'ın korunduğunu, asla değiştirilemeyeceğini söylerler. Ulan madem isteyen istediği gibi anlatıyor bu dini, ne demeye Allah Kuran'ı koruyor diyorsunuz?

bunu Ben demiyorum. bu sorunu cevabı simdi kimsenin hoşuna gitmeyeceği için cevabını bulmayı size bırakıyorum. eğer cevabını bulamazsanız

bu soruya veya bu ayetle yani kuranı koruyan biziz neler anlatılmak istendiğine önümüzdeki yıllarda bizzat Kuranın kendisi cevap verecektir ve kendisi kendisini anlatacaktır. Çünkü Kuranda hayat sahibi ve canlıdır. Onun için zamanın bir önemi yoktur. Kendisini dinlemeye hazır olan. insanlar olduğunda zaman, cahil olmaktan bıkan insanlar çoğaldığı zaman, Ayette dediği gibi karanlıktan aydınlığa çıkaran o dur. Yani karanlıktan aydınlığa çıkmak isteyen insanlar çoğaldığı zaman BÜTÜN ENGELLEMELERE RAĞMEN o kendini anlatır inş. O zaman bu yanlış anlaşılmalar ortadan kalkar.

[ulak 0]

Biz onu anlayamadık tanıyamadık bari o bize kendisini tanıtsın kendisini bize anlatsın...

Kuran hangi bilimlerden bahsediyor diyen ustat arkadaşla kısa hatırlatmalar.

Mesala melekleri ikişer üçer kanatlı...yarattık diye devameden bir ayet var. Bu ayetin derin manasında kuark veya kuant yapılarını oluşturan aynı yüklü iki üç veya daha fazla parçacığın nasıl bir arada bulunduğunu hangi güçlerle bir arada tutulduğunu ve üst yapıları yani atom oluşmunu oluşturacak yapıların nasıl meydana getirdiği anlatılırken İnsanların bu ilimlerden nasıl faydalanacağı anlatılırken basit bir mealle melekler şu kadar kanatlıdır deyip çıkmışlar için içinden.

zaten az aklı olan sorar ışık hızında hareket eden bir varlık Hristiyan veya diğer bazı dinlerde betimlenen gibi kuş kanadını ne yapsın. Ona ne ihtiyacı var. Mecazi anlatımlar bu güne kadar hep gerçekmiş gibi anlatılmış. Altınnda sırlar gizlenmiş.

Daha basiti insanlar organ nakli yapıyor. o organ bedene uyum sağlayamadığından kısa sürede bozuluyor. Bunun cevabını Allahü Teala Kuranda veriyor. Levh-i Mahfuz ile ilgili ayetlerde. Kısa diyor ki her insan gibi her yaratılan gibi senin organlarında canlıdır. Kendilerince yaşadığı bir alem vardır. Beninde görev onlara verildiğinde bedeninin özelliklerine göre kendine bir hafıza bir bilgi bankası oluşturur ve o şekilde bedeninde sana hizmet eder. Her şey insan için yaratılmıştır bir başka meali.

Başka bir bedene nakledildiğinde kendisindeki bilgilerle o bilgilerin büyük çoğunluğu çakıştığı için uyumsuzluk meydana geliyor. O şeyi düşman olarak görüp savunmaya geçiyor. bunu da çeşitli bağışıklık ilaçları ile engellemeye çalışıyorlar.

bunu çevabını Kuran,

zamanımıza da bakar dedik ya; veriyor. o organı yeni bedene nakil etmeden önce hafızasını silin. böylece o organ böbrek, her ne ise yeni bedeni içinde yeni görevleri için yeniden eğitilir ve o bedenin bir parçası olur. Ana yapı tarafından dışlanmaz. milyonlarca insanın derdine çözüm olur.

Bunu da temelleri yeni yeni atılan Kuranın ayrıntıları ile anlattığı biyoelektronik bilimi ile yapılacağına işaret ediyor.

Daha sonra insanların kendi organlarını nasıl üreteceğinin de işaretleri veriliyor. Bunları gören var mı? İşte çok çok az kişi. İslamdaki en büyük ibadet aslında Kuranı yaşam yani içinde bizim yaşadığımız fizik alem de sergilemektir. İslama ve insana en büyük hizmet budur.

Boyutlar ve bu boyutlar arası geçiş kapıların nasıl kullanılacağı neyse kısa anlatacaktım. daha sayısız bilimlerin anlatıldığı bir kitap ki. Bu bilimleri çözüp anlayanlara insanlar evliya demiş hallerine keramet demişler aslında hepsi bir bilim dalı. Ve yine kendileri müslümanım diyenler tarafından öldürülmüş. Yani bir çok ayetin manası meallerde bize sunulan manalarla yakından uzaktan alakası yoktur. Bir kaç kişiye yazdırılmış manalara insanların aklı hapsedilmiştir. Yine o ayet Sizleri karanlıktan aydınlığa çıkaran o dur.

Böylece insanlar islama ısınamıyorlar neden derseniz? İslamın aslı sizin iç aleminizde, dış alemde karşılaştığınız şey iç aleminizdeki bilgilerle uyum sağlamayınca yani karanlığı görünce kabul etmiyorsunuz. siz aydınlıksınız aydınlığı arıyorsunuz. Ama onu bulamıyorsunuz aynı yukarıdaki organ örneği gibi ana yapınız ona savaş açıyor onu dışlıyor. Çünkü Kuranın asıl hali zaten sizin içi aleminizde Dna larınızda kayıtlı.

bu çakışmadan dolayı ya kabul edilmiyor yada yada masallar ile kendimizi avutuyoruz (bağışiklık ilaçları gibi) yada inkara gidiyoruz. bu da başka bir açıklama.

Tekrar söylüyorum insanların sergiledikleri sözde ayetin manalarına dayandığı uygulamalarını İslamla yakından uzaktan alakası bile olmayan uygulamaları islammış diye bize sunulmaya çalışılıyor. O mana kuranın ne o uygulama islamın.

[Desert Wind 0]

Biz onu anlayamadık tanıyamadık bari o bize kendisini tanıtsın kendisini bize anlatsın...

Kuran hangi bilimlerden bahsediyor diyen ustat arkadaşla kısa hatırlatmalar.

Mesala melekleri ikişer üçer kanatlı...yarattık diye devameden bir ayet var. Bu ayetin derin manasında kuark veya kuant yapılarını oluşturan aynı yüklü iki üç veya daha fazla parçacığın nasıl bir arada bulunduğunu hangi güçlerle bir arada tutulduğunu ve üst yapıları yani atom oluşmunu oluşturacak yapıların nasıl meydana getirdiği anlatılırken İnsanların bu ilimlerden nasıl faydalanacağı anlatılırken basit bir mealle melekler şu kadar kanatlıdır deyip çıkmışlar için içinden.

Ben böyle masal ne duydum ne anlattım.Helal olsun kardeşim.

Eylül 22, 2015 tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi

[engineer 0]

adamların kitabında 4 işlemle miras konusu bile çözülemiyor, yanlış olduğu ortada....

sonra kalk kuantumdan bahset ... yuh artık

[Yâdellerdeki Yurtdaş 0]

Mâdem ki, İslâm'ı yanlış anlatıyorlar; bu demektir ki, sen de İslâm'ı bilmiyorsun.

Soru: Hakkında, bilgi sâhibi olmadığın bir dînin üyesisin. Sen, nasıl bir akıl hastasısın, yahu! Hem dînin hakkında, hiç bir bilgin yok, hem de hakkında bilgi sâhibi olmadığın o dîni, ballandıra-ballandıra övüyorsun!

Git, bi tedâvi ol, ey budala!

[democrossian 0]

Böyle ulak gibi cahil çöl yağmacılarının uydurmalarını akla hayale gelmedik kulplar takarak bir botmuş gibi sunmak için canını dişine takan, palyaçoluğu, şarlatanlığı göze alan kişileri gördükçe hayretler içinde kalıyorum. Yahu bu manyakların zoru ne? İnsan kalkıp saçma sapan uyduruk zırvaları savunmak için niye böyle canını dişine takabilir?

Hayır tamam hurileri sonsuza kadar itmek için ama, komik olduğunu, bu kadar uydurmacılığın da fazla olduğunu göremez mi insan? Sonsuza kadar huri itme aşkı bu kadar aklı dumur edebilir mi?

İkisi bonus yetmişiki huri uğruna bu manyaklar bellerine bomba saracak kadar ileri de gidiyorlar. Dogmanın, bilimden uzaklaşmanın bu çağda insanı ne hale getirdiğinin apaçık kanıtı bunlar. Aydınlanma öncesi dogmatik olmak bir yere kadar mazur olabilir, bilinmiyor, bilim yok. Ama aydınlanma çağında dogmatik olmak insanı insanlıktan çıkarır. Geri olmanın bu kadarı çok fazla olur. Bir kağnı trenle yarışırken kepaze olur tamam ama ultrasonik jetle yarışırsa bu kepazeliği filan aşar. Buna isim koymak zorlaşır. Cehalet çağında cahil olmanın mazereti belki olabilir ama aydınlanma çağında cahil kalmak nasıl affedilir olacak?

[Türk Torunu 0]

Nedense sadece islam yanlış anlaşılıyor. Hristiyanlığı, Yahudiliği, Budizmi, Şamanizmi hiç yanlış anlayan yok. Neden gerçek hristiyanlık bu değil, gerçek şintoizm bu değil, şamanizm yanlış anlaşılıyor gibi cümleler duyamıyoruz hiç?

[haci 0]

İslam neden mi yanlış anlaşılıyor?

Yanlış da ondan..

Yoksa İslam çok iyi anlaşılıyor...

[kavak 0]

Biz onu anlayamadık tanıyamadık bari o bize kendisini tanıtsın kendisini bize anlatsın...

Kuran hangi bilimlerden bahsediyor diyen ustat arkadaşla kısa hatırlatmalar.

Mesala melekleri ikişer üçer kanatlı...yarattık diye devameden bir ayet var. Bu ayetin derin manasında kuark veya kuant yapılarını oluşturan aynı yüklü iki üç veya daha fazla parçacığın nasıl bir arada bulunduğunu hangi güçlerle bir arada tutulduğunu ve üst yapıları yani atom oluşmunu oluşturacak yapıların nasıl meydana getirdiği anlatılırken İnsanların bu ilimlerden nasıl faydalanacağı anlatılırken basit bir mealle melekler şu kadar kanatlıdır deyip çıkmışlar için içinden.

zaten az aklı olan sorar ışık hızında hareket eden bir varlık Hristiyan veya diğer bazı dinlerde betimlenen gibi kuş kanadını ne yapsın. Ona ne ihtiyacı var. Mecazi anlatımlar bu güne kadar hep gerçekmiş gibi anlatılmış. Altınnda sırlar gizlenmiş.

Daha basiti insanlar organ nakli yapıyor. o organ bedene uyum sağlayamadığından kısa sürede bozuluyor. Bunun cevabını Allahü Teala Kuranda veriyor. Levh-i Mahfuz ile ilgili ayetlerde. Kısa diyor ki her insan gibi her yaratılan gibi senin organlarında canlıdır. Kendilerince yaşadığı bir alem vardır. Beninde görev onlara verildiğinde bedeninin özelliklerine göre kendine bir hafıza bir bilgi bankası oluşturur ve o şekilde bedeninde sana hizmet eder. Her şey insan için yaratılmıştır bir başka meali.

Başka bir bedene nakledildiğinde kendisindeki bilgilerle o bilgilerin büyük çoğunluğu çakıştığı için uyumsuzluk meydana geliyor. O şeyi düşman olarak görüp savunmaya geçiyor. bunu da çeşitli bağışıklık ilaçları ile engellemeye çalışıyorlar.

bunu çevabını Kuran,

zamanımıza da bakar dedik ya; veriyor. o organı yeni bedene nakil etmeden önce hafızasını silin. böylece o organ böbrek, her ne ise yeni bedeni içinde yeni görevleri için yeniden eğitilir ve o bedenin bir parçası olur. Ana yapı tarafından dışlanmaz. milyonlarca insanın derdine çözüm olur.

Bunu da temelleri yeni yeni atılan Kuranın ayrıntıları ile anlattığı biyoelektronik bilimi ile yapılacağına işaret ediyor.

Daha sonra insanların kendi organlarını nasıl üreteceğinin de işaretleri veriliyor. Bunları gören var mı? İşte çok çok az kişi. İslamdaki en büyük ibadet aslında Kuranı yaşam yani içinde bizim yaşadığımız fizik alem de sergilemektir. İslama ve insana en büyük hizmet budur.

Boyutlar ve bu boyutlar arası geçiş kapıların nasıl kullanılacağı neyse kısa anlatacaktım. daha sayısız bilimlerin anlatıldığı bir kitap ki. Bu bilimleri çözüp anlayanlara insanlar evliya demiş hallerine keramet demişler aslında hepsi bir bilim dalı. Ve yine kendileri müslümanım diyenler tarafından öldürülmüş. Yani bir çok ayetin manası meallerde bize sunulan manalarla yakından uzaktan alakası yoktur. Bir kaç kişiye yazdırılmış manalara insanların aklı hapsedilmiştir. Yine o ayet Sizleri karanlıktan aydınlığa çıkaran o dur.

Böylece insanlar islama ısınamıyorlar neden derseniz? İslamın aslı sizin iç aleminizde, dış alemde karşılaştığınız şey iç aleminizdeki bilgilerle uyum sağlamayınca yani karanlığı görünce kabul etmiyorsunuz. siz aydınlıksınız aydınlığı arıyorsunuz. Ama onu bulamıyorsunuz aynı yukarıdaki organ örneği gibi ana yapınız ona savaş açıyor onu dışlıyor. Çünkü Kuranın asıl hali zaten sizin içi aleminizde Dna larınızda kayıtlı.

bu çakışmadan dolayı ya kabul edilmiyor yada yada masallar ile kendimizi avutuyoruz (bağışiklık ilaçları gibi) yada inkara gidiyoruz. bu da başka bir açıklama.

Tekrar söylüyorum insanların sergiledikleri sözde ayetin manalarına dayandığı uygulamalarını İslamla yakından uzaktan alakası bile olmayan uygulamaları islammış diye bize sunulmaya çalışılıyor. O mana kuranın ne o uygulama islamın.

Sizlerin bir türlü kabullenemediğiniz mesele, kitabınızın insan ürünü olduğu gerçeği. Hal böyle olunca, küçük bir pireyi deve yapmakta, bir sakınca görmüyorsunuz. İçinizdeki akıllılar örneğin meleklerin kanatlarının sayısını, harbiden yazıldığı gibi anlamışlar ve kabul etmişler. Doğrusu da budur. Ama gel gör ki, diğerleri olmayan ineğin altında buzağı aramakaran bir türlü vazgeçmiyorlar.

Kitabınızındaki bilgiler, o devrin bilgilerinden ibarettir. Bu nedenle gözünüzde fazla büyütmeyiniz.

Eylül 23, 2015 tarihinde kavak tarafından düzenlendi

[ulak 0]

Mâdem ki, İslâm'ı yanlış anlatıyorlar; bu demektir ki, sen de İslâm'ı bilmiyorsun.

Soru: Hakkında, bilgi sâhibi olmadığın bir dînin üyesisin. Sen, nasıl bir akıl hastasısın, yahu! Hem dînin hakkında, hiç bir bilgin yok, hem de hakkında bilgi sâhibi olmadığın o dîni, ballandıra-ballandıra övüyorsun!

Git, bi tedâvi ol, ey budala!

Artık doğru anlatanları arıyoruz Televizyona çıkan dini basit bir hikayeymiş gibi anlatarak gerçekleri gizleyenlerden uzak durarak. Doğru bilgi insanın vicdanıyla kabul edebildiği bilgidir.

[ulak 0]

Ben böyle masal ne duydum ne anlattım.Helal olsun kardeşim.

Bu kadarcığına bile masal dersen daha bu sadece giriş bölümü diğerlerini duysan acaba ne desin masalın milyon kökümü ))