Jump to content

Benim tam bir müslüman olmama yardım edebilecek biri var mı?


Recommended Posts

matrix.

sorunu az çok anlıyorum. anlamaya çalışıyorum.senin de söylediğin gibi sorunun başlangıç noktasını yakalayamıyorum.

sen güzel izah etmeye çalışıyorsun sorunu.

sorunun başlangıç noktasını bulmada ittifak edersek, sırasıyla devam edebileceğiz.

peki bir deneme daha yapacağım.

inşallah isabet ederim.

sorunun başlangıç noktası şu soru mudur :

Kader ile cüz’-i ihtiyarî, nasıl uygun, uyumlu olabilir ?

bu mudur sorunun başlangıç noktası ?

aslında berguzar konuyu iyi takip ediyodu bir süre sonra kayboldu isyersen o iletileri bi oku

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 387
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

biliyorum.

sorunun başlangıç noktasını bir kere daha açıklar mısın?

2 deneme yaptım. bunlar değilse nedir sorun ?

anlaşıldı böyle olmayacak yöntemi değiştiriyorum

Sen kendini öğrenci yerine koy bende öğretmeninim sana sezon başında diyorumki seni çok iyi tanıyorum senin alacağın notları bildiğimden

karneni hazırladım değişmeyecek senin tepkin ne olur öğretmene inandığın ve güvendiğini var sayarak sınıfta kalma korkun olabilir mi?

(örneği kendi içinde ele alma Allah'ın imtihanında olan bizlerin Levhi Mahfuzda her şeyin kayıtlı olduğunu bilmesi gibi)

Link to post
Sitelerde Paylaş
anlaşıldı böyle olmayacak yöntemi değiştiriyorum

Sen kendini öğrenci yerine koy bende öğretmeninim sana sezon başında diyorumki seni çok iyi tanıyorum senin alacağın notları bildiğimden

karneni hazırladım değişmeyecek senin tepkin ne olur öğretmene inandığın ve güvendiğini var sayarak sınıfta kalma korkun olabilir mi?

(örneği kendi içinde ele alma Allah'ın imtihanında olan bizlerin Levhi Mahfuzda her şeyin kayıtlı olduğunu bilmesi gibi)

üniversite yıllarımda, nakşi tarikatından bir arkadaş bana şöyle bir hikaye anlattı. hikayenin kaynağı nedir bilmiyorum. beni ilgilendiren kısım hikayedeki çok çarpıcı bir vurguydu. belki bu hikaye senin sorun için doğrudan bir cevap değil. şimdi aklıma geldiği için sana yazmak istedim. çok kısa olarak hikayeyi aktarayım.

çok eski zamanda bir şeyh varmış. alnı secdeden kalkmaz, hep secde edermiş....

bu şeyhin bir müridi varmış. zamanla manevi alemde terakki ede ede öyle bir makama gelmiş ki, geldiği makam itibariyle manevi perde açılmış ve birde ne görsün :

şeyhini, cehennem alevleri arasında yanıyor olarak görmüş. hayretler içerisinde kalmış.

sürekli secdeye devam eden şeyhine bakıyoruş. bir de onun sonunun cehennem olduğunu düşünüyormuş. ve sonunda dayanamamış varmış şeyhine :

"efendim, ben sizi cehennem içerisinde gördüm." demiş.

hikayenin bu kısmına gelince aklıma senin sorun geldi. hani şu sene sonunda sınıfta kalacağı belli olan öğrenci gibi....

şeyh'in müridine verdiği cevap şöyle olmuş:

"ben, senin o gördüğün hakikatı, yıllar öncesinde görmüştüm. ve kendimin cehennemlik olduğunu gördüğüm zamandan bu zamana kadar hep secde ediyorum. çünki, elimden başka bir şey gelmiyor."

işte hikaye bu.

rivayete göre; hz. ömer (r.a.) şöyle bir dua etmiş :

"ey Allah'ım; eğer levh-i mahvuzda beni cehennemlikler arasında yazdıysan, rabbim; beni oradan sil ve cennetlikler arasına yaz "

şu dua ya bak.

şu samimiyete bak.

Allah ile aramda hangi kanun bağlayıcı olur ki;

Allah; dilerse, kendi yazdığı hükmü, yine kendisi siler ve yeniden yazamaz mı ?

Bunu kim engelleyebilir.

Eğer sen veya ben, cehennemlikler defterinde yazılı isek; Allah samimi bir dua sonucu o yazıyı silip yeniden yazamaz mı ?

Elbette yazar.

çünkü; uluhiyyetin en önemli bir özelliği "İSTİKLALİYET" tir. Mutlak özgür olmayan; İLAH olamaz.

ayette ne der :Fa'alen lima yurid" Yani "o dilediğini yapandır."

işte böyle sevgili matrix.

Bu konu hakkında İmam Ali nin KUMEYL duası içinde geçen bir bölüm var.

Sana onuda göndereceğim.

Allah cümlemize hidayet nasip etsin. AMİN.

tarihinde sehervakti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

SONUNDA anladın verdiğin örneklerde tamda soruyla alakalı ve bildiğim şeylerdi

Ama beni tatmin edememişlerdi çünkü Levhi mahfuzda yazılanlar DEĞİŞMEZ

Senin tüm hayatını dolayısıyla EDECEĞİN DUALARIDA bilerek sonladırılmış ve değişemez bir yazgıdır

Senin edeceğin duayı önceden Allah bilmiyormuyduda yazdı sonra sen edince değiştirsin gibi anlamsızlık ortaya çıkar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şeyin değişip değişmeyeceğine karar verecek tek güç vardır o da ALLAH tır. Bu yüzden "değişmez" ön yargısı mutlak anlamda doğru değildir. Bu sadece bizim bir kuruntumuzdur. Allah dilerse, her şey değişir. Çünki, tek sebep vardır kainatta. O da Allah'ın dilemesidir. "KUN FE YEKUN=Ol der ve olur".

Benim edeceğim dua ile Allah neden yazılı olan bir hükmü değiştirmesin. "O duayı edeceğimi biliyordu, ettirdi ve yazılı olan hükmü değişirdi" bilgisini de geri planda yazmasına ne engel olabilir ?

Şer'i hükümlerde de tarih sürecinde istediği şeyi değiştirmiştir.

Bir peygambere haram kıldığını, başka peygambere helal kılmıştır.

Bir zaman Kudüse yönelin derken başka zaman Kabe ye yönelin demiştir.

Şimdi; birisi şu itirazı yapsa; "Allah kabe ye yönelmemiz gerektiğini bilmiyomuydu ki, daha sonra peygamberin duası üzerine kıbleyi değiştirsin ?"

Böyle bir soru ne kadar saçma ise, kader konusunda da aynı soru o kadar saçmadır.

Bu noktada Allah'ı sınırlayacak kainatta kim vardır.

İSTİKLAL olmadan, ilahlık olamaz. Şeri hükümlerdeki bu kaide neden kader bağlamında geçerli olmasın.

tarihinde oguz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir şeyin değişip değişmeyeceğine karar cerecek tek güç vardır o da ALLAH tır. Bu yüzden "değişmez" ön yargısı mutlak anlamda doğru değildir. Bu sadece bizim bir kuruntumuzdur. Allah dilerse, her şey değişir. Çünki, tek sebep vardır kainatta. O da Allah'ın dilemesidir. "KUN FE YEKUN=Ol der ve olur".

Benim edeceğim dua ile Allah neden yazılı olan bir hükmü değiştirmesin. "O duayı edeceğimi biliyordu, ettirdi ve yazılı olan hükmü değişirdi" bilgisini de geri planda yazmasına ne engel olabilir ?

Şer'i hükümlerde de tarih sürecinde istediği şeyi değiştirmiştir.

Bir peygambere haram kıldığını, başka peygambere helal kılmıştır.

Bir zaman Kudüse yönelin derken başka zaman Kabe ye yönelin demiştir.

Şimdi; birisi şu itirazı yapsa; "Allah kabe ye yönelmemiz gerektiğini bilmiyomuydu ki, daha sonra peygamberin duası üzerine kıbleyi değiştirsin ?"

Böyle bir soru ne kadar saçma ise, kader konusunda da aynı soru o kadar saçmadır.

Bu noktada Allah'ı sınırlayacak kainatta kim vardır.

İSTİKLAL olmadan, ilahlık olamaz. Şeri hükümlerdeki bu kaide neden kader bağlamında geçerli olmasın.

Levhi Mahfuz'un değişmesiyle Allah'ın koyduğu kuralların zaman ve şartlara göre değişmesi bir değil

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> Çünki, tek sebep vardır kainatta. O da Allah'ın dilemesidir. "KUN FE YEKUN=Ol der ve olur".

O zaman bu allah denen şerefsiz, 17 aylık bebeklere tecavüz edilirken, neden oturup seyretmektedir?

bu soruyu daha öncede sordun. çok sinirlerim bozuldu. büyük bir iftira ve zulmü söylediğin için. cevap vermek istedim ama vazgeçtim.

ey arkadaş. eğer samimi isen; yüce yaratıcıya küfretmemek şartıyla, 17 aylık çocuğuda senle tartışabilirim.

çünki, kendi kendime dedim ki; "bu adam yüce Allah'a küfretmiyor aslında. Ona bu sözü söyleten, kalbindeki vicdan ve adalet duygusudur. Demek ki, güzellik namına kalbinde hala birşeyler kalmış olabilir. Öfkesinin kaynağı budur."

eğer küfretmeyi bırakırsan sana 17 aylık bebeğin durumunu izah ederim.

ev evvel üstteki sözünü geri al. ve sohbete başlayalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir şeyin değişip değişmeyeceğine karar verecek tek güç vardır o da ALLAH tır. Bu yüzden "değişmez" ön yargısı mutlak anlamda doğru değildir. Bu sadece bizim bir kuruntumuzdur. Allah dilerse, her şey değişir. Çünki, tek sebep vardır kainatta. O da Allah'ın dilemesidir. "KUN FE YEKUN=Ol der ve olur".

Bir şeyi değiştirdiği zaman onu değiştireceğini ezelden beri bilir mi, bilmez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Levhi Mahfuz'un değişmesiyle Allah'ın koyduğu kuralların zaman ve şartlara göre değişmesi bir değil

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

işte yine kendi kurallarımızla Allah'ı sınırlandırmya çalışıyoruz.

Allah, hiçbir şey ile sınırlanamaz. Mutlak İSTİKLAL sahibidir. Dilediğini yapar. Ol der olur.

Bu önyargıyı bir kenara bırakmazsak doğruyu bulamayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
O zaman bu allah denen şerefsiz, 17 aylık bebeklere tecavüz edilirken, neden oturup seyretmektedir?

senin burda yazdığın iğrenç ifadene bile müdahale etmemesi O'nun sabrının ne kadar geniş olduğunun göstergesidir..

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
işte yine kendi kurallarımızla Allah'ı sınırlandırmya çalışıyoruz.

Allah, hiçbir şey ile sınırlanamaz. Mutlak İSTİKLAL sahibidir. Dilediğini yapar. Ol der olur.

Bu önyargıyı bir kenara bırakmazsak doğruyu bulamayız.

Levhi Mahfuz'un değişmesiyle Allah'ın koyduğu kuralların zaman ve şartlara göre değişmesi bir değil

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

Kendi kurallarımızla Allah'ı sınırlamıyoruz dilediğini yapar mantığıyla o zaman cennetlikleri cehenneme atar adaletsizlik yapar

vadindende döner diye bilirmiyiz tabiki hayır onun bize anlattıklarıyla yapmıyacağı şeyleri söyleyebiliyoruz

onlardan biride ilminin değişmeyeceği ve dolayısıyla sonumuzun belli olduğu

Link to post
Sitelerde Paylaş
Levhi Mahfuz'un değişmesiyle Allah'ın koyduğu kuralların zaman ve şartlara göre değişmesi bir değil

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

Kendi kurallarımızla Allah'ı sınırlamıyoruz dilediğini yapar mantığıyla o zaman cennetlikleri cehenneme atar adaletsizlik yapar

vadindende döner diye bilirmiyiz tabiki hayır onun bize anlattıklarıyla yapmıyacağı şeyleri söyleyebiliyoruz

onlardan biride ilminin değişmeyeceği ve dolayısıyla sonumuzun belli olduğu

adaletsizlik yapmak

vadinden dönmek

ile

dilediğini yapmak aynı şeyler değildir.

hem adil olup hem de vadinden dönmeyerek dilediğini yapar.

Allah'ın adil olduğuna ne ile karar veriyorsun ? Akli ve nakli bilgilerle karar veriyorsun değil mi ?

Dİlediğini yapmasına da hem aklen hem de naklen zorunlu olarak inanmamız gerekiyor.

Dilediğini yapması, yani İSTİKLAL sahibi olması ise herşeyi kapsar. Bu herşeyin içerisine ancak ve ancak "noksan sıfatlar" dediğimiz kötü işler dahil değildir.

Yani; her türlü noksan sıfattan münezzeh bir şekilde, her istediği şeyi yapar. Buna kati olarak inandıktan sonra sorun kalmaz ortada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
adaletsizlik yapmak

vadinden dönmek

ile

dilediğini yapmak aynı şeyler değildir.

hem adil olup hem de vadinden dönmeyerek dilediğini yapar.

Allah'ın adil olduğuna ne ile karar veriyorsun ? Akli ve nakli bilgilerle karar veriyorsun değil mi ?

Dİlediğini yapmasına da hem aklen hem de naklen zorunlu olarak inanmamız gerekiyor.

Dilediğini yapması, yani İSTİKLAL sahibi olması ise herşeyi kapsar. Bu herşeyin içerisine ancak ve ancak "noksan sıfatlar" dediğimiz kötü işler dahil değildir.

Yani; her türlü noksan sıfattan münezzeh bir şekilde, her istediği şeyi yapar. Buna kati olarak inandıktan sonra sorun kalmaz ortada.

sorudan kaçıyorsun

Allah'ın yapamayacağı(yapmıyacağı)şeyleri yazdık adaletsizlik vadinden dönme nerden biliyoruz kendi iddaası

Aynen bunun gibi ilminin ezeli olduğunu daha dünyaya gelmedende cehennemlik ve cennetlikleri ayırıp sınıflandırabileceğini

bildiğimiz halde nasıl dünyada yaşarken ediceğimiz dua ile levhi mahfuzda yazdığını değiştirebileceğini iddaa ediyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

"ezel" denilen kavramı hep kullanıyoruz.

ezeli ilimden, ezeli takdirden bajsediyoruz.

ezel nedir ?

çoğumuz zannediyoruz ki ezel ; geçmişe doğru uzanan bir silsilenin uç noktası. bu tariften sonrada ilmi ezeli, takdiri ezeli kelimelerine yanlış manalar veriyoruz, sonra da işin içinden çıkamıyoruz.

geçmişte bir uç noktada ezel kavramını tasavvur etmek, bir kere "ezel" kelimesinin manasına muhaliftir. Çünki ne kadar gidersen git, mutlaka o gittiğin noktadan da önce bir nokta olacaktır. o halde ezeli bulmak imkansızdır.

Halbuki "ezel" denilen kavram; hem geçmişi, hem geleceği hemde şu an ki hali kapsayan bir kavramdır. "ezel" de yazıldı demek; hem geçmişte, hem gelecekte hemde şu an "yazılması" manalarını da içine alan bir kavramdır.

tarihinde sehervakti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
anlaşıldı böyle olmayacak yöntemi değiştiriyorum

Sen kendini öğrenci yerine koy bende öğretmeninim sana sezon başında diyorumki seni çok iyi tanıyorum senin alacağın notları bildiğimden

karneni hazırladım değişmeyecek senin tepkin ne olur öğretmene inandığın ve güvendiğini var sayarak sınıfta kalma korkun olabilir mi?

(örneği kendi içinde ele alma Allah'ın imtihanında olan bizlerin Levhi Mahfuzda her şeyin kayıtlı olduğunu bilmesi gibi)

Sevgili matrixx:

Dışarı çıkmak zorunda kalmıştım adım burda ama kendim yoktum, şimdi geldim ve tane tane gidelim cevaplara....

Hayır öğretmen karneyi sınav bitene kadar asla hazırlamıyor ancak biliyor, bunlar farklı şeyler, lütfen iyi anlamaya çalışalım, bilmek ile yapmak yani hayata geçirmek farklı şeyler. Hani demiştik ya Tanrı kavramı için herşeye gücü yeten, bunu alabildiğince düşünmen gerek, bu yüzden her zaman öğretmenden yana ümitvar olmalısın, çünkü onun özünde istediği senin her koşulda sınıfını geçmen, birtek şartı var, sınıfı geçmek için seni gayretli görmesi yetecektir, iyi anla, gayretin yeter, bütün sorulara doğru cevap vermen değil, gayretin yetecektir....

Levhi Mahfuz'un değişmesiyle Allah'ın koyduğu kuralların zaman ve şartlara göre değişmesi bir değil

İslam alimlerinin levhi mahfuz dedikleri şeyin aslında tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor, sadece söyleyebileceğimiz tüm kainat yani tüm yaratılmış hakkındaki bütün bilginin olduğu kitap. Bunun içinde doğa yasaları, toplumsal olaylar, bireylerin akibeti vs vs hepsi dahil, ancak yineliyorum bilmek ile fiiliyata geçirmek ayrı şeyler, lütfen bunu iyi ayırt et...

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

İşte en çok yanıldığın nokta burası senin. Şu an ayeti hatırlamıyorum ancak bulunca söylerim, ama ayet şöyle der, hani rabbin sizden söz almıştı, şimdi bunu biraz açalım. Bu dünyadaki algı ile ahiret hayatındaki algı çok farklı ve biz bundan çok az haberdarız, hepimizin haberdar olması durumunda yeryüzünde hiçbir ateiste rastlamak mümkün olmazdı. O seni ilk olarak yarattığında yani şimdiki bu dünyada değil işte orda hepimizden söz alındı, beni tanıyacakmısın ben sizin Rabbinizmiyim diye ve hepimiz ona söz verdik tanıyacağımıza ilişkin ve bu söz üzerine sözümüzde durup duramayacağımız belli olsun diye yeryüzüne gönderildik. Ha diyebilirsinki ne gerek vardı, inan bu sorunun tek muhatabı kendisi, bunun cevabı yok varda biz bilmiyoruz. Sonuçta ilk başka hiç kimse ayırılmıyor şu cennetlik şu cehennemlik diye, biz sadece bu dünyada yaptıklarımızın karşılığını göreceğiz, onun haricinde onun bize cenneti ve cehennemi dayatması Tanrının tanımı ile çelişir zaten.. Israrla söylüyorum herşeyi bilmesi ile herşeyi kendisinin yapıp etmesi farklı şeyler...

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

Bunu nerden çıkardın, o her yerde, ben sana şah damarından daha yakınım diyor. Yine aynı şeyi söyleyeceğim bilmek ile fiiliyata geçirmek farklı şeyler, sen ölene kadar sana mühlet verilmiştir....

Kendi kurallarımızla Allah'ı sınırlamıyoruz dilediğini yapar mantığıyla o zaman cennetlikleri cehenneme atar adaletsizlik yapar

Kendi kurallarınla Allahı sınırlıyorsun, onun gücünü kavramaya çalış, her şeye gücü yeten, bu cümleyi iyi kavramaya çalış. Ve asla adaletsizlik yapmaz, çünkü bu onun kendi vaadi....

vadindende döner diye bilirmiyiz tabiki hayır onun bize anlattıklarıyla yapmıyacağı şeyleri söyleyebiliyoruz

Asla vaadinden dönmez, bu yüzden kuranda sürekli zikredilir, kimseye kıl kadar haksızlık yapılmayacak diye...

onlardan biride ilminin değişmeyeceği ve dolayısıyla sonumuzun belli olduğu

Yine aynı şeyleri söylüyorsun, sonun daha belli değil, nefes aldığın her an her şey değişebilir, ama bu tamamen senin önce senin istemenle alakalı bir durum. Sen onu tanımak ve bilmek istiyorsan sen ona bir adım gitsen o seni on adım kendine çeker, ancak onu tanımak istemiyorsan seni on adım kendinden uzaklaştırmaz, senin muradına uygun davranır, asla müdahale etmez.

Ancak buraya şunu da yazmadan edemeyeceğim. Allahın bizden yeryüzünde istediği tek şey kendisini tanımak, dürüst ve erdemli işler yapıp ölçülü ve dengeli bir şekilde yaşamaktır. Şimdi burda iki durum var dikkat edeceğimiz.

1) Bu tanıma uyan ateistlerin durumu ne olacak. Tabi bu benim kurandan çıkarımım. Bu tanıma uyan ateistleri Allah en son kendine çekecektir, çünkü bütün hayatları boyunca onun istediği şekilde yaşamışlar ancak onu tanımadan, onlara bu konuda yardım edecektir.

2) Birde bunu yapmayan ama Allaha inanıyorum diyen grup var, bunların durumu ne olacak? Orda da aynı şeyi ya da tam tersini savunabiliriz.

Özetle şunu diyebiliriz, Allah söze değil öze bakar, yani kişinin her eyleminde yaptığı samimiyete bakar....

Sevgiyle kalasın...

tarihinde berguzar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
"ezel" denilen kavramı hep kullanıyoruz.

ezeli ilimden, ezeli takdirden bajsediyoruz.

ezel nedir ?

çoğumuz zannediyoruz ki ezel ; geçmişe doğru uzanan bir silsilenin uç noktası. bu tariften sonrada ilmi ezeli, takdiri ezeli kelimelerine yanlış manalar veriyoruz, sonra da işin içinden çıkamıyoruz.

geçmişte bir uç noktada ezel kavramını tasavvur etmek, bir kere "ezel" kelimesinin manasına muhaliftir. Çünki ne kadar gidersen git, mutlaka o gittiğin noktadan da önce bir nokta olacaktır. o halde ezeli bulmak imkansızdır.

Halbuki "ezel" denilen kavram; hem geçmişi, hem geleceği hemde şu an ki hali kapsayan bir kavramdır. "ezel" de yazıldı demek; hem geçmişte, hem gelecekte hemde şu an "yazılması" manalarını da içine alan bir kavramdır.

şu an yazılıyorsa yazılanın değişmesi mantığı saçma olur

Link to post
Sitelerde Paylaş
...

Allah'ın ilmi bilgisi değişmez.Bir kulunu cehennemlik olarak yazmışsa tüm hayatını öngörerek bu sonuca varmıştır.

Allah'la biz aynı zaman parelelinde yaşamıyoruz ki bizim duamıza göre yazdıklarını değiştirsin.

...

Katılıyorum.

Burada yaşananlar bizi kalbimizdeki iyilik yahut kötülükle yüzleştirme amaçlı bir senaryo...

O yüzden Allah’ın fikir değiştireceğini-daha dogrusu değiştirmeye ihtiyacı olacagını hiç sanmıyorum! Böyle birşey Kuran’da tanımlanan zamandan-mekandan münezzeh ve ezeli bilgi sahibi Allah betimlemesine ters...

Yanlış anlaşılma olmasın diye ısrarla vurguluyorum;

Biz o şıkkı seçeceğimiz için Allah biliyor.

Allah bildiği için biz o şıkkı seçmiyoruz.

tarihinde epifun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...