Jump to content

Sinir Hücrelerinin Boyu


Recommended Posts

hocam sizi çok iyi anladım. insan vücudunda yani sinir hücrelerinde serbest elektron olmadığına göre emd ler bizde algı oluşturmaz.

Algı oluşturmaz değil. Elektromanyetik dalga kaynağına yakın ve şiddeti yüksek ise, ısınmış bir teli derimize yaklaştırdığımızda ne hissediyor isek onu hissederiz. IR ve IR dalga boyundan daha uzun dalga boyları (mikrodalgalar) iyon ve moleküllerin dönme, öteleme ve titreşim enerjilerini değiştirir.

Bu dalga boylarında EMD ile rezonansa girecek kuantumlanmış enerjiye sahip elektron bulunmaz. Çekirdeğin spin enerjisi ve molekülün dönme ve titreşim enerjisi etkilenir.

Hücre içindeki molekül ve iyonlar her biri farklı yönde oldukları için bu dönme ve titreşimler bir yönde net elektriksel alan değişimi oluşturmazlar.

Bir yönde net bir elekriksel alan değişimi olsaydı bu elektriksel alan o zaman mikrodalga ile etkileşime girerdi.

Hastahanelerde yapılan Magnetik Rezonans Görüntülemede (MRI yada halk diliyle EMAR) magnetik alan uygulayarak (insanı mıknatıslar arasına koyarak) proton çekirdeklerini magnetik alanla aynı veya zıt yönde dönmesi sağlanır.

Bu her hücremizdeki suda bulunan protonlar mıknatıs gibi iki yöne doğru yönelirler. Bu yönlenme sırasında spin hareketi yapar protonlar. Bu spin hareketi mikro daha doğrusu radyo dalgalarından etkilenir.

Mikrodalgalar veya radyo dalgaları molekül ve iyonların elektronlarını harekete geçirecek enerjiye sahip değillerdir. Rezonansa gelmez elektronlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 56
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Algı oluşturmaz değil. Elektromanyetik dalga kaynağına yakın ve şiddeti yüksek ise, ısınmış bir teli derimize yaklaştırdığımızda ne hissediyor isek onu hissederiz. IR ve IR dalga boyundan daha uzun dalga boyları (mikrodalgalar) iyon ve moleküllerin dönme, öteleme ve titreşim enerjilerini değiştirir.

Bu dalga boylarında EMD ile rezonansa girecek kuantumlanmış enerjiye sahip elektron bulunmaz. Çekirdeğin spin enerjisi ve molekülün dönme ve titreşim enerjisi etkilenir.

Hücre içindeki molekül ve iyonlar her biri farklı yönde oldukları için bu dönme ve titreşimler bir yönde net elektriksel alan değişimi oluşturmazlar.

Bir yönde net bir elekriksel alan değişimi olsaydı bu elektriksel alan o zaman mikrodalga ile etkileşime girerdi.

Hastahanelerde yapılan Magnetik Rezonans Görüntülemede (MRI yada halk diliyle EMAR) magnetik alan uygulayarak (insanı mıknatıslar arasına koyarak) proton çekirdeklerini magnetik alanla aynı veya zıt yönde dönmesi sağlanır.

Bu her hücremizdeki suda bulunan protonlar mıknatıs gibi iki yöne doğru yönelirler. Bu yönlenme sırasında spin hareketi yapar protonlar. Bu spin hareketi mikro daha doğrusu radyo dalgalarından etkilenir.

Mikrodalgalar veya radyo dalgaları molekül ve iyonların elektronlarını harekete geçirecek enerjiye sahip değillerdir. Rezonansa gelmez elektronlar.

algıdan kastım düşünce fikir oluşturmazlar. beyin dalgaları mesela. o da bir emd dir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Algı oluşturmaz değil. Elektromanyetik dalga kaynağına yakın ve şiddeti yüksek ise, ısınmış bir teli derimize yaklaştırdığımızda ne hissediyor isek onu hissederiz. IR ve IR dalga boyundan daha uzun dalga boyları (mikrodalgalar) iyon ve moleküllerin dönme, öteleme ve titreşim enerjilerini değiştirir.

Bu dalga boylarında EMD ile rezonansa girecek kuantumlanmış enerjiye sahip elektron bulunmaz. Çekirdeğin spin enerjisi ve molekülün dönme ve titreşim enerjisi etkilenir.

Hücre içindeki molekül ve iyonlar her biri farklı yönde oldukları için bu dönme ve titreşimler bir yönde net elektriksel alan değişimi oluşturmazlar.

Bir yönde net bir elekriksel alan değişimi olsaydı bu elektriksel alan o zaman mikrodalga ile etkileşime girerdi.

Hastahanelerde yapılan Magnetik Rezonans Görüntülemede (MRI yada halk diliyle EMAR) magnetik alan uygulayarak (insanı mıknatıslar arasına koyarak) proton çekirdeklerini magnetik alanla aynı veya zıt yönde dönmesi sağlanır.

Bu her hücremizdeki suda bulunan protonlar mıknatıs gibi iki yöne doğru yönelirler. Bu yönlenme sırasında spin hareketi yapar protonlar. Bu spin hareketi mikro daha doğrusu radyo dalgalarından etkilenir.

Mikrodalgalar veya radyo dalgaları molekül ve iyonların elektronlarını harekete geçirecek enerjiye sahip değillerdir. Rezonansa gelmez elektronlar.

Yaa...

Hücre içindeki molekül ve iyonlar her biri farklı yönde oldukları için bu dönme ve titreşimler bir yönde net elektriksel alan değişimi oluşturmazlar.

Bu durum, tam tersine bir bir yönde net bir elektriksel alan oluşturma demektir ve EEG, EKG gibi şeylerle bir bunu ölçeriz.

Eğer hücreye EMD etki ederse, bu molekül veya iyonları senkronize eder, yani hepsini aynı yöne dönmeye zorlar. Fakat dalga boyu çok büyük olduğu için, tüm hücredeki tüm iyonlar, moleküller aynı yöne dönmeye zorlanır ve bir EMK oluşturmaz. Ama yeterince büyük bir sinir hücresi olsaydı, bir ucu bir tarafa, diğeri de öbür tarafa yöneleceği için EMD etkisiyle, hücrenin tepki vereceği bir EMK oluşması mümkün olurdu. Ama böyle bir sinir hücresi yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serbest elektron olması şart değil. Önemli olan, oluşacak elektrik sinyalinin genliğinin yeterli olması. Bu da ancak hücrenin boyu, dalga boyuna uygunsa mümkün. Hücrelerimiz böyle olmadığı için, bu frekanslar, yani düşük frekanslar, yani 1 GHz'in altındaki frekanslar, çoğu zaman hissedilmeyecek kadar olsa da, bir miktar vücut ısısının artmasına yol açar.

Isınma olayı IR, Mikrodaga etkisiyle molekül ve iyonların dönme ve titreşimlerinin artmasından dolayıdır. Elektronlar yine yerli yerinde durur.

Isısal etki hücre içinde geridönüşümsüz ve yavaş iletilir. Dönme ve tireşime neden olan mikrodalganın dalga boyu uzun olduğundan iki bölge arasındaki ısı farkını hissedebilecek kadar uzaklık oldukça fazladır.

Hücrelerin ısısal etkideki farklılıkları ayırma gücü görünür dalga boylarına göre daha az ve çok daha geniş dalga boyundadır.

Görünür ışığı ayırma gücümüz dalgaboyuna, şiddetine ve kişiye bağlı olarak 10-50nm ayırma gücündedir.

Isısal değişim çok yavaş olduğundan bir sinyal taşıma aracı olarak kullanamıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaa...

Hücre içindeki molekül ve iyonlar her biri farklı yönde oldukları için bu dönme ve titreşimler bir yönde net elektriksel alan değişimi oluşturmazlar.

Bu durum, tam tersine bir bir yönde net bir elektriksel alan oluşturma demektir ve EEG, EKG gibi şeylerle bir bunu ölçeriz.

Eğer hücreye EMD etki ederse, bu molekül veya iyonları senkronize eder, yani hepsini aynı yöne dönmeye zorlar. Fakat dalga boyu çok büyük olduğu için, tüm hücredeki tüm iyonlar, moleküller aynı yöne dönmeye zorlanır ve bir EMK oluşturmaz. Ama yeterince büyük bir sinir hücresi olsaydı, bir ucu bir tarafa, diğeri de öbür tarafa yöneleceği için EMD etkisiyle, hücrenin tepki vereceği bir EMK oluşması mümkün olurdu. Ama böyle bir sinir hücresi yok.

EMD bir hücreye etki edemez. Hücreyi nasıl etkileyecek? Suda çırpınan bir sineğin yardımıyla USS Nimitz uçak gemisinin yönünü değiştirmeye çalışmak gibi.

EMD ancak bir hücrede titreşimleri sırasında dipol momenti değişen moleküllere etki eder. Elektronlarına etki etmez. EMD ile hücre içindeki molekülleri bir yöne dizemezsin. Bir kovanı sallayarak içindeki arıları aynı yöne uçurmaya çalışmak gibi birşey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

algıdan kastım düşünce fikir oluşturmazlar. beyin dalgaları mesela. o da bir emd dir.

Beyin dalgalarından kastın emd olduğunda inanmıyorum. EMD olarak beyin dalgası şu an için bilim kurgu.

EEG EKG gibi ölçümler nöronlardaki iyonik akımlar nedeniyle ortaya çıkan voltaj dalgalarının elektrotlar yardımıyla ölçülmesidir.

Elektrotların değdiği hücreler arasındaki potansiyel farklılığı dalgalanmalarını ölçüyoruz. Elektromanyetik dalga değil ölçülen.

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İyon olması gerekmiyor. EMD'nin düşük frekans bölgesi, yani iyonlaştırmayan (non-ionizing) frekanlar, yeterli enerji yoğunluğuna sahip değil. Ama hiç enerji yok değil. Bu frekanslar yeni iyonlar oluşturamaz belki, ama mevcut iyonların vs. titreşimlerini, valanslarını ve dönüşlerini basbaya etkilerler.

Ve sen bir halt bildiğini sanan arkadaş, mikrodalga'da bir EMD ve tavuğu nasıl pişiriyor, hemde kabı ısıtmadan, buna bir cevap vermekten kaçıyorsun mesela.

Şu anlattığında hiç bir bilgi yok.

Mikrodalga fırında bulunan bir tavuk içerdiği su nedeniyle ısınır ve pişer yani protein denatürasyonuna uğrar.

Su molekülü polar bir moleküldür ve dipol momenti vardır. 109 derece açıya sahip su molekülü makaslama titreşimi 2.4 GHz mikrodalga frekansından etkilenir. Bu titreşimin genliği artınca bu enerji diğer moleküllere iletilir. ve ortamın sıcaklığı artar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce buradaki elektronik bilgisini zaafiyetine bir cevap verelim. Antenin boyu ile, dalga boyu arasında doğrudan bir ilişki vardır. Antenler, yarım dalga, tam dalga, çeyrek dalga gibi anılırlar ki, bu kesirler birebir istenen dalga boyunun kesrini ifade eder.

Uzun dalga içinde aynısı geçerlidir. Ama uzun dalga alışında vericilerin yüksek gücünden ve bir tür transformatör etkisinden faydalanılır. Yani uzun dalga alıcıları, anten kullanmaz. Daha doğrusu, anten olarak, farklı bir yapıda tertibat kullanılır. Mesela Loop Antenna gibi, Ferrit Antenna gibi. Bunlar anten prensibiyle değil, başka prensiplerle çalışır.Gözlerimizde aslen böyle bir şeydir, anten prensibiyle almaz ışığı, başka prensipleri kullanır.

Meraklısı, mesela şuradan:

http://www.qsl.net/k...i/antencal.html

Hangi frekansta hangi boyda antenler iş yapar, görebilir.

Bu 1,5 metrelik bir antenle evimin tepesinden FM yayını yapabileceğim anlamına mı geliyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Isınma olayı IR, Mikrodaga etkisiyle molekül ve iyonların dönme ve titreşimlerinin artmasından dolayıdır. Elektronlar yine yerli yerinde durur.

Isısal etki hücre içinde geridönüşümsüz ve yavaş iletilir. Dönme ve tireşime neden olan mikrodalganın dalga boyu uzun olduğundan iki bölge arasındaki ısı farkını hissedebilecek kadar uzaklık oldukça fazladır.

Hücrelerin ısısal etkideki farklılıkları ayırma gücü görünür dalga boylarına göre daha az ve çok daha geniş dalga boyundadır.

Görünür ışığı ayırma gücümüz dalgaboyuna, şiddetine ve kişiye bağlı olarak 10-50nm ayırma gücündedir.

Isısal değişim çok yavaş olduğundan bir sinyal taşıma aracı olarak kullanamıyoruz.

Kullanmıyoruz zaten elbette. Hatta ısı değişimi zaten hissedilebilecek kadar bile olmaz. Eğer bir şey hissetmemiz gerekiyorsa, bizi ancak bir şekilde elektrik sinyali oluşması kurtarırdı. O da radyo dalgaları için, hücre boyutlarını aşıyor.

Dahası, hücre boyutlarına uygun EMD'ler ise iyonlaştıran EMD olarak geçer, enerjileri yüksektir ve EMK oluşturmaktansa hücredeki molekülleri parçalar yada genelde bozucu kimyasal reaksiyonlara yol açar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu 1,5 metrelik bir antenle evimin tepesinden FM yayını yapabileceğim anlamına mı geliyor?

Eğer bir osilatör, modülator ve yükselticin de varsa, aynen bu anlama geliyor. 1.5m anten dediğinde, 1.5m uzunlukta bir iletken, bir tel, bir aluminyum boru vs. demek ayrıca.

Ha, antenlerin en iyi yayın parametreleri çok basit değil. Antenlerde yayılan sinyalin polarizasyonu, belli bir yöne yönlenmesi vs. gibi bir takım olaylarda söz konusu. Ama bahsedilen nitelikteki bir anten, yani bir iletken, gayet makul bir verici için kullanılabilir.

O koca anten kuleleri, anteni yükseğe çıkarmak için kullanılır. Çünkü, 30 MHz üzeri Radyo dalgaları, ışık gibi davranır, sadece gördüğü mesafeye ulaşır. Bazı koşullarda yüzey dalgası ile bu mesafe bir miktar artabilir. Bazen atmosferdeki nem vs. bir yansıma yüzeyi oluşturup ufkun ötesine sinyalin ulaşmasına yol açabilir. Ama bunlar genel olarak istisnai olgulardır. 2-30 MHz arası sinyaller ise, iyonosfer tabakalarından yansıyarak çok çok uzaklara gidebilir.

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

EMD bir hücreye etki edemez. Hücreyi nasıl etkileyecek? Suda çırpınan bir sineğin yardımıyla USS Nimitz uçak gemisinin yönünü değiştirmeye çalışmak gibi.

EMD ancak bir hücrede titreşimleri sırasında dipol momenti değişen moleküllere etki eder. Elektronlarına etki etmez. EMD ile hücre içindeki molekülleri bir yöne dizemezsin. Bir kovanı sallayarak içindeki arıları aynı yöne uçurmaya çalışmak gibi birşey.

EMD'yi küçümseme derim. Ama doğru, çoğu EMD hücreye etki edemez, çünkü hücrenin boyu gerekenden çok çok kısadır.

Yüz kişi bir köprüden geçip gidebilir, sorun olmaz. Ama 100 asker uygun adımla yürürse, o köprüyü yıkabilir: malum rezonans meselesi. Bu da buna benzer, bir hayli uzak olsada. Mesele, EMD'nin zayıflığı, ama belli koşullarda EMD çok çok iyi bir enerji üretebilir. Bugün bu sayede uzun dalga radyo yayınlarını kullanarak çalışan pilsiz saatler vs. mevcut.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gördüğü mesafe derken duvarlardan da geçebiliyor mu?

Ne kadar büyük yaparsam sinyal o kadar güçlü mü oluyor?

Duvarlardan geçmesi, duvarın yapısına bağlı. Yalıtkan malzemeler genellikle RF dalgalarını pek etkilemez, metrelerce içersine girebilir. Bu noktada, asıl etmen gene frekanstır, yani dalga boyu. Pratik ve çok kaba bir deyişle, RF dalgaları dalga boyundan kısa olan şeylerden kolayca geçer.

Burada geçme, geçmeme çok kaba tabirler. Her şey, atmosfer, beton, cam vs. hatta boşluk bile EMD dalgasını zayıflatır. Bu dB ile ölçülür, logaritmik bir oran. Basite indirgersek, atıyorum, beton her bir dalga boyu kalınlıkta radyo sinyalini 100 kez zayıflatır. Yani duvar bir dalga boyu kalınlıktaysa, duvara gelen sinyal 1000 Watt ise, öbür tarafından çıkan sinyal 10 Watt olacaktır. Eğer duvar iki dalga boyu kalınlıkta ise, bu kez çıkan sinyal 0.1 Watt olacaktır. Bunun gibi.

Uzun dalga radyo sinyalleri, binlerce metre dalga boyuna sahiptir. O nedenle dağları filan kolayca aşar geçerler. Ama FM radyo sinyalleri 1-2 metre kadarcıktır, dağları vs. aşamaz ama evlerin içine duvarları aşıp rahatça girer ve biz de dinleriz. Ama evdeki WiFi şeysi, 12 cm veya 5 cm kadar küçük bir dalga boyuna sahiptir, bu nedenle de bir oda ötede çekmez internet.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Duvarlardan geçmesi, duvarın yapısına bağlı. Yalıtkan malzemeler genellikle RF dalgalarını pek etkilemez, metrelerce içersine girebilir. Bu noktada, asıl etmen gene frekanstır, yani dalga boyu. Pratik ve çok kaba bir deyişle, RF dalgaları dalga boyundan kısa olan şeylerden kolayca geçer.

Burada geçme, geçmeme çok kaba tabirler. Her şey, atmosfer, beton, cam vs. hatta boşluk bile EMD dalgasını zayıflatır. Bu dB ile ölçülür, logaritmik bir oran. Basite indirgersek, atıyorum, beton her bir dalga boyu kalınlıkta radyo sinyalini 100 kez zayıflatır. Yani duvar bir dalga boyu kalınlıktaysa, duvara gelen sinyal 1000 Watt ise, öbür tarafından çıkan sinyal 10 Watt olacaktır. Eğer duvar iki dalga boyu kalınlıkta ise, bu kez çıkan sinyal 0.1 Watt olacaktır. Bunun gibi.

Uzun dalga radyo sinyalleri, binlerce metre dalga boyuna sahiptir. O nedenle dağları filan kolayca aşar geçerler. Ama FM radyo sinyalleri 1-2 metre kadarcıktır, dağları vs. aşamaz ama evlerin içine duvarları aşıp rahatça girer ve biz de dinleriz. Ama evdeki WiFi şeysi, 12 cm veya 5 cm kadar küçük bir dalga boyuna sahiptir, bu nedenle de bir oda ötede çekmez internet.

Dalga boyu uzun olunca dağın üzerinden mi atlıyor? Ahahhahaa

FM Radyo sinyalleri 1-2 metre olunca dağları neden aşamıyor taşlara, tepelere mi takılıyor?

Dostum burda yazdıklarının hepsi yanlış.

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dalga boyu uzun olunca dağın üzerinden mi atlıyor? Ahahhahaa

FM Radyo sinyalleri 1-2 metre olunca dağları neden aşamıyor taşlara, tepelere mi takılıyor?

Dostum burda yazdıklarının hepsi yanlış.

Deme yaa...

Hiç bir bok bilmediğin zaten belli, ama sorun bir de bir halt biliyor olduğunu sanman.

Neden Ankara TRT Etimesgut'u ben taa burada dinleyebiliyorken, şuracıkta İstanbul'daki Joy FM'i dinleyemiyorum, bir fikrin var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deme yaa...

Hiç bir bok bilmediğin zaten belli, ama sorun bir de bir halt biliyor olduğunu sanman.

Neden Ankara TRT Etimesgut'u ben taa burada dinleyebiliyorken, şuracıkta İstanbul'daki Joy FM'i dinleyemiyorum, bir fikrin var mı?

Dalgaların antenden yayılma şekli nedeniyle.

UHF ve VHF sinyalleri görüş hattı üzerinde yayılan dalgalardır. Bu yayınlar uygun antenler yardımıyla polarize edilerek belirli bir yönde iletilmesi sağlanır. Atmoferden yansımadığı ve dağları geçemediği için belirli bir mesafedeki yayınlarda kullanılır. Uzaya yayın yapılması gerekmediğinden boşuna enerji harcanmaz ve yatay yönde daha fazla güç elde edilir. Bu da yayın kalitesini artırır.

Atmosferik gürültünün az olması nedeniyle bu frekanslardaki radyo dalgalarında Frekans Modülasyonlu FM iletişim tecih edilir.

Kısa, orta,uzun dalga boylarında her yöne yayın yapan antenler kullanılır. Merkezden itibaren gittikçe genişleyen bir alana yayılırlar. İyonosferden yansıyarak dünya üzerinde her yöne ulaşabilirler. Bir dağın arka tarafına da ulaşması dalga boyundan dolayı değil, anten şeklinden ve uzak mesafedeki durağan dalga oranından dolayıdır.

Ankara TRT Etimesgut'dan çıkan dalgalar dikine gök kuşağı şemsiyesi gibi yayılırken,

Joy FM'in anteninden çıkan dalgalar havuzun yüzeyindeki dalgalar gibi yayılırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dalgaların antenden yayılma şekli nedeniyle.

UHF ve VHF sinyalleri görüş hattı üzerinde yayılan dalgalardır. Bu yayınlar uygun antenler yardımıyla polarize edilerek belirli bir yönde iletilmesi sağlanır. Atmoferden yansımadığı ve dağları geçemediği için belirli bir mesafedeki yayınlarda kullanılır. Uzaya yayın yapılması gerekmediğinden boşuna enerji harcanmaz ve yatay yönde daha fazla güç elde edilir. Bu da yayın kalitesini artırır.

Atmosferik gürültünün az olması nedeniyle bu frekanslardaki radyo dalgalarında Frekans Modülasyonlu FM iletişim tecih edilir.

Kısa, orta,uzun dalga boylarında her yöne yayın yapan antenler kullanılır. Merkezden itibaren gittikçe genişleyen bir alana yayılırlar. İyonosferden yansıyarak dünya üzerinde her yöne ulaşabilirler. Bir dağın arka tarafına da ulaşması dalga boyundan dolayı değil, anten şeklinden ve uzak mesafedeki durağan dalga oranından dolayıdır.

Ankara TRT Etimesgut'dan çıkan dalgalar dikine gök kuşağı şemsiyesi gibi yayılırken,

Joy FM'in anteninden çıkan dalgalar havuzun yüzeyindeki dalgalar gibi yayılırlar.

Al işte, zırvaladın. Bir dağın arka tarafına ulaşması dalga boyundan değilse, neden VHF, yani FM ulaşamıyorda, LW yani uzun dalga ulaşıyor.

Ve o yarım aklına şunu da sok. İyonosfer'den 1 MHz Altı sinyaller yansımaz. İyonosferden yansımayla uzak mesafe haberleşme yapacaksan, yükselme açısını ayarlarsın. Bu açıyı ayarlamanın yolu da frekanstan geçer, anteni vs. değil, sinyalin frekansı belirler bunu. Güneşin durumuna göre yüksekliği değişen iyonosfere çarpıp yansımak için, ancak 5 - 30 MHz arası frekansları kullanabilirsin.

Ve senin cehaletin burada da çıkıyor, Etimesgut kapanalı kafadan bir on yıl oldu zaten. Ama o civardaki Polatlı, 180 kHz'den yayın yapıyor, yani 0.18 MHz ve bu frekans hiç bir zaman iyonosferden yansımaz. Peki nasıl olurda Ankara'dan Taa buraya, İstanbul'a gelir? Yüzey dalgası ile, dağları, tepeleri aşarak.

Orta dalganın üst ucu, yani 1.5 - 2 MHz arası bazen üst iyonosfer tabakasına iyi uyar, bilhassa yüksek enlemlerde. Bu nedenle kutuplarla haberleşmede kullanışlıdır. Fakat daha düşük frekanslar gene iyonosferden filan yansımaz, yüzey dalgası olarak ilerler. Ama yüksek dağları vs. aşamaz, çünkü dalga boyu yeterince uzun değildir.

Uzun dalga ise, sadece yüzey dalgası ile ilerler. Ve dalga boyu büyük olduğu için dağ taş dinlemez, geçer gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ankara TRT Etimesgut'dan çıkan dalgalar dikine gök kuşağı şemsiyesi gibi yayılırken,

Joy FM'in anteninden çıkan dalgalar havuzun yüzeyindeki dalgalar gibi yayılırlar.

Joy FM'in anteni, Çamlıca'ya konumlanmış, çeyrek dalga vertikal polarizasyonlu 4 elemandan ulaşan bir anten dizisi. Ve bu antenden çıkan yayında ayen o dediğin şemsiye gibi yayılır. 360 derece, her yöne, yatay, yeryüzüne paralel düzlemde. Bu da Etimesgut'taki veya Polatlı'daki uzun dalga dipollerin yayın paternleriyle aynıdır. Merka ediyorsan, EzNEC veya NEC ile antenlerin paternlerini görebilirsin.

Bu durumda, aynı şekilde antenden yayılan uzun dalga nasıl oluyor da taa buralara geliyor, ama FM yayınları gelemiyor, yapmaya çalıştığın izahat bir sürü saçmalık iken, hala bir soru olarak seni bekliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...