Jump to content

Recommended Posts

Dilcilere göre, "kur'an" kelimesi, "kara'e" fiilinin ism-i mef-ul'üdür..

Mef'ul ise, fiilden (yapılan işten) etkilenen kişi veya nesneyi gösteren kelimeye denir..

Nasıl ki yazdı (ketebe) fiilinin mef'ulü "yazılmış" anlamına gelen "mektub" kelimesiyse,

aynı şekilde; okudu (kara'e) fiilinin mef-ulü de "okunmuş" anlamına gelen "kur'an" kelimesidir...

örnekse: bir şairin yazdığı şiire "mektub", okuduğu şiire "kur-an" denilebilir..

o halde şiir yazan şaire katib (yazıcı), okuyana ise, kar'i (okuyucu) diyebiliriz..

formülümüz şöyle: fiil + fail = mef'ul

- kara'e + kar'i = kur-an

- okudu + okuyucu = okunmuş

- ketebe + katib = mektub

- yazdı + yazıcı = yazılmış

velhasılı, okunan her bir şey (şiir, ilan, bildiri, ayet vs.) kur-andır... Yani lingustik anlamda, okuduğunuz bir şiire kur-an demenizde bir sakınca yok.. eskiden, şairlerin okudukları şiirlere kur-an denildiğine dair bir argümana henüz rastlamadım fakat bu isimlendirmenin varlığına dair dolaylı anlatımlar da yok değil.

Örnekse Yunus suresinin 15. ayetinde, "Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, o müşrikler 'bundan başka bir kur-an getir' dediler." deniliyor.

Bu ayette görüldüğü gibi muhalifler, hz muhammede başka bir kur-an getirmesini söylüyorlar. eğer ki "kur-an" özel isim olmuş olsaydı, bu istek pek ala anlamsız olurdu. üstelik "bize başka bir kur-an getir" diyen muhalifler, muhammedin peygamber olduğunu değil, şair veya kahin olduğunu düşünüyorlardı. haliyle onun okudukları da şiir olarak nitelendiriliyordu. ve bununla birlikte onun okuduklarına kur-an diyorlardı...

Demek ki o dönemde, şair ve kahinlerin okuduklarına da kur-an denilmekteydi. Bu tür bir isimlendirmenin lingustik açıdan da doğru olduğunu yukarda belirtmiştim...

kur-an, meful ise, yani bir fiil sonucu ortaya çıkan şey demekse, bir de bu fiilin faili var demektir ki, o faile de kar'i (okuyucu) denir.. O halde eski arap toplumunda şairlik, kahinlik, müneccimlik ve peygamberlik gibi muteber meslekler, temelde okuyuculuk faliyetine dayndığı için bu mesleklerde faal olanlara da "okuyucu / kar'i " deniliyor olsa gerek...

Nitekim Alak suresinin 1. ayetiyle ilgili çok meşhur bir hadis metninde bu okuyuculardan bahsedilir. Malum hadiste anlatıldığına göre: cebrail isimli melek gelip muhammede OKU diye emreder, Muhammed ise "Ben okuma bilmiyorum" diyerek cevap verir. Oysaki "BİLMİYORUM" diye tercüme edilen kelime, orjinal (arapça) metinde yer almamaktadır.

10574186_10204708620543534_8635890263827685993_n.jpg?oh=a62036957c37aa4ff30eb6a7788461d1&oe=5449D87Abkz: Kütübü sitte peygamberlik bölümü Hadis no. 5563

işaretli kısımda geçen ifadenin latin harfleriyle taransliterasyonu şöyle: Ma ene bikariyyun

Kariyyun kelimesi, okuyucular anlamına gelmektedir ki, ism-i mensuptur.

Yani, علم / Bilmek fiilinin söz konusu metinde yer almadığı görünüyor. Bunun yerine Aidiyet, Mensubiyet ifade eden قَارِئٍ - kariyyun kelimesi kullanılmış. Oysaki muhammed, "okuyuculardan değilim" demek yerine, "Bilmek (علم)" fiilinni olumsuz hale getirip, açık ve net şekilde "BİLMİYORUM (لا أعلم)" da diyebilirdi. öyle yapılmadı. çünkü burada kasıt "Kariyyun - okuyucular" ismindeki bir zümreye mensubiyettir. Şu örneklerde olduğu gibi:

Ma ene arabiyyun: Ben arap değilim

Ma ene türkiyyun: Ben türk değilim

Ma ene mekkiyyun: Ben mekkeli değilim

Ma ene bikariyyun: Ben okuyuculardan değilim.

Muhammedin okuduğu ayetlere kur-an denilmesinin nedeni de onun Kariyyun cemaatinden bir kar'i olmasından dolayıdır. Zira kur-an'nın ortaya çıkması için bir okuyucunun okuma fiilini gerçekleştirmesi gerekir. Bunun da mevcut mushaftaki ilk ayet ile doğrudan ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. zira cebrailin muhammede yönelttiği ilk emir ikra'dır ki, ikra lafzı, kara'e (okudu) fiilinin emir kipidir. ikra emrini yerine getiren muhammedin okuduğu şeye de kur-an denilmiş olmalı..

Eğer, ilk emir "ikra (oku)" değil de, "uktub (yaz)" şeklinde olsaydı, muhtemelen muhammedin eylemi sonuçunda ortaya çıkan şey "kur-an" değil, "mektub" olacaktı ! ketebe + katib = mektub (yazdı + yazıcı = yazılmış)

O halde özetle diyebiliriz ki, okuyucular, قرأ / karae (okudu) fiilinin, faillerinden oluşan bir zümredir. Bunlar da kendi aralarında peygamberler, şairler, kahinler, müneccimler vs. olarak ayrılırlar... Peygamberler, Allahtan veyahut melekten haber alıp okuyan kimselerdir. Şair ve kahinler, Cinlerden veyahut şeytanlardan haber alıp okuyanlar.. Müneccimler ise yıldızlara bakıp haber alan ve okuyan kimselerdir...

Söz konusu ettiğimiz KARİYYUN mefhumu, iptidai toplumlarda şamanlık olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise Medyomluk adı altında devam etmektedir... Mevlana celaladdin ruminin mesnevisine kur-an demesi de bu nedenden olsa gerek...

bkz. Arap şamanizmi

tarihinde Özden Kurt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an, kelime olarak, "toplamak, okumak, bir araya getirmek" mânalarına gelir.

Bu nedenle her insanın toplayıp mana verip yaşadgı kur'an olmuyor mu?

Peygamber ler bu bilgiyi yani kur'anı melekler den aldı ise bizlerin birşey okumasına gerek yok cunku ortada okuyacak birşey yok. Takip etmek daha dogru. Tabi okuyan var sa!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okumak için toplamak gerekmiyor mu. Topladığını okunmuş olunmuyormu ! İşte bu kur'an

Yaşamak için topladığını yani okudugunu kullanıp yaşam biçimimizi oluştururuz. Peygamberleriin önüne hazır toplanmı bilgi gelmiş onların okumasına, toplamasına gerek yok! peygamberler niye,neyi okuma geregi duymuş? Bizler neyi okuyacagız onlardan arda kalan denilen yazılarımı yoksa bize yaşamak icin verilmiş evrendeki onca bilgiyimi....

Ben kararımı verdim tıpkı siz gibi bu yüzden olsa gerek anlamamazlıga vurmak...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir görüşe göre, "Kur'an" kelimesi, "K-R-E (قرأ)" kökünden olup, kıraat (القراءة) ile eşanlamlıdır; öyle ki, kıraat, fi'alet (فِعَالَةً) vezninden, kur-an ise Fu'lan (فعلان)" vezninden masdardır derler, ikisi de "OKUMAK" anlamına gelir...

Diğer bir görüşe göre ise, "Kur'an" kelimesi, yine "K-R-E (قرأ)" kökünden olup, "TOPLAMAK" anlamına gelmektedir...

Bu iki görüşün ikisi aynı anda doğru olamayacağına göre, hangisi doğrudur. K-R-E okumak mı, Toplamak mı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer "kre" kökünü Toplamak manasında kabul edersek, kur-an konteksti içerisinde bazı uyumsuzluklar ortaya çıkar. Örnekse, kıyamet suresinin 17. ayetindeki ikileme gibi:

Kıyamet 17: İnne aleyna cem'ahu ve kur-anehu.

Muhakkak ki O'nun toplanması ve onun toplanması bize aittir.

Hakeza, eğer kre fiiline toplamak manasını veriyorsak, aynı fiilin emir kipi olan İKRA sözcüğünü de bu anlamda kullanmamız icab eder. O halde, Alak suresinin 1. ayeti "OKU" emriyle değil "TOPLA" emriyle başlamış olur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed okuyucu..Zaten bir şey yazdığı da yok..Peki bu okuduğu şey nedir?

Kuran'mı?

Kuran ortada yok ama..

Peki ne okudu?

İncil olabilir mi?

Mesela TOMAS İNCİLİ olabilir mi?

http://dergi.ilahiyat.omu.edu.tr/Makaleler/1927101880_199004020315.pdf

Linki incele ve İsa'nın sözlerinin kaç tane olduğuna dikkat et :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki bu okuduğu şey nedir?

Kuran'mı?

Kuran ortada yok ama..

Peki ne okudu?

Müzzemmil 5: Muhakkak ki Biz, sana yakında ağır bir söz ilka edeceğiz

Ala suresi 6: seni biz okutacağız

Öyle anlaşılıyor ki muhammed, kendisine ilka edilecek bir sözü okuyacak, o söze ise kur-an (okunmuş) denilecektir..

Zira kur-an, okudu / kara'e fiilinin ism-i meful'udur... Mef'ul ise fiilden etkilenen demektir. Bir fiil olmaksızın mef'ulden bahsedemeyeceğimize göre, evvela okuma fiili olacak ki ortaya kur-an çıksın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müzzemmil 5: Muhakkak ki Biz, sana yakında ağır bir söz ilka edeceğiz

Ala suresi 6: seni biz okutacağız

Öyle anlaşılıyor ki muhammed, kendisine ilka edilecek bir sözü okuyacak, o söze ise kur-an (okunmuş) denilecektir..

Zira kur-an, okudu / kara'e fiilinin ism-i meful'udur... Mef'ul ise fiilden etkilenen demektir. Bir fiil olmaksızın mef'ulden bahsedemeyeceğimize göre, evvela okuma fiili olacak ki ortaya kur-an çıksın...

Muhammed bir SÖZÜ okuyacakmış..Belirttiğim linkteki incilde de bir SÖZDEN bahsediliyor..Bu SÖZ,İSA'NIN SÖZLERİ..!

İsa'nın 114 sözünün olması,Kuran'ın 114 suresinin olması tesadüf mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Muhammed okuyucu..Zaten bir şey yazdığı da yok..Peki bu okuduğu şey nedir?

Kuran'mı?

Kuran ortada yok ama..

Peki ne okudu?

İncil olabilir mi?

Mesela TOMAS İNCİLİ olabilir mi?

http://dergi.ilahiya...99004020315.pdf

Linki incele ve İsa'nın sözlerinin kaç tane olduğuna dikkat et :rolleyes:

Vermiş olduğun linki incelemedim.

Ama sanırım ilk âyet olan 'OKU' emrinden bahsediyorsun.

Eğer öyleyse şunu diyebilirim:

Oradaki 'Oku' emri yazılı bir metni okumayı kastedmiyor,

Yaradanın yarattığı herşeyi dikkatle bak,düşün,tefekkür et denilmek isteniyor.

Şunu da yine söyleyeyim:

Postlarının altındaki

'Muhammed'in iki kızını Osman,bir kızını Ali;Ebubekir'in ve Ömer'in kızını Muhammed;Ali'nin kızını da Ömer almış..!'

ve

'Kuran'dan;(2-191)öldür,(4-34)döv,(4-89 ve 91)öldür,(5-33)öldür-as-kes,(5-38)kes,(8-12)doğra-parçala,(9-5)öldür,(24-2)sopala-değnekle-kırbaçla,(47-4)boyunlarını vur...'

pekala bilyorsun ki ,o gün ve o toplum için anormal birşey ifade etmiyor, yazmana hiç gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunu da yine söyleyeyim:

Postlarının altındaki

'Muhammed'in iki kızını Osman,bir kızını Ali;Ebubekir'in ve Ömer'in kızını Muhammed;Ali'nin kızını da Ömer almış..!'

ve

'Kuran'dan;(2-191)öldür,(4-34)döv,(4-89 ve 91)öldür,(5-33)öldür-as-kes,(5-38)kes,(8-12)doğra-parçala,(9-5)öldür,(24-2)sopala-değnekle-kırbaçla,(47-4)boyunlarını vur...'

pekala bilyorsun ki ,o gün ve o toplum için anormal birşey ifade etmiyor, yazmana hiç gerek yok.

Peki bunlar gayet normal yani?

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Vermiş olduğun linki incelemedim.

Ama sanırım ilk âyet olan 'OKU' emrinden bahsediyorsun.

Eğer öyleyse şunu diyebilirim:

Oradaki 'Oku' emri yazılı bir metni okumayı kastedmiyor,

Yaradanın yarattığı herşeyi dikkatle bak,düşün,tefekkür et denilmek isteniyor.

Yani mecazi bir anlatım var..Hay yalanınız batsın..Kuran ve Tevrat'ta mecazi anlatım yoktur..Bu kitaplar yazıldığı gibi anlaşılır ama İncil öyle değildir..İnciller de hep mecazi anlatım vardır..Kuran'ı İncil yapmaya kalkmayın..Yemem ben bu boş lafları..

Tomas İncil'ini de inceleyin..Biz ateist olduğumuz halde inceliyoruz ama size okuyun/araştırın diye yalvaracağız neredeyse :huh:

pekala bilyorsun ki ,o gün ve o toplum için anormal birşey ifade etmiyor, yazmana hiç gerek yok.

Kesinlikle öyle..

Allah'ın TECAVÜZ EDİN veya ÖLDÜRÜN emirleri,sadece 7.yüzyıldaki arapları bağlar..Bizim umurumuzda bile olmaz bu söylemler..Çünkü bize hitap etmiyor bu söylemler..

İslam evrensel bir din değildir..Buna inananın ciddi zihinsel sorunları vardır..Umarım sizde bir gün kurtulursunuz bu pislik dinden..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili NOLAN:

'Kur'an'da mecazi anlatım yoktur. Bu kitaplar yazıldığı gibi anlaşılır' diyorsun;

bunu nereden çıkartıyorsun kardeşim? Örneğin:

Tur Dağı'nın İsrailoğulları üzerine kaldırılması, Muhammed'in göğsünün yarılıp açılması, Allah'ın eli tabiri vs...birer mecaz değil midir?,

'Allah'ın TECAVÜZ EDİN veya ÖLDÜRÜN emirleri,sadece 7.yüzyıldaki arapları bağlar..Bizim umurumuzda bile olmaz bu söylemler..Çünkü bize hitap etmiyor bu söylemler..' demişsin.

Uydurma kardeşim, ben böyle birşey söylemedim.

Sana saldırana buyur gel demek ahmaklık değil de nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili NOLAN:

'Kur'an'da mecazi anlatım yoktur. Bu kitaplar yazıldığı gibi anlaşılır' diyorsun;

bunu nereden çıkartıyorsun kardeşim? Örneğin:

Tur Dağı'nın İsrailoğulları üzerine kaldırılması, Muhammed'in göğsünün yarılıp açılması, Allah'ın eli tabiri vs...birer mecaz değil midir?,

'Allah'ın TECAVÜZ EDİN veya ÖLDÜRÜN emirleri,sadece 7.yüzyıldaki arapları bağlar..Bizim umurumuzda bile olmaz bu söylemler..Çünkü bize hitap etmiyor bu söylemler..' demişsin.

Uydurma kardeşim, ben böyle birşey söylemedim.

Sana saldırana buyur gel demek ahmaklık değil de nedir?

Değildir.

Bunlar görünmekten aciz tanrınızın sözde mucizeleridir. Eğer bunlara mecaz diyorsanız, bu durumda tanrınızın bütün anlatımlarının alayı mecazdir, cennet ve cehennem de yoktur, bunlar sadece insanların iyi bir şeyler yapınca alacağı huzuru ve kötü bir şeyler yapınca duyacağı huzursuzluğu anlatan mecazlardır der geçeriz. Bu durumda da islamın temeli olan korku ve ödül palavralarının yerini, bir şairin mecazları alır. Bu durumda Kuran dandik bir şairin şiirlerinin kitabıdır ve keriz müslüler buradaki mecazları gerçek sanıp insanlıktan çıkmışlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aramicede "Kar'i" kelimesi İnananlara Kitab-ı Mukaddesi okumak için kabul edilmiş din adamlığı rütbelerinden birinin adı olarak kullanılır deniliyor. Araplara da aynen geçen bu kelimenin sıradan bir okuyuculuk olmadığı kesindir. Çünkü kar'i ve bunun çoğulu olan kar'iyyun ism-i mensubtur, açıkca aidiyet ifade etmektedir. Okuma bilmeyen bir insan okuyuculara mensup değilim demez. okuma bilmiyorum der. Oysaki muhammed okuyuculara mensup olmadığını söylemiştir. Hakeza "ikra", aynı kökten emir kipi, kur-an ise yine aynı kökten ism-i mef-ul'dür.. Yani kelimenin ne amaçla kullanıldığı gayet açık net görünüyor aslında...

Ne kur-an'ın kendisinde, ne hadislerde ve ne de tarihi konjoktürde ikra emri ile "yaratılmış şeylerin okunması" kastedilmiş değildir. Bu ancak keyfi bir yorum olabilir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değildir.

Bunlar görünmekten aciz tanrınızın sözde mucizeleridir. Eğer bunlara mecaz diyorsanız, bu durumda tanrınızın bütün anlatımlarının alayı mecazdir, cennet ve cehennem de yoktur, bunlar sadece insanların iyi bir şeyler yapınca alacağı huzuru ve kötü bir şeyler yapınca duyacağı huzursuzluğu anlatan mecazlardır der geçeriz. Bu durumda da islamın temeli olan korku ve ödül palavralarının yerini, bir şairin mecazları alır. Bu durumda Kuran dandik bir şairin şiirlerinin kitabıdır ve keriz müslüler buradaki mecazları gerçek sanıp insanlıktan çıkmışlardır.

Arkadaşım, sen daha kendi kendinle çelişiyorsun;

yazının başında 'mecaz değildir' demişsin, sonunda da 'buradaki mecazlar' diyorsun.

Herzaman olduğu gibi Kur'an'dan yarım yamalak bilgisi olan biyerlerden öğrenip yazıyorsunuz (bütün ateist arkadaşları kasdediyorum),

dolayısıyla cevaplar çok yetersiz kalıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşım, sen daha kendi kendinle çelişiyorsun;

yazının başında 'mecaz değildir' demişsin, sonunda da 'buradaki mecazlar' diyorsun.

Herzaman olduğu gibi Kur'an'dan yarım yamalak bilgisi olan biyerlerden öğrenip yazıyorsunuz (bütün ateist arkadaşları kasdediyorum),

dolayısıyla cevaplar çok yetersiz kalıyor.

Dikkatli okumanızda fayda var. Sizin için özetleyeyim.

Eğer bunlara mecaz diyorsanız, bu durumda kitapta geri kalan her şey de mecazdır ve bu mecazlardan ibaret kitap, bir şairin şiir kitabıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Harfleri topladığında okumuş oluyorsun...

Yani okumak aslında bir toplama işi...

Arapçada "K-R-E (قرأ)" kökünden iki ayrı fiil vardır. 1. Toplamak 2. Okumak... Bu fiillerin terkibinden bir mana çıkarmak anlamsız. Birinden birini seçmelisiniz. Mesela se-ba-ha fiili de böyledir 1. Yüzmek 2. Sabahlatmak aydınlatmak anlamları vardır. Sen bu manaları birleştirip kafana göre yeni bir fiil yaratamazsın. ikisi apayrı şeylerdir. Anlatabildim mi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...