Jump to content

İnsan'ın en büyük günahı: Tanrıyı kıskanmak!


Recommended Posts

Tevrattaki anlatımıyla Tanrı, Dünya’yı yaratmak için 6 gün boyunca çalışıyor. 7. gün ise dinlenme sefasına çekilip çay kahve içiyor. Dinlenmeye çekilmeden bir gün öncede, yarattığı bütün canlılara egemen olması için Âdem’i yaratıyor. Ve şaşılacak derecede bir ayrıntı ile, “kendi suretinde” varediyor. Bence bu, Tanrı’nın insanlara yaptığı en büyük kıyaktır. Ama gel gelelim insanlar Tanrı’nın onlara yaptığı iyilikleri anlarlar mı? Cevabınız inanan arkadaşlar için elbette evet olacaktır. Fakat ilk insan’ın yaratılışında işler böyle değil. İnsan, Tanrı’nın gücünü kıskanıyor, o’nun gibi olmak istiyor… Şimdi konumuza dönelim. Âdem ve Havva hikâyesini Tevrat ve Kuran ile karşılaştıralım. Bakalım ortaya ne gibi şeyler çıkacak. İlk olarak Tevrat ile başlıyoruz. Ben ayetleri toparlayıp yazıyorum;

Tevrat: “İnsan’ın Günahı 3. Bölüm”

3/1-
RAB Tanrı'nın yarattığı yabani hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, «Tanrı gerçekten, `Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?» diye sordu.

3/2-
Kadın, «Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz» diye yanıtladı,

3/3-
«Ama Tanrı, `Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi.»

3/4-
Yılan, «Kesinlikle ölmezsiniz» dedi,

3/5-
«Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek
Tanrı gibi olacaksınız

Burada ağacın yenmesi durumunda olacak etki, “Tanrı gibi olmak”. Kur’an’da ise bu değişiktir. İblis, “eğer o ağacın meyvesini yerseniz, melek olursunuz, onun için yasakladı Tanrı” gibi ifadeler belirtiyor. Bkz.(A'Raf 20) Ayrıca Tevratta yasak elmayı yedirmeye vesile olan yılan’dır. Kur’an’da ise, İblistir!

3/6-
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

3/7-
İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

3/8-
Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

3/9-
RAB Tanrı Âdem’e, «Neredesin?» diye seslendi.

3/10-
Âdem, «Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim» dedi.

3/11-
RAB Tanrı, «Çıplak olduğunu sana kim söyledi?» diye sordu, «Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?»

3/12-
Âdem, «Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim» diye yanıtladı.

3/13-
RAB Tanrı kadına, «Nedir bu yaptığın?» diye sordu. Kadın, «Yılan beni aldattı, o yüzden yedim» diye karşılık verdi.

Buraya kadar bir sorun yok. Fakat anlatılan ifadeler o kadar şaşırtıcı ki, dudağımızı ıstırıyoruz. Günün serinliğinde bahçede yürüyen Tanrı… Ne kadar fantastik değil mi? Şimdi bahçeden kovulma konusuna dönelim. Biliyorsunuz ki Tanrı’nın yasak ağacındaki meyveyi yediler. Sonucada şu şekilde bağlanıyor;

3/21-
RAB Tanrı Âdem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

3/22-
Sonra, «Âdem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu» dedi, «Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.»

3/23-
Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Âdem’i Aden bahçesinden çıkardı.

3/24-
Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

Hikâye kısaca bu şekilde.Eğer bu hikayenin kısa filmini izlemek isterseniz, bu adrese tıklayıp seyredebilirsiniz. Şimdide bu hikâyenin kısa geçmişini Kur’an’dan alıntılayarak yapalım;

7/19-
(Sonra Allah, Âdem'e hitab etti): "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."

7/20-
Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi.

7/21-
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.

7/22-
Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacı(n meyvesini) tadınca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?"

7/23-
Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!"

7/24-
(Allah) buyurdu: "Birbirinize düşman olarak inin, sizin yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinmeniz gerekmektedir."

7/25-
"Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan (dirilip) çıkarılacaksınız!" dedi.

Şimdi sorular geliyor;

- Kur’anda geçen cennet ifadesi nedir? Açıkça “
bulunduğu yerden yeryüzüne inmek
”ten bahsediyor. Tevratta ise burası “
normal bir bahçe
” hemde dünyada.

- Havva’ya yasak meyvayı yemesi için vesile veren, Tevrata göre hayvanların en kurnazı
yılan
, Kur’an’a göre ise
iblis
! Bu durumu nasıl açıklarsınız?

Zecal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

selamlar..

-Tanrıyı kıskanmak diye bir şeyi kim çıkardı ki ?

( kulağıma sanki birisi "Ahhhh zerdüşt" diye fısıldıyor ya )

Siz şu , insanoğlunu , halifeliğini ( temsiliyet yetkisini ) kıskanması yüzünden huzurdan kovulan şeytanla karıştırıyor olmayasınız aciz ve saf ademoğlu ile ?

-Tanrıya kafa tutmak ?

Aynadaki kişiyi ne kadar kandırabilirsen , kendini de o kadar kandırırsın ?

kendini tanı, dünyaya hükmet .

kıskançlık bunun neresinde ?

Ademoğluna şeytanın bile yapmadığı bu yakıştırmayı yapmak niye ?

üstelik en büyük düşman , size özel bir hitabetle , o alıntı yaptığınız harika kitapta , tüm tehlikeleriyle size karşı bildirilmişken ?

gerçeği arayan siz , daha ne kadar O'na hizmet edeceksiniz? yanlış safta yer tutarak..

Kavl üzre..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorularınızda bazı hatalar var,

Yılan değil hikayenin orjinalindeki , ejderhadır.

İblis ise Kur'an da hayvan olarak sınıflandırılmaz . Herşeyi hesap ve kitap ile yapabileceğini düşünen ve Sekar'a layık görülen, insanları yoldan çıkarmak konusunda belli bir süreye kadar Yaratıcı'dan tüm istediklerini almış olan , bir zamanlar Allah'ın yeryüzündeki Cin ve Can kavimlerini yola getirmesiyle görevlendirdiği ve sonra onu meleklerin öğretmeni pozisyonuna getirdiği ama "hikmet"i tam anlamıyla kavrayamadığı için makamından olan, hele hele halifelik makamını Ademoğluna kaptırmasıyla iyice azıtan, sabırsız, aceleci, ancan ve ancak Tanrı'ya 20000 ( Yirmibin ) yıl ibadet etmiş özel bir yaratıktır.

Halis ateştendir ve tüm ateşten yaratılanlar gibi onun da cezası soğuk ateş ( şua ) te acı çekmektir.

Kur'an da İblis'in ( formeli değişince Şeytan ) , her şeye rağmen kandıramayacağı ihlaslı kullardan da bahsedilir.

Tevrat'ın orjinalinden saptırılmasına neden olan ve İsrailoğullarını kendine köle yapan da yine aynı kurnaz, hesapçı, Rububiyet iddiasınad bulunan İblis'tir.

Düşmanınızı iyi tanıyın .

selamlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
.....

Eğer bu hikayenin kısa filmini izlemek isterseniz, bu adrese tıklayıp seyredebilirsiniz.

.....

Yukardaki kısa filmin hikayesini daha anlamlı olması için topluyorum. Tevrat'dan elbette;

Âdem ile Havva

2/4-
Göğün ve yerin yaratılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri yarattığında,

2/5-
yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.

2/6-
Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

2/7-
RAB Tanrı Âdem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Âdem yaşayan varlık oldu.

2/8-
RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Âdem’i oraya koydu.

2/9-
Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

2/10-
Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

2/11-
İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

2/12-
Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

2/13-
İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kuş sınırları boyunca akar.

2/14-
Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

2/15-
RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Âdem’i oraya koydu.

2/16-
Ona, «Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin» diye buyurdu,

2/17-
«Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.»

2/18-
Sonra, «Âdem’in yalnız kalması iyi değil» dedi, «Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.»

2/19-
RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Âdem’e getirdi. Âdem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

2/20-
Âdem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı.

2/21-
RAB Tanrı Âdem’e derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

2/22-
Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.

2/23-
Âdem,

«İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik,

Etimden alınmış ettir» dedi,

«Ona `Kadın denilecek,

Çünkü o adamdan alındı.»

2/24-
Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

2/25-
Âdem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

Bu bölümden sonra "İnsan'ın günahı"na geçiliyor. O konuyuda ulaşmak için yukardaki iletime bakın.

Zecal.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi sorular geliyor;

- Kur’anda geçen cennet ifadesi nedir? Açıkça “
bulunduğu yerden yeryüzüne inmek
”ten bahsediyor. Tevratta ise burası “
normal bir bahçe
” hemde dünyada.

- Havva’ya yasak meyvayı yemesi için vesile veren, Tevrata göre hayvanların en kurnazı
yılan
, Kur’an’a göre ise
iblis
! Bu durumu nasıl açıklarsınız?

Konuyu güncelliyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...