Jump to content

Ateist komunistler niye böyle iki yüzlü?


Recommended Posts

rusyada sanayi devriminin ne zaman olduğunun bir önemi yok mu diyorsun şimdi de az önce bir sürü yalan veri getiriyordun hayırdır ? rusya sscb döneminde sanayi devrimini rekor düzeyde bir süreyle tamamladı daha önce değil

Rusiyada ağır sanyii gerçektende o zaman doruk noktasına ulaştı fakat o doruk noktası uzun zaman savaştan sonra oldu. Yani 1913 lerdeki trend devam etseydi daha nerelerde olcağı düşünülmelidir.

İkinci olarak o sanyiinin ne kadar insan ölümü pahasına oluştuğunu da hesab katın. O sanyii gelişsin diye ne kadar insanın aç kaldığını da hesab katınız.

O sanyii gelişsin diye yalnızca karın tokluğuna (karın tokluğu demek mümkünse) oralarda çalışan insanların da durumunu gözden geçirin.

Yani mesela bu gun için yapılan bir sanyii tesisi için işçilere aylık 200 YTl verildiğini düşünün ve iş güvenliği yok, kaldıkları odalarda yatacaktan başka bir şey yok. Ne kadar tesis yaplırdı değilmi?

Ama fabrikalar insanlar içindir insanlar fabrikalar için değil.

30 lardakı Rus sanyii "devrimine" 2 bakış acısı var. Fakat birini ben size söyleyeyim. O zaman ağır sanyii için neredeyse tüm makinler ABD alındı ve ABD deki o zamankı ekonomuk krizi bir nebze de olsun rahatlattı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 493
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Rusiyada ağır sanyii gerçektende o zaman doruk noktasına ulaştı fakat o doruk noktası uzun zaman savaştan sonra oldu. Yani 1913 lerdeki trend devam etseydi daha nerelerde olcağı düşünülmelidir.

İkinci olarak o sanyiinin ne kadar insan ölümü pahasına oluştuğunu da hesab katın. O sanyii gelişsin diye ne kadar insanın aç kaldığını da hesab katınız.

O sanyii gelişsin diye yalnızca karın tokluğuna (karın tokluğu demek mümkünse) oralarda çalışan insanların da durumunu gözden geçirin.

Yani mesela bu gun için yapılan bir sanyii tesisi için işçilere aylık 200 YTl verildiğini düşünün ve iş güvenliği yok, kaldıkları odalarda yatacaktan başka bir şey yok. Ne kadar tesis yaplırdı değilmi?

Ama fabrikalar insanlar içindir insanlar fabrikalar için değil.

30 lardakı Rus sanyii "devrimine" 2 bakış acısı var. Fakat birini ben size söyleyeyim. O zaman ağır sanyii için neredeyse tüm makinler ABD alındı ve ABD deki o zamankı ekonomuk krizi bir nebze de olsun rahatlattı.

ben insanlar zorlanmadı demedim yukarda sanayi devrimi sscb de olmadı dedim simdide evet oldu ama... diyorsun

bilmiyorsun bu açık bak artık sscb yi konuşmadnın anlamı yok her mesajımda bunu yazıyorum çok iyi idi deöiyorum ama manasız diyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Komünist ateistler"

Başlık engin bilgi birikimin dışa vurumu...Komünistlerin materyalist olduğunu bilmeden,onların liderlerine eleştirdiğin yobazların yalan idalarıyla vuruyorsun.Biliyor musun? Komünist mücadele karşısına neden hep din çıkarıldı? Neden faşist darbeler hep kilise ya da camilere dayandırıldı?Çünkü din denilen olguyu bir üst yapı bozukluğu olarak görüp, toplumsal alt yapıyı değiştirmeden değişmeyeceğini bilen ve tarihsel ele alan tek ideolojidir.

Stalin katliam yaptı!

İddası bir cemaat veya Adnan OKTAR iddasıdır.Yıllarca onlar hatta ABD nin sovyet düşmanı araştırmacıları bile Gorbaçov sonrası daldıkları arşivlerde bulamadılar.Bulsalar davul çaldırırlardı.Tek belge bulamadılar....Hala kara çalıyorlar.Senin gibi kıt beyinlileri kandırıyorlar işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Stalinin yaptıklarının kanıtı mı?

Ben zarf sisteminin kanıtını söyledim.

Yoksa Stalin sisteminin kanıtını bulmaya ne gerek var. Kruşev devrinde yapılan mahkemelerce on binlerce kişi beraat etmişdir ....... malesef ölümlerinden sonra..........

Ayrıca sistemin eleştirisine gelince başta planalan SSCB askeri kommunizm planlanıyordu. Fakat şunun baş ideologlarından Sverdlovun (1919) ölümü şu planı erteletdi. Bazıları yine kurma peşinde oldular fakat öyle sanılan kadar kolay olmadığını gördükden sonra şimdiki Çinin ekonomik modeline benzer bir sistem kurdular sonra o sistem de dağıtıldı.

Kimse aç kalmasın dediğiniz ülkede 70 lere kadar açlık vardı. Dünyada açlıkla katliama uğramış ender halkalrdan birisi de SSCB halklarıdır. Holodomor, 30 larda olan ölümler şunun kanıtıdır.

Ayrıca savaş yıllarındakı açlığı doğal kabul edersek (ne hikmetse parti üyeleri ve Merkez Komite üyelerinin yanına bile uğramamış o zamanlar bile)

Materialist bilinç savaş sonrası yapılabn binalardan yazıyor ama ben dediğim lüks sembolu binalar savaş öncesi yapılmış 30 larda. Halk açlıktan ölürken Merkez Komite üyeleri için lüks binalar yapılmış..........

Ayrıca Hocanın bir fıkrası var

Bir gün Hoca Nasreddinin yaşadığı şehre bir kadı tayin olunmuş. Şu kadı yemek yemeği hoşlarmış ayrıca yemek tarifi veren insnlara büyük bahşişler veririmiş. Bir gün Hoca hem bahşiş almak hem de kadının gözüne girmek amacıyla gelmiş ve ben bir yemek buldum demiş. Kadı nasıl yemek sorarken o da sarımsağı bala batırarak yemek demiş.

Neyse bahşişi almış gitmiş ve akşamleyn kadı şu yemeğin tadına bakmak istemiş ve ağzına alır almaz tükürmüş ve acilen Hocanı bulmalarını emr etmiş. Hoca getirilmiş ve şuna şimdi şu icad ettiğin yemeğin tadına sen bak denilmiş. Hoca tadına bakmış ve demiş

Ben ne yapayım ki şunun nazariyyesiyle (teorisi) ameliyyesi (tatbikatı) bir birine uymuyor.

Şimdi komunizm öyle bir şey.

Size askeri komunizmin nasıl olduğunu anlatım.

Erkekler ve bayanlar ayrı ayrı askeri karakol türünden bir yerde yaşıyorlar ve her kes emekle meşgul.

Birlikdeliklerinden doğan çocuklar da kreş ve bebek evi türünden yerlere veriliyor ve orada eğitiliyor.

Şu karakollarda da onların tüm ihtiyaçları karşılanıyor. Zaten karakolda ne ihtiyaç olacak ki yemek, giysi iş bitti.

Şimdi can alıcı sorular şu şu sistem insan fıtratına uygunmu? Askerde olarken bile gün sayıyorken insan ömrünün tümünü nasıl şöyle geçirecek.

Ayrıca şu problemi de çözmemişlerdi birliktelik nasıl olacaktı aile tipli yoksa kim kiminle isterse öyle olacaktı. 20 li yıllarda Sibiryada şöyle bir bayanların devletleşdirilmesi ve aile müesiseinin kaldırılması istikametinde işler aparılmış ve acı sonuçları olmuştu. Yani zuhrevi hastalıkların yaygınlaşması. Babalrın evlatlardan imtina etmesi sonucu bir tek anne umuduna kalan yavrular, anneler bile kabul etmemesi sonucu sokağa atılan bebekler, çöplükden çıkan onlarca bebek cesedi ve kalitesiz tıbb hizmeti nedeniyle kalitesiz kürtajın sonucu olarak sağlığını kayb etmiş genç kadınlar, ve ayrıca sayısız taciz olayları Komunist partiye şu konseptine yeniden bakmaya zorladı.

Şu bir fıtratı zorunluk

İkincisi her şey sanıldığı gibi değil her kes eşit ama, şimdi şu kommunaın bir başı olmalı. şurada bir ağır emekle meşgul olanlar varken belgelerle kağıtlarla çalışan öğretmen, doktor mühendis gibi dah kolay işlerle uğraşanlarla bir yerde kpmür ocaklarında, taş ocaklarında, inşaatda çalışanlar da olacaktı. Şimdi kim ağır işleri kim hafif işleri seçecekti.

Eşitliğe zıdd olan tarfılarından birisi de şuydu.

Üçüncü insanların hepsi aynı değil ki, hırslı olanı, tenbel olanı, çalışkanı, kıskancı, hasetçisi bilmem nesi var hepsinE NASIL EŞİT MÜAMELE EDCEKSİNİZ. Ayrıca Sibiryasında soğuta Özbekistanda sıcakta Kafkaslarda mulayim iklimde çalışanları ver. Yani her şety eşit iklimi nasıl eşitleyeceksiniz.

Dağda dah zorlu koşulda işleyen varken bir dah düzlük yerde daha rahat koşulda çalışan olacak.

Yani Maonun yaptığı şu sistem tutmaz sonra Komunizmin öteki sistemlerinin nasıl çalışacağına bakalım.

Doğrudur yeni insan yaratmalıyız diye bir slogan atıldı fakat hedef yanlışken ve ona doğru giden yollar da yanlışken nasıl oradan doğru bir şey çıkacak

Sizde böyle bir şarkı vardı sanırsam 15 milyon insan yarattık, evet lafa gelince kolay fakat ameliyyesi şübheli.

Ayrıca Hiç şu komunizmin ideologları da öyle maneviyatı iyi olan insanlar değildi. Mesela Komunist ve İttihad devrimin ideolojik babası ve para kasası Aleksandr Parvus. Komunist partiye yardım için Gorkinin bir dramını yapmışlar. Kazanılan paraları iç etmiş bir kuruşunun da ne partiyr bırakmış ne de Gorkiye hepsni kendi sevgilisi olan Roza Luksemburgla İsviçri tatiline harcamış. Neyse Gorki mahkemeye falan baş vurmak istemiş fakat Luksemburg onu ikna etmiş.

Ayrıca 8 martın yaratıcılarından olan Aleksandra Kolontay Hollivud yönetmelerinin aklına gelemeyecek seviyyede sapıklıklar yapmış.

Leninin troçskinin ötekilerin sapıklıkları yazılsa kitaplar bile yetmez.

Stalini bazı kaçamakları olsa da o sapık değildi daha disiplinliydi.

Ben komünizmi yaşamadığım halde anlattıklarınınhepsine katılıyorum.Çünkü komünizmden başka sonuç çıkmaz zaten.Demokrasinin olmadığı,baskı ve zulmün olduğu bir sistem komünizm.O yüzden nerede ve ne zaman uygulanırsa uygulansın baştakiler her zaman malı götürmüştür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence:

Komunizmin islemesi icin, cogunlugu bu sisteme inanmasi ve bu sistem icin calismasi gerekiyor.

Ama

sistemin kendisi, toplumu "tembellestiren" bir sistem.

Kapitalizmde insanlar kendileri icin calisiyorlar(para kazaniyorlar).

Ne kadar paralari varsa, o kadar rahat hayat, lüks, eglence vs.

insanlar, bunun icin para kazanmak istiyorlar.

Ferengi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünizm olanaksızdır. Bir ütopya ve bir Alice'in tavşan deliğidir. Oraya girip dünyanın gerçeklerinden soyutlanmak insanı melankolik yapar. Hiç tavsiye etmem. Hira'ya kapanıp hayaller gören ve Mekke iktidarını yıkmak isteyen muhaliflerce kullanılıp işi bitince öldürülen muhammetten bir farkınız kalmaz. O tavşan deliğine girip halisünasyon görmeyin. Girmişseniz çıkın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünizmin en büyük Örneği SSCB dir. Komunizmi gören Ruslarla konuştuğumda çoğu memnun ama Azeriler Özbekler Tacikler memnun değil neden?

O zaman akla gelen cevap Sosyal Rus Emperyalizmini uyguladılar. Sosyal Faşisttiler.Efendim İslam Sovyet Cumhuriyetleri eğitimsizdi o yüzden onlara SSCB de önemli görevler verilmedi.Bu açıkça bir aldatmacadır. Sorarlar o zaman neden eğitemediniz bu insanlarI?Oraya giden Ruslar rotasyona tabiydiler bu doğru ama görevleri oranın halkını sömürmek ve Kültür Emperyalizmi yapmaktı.Şayet öyle olmasa bugün bu Cumhuriyetler çok ileri bir Medeniyet ve Teknolojiye sahip olurlardı.Yokmuydu Bu cumhuriyetlerde IQ seviyesi yüksek olan gençler. Vardı Pekiyi neden onlar eğitilmedi? Neden Askeri okullarına her Cumhuriyetten eşit sayıda öğrenci seçilip subay yapılmadı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Komünistlerin materyalist olduğunu bilmeden,onların liderlerine eleştirdiğin yobazların yalan idalarıyla vuruyorsun.Biliyor musun? Komünist mücadele karşısına neden hep din çıkarıldı? Neden faşist darbeler hep kilise ya da camilere dayandırıldı?Çünkü din denilen olguyu bir üst yapı bozukluğu olarak görüp, toplumsal alt yapıyı değiştirmeden değişmeyeceğini bilen ve tarihsel ele alan tek ideolojidir.

Stalin katliam yaptı!

İddası bir cemaat veya Adnan OKTAR iddasıdır.Yıllarca onlar hatta ABD nin sovyet düşmanı araştırmacıları bile Gorbaçov sonrası daldıkları arşivlerde bulamadılar.Bulsalar davul çaldırırlardı.Tek belge bulamadılar....Hala kara çalıyorlar.Senin gibi kıt beyinlileri kandırıyorlar işte.

Bakınız sizin yazılarınız bir biriyle çelişiyor.

1. Stalinin katliamları Gorbaçev değil hemen akabinde Kruşev döneminde tasdiklendi ve bir çok kişi de aynı Komunist sistemin kurduğu aynı mahkemelerde aynı hakimlerce beraat etdi. Evet Lenin devriyle kıyasda Stlin devri özellikle 39 sonrakl devirlerde katliamların hızı çok düşüktü fakat yapıldı yapılmadı diyen kimse yok.

Yine tekrarlıyorum ne olduğunu bilmeden konuşuyorsunuz. O devirde birisinin gedib NKVD (sonra KGB oldu) dilekçe vererek falanca Çarlık zamanında burjuvaydı demesi onun katline neden oluyordu NKVD ye yapılan müracatları da mahkemenin öyle derinden incelemk hakkı da yoktu yoksa yarın kendisi burjuvaya yardımdan katl ediliyordu. O zaman yaşayan dedlerim hepsi şıuna şahittir.

2. Din olgusu SSCB de Stalinin yaptırımları sonrası bir nebze de olsun rahatladı. Yoksa Lenin sistemi ve Stalinin iktidarının ilk devirlerinde (Troçkistlerin ellerinin kuvvetli olduğu zamanlar) dine karşı çok şedid olan devlet Stalin devrinde bu şiddeti bir az daha hafifletti. Baskıyı bir az daha yumşattı. Kendsi de hristiyan olduğundan hatta Ortodoks kilsesine bir az daha yetki verildi diye biliriz.ı Hatta o kadar ki, ondan sonra gelen liberal sanılan Kruşev ve daha sonra gelenlerle kıyasda daha yumşak bir politikaydı.

SSCB de eğer din kaldıysa şunu Stalini "gayretiyle" kaldı diye biliriz.

Göremediğiniz bir gerçek var Devrimi yapanların nerdeyse yüde 90 yahudiydi özellikle devrim sonrası bakan ( halk komisarı) falan olanlar. Onlar katlim da yapıyor ve halkın elindekini talan ediyorlardı. Stalin kurtlar sofrasına düşmüştü ve başka yapacak bir şeyi yoktu. Katl ettikrdiklerinin bir çoğu hakikaten de katle laik insanlardı. Yani kendini devletin ağası sanarak belki onlarca insanı öldürmüş, taciz tecavüz gasp her türlü suçu işlemiş fakat şunu burjuvaya karşı yaptığı için vicdanı rahat kimselerdi.

Belgelerle bile sabittir ki o ilk yahudi asıllı devrimciler insanların katl edildiği "teatrolar" kurmuş (Ukraynada) özellikle de şu "tyatro" oyunlarında Ortodoks papazları katl etmekden büyük zevk alırmışlar.

Stalin iktidara geldiğinde etrafındakılar (yani kısacası devrimi yapanlar) şöyle insanlardı onlarala hukukun üstünlüğü, insani değerler, vicdan gibi şeylerle mücadele etmek imkansızdı. Onlarla mücadelenin bir tek yolu vardı onları bir birlerine düşürmek ve sonra bir grubu diğer gruba karşı kaldırarak başlarını ezmek Stalin de şunu yaptı.

O yaptığı katlimları GPU (sonra NKVD sonra KGB) aracılığyla yapıyordu. NKVD sistemi de genel yahudilerin elinde olduğu için onlar da halkı Staline karşı isyana teşvig etmek için onlar da gereksiz yere bir çok katliam yaptılar.

Fakat Stalin de öyle ince eğirip sık dokumuyordu ve yine binlerce kişi suçsuz olarak katl edildi.

Şunlar bir SSCb ve devrim gerçeği.

Sol devrimi yapar fakat sonra ne yapmak gerektiğini bilmiyor. Zİra yahudi din adamları Talmudda cenneti tasvir ederken bir grubu devrimcilerin önerdiği kommuna sistemine benzer bir sistem önerir fakata nasıl çalışacağını yazmazlar ve en önemlisi nasıl kurulacağını da.

Evet şunlar eski bilinci yok etmek için bazı harf, müzik, dil, giyim kyuşam inkilapları yaparlar fakat sonrası namalum. (Yahudi din adamları "malesef" ötesini tasvir etmemiş direk sonuçta ne olacağını yazmışlar)

Bakınız aynısı Türkiyede oldu, SSCb de oldu, Çin de de oldu şu manasız devrimlerden sonra sistem tıkandı. Çinde bir az farlı oldu o da Maonun Staline duyduğu rağbet hissinden kaynaklanıyor. Yani Stalin diğer devrim önderleri gibi eskiye düşman değildi (onun için Rusiyada harf devrimi başarısız dil ve tarih devrimleri kısmen başarıklı oldu) elinden gelseydi belki de geri dönerdi fakat sisteme karşı gelemedi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın azer Mustafayev Sovyetler zamanında Azerbaycanda Eğitim durumu nasıldı?Bir Azerinin SSSCB de yükselme imkanı ne kadardı? Bu hususta yazarsanız memnun olurum.

Özellile şunu belirteyim okul eğitim sistemi SSCB çok iyi ve üst düzeydi ve bence tüm devletlerin şu sistemi tatbik etmesi gerek. Şimdi dünyay açılmışız bazı eğitim sistemlerini gördük ve kıyasda yine iyiydi en çok alman sistemine benzese de bir çok acıdan daha üstündü. Yani bildiğim kadarıyla sizler de eğitim sistemi problemi var ve bence siz şu sistemi alarak bir az şimdiki devre uygun düzenleseydiniz çok iyi olurdu.

Universite eğitimiyle ilgili aynısını söylemek olmazdı. Belki de bazı ülkelerle kıyasda iyiydi ama Avrupanın gelişmiş ülkeleriyle kıyaslanmayacak dercedeydi.

O zaman eğitim durumu şimdikiyle kıyasda kat kat iyiydi. Yani şimdikiyle kıyaslamak imkansız.

Okula 7 yaşında (son devirlerde 6 yaşında başlanıyordu)

O zaman da iki dilde eğitim veren okullar vardı. Rusca ve azerice. Bakude ve diğer büyük şehirlerde Rusca eğitim alanlar kendi dillerini bilmiyordular. (bablar belki de anlıyor evlatlar ise tam yabancıydılar). Kendi kültürlerine de yabancıydılar. Hatta o kadar ki mesela ister inansın ister inanmasın müslüman bir şey için konuştuğunda Kuran misal veriyor ama şunlar Bibliyayı (incil) misal veriyordu yani kendi kültürüne o kadar yabancıydılar.

Rus okullarının müfredatı Moskovada hazırlanıyor azeirilerinki Bakude hazırlanıyordu kitaplarda öyle. Onun için rusca okuyanlar bir puan demiyelim de yarım puan daha öndeydiler.

Okullarda rüşvet yok denecek kadar azdı (fakat universitelerde de üçüncü dünya ülkelerine taş çıkartacak kadar çoktu).

Eğitim 10 yıldı, Gorbaçev devrinde 11 yıl yapıldı.

Okullar parasızdı. Kitaplar parasızdı. Meketeplerde kütüphaneler oluyordu oradan parasız dağıtılıyor sonra yıl sonunda geri alınıyordu.

Okulda standart giyim formaları vardı. Okula giden her kes önce oktyabryat oluyor (sinesine bir nişan takılıyordu) 4 - cü sınıfdan sonra pioner oluyordu ve o zaman hatırlamadığım Lenin ve partinin ismi geçen bir and bile içiliyordu. Büyük şehirlerde pionere geçme töreni çok ehemiyet veriliyordu ve büyük törenler yapılıyordu fakat bizim gibi ilçelerde şu formalite karakterli oluyordu ve 5 - 10 kişiyi okulun önündeki heykel karşısında and içdiriyorlar sonra o andı her kese ezberletiyorlardı. Pionere geçen kişin mutlaka kırızı kravatı ve yakasında pioner nişanı oluyordu.

Sonra 9 sınıfda (11 yıllık oldukdan sonra 10 sınıfda) komsomola geçiyorlardı. O zaman ülke dağıldığı için biz şunun ne olduğunu çok da iyi algılamadık fakat Komsomol bir üst pilleydi ve üst düzey yetkililer ilçede önemli olmasa da sözü geçer bürokratlardandı ve maaş alıyorlardı.

Eğitim karmaydı kızlar ve oğlanlar aynı sınıfda oturuyorlardı.

Tüm sınıflar aynı okuldaydı orta okul lise falan yoktu. Eğitim 3 + 5 + 2 sistemiyleydi. İlk 3 yıl zorunluydu. İlk 3 yılda sınav olmazdı. Sonrakı yıllarda her yıl sınav oluyordu ve özellikle 8 ci sınıfda ve 10 - cu sınıfda verilen sınavlar çok önemliydi. Sonrakı 5 yılda başarısız olanlar peşe okuluna gönderilirdi (5 yıldan sonra) orada onlar maragozluk, bilmem şoforlük, bilmem sanayide işçi gibi yetiştiriliyordu.

Sonrakı 2 yılda okuyanlar ya universiteye ya da texnikum denilen okullarda okuma hakkı kazanırdılar. Tabii ki sınav sınavdan başarılı geçdikden sonra.Texnikum daha aşağı seviyyeli bir okuldu.

Yaz tatilinde pioner kampları denilen yerlere davet ediyorlardı. (5-8 sınıf cocuklarını, 11 - 15 yaş). En büyük pioner kampı olan Artek krımdaydı ve her bölgeden en başarılı öğrenciler oraya aparılırdı. Fakat şu Artek aynı zamanda cocukların ahlaksızlıkla tanışmalarında çok "yardımçı" oluyordu. Diğer pioner kamplarında da benzer olaylar olsa da Artek şu işde zirve yapmışdı.

Öğretmenler o yılın şartlarına göre kötü yaşamıyorlardı özellikle yoksul ilçelrde köylü halkın çok olduğu ve doğal olarak maaş alan insanların az olduğu ilçelerde en iyi durumda olan bir tabakaydı.

Okulda tarih genel olarak SSCB den önceki her şeyi kötüleme ve yeni her şeyi göklere ucaltma gibi görev taşırdı (sizdekine ne kadar da benziyor değilmi?), alfabe önce arap olmuş, sonra latin, sonra Türkiye latine geçdikden sonra kril alfabesi olmuştu. (Ben cocukken annemin babannesi ve o yaşda olan sağkalmış insanlar bazen bize gazete ya kitap veriyor oğlum şunu oku biz okulda şu harfleri öğrenmedik diyorlardı) - alfabe devrimini insanı nasıl cahil bıraktığına bir örnek değilmi?

Okulda ilk ders Lenin sevgisi, Lenin nasıl burjuvayla savaşarak mutlu devlet yaratması gibi derslerdi. Her kitapda Fizik, Kimya mutlaka Lenin hiç ilgisi olmayan sözleri oluyordu (bence siz yanılıyorsunuz sanki TC okumuşsunuz der gibi olduğunuzu işittim))))))). Tarih Lenin burjuvaziyle savaşı onun zaferini parti tarihini genellikle anlatıyordu. Nasıl tüm dünya devletlerinin birlik olmuş genç devletin üzerine çökmesi ve Leninin şunları kovması anlatıyordu. (Garip değilmi sizde de aynısı fakat isimler farklı). İlk devirler Oku (sonralar edebiyyat oluyor) kitabında yine Lenin köylüyle nasıl sohbet ettiği, işçiye iyilik yaptığı, bayna iyi yanaştığı hikayeler anlatılıyordu. (siz de değilmi yine isim farkıyla). İlk dönemler Sovyet tarihi ismiyle genel olarak rus tarihi öğretiliyordu. Sonra azeri tarihi de öğretiliyordu fakat ders saati azdı. Orta asrlar tarihinde Osmanlını hep kötülerlerdi ve bize sizden farklı olarak Haydut kelimesi iyi anlama geliyordu)))))))))

Pkulda standart giyim forması vardı ve yoksul ailelere devlet o giysiyi bedava veriyordu. Okullarda fen olimpiyatları (önce okul dahili sonra ilçe dahili ve.s.) çok önem veriliyordu. Okullarda spor musbakaları her yıl geçiriliyordu (genel olarak futbol ve voleybol). Şu musbaklar öğrenci için çok önem taşırdı. Özellile SSCb olimpiyatlarında iyi yer tumuşsanız artık okulun "kabadayısı" olurdunuz. Bizde formalite karakterli olsad ebveyinlermin devrinde okulda dans, müzik, teatro dernekleri oluyordu. Hatta öğrenciler büyük dram oyunlarını bile yaptəkları da oluyordu. (Fakat şunu ben görmedim). Her ilçede müzik ve şatranc okulu spor dalları üzre okullarda oluyordu. Çok kişi okulla birlikde şu okula da gediyordu. Onun için bizim yaşlarda olan her kes şatranc oynamasını ya da her hangi bir müzik aletinde çalmasını biliyor.

Eğer öğrenci zayıf olurdusa okul sonrası grup denilen derslerde kalıyordu fakat bu yalnızca Büyük okullarda geçerliydi diğer okullarda formaliteden öteye geçmiyordu. Ayrıca her fenn üzre (kimya fizik ya bioloji) derneklerde oluyordu ve dersden sonra şu dernneklere katılan öğrenciler şu dallarda bilgilerini arttırıyorlardı. Fakat şunlar da işlevlerini gereken gibi yapmıyorlardı. (mesela okul programının çok dışına çıkılmıyordu , mesela - 1 saat yerinde 30 dakikayla geçiştiriliyor, haftada 2 kez yerine yalnız 1- i yapılıyordu)

Şundan başka internat okulları da oluyordu ve şurada okuyan cocuklar orda da kalıyordu. Şu okullarda genel olarak bir az daha zor karakteri olan cocuklar okuyordu. Orada eğitim kötü olsa da disiplin çok sertti.

Bir de tamayüllü okul denilen okullar oluyordu. Şunlar yalnızca Bakudeydi ve 3 adetti. Mesela matematik temayüllü okulda matematik çok daha derinden öğretiliyordu. Şu okulda okuyanlar hem bilgi acısından hem de başka acıdan universiteye kabul acısından bir az daha ilerideydi. O zaman universiteli olmak için univeristenin mesela matematik öğretmeniyle yüz yüze oturarak sınavdan geçmeliydiniz. Temayülde öğretmenler universite öğretmenleri olduğu için kendi öğrencilerini geçirmeye çalışıyorlardı.

Universili olmak çok zordu ve rüşvet gerekirdi daha etrfalı sonra yazarım şimdi çok uzun olmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1- Komünistler, Islamı katliam yaptı diye eleştirmez. Biz olaylar üzerinden eleştiri yapmayız. Fikirleri eleştiririz. Yazılarıma hiç dikkat ettin mi bilmiyorum ama IŞID'in yaptıklarından dolayı bile Islamı suçlamadım. Yanlış anlaşılmasın, katliamları savunmuyorum tabii ki. Ancak eleştirilerimizin merkezine, o onu öldürdü, bu bunu öldürdü olmaz. Bizim dinlere dönük eleştirimiz - sadece Islam değil, din ayırmayız- dayattıkları toplumsal model ve sınıfsal temelleri ile ilgilidir. Daha dikkatli okumanı tavsiye ederim.

2- Lenin ve Stalin katliam yapmadı. Lenin yoldaşımız eşitlik ve kardeşlik ideallerinin bedeninde cisimleştiği efsanevi bir figürdür. Dünyanın her yerinde saygı görür. Cahiller dışında kimse onu katliamcılıkla suçlamaz. Stalin yoldaşımıza ilgili gerçek bir olay anlatayım sana. Öyle milyon tane uyduruk hadis gibi değil, kayıtlı gerçek bir olay. Stalin'in oğlu Nazilere karşı cephede çavuş rütbesi ile savaşmaktadır. Esir düşer. Naziler aldıkları esirin önemli birisi olduğunu anlayınca Stalin'e esir değişimi önerirler. Stalin'in oğluna karşılık binlerce Nazi esirinin bırakılmasını isterler. Stalin, elinizdeki esir çavuş rütbesinde bir askerdir. Ona karşılık bir esir çavuş verebilirim. Kural budur der. Bunun üzerine Naziler Stalin'in oğlunu öldürürler. Stalin eşitlik idealine bağlılığını, bu alevden gömleği giyerek kanıtlamıştır. Katliam falan yapmamıştır. Hepsi yalan.

Komünistlerin eleştiri toplamı içinde, dinler küçük bir alan kaplar. Son dönem AKP iktidarının denyoluğu bu oranı artırdı. Gerçekte din ve tanrı inancı ile fazla uğraşmayız. Bizim derdimiz kapitalizm ve emperyalizmdir.

Daha iyi ve açıklayıcı bir cevap verilemezdi. Ayakta alkışlanası bir gönderi olmuş. Flood gibi görünecek isterse yöneticiler silsin bu iletimi ama, muhteşem olduğu belirtmek için yazıyorum sadece. Teşekkür ederiz Robespierre.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özellile şunu belirteyim okul eğitim sistemi SSCB çok iyi ve üst düzeydi ve bence tüm devletlerin şu sistemi tatbik etmesi gerek. Şimdi dünyay açılmışız bazı eğitim sistemlerini gördük ve kıyasda yine iyiydi en çok alman sistemine benzese de bir çok acıdan daha üstündü. Yani bildiğim kadarıyla sizler de eğitim sistemi problemi var ve bence siz şu sistemi alarak bir az şimdiki devre uygun düzenleseydiniz çok iyi olurdu.

Universite eğitimiyle ilgili aynısını söylemek olmazdı. Belki de bazı ülkelerle kıyasda iyiydi ama Avrupanın gelişmiş ülkeleriyle kıyaslanmayacak dercedeydi.

O zaman eğitim durumu şimdikiyle kıyasda kat kat iyiydi. Yani şimdikiyle kıyaslamak imkansız.

Okula 7 yaşında (son devirlerde 6 yaşında başlanıyordu)

O zaman da iki dilde eğitim veren okullar vardı. Rusca ve azerice. Bakude ve diğer büyük şehirlerde Rusca eğitim alanlar kendi dillerini bilmiyordular. (bablar belki de anlıyor evlatlar ise tam yabancıydılar). Kendi kültürlerine de yabancıydılar. Hatta o kadar ki mesela ister inansın ister inanmasın müslüman bir şey için konuştuğunda Kuran misal veriyor ama şunlar Bibliyayı (incil) misal veriyordu yani kendi kültürüne o kadar yabancıydılar.

Rus okullarının müfredatı Moskovada hazırlanıyor azeirilerinki Bakude hazırlanıyordu kitaplarda öyle. Onun için rusca okuyanlar bir puan demiyelim de yarım puan daha öndeydiler.

Okullarda rüşvet yok denecek kadar azdı (fakat universitelerde de üçüncü dünya ülkelerine taş çıkartacak kadar çoktu).

Eğitim 10 yıldı, Gorbaçev devrinde 11 yıl yapıldı.

Okullar parasızdı. Kitaplar parasızdı. Meketeplerde kütüphaneler oluyordu oradan parasız dağıtılıyor sonra yıl sonunda geri alınıyordu.

Okulda standart giyim formaları vardı. Okula giden her kes önce oktyabryat oluyor (sinesine bir nişan takılıyordu) 4 - cü sınıfdan sonra pioner oluyordu ve o zaman hatırlamadığım Lenin ve partinin ismi geçen bir and bile içiliyordu. Büyük şehirlerde pionere geçme töreni çok ehemiyet veriliyordu ve büyük törenler yapılıyordu fakat bizim gibi ilçelerde şu formalite karakterli oluyordu ve 5 - 10 kişiyi okulun önündeki heykel karşısında and içdiriyorlar sonra o andı her kese ezberletiyorlardı. Pionere geçen kişin mutlaka kırızı kravatı ve yakasında pioner nişanı oluyordu.

Sonra 9 sınıfda (11 yıllık oldukdan sonra 10 sınıfda) komsomola geçiyorlardı. O zaman ülke dağıldığı için biz şunun ne olduğunu çok da iyi algılamadık fakat Komsomol bir üst pilleydi ve üst düzey yetkililer ilçede önemli olmasa da sözü geçer bürokratlardandı ve maaş alıyorlardı.

Eğitim karmaydı kızlar ve oğlanlar aynı sınıfda oturuyorlardı.

Tüm sınıflar aynı okuldaydı orta okul lise falan yoktu. Eğitim 3 + 5 + 2 sistemiyleydi. İlk 3 yıl zorunluydu. İlk 3 yılda sınav olmazdı. Sonrakı yıllarda her yıl sınav oluyordu ve özellikle 8 ci sınıfda ve 10 - cu sınıfda verilen sınavlar çok önemliydi. Sonrakı 5 yılda başarısız olanlar peşe okuluna gönderilirdi (5 yıldan sonra) orada onlar maragozluk, bilmem şoforlük, bilmem sanayide işçi gibi yetiştiriliyordu.

Sonrakı 2 yılda okuyanlar ya universiteye ya da texnikum denilen okullarda okuma hakkı kazanırdılar. Tabii ki sınav sınavdan başarılı geçdikden sonra.Texnikum daha aşağı seviyyeli bir okuldu.

Yaz tatilinde pioner kampları denilen yerlere davet ediyorlardı. (5-8 sınıf cocuklarını, 11 - 15 yaş). En büyük pioner kampı olan Artek krımdaydı ve her bölgeden en başarılı öğrenciler oraya aparılırdı. Fakat şu Artek aynı zamanda cocukların ahlaksızlıkla tanışmalarında çok "yardımçı" oluyordu. Diğer pioner kamplarında da benzer olaylar olsa da Artek şu işde zirve yapmışdı.

Öğretmenler o yılın şartlarına göre kötü yaşamıyorlardı özellikle yoksul ilçelrde köylü halkın çok olduğu ve doğal olarak maaş alan insanların az olduğu ilçelerde en iyi durumda olan bir tabakaydı.

Okulda tarih genel olarak SSCB den önceki her şeyi kötüleme ve yeni her şeyi göklere ucaltma gibi görev taşırdı (sizdekine ne kadar da benziyor değilmi?), alfabe önce arap olmuş, sonra latin, sonra Türkiye latine geçdikden sonra kril alfabesi olmuştu. (Ben cocukken annemin babannesi ve o yaşda olan sağkalmış insanlar bazen bize gazete ya kitap veriyor oğlum şunu oku biz okulda şu harfleri öğrenmedik diyorlardı) - alfabe devrimini insanı nasıl cahil bıraktığına bir örnek değilmi?

Okulda ilk ders Lenin sevgisi, Lenin nasıl burjuvayla savaşarak mutlu devlet yaratması gibi derslerdi. Her kitapda Fizik, Kimya mutlaka Lenin hiç ilgisi olmayan sözleri oluyordu (bence siz yanılıyorsunuz sanki TC okumuşsunuz der gibi olduğunuzu işittim))))))). Tarih Lenin burjuvaziyle savaşı onun zaferini parti tarihini genellikle anlatıyordu. Nasıl tüm dünya devletlerinin birlik olmuş genç devletin üzerine çökmesi ve Leninin şunları kovması anlatıyordu. (Garip değilmi sizde de aynısı fakat isimler farklı). İlk devirler Oku (sonralar edebiyyat oluyor) kitabında yine Lenin köylüyle nasıl sohbet ettiği, işçiye iyilik yaptığı, bayna iyi yanaştığı hikayeler anlatılıyordu. (siz de değilmi yine isim farkıyla). İlk dönemler Sovyet tarihi ismiyle genel olarak rus tarihi öğretiliyordu. Sonra azeri tarihi de öğretiliyordu fakat ders saati azdı. Orta asrlar tarihinde Osmanlını hep kötülerlerdi ve bize sizden farklı olarak Haydut kelimesi iyi anlama geliyordu)))))))))

Pkulda standart giyim forması vardı ve yoksul ailelere devlet o giysiyi bedava veriyordu. Okullarda fen olimpiyatları (önce okul dahili sonra ilçe dahili ve.s.) çok önem veriliyordu. Okullarda spor musbakaları her yıl geçiriliyordu (genel olarak futbol ve voleybol). Şu musbaklar öğrenci için çok önem taşırdı. Özellile SSCb olimpiyatlarında iyi yer tumuşsanız artık okulun "kabadayısı" olurdunuz. Bizde formalite karakterli olsad ebveyinlermin devrinde okulda dans, müzik, teatro dernekleri oluyordu. Hatta öğrenciler büyük dram oyunlarını bile yaptəkları da oluyordu. (Fakat şunu ben görmedim). Her ilçede müzik ve şatranc okulu spor dalları üzre okullarda oluyordu. Çok kişi okulla birlikde şu okula da gediyordu. Onun için bizim yaşlarda olan her kes şatranc oynamasını ya da her hangi bir müzik aletinde çalmasını biliyor.

Eğer öğrenci zayıf olurdusa okul sonrası grup denilen derslerde kalıyordu fakat bu yalnızca Büyük okullarda geçerliydi diğer okullarda formaliteden öteye geçmiyordu. Ayrıca her fenn üzre (kimya fizik ya bioloji) derneklerde oluyordu ve dersden sonra şu dernneklere katılan öğrenciler şu dallarda bilgilerini arttırıyorlardı. Fakat şunlar da işlevlerini gereken gibi yapmıyorlardı. (mesela okul programının çok dışına çıkılmıyordu , mesela - 1 saat yerinde 30 dakikayla geçiştiriliyor, haftada 2 kez yerine yalnız 1- i yapılıyordu)

Şundan başka internat okulları da oluyordu ve şurada okuyan cocuklar orda da kalıyordu. Şu okullarda genel olarak bir az daha zor karakteri olan cocuklar okuyordu. Orada eğitim kötü olsa da disiplin çok sertti.

Bir de tamayüllü okul denilen okullar oluyordu. Şunlar yalnızca Bakudeydi ve 3 adetti. Mesela matematik temayüllü okulda matematik çok daha derinden öğretiliyordu. Şu okulda okuyanlar hem bilgi acısından hem de başka acıdan universiteye kabul acısından bir az daha ilerideydi. O zaman universiteli olmak için univeristenin mesela matematik öğretmeniyle yüz yüze oturarak sınavdan geçmeliydiniz. Temayülde öğretmenler universite öğretmenleri olduğu için kendi öğrencilerini geçirmeye çalışıyorlardı.

Universili olmak çok zordu ve rüşvet gerekirdi daha etrfalı sonra yazarım şimdi çok uzun olmuş.

Teşekkürler. ama en önemlisi Üniversite Azarbaycanda Üniversite varmıydı? Hangi dallarda vardı?Askeri eğitim nasıldı? Azerilerin SSCB de subay ve Kurmay subay olabilme şansları ne kadardı? ayrıca Komunist partide yükselip Polit büroya girebilme şansları? Haydar Aliyevin polit Büroda önemli aşamada olduğunu biliyorum. Ama o kadar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakınız sizin yazılarınız bir biriyle çelişiyor.

1. Stalinin katliamları Gorbaçev değil hemen akabinde Kruşev döneminde tasdiklendi ve bir çok kişi de aynı Komunist sistemin kurduğu aynı mahkemelerde aynı hakimlerce beraat etdi. Evet Lenin devriyle kıyasda Stlin devri özellikle 39 sonrakl devirlerde katliamların hızı çok düşüktü fakat yapıldı yapılmadı diyen kimse yok.

Yine tekrarlıyorum ne olduğunu bilmeden konuşuyorsunuz. O devirde birisinin gedib NKVD (sonra KGB oldu) dilekçe vererek falanca Çarlık zamanında burjuvaydı demesi onun katline neden oluyordu NKVD ye yapılan müracatları da mahkemenin öyle derinden incelemk hakkı da yoktu yoksa yarın kendisi burjuvaya yardımdan katl ediliyordu. O zaman yaşayan dedlerim hepsi şıuna şahittir.

2. Din olgusu SSCB de Stalinin yaptırımları sonrası bir nebze de olsun rahatladı. Yoksa Lenin sistemi ve Stalinin iktidarının ilk devirlerinde (Troçkistlerin ellerinin kuvvetli olduğu zamanlar) dine karşı çok şedid olan devlet Stalin devrinde bu şiddeti bir az daha hafifletti. Baskıyı bir az daha yumşattı. Kendsi de hristiyan olduğundan hatta Ortodoks kilsesine bir az daha yetki verildi diye biliriz.ı Hatta o kadar ki, ondan sonra gelen liberal sanılan Kruşev ve daha sonra gelenlerle kıyasda daha yumşak bir politikaydı.

SSCB de eğer din kaldıysa şunu Stalini "gayretiyle" kaldı diye biliriz.

Göremediğiniz bir gerçek var Devrimi yapanların nerdeyse yüde 90 yahudiydi özellikle devrim sonrası bakan ( halk komisarı) falan olanlar. Onlar katlim da yapıyor ve halkın elindekini talan ediyorlardı. Stalin kurtlar sofrasına düşmüştü ve başka yapacak bir şeyi yoktu. Katl ettikrdiklerinin bir çoğu hakikaten de katle laik insanlardı. Yani kendini devletin ağası sanarak belki onlarca insanı öldürmüş, taciz tecavüz gasp her türlü suçu işlemiş fakat şunu burjuvaya karşı yaptığı için vicdanı rahat kimselerdi.

Belgelerle bile sabittir ki o ilk yahudi asıllı devrimciler insanların katl edildiği "teatrolar" kurmuş (Ukraynada) özellikle de şu "tyatro" oyunlarında Ortodoks papazları katl etmekden büyük zevk alırmışlar.

Stalin iktidara geldiğinde etrafındakılar (yani kısacası devrimi yapanlar) şöyle insanlardı onlarala hukukun üstünlüğü, insani değerler, vicdan gibi şeylerle mücadele etmek imkansızdı. Onlarla mücadelenin bir tek yolu vardı onları bir birlerine düşürmek ve sonra bir grubu diğer gruba karşı kaldırarak başlarını ezmek Stalin de şunu yaptı.

O yaptığı katlimları GPU (sonra NKVD sonra KGB) aracılığyla yapıyordu. NKVD sistemi de genel yahudilerin elinde olduğu için onlar da halkı Staline karşı isyana teşvig etmek için onlar da gereksiz yere bir çok katliam yaptılar.

Fakat Stalin de öyle ince eğirip sık dokumuyordu ve yine binlerce kişi suçsuz olarak katl edildi.

Şunlar bir SSCb ve devrim gerçeği.

Sol devrimi yapar fakat sonra ne yapmak gerektiğini bilmiyor. Zİra yahudi din adamları Talmudda cenneti tasvir ederken bir grubu devrimcilerin önerdiği kommuna sistemine benzer bir sistem önerir fakata nasıl çalışacağını yazmazlar ve en önemlisi nasıl kurulacağını da.

Evet şunlar eski bilinci yok etmek için bazı harf, müzik, dil, giyim kyuşam inkilapları yaparlar fakat sonrası namalum. (Yahudi din adamları "malesef" ötesini tasvir etmemiş direk sonuçta ne olacağını yazmışlar)

Bakınız aynısı Türkiyede oldu, SSCb de oldu, Çin de de oldu şu manasız devrimlerden sonra sistem tıkandı. Çinde bir az farlı oldu o da Maonun Staline duyduğu rağbet hissinden kaynaklanıyor. Yani Stalin diğer devrim önderleri gibi eskiye düşman değildi (onun için Rusiyada harf devrimi başarısız dil ve tarih devrimleri kısmen başarıklı oldu) elinden gelseydi belki de geri dönerdi fakat sisteme karşı gelemedi.

"Gorbaçov SSCB arşivlerini açtı" dedim.Stalin den sonra Nikita denilen şarlatanın ne yaptıkları umrumda bile değil.Nikita denilenkarşı devrimci ile ilgili tek cümle kurmadım.

Mario Soussa 1998 yılında SSCB arşivlerinde bağımsız tarihçilerin yaptığıaraştırmaları yazıyor.Stalin'in kendisi de; "Ben ölünce ardımdan pislik atacaklar.Ama tarihin rüzgarı o pislikleri savuracak." diyor.Google dan arayıp bulunuz.Ukrayna işgalinden Katyn iftirasına herşey bulacaksınız.Ayrıca Stalin döneminde idam edilen sayı o dönem ABD de yapılan idam sayısına eşit.

Dediğim gibi Stalin üzerinden sosyalizme saldırmak karşı devrimcilerin sık kullandığı bir yöntemdir.Stalin'in anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Stalin'e laf atanların eline vereceksin kırma paslı tüfeği "Haydi git vatanı tanklara karşı savun" diyeceksin.Gezi eylemleri,nde bir avuç çevreciye kolordu yığdı düzen.Hala şiddet yanlısı diyen var.Biraz ayaklarınız yere bassın:Ayrıca iddialar altı doldurulmadıklarında iddia edeni "MÜFTERİ" yapar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dediğim gibi Stalin üzerinden sosyalizme saldırmak karşı devrimcilerin sık kullandığı bir yöntemdir.Stalin'in anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Stalin o zaman iktidara gelecek insanların en iyisiydi fakat katliamlarını her kes biliyor. Kimleri katl ettiğini de yazdım. Şunların bir çoğu gerçektende canavar ve gaspçı, sapıklardı. Fakat mesela bir kaç milyon azeriyi şunlar Türkiye sınırındalar diye eermenistandan göçürdü. Şu zaman şunları yük taşımacılığında kullanan vagonlara tuğla gibi üst -üste yığarak Kazakistanının çöllerine sürdü belki yüz bin insan orya ulaşamadan bile hayatını kayb etti. Kazakistanın çölleri iklim acısındanda dehşet. Yazda nerdeyse artı 40 kışın eksi 40 olan yerlerde barınaksız falan şurada yaşayacaksınız denildi. Kendilerine ev bark inşa eden zamana kadar on binlercesi de orada vefat etti. Aynısını Krım tatarları ve çeçenlere uygulandı. Şunlar öyle kolay kolay üzerinden geçilecek bir şeyler değil. Eğer şunu sizin dedeleriniz yaşasaydı aynı sevgiyi şimdi de yapacakmıydın.

Evet bir insan birini seve bilir ama sanki pamuk prenses gibi de tasvir etmeniz doğru değil.

Belki Lenin ve özellikle Troçski ve onun tarında olan manyaklarla kıyaslarken melek diye bilirsiniz.

Teşekkürler. ama en önemlisi Üniversite Azarbaycanda Üniversite varmıydı? Hangi dallarda vardı?Askeri eğitim nasıldı? Azerilerin SSCB de subay ve Kurmay subay olabilme şansları ne kadardı? ayrıca Komunist partide yükselip Polit büroya girebilme şansları? Haydar Aliyevin polit Büroda önemli aşamada olduğunu biliyorum. Ama o kadar?

Azerbeycanda Bakude ve Kirovabadda (şimdiki Gence) universite vardı.

Bakude Tıpp ekonomi, Mühendislik, öğretmen, petrol ve kimya mühendisi, Oryantalizm, Fen bilimleri, Hukuk eğitimi veren Universiteler vardı. Yano toplam 7-8 Universite vardı. Her dalda eğitim hem rus bölümü hem de azeri bölümü üzre yapılırdı.

Rus bölümünde tüm dersler Rusca Azeri bölümünde Azericeydi. Rus bölümlerindeki eğitim daha iyiydi. Şunlardan başka bir de ali parti okulu vardı. Yüksek idareçi olmak isteyenler şu okulu tercih ediyordu. Fakat şurada okumak için ilk önce Universiteyi diploması olmalıydı (bazen olmasa dolurdu) sonra iş yerinde çalışdıktan sonra ilçeye bir talapname geliyordu mesela biz okumaya 2 kişi verin. Örneğin birisi öğretmen olsun ötekisi bilmem ne o zaman orada okumaya İlçe parti teşkilatı birinci sekreterinin gönderişiyle gidilirdi. Doğal olarak birinci sekreter şuraya gönderiş verdiği adamın ceplerini güzelce "temizlerdi"

Universite mezunu için iş garantiydi. 10-15 yıl çalışdıktan sonra ev de verilirdi.

Fakat Baku büyüklüğünce Taşkentle SSCB de 4-5 yerleri bölüşürken Universite eğitimnde belki ilk 100 e bile giremezdi. Önemli Universiteler Moskovada, Leningradda (şimdiki Peterburg), Kievdeydi. Şunlardan başka Kharkiv, Sverdlovsk (şimdiki Yakaterinburg), Gorki (Nijniy Novgorod), Minsk, Novosibirsk universiteleri de iyiydi. Ayrı ayrı dallar üzre Omsk, Kuybışev (yanılmıyorsam şimdi Smara) Volgograd, Kaliningrad, Odessa, Çelyabinsk, Dnipropetrovsk, Yaroslavl, Voronejde de universiteler vardı. Bakude Uluslarası düzeyde eğitim veren bir tek Universite Azerbycan Petrol akademisiydi (o zaman AZİ deniliyordu).

Diplomasi kadroları mutlaka Moskovada uluslararsı ilişkiler akademisinden mezun olmalıydılar. 80 yıllık devirde bir tek azeri büyük elçi olmuştu. Şundan başka Azerbeycan devlet Universitesinden (şimdi Baku devlet Universitesi) oryantalizm fakultesinden mezun olanlar bazı arap devletleri büyük elçiliklerinde bazı görevlerde çalışa biliyorlardı.

Azerbeycanda üst düzey yöneticiler genelikle azerilerdi. fakat şunlar özellile Azerbeycan Parti komitesi üst düzey yetkilileri o zaman Russkoyazıçnı (rus dilli) denilen zümredendi. Onlar kendi ailelerinde bile Rusca konuşuyor ve kendi kültürlerine dahi yabancıydılar. Son devirlerde Bakude azerice konuşma gericilik sanılıyordu. Yani SSCB 20 - 30 yıl dahi devam etseydi azerice yalnız köylerde konuşulan dil olacaktı.

Azerbeycanda Universtede rüşvet çok yaygındı. Özellikle tıp, Oryantalizm, Hukuk gibi dallarda okuma nerdeyse tamamen rüşvete bağlıydı. fakat mühendislik eğitimi daha objektivdi. Okuyanların nerdeyse yarısı rüşvetsiz geçiyorlardı. O zaman petrol sanyide çalışmak o kadar da iyi olmadığı için Petrol akademisinde okumak neredeyse tamamen rüşvetsizdi. fakat orada okumak da zordu yani orada okuyanların nerdeyse yüzde 20 - si orayı ilk sınıfdan bırakıyorlardı.

Bir azeri Rusiyada da bazı görevlere gele bilirdi. Özellile Ruslar çok içki düşkün olduğu için oraya düşmüş bir azeri eğer alkol kullanmııyordusa çok hızlı yüksele biliyordu. Büyük fabrikalarda genel müdir, İlçelrde mesla mali şübe müdürü, ya illerdeki bakanlıklarda üst düzey göreve gele biliyordu. Fakat SSCB ehemiyyetli fabrikalarda (Mesela Lada ya büyük askeri uçak üreten fabrika) en iyi yalnızca muhasib oluna bilirdi. O da eğer orlarda işe alınıyordusa. Bazı uzay projelerinde önemli göreve gelmiş azeriler olsa da onların karıları Rusdu ve onları azeri denilmek için bin şahit aranıyordu. Rusla evlilik yükselme işini dah da kolaylaştırırdı. Özellikle SSCB de tanınmak için o seviyyede yükselmek için kendinizin ruşlaşmanızı onlara ispat etmek zorundaydınız.

Orduda azeri subay yok dencek kadar azdı. Subaylar genllikle Ukraynlar ve Ruslardan oluşuyordu.

Kazak ve Özebekler de oluyordu fakat onlarında ruslaşmışları şunlarda en iyisi divizya komutanı (11 000 kişilik birlik) ola biliyordu. Ya mesela hava Kuvvetlerinde diviya komutanı (90 - 100) uçaklık birlik. Yani şunlar ender olan vakaalardı.

Fakat subaylar özellile de kurmay subaylar Rus ve Ukraynlardı. Kurmay subayların bir çoğu dinastiyni subaylardan olunurdu (yani neredeyse büyük dedesinden tutun da hepsi subay olan nesiller). Azeriler askere alınırlardıs genellikle o zamanlar stroybat (İnşaat taborlarında) hizmet ediyorlaardı. İsminden göründüğü gibi şu taborlar inşaat işleriyle uğraşıyorlardı. Tüm tarih boyu bir kaç azeri Tuğ general bir - iki tane tüm general rütbesine kadar yükselmişdi.

Genelikle azeri subay çok azdı ve tabor komutanı falan bazen alay komutanı gibi görevler alıyorlardı (fakat hatırlattığım gibi şunlar bir elin parmaklarıyla sayılacak kadar azdır), Şu insanlarda ukrayn ve Rusların olduğu bölgelerde ve onlala birlikde oldukları içinj assimilyasyon oluyor ve genellikle ruslarala evlilik yapıyorlardı.

Askeri eğitim tamamen ruscaydı. 70 lerden sonra Bakude askeri okul açıldı ve orada genellikle azeri cocuklar okurdu. Fakat 15 yaşından evlerinden alınan cocuklar oralarda rus gibi yetiştiriliyordu.

Yani albay ya yarabaya gibi yükselme o kadar da problemli olmuyordu. ( Ordunun mevcudu 5 milyon olunca albay yarbay hatta tuğ general o kadar da önemli olmuyor)

Heyder Aliyev Başbakan yardımcılığına kadar yükseldi. Başbakanın 2 - ci ve ya 3 - cü yardımcısı oldu. Yani 80 yılda bir tane. Bir de o zamankı başbakanı siz şimdiki TC deki başbakanlıkla kıyaslamayın. Başbakan SSCB de de fakto 6-7 ci adamdı. Fakat o mezkur şahıs da bizde kanunla korunuyor bence şu kadarıyla beni anladınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeni yetişen Azeri gençliğinin bunları iyi bilmesi ve kendi ülkelerinde Bağımsız ve hür olarak Çağdaş uygarlıkta ilerlemenizi gönülden temenni ederim.

Abi açıkçası değişen bir şey yok.

İkincisi Lenin katliam yapmadı diyen ve onu savunalar diyelim ki arşivlerde olan milyonlarca belgeyi yok sayalım. Basit bir matematikle Lenin iktidara geldiğinde olan insan sayısı, sonrası insan sayısına bakınız resmi rakamlarca 3 milyon insan muhaciret etti. Ben de şunu hadi 5 milyon yapım, (fakat şu görmezden geldiğim de basit bir sayı değil 2 milyon insan) yine nerden baksanız 2-3 milyon "kayıp" olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Abi açıkçası değişen bir şey yok.

İkincisi Lenin katliam yapmadı diyen ve onu savunalar diyelim ki arşivlerde olan milyonlarca belgeyi yok sayalım. Basit bir matematikle Lenin iktidara geldiğinde olan insan sayısı, sonrası insan sayısına bakınız resmi rakamlarca 3 milyon insan muhaciret etti. Ben de şunu hadi 5 milyon yapım, (fakat şu görmezden geldiğim de basit bir sayı değil 2 milyon insan) yine nerden baksanız 2-3 milyon "kayıp" olacak.

En iyisini siz yaşayanlar bilir.Biz sadece okuduklarımızı bilebiliriz o hususta. Ama şuda bir gerçekki Komunizm Rusyaya çiçekle gelmedi.Kanlı savaşlar oldu Beyaz rus General Vrangel orduları ile.Koskoca ülkede o kadar insanında iç savaşta ölmesi normal bir durum.Bunun nesini inkar ediyorlarki?Stalinde ortada . Stalini değil Türkler Ruslar dahi sevmiyor.En acısıda sultan Galieve oldu.Zannettiki Türki sovyetler komunizm ile özgürleşecekler.Halbuki mesele Rejim değildi.Rejim sonuçta bir Ülkede Milli gelirin paylaşılma şeklidir.Bu gün Komunizmi kabul ederim ama sonra bakarım işe yaramadı Kapitalist olurum kardeşim.Ama bir Emperyalist olarak asla emperyal hedeflerden vazgeçmem.Güçsüz koyunlar sandılarki Rus ayı oğlu ayısı Komünizm diyet rejimi ile artık koyun eti yemekten vaz geçecek!.Zayıflayacak:))Onun için toplumca koyunlaşmaktan kurtulmak veToplumu koyunluğa götüren toplumsal inançlar dahi olsa Toplumu rencide etmeden onlardan kurtulmak lazım.

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Emperyalizmin ABD si Sovyeti, Çini Avrupası yoktu ve şimdi de yok. Emperyalizm emperyalizmdir.

Bu komünistler zamanında bağımsızlık teranesi ile ülkeyi Varşova paktına sokmaya çalışırlardı. Bunların bağımsızlıktan anladığı, komünizme bağımlılıktı. Tıpkı dincilerin özgürlüğü allaha köle olmak olarak anladığı gibi!

Lan kölenin en aşağısısın, ne özgürlüğü be? Allaha köle olmak, en rezil, en düşük köleliktir. Çünkü kölenin rezaleti, köle olduğu gücü ne kadar büyük olarak düşündüğü ile doğru orantılıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...