Jump to content

RASLANTISAL ZEKİ TASARIM


Recommended Posts

  • İleti 93
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Klasik mekanik fizikte matematiksel gerceklerle fiziksel gercekler benzer nedensellik kavramlari icerirler. Ancak ona bu mantigi katan matematiktir. Vu matematik sebebiyle baglilik ilkesi gecerlidir.

Kuantum fiziginde ise olcmeye bagli bir baglilik ilkesi bulunmuyor. Cunku olcemiyoruz. Ancak her step adim mikro duzeyde ispat ve teori anlaminda yine klasik mekanik fizige bagli matematiksel islemlerle ifade edilir. ornegin isik hizinin bulunmasi.

Ancak fark sonucta elde edilendir. Burda klasik fizikte olmayan uymayan metaral sonuclar cikarilabilir. Mesela kedi olayi gibi. Ama sonucta ispatin gelistigi durum hem matematik hemde klasik fiziktir. Bu sebepten kuantumda metaryalist bilinc ve determinizmden sapmaz.

zaten fizik acisindan bunlar felsefe ifade etmez. Bol bol diferansiyel ifade eder. Biz bu kuantumun determenizme uymadigi anlayisi ile postmodern havalarla bir cok super kahraman goruyoruz. Ucan ikiz astronotlardan, kuantum kuran felsefesine, buyuk istde gelsin sirrina yada is adamlari koclugu gibi bir suru bilimle uyusmayan ama bir taraftanda bilisel oldugu iddia edilen akil tutulmasi yasiyoruz.

Dostum sana mecburen dinsel yaklaşımı anlatmak zorunda kalıyorum çünkü adamların tesadüf kavramına bakışını yanlış yorumluyorsun. Aynı zamanda buna bağlı olarak ateistlerin tesadüf kavramına bakışını da yanlış ve kendine göre yorumluyorsun. Bir şeyin nedenlerle hareket etmesi tesadüf olarak nitelendirilmesine engel değildir. rasgelelik, tesadüfilik gibi kavramlar doğrudan planlılıkla ilgili şeylerdir....

Safsata demişken; Makro dünya ile kuantum dünyasının kurallarını aynı formülle açıklayan, makro dünyadaki deterministik kuralların kuantum dünyasına uygulanmasını sağlayan nobellik formülü filan buldun da heberimiz mi yok acaba? Kuantum dünyasında deterministik kurallardan filan bahsetmekten çok uzakta bilim dünyası... Gözlemciye göre konum alan parçacıklar, sonsuz olasılıklar evreni, dolanıklık meselesi filan, işler karışık biraz oralarda... Belirsizlik ilkesi de hala aşılabilmiş bir mesele değil...

Neyse sen ittirmeye filan başladığına göre, aynı şeyleri de tekrara başladığımıza göre yazışma kabak tadı verecek sanırım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Klasik mekanik fizikte matematiksel gerceklerle fiziksel gercekler benzer nedensellik kavramlari icerirler. Ancak ona bu mantigi katan matematiktir. Vu matematik sebebiyle baglilik ilkesi gecerlidir.

Kuantum fiziginde ise olcmeye bagli bir baglilik ilkesi bulunmuyor. Cunku olcemiyoruz. Ancak her step adim mikro duzeyde ispat ve teori anlaminda yine klasik mekanik fizige bagli matematiksel islemlerle ifade edilir. ornegin isik hizinin bulunmasi.

Ancak fark sonucta elde edilendir. Burda klasik fizikte olmayan uymayan metaral sonuclar cikarilabilir. Mesela kedi olayi gibi. Ama sonucta ispatin gelistigi durum hem matematik hemde klasik fiziktir. Bu sebepten kuantumda metaryalist bilinc ve determinizmden sapmaz.

zaten fizik acisindan bunlar felsefe ifade etmez. Bol bol diferansiyel ifade eder. Biz bu kuantumun determenizme uymadigi anlayisi ile postmodern havalarla bir cok super kahraman goruyoruz. Ucan ikiz astronotlardan, kuantum kuran felsefesine, buyuk istde gelsin sirrina yada is adamlari koclugu gibi bir suru bilimle uyusmayan ama bir taraftanda bilisel oldugu iddia edilen akil tutulmasi yasiyoruz.

Sanırım yanlış anlaşıldım biraz. Öncelikle ben bahsettiğin şekilde sulandırılmış kuantumcu hipi saçmalıklarını filan savunmuyorum. Bunları bir kenara bırak, konuştuğumuza değmez...

Farklı bir maksatla sormuyorum bunu, yanlış anlama sadece anlamak için soruyorum: Determinizm, klasik determinizm gibi kavramlar deyince sen ne anlıyorsun? Eğer sadece matematiksel olmayı determinizm için yeterli zannediyorsan bence yanılıyorsun.

Evet bir şeyin belirli aralıklarda ve koşullarda matematiksel olarak ifade edilebilmesi demek onun bir yasaya göre hareket ettiğini göstermek demektir. Fakat sorun şu ki kuantum fiziğinde bulunan bazı yasalar, determinizmin temel aldığı eski klasik bilimsel anlayışıyla uyuşmaz. Determinizimde temel mesele gerekircilik ve zorunluluktur, yani bir nevi önceden belirlenmişlik söz konusudur.... Oysa kuantumda tam tersi bir durum söz konusu. Zaten kimi felsefeciler tarafından kuantum fiziğinin determinizmi çökerttiği iddiası da buradan gelir. Kuantum fiziğinin matematiksel olarak belirsizliği işaret ettiği gerekçesiyle bunu ortaya atarlar ki bu belirsizlik durumunun bazı yönleri deneysel olarak da gösterilmiştir.

Öte yandan kuantum meselesinin suistimal edildiği konusundaki eleştirilerine tamamen katılıyorum. O bahsettiğin durum başlı başına bir komedi... Kuantum dünyasında olup bitenlerin bizim makro dünyamıza olan etkileriyle ilgili bilim dışında kimse bir şey söylemez. Söylenenler sadece fantezi olarak kalır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her şey, en küçük kuantum parçacığı bile aynı nedensellik örüntüsü içinde hareket ediyorsa tesadüf yoktur. Çünkü tüm hareketlerin ne olacağı belirlidir. Belirsiz bir durum yoktur. Bunun din ile min ile hiç bir alakası yok. Dinini de minini de ittiririm de kaktırırım da... Tohumuna para mı saydım?

Konu şu ki, olayların nasıl akacağı belirli olmasına rağmen geleceği tam olarak bilen hiç bir zeka yok. Tanrı zaten ve elbette yok. Determinizmin belirlenimcilik ilkesi, ne kadar köfte, o kadar ekmek der. Nedenselliği ne kadar çözümlüyorsan, o kadar belirlenim yaparsın. Gerisi senin için belirsiz kalır. Tesadüf de bu cehaletimizden dolayı var gibi gözükür ve görelidir. Sana tesadüf olan bana değil. Bana tesadüf olan başkasına değil. Hepimize tesadüf olan gerçekte tesadüf değil.

Tesadüf tamamen göreli, palyatif, subjektif bir kavramdır. Aslı yoktur. Var gibi düşünürüz, çünkü belirlenimimiz sınırlı. Belirlenimi sınırsız olan hiç bir zeka da yoktur. Bu yüzden belirsizlikten söz ederiz. Aslında belirsizlik yoktur, ama belirsizliği tümden kaldıracak hiç bir zeka da yoktur.

Kuantumun determinizme eklenmesine ramak kaldığını belirtmiş olduğum için tekrar etmeyeceğim. Sadece bir örnek vereyim: Kağıttan bir uçak yapar uçurursunuz. O kağıdın yarısından bir uçak daha yapar, uçurursunuz. Onun da yarısından bir uçak yaparsınız, iyi uçmaz. Onun da yarısından bir uçak yaparsınız, uçmaz!

Makro dünyada bile suyun kaldırma kuvvetini ihlal eden yüzey gerilimi gibi daha alt moleküler düzeyde olaylar var. Kuantum asla determinizmi ihlal etmez. Sorun şu ki kuantumda ölçüm zor. O yüzden belirlenim bizim açımızdan kısıtlı.

Trafik kaotik bir akıştır. Belirlenim çok zordur. Trafiğin akışının neden yavaşladığnı anlamak bazen olanaksız hale gelir. Halbuki burada akan, koca koca taşıtlar. Sorun şu ki her birinin yapacağı hareketlerin nedenselliği çok karmaşık. Bir anda hepsinin birden davranışını ölçemiyor ve kestiremiyoruz. Hava durumu, borsa, kalp aritmisi, girdaplar hakeza kaotik olaylardır. Bunlarda tek sorun, çok fazla değişken olması ve hepsinin birden anlık ölçülüp anlık hesaplama yapılıp kestirimde bulunulamaması.

Kuantum da farklı değildir. Makro ölçekteki yasalarla kuantum yasaları aynı olacak diye bir koşul yok. Çelik sudan ağırdır ve suda batar ama bir jilet su yüzeyine paralel konursa batmaz. Fizik altüst mü oldu? Hayır. Farklı bir yasa daha devreye girdi sadece. Bir bobine doğrusal akım uygularsanız belli bir akım geçer. Darbeli akım uygularsanız hesapta olmayan bir etken daha çıkar ortaya ve akım değişir. Ohm yasasına uymaz. Fizik iflas mı etti? Hayır. Ohm yasasının yanında bir de Lenz yasası devreye girdi sadece.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Klasik nedensellik bu gun matematik ise eskide geometri temelli. Tanricilar ile maddeciler arasinda bir tartisma. Ayni cizgigisel sayi dogrusunda iki dogru sonsuza dek dokunmadan birbirine nasil yaklasir sorunu var? Bu maddenin ici bosmu dolumu sorunu var? Bu ikisinden de tureyen madde ilklimi ilksizmi sorunu da var...

Tabi maddeciler maddenin icinden birsey gecmediginden madde ilklidir diyor. Tanricilar tersi. Hatta konu basligimiz bu noktada aslinda yeni bir tartisma degil.

Gunumuze yaklastikca faydacilik ve halk adami kavramlari gelisti. Bunlar hizla maddecilige saldirdi. Hani ici bos degildi? Seklinde...

Simdi hem Tanribilimciler hemde Materyalistler MECBUREN determinizmi kabul etmek zorundalar.

Zira bilimsel olarak kuantum hatali anlatiliyor. Cunku bilim de yahudi lobisince kullaniliyor. Ornek belgesel kanallari. Yahudilikde diger dinlerden farkli olarak Tanri hicten yaratmaz. Hristiyanlikta ve muslumanlikta boyle degildir. Bu acidan kuantum ateizm ve dinlerle uyumlasirken yahudilikle uyusmaz. Bu felsefenin kuantumda determinizmden kirilimi burdan turetiliyor.

Sanırım yanlış anlaşıldım biraz. Öncelikle ben bahsettiğin şekilde sulandırılmış kuantumcu hipi saçmalıklarını filan savunmuyorum. Bunları bir kenara bırak, konuştuğumuza değmez...

Farklı bir maksatla sormuyorum bunu, yanlış anlama sadece anlamak için soruyorum: Determinizm, klasik determinizm gibi kavramlar deyince sen ne anlıyorsun? Eğer sadece matematiksel olmayı determinizm için yeterli zannediyorsan bence yanılıyorsun.

Evet bir şeyin belirli aralıklarda ve koşullarda matematiksel olarak ifade edilebilmesi demek onun bir yasaya göre hareket ettiğini göstermek demektir. Fakat sorun şu ki kuantum fiziğinde bulunan bazı yasalar, determinizmin temel aldığı eski klasik bilimsel anlayışıyla uyuşmaz. Determinizimde temel mesele gerekircilik ve zorunluluktur, yani bir nevi önceden belirlenmişlik söz konusudur.... Oysa kuantumda tam tersi bir durum söz konusu. Zaten kimi felsefeciler tarafından kuantum fiziğinin determinizmi çökerttiği iddiası da buradan gelir. Kuantum fiziğinin matematiksel olarak belirsizliği işaret ettiği gerekçesiyle bunu ortaya atarlar ki bu belirsizlik durumunun bazı yönleri deneysel olarak da gösterilmiştir.

Öte yandan kuantum meselesinin suistimal edildiği konusundaki eleştirilerine tamamen katılıyorum. O bahsettiğin durum başlı başına bir komedi... Kuantum dünyasında olup bitenlerin bizim makro dünyamıza olan etkileriyle ilgili bilim dışında kimse bir şey söylemez. Söylenenler sadece fantezi olarak kalır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantumda determinizm çökerten hiç bir bulguya ulaşılamadı. Tersine... Kuantum yasalar makro dünyadan çok daha kesin belirlenime sahipler. Kuantum dünyada şaşmaz bir belirlenim var. Hiç bir rasgelelelik saptanamadı. Sadece kuantumun yasaları farklı ve keşfedilmeyi bekliyorlar.

Bu zaten makro evrende de böyle. Bilinmeyen, keşfedilememiş bir yasa makro evrende de belirsizlik var gibi gösterir. Keşfedilince belirsizlik kalkar...

Belirsizliğe sadece ve sadece teistler sığınır. Tabii bir de agnostik ve deistler. Belirsizlik diye bir şey yoktur. Teizm belirsizlik vardır fakat belirliliği tanrı sağlar der. Böyle bir şey yoktur. Tanrı diye bir şey yoktur ve belirlenim doğaldır. Maddenin özünde zaten vardır. Belirlenimin tanrıya ihtiyacı yoktur. Tanrı da zaten yoktur. Çünkü olamazdır, olanaksızdır. Tanrının olması olanaksız olduğu için tanrı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

zeki tasarim diye bişi yoktur kuantum mekaniğine gore iyi okursan evren kaos evrenidir haa niye olmuyoruz diye sora bilirsin canlılarin %99 u yok olmuş bi dunyada yaşiyorsun uyan 1.

1 evren tamamen kaos evreni

2.si sandiğimiz kadar zeki değiliz 300 senelik bilgiyi kaydedebiliyoruz

3.su kusurluyuz dinlerin dediği gibi değil 9000 bin çeşit bilinen rahatsizliğimiz vardir sakat dogan canlılari saymiyorum bile....

4. evrim gerçektir akıllı tasarim diye bişi yokturr (harun yahyaya zamaninda bende çok inaniyordum şimdi bi tarafimla guluyorum çok safmişim)

5. si sadece insan bedenine bakin canlılar arasinda evrim yuzunden bel ağrisi çeken tek canlı biziz evrimin dogal hatasi ve konuşmayi keşfettiğimiz için yemek yerken nefes alamayan tek canlı biziz evrimin hatasi bogulma sebebi...

6. mutasyon zeki tasarimi tamamen geçersiz kilar genetik değiştirilebilir ki insanlar tarimin keşfinden bu yana en iyi meyveleri seçerek kendi leyhinde dunyayi değiştirmiştirr....ki ayni şekilde hayvanlarlada oynamiştir...

daha var isterseniz sayabilirimmm

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yuruyorum oyle ise tanri yoktur. Tv acik zaten Tanri yok. isiklari kapatmak zaten tapinanlarin isi. isigi kapatinca Tanri olamazdir, olanaksizdir...

Ne ilgisi var konuyla?

Nedensellik ilkesinden guzel guzel anlatiyorsun sonra bu tanri var~yok noktasina neden sicriyorsun? Benmi alakayi anlamiyorum?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Desene raslantisal zeki tasarimim olmamis.

Peki neden yeni bir kurnazlik?

" Peki neden yeni bir kurnazlik? "

Çünkü evrimin gerçek olduğunu artık teistler de anlamaya başlıyor;

Öyleyse evrime tanrıyı nasıl yerleştirelim diye yorum yapmak zorunda kalıyorlar.

Çünkü zihinleri tanrısız bir evren olamıyacağı düşüncesiyle programlanmış.

Evrimde ve evrende raslantının bir gerçek olduğunu anlayınca da;

Bu raslantıları tanrının bir seçimi olarak yorumlamak zorunda kalıyorlar.

Tabii bu durumda çelişkiye düştüklerini göremiyorlar; ya da görmek istemiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzaktan evet ama yakindan bakinca oyle degil. Benim dusunceme gore islam laik bir din. Ben islam laikligini ve islami savunmak icin bunu soylemiyorum. Cok defa forumda sunu da iddia ettim islam metaryalist bir dindir diye.

mesela bir muslumana sorarsaniz "peygberin mucuzesi nedir?" cevabi kurandir der. Niye? Cunku maneviyat ve maddiyat ayri tutulur. Cile emek sevap olarak degerledirilir.

Islam Tanricilar ve Islam Tanribilimcileri iyi ayirmak gerekir. Islam hayret edilir sekilde hem bilimi ret eder hemde bilimi sahiplenir. Bu tanribilimciler islama uzun vadede yon veriyor.

Evrim veya raslantisallikda boyle 1~2 yy da islam dairesi icine girecek. Ve ileride kitap okumak iyidir gibi kitap okumak hem musluman hem ateist icin iyidir gibi olacak. Ama zamaninda matbaanin Tanricilarca seytan isi ilan edildigini de unutmayalim.

" Peki neden yeni bir kurnazlik? "

Çünkü evrimin gerçek olduğunu artık teistler de anlamaya başlıyor;

Öyleyse evrime tanrıyı nasıl yerleştirelim diye yorum yapmak zorunda kalıyorlar.

Çünkü zihinleri tanrısız bir evren olamıyacağı düşüncesiyle programlanmış.

Evrimde ve evrende raslantının bir gerçek olduğunu anlayınca da;

Bu raslantıları tanrının bir seçimi olarak yorumlamak zorunda kalıyorlar.

Tabii bu durumda çelişkiye düştüklerini göremiyorlar; ya da görmek istemiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
islam laik bir din.

Bu son derece saçma ve tutarsız bir iddia. Böyle bir şeyin söz konusu olması dahi olanak içinde değil. Bunun nasıl iddia edilebildiği bile şaşılacak bir durum. Bu kadar tutarsız ve saçma bir iddiada bulunabilmeyi başarmak çok zor. En saçma iddia dalında rekorlar kitabına aday gösterebiliriz. İslam laik bir din! Ultra saçma... Bunu eleştirmeye bile gerek duymuyorum. Fazlasıyla saçma. Bunu eleştirmeye tenezzül etmek bile sanki bir fikirmiş gibi algılanmasına neden olur. Bu bir saçmalık ve bir hezeyan...

Link to post
Sitelerde Paylaş

" Peki neden yeni bir kurnazlik? "

Çünkü evrimin gerçek olduğunu artık teistler de anlamaya başlıyor;

Öyleyse evrime tanrıyı nasıl yerleştirelim diye yorum yapmak zorunda kalıyorlar.

Çünkü zihinleri tanrısız bir evren olamıyacağı düşüncesiyle programlanmış.

Evrimde ve evrende raslantının bir gerçek olduğunu anlayınca da;

Bu raslantıları tanrının bir seçimi olarak yorumlamak zorunda kalıyorlar.

Tabii bu durumda çelişkiye düştüklerini göremiyorlar; ya da görmek istemiyorlar.

Bu çelişkilere biraz daha açıklık getirmek istiyorum:

Yani bu teistler raslantıları kabul ediyorlar ama

raslantıların nedenlerini evrene/doğaya değil de teoya/tanrıya bırakıyorlar;

yani raslantıların nedenleri tanrının iradesidir; sonucu da nedeni de belirleyen o dur;

şu sonuç şu nedenle olacak diye belirleyen odur diyorlar:

akıl gözleri kör mü olmuşki, buradaki büyük, uzlaşmaz çelişkiyi görmüyorlar;

bu ise,

evrende nedenselliğin iptali ve onun yerine tanrının iradesinin ikamesidir:

oysa bütün evrenin ve bilimin tanıklığıyla evrende nedensellik ilkesi geçerlidir;

bunun dışında doğaüstü, tanrısal bir irade geçerli olsaydı bu nedenselliğin ihlali

olarak gözlemlenecekti

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teistlerin kafası, evrimin tanrı ile bağdaştırılamayacağını kavrayabilecek kapasitede çalışmaktan çok çok uzak. Çünkü dogmatiktirler. Dogmatik kafadan düzgün fikir çıkacağını ummak, eşeğin arkasından yürüyüp enfes çiçek parfüm kokuları beklemek kadar abestir. Evrimi tanrı ile bağdaştırma çabası, "kuru su" yaratma çabası kadar gülünçtür. Çünkü tanrı diye bir şey olsaydı evrim diye bir şey olmazdı. Evrim diye bir şey olduğu için tanrı yok.

Yaratım ya doğanın kendi dinamikleri içinde şekillenmekte ve gücünü doğanın kendi dinamiklerinden almaktadır, ya da doğa tümüyle kontrol altındadır ve şekillendirilmektedir. Bu iki kutup görüşü bağdaştırmanın bir yolu yoktur. Tanrı varsa nedensellik filan yoktur. Neden tanrıdır. Tanrı olsa hiç nedensellik filan olur mu yahu? Tek neden tanrı olur. Nedensellik gerçekte olmayan, tanrının ardına gizlendiği bir perde olur.

Determinizm ise böyle bir safsatayı asla kabul etmez. Nedensellik kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bir güçtür. Kimse tarafından düzenlenmemiştir. Nedenselliği kontrol edebilecek olan sadece insanlığın kollektif bilincidir. Daha üst bir güç yoktur. Tanrı biziz. Bizim üzerimizde bir zeka ve güç yoktur. Bu gücümüz evrim sonucu oluşmuştur. Başka bir oluşma yolu da yoktur. Son basamakta primat kuzenlerimizle birlikte primat bir atadan evrildik. Bizim kontrol gücümüz de teist aptallıkları bir kenara bırakıp nedensellik üzerinde kontrol ele geçirme oranımız kadardır.

Determinizm ile teizm asla bağdaşamaz. Teizmin girdiği yerden determinizm çıkar gider. Determinizmin girdiği yerde teizm yok olur. Determinizm tanrı böceğinin en amansız katili bir insektisittir. Temas anında öldürür!

Bunu en iyi anlayan Gazali'dir. Bu yobaz adam Farabi'nin islam dünyasında açtığı yolun tehlikesini çok iyi farketmiş ve Farabi aydınlanmasını yobaz karanlığı ile boğmuştur. Ona uyan islam dünyası da yobazlığın karanlığına mahkum kalmıştır. Bu yobaz adam olmasaydı Farabi tüm islam dünyasını aydınlatacaktı.

Yobazlar mutezile ve zerdüşt bir halife olan islam aydınlanmasının babası Me'mun'u hurmasına zehir katarak öldürmeyi başardılar ama aydınlanmayı boğamadılar. Me'mun ölmeden önce devrimini başarmıştı. İslam dünyasında bilim ve aydınlanma çağını bu devrimci halife sağlamıştı. Arap dünyasının Atatürk'ü halife Me'mun'dur. Bu büyük devrimci adam Zerdüşt bir cariyenin oğluydu ve zekası ile yükselişini babası Harun Reşid dahil hiç kimse durduramadı. Hilafet koltuğuna oturmayı başardı ve oturur oturmaz devrimlerini uygulamaya soktu. Bu devrim Farabi'yi İbn Sina'yı ve nicelerini meyve verdi.

Fakat bu meyveleri Endülüs aracılığı ile Avrupa topladı. İslam dünyası tekrar Gazali yobazının karabasan gibi çöktürdüğü cehalet karanlıklarına gömüldü.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gazali yobazlığının hüküm sürmesine çaba gösterenlerden biri de Said Nursi'dir. Tüm risalelerini bu amaçla, determinizmin islam dünyasınıa girişini engelleme amacıyla yazmıştır. Çünkü şöyle der: "İzzet ve azamet isterler ki esbab perdedarı desti kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celal isterler ki esbab ellerini çeksinler tesiri hakikiden." Tüm risalelerin ana fikri budur. Yazılış amacının özü budur. Bu safsataya göre allahın ululuğu bütün en küçük işlere varıncaya kadar her işe karışmaya engeldir. Ulu allah her küçük işle uğraşmak istemez. Bu yüzden kudretine nedenleri perde yapmış, nedenleri ön plana koymuştur. Fakat allahın birliği ve gayreti gerektirir ki nedenler bir hiç olarak kenara itilip allahın gücü ayan beyan olsun. Allah bu iki çelişki arasında bocalamaktadır. Nedenleri elinin tersiyle itip kendini apaçık mı göstersin, yoksa nedenlerin arkasına mı gizlensin.

Bu safsata ile boğuşan islam dünyası asla ortaya fikir ve bilim alanında tutarlı bir şey koyamaz ve koyamıyor. İslam dünyası allahın çelişkisi ile boğuşmaktan hiç bir şey üretemiyor. Derdi gücü allahın bu soruna karşı ne halt edeceği! Allahın derdi bu müslümleri gerdi. Başka işleri güçleri yok!

Halbuki allah olmadığı için böyle saçma sapan bir safsata da yok. Nedensellik öyle basit bir tül perde filan değildir. Nedensellik muazzam bir örüntüdür. Varlığa dair bilinen en yüksek, en müthiş gerçekliktir. Evreni bırakalım, tüm zamanlar ve varlık determinizmin kontrolü altındadır. Tanrı olsa, o da determinizme boyun eğerdi. Determinizmden hiç bir şeyin kaçışı kurtuluşu yoktur. Ortaya ben tanrıyım diye çıkacak her şey, determinizm karşısında güneşteki balmumu gibi eriyecektir. Kimse tanrı olamaz. Determinizm asla tanrıya izin vermez.

Determinizme boyun eğmeyecek ve tanrı olabilecek bir güç, yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

democrossian ben de teşekkür ederim

konunun daha iyi anlaşılmasını sağladın

nurculara ve Nursi'ye atfen şunu da eklemek istiyorum:

umur-hasise yani basit, küçük işlerle doğrudan ilgilenmek,

kudretin büyüklüğüne yakışmadığından esbab yani nedensellik perde edilmişmiş;

nurcular ve Nursi görmüyorlar mı ki, nedensellik sadece umur-u hasiseye değil

umur- kebireye yani evrendeki büyük işlere de hükm ediyor.

nurcular ve Nursi ve onlar gibi düşünenler kendi geçersiz varsayımlarınca

evrende kudretin doğrudan temasıyla ortaya çıkan

yani nedensellik ilkesini ihlal eden

bir tek şey gösterebilirler mi?

yalnızca var olduğu sanılan mucizeler !!!

nedenselliği ihlal eden, kanıtlanmış hiçbir mucize ortaya konulmamıştır, konulamaz

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...