Jump to content

"Kuran'ı bir hikaye gibi okumayın" ne demek?


Recommended Posts

"Kuran'ı bir hikaye gibi okumayın"

Bir kaç iletide birden karşılaşınca bununla neyin anlatılmak istendiğini sorayım dedim:

Ne gibi okuyalım? Bilimsel makale? Roman? Şiir? Felsefi metin? Kanun? Mitoloji? Araştırma? Tez?

"Okuma" nın özel bir yolu var da biz mi bilmiyoruz? O şekilde okuyunca yazılanlar bir başka anlama mı geliyor?

Bi anlatıverin ablanıza bakeym...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okurken eleştirebilmelisin, eğer böyle bir evreni yaratan allah olsaydı bunları yazarmıydı. Bir allah başı ve sone nerde belli olmayan düzensiz bir kitap bırakırmıydı. Peygamber ölmeden önce neden düzenli bir kitap haline gelmedi, bu kitabı kimler yazdı vs vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kastedilen "bir metodoloji hassasiyetine sahip olun" demektir.

Ateistsiniz, ya da dinsiz ya da agnostik ya da kendinizi nasıl isimlendiriyorsanız.

Demek ki düşünüyorsunuz.

Demek ki kafanız çalışıyor.

Demek ki bilimsel ya da entelektüel bir faaliyette bulunuyorsunuz.

Eleştiriyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz, yeni fikirler üretmeye çabalıyorsunuz vesaire...

Bütün bunları ezbere mi yapıyorsunuz yoksa bir ilkeniz, bir yönteminiz/usulünüz var mı?

Ezbere yapıyorsanız, kafanıza geleni alıp fikir diye yamıyorsanız yapacak birşey yok.

Ama yok, "İlkelerimiz var, bir yöntemimiz, usulümüz, metodoljimiz var" diyorsanız şunu da kabullenmişsiniz demektir:

"Her düşünsel faaliyetin bir ilkesi vardır ve bu ilkeleri ortak akıl belirler."

Bu ortak akıl dediğimiz şey heveslerden, insani zaaflardan olabildiğince arındırılmış evrensel ilkelerin bütünüdür.

Kuran'ı okurken de, Kapitali okurken de, Nutuk'u okurken de bu ortak akıldan uzaklaştığınızda o kitapları istediğiniz gibi anlayabilir ve istediğiniz şekle sokabilirsiniz.

Kapital'i okurken oradan Marks'ın Müslüman olduğuna dair deliller bile çıkarabilirsiniz.

Nutuk'u okuyarak Atatürk'ün Şeriatçı, Hilafet yanlısı olduğunu da çıkarabilirsiniz.

Kuran'ı okurken de Kuran'ın bir şiir kitabı, bir kehanetler manzumesi falan olduğunu zannedebilirsiniz.

Ama hiçbir kitap böyle okunmaz.

Bu işlerin usulü vardır, adabı vardır.

Sırf Kuran meali okunarak Kuran'ı ve İslam'ı anlayamayız.

Aynen sırf kapital okuyarak Marx'ı, marksizmi ve bizzat sırf kapitali anlayamayacağımız gibi.

Ayetlerin iniş sebepleri vardır.

Muhkem ve Müteşabih ayetler vardır.

Her bir ayetin hususi ve umumi yönleri vardır.

Her bir tabakanın hissedar olabileceği yönleri vardır.

Edebî ve hukukî yönleri vardır.

Varoğlu vardır.

Elbetteki Kuran'ı anlamak için bunların hepsinin ayrı ayrı derinlemesine bilinmesi gerekmez. Avam bir çoban da Kuran'dan hissedar olabilir.

Ama işi "Hüküm verme" boyutuna getiriyorsanız, Kuran'da bir çelişki olduğunu iddia ediyorsanız öncelikle bu tür şeyleri bilmeniz ve gözönünde bulundurmanız gerekir.

Yoksa bilimselliğe de, ortak akla da, düşüncenin ilkelerine de aykırı davranmış olursunuz.

ve bütün iddialarınızı fikir zannedip onlara evrensellik süsü verip etrafında tavaf eder durursunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama hiçbir kitap böyle okunmaz.

Bu işlerin usulü vardır, adabı vardır.

Sırf Kuran meali okunarak Kuran'ı ve İslam'ı anlayamayız.

Aynen sırf kapital okuyarak Marx'ı, marksizmi ve bizzat sırf kapitali anlayamayacağımız gibi.

Ayetlerin iniş sebepleri vardır.

Muhkem ve Müteşabih ayetler vardır.

Her bir ayetin hususi ve umumi yönleri vardır.

Her bir tabakanın hissedar olabileceği yönleri vardır.

Edebî ve hukukî yönleri vardır.

Varoğlu vardır.

Katılıyorum. Hoca Ahzap 50 yi okurken cemaat ağlamasın değilmi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Kuran'ı bir hikaye gibi okumayın" ne demek?

Cevap basit,

Din ile ilgili tartışmalarda müslümanların kullandıkları klişe lafları vardır;

Ateist: Din saçmalıktır.

Müslüman: Bunu nasıl söylersin bire kafir! Sen hiç Kuran okudun mu?

Ateist: Evet okudum, bu yüzden ateistim.

Müslüman: Kuran hikaye kitabı gibi okunmaz, bir daha oku!!

Olay bundan ibaret, yani senin birey olarak Kuran'da yazanları beğenmeme gibi bir seçeneğin yok,

Okusan suç, okumasan suç :(

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Kuran'ı bir hikaye gibi okumayın"

Bir kaç iletide birden karşılaşınca bununla neyin anlatılmak istendiğini sorayım dedim:

Ne gibi okuyalım? Bilimsel makale? Roman? Şiir? Felsefi metin? Kanun? Mitoloji? Araştırma? Tez?

"Okuma" nın özel bir yolu var da biz mi bilmiyoruz? O şekilde okuyunca yazılanlar bir başka anlama mı geliyor?

Bi anlatıverin ablanıza bakeym...

dostum o sözü yazan benim.hikaye gibi okumayın.yaşama monte ederek okuyun.Kuranın anlatımı biraz mecazlı.ama çabuk aşina oluyor insan.içine düşünme fiilinide ekleyince çok geniş şeyler görebiliyor.ve Kuranın tarzını onaylıyor.

onu İbrahimin güneşe aya bakıp battığını görmesi örneği için söyledim.ama bu Kuranın bütünü içinde genellenebilir.

insanlar zaten güneşi ayı adı gibi bilir.bunlar doğar ve batar.bilmem kaç yaşına gelen biri yahu bunlar batıyormu diye dönüp bakmaz.

orda kasıt güneşe tapanlar ve aya tapanları anlatmak.o dinlerin getirdiklerinin az ilerde battığını anlatıyor.

okurken bu şekilde okuyun.

örnek.

şeytanın dik yokuşu nedir !

bunu fiziki bir yokuş gibi düşünürsen ! fiziken öyle bir azap tepesi yok !

ama hayatına aksettirerek düşünürsen o zaman o dik yokuşu öyle bir görürsün ki.şaşırır kalırsın.

bu kitap nasıl bir kitap.nasıl herşeyi saymış dökmüş görürsün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

başka örnekler vereyim.

benim alim sıfatında dünyada tanıdığım bir adam vardır.o da nasrettin hocadır.

yaşamıştır yaşamamıştır mühim değil.ama ortada bir nasrettin hoca efsanesi yaşar gider.

ipe un serme

göle yoğurt çalma

bindiiği eşşeği saymama

bindiği dalı kesme

insan gibi konuşamasada.insan gibi düşünür( papağan ve hindi için )

eşşeğemi inanıyorsun bana mı

kazan doğurdu.

işte bunlar gibi.bu sözler bana göre muhteşem sözler.basit espirilerle hayatı ve insanı inanılmaz derecede iyi anlatıyor bunlar.

Kuranda bunun gibi.basit mecazlarla bunun çok ama çok daha ötesini yapıyor.bunlar sadece insanın huyunu suyunu basit şekilde kalıplamış ama Kuran bu kalıpların sebebini.çözüm yolunuda vermiş.insana dair herşeyi eksiksiz anlatmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Kuran'ı bir hikaye gibi okumayın"

......

Ne gibi okuyalım? Bilimsel makale? Roman? Şiir? Felsefi metin? Kanun? Mitoloji? Araştırma? Tez?

.....

Bi anlatıverin ablanıza bakeym...

Ablacığım; makamla okuyun demek istiyor herhalde. Hiç tanık olmadınız mı mevlütlerde, namazda, cenazede nasıl okunduğuna? Allah da ondan hoşlanıyo anlaşılan. :lol::lol::lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her zaman yaptıkları şey, kuran öyle okunmaz. Müslümanlar doğru okuyor biz yanlış okuyoruz peki müslümanlar da üstün bir okuma yeteneğimi var.

İşlerine gelmeyen ayetlerdede bunu yorumlamak bize düşmez, bunun hakkında yazılmış olan kitaplar vardır ve bu ayetleri bu işin uzmanı kişiler yorumlamalıdır gibi cevapları olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kuran arapça ve mümkünse arap harfleriyle okunmalıdır.türkçe okumaktan itinayla kaçınmak gerekir.aksi taktirde dinden çıkma riski bulunur.evet böyledir

tarihinde jadı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
offff terliksi,verdiğin örnekler örnekmi şimdi

peki tamam.

netleştirerek verelim.hayatın geneline dönük mesajlar genelde mecazlı olur.bu daima böyledir.

kendi yaşadığını anlatmak ve insanların ondan kendine kıssa çıkarması bu etkiyi birebir yapamaz.çünkü emir ifadeleri çıkaramaz insanlar bundan.Kuranda bu tür kıssalarda vardır.ama mesaj yinede mecazla tekrarlanır.

bir kitap düşünün.birilerinin biyografilerini anlatıyor.ama hiç ordaki kıssadan alınması gerekenler mesaja çevrilmiyor.

o zaman bu kitap bir biyografi kitabı olur.mesajlanması gerekir.Kuranın mesajlarıda alemlerin tamamına yönelik olduğu için herkez tarafından algılanacak şekilde.hayatı muhteşem şekilde anlatarak mesajlanmıştır.

bir örnek.hemde inanılmaz bir örnek.

bakara 30-40 arası.ademin halife olarak yaratılması diye bilinen ama alakası olmayan hikaye !

bakara 30-40 arasında Allah ademe ( insanlara ) seslenir.

der ki ! şu ağaca ( doğrusu mal sevgisine ) yaklaşmayın.

bunun üzerine şeytan ademi korkutur.vesvese verir.Allah sizin melek olmanızı istemediği için bunu söylüyor der ( doğrusu Allah sizin iktidar sahibi olmanızı - güç sahibi olmanızı - hükmeden varlıklar olmanızı istemediği için bunu istiyordur.melekeyni kelimesinin ikizini bulup bunun manasını burda gösterdim.melekeyni demek melek demek değildir ! )

Allah başka ayetlerde cevap veriyor.

şeytan sizi fakirlikle korkutuyor.oysa tam aksine ! PAYLAŞMAKLA AZALMAZ ! PAYLAŞMAKLA ARTAR !

paylaşmakla zengin olur insanlar.

ama şeytan cevabını söylüyor.

and olsun onları kıyamete kadar dik bir yokuşa süreceğim.

Allah cevap veriyor.

sen benim iyi kullarımı asla yolundan saptıramayacaksın.(çünkü aklın yolu birdir !)

ama dünyanın çoğu sana uyacak !

bende onları ve seni çatırrrrr çatırrrrr yakacağım !

ve olaylar dünya üzerinde aynen böyle gelişir.

insan mal sevgisine yanaşır.iktidar savaşı üzerine geçer hayatı.

kimi bir devletin başı için oynar oyununu kimi bir şirketin başı için

kimi sahip olduğu yaşamın bir basamak üstü için.

ama yön hep mal sevgisidir !

işte bu yön ve hırs yüzünden insanın çirkin yerleri kendine görünür ( cinsel organları diye meal edilmesi yanlış - bununla hiç alakası yoktur olayın )

bu çirkinlikler o gerzek hikayedeki elmayı yemekten kaynaklanmaz.mal sevgisindeki ısrardan kaynaklanır.

kötü yerler böyle ortaya çıkar.çünkü ben duygusu-sahip olma duygusu daime diğer ben duyguları ile çatışır.

bunu hayata bakıp görmek çok kolayken ! kör olup göremez insanlar.

oysa koskocaaaa amerika koskocaaa ırağı almıştır !

sebep onların söyledikleri gibi barış ve demokrasimidir yoksa basbaya ırağın jeopolitiği ve petrollerimidir !

oysa Allah sözünü söylemiş ve uyarısını yapmıştı.o ağaca yaklaşmadığın sürece

sana açlık ve çıplaklık yok demişti !

bakın bakalım hayatın her yanına !

türkiyeye bakın !

açlık ve çıplaklık var mı yok mu !

neden var diye derin şekilde bir düşünün bakalım !

neden kötülükler var düşünün !

bu mesajdan hiçbir şekilde sakınamazsınız kendinizi.bu hayatın her zerresine sinen bir mesajdır.

örnek mi !

akşam oldu !

eve geldin.

karnın aç !

önüne bir yemek geldi.

senin kocaaaa bir tavuk üretim ve kesim merkezin var !

çokkk zenginsin.

ama sofrandaki domatesin tadı yok.

çünkü bir şerefsiz içine hormonu basmış ve o gazla senin masanda almış soluğu.

sen o domatesi yedin

ne dedin !

ulan eski domatesler yok artık.şerefsizler bunun bile tadını bozmuş !

ammaaa !

senin fabrikandan çıkan tavukta o domatesi senin sofrana hormonla gazlayanın masasına gidince !

o da der ki !

ulan nerde eski tavuklar.bunun bile tadını bozdular.

işte o domatescide o tavukçuya sallar durur.

ama ikiside BİNDİĞİ EŞŞEĞİ SAYMAZLAR

o eşşeğin üzerindeyken kendi eşşeği hariç bütün eşşekleri öyle güzel öyle güzel sayarlar ki

hesaplarında hiç şaşma olmaz.

ama bir tek kendi eşşeği o hesabın içinde yoktur.ama başkasının hesabında onun eşşeğide vardır.

peki nedir bunların sebebi !

mal sevgisine olan aşktır !

peki kim mutlu !

bunun için hayatın içinden binlerce örnek verilebilir.

trafikte bile bu hikaye vardır.

oturduğun eve ödediğin parada bu hikaye vardır.

bak !

ben istanbul çekmeköyde oturuyorum.bundan 10 sene önce yolu bile olmayan bir köydü burası.

depremden sonra toplu konut alanı seçildi.çok sağlam bir zemini olduğu için bütün büyük firmalar hucum etti.

şimdi aldı başını gitti burası.

düşün bakalım !

sen basit bir vatandaş çocuğusun.yada multi milyardersin bişey değişmez.

şeytanın dik yokuşunda para ile öne çıkamazsın.

o dik yokuşta herkez aynı eşşektir.kendi ellerinin getirdiklerini eşşek gibi taşırlar.

okula gittin.inş.mühendisi oldun çıktın.

bir bina dikeceksin.

geldin çekmeköye

1 dönüm arazi lazım sana ! lazım çünkü temel atacaksın !

VER 2 TRİLYONU al bakalım

bu sana 1.dik yokuş !

daha okulun kapısından çıkınca tosladın işte !

hadi onu buldun.

izinleri ruhsatları için dökeceğin paranın hesabı yok !

demirin hesabı yok

çimentonun hesabı yok

kumun hesabı yok.

taşın hesabı yok !

bu bina sana kaça gelir hesabını sen yap !

haaaa zenginsin yaparsın.

yaparsın doğru ama bu seni yine Kuranın zenginliğine ulaştırmaz.

oysa ben bir gazetede tammmm sayfa ilan gördüm.

çorluda %85 yeşil arazi ayırılmış.

içinde havuz-otopark-tenis-koşu-alışveriş merk.okul vs vs vs vs herşey olan bir sitede

daire başı fiyat metre kare başına 1000 ytl

yani 65 mt kare 65000

133 mt kare 133000

ama bu fiyat çekmeköyde aynı şekilde bir site için bunun en az 5 katı ediyor.

sebep ne düşündün mü !

çünkü çorludaki arsa burdakinin 10 da biri etmiyor !

benim okul arkadaşım silivride oturuyor.ve 550 dönüm arazileri var.

5 dönüm satıp çorludan 75 dönüm arazi almışlar !

şimdi arazileri bozdurup bozdurup katlıyorlar.

ama silivrideki 550 dönüm araziyi satsa çekmeköyden 20 dönüm alamazlar.

sebep ne !

oysa çekmeköydeki arazinin verimi silivridekinin yarısı değildir.

peki toprağa bu değeri katan ne !

bunları anlamak sizin için zor değil mi !

oysa işte Kuran hayatın heryerini anlatıyor.

sebebi o ağaca yaklaşmak işte.sebebi kendini cennet yaprağı ile örmek ( yani mal sevgisi ile.para ile örtmek-cennet yaprağı ile örtünmek yok ! )

işte o tavukçu mal sevgisi için ilacı basıyor.

o domatesci mal sevgisi için hormonu basıyor.

bu mal sevgisi öyle bir virüs ki.hiç durmuyor.

Allahın bedava verdiği toprak anlamsız şekilde trilyonlara satılıyor.oysa BEDAVA

Allahın demiri bitiyor mu.gözünüzü açın ve yaşamındadaki demiri bir sayın.metrekareye neredeyse 300 kg demir düşüyor !

bitiyor mu ! saniyede binlerce milyonlarca araba.beyaz eşya inşaat demiri vs vs vs vs yapılıyor bitiyor mu

kum bitiyor mu

taş bitiyor mu

bunları fahiş fiyata getiren ne !

bu dik yokuşa insanı süren ne !

bak bu konular bitmez !

yaz yaz bitmez !

eski bir yazımdan alıntı yapıyorum

oda bu konu üzerine.ve bunu mutlaka oku.

ve Kuranın hayata nasıl nufuz ettiğini biraz gözlemle.hikaye gibi okuma.etrafına biraz bak.

bu Kuran insanları nerelere götürüyor gör

bahçe duvarları ve Kuran !

--------------------------------------------------------------------------------

selam.

bazı yazılara cevap verirken aklıma bu konuyu yazmak geldi.

umarım okuyanlar.ateist müslüman yada hristiyan olduklarını bir kenera bırakıp objektif bir şekilde düşünürler.

ben bu sitede klasik ama yalnız Kuran üzerine islam yanlısı olarak tartışırken.şuanda deist olmuş olan safbilgi isimli sevdiğim bir dostum bir yazı astı.

ADEM,HAVVA,ELMA KISSASINDA YILLARCA MEALCİLERCE KANDIRILDIK MI?

başlığı yukarıdaki olan yazıyı okuyunca beynimden vurulmuşa döndüm.bu yazı beni hayatımda en çok etkileyen yazı oldu.

halada benim için öyledir.içeriğini bilmeyenler okuyabilir.linki aşağıda.

http://www.sozumuzvar.com/forum/viewtopic.php?t=3653

bu yazının arkasına düştüm.gizli bir foruma üye oldum.kapalı devre bir foruma ! ve orda klasik islam düşüncelerim değişti.

ben 16 yaşında dinle muhattap oldum.ve önüme gelen yazı benim için dindi.takvim yapraklarının arkasını bile okurdum.

sonra namazın miraçta 50 vakitten 5 vakte inme konusundaki hadis eleştirisini okudum.Musanın Allaha ve Muhammede akıl verip

9 kere namaz pazarlığı yaptırdığı yazıyı ! o günden sonra hadis dinini terketmiş ve yalnız Kuran dininden olmuştum.

ama yukarıdaki yazı ile Kuran dinini yanlış yorumladığımı farkettim.Kuran dininin yorumlanma ilkelerini bu yazı ile keşfedip

bunun üzerine gidince gözlerim açıldı.

yukarıdaki linkin konusu şu.

bakara suresinde geçen ademin cennetten kovulma konusunun gerçek meali.Kuran tekniği ile olan meali.

yöntemde müthiş ! ve çok sağlıklı !

Kuranda Allah bazı ayetler muhkem bazıları müteşabihtir der.ve Kuranın ikizli bir kitap olduğunu söyler.

bu iki ayette Kuran sözlüğü gizlidir.Allah bazı ayetleri muhkem yani tartışmasız kılmış.ve ikiz kelimelerin en az bir tanesini muhkem kılmıştır.

yani kesin manasını yüklemiştir.bu şekilde Allahın kelimelerinin değişimi engellenmiştir.

bir nevi tuzaktır bu ! Allahın kelimelerini değiştirmek isteyenlerin farkında bile olmadıkları bir sözlüğü vardır Kuranın.

Kuran kendi kendisinin sözlüğüdür.

vakıa suresinde yıldızların yerlerine yemin edilir.ve üstüne eğer bilirseniz bu büyük bir yemindir diyede üstelenir.

yerlerine diye meal edilen kelimenin aynısı kehf suresindede geçer.ve tartışmasız ve istisnasız olarak aynı kelime.

düşecekleri manasında meal edilir.çünkü kelime orada tam manası ile muhkem kullanılmıştır.

yapılacak olan.muhkem ayetle manası yüklenmiş kelimeyi müteşabih ayete kopyalayıp yapıştırmaktır.

bu durumda ayet.

yıldızların düştükleri yere yemin ederim olur.ve gerçektende çok büyük bir yemin olduğu anlaşılır.

işte değiştirilen Kuran manası bu şekilde yenilendiğinde Kuranın gerçekten müthiş bir kitap olduğu ortaya çıkar.

bakara suresi 30-40 arası ayetlerin çalışmasının yapıldığı bu alıntıda gerçekte anlatılan şudur.

Allah ademe ( insanlığa ) şu ağaca yaklaşmayın dememiştir.mal sevgisine yaklaşmayın demiştir.

Kuran sözlüğü ile olaya bakınca bu çok açıktır.ama insan açgözlü olduğu için mal sevgisine yaklaşmıştır.

bunun üzerine çirkinlikler-yani kötülükler ortaya çıkmıştır.insan kendisini para-mal sevgisi ile örtmüştür.

işte ilk insanlığa yapılan bu uyarı bugünde hala aynen ivmesini korumaktadır.

Allah bugün Kuranda yine mal sevgisine yaklaşmayın.dağ gibi yığmayın demektedir.

ama malesef !!!!

şimdi gelelim bahçe duvarlarına.

geçen gün arabayı servise bıraknıştım.ve o gün uzun uzun yürümüştüm.

yürürken bahçe duvarları dikkatimi çekti ! hiç abartmıyorum.hemen yan sitemiz villalardan oluşan bir site ve çevresi abartısız 3 kilometre uzunluğunda 2 metre yüksekliğinde duvarla çevrili.bizim site desen öyle.bitişik olan bütün siteler istisnasız yüksek ve tel örgülü bahçe duvarları ile çevrili.

peki neden !

neden biliyormusunuz.bakara 30-40 arası anlatılan durum yüzünden.para ile örtünmenin yüzünden.

çünkü çirkinlikler bu yüzden ortaya çıkmış.

başka bir ayette insanlar önceden tek bir ümmetti sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler demekteydi.

işte o ihtilaf bugünkü bahçe duvarlarının atasını oluşturan ihtilaftı.mal sevgisi sebebi ile çıkmış kıskançlıkla devam etmiş bir yansımaydı.

düşündüm neden bu bahçe duvarları.

bana göre açılımı şuydu !

bizler zengin insanlarız.ve bu duvar bizi diğerlerinden ayıracaktır.önüne gelen bu duvarın ardına geçemez.bizim tabakamız dışında muhattabımız olmaz.bu duvar bir ölçüdür bir sınırdır.bu duvarın bu tarafında bizim gibi olanlar.öbür tarafında bizim gibi olamayanlar vardır.

oysa Allah şeytan sizi fakirlikle korkutur.vermekle azalmaz.vermekle artar demektedir.

peki bu doğrumu değil mi

yüzde yüz doğru.hemde inanılmaz şekilde doğru.

düşünün.toplasan 20 km kare içindeki sitelerin bahçe duvarlarını.dikenli tellerini.güvenlik kameralarını.güvenlik elemanlarını.çelik kapıları.

bu kadar bir alanda.yanyana koysanız 50 km bahçe duvarı var ! ciddi söylüyorum ! abartısız bu kadar var.

becerebilsem googleeart'tan resimlerini bile koyarım buraya !

şimdi bu bahçe duvarları yerine.güzel bir toplum için evsizlere ev yapılsa okumamışlar okutulsa !açlar doyurulsa.

50 km duvar mı daha pahalı olurdu ! yoksa diğeri mi ! 20 km kare içinde kaç evsiz olabilir ki ! kaç okula gidemeyen çocuk !

50 km lik duvar ile ortada olan insana ev yapmayı bırakın.bunun 100 katı insana geçim sağlayabilirdik.

toplum kalitesine yatırım yapan japonyaya bir bakın.birde bahçe duvarı yapan bizlere bakın.

50 km duvar.zaman içinde yıpranır.boyası bozulur boyarsın.bir yeri yılılır yaparsın.telleri paslanır değiştirirsin.güvenliklere her ay maaş verirsin.

ama bunlar yetmez.bahçe dışında ayırıp evsiz kalmasına göz yumduğun o insanlar açlıktan hırsız yada serseri olmuştur artık.

ve sende işine gitmek zorundasındır.

ama araban lükstür ve çalılabilir. !

kasko yapmalısın.alarm taktırmalısın !

üstelik bu kadar çok korunmana rağmen yinede emin değilsindir.

devlet güvenliği sağlasın diye daha çok polis çalıştırmalıdır.

daha çok asker barındırmalıdır.

vergilerin okul hastane olacağı yerde polis asker maaşı olmaktadır !

yani aslında her durumda insanlık o bahçe duvarından zarardadır !

şeytan fakirlikle korkutur.ama vermekle azalmaz vermekle çoğalır !

inanın bu gerçekten doğru.vermekle çoğalır.

çünkü bir bahçe duvarı yerine bir kimsesiz çocuğu imar etseydik.

sadece 300 gr beyni olan o çocuk belkide yarın bütün ülkeyi değitirebilirdi.

tamam belki bu cümle iyimserlik gibi duruyor.

o zaman gerçek bir cümle kuralım.

ilk okulda bir hikaye okumuştum.çok zeki bir kız varmış

padişah kızın babasına der ki.kızına sor bakalım bir kaşıkla bir gölü boşaltabilir mi !

baba kızına sorar

kız elbette boşaltırım der !

göle gelen bütün suları kesin ben o gölü boşaltırım !

eninde sonunda göl boşalmaya mahkumdur.

o halde gerçek bir cümle kurarsak

bahçe duvarı ile birbirimizi ayıracağımıza.

çok daha ucuzcu olup sevgi ve insan inşa etmekle

bu toplumda açlık hırsızlık cehalet bırakmayabilirdik !

ve daha çok düşünen daha çok anlayan bir toplum olabilirdik

ve kesinlikle bu halimizden çok daha ötede olabilirdik.

belkide japonyadan ötede olabilirdik.

Kuran insanlık için olmazsa olmaz bir kitaptır.

bu sadece tek bir Kuran örneği.Kuran ile örülmüş bir toplum

bırakın dünyanın ötesine gitmeyi.

iddaa ediyorum şu günden 300 sene sonra yıldızlarda yaşıyan bir toplum olurdu !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Terliksi iletilerini okudum.

Kuran'da ki ogutlerin dogrulugunu, hayata uygunlugunu isaret etmissin.

Peki ama bunlar dogru ogutler diye bunu evrenin yaraticisinin yolladigi sonucuna nasil vardin?

Yani insanlar tarafindan yazilmis bir ton ogut var, Budistlerin, hindularin hikayecikleri, ogutleri de insana cok uygun geliyor. Hatta burda senin yazdiklarindan daha dogru geliyor.

Ama bu adamlar, bir cok dine inananlar Musluman, Hiristiyan, Yahudilerin yaptigi gibi cikip "Bunu sizi yaratan Tanri demistir bizim peygamberimize" demiyorlar.

Ben Tanrisal olduguna dair delil istiyorum. Din yollama olayi bile, kitap, ayet indirme mantigi bile, melek seytan karakterleri bile benim icin Tanrisal olmadiginin, insan yapimi oldugunun gostergesi mesela..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...