Jump to content

Kuranda en beğendiğiniz 5 hatayı yazın


Recommended Posts

Tamam mustafa2116, sen kalbin karar vermediğine inanıyorsan beyin figürlü hediyeler seni bekliyor, denemesi bedava, beyin de bedava :)

bence ciddi olarak biyoloji fizik ve kimya okumalisinki burdaki insanlarla yarişabilesinn yanliş anlama ben kurani ezbere biliyorumm hatta tevrati incili konficysim budizm brahman taoizm de ayrintili okudummm(konficyus ibrani dinlerden once insani ahlakin yazari not al bence )

ayrica e-okuldan yaziyorum orta ogretim e-okul eğitim sistemi

Duygu nedir, duygu ne demek tanımı Duygu, psikolojide, bireyin iç olaylara ve bedenin içinde bulunduğu koşullara ilişkin öznel algısı. Günümüzde, psikologların üze­rinde kesin anlaşma sağladığı tek ve kapsayıcı bir duygu tanımı yoktur. ABD’li psiko­log Robert S. Woodworth (1869-1962), duygu ve heyecanın bireyin “içsel durumu” olduğunu söyler. Öte yandan birçok psiko­log da Alman filozof Immanuel Kant’ın tanımını benimseyerek duyguyu, psikoloji­de duygulanım olarak bilinen ve hoşnutsuz­luk ya da hoşlanmayı içeren durumla özdeş tutarlar. Duygularla yakından ilişkili olan heyecan ise, çoğu kez duygu terimine yakın anlamlarda kullanılmasına karşın, duyguların yaşanmasına paralel olarak göz­lenen yüz kızarması, kasların gerilmesi, kalp atışlarının hızlanması, solunumun art­ması ve tüylerin diken diken olması gibi bedensel değişimleri de kapsar. Her ruhsal deneyim, zihinde iki boyutta incelenebilir: Düşünce bileşeni ve duygu bileşeni. Bu iki bileşen yakından bağıntılıdır. Her zaman farkına varılmasa da, bütün zihinsel etkin­liklerde bir duygu tonu bulunur. Bu, kişinin bir olaya ilişkin öznel deneyimi biçiminde algılanır; dışa vuran davranışlara ve iç davranış denebilecek düşüncelere yansır. Duyguların, beyinde duyu, algı ve düşünce düzenekleri ile karşılıklı etkileşim içinde olan biyokimyasal bir temeli vardır.

Kaynak: http://www.eokul-meb...gu-nedir-39981/

tarihinde mustafa2116 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Arkadaşlar Kuran da onca yanlış varken şu kalp olayına taktınız nedense.Orada kalbin mecazi anlamda kullanılmadığı ispatlayamazsınız.Bugün bile kalbinden geçenleri söyle,kötü kalplisin,kalp gözü açık,kalbimi kırdın vs. ilmen çok mantıksız kelimeler var.Hatta bu cahilce kelimeleri doktorlar bile kullanıyor.Ama günümüzde bunlara mecaz deniyor.Allah ın da bunu mecaz anlamda kullanmadığını ispatlayamazsınız.Benim anlamadığım yüzlerce saçmalık arasından niye buna takıyorsunuz ençok.Bende söyleyim bi mantıksızlık sizin saymadıklarınızdan.Mesela Allahın tecrübeyle bilgi sahibi olması.Savaşların ve diğer olayların sonucunu bilememesi.Bi dediği lafı sonradan Allah gördüki deyip değiştirmesi.Yani deneme yanılma yöntemiyle hareket etmesi.Ashabı Kehfin sayısını bilememesi.

tarihinde Miki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar hepsini sıralamış..

Kuran'ı yazan gerizekalılar,Allah'ı ve meleklerini Muhammed'e secde ettirmişler..Kuran baştan sona bir zırva ama bu hata trajikomik..Bir insan gerizekalı olur da,bu kadar da olmaz..Hem Muhammed peygamber diye lanse edeceksin,hem peygamberi Tanrı ilan edeceksin..Bu saçma sözleri açtığım bir konuda işlemiştim;

http://www.ateistfor...showtopic=57387

Ayrıca Allah'ın Kuran'da bana ister Allah deyin,ister Rahman demesi de,çok çok komik :lol:

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakara 29: Öyle bir Allah'tır ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı, sonra iradesini yücelere yöneltti de gökleri nizam ve intizam üzere yedi kat olarak yarattı. O, her şeyi bilir.

Naziat 27 - 30: Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu. - Tavanını yüceltti, düzüp koştu. - Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı. - Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi.

Hangisi önce bi karar ver!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakara 29: Öyle bir Allah'tır ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı, sonra iradesini yücelere yöneltti de gökleri nizam ve intizam üzere yedi kat olarak yarattı. O, her şeyi bilir.

Naziat 27 - 30: Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu. - Tavanını yüceltti, düzüp koştu. - Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı. - Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi.

Hangisi önce bi karar ver!

burda bir hata yoktur. ayetlere dikkatli bakıldığında burdaki ayetlerde ilk yaratmadan değil düzenlemelerden bahsediliyor.

ilk yaratmanın ikisinin birlikte olduğu ifade edilir,önce bitişikken ayırdığını sonra ikisinin aynı anda geldiğinden bahseder. Fussilet suresinin 11. ayetinde yerlerin ve göklerin birlikte hareket etmesi “Böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.” şeklinde ifade edilir.

burda ayetler bilimle tam örtüşmektedir. aşağıdaki yazıyı mutlaka okunmalıdır.

Gök mü yer mi önce yaratıldı?

9 Şubat, 2007 • İlgiliKategorisi

Kategorisi: Çelişki İddiaları

Naziat ve Fussilet surelerinde geçen ifadelerden yola çıkarak iki farklı yerde yerin ve göğün yaratılışıyla ilgili farklı bir sıralamanın olduğu iddia edilmektedir. Bu farklılığın bir çelişki olduğu söylense de, gerçek iddia edildiği gibi değildir. Aslında yerler ve göklerin yaratılmasında bir sıralama yoktur. İkisi de aynı anda yaratılmıştır. Enbiya suresindeki bir ayette şöyle bildirilmektedir:

O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık …. (21 Enbiya, 30)

Görüldüğü gibi hem gök hem de yer birlikte varlardır. Yaratılışlarında bir sıralama olmadığı; ayrılma işinin sonraki aşamada yapılması söz konusudur. Diğer ayetler de dikkatli okunduğunda böyle bir sıralama yapılmadığı görülecektir. İlk önce Fussilet suresindeki ayetlere bakarsak bunu daha iyi görebiliriz.

Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler. (41 Fussilet Suresi – 10-11)

10. ayete bakarsak yerin yaratılmasından söz edilir. 11. ayette ise “sonra duman halinde göğe yöneldi” ifadesi vardır. Yani burada göğün daha sonradan yaratılması söz konusu değildir. Gök zaten vardır. Olan duman halindeki göğe yönelmedir. Ve 12. ayette şöyle devam edilir:

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir. (41 Fussilet Suresi, 12)

Burada söz konusu olan duman halinde var olan göğün, yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır. Yeni bir yaratılış söz konusu değildir. Sadece düzenleme söz konusudur. Atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğü, atmosferin ilk başta duman halinde olması daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiği bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimiz de ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Naziat suresindeki ayetlere baktığımızda, yine benzer bir durum olduğunu görürüz. Burada göğün yaratılmasından bahsedilir. Bunlar anlatıldıktan sonra ise yer ile ilgili şöyle bildirilir:

‘Bundan sonra da yeryüzünü düzenledi.’(79 Naziat Suresi, 30)

Burada da yerin yaratılmasından söz edilmez. Zaten yer vardır. Burada söz edilen yerin düzenlenmesidir. Yani bir yaratılış yoktur. Naziat ve Fussilet surelerindeki ayetlerde anlatılan yer ile gökler birlikte yaratılmıştır. Daha sonra da yer ve gök düzenlenmişlerdir. Fussilet suresinin 11. ayetinde yerlerin ve göklerin birlikte hareket etmesi “Böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.” şeklinde ifade edilir.

RESİM44

Yine yerin ilk oluşumuyla ilgili bilimsel çalışmalara bakılırsa, tüm kıtaları birlikte tek bir kara parçası olduğu daha sonra karaları oluşturan tabakaların hareket ettiği, bu hareketler sırasında kıtaların birbirinden uzaklaşarak yeryüzünde yayıldığı, dağların zaman içinde şekillendiği anlatılır:

Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz). (51 Zariyat Suresi – 48)

Bu ayette de bu bilimsel gerçek ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi iki grup ayette göklerin ve yerin yaratılmasının birbirinden önce ya da sonra yaratıldığı söylenmez. Burada bahsedilenler yaratılmış olan göğün ve yaratılmış olan yerin düzenlenmesidir. Bu düzenlenmenin de tıpkı bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkan gerçeklerde de söylendiği gibi oluşmuş olmasıdır. Bu ayetler de bırakın çelişki olmasını, ancak son yüzyılda ortaya çıkan bilimsel gerçekler ifade edilmektedir.

bu yazı alıntıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

burda bir hata yoktur. ayetlere dikkatli bakıldığında burdaki ayetlerde ilk yaratmadan değil düzenlemelerden bahsediliyor.

bu yazı alıntıdır.

Bahsettiğin (pardon yapıştırdığın) metin bakara 29 ile naziat 27-30 karşılaştırması değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saptirma, carpitmalari saymazsak kuranda tek bir "akla mantiga bilime" ters ayet yoktur...

Hamdolsun ki kendimiz okuduk , sorguladik, iman ettik...

haa sen öyle diyorsan tabi. boşlukları da g.tünden çıkan sözde bilgilerle mi doldurdun. bilgisi olan şey zaten neden boşluk bırakılıyosa başta. :ph34r:

tarihinde Son of Anarchy tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Saptirma, carpitmalari saymazsak kuranda tek bir "akla mantiga bilime" ters ayet yoktur...

Hamdolsun ki kendimiz okuduk , sorguladik, iman ettik...

Kuran'da akla, mantığa ve bilime uygun ayet mi var ki? Tabii senin aklına, mantığına ve bilim anlayışına uygun olması normal, çünkü sen bunları uygun görecek şekilde düzenlendin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dogrusu soyle olacak :lol: :

Bakara 29: Öyle bir Allah'tır ki yeryüzünde ne varsa hepsini (n taslagini) sizin için yarattı, sonra iradesini yücelere yöneltti de gökleri nizam ve intizam üzere yedi kat olarak yarattı. O, her şeyi bilir.

Naziat 27 - 30: Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu. - Tavanını yüceltti, düzüp koştu. - Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı. - Ve yeryüzünü de bundan sonra (onceden yarattigi taslak uzere) yaydı, döşedi.

Bu tabiki boyle olacak. Yoksa hasa Allahin sozlerinde hata mi olur

Link to post
Sitelerde Paylaş

1- Nur 33: Allah'ın fuhuşu cariye yapmak istedikten sonra tasdik etmesi. Zorla fuhuş yaptırılan ve tecavüze uğrayan cariyeleri, tecavüze uğradıklarından dolayı affetmesi. O kadınların da insan olduğundan ve tecavüzün ne demek olduğundan bihaber olması.

2- İnanmayanlara hakaretler etmesi.

3- İnanmayanları bulduğunuz öldürün demesi.

4- Allah yolunda ölüp öldürmek için savaşı farz kılması.

5- Cihadçı ırz düşmanlarına cennet vaatleri vermesi. Ganimet olarak milletin karısını kızını helal etmesi.

tarihinde sertanyaril tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır. (Lokman Suresi-34) Diyanet Vakfi Meali

Bu sureye gore:

1- Bediuzzaman

2- Meteorologlar

3- Doktorlar

4- Memurlar

sirk gunahini isliyorlar. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam mustafa2116, sen kalbin karar vermediğine inanıyorsan beyin figürlü hediyeler seni bekliyor, denemesi bedava, beyin de bedava :)

iyice sacmalamissin.

kalp sadece kan pompalayan bir et parcasi.

akil mantik duygu dusunce gibi fonksiyonlarin hepsini beyin yerine getirir.

hediyenin ustundeki kalp figuru mecazidir gercek kalp degildir. duygular mecazi olarak kalp ile ifade edilir ama gercekte duygularin da kalp ile bir ilgisi yoktur.

ben butun kalbimle inaniyorum ya da butun kalbimle seviyorum dersen bu mecaz olur

ama ben kalbimle anliyorum kalbimle dusunuyorum dersen bu bilimsel hata olur cunku ne mecazi olarak ne de bilimsel olarak kalbin dusunme ve anlama gorevi yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iyice sacmalamissin.

kalp sadece kan pompalayan bir et parcasi.

akil mantik duygu dusunce gibi fonksiyonlarin hepsini beyin yerine getirir.

hediyenin ustundeki kalp figuru mecazidir gercek kalp degildir. duygular mecazi olarak kalp ile ifade edilir ama gercekte duygularin da kalp ile bir ilgisi yoktur.

ben butun kalbimle inaniyorum ya da butun kalbimle seviyorum dersen bu mecaz olur

ama ben kalbimle anliyorum kalbimle dusunuyorum dersen bu bilimsel hata olur cunku ne mecazi olarak ne de bilimsel olarak kalbin dusunme ve anlama gorevi yoktur.

Bu zaten antik çağın bilgisinin günümüze kadar ulaşmış halidir. Eskiden ciddi şekilde kullanılıyordu, şimdi mecaza döndü. Ben daha önce Kuran'da öyle yazıyor diye kalbi düşünme organı yapmaya çalışan bazı dincileri de gördüm.

Onlara plastikten yapılma yapay kalbin ameliyatla takılabildiğini ve bu nakilden sonra insanların normal yaşamlarına devam edebildiğini de gösterdik ama bizi şeytan ilan ediyorlardı. İmanlarını sınıyormuşuz meğer:)

Bu dincilerden her şey beklenir. Ben açıkçası dininde imanında birini görsem o adamdan uzak dururum. Daha ahlaksız oluyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onlara plastikten yapılma yapay kalbin ameliyatla takılabildiğini ve bu nakilden sonra insanların normal yaşamlarına devam edebildiğini de gösterdik ama bizi şeytan ilan ediyorlardı. İmanlarını sınıyormuşuz meğer:)

Kalp kan pompalamazsa beyne kan gitmez, beyin de faaliyetlerini yerine getiremez düşünemezmiş...

Bu yüzden düşünme kalpte başlar demişti aklı kıt hocalarımdan biri...

Nasıl bunların peşine gitmişim, nasıl inanmışım, resmen keklenmişim!

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...