Jump to content

kitap lara inanan dindarlara


Recommended Posts

Yani Kuran anlayış ve sevgidir, amacıda güzelliktir, diyorsunuz özetle...

- Sizce buna ulaşabilmiş midir?

- Tanrı Kuranın yanlış yorumlayacağını bile bile niye bu şekilde yollamıştır?

- Tanrı tüm müslümanlarca yanlış anlaşılacağını ve problemlere yol açacağını bile bile niye yollamıştır? (Teliksi hariç)

- (peygamber zamanında)Sevgi dininin elinde niye bu kadar kan vardır?

Yazdıklarınızın sonucu, bunlar gibi yeni sorular belirdi aklımda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

canım kardeşim.Kuran gerçekten son derece açık bir kitap.ve muhattabı olan herkeze avazı çıktığı kadar bağırıyor.görmek istemeyen görmüyorsa onun suçu nedir.o ne yapsın.burda insanların hiç mi kabahati yok.

bak sana çok sıradan bir ayet göstereyim.

İsrâ

107

De ki: 'İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler.'

108

Ve derler ki: 'Rabbimiz yücedir, Rabbimizin va'di elbette gerçekleşmiş bulunuyor.'

109

Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor.

110

De ki: 'Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur.' Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.

şimdi bu ayetleri yarı zeka sahibi biri olarak okuyan herkez çok net anlar.ama yine Kuranın örneklediği İbrahimin babası gibi okursan bu iş olmaz.burda Kuran çok net.mesajını gizlemiyor.okuyanda mesaja şahit oluyor.bu Kuran bu kadar açık şeçik yazılmış olmasına rağmen.birde üstüne üstlük bu kitabın nasıl okunacağını nelerin yapılması gerektiğini nelerinde yapılmaması gerektiğini mükemmel anlatıyor.

üstelik arap olmadan anlar.arapça bilmeden anlar.çünkü düzgün bir kitabı bozmak mümkün değildir.bozan mutlak suretle kaza yapar.bu mesajı bozanlar meallerinde ve yorumlarında binlerce kere Kuranın ruhuna tosluyorlar.yarı zeka sahibi biri bunu anlar.bu çok kolay.

ama ibrahimin babası gibi ayakları üzerinde dönüp.BİZ ATALARIMIZIN DİNİ ÜZEREYİZ DERSE ! iş orda biter ! Kuran bunun yapılmaması gerektiğinide anlatmış.hiçbir eksiği yok Kuranın.kimse şunu eksik bıraktı diyemez.

neyse yukarıdaki ayetlere gelelim.

bakın yukarıdaki mesaj ne kadar açık.Kuranın yakın muhattaplarına deniliyor ki ! ister ona inanın ister inanmayın.bu ifade Kuranın yakın muhattapları için.yani duyupta inkar içinde olanlara sesleniyor.ve bu sesleniş içinde başka bir yaşanmışa pencere açıyor.başkalarının takındığı tavrı anlatıyor.akıl sahibi olanların halleri ve tavırları nedir onu örnekliyor.ama o akıl sahipleri İLK KEZ KURAN İLE MUHATTAP OLUYOR.ayetlerden çok açık.ve ayetin sonunda diyor ki ! namazında sesini ne çok yükselt nede çok alçalt.orta bir ses tonuyla hitab et.

burda namazın şekilsel bir namaz olmadığı çok açık.çokk ama çok açık.bi kere Kurana inanan birine isterr inan ister inanma denmez.

Kurana inanan biride sanki ilk kez dinliyormuş gibi vaybeee Allahın vaadi gerçekmiş diye heyecan yapmaz.burda yeni muhattaplara seslenme var.onlara Kuran okunuyor.onlara Kuran anlatılıyor.işte buradaki namaz bu ! namaz tek bişey değil.Kuranın bütün emrettikleri namazdır.

işte bu sadece bir örnek.aklı orta seviyede çalışan biri için Kuran çok açıktır.biraz ama biraz düşünmek buna yeterde artar bile.

tamam şunu çözemez insan !

Ahzâb 56

Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.

latincesi

İnnellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima

burada insanlar meale inanabilirler.bunu çözemeyebilirler.buradaki kandırmacanın ve sapmanın farkına varamayabilirler.birileri işlerini birazda olsun kılıfına uydurabilir elbette.amma ! Kuranın ruhunu arayan ve kesinlikle onu isteyip ona teslim olan bu ruhu mutlaka bulur.

benim hiç arapçam yok ! ama bu hatalardan mümkün olduğunca kendimi sakınabilir oldum.belki biraz fazla çaba gerektirdi ama bir yerde buna mecbur kalınıyor.çünkü birileri inanılmaz derecede tahrifatlar yaptı.ve biz çocukluktan itibaren buna muhattap edildik.böyle büyütüldük.ama Kuran okuyunca ve onun dediklerini yapınca bu derece büyük bir tahrifatın bile tesiri önemli değil.Kuran mutlaka doğruya götürüyor.tek yapılacak şey onun ayetlerine sadık kalıp kesinlikle ve kesinlikle ayetlerine tam inanmaktır.

yukarıdaki ayette salatın çoğulu salavat var.çünkü özne ikili ! Allah ve melekleri dediği için fiil çoğul oluyor.

ama burdaki çoğulluk ve öncesinde yapılan korkunç tahribat ! kelimenin basitçe çoğulunu yazmaya engel oluyor.

ÇÜNKÜ ! BİRİLERİ ÇOKTAANNN ALLAHIN KELİMELERİNİ DEĞİŞTİRMİŞLER !!!

oysa Kuran bunun korkunç getirileri olduğunu söylüyor.ama insan söylemesine rağmen bunu yapıyor.

burdaki gerçek ifade Allah ve melekleri peygambere çok salat eder.sizde ona salat edin.

yani Allah ve melekleri peygambere destek olurlar.sizde ona destek olun diyor.

salat fiil olarak uyluklarını hareket ettirmek.isim olarak uyluk manasına geliyor.

salatı ikame = namaz KILMAK = Allahın dinine destek olmak demektir.bunun için çaba sarfetmek demektir.

işte ikinci örnekte insan türkçe meallerden uyanamayabilir.ama bu samimi şekilde Kuranı arayanlar için ikinci level dir.

önce Kuranın ruhuna açıkça uymayan ifadeleri tespit edecek.şüphelenecek.neler oluyor diyecek.bunun aslı astarı nedir diye düşünecek.sonra ikinci level zaten önüne açılacak.sizler ikinci levele geçmeden bu işi terk edenlersiniz.Kuran çelişkilerle dolu saçma bir kitap dediniz ve gittiniz.

oysa değil.çelişki bunu yazan şerefsiz mealcilerin kabahati.o yüzden önce onlar suçludur.

bu sadece iki tip örnekti.sanmayın ki Kuranda sadece bu ikisi var.birinci tip örnekten yüzlercesi var.

asıl ikinci tip örnek daha az.birincide uyanmak daha kolay.ama herkes İbrahimin babası kesilmiş malesef.

görsede görmek istemiyor.

üstelik birileri göstermeye çalıştığı halde.büyük puntolarla göstermeye çabaladığı halde görmek istemiyorlar.

ben bütün yazılarımda birer örnek vermiyorum size ! veriyorum.işte burada iki tane verdim.

ama kim görüyor.yalanda konuşmuyorum.bizzat izahınıda yapıyorum.ayetide koyuyorum.

ama yok arkadaş görüyorsun görmek istemeyen görmüyor.oysa ayet son derece ama son derece açık.

çokkk açık.burda Kuranın kabahati nedir !

bak bir gerizekalılık örneği daha vereyim.

1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!

2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

4. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

5. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

6. Gerçek şu ki, insan azar.

7. Kendini kendine yeterli gördüğü için.

8. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

9. Gördün mü şu men edeni,

10. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)? *

11. Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,

12. Yahut takvayı emrediyorsa?

13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

14. (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

16. O yalancı, günahkar alından (perçemden),

17. O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

18. Biz de zebanileri çağıracağız.

19. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

bakın koca diyanetin yaptığı meale bakın.

aslında ne kadar açık olay.

burda namaz kılarken.yani SALAT EDERKEN engellenen Peygamber olabilir mi !

çünkü peygambere gördün mü deniliyor.burda gözlemleyen peygamber.

hadi kendi namaz kılarken engellenmiştir.bu olamazmı fikrini kabul edelim.

ama bu fikir bizi nereye kadar götürecek görelim.dediğim gibi KURANIN RUHU MUTLAKA YANLIŞI BOZACAKTIR.

peygamber engellenmiş diyorsanız.büyüttüğüm büyük ifadeler bir Peygambere uyan sözler mi

hiç bir paygamber için YA O DOĞRU YOLDAYSA DENİLİR Mİ

HİÇ YA O TAKVAYI EMREDERSE DENİLİR Mİ.

hiç böyle bir ihtimal olur mu.böyle saçmalık olur mu.

burda salatı yapan başkaları.başka biri yada birileri.

gözlemleyen peygamber.

peki salatı yapanın Peygamber olmadığını netleştirdik.

peki namazda hiç tebliğ olur mu be kardeşim.bu insanlar neyi nasıl düşünüyor.

saçmalıklarına saçmalık ekliyorlar.namaz bir kalıptır.namazda inanmayan namaza dahil olmaz.

yani namaz bir tebliğ sistemi değildir.namaz bir kalıptır.inananlarla birlikte yapılır.içinde inanmayan olmaz.

birilerine tebliğ yapılmaz.bişey anlatılmaz.ortak kalıp sözler bir sistematik içinde okunur.

ama burda anlatılan namazda tuhaftır.sanki namazında peygamber inkar edenlere tebliğ yapıyor gibi duruyor !

oysa tamamı saçmalık.peygamber için ya takva emrederse ya doğru yolda olursa diyor.

bunların ne mantıkla nede inanılmış olan kalıplarla tutan yanı yok.

ama insanlar yinede bunlara inanmak istiyorsa düşünmüyorlarsa bunda Kuranın suçu nedir.

bunlar çok açık şeyler değil mi.Kuranın mesajı gördüğünüz gibi bunca tahribata ve tahrifata rağmen hala yok edilemiyor.

ama tek yapılması gereken düşünmek !

ama nerdeeee !!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
canım kardeşim.Kuran gerçekten son derece açık bir kitap.ve muhattabı olan herkeze avazı çıktığı kadar bağırıyor.görmek istemeyen görmüyorsa onun suçu nedir.o ne yapsın.burda insanların hiç mi kabahati yok.

bak sana çok sıradan bir ayet göstereyim.

[...KURANDAN ÇEŞİTLİ BÖLÜMLER...]

ama insanlar yinede bunlara inanmak istiyorsa düşünmüyorlarsa bunda Kuranın suçu nedir.

bunlar çok açık şeyler değil mi.Kuranın mesajı gördüğünüz gibi bunca tahribata ve tahrifata rağmen hala yok edilemiyor.

ama tek yapılması gereken düşünmek !

ama nerdeeee !!!

Sorduğum sorulara direkt cevap vermemişsiniz. İzninizle, sorularımı, iletinize göre yanıtlayıp, yorumluyorum:

Yani Kuran anlayış ve sevgidir, amacıda güzelliktir, diyorsunuz özetle...

- Sizce buna ulaşabilmiş midir?

>Terliksi: Ulaşamamıştır. çünkü yanlış yorumlanmaktadır.

>>Nature: Tanrı amacına ulaşamayacağını bildiği kitabı niye yollar acaba?

- Tanrı Kuranın yanlış yorumlayacağını bile bile niye bu şekilde yollamıştır?

>Terliksi: ...

>>Nature: ...

- Tanrı tüm müslümanlarca yanlış anlaşılacağını ve problemlere yol açacağını bile bile niye yollamıştır? (Teliksi hariç)

>Terliksi: Burada kuranın suçu yok. Gerçekleri avazı çıktığı kadar bağırıyor.

>>Nature: Yani Tanrı Kuranı doğru bir şekilde göderdi. Apaçık yazsada, bu şekilde anlamayacağımızı biliyordu. Bile bile bizi kaosa sürükledi diyorsunuz, sanırım(Terliksi hariç).

- (peygamber zamanında)Sevgi dininin elinde niye bu kadar kan vardır?

>Terliksi: ...

>>Nature: ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
canım kardeşim.Kuran gerçekten son derece açık bir kitap.ve muhattabı olan herkeze avazı çıktığı kadar bağırıyor.görmek istemeyen görmüyorsa onun suçu nedir.o ne yapsın.burda insanların hiç mi kabahati yok.

Ayrıca kişisel görüşümü belirtmek isterim: @terliksi anladığım kadarıyla sen hiç yönetim veya liderlik görevi yapmamışsın(gerçek veya sanal olarak) veya gözlemleyememişsin(bakmışsın ama görememişsin).

>Arkadaşım şimdi eğer bir kişiden, X işini yapmasını istersen, ama o yapmazsa(yapabileceği halde), sorumluluk(suçlu) işi yapmayandadır.

>>Eğer 20 kişiden, X işini yapmasını istersen ama onlar yapmazlarsa, sorumluluk(suçlu) senin liderliğinde ve/veya onların arasında, yanlış yönlendiren/örnek olan kişilerdedir.

>>>Eğer yüz binlerce kişiden X işini yapmasını istersen ama yapmazlarsa(istisnalar hariç(ki bu kadar çok sayıda, mutlaka istisna çıkar)), suçlu ve sorumlu kesinlikle sensindir. Ya işi yanlış verdin, ya anlatmayı beceremedin, yada vs...

İnsan tek başına özgür seçimli bir birey olabilir, ama toplum oldukça doğrusal(robotlaşmış) hareket eder. Eğer ne yapacağını biliyorsan, toplum, bir kukla gibi yönetilebilir. Sadece ne yapacağını ve nasıl yapacağını bil yeter. Toplum istediğini yapmıyorsa mutlaka yanlış hesap yapmışsındır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

toplumun ne yapacağını Kuran zaten öngörmüş.ve bu öngörüde haklı çıkmış.bunu neden yaptığını ne üzerine yaptığını nasıl kurtulacağınıda saymış dökmüş ve bunlar insanı tanımlayan olayları izah eden mükemmel analizlerdir.

insan bu paradoksa kendisi düşmüştür.sebebi Kuran değil insandır.bunda Kuranın hiç suçu yok.

insan bir mal gibi burnunun dikine gitmeyip Kuranı dinlese ve ona uysa bunlar olmaz.burda son iletinde verdiğin örneklerin hiçbiri geçerli değil.bu tam olarak insanın kendi mantıksızlığıdır.ve bu mantıksızlıkta ısrar etmesidir.bunu her göz bilir ve görür.ama yinede yapmaz.oysa yap diyen Kurandır yapmayan insandır.güzel güzelde izahı yapılmıştır.hayattaki yansımalarıda birebir Kuranın öngördüğü gibidir.en ufak bir şaşma dahi yoktur.ama ne gariptir ki suçlusu Kuran olmaktadır.ben buna acayip şaşırmaktayım.

Kuran demiyor mu !

şeytan sizi fakirlikle korkutur.oysa paylaşmakla azalmaz paylaşmakla artar.

bu sözün hayata yansımasına bakarsan kesinlikle doğrudur.ve Kuranı dinlemesende onu okumasanda aklın yolu bu sözden geçer.

her mantıklı insan bu sözü kabul eder.ama yinede kör kesilir.

Kuran hayatı muhteşem anlatır.yapılan hataları anlatır.sebebini anlatır.karşılığında yapılması gerekeni anlatır.ama yine suçlu Kuran olur ! çok enteresan.şimdi sen gelmiş geçmiş en iyi matematik hocasından ders alacaksın.ve o hoca matematiği sana dünyada hiç ama hiç kimsenin anlatamadığı kadar kusursuz anlatacak.ama sen sınavdan sıfır çekeceksin.ve diyeceksin ki hocada iş yoktu !

bu hesap aynı hesap işte.

bir örnek.

Kurada ademin cennetten kovulma hikayesinin gerçeğini size sanırım hiç anlatmadıysam 30 kere anlatmışımdır.

orada hz.adem ve havva uydurması yok.

Allah o ağaca yaklaşma demiyor.mal sevgisini yaklaşma diyor.

şeytan onları fakirlikle korkutuyor.Allah sizin hükmetmenizi güçlülerden olmanızı istemiyor diyor.sonsuz güç için parayı gösteriyor.

insanda kendini para ile örtüyor.( cennet yaprağı değil!para sevgisi - mal sevgisi )bunun üzerine kötülükler görünür oluyor.( cinsel organlar vs görünmüyor.kötülüklerin sebebi bu mal sevgisi işte )

kör olmayan her insan bu sözlerin inanılmaz doğru olduğunu ve hayatının her saniyesinde yankılanmasını görür ve bilir.

ama görmek nedense işine gelmez burnunun dikine gider.ve şu basit olayı çözemez.dünyanın içine eder.

bakın bununla ilgili değişik değişik onlarca örnek verdim.

tavuktan domatese kadar saydım döktüm.ülkelerin istilasından trafik tıkanmasına kadar hayatın her yerinden saydım döktüm.

bahçe duvarlarına kadar bunun yansımalarını yazdım ben.hala çıkıp Kuranı nasıl suçlu buluyorlar anlamıyorum.

yönetim meselesine gelince.ben hiç kimseyi yönetmek istemedim.hiç böyle bir çabam olmamasına rağmen daima benim isteğim dışında yönetici seçildim.

üniversitede 7 tane ayrı sıfatım vardı.

öğrenci temsilcisi seçildim.ben aday bile olmadığım halde

kuzey kafkasya halk dansları ve müzik topluluğu başkanı seçildim.aday bile olmadığım halde.hatta ikinci senemde tanıştım.ne kurucusu oldum ne çabalayıcısı.ama yine ben istemesemde beni seçtiler.

işletme topluluğu başkanı seçildim.onada aday bile olmadım.

reis seçildim.ben ısrarla olmaz dediğim halde.

vs vs vs

hiçbirine ben kendim aday olmadım.ama gariptir hep ben seçildim !

ben yönetmek istemesemde hep yöneten seçildim.ben yönetmekten anlarmıyım bilmiyorum ama

insanların benim iradem dışında bende ısrar etmesi sanırım tuhaf bir durum.üzerinde düşünülmeye değer sanırım.

şimdi Kuranın hayata yansımasına ait kimsenin alaka kurmadığı yerler üzerine yazdığım bir yazımı asıyorum tekrar.

Kuranın bu hayata yansımadığı yer yok.Kuran kadar bu hayatı anlatabilen yok.

buna rağmen matematik hocası misali insanlar bunu anlamıyorsa.suçlusu Kuran değildir.

bizzat insanın kendisidir.

bahçe duvarları ve Kuran !

selam.

bazı yazılara cevap verirken aklıma bu konuyu yazmak geldi.

umarım okuyanlar.ateist müslüman yada hristiyan olduklarını bir kenera bırakıp objektif bir şekilde düşünürler.

ben bu sitede klasik ama yalnız Kuran üzerine islam yanlısı olarak tartışırken.şuanda deist olmuş olan safbilgi isimli sevdiğim bir dostum bir yazı astı.

ADEM,HAVVA,ELMA KISSASINDA YILLARCA MEALCİLERCE KANDIRILDIK MI?

başlığı yukarıdaki olan yazıyı okuyunca beynimden vurulmuşa döndüm.bu yazı beni hayatımda en çok etkileyen yazı oldu.

halada benim için öyledir.içeriğini bilmeyenler okuyabilir.linki aşağıda.

http://www.sozumuzvar.com/forum/viewtopic.php?t=3653

bu yazının arkasına düştüm.gizli bir foruma üye oldum.kapalı devre bir foruma ! ve orda klasik islam düşüncelerim değişti.

ben 16 yaşında dinle muhattap oldum.ve önüme gelen yazı benim için dindi.takvim yapraklarının arkasını bile okurdum.

sonra namazın miraçta 50 vakitten 5 vakte inme konusundaki hadis eleştirisini okudum.Musanın Allaha ve Muhammede akıl verip

9 kere namaz pazarlığı yaptırdığı yazıyı ! o günden sonra hadis dinini terketmiş ve yalnız Kuran dininden olmuştum.

ama yukarıdaki yazı ile Kuran dinini yanlış yorumladığımı farkettim.Kuran dininin yorumlanma ilkelerini bu yazı ile keşfedip

bunun üzerine gidince gözlerim açıldı.

yukarıdaki linkin konusu şu.

bakara suresinde geçen ademin cennetten kovulma konusunun gerçek meali.Kuran tekniği ile olan meali.

yöntemde müthiş ! ve çok sağlıklı !

Kuranda Allah bazı ayetler muhkem bazıları müteşabihtir der.ve Kuranın ikizli bir kitap olduğunu söyler.

bu iki ayette Kuran sözlüğü gizlidir.Allah bazı ayetleri muhkem yani tartışmasız kılmış.ve ikiz kelimelerin en az bir tanesini muhkem kılmıştır.

yani kesin manasını yüklemiştir.bu şekilde Allahın kelimelerinin değişimi engellenmiştir.

bir nevi tuzaktır bu ! Allahın kelimelerini değiştirmek isteyenlerin farkında bile olmadıkları bir sözlüğü vardır Kuranın.

Kuran kendi kendisinin sözlüğüdür.

vakıa suresinde yıldızların yerlerine yemin edilir.ve üstüne eğer bilirseniz bu büyük bir yemindir diyede üstelenir.

yerlerine diye meal edilen kelimenin aynısı kehf suresindede geçer.ve tartışmasız ve istisnasız olarak aynı kelime.

düşecekleri manasında meal edilir.çünkü kelime orada tam manası ile muhkem kullanılmıştır.

yapılacak olan.muhkem ayetle manası yüklenmiş kelimeyi müteşabih ayete kopyalayıp yapıştırmaktır.

bu durumda ayet.

yıldızların düştükleri yere yemin ederim olur.ve gerçektende çok büyük bir yemin olduğu anlaşılır.

işte değiştirilen Kuran manası bu şekilde yenilendiğinde Kuranın gerçekten müthiş bir kitap olduğu ortaya çıkar.

bakara suresi 30-40 arası ayetlerin çalışmasının yapıldığı bu alıntıda gerçekte anlatılan şudur.

Allah ademe ( insanlığa ) şu ağaca yaklaşmayın dememiştir.mal sevgisine yaklaşmayın demiştir.

Kuran sözlüğü ile olaya bakınca bu çok açıktır.ama insan açgözlü olduğu için mal sevgisine yaklaşmıştır.

bunun üzerine çirkinlikler-yani kötülükler ortaya çıkmıştır.insan kendisini para-mal sevgisi ile örtmüştür.

işte ilk insanlığa yapılan bu uyarı bugünde hala aynen ivmesini korumaktadır.

Allah bugün Kuranda yine mal sevgisine yaklaşmayın.dağ gibi yığmayın demektedir.

ama malesef !!!!

şimdi gelelim bahçe duvarlarına.

geçen gün arabayı servise bıraknıştım.ve o gün uzun uzun yürümüştüm.

yürürken bahçe duvarları dikkatimi çekti ! hiç abartmıyorum.hemen yan sitemiz villalardan oluşan bir site ve çevresi abartısız 3 kilometre uzunluğunda 2 metre yüksekliğinde duvarla çevrili.bizim site desen öyle.bitişik olan bütün siteler istisnasız yüksek ve tel örgülü bahçe duvarları ile çevrili.

peki neden !

neden biliyormusunuz.bakara 30-40 arası anlatılan durum yüzünden.para ile örtünmenin yüzünden.

çünkü çirkinlikler bu yüzden ortaya çıkmış.

başka bir ayette insanlar önceden tek bir ümmetti sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler demekteydi.

işte o ihtilaf bugünkü bahçe duvarlarının atasını oluşturan ihtilaftı.mal sevgisi sebebi ile çıkmış kıskançlıkla devam etmiş bir yansımaydı.

düşündüm neden bu bahçe duvarları.

bana göre açılımı şuydu !

bizler zengin insanlarız.ve bu duvar bizi diğerlerinden ayıracaktır.önüne gelen bu duvarın ardına geçemez.bizim tabakamız dışında muhattabımız olmaz.bu duvar bir ölçüdür bir sınırdır.bu duvarın bu tarafında bizim gibi olanlar.öbür tarafında bizim gibi olamayanlar vardır.

oysa Allah şeytan sizi fakirlikle korkutur.vermekle azalmaz.vermekle artar demektedir.

peki bu doğrumu değil mi

yüzde yüz doğru.hemde inanılmaz şekilde doğru.

düşünün.toplasan 20 km kare içindeki sitelerin bahçe duvarlarını.dikenli tellerini.güvenlik kameralarını.güvenlik elemanlarını.çelik kapıları.

bu kadar bir alanda.yanyana koysanız 50 km bahçe duvarı var ! ciddi söylüyorum ! abartısız bu kadar var.

becerebilsem googleeart'tan resimlerini bile koyarım buraya !

şimdi bu bahçe duvarları yerine.güzel bir toplum için evsizlere ev yapılsa okumamışlar okutulsa !açlar doyurulsa.

50 km duvar mı daha pahalı olurdu ! yoksa diğeri mi ! 20 km kare içinde kaç evsiz olabilir ki ! kaç okula gidemeyen çocuk !

50 km lik duvar ile ortada olan insana ev yapmayı bırakın.bunun 100 katı insana geçim sağlayabilirdik.

toplum kalitesine yatırım yapan japonyaya bir bakın.birde bahçe duvarı yapan bizlere bakın.

50 km duvar.zaman içinde yıpranır.boyası bozulur boyarsın.bir yeri yılılır yaparsın.telleri paslanır değiştirirsin.güvenliklere her ay maaş verirsin.

ama bunlar yetmez.bahçe dışında ayırıp evsiz kalmasına göz yumduğun o insanlar açlıktan hırsız yada serseri olmuştur artık.

ve sende işine gitmek zorundasındır.

ama araban lükstür ve çalılabilir. !

kasko yapmalısın.alarm taktırmalısın !

üstelik bu kadar çok korunmana rağmen yinede emin değilsindir.

devlet güvenliği sağlasın diye daha çok polis çalıştırmalıdır.

daha çok asker barındırmalıdır.

vergilerin okul hastane olacağı yerde polis asker maaşı olmaktadır !

yani aslında her durumda insanlık o bahçe duvarından zarardadır !

şeytan fakirlikle korkutur.ama vermekle azalmaz vermekle çoğalır !

inanın bu gerçekten doğru.vermekle çoğalır.

çünkü bir bahçe duvarı yerine bir kimsesiz çocuğu imar etseydik.

sadece 300 gr beyni olan o çocuk belkide yarın bütün ülkeyi değitirebilirdi.

tamam belki bu cümle iyimserlik gibi duruyor.

o zaman gerçek bir cümle kuralım.

ilk okulda bir hikaye okumuştum.çok zeki bir kız varmış

padişah kızın babasına der ki.kızına sor bakalım bir kaşıkla bir gölü boşaltabilir mi !

baba kızına sorar

kız elbette boşaltırım der !

göle gelen bütün suları kesin ben o gölü boşaltırım !

eninde sonunda göl boşalmaya mahkumdur.

o halde gerçek bir cümle kurarsak

bahçe duvarı ile birbirimizi ayıracağımıza.

çok daha ucuzcu olup sevgi ve insan inşa etmekle

bu toplumda açlık hırsızlık cehalet bırakmayabilirdik !

ve daha çok düşünen daha çok anlayan bir toplum olabilirdik

ve kesinlikle bu halimizden çok daha ötede olabilirdik.

belkide japonyadan ötede olabilirdik.

Kuran insanlık için olmazsa olmaz bir kitaptır.

bu sadece tek bir Kuran örneği.Kuran ile örülmüş bir toplum

bırakın dünyanın ötesine gitmeyi.

iddaa ediyorum şu günden 300 sene sonra yıldızlarda yaşıyan bir toplum olurdu !

Link to post
Sitelerde Paylaş
toplumun ne yapacağını Kuran zaten öngörmüş.ve bu öngörüde haklı çıkmış.bunu neden yaptığını ne üzerine yaptığını nasıl kurtulacağınıda saymış dökmüş ve bunlar insanı tanımlayan olayları izah eden mükemmel analizlerdir.

insan bu paradoksa kendisi düşmüştür.sebebi Kuran değil insandır.bunda Kuranın hiç suçu yok.

insan bir mal gibi burnunun dikine gitmeyip Kuranı dinlese ve ona uysa bunlar olmaz.burda son iletinde verdiğin örneklerin hiçbiri geçerli değil.bu tam olarak insanın kendi mantıksızlığıdır.ve bu mantıksızlıkta ısrar etmesidir.bunu her göz bilir ve görür.ama yinede yapmaz.oysa yap diyen Kurandır yapmayan insandır.güzel güzelde izahı yapılmıştır.hayattaki yansımalarıda birebir Kuranın öngördüğü gibidir.en ufak bir şaşma dahi yoktur.ama ne gariptir ki suçlusu Kuran olmaktadır.ben buna acayip şaşırmaktayım.

Kuran demiyor mu !

şeytan sizi fakirlikle korkutur.oysa paylaşmakla azalmaz paylaşmakla artar.

bu sözün hayata yansımasına bakarsan kesinlikle doğrudur.ve Kuranı dinlemesende onu okumasanda aklın yolu bu sözden geçer.

her mantıklı insan bu sözü kabul eder.ama yinede kör kesilir.

Kuran hayatı muhteşem anlatır.yapılan hataları anlatır.sebebini anlatır.karşılığında yapılması gerekeni anlatır.ama yine suçlu Kuran olur ! çok enteresan.şimdi sen gelmiş geçmiş en iyi matematik hocasından ders alacaksın.ve o hoca matematiği sana dünyada hiç ama hiç kimsenin anlatamadığı kadar kusursuz anlatacak.ama sen sınavdan sıfır çekeceksin.ve diyeceksin ki hocada iş yoktu !

bu hesap aynı hesap işte.

bir örnek.

Kurada ademin cennetten kovulma hikayesinin gerçeğini size sanırım hiç anlatmadıysam 30 kere anlatmışımdır.

orada hz.adem ve havva uydurması yok.

Allah o ağaca yaklaşma demiyor.mal sevgisini yaklaşma diyor.

şeytan onları fakirlikle korkutuyor.Allah sizin hükmetmenizi güçlülerden olmanızı istemiyor diyor.sonsuz güç için parayı gösteriyor.

insanda kendini para ile örtüyor.( cennet yaprağı değil!para sevgisi - mal sevgisi )bunun üzerine kötülükler görünür oluyor.( cinsel organlar vs görünmüyor.kötülüklerin sebebi bu mal sevgisi işte )

kör olmayan her insan bu sözlerin inanılmaz doğru olduğunu ve hayatının her saniyesinde yankılanmasını görür ve bilir.

ama görmek nedense işine gelmez burnunun dikine gider.ve şu basit olayı çözemez.dünyanın içine eder.

bakın bununla ilgili değişik değişik onlarca örnek verdim.

tavuktan domatese kadar saydım döktüm.ülkelerin istilasından trafik tıkanmasına kadar hayatın her yerinden saydım döktüm.

bahçe duvarlarına kadar bunun yansımalarını yazdım ben.hala çıkıp Kuranı nasıl suçlu buluyorlar anlamıyorum.

yönetim meselesine gelince.ben hiç kimseyi yönetmek istemedim.hiç böyle bir çabam olmamasına rağmen daima benim isteğim dışında yönetici seçildim.

üniversitede 7 tane ayrı sıfatım vardı.

öğrenci temsilcisi seçildim.ben aday bile olmadığım halde

kuzey kafkasya halk dansları ve müzik topluluğu başkanı seçildim.aday bile olmadığım halde.hatta ikinci senemde tanıştım.ne kurucusu oldum ne çabalayıcısı.ama yine ben istemesemde beni seçtiler.

işletme topluluğu başkanı seçildim.onada aday bile olmadım.

reis seçildim.ben ısrarla olmaz dediğim halde.

vs vs vs

hiçbirine ben kendim aday olmadım.ama gariptir hep ben seçildim !

ben yönetmek istemesemde hep yöneten seçildim.ben yönetmekten anlarmıyım bilmiyorum ama

insanların benim iradem dışında bende ısrar etmesi sanırım tuhaf bir durum.üzerinde düşünülmeye değer sanırım.

şimdi Kuranın hayata yansımasına ait kimsenin alaka kurmadığı yerler üzerine yazdığım bir yazımı asıyorum tekrar.

Kuranın bu hayata yansımadığı yer yok.Kuran kadar bu hayatı anlatabilen yok.

buna rağmen matematik hocası misali insanlar bunu anlamıyorsa.suçlusu Kuran değildir.

bizzat insanın kendisidir.

Terliksi,

Hiristiyan bir ulkede dogmus olsaydin, Incile bu derecede bir hayranligin olabilirdi. Budist bir ulkede dograydin, onlarin ogretileri senin icin bu derecede onemli olacakti.

Cunku sen insan ahlakini ve iyiligi onde tutan birisin Kuran'i kendine gore yorumladiginda asil kendi iyiligini goruyorsun ve bunu Kuran'a mal ediyorsun. Kotu bir insanda kendi kotulugunu Kuran'da goruyor ve kendine mal ediyor..

Bu sirf Kuran icin degil, tarihsel tum ogretiler icin ayni sey.

Yani sen bir aynaya bakar gibi zaten kendinde olan seyi Kuran'dan kendine yansitiyorsun. Hiristiyan olsaydin incilden, budist olsaydin onlarin yazitlarindan ayni seyi yapacaksin..

Senin icindeki bu iyilik ve canlilara sevgi iste asil dindir. Evrenin amaci hayat ve bilincin dogal seleksiyon yoluyla ilerlemesi

Canlilari sevmek ve gerekmedikce zarar vermemek bu duzenin bizden ihtiyaci olan davranistir

Ama bunlar dinlerde degil, bizim dogamizda yazar..

Bence sen dinsizsin Terliksi ciddi soyluyorum, ve bu iyi birsey..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son iletinize göre, güncelleme:

Yani Kuran anlayış ve sevgidir, amacıda güzelliktir, diyorsunuz özetle...

- Sizce buna ulaşabilmiş midir?

>Terliksi: Ulaşamamıştır. çünkü yanlış yorumlanmaktadır.

>>Nature: Tanrı amacına ulaşamayacağını bildiği kitabı niye yollar acaba?

- Tanrı Kuranın yanlış yorumlayacağını bile bile niye bu şekilde yollamıştır?

>Terliksi: ...

>>Nature: ...

- Tanrı tüm müslümanlarca yanlış anlaşılacağını ve problemlere yol açacağını bile bile niye yollamıştır? (Teliksi hariç)

>Terliksi: Burada kuranın suçu yok. Gerçekleri avazı çıktığı kadar bağırıyor. Üstelik böyle olacağını daha önce haver vermiş. Suçlu olan burnunun dikine giden insanlardır.

>>Nature: Yani Tanrı Kuranı doğru bir şekilde göderdi. Apaçık yazsada, bu şekilde anlamayacağımızı biliyordu. Bile bile bizi kaosa sürükledi diyorsunuz(Terliksi hariç).

- (peygamber zamanında)Sevgi dininin elinde niye bu kadar kan vardır?

>Terliksi: ...

>>Nature: ...

toplumun ne yapacağını Kuran zaten öngörmüş.ve bu öngörüde haklı çıkmış.bunu neden yaptığını ne üzerine yaptığını nasıl kurtulacağınıda saymış dökmüş ve bunlar insanı tanımlayan olayları izah eden mükemmel analizlerdir.

insan bu paradoksa kendisi düşmüştür.sebebi Kuran değil insandır.bunda Kuranın hiç suçu yok.

insan bir mal gibi burnunun dikine gitmeyip Kuranı dinlese ve ona uysa bunlar olmaz.

...

Peki hala, suçlu insanlardır diyelim. Siz olsaydınız(bir insan olarak), durumu düzeltmek için ne yapardınız?

Örneğin Kurana ters düşmeyecek yeni bir inanış biçimi hazırlayıp, insanların yine hataya düşmeyeceği şekilde düzenleyerek dağıttınız diyelim. Sonra bide baktınız, evet bir grup insan daha güzel yaşamaya başladı, diğer bir grup ise toptan sapıttı. Ardından güzel yaşamaya başlayanlarıda yoldan çıkardı. Ve herşey daha kötü oldu. Şimdi bu durumda çıkıp, -"Lan mal insanlar, adam gibi uygulasanıza yeni yaşam felsefesini" mi dersiniz yoksa "Ben nerde yanlış yaptım" diye bir analiz mi edersin?

Bir örnek daha,

Sen öğretmensin, yeni kurulmuş 40 kişilik bir sınıfa ders veriyorsun. Sene sonunda baktın bütün sınıf, sınıfta kalmış. Bu durumda ne yaparsın?

A) Öğrencilerin biraz salak olduğunu düşünürsün, önemsemezsin...

B) Öğrencilerin tembel olduğunu düşünürsün, önemsemezsin...

C) Öğrencilere yeterli motivasyonu verememiş olabileceğini düşünürsün, ...

D) Dersi anlatamadığını(fazla hızlı, vs...) düşünürsün, anlatımını ve hızını değiştirirsin.

E) Öğrencilerin temel bilgilerinin yetersiz olabileceğini düşünürsün, ona göre dersi düzenlersin(aralarda temel bilgileri göstererek, vs...)

Senin mantığın A ve B diyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...