Jump to content

Canlı, DNA, Uzun Yaşam ve Sentromer


Recommended Posts

mustafa sana katılıyorum sentromer fikrin çok hoş...yaşlanma bir patolojidir ve entropiye karşı durabilecek zekaya sahibiz...hurda dna lar sentromere dönüşebilir sen bunun üstüne makale bulabildin mi?

ya zaten araştirmalarim okudugum kitaplar ve makaleler sonucunda bunu elde ettim...vucut kendini yeniliyor butun organlar bu bi gerçekmmiş hasarlarin tek sebebi o bolume bakan sinirlerin olumu ve geç komut vermesi....bu organlarin yaşlanmasina sebebiyet veriyormuş bu durumda.... sinir hücrelerindeki çöp dna yerine sentromer konulsa canlinin omru uzar diye düşünüyorum....
Link to post
Sitelerde Paylaş

yaşlanma entropik diye biliyorum yani patolojik değil o yüzden durdurulamıyor.

canli yaşlanmasi entopik diye onceden bende düşünüp makale okumuştum ama vucudumuzdaki su ve proteinlerde dahil her şey (sinir sistemimiz hariç yenileniyor bu durumda olum sebebimiz sadece sinir sistemimizdeki çökuşler olabilir ? bu durumda sinir sistemimizdeki dnanin yaşamsal bolumunun uzamasi omrumuzun uzamasina neden olmazmi ? sonuçta yaşamsal bolum olan telomerler hucreyi korumakla gorewli onların uzun oluşu omrumuzude etkiler diye düşünüyorum tarihinde mustafa2116 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

HASTALIK VE YAŞLANMA

Yaşlanmak bir hastalık mıdır?

Yaşlanmanın nedeni zamanla biriken genetik düzensizlikler midir? Hastalık mıdır? Hastalık nedir?

Hastalığın tanımı için Encyclopedia Britannica’ya bir göz atalım.

Disease commonly is considered to be a departure from the normal physiological state of a living organism sufficient to produce overt signs, or symptoms.

Hastalık genel olarak canlı bir yaratığın yeterince açık işaret ve belirti verecek kadar normal fizyolojik durumundan uzaklaşması olarak kabul edilir.

Hastalık nedeni canlının kendisinde olabilir. Çoğu kere bu hastalıkların nedeni bilinmez ve idiopatik, primer gibi terimlerle tanımlanırlar. Bu nedenler genetik olabilirler veya olmayabilirler.

Hastalık nedeni dış etkenlere bağlı olabilir. Bakteriler, viruslar, parazitler, zehirler, radyasyon vs....

Üçüncü ve günümüzde giderek önem kazanan hastalık nedenini iatrogenic (iyatrojenik) dediğimiz ilaç ve diğer tedavilere bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar oluşturur.

İnsanlar için kabul edilen bu hastalık tanımı evrimsel açıdan yeterli değildir. Canlılar var oldukca hastalıklar da var olacaklardır. Çünkü hastalıklar, doğanın canlılara empoze ettiği baskılardır. Onlar karşısında canlı bir adaptasyon yapacak ve doğa genlerini yeni nesillere geçirmede başarılı olanları seçecektir. Bu bir doğa yasasıdır.

Evrimsel tıp görüş açısından hastalıkları şu şekilde tanımlayabiliriz:

Hastalıklar, temel olarak, doğanın canlılar üzerine baskı yapması sonucu ortaya çıkan adaptasyon (uyum) bozukluklarıdır. İç ve dış çevreye uyumda güçlük çeken canlı için hasta deyimi kullanılır. Bu uyumsuzlukta suçu (nedeni), örneğin bakterilerde aramak, klasik tıbbın hatalarından biridir. Kusur ne bakterilerdedir, ne de (canlıda veya) insandadır. Bakteri yaşamını sürdürmeye, insan (canlı) ise onu durdurmaya çalışmaktadır. Bu ilişki sırasında arada bir denge oluşacaktır.

Yaşlanmak hasta olmaktan farklıdır. Yaşlanmada doğal baskılar hastalıklarda olduğu gibi, seçici değildir. Evrenseldir. Bütün canlılar hemen aynı şekilde yaşlanırlar. Ayrıca yaşlananlar yalnız canlılar değillerdir. Cansız maddeler de yaşlanırlar. Bu durumda yaşlanmak için o bir hastalıktır diyemeyiz. Yaşlanmak evrensel bir fenomendir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşlanmayı önlemek onu bir hastalık olduğu anlamına gelmez.

Yaşlanmak kaçınılmazdır. Hastalık kaçınılmaz değildir.

Yaşlanmayı önlemekten çok, ömrü uzatmaya çalışıyor bilim adamları. Çünkü yaşlanmayı önlemenin imkansızlığını biliyorlar.

Entropi önlenemez. Ama yavaşlatılabilir, azaltılabilir.

Yaşlanma entropidir. Entropi patoloji değildir. Madde ve enerjinin uyduğu bir fizik kanunudur.

Yaşlanma neden entropidir? Bu konuya odaklanırsanız, olayı daha doğru anlarsınız. Şu anda anlamadığınız belli oluyor.

hacı dediğini anladım ama bir de şu var termodinamiğin 3.kanunu yani ortamdaki ısı mutlak sıfıra yaklaştıkça entropi azalır..acaba bu yaşlanmayı önlemede bi çare olabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

canli yaşlanmasi entopik diye onceden bende düşünüp makale okumuştum ama vucudumuzdaki su ve proteinlerde dahil her şey (sinir sistemimiz hariç yenileniyor bu durumda olum sebebimiz sadece sinir sistemimizdeki çökuşler olabilir ? bu durumda sinir sistemimizdeki dnanin yaşamsal bolumunun uzamasi omrumuzun uzamasina neden olmazmi ? sonuçta yaşamsal bolum olan telomerler hucreyi korumakla gorewli onların uzun oluşu omrumuzude etkiler diye düşünüyorum

Canlılar sinir sistemleri yaşladnığı için yaşlanmıyor. Bütün organ ve dokuları yaşlandığı için yaşlanıyor. Metabolik olarak aktif organlar daha çabuk yaşlanabilir. Bu nedenden beyin için, metabolizması yüksek olduğundan, daha çabuk yaşlanıyor diyebilirsiniz. Ama her organ ve doku yaşlandığı için, yalnız beyni yaşlanmanın nedeni olarak göstermezsiniz. Bazı durumlarda kalp ve damarlar beyinden daha hızlı yaşlanabilir. Yaşlanma eskimedir. Hepsi o kadar.

Madde eskirse ne oluyorsa, canlı eskiyince o oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hacı dediğini anladım ama bir de şu var termodinamiğin 3.kanunu yani ortamdaki ısı mutlak sıfıra yaklaştıkça entropi azalır..acaba bu yaşlanmayı önlemede bi çare olabilir mi?

Hücreleri çok soğuk ortamda tutarsanız, yaşlanmalarını önlersiniz. Ama dokuları soğukta tutamazsınız. Henüz diyelim. İlerde bir yolu bulunabilir.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşlanma, ölme, yıpranma, eskime, canlı, cansız gibi kavramların doğasını anlamak için önce canlılığn ne olduğunu anlamak zorundayız.

Her ne kadar canlı ve cansız madde aynı fizik kanunlarına tabi ise de, canlıların yaşlanıp ölmesi ile zaten ölü olan cansız maddenin fizik kanunlarına uyarak eskimesi ve yıpranması arasında farkların olduğunu biliyoruz. Canlı nedir? Cansız olarak nitelendirdiğimiz maddede yer alan aynı elementleri içermesine rağmen, canlı neden vardır? Neden yaşlanmakta ve ölmektedir? Neden cansız maddeden çok daha büyük bir hızla çürüyüp dağılmaktadır? Canlı cansız maddenin nasıl bir davranışıdır? Canlının tanımını doğru ve eksiksiz yaparsak, yaşlanmayı doğru olarak tanımlayabiliriz. Aksi takdirde yaşlanmanın nedenini ve doğasını blmemiz mümkün olmayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlı cansız arasıdaki en önemli farkların davranış bazında olduğuna değindik. Bu durumda öldükten sonraki davranışlarına bakarak canlının gerçek doğasını anlayabilir miyiz?

Canlılık kazandıktan sonra ölen maddenin öldükten sonraki davranışları, canlılık kazanmamış maddenin davranışlarından çok farklıdır.

Canlı cansız arasındaki en büyük fark ölen canlıda maddenin çürüme ve dağılma sürecinin hızla gerçekleşmesidir.

Bu gözlem açıkça göstermektedir ki canlıda cansız madde bir arada ve bir düzen içinde tutulmaya zorlanmaktadır. Bu düzenin bozulması ölümdür. Canlılık bu düzenin idamesidir. Bu düzen ancak dışardan sağlanan bir enerji ile sürdürülebilir.

Canlılığın devamı için bu enerjinin ayrıca sürekli olarak sağlanması zorunluğu da vardır. Dünya yüzeyine güneşten ve dünyanın merkezinden ulaşan enerji bazı değişikliklere maruz kaldıktan ve canlının kullanabileceği bir enerji türüne dönüştükten sonra, canlı vücuduna girmekte, orada başka enerji türlerine dönüşmekte ve daha sonra dışarı atılarak çevreye dağılmaktadır.

Başka bir deyişle dünyanın kendisinde olan ve güneşten gelen enerji yüzeyde yaşayan canlıların aracılığı ile etrafa hızla dağılmaktadır.

Canlılar içlerinden geçen enerjiyi kullanarak fiziksel yapılarını koruyup bazı etkinliklerde bulunurlar ve dışardan aldıkları enerjiyi çevreye dağıtarak enerjinin dağılımı paradigması olan entropi kanununu tatmin ederler. Termodinamik olarak canlılık, etkili bir enerji alımının, kullanımının ve dağılımının varlığı, ölüm ise bu sürecin artık idame ettirilememesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu okumuştum dnamizin çoğu kısımları virüslerden kalma atıklar olduğuda tahmin ediliyordu...bu az bir kısmı da eski atalarımızın uvuzlari da var mesela okuduğum bi makaleden kuyruk kısmımiz kilitli dnada mevcutprimat atalarımızdan kalan kullanılmayan çöp bende normal olarak entropi yasasını canlı için savunmuyorum iki senede bir bütün kemiklerimizi değiştiriyoruz...6 ayda bir bütün vücudumuzdaki sıvıyı ...sonuç olarak değişim geçiriyoruz...hucre yaşlanmalari ve tabiki bence sentromerlerin etkisi büyük en çok etkiyi hucre zarinin tahribati yapabilir neyse konuyu inceleyip okumam lazım daha detaylı....bilginiz için teşekkur ederim...

Besin yakarken oksijen yakarken zehirli toksitler çıkıyor ve vücutta birikiyor, bir de dış koşullar tabi atomlar nötrinolar her saniye vücudumuzdan geçiyorlar. Şimdi bir de hep antioksidan anti agigng bilmem ne bir sürü site, ben hiç inanmıyorum bu ürünlerin faydalı olduğuna, bu ürünleri almak yerine evinizdeki doğal antioksidanları kullanın. Mesela bir keresinde bir Üniversitenin "Siyah Çay" üzerine yazdıkları bir makaleyi okumuştum. 30 sayfallık tez falandı sanırım. Siyah çay faydaları saymak la bitmiyor mesela ama insanlar evde duran siyah çayla değil işte bu nette ki yok antioksidan hap yok bilmem ne bunlarla ilgileniyorlar. Siyah çay antioksidan deposu, tabi yeşilçay da daha fazla ama çok az fark var Siyah çay da onun kadar faydalı yani. Bir de şekerli hamur işleri falan bunlarında bünyeyi daha hızlı yaşlandırdığını okumuştum. Yaşlanma durdurulabilecek birşey değil, biz içinde bulunduğumuz yaşın değerini bilelim yeter yani, genç olmak da iyi birşey değil, olgunlaşmayan meyve gibi gençler de lezzetsiz oluyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...