Jump to content

Recommended Posts

kısa kıca cevaplar ustat kuranı Allah yazmamış indirmiş insanlar yazmış. bu zaten herkesce bilinen bir gerçek.

havva yerine havva denen yapılar dedim. çok kadın ve eş kelimesi kullandım. havva kelimesi bilinen genel anlamda bir kelime oldu için kullanılıyor. Yoksa ademler ve eşlerinin isimleri hepsinin farklıdır. Zaten erkekelik ve dişilik ayrımında insan beden alemine gelmesiyle başlamıştır. Öncesinde ve sonrasında bu ayrım da yoktur.

üsteki sorduğun sorularında doğrudur. Ama onların cevaplarını kendin araştır. ama yine de biraz uçalım. :)

akil diyorsun ya sümerlerin masalları falan ya bu sorunuza mırnavın sorusuyla cevaplıyalım. zuruf 12

orda çiftlik hayvanları falan geçmiyor gördüğünüz gibi enam kelimesi var. yaratılmış canlı mahlukat anlamında.

fulke de bildiğimiz gemi anlamında olan bir kelime değil. Uzay teknolojini ve ışık hızının üzerinde hareket eden bir araçtır.

bu ilimler kuranın anlattığı gibi Nuh as dan sonra sumerler geçmiştir doğrudur.

Sümerlerden sonra dünya ilim karanlığına girmiştir. Bu ilimler yani genetik ve uzay bilimleri ile ilgili olan bilgiler yeryüzünden kaybolmuş insanlar için zamanla masal veya destanlara dönüşmüştür. Peygamber efendimizle gelen kuran ve İslam bu saklı ilimleri teşvik etmiştir. Zamanın da teknoloji buna hazır olmadığı için bu ilimleri işaretle açmış. Kardeşlerim dediği bugünün insanına miras bırakmıştır. Zaten kendisi de bir zaman yolcusudur.

İnanın inanmayın bu ayrı mesele ama şunu bir düşünün bu zaman niye ahir zaman denmiş? Bir bakıma zamanın sonu denmiş.

bunun cevabını bilim açısından, zaman açısından, inanç yönünden, insanlık yönünden, gizli kalmış bilimler açısından bir düşünün.

Genetik ilminden sonra biraz daha anlaşılabilmesi için bir kaç aşama daha kaldı. şifrelerin çözülmesiyle yaratılışın nasıl olduğunu kuranın işaret ettiği gibi DNA lardaki şifrelenmiş bilgiler zaten anlatacak. şimdi sırada uzay teknolojileri bilimlerinin gelişme zamanı gelmiştir. çok kısa bir zamanda hatta 10-15 yıl içersin de galaksiler arası seyahatleri yapabilecek gemilerin yapımı yani fulkeler inşa edilecektir.

hatta yine kuranda anlatılan zaman yolculuğunu içeren bilgilerinde ortaya çıkma zamanı gelmiştir. bir süre sonra İnsanlar gerçeklerin ne olduğunu yerinde gidip görürler. Böylece Tarık süresindeki yeminin sırlarından biri daha ortaya çıkar.

kusura bakmayın ama anlattıklarınıza kargalar bile gülmez . siz ve sizin gibi dindarlar hep " Kuran da bu yazıyordu , Kuran da bu mucizelerden bahsediyordu " gibi palavralardan bahseder . Kanıt istediğimizde ise doğru düzgün bir tane ayet çıkartamazsınız karşımıza . Çıkarttığınız ayetlere de kendiniz inanmazsınız . Neden arkadaş ? Neden yapıyorsunuz bunu kendinize ? Niye acımıyorsunuz kendinize ? Neden insanları kendi dininize ve tanrınıza inandırma çabasına bürünmüşsünüz ? Bunun için her yolu deniyorsunuz , özellikle de 14 asır önce ne olduğu ve nereden geldiği belli olmayan bir kitabı günümüze uyarlamaya çalışıyorsunuz . Eğer bunun yerine insanları biraz iyiliğe teşvik etseydiniz , iyi insan olma yolunda ilerletseydiniz , Tanrı ya inanmak değil de onun emrettiği iyilikleri yapmaya yöneltseydiniz , inanın dünya çok daha güzel bir yer olurdu .

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 83
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kısa kıca cevaplar ustat kuranı Allah yazmamış indirmiş insanlar yazmış. bu zaten herkesce bilinen bir gerçek.

havva yerine havva denen yapılar dedim. çok kadın ve eş kelimesi kullandım. havva kelimesi bilinen genel anlamda bir kelime oldu için kullanılıyor. Yoksa ademler ve eşlerinin isimleri hepsinin farklıdır. Zaten erkekelik ve dişilik ayrımında insan beden alemine gelmesiyle başlamıştır. Öncesinde ve sonrasında bu ayrım da yoktur.

üsteki sorduğun sorularında doğrudur. Ama onların cevaplarını kendin araştır. ama yine de biraz uçalım. :)

akil diyorsun ya sümerlerin masalları falan ya bu sorunuza mırnavın sorusuyla cevaplıyalım. zuruf 12

orda çiftlik hayvanları falan geçmiyor gördüğünüz gibi enam kelimesi var. yaratılmış canlı mahlukat anlamında.

fulke de bildiğimiz gemi anlamında olan bir kelime değil. Uzay teknolojini ve ışık hızının üzerinde hareket eden bir araçtır.

bu ilimler kuranın anlattığı gibi Nuh as dan sonra sumerler geçmiştir doğrudur.

Sümerlerden sonra dünya ilim karanlığına girmiştir. Bu ilimler yani genetik ve uzay bilimleri ile ilgili olan bilgiler yeryüzünden kaybolmuş insanlar için zamanla masal veya destanlara dönüşmüştür. Peygamber efendimizle gelen kuran ve İslam bu saklı ilimleri teşvik etmiştir. Zamanın da teknoloji buna hazır olmadığı için bu ilimleri işaretle açmış. Kardeşlerim dediği bugünün insanına miras bırakmıştır. Zaten kendisi de bir zaman yolcusudur.

İnanın inanmayın bu ayrı mesele ama şunu bir düşünün bu zaman niye ahir zaman denmiş? Bir bakıma zamanın sonu denmiş.

bunun cevabını bilim açısından, zaman açısından, inanç yönünden, insanlık yönünden, gizli kalmış bilimler açısından bir düşünün.

Genetik ilminden sonra biraz daha anlaşılabilmesi için bir kaç aşama daha kaldı. şifrelerin çözülmesiyle yaratılışın nasıl olduğunu kuranın işaret ettiği gibi DNA lardaki şifrelenmiş bilgiler zaten anlatacak. şimdi sırada uzay teknolojileri bilimlerinin gelişme zamanı gelmiştir. çok kısa bir zamanda hatta 10-15 yıl içersin de galaksiler arası seyahatleri yapabilecek gemilerin yapımı yani fulkeler inşa edilecektir.

hatta yine kuranda anlatılan zaman yolculuğunu içeren bilgilerinde ortaya çıkma zamanı gelmiştir. bir süre sonra İnsanlar gerçeklerin ne olduğunu yerinde gidip görürler. Böylece Tarık süresindeki yeminin sırlarından biri daha ortaya çıkar.

kusura bakmayın ama anlattıklarınıza kargalar bile gülmez . siz ve sizin gibi dindarlar hep " Kuran da bu yazıyordu , Kuran da bu mucizelerden bahsediyordu " gibi palavralardan bahseder . Kanıt istediğimizde ise doğru düzgün bir tane ayet çıkartamazsınız karşımıza . Çıkarttığınız ayetlere de kendiniz inanmazsınız . Neden arkadaş ? Neden yapıyorsunuz bunu kendinize ? Niye acımıyorsunuz kendinize ? Neden insanları kendi dininize ve tanrınıza inandırma çabasına bürünmüşsünüz ? Bunun için her yolu deniyorsunuz , özellikle de 14 asır önce ne olduğu ve nereden geldiği belli olmayan bir kitabı günümüze uyarlamaya çalışıyorsunuz . Eğer bunun yerine insanları biraz iyiliğe teşvik etseydiniz , iyi insan olma yolunda ilerletseydiniz , Tanrı ya inanmak değil de onun emrettiği iyilikleri yapmaya yöneltseydiniz , inanın dünya çok daha güzel bir yer olurdu .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sümerlerden sonra dünya ilim karanlığına girmiştir. Bu ilimler yani genetik ve uzay bilimleri ile ilgili olan bilgiler yeryüzünden kaybolmuş insanlar için zamanla masal veya destanlara dönüşmüştür. Peygamber efendimizle gelen kuran ve İslam bu saklı ilimleri teşvik etmiştir. Zamanın da teknoloji buna hazır olmadığı için bu ilimleri işaretle açmış. Kardeşlerim dediği bugünün insanına miras bırakmıştır. Zaten kendisi de bir zaman yolcusudur.

Böyle bir yalana inanana veya inandırmaya çalışana ,deve çişi içtirelim.Şayet içmiyorsa bu zırvalığı masal kitaplarında dahi okutmayalım.7. yüzyılda hallenen islam sadece yobazlıktır,yeryüzünde islam kadar gereksiz ve zararlı başka bir din yoktur. İslamsız bir dünya gerçerk hayatta tek gerçektir,teröristlerin nerdeyse hepsinin müslüman oluşu bizce ayıp sizce övünçtür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

biri demiş ki kargalar bile gülmez. doğru demiş kargalar yani hayvanlar bu anlatılan bilgilere gülmez çünkü onlar gerçeğin farkındadır. ilahi bilginin bir kısmana sahiptirler. onlar islam peygamberini ve diğer peygamberleri tanır ve bilirler. Ömürlerini bir teslimiyet içersin de yaşar ve tamamlarlar. bu halleri kuranın hitabı olan isteyerek veya istemeyerek gel hitabında isteyerek gelmeyi tercih edenlerdir. Bir çok insandan daha çok yaratıcılarına itaat ederler. Kendi bölgelerinde kendileri için sunulan rızkı alır yerler. Teslimiyet içersin de ömürlerini tamamlarlar.

kadının veya erkeğin üstünlüğü tartışması bence son derece gereksizdir. örf ve adetlerden kaynaklanan uygulamalardır bunlar. Çünkü sonunda bütün dengeler eşitlenir. ne köle ile efendi arasında fark kalır ne kadın ile erkek, ne yöneten ile yönetilenler, yani bütün sosyal hayata yönelik olgular tamamen eşitlenir. bu razılığın bir gereğidir. bu bilgi o sekiz çift yaratılışın içindedir. Onun için insanları sevin onlara iyilik edin. İnsana iyilik eden yaratıcısına iyilik etmiş gibidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

biri demiş ki kargalar bile gülmez. doğru demiş kargalar yani hayvanlar bu anlatılan bilgilere gülmez çünkü onlar gerçeğin farkındadır. ilahi bilginin bir kısmana sahiptirler. onlar islam peygamberini ve diğer peygamberleri tanır ve bilirler. Ömürlerini bir teslimiyet içersin de yaşar ve tamamlarlar. bu halleri kuranın hitabı olan isteyerek veya istemeyerek gel hitabında isteyerek gelmeyi tercih edenlerdir. Bir çok insandan daha çok yaratıcılarına itaat ederler. Kendi bölgelerinde kendileri için sunulan rızkı alır yerler. Teslimiyet içersin de ömürlerini tamamlarlar.

Akıl sağlığınız yerinde değil. Bu yazdıklarınızın ne kadar saçma olduğunun, tamamını kendinizin uydurduğunuzun farkında olamıyorsanız size anlatabilmenin imkanı da yok. Sanıyorum ki buradan sonrasında ilaçlar yardımcı olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ey müslüman kadinlar,

bu dünyada esek kadar degeriniz olmasa bile

öbür dünyada Allah her seyi düzeltecek ;)

Kocalariniz hurilerle yatarken siz de...... ?

Ne bilim iste, Allah sizin icinde bir seyler düsünmüstür herhalde!!!

ustadım huri muri hikayedir, insanları asıl hedeften uzaklaştıran hikayelerdir. gerçeği arayan insanın yarı yolda bırakan engellerdir. YUnus emre boşuna dememiş; hüri vs şeyi sen isteyene ver diye. Huri kelimesi de gerçek manasından saptırılmış insanların bir kısmına ödül gibi görünen büyük bir cezadır. insanı asıl hedefinden uzaklaştırır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ulak kardeşim, Nuh kıssasında anlatılan gemi de ''fulke'' kelimesinden çevrilmiş. Nuh'un gemisi de uzay gemisi gibi bir şeydi o halde... Kuran'da ''enam'' kelimesi ise, farklı ayetlerde de hayvan olarak çevrilmiştir... Kontrol edebilirsiniz...

Yorumcu neden bu sekiz hayvanı, çiftlik hayvanı olarak yorumlamış olabilir, sebebini söyleyeyim; çünkü ''sizin için sekiz çift hayvan indirdirdik'' ifadesine açıklık -evcil ya da çiftlik hayvanı yorumu- getirilmezse, Allah'ın yeryüzüne sadece sekiz hayvan türü indirdiği, yeryüzünde yalnızca sekiz hayvan türü yaratılmış olduğu anlamı çıkar!

Hayvan kelimesinin başına da, çiftlik/evcil ifadesi eklenmesinin sıkıntısı da, insanların evcileştirerek, yararlandığı hayvanların sayısının sekiz çiftten fazla olması...

bu konuyu araştırdığınız için öğrenebildiğim kadarıyla birazcık anlatacağım. yoksa çok geniş çok kapsamlı olan inanan ve inanmayan insanların bir kesimi için sır olan Allahın adaletinin içinde saklı olan bütün farkları ortadan kaldıran bir yaradılış ayetidir bu. Uzay gemisi açılamasının da çok çok ötesindedir.

enam kelimesi ile başlayalım açıklamaya

Oradaki “en’am” kelimesi ve ”dab” veya “dabbe” kelimesi hemen hemen aynıdır, yürüyen varlıklar, hareket eden ve can almış beden âleminde, hayat sahibi varlıklar anlamına gelir.

Dabbe; kelimesi daha ziyade anne karnında ilk oluşan bu hücrelerin bölünmesiyle daha fetüs halinden önceki haline dabbe denir. Dabbe denir. Yani ona da dabbe denir. Akabinde o beden geliştikçe enam halini alır. Enam hayvan anlamına geldiği gibi mahlûkat anlamına da gelir Arapçada. Mahlûkat demek; yaratılmış varlıklar demektir. Biliyorsunuz ama burada ki mahlûkat çeşitli yaratılışları anlatan bir cümle oluyor. Orda ki “enam” kelimesi çeşitli yaratılışları kendi bünyesinde toplayan bir kelimedir. Bu açıdan baktığımız zaman oradaki mana çok değişiyor.

yani orada birbirinden farklı 16 çeşit yaratılıştan bahsediliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ustadım huri muri hikayedir, insanları asıl hedeften uzaklaştıran hikayelerdir. gerçeği arayan insanın yarı yolda bırakan engellerdir. YUnus emre boşuna dememiş; hüri vs şeyi sen isteyene ver diye. Huri kelimesi de gerçek manasından saptırılmış insanların bir kısmına ödül gibi görünen büyük bir cezadır. insanı asıl hedefinden uzaklaştırır.

:D

Türk müslümancıkları gene kuranı en iyi kendilerinin anladığını öne sürüyorlar.

Gerçekte islamın olmazlığını siz de kavramışsınız, fakat korku ya da yalnızlık hissi ile bundan kopamıyor, islamı olur hale getirmeye çalışıyorsunuz. Ne yazık ki islamda huri vardır. İlgili ayetler de hadisler de açıktır.

Yaklaşımınız anladığım kadarı ile şu şekilde: aslında kuran saçmalıkları bilinçli olarak barındırır, içindeki huri gibi insanları (erkekleri) kolayca cezbedecek sahte ödüller ile kimin gerçekten, kimin ödül için inandığını ortaya çıkartacak tuzaklar içerir.

Bu hastalıklı yaklaşımınızdaki sıkıntıların en açık olanları şunlardır:

- hayali tanrınız, size göre kimin gerçekten inandığını bilmiyor, tuzak içinde tuzaklarla ancak bunu ortaya çıkartabileceğine inanıyor

- toplumdan o kadar kopuksunuz ki, bir çok insanın anlama yeteneğinin ta doğuştan sınırlı olduğunu bilmiyorsunuz. Hayali tanrınızın bu tuzak içindeki tuzakları sadece yetersizlikleri nedeni ile farkedemeyenlerin, diğer insanların hayatını iyi niyetli olarak cehenneme çevirebileceklerini ve diğer insanların normalde geçebilecekleri sınavı geçmelerini engelleyebileceğini düşünmekten aciz olduğuna inanıyorsunuz.

- hayali tanrınızın bir paranoyak olduğuna inanıyorsunuz. Hayali tanrınız kendi iradesi ile yarattığı insanları iyi niyetli yarattıysa bile içlerinde bir pislik olabileceğini düşünüp tuzak üzerine tuzak kurduğunu söylüyorsunuz.

Bu kadar komplo teorisine gerek yok. Okuduğunuz kitap, gerçekten okuduğunuz kadar saçmadır. Bu kitabın deve sidiğini ilaç sanan soytarılara sözde gönderildiğini hatırlayın. Bu zırvalar en erken 7.yyın cehaletinden kaynaklanan zırvalardır, sizin uydurduğunuz gizli anlamları içermez. Kendi korkularınızı gidermek için böylesi bir pisliği olumlamaya çalışmanız yüzünden içinde bulunduğunuz toplum karanlığa gömülüyor. Müslümanlar tarafından işlenen her türlü cinayet, her türlü tecavüz, her türlü suç; sizlerin bu pisliği olumlamaya çalışmasının sonucudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ustadım huri muri hikayedir, insanları asıl hedeften uzaklaştıran hikayelerdir. gerçeği arayan insanın yarı yolda bırakan engellerdir. YUnus emre boşuna dememiş; hüri vs şeyi sen isteyene ver diye. Huri kelimesi de gerçek manasından saptırılmış insanların bir kısmına ödül gibi görünen büyük bir cezadır. insanı asıl hedefinden uzaklaştırır.

Kuran:

Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır. Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, Dopdolu kadehler vardır. NEBE

İnce ipekten, parlak atlastan giymiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar. İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir. Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler. DUHAN

Müslümanlar, Yunus Emreye mi inansinlar, Kurana mi? Sana mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bildigim kadar, Muhammedin ilk esi Hatice ticaretle ugrasan bir kadinmis!!!

hocam bu muhammed niye kendi dengine göre bir kadın bulamamış ? vermemişler mi , yoksa bu mu istememiş ? 25 yaşında birinin 40 yaşında karıyla ne işi olur , anlamak zor . sonradan muhammed 50 sine geldiğinde 6 yaşında kızla evleniyor , ne pislik bir dönemmiş bu ya.

Link to post
Sitelerde Paylaş

nebe suresini senin için manasını bir daha yazalım.

yunus emrenin kuranı yaşamasına inansınlar.

31. Ayet “inne lilmüttekiyne mefâzen”

Müttekiler (Allaha yaklaşanlar, ibadet ehli) huzurullahtadırlar (övülmüş ve kabul edilmiş halde)

32.AYET “hadâika ve a’nâba”

(kavuştukları mükafatın) hidayetin haberidir.

33.AYET “ve kevâıbe etrâbâ”

(müttekilerin huzurullahtaki) varlıkları (nur halinde) büyür genişler (onurlandırılır)

34.AYET “ve ke’sen dihâkâ”

Allah onları yoğun tecellileri ile ve sonsuz dehasının tesiri ile kuşatır.

Kısa bir tefsir yaparsak şu anlam yüklenir.

"Müminler, muttakiler dünya hayatındayken Allah’a yönelmelerinin müjdesi olarak, kavuştukları hidayetin tezahürü neticesi, öldüklerinde İlahi huzura kabul edilirler ve Allah (cc) onları huzuruna kabul etmekle şereflendirir, yüceltir. Manevi varlıklarına da Allah’ın tecellisi dolar."

Nebe suresi-31-32-33-34

yunus emrenin kuranı yaşamasına inansınlar.

otuz üçü bir daha yazalım

33.AYET “ve kevâıbe etrâbâ”

iki kelimeden oluşur .

KEVAİB = KEV kökünden gelir vurmak, tesir etmek anlamındadır.Ayette Allah (cc) tecellisi ile kuluna tesir eder anlamını alır.

ETRAB = TARAB kökenlidir. TARAB sevinmek, şad olmak anlamındadır. Ayette kulun aldığı mükafatla sevinmesi şad olması anlamını alır.

tarihinde ulak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...