Jump to content

ateistler haklı kabul ediyorum, allah olamaz


Recommended Posts

  • İleti 400
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

sahi hacı haklısın ha.. herşeyde Allahı buluyorum.. elmayı yiyorum ne kadar güzel rengi kokusu tadı var ne kadar güzel yaratılmış diyorum.. yağmur yağıyor,, bu akılsız bulut bana merhamet edipte bana bu rahmeti gönderiyor değildir diyorum O zaman bana merhamet eden biri var diyorum Allahı buluyorum.. arıya bakıyorum ne kadar güzel kendisine verilen vazifeyi icra ediyor diyorum Allahı buluyorum..:)

Bunları sizlere defalarca anlattık. Elmayı sana gökten bir yaratıcı "Al tatlı meyve ye," diye uzatmadı. Bugün yediğin bütün meyve sebze et tavuk vs... hepsi insanların binlerce yılda uğraşıyla yenebilir hale getirildi. İlk halleri acıydı yenmez durumdaydı.

Bundan 2000 yıl önce portakal bulamazdın. Zira doğal olarak değil aşılamayla oluşur. Aşılanan turunç denen meyveyi ise ağzına bile sürmezsin acıdır çünkü.

Mandalinaya bak Allah nasıl da onu dilimlemiş muhabbeti yapmayın artık burada. Mandalinayı dilimleyen Allah narı, karpuzu unutmuş mu dilimlemeyi? Hindistan cevizi kesecek diye elini kolunu kesen adamlar var ya. Allah onları da dilimlememiş galiba.

Hala aynı bayatlamış iddialarla geliyorsunuz buraya.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları sizlere defalarca anlattık. Elmayı sana gökten bir yaratıcı "Al tatlı meyve ye," diye uzatmadı. Bugün yediğin bütün meyve sebze et tavuk vs... hepsi insanların binlerce yılda uğraşıyla yenebilir hale getirildi. İlk halleri acıydı yenmez durumdaydı.

Bundan 2000 yıl önce portakal bulamazdın. Zira doğal olarak değil aşılamayla oluşur. Aşılanan turunç denen meyveyi ise ağzına bile sürmezsin acıdır çünkü.

Mandalinaya bak Allah nasıl da onu dilimlemiş muhabbeti yapmayın artık burada. Mandalinayı dilimleyen Allah narı, karpuzu unutmuş mu dilimlemeyi? Hindistan cevizi kesecek diye elini kolunu kesen adamlar var ya. Allah onları da dilimlememiş galiba.

Hala aynı bayatlamış iddialarla geliyorsunuz buraya.

Sanki yaz kış mandalina yiycekler :lol: karpuzadan narıda dilimleme başaka zamana kaldı :D

MP904N.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

çok saçma bilimsel verisi nerde? diyelim ki sen karşımdasın senin varlığının göstergeleri vardır,, bilgisayarda anlamlı yazılar gözüküyor biri karşımda yazı yazıyor suallerime cevap veriyor bana soru soruyor,, ben bunlara bakarak eğer biraz da aklım varsa karşımda biri var derim., bir deneye bilime gerek varmı?

yabsglofkjjnnma mmkajhhhal kkahhdynxhdk

cğdhflmkkdhhnfn

smkkkdkkdpnzakjjd?

"Ben yokum"

Link to post
Sitelerde Paylaş

sahi hacı haklısın ha.. herşeyde Allahı buluyorum.. elmayı yiyorum ne kadar güzel rengi kokusu tadı var ne kadar güzel yaratılmış diyorum.. yağmur yağıyor,, bu akılsız bulut bana merhamet edipte bana bu rahmeti gönderiyor değildir diyorum O zaman bana merhamet eden biri var diyorum Allahı buluyorum.. arıya bakıyorum ne kadar güzel kendisine verilen vazifeyi icra ediyor diyorum Allahı buluyorum.. :)

Demek merhamete, acınmaya bu kadar ihtiyacın var. Çok acıdım doğrusu, Allahtan bile çok... Sakın bana tapınmaya kalkma hiç hoşlanmam böyle yalakalıklardan.

Arıya bakınca Allah'ı bulan, kariya bakınca şeytanı bulur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önemli bir ilk adım atmışsın nasrullah... Allahın varlığı yokluğu ile ilgilenmemekten öte, allahın olamayacağı, olmasının mümkün olmadığı bilinci önemli bir bilinç düzeyidir. Ateistlerin bu bilinç düzeyinde olmaları şart. Bu bilinç düzeyi olmadan ateist olunmuyor. Allah varsa da bana ne ya da varsa bile ondan nefret ediyorum şeklinde ateizm iyi yerlere getirmiyor.

Allah olamayacağı için, olması mümkün olmadığı, bunun hiç bir yolu olmadığı için yoktur. Bütün yollar allaha kapalıdır. Allah fikirsel bir çıkmaz, bir bataklıktır. "Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diye aslında ateistlerin demesi lazımken kafadan kaçık bir dogmatik şair etmiştir bu lafı. Ağzımızdan almış, ona bu fırsatı tanıdığımız için kabahat bizde. Bunların bu güne kadar yaptıklarına ses çıkarmayışımız bizim en büyük kabahatimiz. Bunları tepemize kadar biz çıkarttık. "Biz de müslümanız canım, noolacak" diye diye bunları iyice şımarttık. Biz müslüman filan değiliz. Müslüman olmamak şu an en acil insanlık görevleri arasındadır.

Bu bilinç düzeyi geldiğinde ve yaygınlaştığında dünyada insanlık tarihinin en büyük devrimi olacaktır. Bu bilinç dünyada olmuş olacak her gelişmeden çok daha önemlidir. Bu bilinç insanlığın en büyük ve en muhteşem devrimini getirecektir.

Önce "biz de müslümanız canım" devrinin bir kapanması gerekiyor. Bu devir kapanmadan islamla mücadele olmaz. Bu yoz ve kişiliksiz söz, islama teslim olmak, ondan korkmaktır. Bu canavar kendisinden korkanı yer. Korkmayandan kuyruğunu kıstırarak kaçar. Bu canavar başını okşayanın kolunu koparır. Merhamet edeni parçalar. Bu canavar insanlığın en büyük düşmanıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tıp konusundaki uzmanlığın din konusundaki gibiyse yazık hastalarına. Senin uzman olduğun tek konu körü körüne birilerinin peşine takılmak.

Ne doktoru ne 12-13 senesi yalan söylüyor. Bir insanın 12-13 sene ateistforum u takip edip hala müslüman kalabilmesi mümkün değil. Bu adam bir de nurcu! Dünyanın en cahil, en kültürsüz, en çok dogma ve hurafe bataklığına saplanmış insanlardan bahsediyoruz. Müslümanlığın en aşağı seviyesi aynı zamanda. Mümkün olabilir mi böyle bir şey? Sen 12-13 sene bu forumu takıl ama nurculuktan bile öteye geçeme! Mümkün değil! Bir de doktorum diyor yalancı herif! 10 yaşındaki çocuk bile anlar fetoşun şerefsiz onursuz gurursuz haysiyetsiz soysuz şerefsiz aşağılık köpek domuz Türk düşmanı bir hain olduğunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne doktoru ne 12-13 senesi yalan söylüyor. Bir insanın 12-13 sene ateistforum u takip edip hala müslüman kalabilmesi mümkün değil. Bu adam bir de nurcu! Dünyanın en cahil, en kültürsüz, en çok dogma ve hurafe bataklığına saplanmış insanlardan bahsediyoruz. Müslümanlığın en aşağı seviyesi aynı zamanda. Mümkün olabilir mi böyle bir şey? Sen 12-13 sene bu forumu takıl ama nurculuktan bile öteye geçeme! Mümkün değil! Bir de doktorum diyor yalancı herif! 10 yaşındaki çocuk bile anlar fetoşun şerefsiz onursuz gurursuz haysiyetsiz soysuz şerefsiz aşağılık köpek domuz Türk düşmanı bir hain olduğunu.

Demekki çok kötü durumda adam 12-13 senede 1 tık yol alamadıysa. Bu onun suçu değil. Öldüğünde melek olarak cennete yükselecek ailesinden de 3 kişiye şefaatçi olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağlıklı bir beyin yaratıcısız meydana geldiğini düşünemez, kabul edemez.

Neden? Ben tam tersini düşünüyorum.

Sağlıklı bir beyin durduk yerde ve ne akla hizmetse, "önce" her şeyin yaratıcız meydana gelemeyeceğini düşünüp, hemen arkasından da, inancını dayandırdığı bütün mantığı baştan aşağı yıkarak, "ama tanrı yaratıcısızdır" diyemez..Sıkar. Bu olsa olsa bir çeşit "oksimoron"dur. Öyle bol keseden sallamak yok.

Ve bunu ancak ve ancak sağlıksız ya da örümcek bağlamış beyinler yapar.

Gözlerine bir bak, sadece baktığın yeri görebiliyorsun; Kulaklarına da, sadece belli mesafedeki sesleri işitebiliyorsun. Nasıl ki, görmek için bakmak, işitmek içinse işitme gücüne göre mesafe gerekiyor, düşünmek ve kavramada da belirli sınırlara tabidir insan ve diğer tüm mahluk. İşte, göz ve kulakların dışında kalan maddi varlık beynin desteğiyle nasıl inkar edilemiyorsa, beyninde kendi dışında kalan özvarlığı inkar etmesi ancak kalbin idrakiyle imkansızdır.

Ateizm, yeryüzünde olagelmiş en mantıksız ve en sapkın akımlardan biridir. Mesela oturduğun ev, içindeki teknolojik malzemeler en basitinden karşındaki ekran bunların sebebi nedir? Hiç şüphesiz akıl ve kudret. Sen bunların ve daha sayılabilecek nicesinin akıl ve kudret gerektirmediğini söyleyebilir misin? Bir yanda da: güneş, ay, gezegenler, tarladan çıkan ekin, meyveler, sebzeler... İyi düşün bunları ve sayamadığımız nicelerini.. Öyle ya: 'İbrahim 34: Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışırsanız, onu sayamazsınız.' Bunlar sence akıl ve kudret gerekmeksizin ortaya çıkabilecek kadar basit şeyler mi? İnsan akıl ve kudretinin ortaya çıkardıklarından daha ucuz şeyler mi? İnsan sınırlı akıl ve kudreti ile bile bir çok şeye onları bahşedenin izniyle kadirken, yer ve gök arasında ne varsa akıl ve kudrette sınırsız olan bir yaratıcının eseri olduğu gerçeği ayan-beyan ortadadır. Evrenin arkasında akıldan, kudretten yoksun zavallı bir sebep aramak aptallıktan başka birşey değildir. Evet, gerçekten aptallıktan başka birşey değildir. Yine söylüyorum, aptallıktan başka birşey değildir. Kendinize gelin, eğer bilirseniz şeytan size bütün sapık düşünceleri süslü göstermiş. İnsan kendine hiç bakmıyor mu? Neden işiten ve gören, neden düşünen ve kavrayan? Bunları kendimiz mi takdir ettik kendimize? Dalda duran yaprak rüzgar olmadan hareket edebilir mi? Herşeyin bir sebebi vardır, ama herşeyin... Ta ki, sebeplerin yaratıcısına kadar. İnsan sınırlı akıl ve kudretiyle, akıl ve kudretinde sınır olmayan yaratıcısının yoktan var ettiği nesneleri şekilden şekile sokuyor. Elbette bu şartlar altında insana Rabbi'ni tanımak düşer. Var mı insan gibisi, hala mı düşünüp kavramayacaksınız? Unutmayın ki, insan vücudunun merkezi beyin değil, kalptir. Mevcut bilimse henüz onu kavrayabilecek kapasiteden yoksundur.

Geç olmadan iyi düşünün...

Evet, gözlerime bir bakıyorum ki, kusurlu. Vücudumun geri kalanı da öyle, canlılığın geri kalanı da. Hatta dünya ve evren de..

Kalbin idrakiyle ne demektir arkadaş? Nasıl bir saçmalıktır. Bunu bir açıklayın, arkasında durun önce. Bakalım ne inciler dökülecek bu uğurda..

Sen kalk; "bunların ve daha sayılabilecek nicesinin akıl ve kudret gerektirmediğini söyleyebilir misin.." de, hemen arkasından kendi uydurduğun tanrını, kendi keyfine göre dokunulmazlığa al. Tek kelimeyle aymazlık. Tanrının, akıl ve kudret gerektircek nicesinden, bahsettiğin her şeyden sonsuz kere fazla akıl ve kudret gerektimediğini

de nereden çıkarıyorsun? Tanrı, akıl ve kudret gerektirmeyecek kadar basit bir şey mi?

Allahın nimetlerini sayamaz mışız! Ya tersi, tersi de saymakla biter mi? Alemdeki tüm pislikler, sakatlıklar, hastalıklar, felaketler, sakat doğumlar, düşükler; safın birinin allahın nimeti zannettiği, ama düpedüz insanların evcilleştirmiş olduğu meyveler..? Zehirli bitkiler vb..? Bunları da tersinden mi sayalım?

Başlangıçta canlılığa izin vermeyen dünyanın dahi bir nevi "canlılık" (bkz: mavi-yeşil algler) sayesinde aslen canlılığa müsait hale gelmesi..Tanrı değil, canlılığın kendisi becermiş.

Yer ve gök arasında ne varsa akıl ve kudrette özellikle "sınırsız" olan bir yaratıcının eseri olduğuna dair hiç bir iz olmadığı gerçeği ayan-beyan ortadadır. Orada mıydın birader? Tasarımclık ya da yaratıcılık nerede bitiyor da, sınırsızlık ya da tanrılık nerede başlıyor? Elinde bir referans çatısı ya da bir "tanrılık sakalası" mı var be adam?!!

Evrenin arkasında durduk yerde; sınırsız akıl, kudrette, yani bir tanrıya dayalı sebep olduğunu iddia etmek (ki iddiadan öte birşey değildir) aptallıktan başka birşey değildir. Evet, gerçekten aptallıktan başka birşey değildir. Yine söylüyorum, aptallıktan başka birşey değildir. Kendinize gelin. Siz kim oluyorsunuz da, böyle bol keseden sallayıp, kendi kendinize gelin güvey oluyorsunuz. Yokluğun temel, varlığın ise özel durum olduğunu nereden biliyorsunuz? Big bang dahi elnizde patladı, daha hala akıllanmadınız.

Herşeyin bir sebebi vardır, ama herşeyin. Ama dur, tanrının yoktur. Çünkü benim işime öyle geliyor. Buna sadece aptallar ikna olur.

Herşeyin yoktan varedildiğ. söylemi, bir iddiadan öte anlam taşımamaktadır. Aksini kanıtlayacak babayiğit beri gelsin.

Var mı insan gibisi? Kime, neye göre?..Bir çok alanda ve birçok anlamda çok daha iyisi de var. Buyur, ahtapotun gözünden ya da dirimbilimsel anlamda dünyanın en başarılıları olan bakteri ve bitkilerden başlayabilirsin..

Unutmayın ki, insan vücudunun merkezi beyin değil, kalptir." diyebilen bir kişinin harcadığı oksijen dahi ziyandır. İnsanı insan yapan beynidir. eğer insanın merkezi kalpse, doğadaki irili ufaklı kalbe sahip canlılardan hiçbir farkı yoktur.

Bırak kim nereye giderse gitsin. Aklı olan adam en son durakla ilgilenir. Dünya en sonunda toz bulutuna dönecek mi? Şüphesiz dönecek... Dünyada takdir edilen herşey yaşandı, yaşanacak. Sen neyin peşindesin? Siz neyin peşindesiniz? Bilim neyin peşinde? Tayin edilmiş ömre sahip dünya ve sorunlarına çözüm bulmaktan daha önemli bir sorunla karşı karşıya insan... Kendi sonsuz geleceği! Sizin deyiminizle söyleyeyim. Dünyada birgün yaşam son bulacak mı? Şüphesiz bulacak... Bu gerçekleştiken sonra sana göre burda yaşanan herşey artık anlamsız olacak mı? Olacak... Hal böyle iken sen dünyada neyin peşinde koşuyorsun? Diyorum ki, öldükten sonra dünyadaki bize öyle gözüken neşe ve sevinçlerde dahil herşeyin boş olduğunu beyin fonksiyonlarından yararlanarak anlayamasan da, bunun böyle olduğu hakikat olacak senin öz varlığında. Senin hayatının geleceğini ele aldığımızda boş olduğunu görüyoruz. Oysa ki bir de işin, boş olmayan dini boyutu hesap verme kısmı var. İşte bu yüzden o boşluktan kurtulmak isteyen insanın gerçek kurtuluşu hiçbir ortağı olmayan Rabbi'ne sığınmakta saklıdır. Tekrar söylüyorum bu dünya boştur. Boş olan birşeyin peşinden de sadece cahiller koşar. Ateist bu boş olması fikrini en azından bütün varlıkların ölümünden sonrası kısmında kabul edecektir. Bu yüzden dünya içindeki herşeyden sıyrılmalı, ama herşeyden... Yalan ve geçici olduğunu bile bile dünyaya ya da ona ait herhangi birşeye saplanıp kalan, o saplanıp kaldığı şeyle birlikte mahvolmaya mahkumdur.

Biz gerçeğin peşindeyiz. Sizler gibi çıkar ve arzularımızın; sonsuz hayat ve hurilerin değil. Kafamızdan uydurduğumuz tanrıların ise hiç değil. Bu dünyanın anlamlı ya da anlamsız olmasısının, uydurma hayallerinizin doğruluk değeri ile hiçbir ilişkisi yoktur. Varsa gösterin de, yeni bir rezilliğie gani gani şahit olalım. Bir şeyin anlamlılığı ya da anlamsızlığından bir tümevarım'a varmak, nihai sebebin doğruluk değeri ile ilişkilendirmek aptallık dahi değildir.

Tanrı olmazsa her şey anlamsız olacak, tanrı yoksa .oku yedik. O zaman tanrı var..Oldu bari suyundan da koy..İşte buna ancak gülünür..

Saçmalık, masal ve efsanelere saplanıp kalmak, sadece size dair birşey.

Allah her an yaratmaktadır. Mahluk diler, Allah yaratır. Bununla beraber Allah dilemedikçe, mahluk dileyemez.

Bu nedir yahu? Aklını seven kaçsın. Allah baba dogma kısır döngülerden korusun. Amin.

Bak herşeyden önce o ağzını topla! İnsanların kutsallarına sövmek size birşey kazandırmaz. Şimdi ben aynı ya da benzer bir ifadeyi senin aileni kastederek kullansam hoşuna gitmez değil mi? Böyle düşünen insanlarla da aynı dünyayı paylaşıyorsun değil mi? .... Din insanlara bilim değil, ahlak kazandır. Bilim sana bir yandan ağrı kesiciyi, antibiyotiği verirken ki, bunların zararı faydasından çoktur, diğer taraftan atom bombası, nükleler bombasını verir. Oysa ahlaklı bir toplum sana faydadan başka bir şey getirmez. Din insan sadece gerçekten yararı olan şeyi verir.

Önce üzerine basa basa aptallıktan dem vur. Sonra yüzsüzce "ağzını topla" tümcesini zıkret. Ayıp.

Evet, evet; dinin insana kazandırdığı ahlakı(!) ziyadesiyle, naklen görüyoruz..Ortadoğu tam örnek toplum.

Bilim nerde öyle birşey söylemiş? :) Evrim elmanın çürüme aşamasına kadar geçen süredir, armuta dönüşmesi değil! Canlılar kendi doğasının dışına çıkamazlar. Yaratmak yoktan var etmenin adıdır. O halde bu evreni vareden size göre aptal, bilinçsiz bir sebep ama ille de bir sebep, bana göre herşeye hakim olan muhteşem bir yaratıcıdır.

Varoluşun tamamında kendi doğasının dışına çıkabilen tek bir fenomen dahi gösterilememiş ki? Bunu tanrı bile becerememiş. O da eşşekler gibi kurallara harfiyen uymuş. Ancak "olasılıkların" hükmü altında hareket edebilmiş..Olasılık dışı olup da, olagelen hiçbir fenomen gösterilemeiş bugüne kadar.. Evrenin bugünkü varoluş şekline dair kullandığınız her olasılık, aslında o varolduğunu zannettiğiniz tanrıya vurulmuş bir tokattır.

İslam'da kölelik ve cariyelik var mıdır? Evet vardır. Oyunu kuralına göre oynamak lazım değil mi? Savaşta tam tersi müslümanlar için de geçerli. Ortalık karışık, çağın koşulları ortada. Ve tabi İslamiyet'in yayılması meselesi de olunca köleler, cariyeler olmuştur. Yeri gelince fidye ile ya da karşılıksız salıvermeler de mevcut mu? Mevcut. Bknz: 'İnsan 8: Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve ESİRE yedirirler.' Ama unutmayalım ki, yeryüzüne kölelik ve cariyeliği İslam getirmedi! Kendisinden önceki ilahi dinlerde... Ve tabi kestirip atılmasaydı da, bunların ortadan kalkmasına ön ayak oldu. Yine bknkz: 'Bakara 177: Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitabave bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve ESİRLERİ KURTARMAYA seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır. Biraz düşünürsen tüm bu sistemlerin hesap vermekten korkmayanlar tarafından kurulduğunu net bir biçimde anlarsın. Mesela şunu düşün. Milattan öncesine bir bak bilmem kaç bin sene insanlar Allah'ın hükümlerine aykırı yaşamışlar, yarattıkları sistemleri ortada. Ne zaman ki, ilahi dinler egemen olmaya başlamış, insanlık hızlı bir ilerleme kaydetmiştir. Dinler insanlığa rahmetten başka birşey getirmedi. Milattan önceki yaşam kalitesi dinsizlerin, putperestlerin; sonraki yaşam kalitesi ise ilahi dinlerin eseridir. Çocuk evliliği meselesine gelince, o ihtilaflı bir mesele, Abdülaziz Bayındır gibi bazı insanlar bu konularda açıklamalar yapıyorlar. Bir zahmet araştır, İslam'ı yalnız düşmanlarından dinleyerek bir şey anlayamazsın.

....

İslamda kölelik ve cariyelik vardır. Kendi itirafınız. Tiksindirici. İğrenç. Aşşağılık.

Ve oyunu ancak kurallarına göre oynayabilen, yine düpedüz "iktidarsız" bir tanrı. Bu cümle, iktidarsızlığın düpedüz itirafıdır.

Salıvermek de mevcutmuş. E bir de olmasaydı!!

Esire yedirirler miş. E bir de yedirmeselerdi! Hatta ortada neden esir var yahu? Esirin dahi olmaması lazım. Ama vandallık bu ya.

Kölelik ve cariyeliği islam getirmemiş. E bir de getirseydi!!

Ve kalkmasına ön ayak olmuş. Ön ayak falan olmamış. Orası da hikaye. Resmen onamış. Onaylamış. Kölelik ve cariyelik kurumlarını buz gibi tanımış. Bitti. Nokta. Ve her durumda dahi, sadece ön ayak olabilmiş! Kaldıramamış. Düpedüz iktidarsızlık.

Dinler yüzünden tarih boyunca kaç kişi öldü!! Cevap verin. Dinler kaç kişinin, kaç tane toplumun arasına nifak tohumları ekti!! Rahmetmiş. Yersen.

Tekrar ediyorum; ilk cümle dahi yeterli: Tiksindirici. İğrenç ve aşşağılık.

Adam kalkmış bir de bana buna inan diyor.

Sizin o uyduruk, beceriksiz ve iktidarsız ve zalim tanrınızın içine tüküreyim ben.

Kimsenin hoşuna gitmeyeceği gibi, kimsenin de kapısına gidilip karısına, kızına, kızkardeşine el koyulduğu falan yok nerden çıkarıyorsun sen bunları? Ama iki grup savaş için karşı karşıya gelmişse mağlup olan sahip olduklarını karşı tarafa kaptırmıştır. Bu savaşın kanunudur. Mağlup olan tarafın geride bıraktıkları artık hayat karşısında zayıf düşmüştür. Dolayısıyla bu düşmüş insanlara nasıl davranıldığı ilgilendirir bizi. İffetli kalmak isteyen cariyeleri fuhşa zorlamayın diye bir hüküm var ki, hiç bir müslüman Allah'ın hükmünün şakasının olmadığını bilir.

Bu pasaj en başından itibaren aşşağılık ve tiksindirici. Böyle bir vandalizm ve vahşet, ilahi olduğu iddia edilen bir dinde ve onun tanrısında kendine yer buluyor. Onunla özdeşleşebiliyor. Beşeriyatın vahşeti ve gerçeği ilahiyatı dize getiriyor. Oyunun kuralı bu, ve buna tanrı, kitabı, elçisi hep beraber boyun eğiyor.

Ben kendimi bu kadar düşüremem. Kusura bakmayın. Benim bir onurum var. Aklım var. Vicdanım var. Siz o seviyede sürünmeye devam edebilirsiniz. Ama bunu kalkıp da birilerine tebliğ etmeye kalkmayın. Seviyemizi aşağıya çekmeyin.

Cariyeyi, köleyi tüm haklarıyla satmak... Sana ait bir cariyeyi bana satarsın, ben o'na Allah'ın bana çizdiği sınırlar ölçüsünde hükmederim, bunları geç. Arkadaş para karşılığı fuhuştan bahsediyor. Ayrıca paylaştığın hadiste gerçekten güzel bir detay da var... Eğer cariyeden çocuk sahibi olunursa ki, buna zorlamamaları hususunda Allah tarafından müslümanlara bir uyarı var, bu durumda cariye satılmaktan kurtuluyor, sahibi ölünce de hür oluyor. İslam çağının çok çok ilerisinde değil mi? Lütfen biraz adil olun, olayları günün şartlarına göre değerlendirmezsek işin güzel yanları gözden kaçar. Asırlar sonra kölelik, cariyelik göze ne kadar çirkin görünse de, mevcut olduğu çağlarda lehine gelişenleri anlamak için ille de o çağda yaşamak gerekmiyor.

Cariyeye allahın çizdiği sınırlar ölçüsünde hükmetmek. Bu lafı eden adamın normal hayatta suratına, suretine dahi bakılmaz, bakılmamalı. Mide bulandırıcı. Bize satmaya kalktıklarınıza döznün de şöyle iyice bakın. Sizce; aklı, fikri, vicdanı hür biri bunları kabul edebilir mi?

Zorlamamalrı hususunda uyarı varmış! Bak sen, pek de vicdanlıymış. Oysa, bu söz konusu dahi olmamalı. Cariyelik kurumu söz konusu dahi olmamalı. Ama nerdee.

Zamanlar üzeri ve ilahi olduğu iddia edilen bir dinin/öğretinin, kendi zamanının çok mok ilerisinde olması, kusura bakmayın ama hiçbirşey ifade etmez. Olsa olsa züğürt tesellisi olur. Ben, "tüm zamanların neresinde" diye bakarım. Ve açık ki; zamanımızın gerisinde. 2+2=4. Geçmiş olsun. Bunu ziyadesiyle sindirmeyi öğrenin.

Şöyle düşün. Senin gerçek anlamda tam bir teslimiyetle Allah'a iman etmiş bir insan olduğunu varsayalım. Gerçek değil, sadece düşün. Savaş sorası ganimetler bölüşüldü hakkına bir takım cariyeler düştü. İffetli kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayan diye bir hükmü varken ne yaparsın? Ama gerçek anlamda iman etmişsin. Bir de iman etmiş ama fasık türden birilerini düşün, onlar elbette yanlış hareketlerde bulunacaklardır. Ama dediğimiz gibi imtihan! Allah iyiyle kötüyü ayırmak istiyor. Allah'a gerçekten iman etmiş, o'nun emir ve yasaklarına gerçekten uyarak yaşayan hiçbir müslüman hakkında, elinin altında bulunanlar zulüm sebebiyle şikayet dile getirmezler diye düşünüyorum.

Demek ki cariyelik kurumu var, tanrı da bunu onuyor diye düşünürüm. Hatta ve hatta karşısında durmak dahi mümkün değil. Açık hüküm var yahu. Ki o zaman da böyle düşünmüşler.

Zulüm? Cariyelik kurumunun kendisi zaten başlı başına bir zulüm. Yesinler sizin sahte, ikiyüzlü, çifte standartlı "sözde" rahmetinizi.

Arkadaş, bir ademoğlu o tarihte çıkıp da o tarihte deseydi ki " Cariyelik yoktuur..Cariyelik zulümdüür..Her insan hür ve özgürdüür.." O vakit o adamı ne yaparlardı? Demezler miydi ki; "Bak kardeşim, tanrının kitabında bile açık hüküm var, sen kafir misin? Bosgunculuk mu yapıyorsun? Vurun şunun kellesini.." Nasıl olsa maide 33 kapı gibi orada..Nereye çekersen çek. Işıd'i bile aklar.

İmtihanmış, iyiyle kötüyü ayırmakmış. La sen kadir-i ve alim-i mutlak bir atnrı olarak bizzat yaratmadın mı onu? Sen nasıl yarattıysan öyel olmak zorunda. Aksi mümkün mü? Kendin yarat, kendin yargıla. Kadir-i ve alim-i mutlak bir tanrının olduğu yerde özgür iradeden söz edilemez. Kötülük de senden. Aptallığın daniskası.

Sen az önce Tanrı köle ve cariye edinme gibi alçakça bir sistemi kesinlikle yasaklıyorum derdi, dedin. Bende sana Tanrı'nın köle ve cariye edinme hakkındaki gerçek hükmünü açıkladım. Köle ve cariye edinmek diye birşey gerçek anlamda yoktur. Yaşanan hiçbirşey gerçek değildir. Yaşanır, son bulur. Sonu olan birşeye sen nasıl gerçek dersin? Ama gerçekten yaşanacak olan şeylerden sakın. Zira, ahirette son yok. İşte gerçek yurt ve gerçek hüküm orda. Hala inat mı edeceksin, kölelik var, cariyelik var... Şu var, bu var. Yok kardeşim yok, hiçbiri yok. Nasıl filmlerde sadece anlamamız gerekenlere bakarız, dünyaya da öyle bakacağız. Dünya da bir filmdir.

Gerçeğin yeni ve uydurma bir tanımıyla karşı karşıyayız. Siper alın.

Baltayı taşa vurunca kıvırabilmek adına gerçekliği bile eğip bükmeye başladınız.

Şu alıntıların sahibi ve şu alıntılardaki düşüncelere söylenebilecek tek söz var:

Yazıklar olsun!

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçeğin yeni ve uydurma bir tanımıyla karşı karşıyayız. Siper alın.

Baltayı taşa vurunca kıvırabilmek adına gerçekliği bile eğip bükmeye başladınız.

Şu alıntıların sahibi ve şu alıntılardaki düşüncelere söylenebilecek tek söz var:

Yazıklar olsun!

Ona kızma, cevap verdiğin için kendine kız :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

konunun başlığı ateistleri haklı kabul ediyorum Allah olamaz(haşa).. sen gözünü güneşe karşı kaparsan kendine gece yaparsın. herşey kendi diliyle, lisanıyla Allahı gösteriyor.. 124000 peygamber aynı gerçeği açıklıyor., her bir fen her bir ilim Kendi lisanı mahsusuyla rabbinden bahsediyor mesela tıp ilminin bir kısmı olan göz ilmi üzerine yazılan ciltlerle ansiklopedi Allahın ilmini ve kudretini açıklıyor..

Kusurlu olan göz ilminden. Daha iyisi de mümkün olan gözün ilminden. Şunu önce kafana iyice sok ve bununla yaşamayı öğren. Ha, ben bunun da arkasında dururum diyorsan buyur bekleriz.

124.000 peygamber, 124.000 karavana. Bu nasıl bir acizlik ve "öngörüsüzlükse" her bir peygamberin inanırı birbirininin kuyusunu kazıp, boğazını kesmekle meşgul. Kendi içinde bile becerebilmişler bunu. Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmazmış.

Ciltlerce ansiklopedi ve literatür, herşeyi "allahsız" açıklıyor. Varsa göster, yoksa bunla yaşamayı öğren. Yüzlerce ansiklopedi, yüzlerce tokat.

inanıp inanmamak insanın elinde,, sonuç itibariyl sorumlulukta insana ait..

Koca bir yalan. İnanıp inanmamak insanın elinde falan değil. Cüz-i irade sizin gibileri kandırmak için yaratılmış bir hurafe. Sorumluluk, her daim "yaratan" a aittir. Hele hele bu yaratan kadir-i ve alim-i mutlaksa..

Heyhat; Iphone'un dahi hesabı, mühedisinden, arkasındaki firmadan soruluyor. Tanrının ise, yatacak yeri yok.

sen bildiklerini vahidi kıyasiyle bilebilirsin onun haricindekileri ilmen bilebilirsin.. mesela sen görüyorsun Allahın nasıl herşeyi gördüğünü anlıyorsun.. duyuyorsun Allahın nasıl herşeyi duyduğunu anlıyorsun.. benim bir evim var diyorsun Allahın nasıl kainatın sahibi olduğunu anlıyorsun.. bu şekilde kıyas yapamadıklarını ilmen bilebiliyorsun mesela kör adam renklerin varlığını bilir ama nasıl birşey olduğunu bilmez, kıyas edebileceği birşey yoktur çünkü bunun gibi Allahın zatıyla ilgili bazı sıfatları vahidi kıyasiyle bilemediğimizden sadece ilmen bilebiliyoruz..

Sen allahı neyle kıyas ediyorsun da anlıyorsun, kavrıyorsun bi de hele?

Karşına çıkan çıkan ve tanrı olduğunu iddia eden bir "şeyin", tanrı olduğundan nasıl emin olabilirsin? Ya da ondan dahi büyük bir güç olmadığından? Bunun için mutlak bilgiye ulaşabilir ve onu analayabilir kapasitede olman gerekli ki, bunun yanından dahi geçmeyeceğin ortada.

Öyleyse biz, kavramamız dahi mümkün olmayan birşeye inanıp inanamamaktan nasıl olur da sorumlu tutulabiliriz? Açıklayabilen beri gelsin..

Bir halt bildiğiniz yok. Sıkıp duruyorsunuz, sonra da biz niye inanmıyoruz diye şaşırıp kalıyorsunuz.

amenna elbette inanıp inanmamak Allahın elindedir.. o dilemedikçe yaprak bile kıpırdamaz.. sana imanın bir tarifini yapayım.. kişi cüzi iradesini kullandıktan sonra Allahın inancı ona nasip etmesidir.. inancı nasip eden kim Allah şart kişi cüzi iradesini yani niyetini o yönde kullanması... nasip eden Allah dileyen kull

Kişi cüzi iradesini nasıl kullanıyor? Onun dilemesi için bile, önce allahın dilemesi gerekli değil mi? Allahın bilgisi, isteği ve buyruğu dışında yaprak kımıldayabilir mi? Allah zamanlar üzeri, zaten herşeyi her an ve tüm zaman dilimleri için en başından beri biliyor; bunun dışında bir şey olabilmesi mümkün mü?

Ya da beni örnek alalım.

Ben bir zamanlar gayet imanlıydım. Şimdi; önce ben imanlı olmamayı diledim de, allah bunu kabul mu etti? Yoksa bunu önce allahın mı dilemesi gerekiyor? Ya da her durumda allah bu dileği neden kabul etti? Ya da beni neden yanılgıya düşebilecek şekilde yarattı? Neden buna mahal verdi? Ben zaten doğru yoldaydım, beni neden doğru yoldan çıkardı? Bunu "sonsuz rahmet"le eşleştir bakalım, değirmenden ne çıkacak?

Eğer ben yanlış yodaysam ve sonsuz kadar yanacaksam (ki bunu istemiyorum) öyle ise hemen şu an diliyorum: allahım beni neden doğru yoldan çıkradın? Ya da çıkmama izin verdin? Bana hemen şu an iman ihsan eyle. Amin. (Sonuç için sonraki iletide görüşürüz)

bebek doğmayana kadar annenin sütü yok.. bebek doğduktan sonra annenin sütü geliyor.. bebeğin süte ihtiyacı kalmayınca süt kesiliyor.. bu bebeğe böyle merhamet eden ona o sütü zamanında gönderen güç.. tesadüfmüdür, annenin kendi gücü kudreti midir yoksa Allah mı dır..?

Gerekli cevap zaten verilmiş. Bilim, tıp, biyoloji ve evrim.

Şimdi sen de şunlara cevap ver; sütü hiç gelmeyen ya da kesilen anneler ne iştir? Ya da doğum sonrası oluşabilen ve "lohusalık depresyonu/post partum blues" olarak tabir edilen, sonu psikoza ve bebeğini camdan atabilen anne örneklerine kadar giden hadise nedir? Bebeğini bünyesi/bağışıklık sistemi kabul etmediği için düşük yapan ve bebek sahibi olamayan anneler, her türlü fizyolojik kısırlıklar? Bi açıkla bakalım.

cevaplamış mı oldun.. bunun nasıl olduğu önemli değil,, bunun nasılını açıkladığın zaman Allaha ihtiyacın kalmamış mı oluyor.. ben sana nasıl bu kitap yazıldı diyorum, sen bana kalem sağa gitti a oldu sola gitti l oldu sonr yukarı gitti i oldu Ali Yazılmış oldu diyorsun kim yazdı kalem.. kalem bir akıl sahibi olmadan yazamaz yazsa anlamsız şeyler ortaya çıkar.. o kalemi tutan bir alim zat olması lazımki anlamlı yazılar ortaya çıksın.. o akılsız sebepler dediğin işi yapamaz büyük bir akıl onu elinde tutuyorki bu manalı anlamlı işler oluyor...

Bir solüsyon/çözeltide bulunan kil kristallerinin kendi kendilerini kopyalamaları ve buradaki düzen nasıl oluyor da oluyor? Ya da kar tanecikleri? (Ya da fraktallar)

Ben sana allah nasıl yaratıldı diyorum. Nasıl oldu? Akılsız sebepler(her ne demekse) iş yapamaz ama sonsuz karmaşıklıktaki tanrı için böyle bir şeye hacet yok?

Hem o büyük aklın bir "tanrı" olduğunu da nereden çıkarıyorsun? Büyük aklın tanrı olma olasılığı nedir?

evrimci tetrahedron kardeşe sual:

sivrisinek doğar doğmaz insanın vücuduna saldırıyor, (doğar doğmaz diyorum dikkat et) hortumunu vücuda sokuyor kan çıkartıyor.. ona bu kan çıkartma ilmini gösteren kim bu ilmi bu kan çıkarma sanatını nerden öğrendi.. akıllı insan 15 yılda doğruyu yanışı öğrenemiyor.. onu yakalamak istiyorsun zikzaklar çizip kaçıyor ona bu savunma ilmini gösteren kim,, ne zaman öğrendi yoksa kudreti herşeye yeten bir zat mı onu programlayıp gönderdi?

Doğal seçilim, birikimli seçilim. Evrim. Sivrisinek de her canlı gibi, bir seçilim değerleri bütünü. Genetik hafızasında ne getirmişse onu eyliyor. Ötesini değil. Ayrıca başka bir örnek vermek gerekirse, ördek yavruları neden en başta yüzemiyor ve suya batıyor? Ona bu ilmi vermeyen ya da eksik kılan kimdir, nedir?

Her durumda bir şeyin nedenini ve nasılını bilmiyor olmak, onu bir tanrının yaptığı anlamına gelmez. (Bkz: non sequitur) Bunu da iyice belleyin. İşkembeden çıkarımlar yapıp durmayın. Biri çıkıp size yedirebilir.

(haşa) Allah yok, peygamber kitabı yazdı kendi çıkarları için.. hz. peygamber niye yaratılıştan, evrenden geçmiş kavimlerden, gökyüzünden, kanunlardan insanın hilkatinden bahsediyor.. sebebi ne olabilir annenin süt dönemi vs..

Sıradışı hiçbirşeyden bahsettiği yok ama neyse. Bahsetmediklerini ve yanlış bahsettiklerini nereye koyacaz? Buyur açıkla.

dostum şu ayet bu ayet demenize gerek yok,, ayetlerin açıklamaları internette müfessirler tarafından yapılmış okuyun öğrenirsiniz.. biz bir yaratıcının ispatını evvela gidiyoruz.. 1. aşama budur.. evreni evrimle,, tesadüflerlemi açıklıyacaz yoksa Allahlamı,, bunca kanun bunca ilmi bunca fenni tesadüflerlemi açıklıyacak yoksa tesadüflerlemi,,

İspat falan yok ortada. Kendinizi kandırmayın. Ayrıca ispatın olduğu yerde inanç olur mu? Bir kara verin: inanç mı, ispat mı, inanmak mı?

Siz ispatlı olduğu için mi inanıyorsunuz? O zaman imtihan bunun neresinde? Koşulsuz mu inanıyorsunuz? O zaman ispat diye dayatmanız bunun neresinde. Koşulsuz inanıp, karşılığında umduğunuz sonsuz yaşam ve huri hayallerinizle birlikte oturun aşşağı. Bilimi bu işe karıştırmayın.

Tesadüf dediğiniz şey; zorunluluk+ rastlantı+zorunluluklar şeklindedir. Tesadüfün içini kafanıza göre doldurup hesabını soran sizersiniz. Rastlantı ürünü tepkimeler keyfi değildirler.

tesadüfen bir kalem bir kağıt üzerine manalı harfler yazabilirmi küçük bir örnek.. kalemi tutan biri olmadan?

Yine ve yeniden birikimli seçilim. Ayrıca düzenin zeka gerektirdiğine dair mantıksal bir zorunluluk olduğunu gösterebilen bir babayiğit çıkmadı bugüne kadar. Varsa yoksa hepsi tümevarım. Çevremdekiler böyledir; o zaman tüm gereçeklik ve arkasındaki sır da böyle olmalı. Tamamiylen eksik. Mutlak değil.

Ve yine kalemi tutan birinden tanrıyı tutan birine gliyoruz. Tanrıyı kim tutuyor? Bundan kaçış yok.

duymam gereken bunlardı :) çok aydınlandım arkadaşlarına sor sana evrimin kökünde tesadüfün olduğunu anlatsınlar.. evrim= tesadüf:) :) iyi akşamlar..

Tekrar ediyorum; kör tesadüf kavramı, sizin kendinizce uydurmanız. Ötesi değil.

ayırca; kör tesadüfler diyerek kendince küçümse, akabinde olasılıksız, kör tesadüflerin dahi açıklayamayacağı bir tanrıya inan. Mantığa bak hizaya gel.

yada sorumu şöyle de sorabilirim,, madem bir dünya görüşünüz var,, müslamanlığı yermek ve çürütmek yerine niye kendi malınızı satmıyorsunuz? yüzlerce başlık açılıyor Allah şöyle Kuran böyle.. bunun yerine evriminizi satın olaylarınızı evrimlerle açıklamaya çalışın,,, mallarını satmıyorlar satamıyorlar çünkü mal çürük bunun yerine Allah görüşüne saldırarak haklılıklarını göstermeye çalışıyorlar..

Biri zaten diğerini içeriyor, değilliyor. Bunu anlamak bu kadar mı zor. Ayrıca sizinki gibi örümcek beyinliler tarafından yöntilmek zorunda kalmamız dahi yeterli bu uğraşı için. Biri çıkıyor osmanlıca gelecek diyor, öteki turizm okullarında içki dersi kalkacak diyor, bir diğeri din dersini tartışmak bile istemiyorum diyor, türban nerede ise ana okuluna kadar geliyor. Oruç tutmayanlar dövülüyor.

Ayrıca evrim herşeyi yeterince açıklıyor, için rahat olsun. Sadece sen cahilsin.

çok saçma bilimsel verisi nerde? diyelim ki sen karşımdasın senin varlığının göstergeleri vardır,, bilgisayarda anlamlı yazılar gözüküyor biri karşımda yazı yazıyor suallerime cevap veriyor bana soru soruyor,, ben bunlara bakarak eğer biraz da aklım varsa karşımda biri var derim., bir deneye bilime gerek varmı?

Biri var dersin de, bir tanrı var der misin? Tanırının ölçütü nedir? Ne zaman karşımızda bir tanrı var demeliyiz, ne zaman dememeliyiz?

Söylesene, tanrısız bir evren nasıl olurdu da, sen bunun tanrılı olduğuna kanaat getirdin? Gidip tanrısızını mı gördün ey gafil?

Biraz aklı olan karşımda ne olduğunu bilmiyorum ya da emin değilim de diyebilmeli..Her halta bilinmeyeni sokup durun, sıra tanrıya gelince hiçbirşeye gerek kalmasın. Oh ne ala..

Ne demişler: "Boşlukların tanrısı"..Sizinkisi tam da bu. Fersah fersah bir bilinmeyen arıyorsunuz ki, oraya tanrınızı şokuşturabilesiniz.

Bilinmeyene muhtaç varlıklar.

Bilinmeyene susamış bir düşünce şekli.

örneğimi olayı akla yakınlaştırmak için al yoksa bire bir tatbik edersen yanlışa gidersin.. yani demek istediğim bir şeyin varlığını ispat için illaki deneye ve bilime ihtiyaç yoktur.. birşeyin varlığının göstergeleri ve delilleri onun varlığını göstermek için yeterlidir..

Yok yahu, deme..Kuyruğu kıstırınca ne yazacağınızı şaşırıyorsunuz. Canım deneye ve bilime gerek var mıymış(!) Her neyse, burada zaten gerekli itirafta da bulunmuşsun. Şöyle yola gelin. Aklın yolu bir.

niye ifşa ediyorlar? madem gerçeği öğrendiniz, gerçeğe göre hareket edin.. mesela ben inkar etmeye başlasam, şöyle düşünürüm madem toprak olacam, vaktimi bilgisayar başında olmadığına inadığım birşeyi çürütmek yerine keyfime eğlenceme günümü gün etmeye bakarım..

Senin kısır dünyan ve senin gibiler için durum böyle olbilir. Kendi adına konuş. Başka kimseyi de bağlamaz.

eğer zeus ta elçi göndermişse, onunda kutsal bir kitabı varsa inceleriz konuşuruz.. sıkıntı değil..

Tam da yeri gelmişken, dünyadaki tüm din ve ilahi öğretileri inceledin mi? İncelemediysen senin inancın boş iş. Boşa laga luga etme. İslama inanmayan ya da hiç incelememişlere de mok atma. Hakkın yok çünkü. Adama sorarlar sonra..

sahi hacı haklısın ha.. herşeyde Allahı buluyorum.. elmayı yiyorum ne kadar güzel rengi kokusu tadı var ne kadar güzel yaratılmış diyorum.. yağmur yağıyor,, bu akılsız bulut bana merhamet edipte bana bu rahmeti gönderiyor değildir diyorum O zaman bana merhamet eden biri var diyorum Allahı buluyorum.. arıya bakıyorum ne kadar güzel kendisine verilen vazifeyi icra ediyor diyorum Allahı buluyorum.. :)

O akılsız buluttan gelen fırtına hortum ve felaketlere ne diyorsun babam köylü? Yabanıl meyvelere, zehirli mantarlara? Kafesine girdiğin zaman canına okuyan kaplanlardaki merhametsizliği ilişkin birine? Salgın hastalık, baktri ve virüslere? Felaketlerde ölen bebeklere; hani şu akılsız yer kabuğu ve tektonik levhaların oluşturduğu? Benzer tüm "canlılık bulunmayan" gezegenlerle aynı şekilde? Arıya bakıyorsun da, sivrisineğe bakınca ne görüyorsun? Sıtma bulaştıranlarına mesela? Ya da kuduz köpeklere, insanların kafasına düşen yıldırımlara ve tanrı korumayı beceremediği için insanlık tarafından icad edilen paratonerlere? Bunu sonu dahi yok..

Sırf sizin gibi insanlardan oluşan ve hatta yönetilen toplum içerisinde bir gedik açmak, düzeni çomaklamak için bunca zaman uğraşıp, bunca şeyi yazıyorum. Madie 33'e göre bozgunculuk kontenjanına girer mi girer. Bu bağlamda, beni öldürmek ya çapraz bağlamak vs. caiz midir ne dersin? Vandalizmin peşinden koşmaya devam edin. Sizin içiniz rahatsa, varolması muhtemel bir tanrı öyle ya da böyle elbet sizin cezanızı verecektir. Benim değil.

Sizdeki nasıl bir akıl, nasıl bir düşünce şeklidir, anlayan beri gelsin arkadaş...

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

herifin teki bir cahiliye geleneğini terketip başka bir cahiliye geleneğine doğru yelken açmış buna lafımız yok, yolu açık olsun, lakin bunda bu kadar yorum yapacak ne var anlamadım :)

bir de ateist tayfa Kur'an -güncel anlamıyla- köleliği cariyeliği meşrulaştırmıştır yasal hale getirmiştir diye atıp tutmuyor mu, insanın noel baba gibi hoh oho hoh diye gülesi geliyor :D hele bir de bu minvalde kıvırta kıvırta zamanın koşulları diye tahrif olmuş geleneksel yorumu savunmaya çalışan ehli mezhep ateistlerden daha komik vala

ne diyim, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an -güncel anlamıyla- köleliği cariyeliği meşrulaştırmıştır yasal hale getirmiştir diye atıp tutmuyor mu,

Meşrulaştırmamış da ne halt etmiştir...

Savunmaya dermanı olmayan tayfa da soyleyecek soz bulamayınca galiba boyle piskin piskin gülüyor...

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Meşrulaştırmamış da ne halt etmiştir...

Savunmaya dermanı olmayan tayfa da soyleyecek soz bulamayınca galiba boyle piskin piskin gülüyor...

Kur'anda köleliği meşrulaştıran, reel hayatın bir parçası haline getiren bir tane(yanlış duymadın) bir tane ayet dâhi bulunmaz. Bu durumun aksine, köle sahibi olmanın bir tür şirk olduğu, bir müminin böylesi bir hataya düşemeyeceğini yüzlerce ayetiyle tekrar tekrar tekrar beyinlere çivi çakar gibi çakarak anlatmıştır.

Rabb ^ abd ikilisi süs olsun diye mushaflara yazılmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'anda köleliği meşrulaştıran, reel hayatın bir parçası haline getiren bir tane(yanlış duymadın) bir tane ayet dâhi bulunmaz. Bu durumun aksine, köle sahibi olmanın bir tür şirk olduğu, bir müminin böylesi bir hataya düşemeyeceğini yüzlerce ayetiyle tekrar tekrar tekrar beyinlere çivi çakar gibi çakarak anlatmıştır.

Rabb ^ abd ikilisi süs olsun diye mushaflara yazılmadı.

Biriniz islamda kölelik, cariyelik vardır diyor, öteki tam aksini. Bu nasıl bir kitapmış arkadaş. Kardeşi kardeşe düşürür vallahi. Allah muhafaza. Zaten bunca mezhep birbirini boşa yememiş olsa gerek tarih boyunca. Ayinesi iştir kişinin(burada kur'an oluyor) lafa bakılmaz..

Sonrasını biliyorsun; sen o ayetleri getir hele bi. Ben sormasam başkası soracak.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

köle sahibi olmanın bir tür şirk olduğu,

Kuran'da, köleye karşı köle, hüre karşı hür, kadına karşılık kadın kısas etmek gerektiği yazar.

Neden bu kısas mevzusunu açtım; çünkü Allah'ın şirk olduğunu söylediği(?) sistemde, cinsiyete, hür-köle durumuna göre sınıflandırma

yapması, mevcut düzenden şikayetçi olmadığı ve bu sistemi meşru olarak tanıdığı anlamına gelir.

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...