Jump to content

Osmanlı Türkçesi zorunlu ders oluyor!


Recommended Posts

  • İleti 100
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sakirtlerin hayalleri bir bir gercek oluyo : ))

Sirada ne var acaba.yakinda kurani hatim inmeyen ogrencilere diploma verilmicek buraya yaziyorum bak.

Arapça seçmeli ders olacak, ardından da zorunlu. Daha sonra da okul üniforması cüppe sarık olacak. Böyle kademe kademe ilerleyecek. En sonunda da örtünme zorunluluğu ve recm cezası gelecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz yenildik arkadaşlar adamlar istediklerini bir bir yapıyor.Hemde dalga geçer gibi,neymiş dedesinin mezar taşlarını okuyamıyolarmış..Resmen dalga geçer gibi..

Osmanlı hortluyor resmen.

Peki biz ne yapıcaz bu durumda

mücadeleye devam edicez.

Osmanlınin ne kadar cani,

ne kadar barbar oldugunu

anlatmaya devam edicez.

Osmanlının halkı nasıl

ölüme terk ettiğini anlatıcaz.

En önemlisi Osmanlının bırakın dünyayı hükmetmeyi kendine bile hükmetmeyi başaramadığını anlatıcaz.

Türkiyede ki cılız muhalefete baskı yapıcaz.

Hiç olmazsa ve mücadelemiz işe yaramazsa

Ve tüm umut kesilirse,

Ewimizde şarap yudumlayıp

ülkeye we zihniyetine

okkali küfürler sallayip

gerizekalılara böyle zihniyet uygunmus diyecegiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsmet İnönü

"Harf inkilabı okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa'yı tahrik eden sebeplerdir. Ama, harf inkilabının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında, yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar, Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapçayı kabul etmeliydik, derlerdi. Yani vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı, görüşünü hararetle savunurlardı. // Anadolu'da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk beyi olarak devlet başına geçmişler ve milli hususiyetlerini muhafaza etmişlerdir. Sonra Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi milli kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur." (S.485)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim yaptığımızı kimse yapmadı.

Hiçbir millet kendi tarihinden bu kadar nefret etmedi.

Hiçbir devlet, gençlerini kendi tarihine bu derece düşman yetiştirmedi.

Tarih boyunca var ettikleri medeniyetlerinin üzerine her gün bir şeyler ekleyen nesiller,

bugün hem kendi alfabesini hem de Latin alfabesini kullananlardır.

Lakin bu milletlerin herhangi birisine, örneğin Japonya'ya gidip de;

''bu Japon alfabesi inanılmaz zor, hadi bırakın bunu da çağa ayak uydurup Latin alfabesine geçin

ve muasır medeniyetler seviyesine çıkın.

Bu alfabe sizi geri bırakır.'' dersen sana ya bir uzaylı,

ya da kendilerine düşmanlık etmeye ve onları kendi kimliklerinden ve varlıklarından uzaklaştırmaya çalışan bir ajan gözüyle bakarlar.

Bu açıktır.

http://tylerdrdn.blogspot.com.tr/2014/12/osmanlica-dersleri.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

''Dilde sadeleşme'' çabalarıyla desteklenen yeni harfler, Türkiye halkının okuma yazma oranlarını nasıl etkiledi?

Buna cevap vermek kolay değil; çünkü örneğin 1927'de okuryazarlık oranının %8.1 olduğunu söyleyen resmi istatistiklere karşılık,

1895 yılında Osmanlı istatistiklerinde Anadolu ve Rumeli'de 5-10 yaş arası kız erkek İslam çocuklarının %57'sinin ilkokul öğrencisi olduğu görülüyor. (...)

Yine de bütün çabalara rağmen 1935 yılına ait istatistiklere göre, nüfusun sadece %20'si okuma yazma biliyordu.

Bu oran 1945'de %30'a, 1950'de %34'e çıkabilmişti.

Yani harf inkılabı, okuma yazma oranlarını yıllara göre ikiye, hatta üçe katlamıştı; ama eğer bir yanlışlık yoksa 1895 yılının yanına bile yaklaşamamıştı.

Aslında bu durum gayet doğaldı.

Bir toplumun okuma yazma oranlarının, doğrudan alfabenin zorluğu veya kolaylığıyla ilgisi olmadığına dair dünya üzerinde bol örnek bulmak mümkün.

Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Japonya, Çin, İsrail, Kore, Sırbistan, Hindistan, Tayland gibi ülkeler, ekonomik kalkınmalarını,

hepsi Arap alfabesi kadar veya ondan daha zor olan alfabeleriyle başarmışlardı.

Sonuç olarak, Kemalist modernleşme hamlesinin önemli köşe taşlarından biri olan harf inkılabı,

toplumun genel kültür düzeyine katkıda bulunmaktan çok, halkın tarihle ilişkisini kesmekte işe yaradı. (...)

'' Ayşe Hür, Öteki Tarih

Link to post
Sitelerde Paylaş

''Dilde sadeleşme'' çabalarıyla desteklenen yeni harfler, Türkiye halkının okuma yazma oranlarını nasıl etkiledi?

Buna cevap vermek kolay değil; çünkü örneğin 1927'de okuryazarlık oranının %8.1 olduğunu söyleyen resmi istatistiklere karşılık,

1895 yılında Osmanlı istatistiklerinde Anadolu ve Rumeli'de 5-10 yaş arası kız erkek İslam çocuklarının %57'sinin ilkokul öğrencisi olduğu görülüyor. (...)

Yine de bütün çabalara rağmen 1935 yılına ait istatistiklere göre, nüfusun sadece %20'si okuma yazma biliyordu.

Bu oran 1945'de %30'a, 1950'de %34'e çıkabilmişti.

Yani harf inkılabı, okuma yazma oranlarını yıllara göre ikiye, hatta üçe katlamıştı; ama eğer bir yanlışlık yoksa 1895 yılının yanına bile yaklaşamamıştı.

Aslında bu durum gayet doğaldı.

Bir toplumun okuma yazma oranlarının, doğrudan alfabenin zorluğu veya kolaylığıyla ilgisi olmadığına dair dünya üzerinde bol örnek bulmak mümkün.

Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Japonya, Çin, İsrail, Kore, Sırbistan, Hindistan, Tayland gibi ülkeler, ekonomik kalkınmalarını,

hepsi Arap alfabesi kadar veya ondan daha zor olan alfabeleriyle başarmışlardı.

Sonuç olarak, Kemalist modernleşme hamlesinin önemli köşe taşlarından biri olan harf inkılabı,

toplumun genel kültür düzeyine katkıda bulunmaktan çok, halkın tarihle ilişkisini kesmekte işe yaradı. (...)

'' Ayşe Hür, Öteki Tarih

Senin yerin burası değil.Senin yerin dinci yobazların din iman hakkında konuştukları forumlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu bir gerçek ki, özellikle içinde bulunduğumuz bu yüzyılda Latin harflerini bilmek zaruret gibi bir şey olmuştur.

Burası tamam, kimsenin buna itirazı yok zaten.

Nitekim Japonlar da, Çinliler de, Ruslar da, Koreliler de, hatta ve hatta Araplar da

kendi alfabelerinin yanında bir de Latin alfabesini öğrenirler ve kullanırlar.

Zira doğru olan da budur.

Harf devrimini yanlış yapan da budur.

Eğer bin yıllık alfabemizin yanında bir de Latin alfabesi öğretilmeye başlansaydı,

yani diğer tüm o milletlerin yaptığı gibi iki alfabe öğreniyor olsaydık;

ne tarihimizden kopacaktık, ne kütüphanelerimize yabancılaşacaktık, ne de kültürümüzden ve dinimizden uzaklaşacaktık.

Bir yandan kendi medeniyetimizi korumuş ve bu medeniyetin üzerine bir şeyler koymuş bir şekilde varlığımıza devam edecektik,

diğer yandan da İngiliz ve Amerikan dünya hakimiyeti dolayısıyla tüm cihanda kullanılan bu Latin alfabesini okuyabiliyor ve yazabiliyor olacaktık.

http://tylerdrdn.blogspot.com.tr/2014/12/osmanlica-dersleri.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim yaptığımızı kimse yapmadı.

Hiçbir millet kendi tarihinden bu kadar nefret etmedi.

Hiçbir devlet, gençlerini kendi tarihine bu derece düşman yetiştirmedi.

Tarih boyunca var ettikleri medeniyetlerinin üzerine her gün bir şeyler ekleyen nesiller,

bugün hem kendi alfabesini hem de Latin alfabesini kullananlardır.

Lakin bu milletlerin herhangi birisine, örneğin Japonya'ya gidip de;

''bu Japon alfabesi inanılmaz zor, hadi bırakın bunu da çağa ayak uydurup Latin alfabesine geçin

ve muasır medeniyetler seviyesine çıkın.

Bu alfabe sizi geri bırakır.'' dersen sana ya bir uzaylı,

ya da kendilerine düşmanlık etmeye ve onları kendi kimliklerinden ve varlıklarından uzaklaştırmaya çalışan bir ajan gözüyle bakarlar.

Bu açıktır.

http://tylerdrdn.blo...a-dersleri.html

Osmanlı gibi kendi kültürünü (Göktürkçe-Şamanizm/Göktengri inancı) unutup Arap'ın kültürüne tapan (İslam) Arap yalakalarını kendi tarihim olarak kabul etmiyorum. Benim damarım da, kanım da özbeöz Türktür! Orta Doğu coğrafyası üzerinde büyük çoğunluğu Müslüman olup eli ayağı az biraz olsun tutan tek ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu da laiklik denilen ve intihar bombacılarının önünü kesen uygulama sayesindedir büyük ölçüde. Gelin, etmeyin, eylemeyin, sizin yüzünüzden Orta Doğu'nun o kokuşmuş ülkelerinden birine dönüşmeyelim. Biraz daha düşünün, değer mi yüzünü görmediğin bir Arap'ın yalanları için koskoca ülkeyi kaosa sürüklemek?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim yaptığımızı kimse yapmadı.

Hiçbir millet kendi tarihinden bu kadar nefret etmedi.

Hiçbir devlet, gençlerini kendi tarihine bu derece düşman yetiştirmedi.

Tarih boyunca var ettikleri medeniyetlerinin üzerine her gün bir şeyler ekleyen nesiller,

bugün hem kendi alfabesini hem de Latin alfabesini kullananlardır.

Lakin bu milletlerin herhangi birisine, örneğin Japonya'ya gidip de;

''bu Japon alfabesi inanılmaz zor, hadi bırakın bunu da çağa ayak uydurup Latin alfabesine geçin

ve muasır medeniyetler seviyesine çıkın.

Bu alfabe sizi geri bırakır.'' dersen sana ya bir uzaylı,

ya da kendilerine düşmanlık etmeye ve onları kendi kimliklerinden ve varlıklarından uzaklaştırmaya çalışan bir ajan gözüyle bakarlar.

Bu açıktır.

http://tylerdrdn.blo...a-dersleri.html

Yalan tarih anlatıldığı konusunda hem fikirim, özellikle osmanlı konusunda anlatılanlar çok yumuşak ve abartmalarla, yalanlarla, övgülerle dolu ancak Arap alfabesi nereden bizim alfabemiz oluyor? Göktürk alfabesi desen anlarım, tepemize arap kültürünü, arap diniyle dinle birlikte indirenler asıl onlar bizim tarihimize düşman olanlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaş anlamıyor musunuz?Osmanlı da kullanılan arapça alfabe bizim alfabemiz değildi.Hep özünden bahsediyorsunuz.Bizim özümüzden kopalı 1300 yıl oldu.Bizim esas alfabemiz Göktürkçe'dir.Okullarda Osmanlıca denilen Türkçe,Arapça ,Farsça karışımı uyduruk dili öğreteceklerine,Göktürkçe'yi öğretselerdide 1500 yıl önceki atalarımızın mezar taşlarını okusaydık fenamı olurdu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

''Dilde sadeleşme'' çabalarıyla desteklenen yeni harfler, Türkiye halkının okuma yazma oranlarını nasıl etkiledi?

Buna cevap vermek kolay değil; çünkü örneğin 1927'de okuryazarlık oranının %8.1 olduğunu söyleyen resmi istatistiklere karşılık,

1895 yılında Osmanlı istatistiklerinde Anadolu ve Rumeli'de 5-10 yaş arası kız erkek İslam çocuklarının %57'sinin ilkokul öğrencisi olduğu görülüyor. (...)

Yine de bütün çabalara rağmen 1935 yılına ait istatistiklere göre, nüfusun sadece %20'si okuma yazma biliyordu.

Bu oran 1945'de %30'a, 1950'de %34'e çıkabilmişti.

Yani harf inkılabı, okuma yazma oranlarını yıllara göre ikiye, hatta üçe katlamıştı; ama eğer bir yanlışlık yoksa 1895 yılının yanına bile yaklaşamamıştı.

Aslında bu durum gayet doğaldı.

Bir toplumun okuma yazma oranlarının, doğrudan alfabenin zorluğu veya kolaylığıyla ilgisi olmadığına dair dünya üzerinde bol örnek bulmak mümkün.

Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Japonya, Çin, İsrail, Kore, Sırbistan, Hindistan, Tayland gibi ülkeler, ekonomik kalkınmalarını,

hepsi Arap alfabesi kadar veya ondan daha zor olan alfabeleriyle başarmışlardı.

Sonuç olarak, Kemalist modernleşme hamlesinin önemli köşe taşlarından biri olan harf inkılabı,

toplumun genel kültür düzeyine katkıda bulunmaktan çok, halkın tarihle ilişkisini kesmekte işe yaradı. (...)

'' Ayşe Hür, Öteki Tarih

Alıntı yaptığın yazar bir ateist.

Kahvehane tarihçiliği yapar.

Tam sizin gibi yobazlara göredir.

Kendisinin diğer yazılarını da oku.

Osmanlı ve Türklerle ilgili neler yazmış araştır.

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...