Jump to content

Tanrının olduğunun kanıtı


Recommended Posts

kuantum fiziği okumalısınız ...evren büyük yırtılma yani ilk haline geri dönecek....yada büyük çökme False vacuumla oluşmuş evrenimiz...kuantum dalgalanmalari yüzünden oluşmuştur...kısacasi evren boş değildir....bu enerji bir noktada sıkışmis ve patlamıştir ....büyük yırtılmayla eski haline geri dönecektir

Kuantum fiziğini biliyorum ama söylediğiniz şeyi ilk defa duydum.Kuantumla mı oluşmuş evren?elektronlar nerden gelmiş?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 89
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İnsan önce Müslüman sonra Ateist sonra tekrar Müslüman olamaz. Ateist olduğunu sanabilir.

Bir Ateist'in bu söyleme gülümseyeceğinden şüphen olmasın.

Basit bir örnek. (çok fazla örnek ve psikolojik vaka üretebiliriz)

Şöyle bir şey duymuşluğum var: "Kuran çok saçma o yüzden Ateist oldum."

Aslında diğer üretilmiş tanrıları reddetmesinin sebebi içinde bulunduğu dine hala inanıyor olmasıdır.

Böylece, tek tanrı inancına sahip olanlar, geriye Ateizm'in kaldığını düşünerek kendilerini öyle tanımlarlar.

Elbette -bu örnekteki- bir farkındalıktır; ama yalnızca küçücük bir başlangıçtır. Tek başına hiçbir anlamı yoktur. Ateist olmanız için başka bir bilince ulaşmanız ve düşünceye sahip olmanız gerekir.

Bilimsel yolu tutturmuş, tanrı iddiasına -iddia bile denemez aslında- somut kanıt bekleyen birinin gerisin geriye, hele ki eski dinine dönmesi mümkün değildir.

Sanıyorum sağduyu bu yüzden senden hikayeni anlatmanı istiyor.

Daha fazla uzatmayacağım. Ateist olmadan çok da anlayabileceğin bir durum değil maalesef.

Derken..

Agnostik olduğunu iddia etmişsin bu sefer de. Agnostik birinin "Ateist'tim" dediğine ilk kez rastlıyorum.

Bir örneğimiz daha oldu.

Tolstoy Ateist değil.

Deist olabileceği/olduğu söyleniyor.

Deizm'den sonra gerisin geriye dönmek mümkün olabilir mi bilemiyorum; cahillik yapmayım. Olmadığım bir nokta hakkında senin kadar cüretkâr olamıyorum.

Tolstoy'un tekrar Hristiyan olduğuna dair ise bir şey duymadım.

Tolstoy eskiden ateistti.

Alıntı:

1862de memnun kalacağı bir evlilik yaptı.O zaman kadar ateist olan Tolstoy,1867de iman sancıları çekmeye başladı.

Bütün bu yaptıklarım neye yarar?Yaşadığım gibi yaşamak niçin?Varlığımın anlamı ne ?Ne yapmalıyım? şeklindeki sualler zihnini kurcalıyordu.

Tolstoy, ölen kardeşinin can verişini şöyle anlatıyor.

Kollarımın arasında öldü.Bütün hayatımda o anda duyduğumu bir daha duymadım.Hiçbir şey ölümden mühim değildir ve her yaşayanın zaruri akıbetinin de bu olduğu düşünülürse hayatın feci olduğunu teslim etmek lazım gelir.Bu kadar uğraşma,mücadele neye yarar?Madem ki en nihayet kişiden hiçbir şey kalmayacaktır.Madem ki ölümün adım adım yaklaştığını hissediyorum.Öleceğim ve mezarımda otlar bitecek!..

Her yaptığını ,her kararlaştırdığını saçma,menfi,üzücü görür olmuştu.Bugünleri İtiraflar adlı eserinde şöyle anlatıyordu :

İyice anladım ki hayatımın dayandığı şeyler kırılıyordu.Tutunabileceğim hiçbir şey yoktu.Beni yaşatan şey şimdiden yok olmuştu ,artık ruhça yaşamayacaktım.Hayatım durmuştu.

Alında mesud olmaması için hiçbir sebep yoktu.Hoş bir ailesi,şöhreti,sıhhati,her şeyi yerli yerindeydi.Bunu bizzat Tolstoyda itiraf ediyordu.Eğer bir melek benden ne dilediğimi sorsa,ondan ne isteyeceğimi bilmiyorum.

Fakat servet,saadet,ve refahın zirvesinde bulunduğu bir sırada Tolstoy, her şeyin boş ve fikir azabından başka bir şey olmadığını anlıyordu.Hayatını birden bire karartan ölüm korkusu,ölüm endişesi olmuştu.Tolstoy saplantı halinde intiharı bile düşündü.Kendisine göre çok daha zor durumda bulunan milyonlarca insanın neden ümitsizliğe gömülmediklerini,intihar etmediklerini düşündü.Bir yoksul köylünün ağzından dökülen şu cümleyle cevabını buldu.İnsan kendi kendisi için değil Yaradan için yaşar,çalışır.O zaman Tolstoy,halkın mantıkla değil inançla yaşadığını gördü.İnanç ilim değil fiildi;yaşanan birşeydi.Ancak yaşandığı zaman gerçek manasını kazanabilirdi.Hayatlarıyla inançları uygunluk içinde olanlar ümitsizlikten kurtulabilirdi.

Tolstoy ,ateizmin karanlığında tam 35 yıl çırpındıktan sonra1880de imana kavuştu.

Erken gelmiş bir bahar günüydü.Ormanda yalnızdım.Ağaçların sesini dinlerken tefekküre dalmıştım.Son üç yılımdaki iç kargaşalıklarımı,Allahı arayışımı,devamlı olarak sevinçten ümitsizliğe düşüşlerimi düşünüyordumBirden bire ancak Allaha inandığım zaman yaşadığımı anladım.Onu düşünmekle bile sevinçli hayat dalgaları yükseliyordu içimde.Çevremde her şey canlanıyor,her şey bir mana kazanıyordu.Ama inanmamaya başlar başlamaz,hayat duruveriyordu.

Artık kendini Allaha adayacaktı.Ama bağlı bulunduğu Ortodoks kilisesinin inanç sistemi onu tatmin etmekten uzaktı.Yine de bu dinin bütün gereklerini 3 yıl yerine getirdi.Mantığına uymayan her şeye bir izah bulmaya gayret etti.Ama bir gün dayanamaz oldu,aklı da kalbide isyan etti.Kilisesinin ayin şekillerini beğenmiyor,kiliselerin karşılıklı birbirlerine kin beslemelerine anlam veremiyordu.Hem bir,hemde üç olan tanrı fikri,dünyanın altı günde yaratılması,7.günde Allahın istirahate çekilmesi ona ters geliyordu.İsanın tanrı sayılması için :Bunları delil olmadıkça kabul edemem.Zaten Hz.İsa hiçbir zaman ilah olduğunu söylemedi,sadece vaaz ettiğini dinin ilahi olduğunu belirtti. diyordu.

Dogmatik İlahiyatın tenkidi (1881) adlı eserinde ,kiliseyi yalnız saçmalıkla değil,şuurlu ve menfaat düşkünü yalancılıkla da suçladı.Artık kendi yolunu seçmişti.İnsana tabiata uygun bir hristiyanlık anlayışı içinde olacaktı.

1881 Haziranında kendisine mağrurluk hali veren her şeyi yaşayışından atmak istedi.Köylüler gibi giyinmeye başladı,sakal bıraktı.Her türlü dünya zevkinden nefret etmeye uğraştı.Bir hırka bir lokma felsefesine uygun mistikçe yaşamaya başladı.

1901 yılında bir kitabının ,kiliseyi yeren sayfaları öne sürülerek aforoz edildi.Ama Tolstoy buna aldırmadı.İşin enteresan yanı ,kiliseleri yermekle birlikte İslama hayranlık ve saygı gösterişi sebebiyle Müslümanların sevgisini kazanmıştı.Batılıların yanı sıra pek çok Müslüman ona mektup yolluyordu.

Sekseninci yaşgününde ,davetlilerin geliş gidişleri,şarkıları,gevezelikleri yüzünden bitkin duruma düşen Tolstoy kızına Ruhumda bir ağırlık var. Diye dert yanıyordu.Günlüğünde de Müthiş bir gitme arzusu var içimde. Diye yazdı.Daha önce iki kaçış tecrübesi başarısızlıkla neticelenmişti.

1910 yılında 82 yaşındayken üçüncü denemesine karar verdi.Çok yaşlıydı ama bütün gücünü göstermesi gerekiyordu.Artık kararlıydı.Bulgaristan üzerinde Müslümanların yaşadıkları topraklara hicret edecekti.Ama daha yoldayken,Astapova tren istasyonunda hastalandı.Yolculuğa devam edebilecek durumda değildi,yatırılması gerekiyordu.Fakat bu küçük istasyonda kim olduğu anlaşılıverdi.Yakınları onu sevenler toplandılar.7 Kasım 1910da bu küçük istasyonda öldü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'a neden inancın kalmamıştı? Kuran'da neleri yanlış görmüştün?

Bir insan nasıl sorgulamayı, düşünmeyi bırakabilir? İnsanı hayvandan farklı kılan en önemli özelliklerden birisi düşünmek, sorgulamaktır.

İnsan inanmaya falan programlı değil, sadece duymak istediği şeyleri söyleyenlere inanmaya meyilli.

Kuranda o kadar yanlış var ki burada yazmam mümkün değil.Ama inanmak istememin sebebi hayatta kalmak için inanmaya mecbur olmam.zaten hayat çok anlamsız tanrı yada din olmadan.bu anlamsız hayatın tadını çıkarmaya çalıştıklarını söyleyen ateistleri de anlamıyorum.en sevdiğin kişi öldü diyelim yada bunu hayal et mesela.şimdi afedersin sokayım böyle hayata demez misin?acıların yada ölümün her an seni yada sevdiklerini bulabileceği bi dünyada nasıl mutlu yaşayabilirsinki düşünmeden.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranda o kadar yanlış var ki burada yazmam mümkün değil.Ama inanmak istememin sebebi hayatta kalmak için inanmaya mecbur olmam.zaten hayat çok anlamsız tanrı yada din olmadan.bu anlamsız hayatın tadını çıkarmaya çalıştıklarını söyleyen ateistleri de anlamıyorum.en sevdiğin kişi öldü diyelim yada bunu hayal et mesela.şimdi afedersin sokayım böyle hayata demez misin?acıların yada ölümün her an seni yada sevdiklerini bulabileceği bi dünyada nasıl mutlu yaşayabilirsinki düşünmeden.

Bir insan Kuran'ın yanlış olduğunu bile bile hala nasıl inanabilir, akıl almaz bir şey.

İnsan senin gibi hep öldükten sonrasını düşünüp durursa tabii ki yaşadığı hayattan zevk almaz. Sen önce yaşadığın andan zevk almaya bak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı ya da din olmadan hayat anlamsız filan gibi zırvalara hiç bir anlam veremiyorum. Lan bu tanrı ve din denen zıkkımlar bu hayata ne katıyor be? Ben bunların hayata kattıkları doğru düzgün bir şey hiç görmedim. Kattıkları bir şey varsa bunlar berbat şeyler.

Biz de inandık zamanında bu zıkkıma. Hayatıma hiç bir olumlu katkı yapmadı. Tersine hep allah bana kızdı mı, allah bana gücendi mi, allah belamı verecek mi şeklinde endişeden başka bir getirisi olmadı. Tepende sürekli mızmız, kaprisli, tapınılmak, yalakalık isteyen bir baş belası gözetleyici ile insan ne huzur bulabilir?

Açıyorsun bu gönderdi dedikleri kuran'ı, bir sürü mızmızlanma. Yok benden başkasına taparsanız şöyle yaparım böyle ederim, tapın bana, övün beni, benim yolumda savaşın, öldürün kafirleri, ne oturuyorsunuz kalkın kafirlerin boyunlarını vurun...

Ne lan bu! Bunu mu okuyup duracağız ömür boyu! İttirdim gitti, öyle huzur buldum ki bu mızmız allah ile geçen günlerime acıyorum. Hayır bir iyilik öğretisi de devede kulak bu kuran denen şeyde. Sürekli bıktırıcı şekilde bana tapın, bana tapın, bana tapın, tapmazsanız şöyle yakar, böyle işkence ederim! Vay o başkalarına tapanlar, vay bana inanmayanlar, vay peygamberimi inkar edenler, vay ayetlerimi inkar edenler... Lan ne bu allahın tapınma takıntısı be!

Bi boşver şu tapınmayı yalakalığı ezikliği köleliği de insan olmayı öğret be! Sürekli bana köle olun, bana köle olun, bana köle olun. Lan sen kimsin be? Arabın uydurduğu saçma sapan kaprisli bir put! Sana ne diye köle oluyormuşuz geri! İttir git hayatımdan köle düşkünü yalakalık budalası kaprisli psikopat! Dedim bu saçmalıktan zihnimi özgür kıldım. Huzuru böyle buldum. Huzur isyanda...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum fiziğini biliyorum ama söylediğiniz şeyi ilk defa duydum.Kuantumla mı oluşmuş evren?elektronlar nerden gelmiş?

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/44454-byg-bangyn-fyzydhy/page-8#entry1233012

Okumanızı öneririm kafanızdaki bazı sorulari cevaplayacak bazı kanunların nedenlerini açıklayacaktir....kuantum genel gorelelik ve termodinamik kanunları...entropi yasası gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tolstoy eskiden ateistti.

Alıntı:

Bu ahlaksız cahil Müslüman'a bakacak olursan, Ateist iken tekrar Hristiyan olmuyor.

Ne oluyor?

Neredeyse Müslüman!

Bu alıntıyla kendi iddianı da çöpe attın.

Sağdan soldan bu yalanları okuyor ve kendi yalanlarınıza inanıyorsunuz.

Alıntını arattığımda Sefa adlı birinin kitabından olduğunu gördüm. Bu ahlaksız Müslüman, deliller sunmadan "Tolstoy Ateist'ti" dediği için Tolstoy'un Ateist olduğunu söyleyen biri ile nasıl tartışılır bilemiyorum. Üstelik bu ahlaksıza göre -yine hiçbir delil sunmadan- Müslüman olmak için hicrete yeltenmiş.

Tüh be, tam Müslüman olacakken de ölmüş. Bak görüyor musun?

Tolstoy'un ne olduğu konusunda bir beyanı yok. En azından ben hiç duymadım. Ancak söyledikleri ile ne olabileceği konusunda yorum yapacaksak; Tolstoy Ateist değildir. Deist olabileceği şekilde anlaşılacak sözleri vardır.

Şimdi internetten "kendi sözlerinden" alıntılar getirmeyeceğim. Onu da ara bul bi' zahmet.

Bak sana ne sunuyorum.

Bir Müslüman'ın söylediklerine karşı bir Ateist'in söyledikleri.

Eminim kimin daha dürüst olacağını gayet iyi biliyorsundur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger biyolojik bir makine oldugunuzu, ozgur iradenin bir yanilsama oldugunu, herseyin fizik yasalarina bagli oldugunu ve nedensellikten kacamayacaginizi gerçekten icsellestirerek anlayabilirseniz hicbir seyin hatta olumun bile bir anlami olmadigini,dolayisiyla ani yasayarak yok olmaniz gerektigini gayet iciniz rahat bir sekilde kavrayabilirsiniz.

tarihinde BabyKnightt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger biyolojik bir makine oldugunuzu, ozgur iradenin bir yanilsama oldugunu, herseyin fizik yasalarina bagli oldugunu ve nedensellikten kacamayacaginizi gerçekten icsellestirerek anlayabilirseniz hicbir seyin hatta olumun bile bir anlami olmadigini,dolayisiyla ani yasayarak yok olmaniz gerektigini gayet iciniz rahat bir sekilde kavrayabilirsiniz.

Mesele kavramak değil,mesele yaşamak.anı yaşayarak para kazanamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ahlaksız cahil Müslüman'a bakacak olursan, Ateist iken tekrar Hristiyan olmuyor.

Ne oluyor?

Neredeyse Müslüman!

Bu alıntıyla kendi iddianı da çöpe attın.

Sağdan soldan bu yalanları okuyor ve kendi yalanlarınıza inanıyorsunuz.

Alıntını arattığımda Sefa adlı birinin kitabından olduğunu gördüm. Bu ahlaksız Müslüman, deliller sunmadan "Tolstoy Ateist'ti" dediği için Tolstoy'un Ateist olduğunu söyleyen biri ile nasıl tartışılır bilemiyorum. Üstelik bu ahlaksıza göre -yine hiçbir delil sunmadan- Müslüman olmak için hicrete yeltenmiş.

Tüh be, tam Müslüman olacakken de ölmüş. Bak görüyor musun?

Tolstoy'un ne olduğu konusunda bir beyanı yok. En azından ben hiç duymadım. Ancak söyledikleri ile ne olabileceği konusunda yorum yapacaksak; Tolstoy Ateist değildir. Deist olabileceği şekilde anlaşılacak sözleri vardır.

Şimdi internetten "kendi sözlerinden" alıntılar getirmeyeceğim. Onu da ara bul bi' zahmet.

Bak sana ne sunuyorum.

Bir Müslüman'ın söylediklerine karşı bir Ateist'in söyledikleri.

Eminim kimin daha dürüst olacağını gayet iyi biliyorsundur.

Senin gibi saçmalayan biriyle tartışamam.be mubarek sonrada hristiyan olsa ne müslüman olsa ne?sana adamın kitabından alıntı yapıyorum.tanrı yerine Allah yazması gibi çevirş hataları olabilir kasıtlı kasıtsız.ahlaksız müslüman diye kime dedin anlamadım ama beyinsiz cahil birisin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin gibi saçmalayan biriyle tartışamam.be mubarek sonrada hristiyan olsa ne müslüman olsa ne?sana adamın kitabından alıntı yapıyorum.tanrı yerine Allah yazması gibi çevirş hataları olabilir kasıtlı kasıtsız.ahlaksız müslüman diye kime dedin anlamadım ama beyinsiz cahil birisin.

Yaptığın alıntıyı okumamışsın bile.

Onu geçtik, alıntı sahibinin kim olduğunu bile bilmiyorsun. Oysa alıntının sonunda kimin yazdığı açıklanmış. Yazarı Türk olan birinin alıntısında çeviri hatası olduğunu söyleyecek durumdasın.

Onu da geçtik, benim yazdıklarımı da okumamışsın. Okuyor da anlamıyor olmanı düşünmek dahi istemiyorum.

Seninle tartışmak hatasına düşerek vaktimi heba etmiş olmaktan esef duyuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaptığın alıntıyı okumamışsın bile.

Onu geçtik, alıntı sahibinin kim olduğunu bile bilmiyorsun. Oysa alıntının sonunda kimin yazdığı açıklanmış. Yazarı Türk olan birinin alıntısında çeviri hatası olduğunu söyleyecek durumdasın.

Onu da geçtik, benim yazdıklarımı da okumamışsın. Okuyor da anlamıyor olmanı düşünmek dahi istemiyorum.

Seninle tartışmak hatasına düşerek vaktimi heba etmiş olmaktan esef duyuyorum.

Alıntıyı kimin yaptığı önemli değil.Sonuçta tolstoyun sözleri.çevirmeni de önemli değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger biyolojik bir makine oldugunuzu, ozgur iradenin bir yanilsama oldugunu, herseyin fizik yasalarina bagli oldugunu ve nedensellikten kacamayacaginizi gerçekten icsellestirerek anlayabilirseniz hicbir seyin hatta olumun bile bir anlami olmadigini,dolayisiyla ani yasayarak yok olmaniz gerektigini gayet iciniz rahat bir sekilde kavrayabilirsiniz.

Nedensellik ve maddesel gerçekliği kavrayan bir zihin dinlerin kıskacından kurutulur. Çok doğru bir yorum olmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger biyolojik bir makine oldugunuzu, ozgur iradenin bir yanilsama oldugunu, herseyin fizik yasalarina bagli oldugunu ve nedensellikten kacamayacaginizi gerçekten icsellestirerek anlayabilirseniz hicbir seyin hatta olumun bile bir anlami olmadigini,dolayisiyla ani yasayarak yok olmaniz gerektigini gayet iciniz rahat bir sekilde kavrayabilirsiniz.

Anı yaşamak çok muğlak bişey.Tamam söylediklerini ben de düşünüyorum ama kaderimiz belliyse düşüncelerimi olumlu olumsuz kontrol edebildiğime göre doğaya ters yani kaderime ters hareket edebilirim.kurmalı bir saat gibi değiliz çünkü düşünebiliyoruz.hatta bizi şekillendiren dünyayı biz şekillendirebiliyoruz artık.doğa bize kanat vermediyse kendi kanadımızı yapıp uçabiliyoruz.anı yaşama konusuna gelirsek ,anı yaşamaktan kasıt ne.anı yaşayan biri nasıl proje üretenilir,nasıl plan yapabilir,yarın için nasıl çalışabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anı yaşamak çok muğlak bişey.Tamam söylediklerini ben de düşünüyorum ama kaderimiz belliyse düşüncelerimi olumlu olumsuz kontrol edebildiğime göre doğaya ters yani kaderime ters hareket edebilirim.kurmalı bir saat gibi değiliz çünkü düşünebiliyoruz.hatta bizi şekillendiren dünyayı biz şekillendirebiliyoruz artık.doğa bize kanat vermediyse kendi kanadımızı yapıp uçabiliyoruz.anı yaşama konusuna gelirsek ,anı yaşamaktan kasıt ne.anı yaşayan biri nasıl proje üretenilir,nasıl plan yapabilir,ya"dünya öküzle balığın üstündedir." rın için nasıl çalışabilir.

ozgur irade yoktur....hersey fizik kurallarına göre hareket eder fizik kuralları dışında bir olgu yoktur....
Link to post
Sitelerde Paylaş

Determinizm konusunda bilim dünyasında derin tartışmalar var. Determinizm felsefe konusu olmaktan çıkarılıp Poincare'dan beri bilim konusu içinde tartışılıyor. Kuşkusuz determinizmi ilk savunan Demokritos. Roma felsefesinde determinizmin bayrağını Petronius taşıdı. Laplace tarihteki en ünlü deterministtir. Fakat determinizmin dönüm noktası Poincare ile başlar. Dahi bir matematikçiydi. Çağının ilerisinde bir deha idi. Descartes, Heisenberg, Schrödinger, bu tartışmalara katılanlardan sadece bir kaç tanesi.

Poincare determinizmi halen tam anlaşılmış değil. Özetle: Her şeyi bilen hiç bir zeka yoktur ve determinizm olacakları belirlese de olacakların tümünü bilen bir zeka yoktur. Bizim bilmeyişimiz, ne olacağının bir akışının olmadığı anlamına gelmez. Üstelik olacaklar değişmez değildir, küçük müdahalelerle bile olacaklar değiştirilebilir. Yağmur yağmaz ekinler kuruyacaksa sulayıp olacağı değiştirebiliriz. Kansere tedavi bularak ölecek insanları yaşattık. Penisilini bularak diş apsesinden ölecek milyonlarca insanı yaşattık.

Fakat determinizme karşı olan sadece Heisenberg değil. Roger Penrose de ne akla hizmet bilmem ama determinizme karşı.

Çağdaşlardan bir Daniel Dennett, özgür iradenin determinizmle zıt olmadığını ısrarla vurguluyor. Steven Pinker ve Sam Harris gibi bilişsel uzmanlar özgür irade yoktur diyorlar. Fakat bilim tarihçisi Michael Shermer bu yaklaşımı eleştiriyor. Patrick Haggard da yaptığı deneylerle Shermer'e destek veriyor. Martin Gardner de özgür iradenin determinizmi yadsımadığı görüşünde olanlardan.

Ben de bu kampı destekliyorum. Özgür iradenin determinizimle çelişen bir yanı yok. Evren deterministiktir ve özgür irade de vardır. Bu ikisi hiç de çelişen konular değil. Doğrusu olanağım olsa Penrose ile bu konuyu tartışırdım. Ne akla hizmet Heisenberg'in kuyruğuna takılıyor ve rasgeleliği, determinizmin olmadığını savunuyor anlayamıyorum.

Örneğin matematikçi Edward Lorenz özgür iradenin determinizmle neden çelişmediğini çok net ortaya koyabiliyor. Fizikçi Carlo Rovelli de rasgeleliği öne sürerek determinizmin yanlışlanamayacağını söyleyenlerden.

Sonuçta iş dönüyor dolaşıyor kuantum determinizmi ihlal ediyor mu sorusuna geliyor. Kesinlikle ihlal etmez. Bilim dünyasında bunun niye tartışıldığına şaşıyorum. Penrose gibiler Heisenberg gibi yeni bir fizik kurma iddiasıyla sansasyon yaratıp ünlü olma peşindeler. Yoksa ne rasgeleliğin, ne kuantumun, ne özgür iradenin determinizme filan bir şey yapabildiği yok. Determinizm bilinen en kapsamlı, en büyük, en geçerli felsefedir. Eline öyle Heisenbergler Penrose'lar filan su dökemez.

Determinizm gerçektir ve özgür irade vardır. Bu öyle çok da karmaşık bir konu değil. Determinizmi çok sade ifade edebilirim: "c ve t arasında yer alan yüzlerce faktör, sonucu x olarak belirledi fakat x ortaya çıkmadan d faktöründe bir değişiklik olduğu için sonuç y çıktı. Sonucun x çıkması zorunluydu ama, d faktörü eğer değişmeseydi... Sonucun x çıkmasının nedenleri vardır, x çıkmayıp y çıkmasının da nedenleri vardır. Her şeyin nedenleri vardır, raslantının bile...

Nedenler arasında tanrı diye bir faktör ise yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Determinizm konusunda bilim dünyasında derin tartışmalar var. Determinizm felsefe konusu olmaktan çıkarılıp Poincare'dan beri bilim konusu içinde tartışılıyor. Kuşkusuz determinizmi ilk savunan Demokritos. Roma felsefesinde determinizmin bayrağını Petronius taşıdı. Laplace tarihteki en ünlü deterministtir. Fakat determinizmin dönüm noktası Poincare ile başlar. Dahi bir matematikçiydi. Çağının ilerisinde bir deha idi. Descartes, Heisenberg, Schrödinger, bu tartışmalara katılanlardan sadece bir kaç tanesi.

Poincare determinizmi halen tam anlaşılmış değil. Özetle: Her şeyi bilen hiç bir zeka yoktur ve determinizm olacakları belirlese de olacakların tümünü bilen bir zeka yoktur. Bizim bilmeyişimiz, ne olacağının bir akışının olmadığı anlamına gelmez. Üstelik olacaklar değişmez değildir, küçük müdahalelerle bile olacaklar değiştirilebilir. Yağmur yağmaz ekinler kuruyacaksa sulayıp olacağı değiştirebiliriz. Kansere tedavi bularak ölecek insanları yaşattık. Penisilini bularak diş apsesinden ölecek milyonlarca insanı yaşattık.

Fakat determinizme karşı olan sadece Heisenberg değil. Roger Penrose de ne akla hizmet bilmem ama determinizme karşı.

Çağdaşlardan bir Daniel Dennett, özgür iradenin determinizmle zıt olmadığını ısrarla vurguluyor. Steven Pinker ve Sam Harris gibi bilişsel uzmanlar özgür irade yoktur diyorlar. Fakat bilim tarihçisi Michael Shermer bu yaklaşımı eleştiriyor. Patrick Haggard da yaptığı deneylerle Shermer'e destek veriyor. Martin Gardner de özgür iradenin determinizmi yadsımadığı görüşünde olanlardan.

Ben de bu kampı destekliyorum. Özgür iradenin determinizimle çelişen bir yanı yok. Evren deterministiktir ve özgür irade de vardır. Bu ikisi hiç de çelişen konular değil. Doğrusu olanağım olsa Penrose ile bu konuyu tartışırdım. Ne akla hizmet Heisenberg'in kuyruğuna takılıyor ve rasgeleliği, determinizmin olmadığını savunuyor anlayamıyorum.

Örneğin matematikçi Edward Lorenz özgür iradenin determinizmle neden çelişmediğini çok net ortaya koyabiliyor. Fizikçi Carlo Rovelli de rasgeleliği öne sürerek determinizmin yanlışlanamayacağını söyleyenlerden.

Sonuçta iş dönüyor dolaşıyor kuantum determinizmi ihlal ediyor mu sorusuna geliyor. Kesinlikle ihlal etmez. Bilim dünyasında bunun niye tartışıldığına şaşıyorum. Penrose gibiler Heisenberg gibi yeni bir fizik kurma iddiasıyla sansasyon yaratıp ünlü olma peşindeler. Yoksa ne rasgeleliğin, ne kuantumun, ne özgür iradenin determinizme filan bir şey yapabildiği yok. Determinizm bilinen en kapsamlı, en büyük, en geçerli felsefedir. Eline öyle Heisenbergler Penrose'lar filan su dökemez.

Determinizm gerçektir ve özgür irade vardır. Bu öyle çok da karmaşık bir konu değil. Determinizmi çok sade ifade edebilirim: "c ve t arasında yer alan yüzlerce faktör, sonucu x olarak belirledi fakat x ortaya çıkmadan d faktöründe bir değişiklik olduğu için sonuç y çıktı. Sonucun x çıkması zorunluydu ama, d faktörü eğer değişmeseydi... Sonucun x çıkmasının nedenleri vardır, x çıkmayıp y çıkmasının da nedenleri vardır. Her şeyin nedenleri vardır, raslantının bile...

Nedenler arasında tanrı diye bir faktör ise yoktur.

size bazı konularda katılsamda... özgür irade bu konuda katılmıyorum....her şey fizik kanunlarına göre hareket ediyor...determinist bir düşünce ozgur iradeyi geçerli sayiyor...lablace şeytani buna örnek olabilir ama entropi yasası onuda etki ettiği için kanunlarin içinde bulunan her şeyi bilen bir canlı bile bu kanunlara tabiidir...tabi öncelikle böyle bir canlınin olup olamayacağı tartisilirsa ortaya olamayacağı çıkar....zira her şey etki - tepki kanununa tabidir....yani her şeyi bildiğini idda eden canlı da fizik kanunlarına ve bunları değiştirmeye kalksa bile bu kanunlarin yaptığı etki sonucu tepki verir.....özgür iradeyi ortaya çıkaracak tek sonuç kuantum dalgalanmalari içinde oluşan hadron sıçramalaridir...bunların evrende var olan maddeye etkileri bizim tepkilerimize neden olur...bu sıçramalar bile bulunduğu evrendeki fizik kanunlarına tâbi olacağından burda özgür iradeden bahsetmek tuhaf olur...sonuçta bu fizik kanunlarıyla hareket edecek her canlı biyolojik bir robottur...
Link to post
Sitelerde Paylaş

size bazı konularda katılsamda... özgür irade bu konuda katılmıyorum....her şey fizik kanunlarına göre hareket ediyor...determinist bir düşünce ozgur iradeyi geçerli sayiyor...lablace şeytani buna örnek olabilir ama entropi yasası onuda etki ettiği için kanunlarin içinde bulunan her şeyi bilen bir canlı bile bu kanunlara tabiidir...tabi öncelikle böyle bir canlınin olup olamayacağı tartisilirsa ortaya olamayacağı çıkar....zira her şey etki - tepki kanununa tabidir....yani her şeyi bildiğini idda eden canlı da fizik kanunlarına ve bunları değiştirmeye kalksa bile bu kanunlarin yaptığı etki sonucu tepki verir.....özgür iradeyi ortaya çıkaracak tek sonuç kuantum dalgalanmalari içinde oluşan hadron sıçramalaridir...bunların evrende var olan maddeye etkileri bizim tepkilerimize neden olur...bu sıçramalar bile bulunduğu evrendeki fizik kanunlarına tâbi olacağından burda özgür iradeden bahsetmek tuhaf olur...sonuçta bu fizik kanunlarıyla hareket edecek her canlı biyolojik bir robottur...

Ne olursa özgür irade denile bilirdi? Mesala tok biri yemek yemeyi seçerse bu özgür irade mi yoksa wc geldiği halde yapmamayı seçerse mi özgür irade ya da öleceğini bile bile sigara içmeye devam eden biri özgür iradesini mi kullanıyordur? Özgür iradenin tam olarak ne olduğu belli mi? Ve olması şart mı? Ol adığı ne anlama gelir? Belirli yasalara uyuyor olmak zorunda uyuyor olmak iradesizlik mi? Bu yasalardan faydanılıyor olmak da mı özgür iradesizlik?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne olursa özgür irade denile bilirdi? Mesala tok biri yemek yemeyi seçerse bu özgür irade mi yoksa wc geldiği halde yapmamayı seçerse mi özgür irade ya da öleceğini bile bile sigara içmeye devam eden biri özgür iradesini mi kullanıyordur? Özgür iradenin tam olarak ne olduğu belli mi? Ve olması şart mı? Ol adığı ne anlama gelir? Belirli yasalara uyuyor olmak zorunda uyuyor olmak iradesizlik mi? Bu yasalardan faydanılıyor olmak da mı özgür iradesizlik?

fizik yasaları dışına çıkamazsin...mesela....burda bunu yazman benim verdiğim cevabın basit bir tepkisi olarak,karnının acikmasi etki oluyor bu durumda yemek yemen tepki olur....nekadar aç kalabilirsin....vücudun iyice zayıf dusene kadar burda başka bir tepki bu tepki başka bir etkiyi doğurur.... buda vücut direncinin düşmesi sağlığının bozulması ve bu etkinin sonucu ortaya bir tepki çıkar... ölüm...
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...