Jump to content

Göbeklitepe'de neden islamiyete dair bir işaret yok?


Recommended Posts

Soru tabii ki islamiyetin doğruluğuna inananlara geliyor.

İslamiyetin iddialarından biri de tüm toplumlara peygamber geldiği, islamiyetin insanlığın başlangıcından beri var olduğudur.

Peki neden dünyanın dört bir yanında yapılan kazılarda bu iddiaya dair tek bir kanıta rastlanamıyor?

Acaba islamiyetin gerçeğini saklamak için bir komplo mu bu?

Peki neden Türkiye gibi resmi dinin islamiyet olduğu, milletin kimliğine doğuştan islam yazıldığı bir ülkede yapılan kazılarda (çatalhöyük olsun, göbeklitepe olsun) arkeologlar neden islamiyete dair tek bir sembol, bir işaret bulamıyorlar?

Gobekli2.jpg

(göbeklitepe yak. m.ö. 10000)

Sizce bu islamiyetin kanıtı mı?

Ankara_Muzeum_B19-36.jpg

(çatalhöyük yak. m.ö. 7500)

Peki Şam'da, İran'da yapılan kazılara ne demeli? Onlar da mı komplo?

Kısacası nerede bu binlerce yıllık olduğu iddia edilen islamiyet?

İslamiyetin eski din olduğuna dair kanıt nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 75
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Neden olsun ki ?. Olması için hiç bir sebep yoktur.

Bakmayın siz onların kitaplarındaki ve kendi iddialarına. Onlar sadece başka dinlerin mitlerini sahiplenmişlerdir.

İslam aşağı yukarı 7. - 8. yüzyıldan itibaren başlar. Kanıt bulmak için daha eski devirlere gitmek anlamsız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah daha Pangea'yı parçalayıp yeryüzünü döşek gibi yaydığında mühürünü dünyaya vurmuş. Ama zındık kafirler bunu anlayınca hemen dünyayı ters çevirmişler. Millet allaha uyanmasın diye! Eğer yeryüzünü ters çevirip Antarktika'yı aşağıya, Sibirya'yı yukarıya almasalardı haritaya bakan herkes "alaaaaaaaaahhhh!" diye kendinden geçip müslüm olacaktı!

Tabi bu fikri kafirlere şeytan verdi. Kafirler anlamadılar tabi ama şeytan diyorsa vardır bir bildiği dediler. Haritaya ters bakınca anlaşıldı ki şeytanın bu hilesi olmasa şimdi tüm dünya müslümanmış! E tabi şeytan da allahın hikmeti! Yoksa cehennem dolmazdı.

Müslümler niye bilimi geliştirip haritayı onlar düz çizmedi? Bu da allahın hikmeti. Cehennem dolmayınca olur mu hiç? Boşa mı yaratıldı bu? Allah boşu boşuna yaratmak ve yardırmaktan münezzehtir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın şeytan tarafından kafirlere haritasının ters çizdirildiğine inanacak o kadar çok sayıda müslüm var ki, utanç verici bir cehalet... İşin kötüsü bu yüz kızartıcı cehaletin nasıl giderileceği hakkında da bir fikrim yok. Aydın demeye bin şahit ister bir yığın güya mürekkep yalamış okul kitap görmüş kişiliksiz ucube, din yalakalığı yarışına girmiş durumda.

Neyse, belki de bu, güneş doğmadan önce basan son karanlıktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soru tabii ki islamiyetin doğruluğuna inananlara geliyor.

İslamiyetin iddialarından biri de tüm toplumlara peygamber geldiği, islamiyetin insanlığın başlangıcından beri var olduğudur.

Peki neden dünyanın dört bir yanında yapılan kazılarda bu iddiaya dair tek bir kanıta rastlanamıyor?

Acaba islamiyetin gerçeğini saklamak için bir komplo mu bu?

Peki neden Türkiye gibi resmi dinin islamiyet olduğu, milletin kimliğine doğuştan islam yazıldığı bir ülkede yapılan kazılarda (çatalhöyük olsun, göbeklitepe olsun) arkeologlar neden islamiyete dair tek bir sembol, bir işaret bulamıyorlar?

Gobekli2.jpg

(göbeklitepe yak. m.ö. 10000)

Sizce bu islamiyetin kanıtı mı?

Ankara_Muzeum_B19-36.jpg

(çatalhöyük yak. m.ö. 7500)

Peki Şam'da, İran'da yapılan kazılara ne demeli? Onlar da mı komplo?

Kısacası nerede bu binlerce yıllık olduğu iddia edilen islamiyet?

İslamiyetin eski din olduğuna dair kanıt nedir?

Baysapka, Göbeklitepe de olmayan tek sey "Ateizm"dir. Dini ritüellerin yapildigi bir alandan bahsediyorsunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Baysapka, Göbeklitepe de olmayan tek sey "Ateizm"dir. Dini ritüellerin yapildigi bir alandan bahsediyorsunuz...

Göbeklitepe'de olan şey Allah'ın en sevmediği durumdur. Allah Kuran'da en çok neden yakınır? İnsanların kendisinden başka tanrılara tapmasından. Burada Allah'tan başka sürüyle tanrı var, Allah yok. Neden? Çünkü kendisi bir arap putudur ve daha doğmamıştır. Bu kazıların ortaya çıkardığı tek bir şey var, bütün tanrıların insanların ürünü olduğu ve ateizmi desteklediği.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben ne sormuştum:

Güzel soru! :D

Göeklitepe'de (veya diğer herhangi bir tarihi kalıntıda) neden bir kelime-i şehadet bulunamadı?

Sen ne cevap vermişsin:

Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum... Bu tasin altinda kalma agir gelebilir Dreimalali:)

Böylece senin senin kelime-i şehadetin de anlaşıldı: "Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum" (= Tanrı gibi ve Tanrıdan olmuş bir bilge kağan. Hem de türk!" Dingil aklı ancak bu kadar çalışır.

Göbeklitepe esprisini ise hiç anlamamışsın. Anlamadığın Göbeklitepe ile Orhun Abidelerini aynı tarihi zamana oturmaya çalışmandan belli.

Okumak ve okuduğunu anlamak bir meziyettir. Anlamamana hayret etmiyorum: Kuranın önerisine uyarak kalb kasları ile düşünmekle bu meziyete erişmek mümkün değildir.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bi ara merak ettim bu taşları saydım.Bu daire şeklinde dizilmiş taşlar,bölge bölge dizilmiş.Yani bi sürü aynı çeşit mabed var orada.Resminden saydım bi mabeddeki dikili taşları 12 tane mi diye 12 taneydi.Nerden tahmin ettin derseniz dini hikayelerde hep 12 sayısı vardır.12 havari,12 kardeş,12 kabile vs.ama 12 ayı da temsil ediyor olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Islamin ortaya ciktigi topraklarda dahi Islama ait en ufak bir kalinti yok, Arapca denen, Ibraniceden peydahlanan dil ilk olarak yazili olarak Kuranda goruluyor, yani ondan once Arapca dili diye birseyde yok. Arapca; Israil dilinin o yorelerde yasayan diger lehceler ile harmanlamasidir, uyduruk dildir . Islamda saglam bir rivayet vardir(rivayetin saglamligi :) ) ,zübeyr ile beyhakî ebû l-aliye rivayet ediyormuş: "toprak, peygamberlerin cesedini çürütmez... yırtıcı hayvanlar da yemez...". Iyi o zaman acin mezari gosterin dunyaya, dediginiz dogru ise dunya Musluman olur :)

Kisacasi; Islamda Muhammedde Arapcada sonradan uydurulmus seylerdir, riayet edilmemesi cok sert bicimde duyurulur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bi ara merak ettim bu taşları saydım.Bu daire şeklinde dizilmiş taşlar,bölge bölge dizilmiş.Yani bi sürü aynı çeşit mabed var orada.Resminden saydım bi mabeddeki dikili taşları 12 tane mi diye 12 taneydi.Nerden tahmin ettin derseniz dini hikayelerde hep 12 sayısı vardır.12 havari,12 kardeş,12 kabile vs.ama 12 ayı da temsil ediyor olabilir.

Bun ne dersin?

Ataturkun 19 mucizesi

Atatürk, 1881'de 19'uncu yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğdu. ( 19 x 99 = 1881 )

Atatürk, 19'uncu yüzyılda 19 yıl yaşamıştır.

Atatürk, Selanik'te doğdu.( Selanik sözcüğünün "ebced" hesabıyla değeri 171'dir. 9 x 19 = 171 )

1881, Rumi takvime göre 1297'dir. ( 1 + 2 + 9 + 7 = 19 )

Atatürk'ün nüfus cüzdanı numarası : 993814 ( 19 x 52306 = 993814 )

Atatürk, 1902'de Harp Okulu'ndan teğmen rütbesi ile mezun oldu. 19 yıl sonra, 19 Eylül 1921'de son rütbesi verildi, mareşal oldu ve "gazi" ünvanını aldı.

Atatürk, Harp Okulu'nu 20'nci olarak bitirdi. Subaylardan birisi yabancı olduğu için mezun olan 19 subaydan biri oldu.

Atatürk, Harp Akademisi'nin 57'nci dönemine kaydoldu. ( 19 x 3 = 57 )

Atatürk, 19 Nisan 1909'da Hareket Ordusu ile istanbul'a girdi.

Atatürk, 19 Aralık 1915'te albay oldu.

Atatürk, 19 Mart 1916'da tuğgeneral oldu.

Atatürk, Çanakkale Savaşı'nda 57'nci Alay'ın konutanlığını üstlendi. ( 3 x 19 = 57 )

Atatürk, Çanakkale Savaşı'nda 19'uncu Tümen'i komuta etti.

Atatürk, 30 Nisan 1919'da 9'uncu Ordu Müfettişliği'ne atandı, 19 gün sonra Samsun'a çıktı.

Atatürk, 19 Mayıs 1919'da 19 kişiyle birlikte Samsun'a çıktı. ( Bazı kaynaklarda, bu sayı 20 olarak da geçmektedir. )

Atatürk, Samsun'a çıktığında 38 yaşındaydı. ( 19 x 2 = 38 )

Atatürk, Samsun'da 19 gün kaldı.

Atatürk, 4 Temmuz 1919'da Erzurum'a gitti. 19 gün sonra 23 Temmuz'da Erzurum Kongresi'ni topladı.

Atatürk, 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'nden 114 gün sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gitti. ( 19 x 6 = 114 )

Atatürk, istanbul'a toplam 19 kez geldi.

Atatürk'ün Latife Hanım ile olan evliliği 912 gün sürdü. ( 19 x 48 = 912 )

TBMM'nin ilk kütüğündeki sıra numarası 19'dur.

Atatürk, 1938'de vefat etmiştir.(19 x 102 = 1938 --------- 19 ve 38 ; 19 x 2 = 38 , 19 + 38 = 57 )

Atatürk, vefat ettiğinde 57 yaşındaydı. ( 19 x 3 = 57 )

Atatürk'ün cenaze töreninde Chopin'in 19 notalı 19'uncu Marşı çalındı.

Atatürk'e verilen madalyaların toplamı 19'dur.

Atatürk, 19.000 TL nakit miras bıraktı.

Atatürk'ün, istanbul Akaretler Yokuşu'nda oturduğu evinin numarası 76 idi.( 19 x 4 = 76 )

"Mustafa Kemal Atatürk" sözcüklerinin harf toplamı 19'dur.

Atatürk'ün tarihe geçmiş iki önemli sözü; "Ne mutlu Türküm diyene" ve

"istikbal göklerdedir" cümlelerinin harf toplamları 19'ar harften oluşmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Islamin ortaya ciktigi topraklarda dahi Islama ait en ufak bir kalinti yok, Arapca denen, Ibraniceden peydahlanan dil ilk olarak yazili olarak Kuranda goruluyor, yani ondan once Arapca dili diye birseyde yok. Arapca; Israil dilinin o yorelerde yasayan diger lehceler ile harmanlamasidir, uyduruk dildir . Islamda saglam bir rivayet vardir(rivayetin saglamligi :) ) ,zübeyr ile beyhakî ebû l-aliye rivayet ediyormuş: "toprak, peygamberlerin cesedini çürütmez... yırtıcı hayvanlar da yemez...". Iyi o zaman acin mezari gosterin dunyaya, dediginiz dogru ise dunya Musluman olur :)

Kisacasi; Islamda Muhammedde Arapcada sonradan uydurulmus seylerdir, riayet edilmemesi cok sert bicimde duyurulur.

yukardaki yazıya cevap

daha önce Peygamberimizin kabrine böyle bir suikast düzenlenmiş ve kişilerin başına gelenler. inanacak bir insan a gerekli ibretler verilmiştir. alana.....

Göze Takılanlar

Abdullah Aymaz

Allah, O'nu (sas) hep korudu...

Cenab-ı Hak "Allah, seni insanlardan koruyacaktır." (Maide, 5/67. ayet) buyurarak Peygamber Efendimizi (sas) koruma altına aldığını Kur'an-ı Kerim'de beyan etmiştir. Hayatta iken pek çok suikastten harika şekilde Cenab-ı Hak, Hz. Muhammed'i (sas) korumuştur. Vefatından sonra da onu korumuştur. Tarihi bir olay da bunun şahididir...

İki tane gayr-i müslim, Endülüs'ten Medine'ye gelerek Peygamberimiz'in (sas) vücudunu kaçırmak istediler. Bunlar Müslüman kılık ve kıyafetine girerek hacca gelmiş gibi Medine'ye girmişlerdi. Mescid-i Nebevi'nin kıble tarafından Kabr-i Şerif'e çok yakın bir eve yerleşmişlerdi. Bunlar, namazları mescidde kılıp Peygamberimiz'in (sas) kabrini ziyaret ediyorlar, her sabah Baki Kabristanı'na, cumartesi günleri de Kuba Mescidi'ne gidiyorlardı. Kılık kıyafetleri ve fakirlere yaptıkları yardımlarla halkın güvenini kazanmayı başaran bu kişiler, Peygamberimiz'in (sas) mübarek vücudunu kaçırmak için geceleri bulundukları evden Peygamberimiz'in (sas) kabrine doğru gizlice tünel kazmaya başladılar. Buradan çıkan toprakları torbalara doldurarak kabirlerini ziyaret bahanesiyle Cennetü'l-Baki Kabristanı'na döküyorlardı. Kazdıkları tünel, Peygamberimiz'in (sas) kabrine iyice yaklaşmıştı. Ama halkın bundan haberi yoktu.

İşte tam bu sırada adaletli bir hükümdar olan Selçuklu Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi Aksungur (1146-1174) teheccüd namazını kılıp yatmıştı. Rüyasında Peygamberimiz'i (sas) gördü. Efendimiz (sas) iki yabancıyı göstererek, "Ey Nureddin, beni bunlardan kurtar!" dedi. Hükümdar, bu rüyanın tesiriyle bağırarak uyandı. Abdest alıp namaz kıldıktan sonra yattı. Yine aynı rüyayı gördü. Yine feryat ederek uyandı. O gece aynı rüyayı üç defa görünce kalktı ve iyi bir insan olan veziri Cemaleddin Mavsili'ye yanına çağırdı ve gördüğü rüyayı anlattı. İstişare ederek Medine'ye gitmeye karar verdiler. Kimseye duyurmadan hükümdar, veziri ile beraber yirmi süvari ve pek çok eşya ile Şam'dan yola çıktılar, gece-gündüz devam ederek 16 günde Medine'ye vardılar. Hükümdar, abdest alıp, Mescid-i Nebevi'ye girerek iki rek'at namaz kıldı ve Peygamberimizi ziyaret etti. Medine halkı hükümdarın yanına toplanmıştı. Vezir: "Hükümdar, Peygamberimiz'i ziyaret maksadı ile gelmiş, yanında da sizlere hediye getirmiştir. Medinelilerin isimlerini yazın." dedi. Onlar da bütün Medinelilerin isimlerini yazdılar. Bu isimlere göre herkes gelip hükümdardan hediyesini almaya başladı. Bundan maksat, Peygamberimiz'in (sas), rüyada "Beni bunlardan kurtar" dediği o iki kişiyi tanıyıp tespit etmekti. Bunun için halk hediyeleri hükümdarlık huzuruna gelerek alıyor, bu esnada hükümdar gelenlere dikkatle bakıyordu. Herkes hediyelerini aldı. İsim listeleri bitti. Fakat hükümdar bu gelenler arasında Peygamberimiz (sas) tarafından rüyada kendisine gösterilen iki kişiyi göremedi. Bunun üzerine "Hediye almayan kimse kaldı mı?" diye sordu. Orada bulunanlar dediler ki, "Kimse kalmadı. Ancak Endülüs'ten gelen iki kişi var. Onlar kimseden bir şey almazlar. İhtiyaç sahiplerine sadaka vermektedirler." Hükümdar onların da yanına getirilmesini istedi. Onlar huzura getirildiler. Hükümdar onların rüyada kendisine gösterilen kişiler olduğunu tanıdı ve kendilerine, nereli olduklarını sordu. Onlar da: "Biz Endülüs'ten hac maksadıyla eldik ve bu sene Peygamberimizin (sas) yakınında bulunmayı arzu ettik." dediler. Hükümdar nerede kaldıklarını sordu. Mescidin yakınında olduklarını söylediler. Hükümdar onlarla beraber evlerine gitti. Evde süslü kitaplar ve değerli eşyalar gördü. Bu arada halk, onların her gün oruç tuttuklarını, namazları mescidde kıldıklarını ve hiçbir dilenciyi boş çevirmediklerini söyleyerek bunları övüyorlardı. Nureddin Zengi, odayı dolaştı ve burada serilen hasırı kaldırdı. Baktı ki, altında kazılmış bir tünel var. Tünel, Peygamberimiz'in (sas) kabrinin yanına kadar uzanıyordu. Bunu gören halk mahcup olup başlarını önlerine eğdiler ve artık söyleyecek bir şey bulamadılar. Bunun üzerine hükümdar bu iki kişiyi sorguya çekti. Onlar da gerçekten Müslüman olmadıklarını ve Peygamberin vücudunu buradan alıp ülkelerine kaçırmak için görevlendirildiklerini itiraf ettiler. Bunu yapabilmek için derviş kıyafetine bürünerek halkı kandırdıktan sonra geceleri tünel kazmaya devam ettiklerini ifade ettiler ve "Peygamberin kabrine iyice yaklaştığımız gece, gök gürültüsü ve şimşekler öyle bir sarsıntı meydana getirdi ki, sanki dağlar yerinden oynayacaktı. Bundan fena halde korktuk ve sabahleyin de sizin geldiğinizi haber aldık." dediler. Hükümdar, suçlarını itiraf eden bu kişileri idam ettirdi. Bundan sonra da Peygamberimiz'in (sas) kabrinin çevresinde derin hendek kazdırdı ve bu hendeği kurşun eriterek doldurdu. Böylece Kabr-i Saadet, çepeçevre kurşunla muhafaza altına alınmış oldu. Bu olay H. 557, Miladi 1162 yılında vuku bulmuştur. (Mihr Ali Süleyman, Kutlu Medine 136-137, Eyüp Sabri, Mir'at-i Medine c. 2, s. 684. Vefaü'l-Vefa Bi Ahb ar-i Dar'il- Mustafa, c. 2, s. 648, Et'Tarif, s. 76)

Evet Cenab-ı Hak, O Şanlı Nebiyi (sas) hep korudu, bundan sonra da onu ve onun gerçek takipçilerini koruyacak, düşmanlarını da hezimete uğratacaktır.

tarihinde Mikelanjo007 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bi ara merak ettim bu taşları saydım.Bu daire şeklinde dizilmiş taşlar,bölge bölge dizilmiş.Yani bi sürü aynı çeşit mabed var orada.Resminden saydım bi mabeddeki dikili taşları 12 tane mi diye 12 taneydi.Nerden tahmin ettin derseniz dini hikayelerde hep 12 sayısı vardır.12 havari,12 kardeş,12 kabile vs.ama 12 ayı da temsil ediyor olabilir.

Zeitgeist I'de anlatılıyordu 12 sayısının nereden geldiği.

tarihinde Türk Torunu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bun ne dersin?

Ataturkun 19 mucizesi

Atatürk, 1881'de 19'uncu yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğdu. ( 19 x 99 = 1881 )

Atatürk, 19'uncu yüzyılda 19 yıl yaşamıştır.

Atatürk, Selanik'te doğdu.( Selanik sözcüğünün "ebced" hesabıyla değeri 171'dir. 9 x 19 = 171 )

1881, Rumi takvime göre 1297'dir. ( 1 + 2 + 9 + 7 = 19 )

Atatürk'ün nüfus cüzdanı numarası : 993814 ( 19 x 52306 = 993814 )

Atatürk, 1902'de Harp Okulu'ndan teğmen rütbesi ile mezun oldu. 19 yıl sonra, 19 Eylül 1921'de son rütbesi verildi, mareşal oldu ve "gazi" ünvanını aldı.

Atatürk, Harp Okulu'nu 20'nci olarak bitirdi. Subaylardan birisi yabancı olduğu için mezun olan 19 subaydan biri oldu.

Atatürk, Harp Akademisi'nin 57'nci dönemine kaydoldu. ( 19 x 3 = 57 )

Atatürk, 19 Nisan 1909'da Hareket Ordusu ile istanbul'a girdi.

Atatürk, 19 Aralık 1915'te albay oldu.

Atatürk, 19 Mart 1916'da tuğgeneral oldu.

Atatürk, Çanakkale Savaşı'nda 57'nci Alay'ın konutanlığını üstlendi. ( 3 x 19 = 57 )

Atatürk, Çanakkale Savaşı'nda 19'uncu Tümen'i komuta etti.

Atatürk, 30 Nisan 1919'da 9'uncu Ordu Müfettişliği'ne atandı, 19 gün sonra Samsun'a çıktı.

Atatürk, 19 Mayıs 1919'da 19 kişiyle birlikte Samsun'a çıktı. ( Bazı kaynaklarda, bu sayı 20 olarak da geçmektedir. )

Atatürk, Samsun'a çıktığında 38 yaşındaydı. ( 19 x 2 = 38 )

Atatürk, Samsun'da 19 gün kaldı.

Atatürk, 4 Temmuz 1919'da Erzurum'a gitti. 19 gün sonra 23 Temmuz'da Erzurum Kongresi'ni topladı.

Atatürk, 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'nden 114 gün sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gitti. ( 19 x 6 = 114 )

Atatürk, istanbul'a toplam 19 kez geldi.

Atatürk'ün Latife Hanım ile olan evliliği 912 gün sürdü. ( 19 x 48 = 912 )

TBMM'nin ilk kütüğündeki sıra numarası 19'dur.

Atatürk, 1938'de vefat etmiştir.(19 x 102 = 1938 --------- 19 ve 38 ; 19 x 2 = 38 , 19 + 38 = 57 )

Atatürk, vefat ettiğinde 57 yaşındaydı. ( 19 x 3 = 57 )

Atatürk'ün cenaze töreninde Chopin'in 19 notalı 19'uncu Marşı çalındı.

Atatürk'e verilen madalyaların toplamı 19'dur.

Atatürk, 19.000 TL nakit miras bıraktı.

Atatürk'ün, istanbul Akaretler Yokuşu'nda oturduğu evinin numarası 76 idi.( 19 x 4 = 76 )

"Mustafa Kemal Atatürk" sözcüklerinin harf toplamı 19'dur.

Atatürk'ün tarihe geçmiş iki önemli sözü; "Ne mutlu Türküm diyene" ve

"istikbal göklerdedir" cümlelerinin harf toplamları 19'ar harften oluşmaktadır.

Ama bu farklı 12 sayısı biçok dinde var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...