Jump to content

Insanlar neden tanriya inanirlar?


Recommended Posts

Kendilerine sormak lazım. Ben tanrıya inandığım zamanlar neden inanrıdım diye kendi kendime soruyorum, hiç cevap veremiyorum. Herkes öyle yaptığı için olabilir.

Yada inanıyormuşum gibi gözüküyorda olabilirim. Bilmiyorum yani kısacası.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet soru acik sizce hala neden bir tanrinin varligina inanan insanlar var?

Aslında bu soruyu bu kadar çok bir tek yaratıcıyı Allahı cc gösteren isbat eden milyonlar delil varken

hala neden tanrıya inanmayan insanlar var diye düzeltmek gerekir

çünkü ateistlerin oranı ülkeden ülkeye değişse de ortalama %1 i bile bulmuyor

gizlenenleri de saysak %5 olsun hadi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da bile insanların çoğu bilmezler yazar. Ateistler tabii az olacak. Kuran'da da yazıyor yalanlayamazsınız, insanlar az düşünür. İnsanlar zalim ve cahildir. Bu nedenden ötürü ateist elbette az olacak. Hele böyle zeka geriliğinden muzdarip halkların yaşadığı ülkelerde çok çok az olacak elbet. Ama ateistlerin çok yüksek yüzdelere ulaştıkları ülkeler de var. Bunların hepsi de zeki olduklarını kanıtlamış halkların yaşadığı ileri ülkeler.

Bir kere zeki olmayan ateist olamaz. Böyle bir kısıtlama var. Ateist olmanın ilk şartı zeki olmaktır. Vasat bir düşünceyle ateist olunmaz. Çünkü insan tembel, hazırcı, riski sevmeyen ve kaçınan hasis bir türdür. Hadi bi de tanrı varsa neme lazım demeklten kendini zekilerin dışında kimse alamaz. Bu işi ancak zeki olanlar göze alabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da bile insanların çoğu bilmezler yazar. Ateistler tabii az olacak. Kuran'da da yazıyor yalanlayamazsınız, insanlar az düşünür. İnsanlar zalim ve cahildir. Bu nedenden ötürü ateist elbette az olacak. Hele böyle zeka geriliğinden muzdarip halkların yaşadığı ülkelerde çok çok az olacak elbet. Ama ateistlerin çok yüksek yüzdelere ulaştıkları ülkeler de var. Bunların hepsi de zeki olduklarını kanıtlamış halkların yaşadığı ileri ülkeler.

Bir kere zeki olmayan ateist olamaz. Böyle bir kısıtlama var. Ateist olmanın ilk şartı zeki olmaktır. Vasat bir düşünceyle ateist olunmaz. Çünkü insan tembel, hazırcı, riski sevmeyen ve kaçınan hasis bir türdür. Hadi bi de tanrı varsa neme lazım demeklten kendini zekilerin dışında kimse alamaz. Bu işi ancak zeki olanlar göze alabilir.

bu konuda tamamen haklısınız ...helede bütün dinler birbirini yalanlarken çıkıp hepsini yalanlayan kişi risk seviyesini yüksek tutandir...inanmamak için neden lazım değil,inanmak için nedenler lazımdır....buda ortaya dinlerde vaadleri ortaya cikariyor....vaad ve kısıtlama nekadar çok olursa dinden okadar zor kurtulunuyor....bu konumda budizm ,yahudilik,ve ıslam önde gelen dinler...bu korku aptalliga veya aptallastirmaya neden oluyor ..... tarihinde mustafa2116 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

budizm ,yahudilik,ve ıslam önde gelen dinler...

Bence hinduizm demek istedin. Budizm bu üçüyle aynı kefeye girmeyecek bir din. Hinduizm vahşi ritüelleri ile bu kefede tartılacak bir din. Hatta islamdan bile çok daha vahşi...

Budizm ise oldukça farklı. Bir kere budizmde tanrı yok. İnsanlara benzeyen bir tanrılar alemi var. Bu tanrılar öyle çok güçlü kudretli filan değiller. Yanılabilirler ve onlara da doğrunun gösterilmesi lazım.

Çok tanrılı tüm dinlerde tanrıların başında bir büyük baş tanrı var. Budizmde bu yok.

Budizm çok ilginç bir dindir.

Ben kuran'ı incelemeye aldığımda daha ilk sayfaları okuduğumda islamdan çıkacağımı hissettim. Bu kitabı son satırına kadar incelemeden kararımı vermek istemiyordum. Son satırı okuyup kapağını kapattığımda ya islamda kalacak bu kitaba bağlanacaktım, ya islamdan çıkıp bu kitabı çöpe atacaktım.

Yarısına gelmeden kararımın ne olacağı belli oldu. Bu kitabı okuyup bu dinden çıkmamak olanaksızdı. Kesin çıkacaktım. Yine de son kararı son satıra bıraktım ama kafamda doğrusu budizmi benimsemek vardı. Yani bu islamdan çıkınca dinsiz olmayı düşünmüyordum.

Fakat kuran'ı okudukça tüm dinlerin aşağı yukarı bu çerçevede olacağı fikri şekillendi. Dinin en iyisi bile olsa sonuçta yine bir dindi. Din denen şeyin bir ortak formatı olacaktı. Başka dinden olanları ötekileştirmek... Bunun dinin doğasında olmaması olanaksız bir şeydi. Belki iyi bir din başka dinden olanları öldür demeyecekti ama illa başka dinlere kem bakacaktı. Şu dindenim dedin mi mecburen diğerleri "ötekiler" olacak. Bundan kaçış yok.

Kuran sayfalarının sonuna yaklaşırken dinsiz olma kafamda netleşti. Fakat ilginç bir şey oldu. Kuran bitip kapağını kapattığımda ateist olmuştum. Kuran beni ateist yapmıştı. Buna ben de şaşırdım, çünkü ben şu kitabı okuyayım inceleyeyim, beğenirsem islamda kalayım, beğenmezsem başka bir din arayayım niyetiyle kuran'ı incelemeye başlamıştım. İnceleme bitince ateist olacağım hiç aklımda yoktu. Hatta tanrıya var desen ne olur, yok desen ne olur sanki diyordum. Varsa yok deyince yok olmaz, yoksa var deyince var olmaz diyordum. Varsa yoksa bana ne diyordum.

Ama kuran'ı okuyunca her şeyin bu tanrı belasından çıktığını anladım. Çünkü kuran durmadan allah allah allah sayıklayıp duruyordu. Tapın, kul olun, karşı gelmeyin, inkar etmeyin, habire, sürekli, bıktırırcasına allahla korkutuyordu.

İşte o zaman sömürünün allahla, yani tanrıyla başladığını anladım. Bu allahı niye yarattıklarını da anladım. Apaçık görünüyordu. Kuran'ı okuyup da tanrı niye yaratıldı anlamayana acırım. Kuran'da allahın niye yaratıldığı apaçık görünüyor. Çok net. Görmemek için kör olmak lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence hinduizm demek istedin. Budizm bu üçüyle aynı kefeye girmeyecek bir din. Hinduizm vahşi ritüelleri ile bu kefede tartılacak bir din. Hatta islamdan bile çok daha vahşi...

Budizm ise oldukça farklı. Bir kere budizmde tanrı yok. İnsanlara benzeyen bir tanrılar alemi var. Bu tanrılar öyle çok güçlü kudretli filan değiller. Yanılabilirler ve onlara da doğrunun gösterilmesi lazım.

Çok tanrılı tüm dinlerde tanrıların başında bir büyük baş tanrı var. Budizmde bu yok.

Budizm çok ilginç bir dindir.

Ben kuran'ı incelemeye aldığımda daha ilk sayfaları okuduğumda islamdan çıkacağımı hissettim. Bu kitabı son satırına kadar incelemeden kararımı vermek istemiyordum. Son satırı okuyup kapağını kapattığımda ya islamda kalacak bu kitaba bağlanacaktım, ya islamdan çıkıp bu kitabı çöpe atacaktım.

Yarısına gelmeden kararımın ne olacağı belli oldu. Bu kitabı okuyup bu dinden çıkmamak olanaksızdı. Kesin çıkacaktım. Yine de son kararı son satıra bıraktım ama kafamda doğrusu budizmi benimsemek vardı. Yani bu islamdan çıkınca dinsiz olmayı düşünmüyordum.

Fakat kuran'ı okudukça tüm dinlerin aşağı yukarı bu çerçevede olacağı fikri şekillendi. Dinin en iyisi bile olsa sonuçta yine bir dindi. Din denen şeyin bir ortak formatı olacaktı. Başka dinden olanları ötekileştirmek... Bunun dinin doğasında olmaması olanaksız bir şeydi. Belki iyi bir din başka dinden olanları öldür demeyecekti ama illa başka dinlere kem bakacaktı. Şu dindenim dedin mi mecburen diğerleri "ötekiler" olacak. Bundan kaçış yok.

Kuran sayfalarının sonuna yaklaşırken dinsiz olma kafamda netleşti. Fakat ilginç bir şey oldu. Kuran bitip kapağını kapattığımda ateist olmuştum. Kuran beni ateist yapmıştı. Buna ben de şaşırdım, çünkü ben şu kitabı okuyayım inceleyeyim, beğenirsem islamda kalayım, beğenmezsem başka bir din arayayım niyetiyle kuran'ı incelemeye başlamıştım. İnceleme bitince ateist olacağım hiç aklımda yoktu. Hatta tanrıya var desen ne olur, yok desen ne olur sanki diyordum. Varsa yok deyince yok olmaz, yoksa var deyince var olmaz diyordum. Varsa yoksa bana ne diyordum.

Ama kuran'ı okuyunca her şeyin bu tanrı belasından çıktığını anladım. Çünkü kuran durmadan allah allah allah sayıklayıp duruyordu. Tapın, kul olun, karşı gelmeyin, inkar etmeyin, habire, sürekli, bıktırırcasına allahla korkutuyordu.

İşte o zaman sömürünün allahla, yani tanrıyla başladığını anladım. Bu allahı niye yarattıklarını da anladım. Apaçık görünüyordu. Kuran'ı okuyup da tanrı niye yaratıldı anlamayana acırım. Kuran'da allahın niye yaratıldığı apaçık görünüyor. Çok net. Görmemek için kör olmak lazım.

aynen hinduizm dicektim brahman eğitimleri düzelttiğin için saol

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı nedenleri şunlar olabilir;

1-Yaşamını zaman ve mekanı aşan bir amacın parçası olarak temellendirme

2-Evren ve canlılık amaçlanmış-tasarlanmış gibi görünüyor(Evrim teorisine uyarlanmış modern fraksiyonlar da var)

3-Sığınma-korunma güdüsü

4-Sonsuz yaşam arzusu-yok olma korkusu

5-"Çoğunluk inanıyorsa vardır" yargısı

...

Link to post
Sitelerde Paylaş

varoluşumuzun ilk anındaki bir neden-sonuç kırılmasıdır : tanrı bizi neden yarattığını, onca konuşkanlığına rağmen biç bir metinde ağzından kaçırmaz. şöyle der metinlerde : bir lütuf olarak, yada lütfen yaratım.

kendinde gizlediği nedeni bize göre iyi de olabilir kötü de. bilemediğimiz için iyi bir nedeni olsa iyi olur farzını yürütürüz. yani yaratıcı iyi olmak zorundadır çünkü iyi olup olmadığını bilemeyiz.

bu yapı kumardaki yapıdır. ve her kumar oyuncusu gibi biz de kazanacağımıza inanırız.

tanrı nın bizler için varolduğuna böylelikle inanırız.

bir de tanrının bizimle konuştuğuna ve konuşurken söylediklerine inanmak var. e tanrı iyi olmak zorundaysa dedikleri de iyi olmalıdır. semavi dinlerdeki mantıksız "benim himayem altına girersen iyi müslüman, dışında kalırsan zındık, kafir, dolandırıcı, karaktersiz, bencil, sapık, ibne, haydut, cani, alkolik, hırsız, iftiracı... seçeneklerinden bir yada bir kaçını seçmek zorunda olmanın yegane sebebi budur.

güzel hayatın tüm zevkleri onlara herkes özgürce ulaştığı vakit zevk olmaktan çıkar. hayat hayat zevk de zevk olarak kalsın diye bunlar öncelikle fiyatlandırılır ve nefse ait olmaları nedeniyle kötülenir.

iyiler, iyi söyleyen tanrının sözlerini bu şekilde duyarlar : şimdi bu zevkler için durumumuz yok alamıyoruz, biz ölünce cennette nasıl olsa aynı zevk, sonsuza kadar tarifesiyle yaşanacak.

kötüler ise bu zevkleri satın alabilen şanslı azınlık arasında değil, hayatını onlardan bir olmak için heder edenlerden kuruludur.

insanlar tanrıya ıstırabın olmadığı bir yaşamın inancıyla inanırlar. basit bir "teselli" duygusu şimdilerde sıkça duyulan islami terörün de cihad fikrinin de mahalle baskısının da temelinde durmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bla bla bla

bla bla blabla bla blabla bla bla

bla bla blabla bla blabla bla blabla bla bla

Ben kuran'ı incelemeye aldığımda daha ilk sayfaları okuduğumda islamdan çıkacağımı hissettim.

bla bla blabla bla bla

bla bla blabla bla bla

Yarısına gelmeden kararımın ne olacağı belli oldu. Bu kitabı okuyup bu dinden çıkmamak olanaksızdı. Kesin çıkacaktım.

bla bla bla

bla bla blabla bla blabla bla bla

Fakat ilginç bir şey oldu. Kuran bitip kapağını kapattığımda ateist olmuştum. Kuran beni ateist yapmıştı. Buna ben de şaşırdım,

bla bla blabla bla blabla bla bla

sen nekadar ahmak ve yalancısın ki kendi yazdığın yazıda başta söylediğini sonda unutmuş gibi Fakat ilginç bir şey oldu diyebiliyorsun

sen zaten inkar için okumuşsun amacın dinsiz olmakmış bunu da itiraf etmişsin

sonra da dinsiz olmuşsun yani bunu istemişsin

blablabla blablabla blablabla

Bir kere zeki olmayan ateist olamaz. Böyle bir kısıtlama var. Ateist olmanın ilk şartı zeki olmaktır. Vasat bir düşünceyle ateist olunmaz.

blablabla blablabla

bu dediğin doğru olsaydı senin ateist olmaman gerekirdi

ama durum bence tam tersi isbatı da sensin

tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıya inanmanın değişik nedenleri var fakat allaha inanmanın sebebi açık, cehennem korkusu..

Örn, dr.kemal i korkudan ateş bastığı için said nursiden uzun uzun şeyler yazıp duruyor.

tarihinde tupac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana kuran okuma, anlayamazsın, yanlış anlarsın. Tefsirini oku demişlerdi. Bu beni şüphelendirmişti. Böyle bir şey nasıl olurdu? Ya tefsirler yalan yazıyorsa? Ki zaten müslümler birçok mealin doğru yazmadığını kendileri söylüyorlardı. Hepsi birbirinin mealini tefsirini doğru yazmamakla suçluyordu.

Bu işte bir bit yeniği olduğu kabak gibi meydandaydı. Bu müslümler harıl harıl bir şeyleri saklama, gözden kaçırma telaşındaydılar. Meali açıyorsun, adam besbelli kendi uydurmalarını yazmış. Kuran’da hiç öyle şeyler yazmadığı apaçık görünüyor. Özelikle Ahmet Tekin mealini bir okuyun. Komedi kitabı gibi, gülmekten yıkılır insan. O kadar uydurmayı nereden çıkardın da doldurdun yazdın… Hiç biri kuran’da yazmıyor. Doldurmuş da doldurmuş.

Tefsirler zaten kuran’da yazanlardan başka neredeyse her şeyi anlatıyor. Bir kuran’da ne yazdığını anlatmıyor. En son Esbabı Nüzul diye bir tefsir belki bu kuran’da ne yazdığını anlatır diye onu okudum. Yani niye yazılmış bu ayetler, hangi olayın üzerine biçiminde. Fakat bu da hayal kırıklığı yarattı. Adı esbabı nüzul, alakası yok.

Bu dinde kalmaya devam edeceksem bu incelemeyi yapmak zorundaydım. Çok kapsamlı bir çalışma yaptım. Altı kişi ekip olarak başladık. Tüm kaynakları karşılaştıracaktık. Hepsi yarı yolda bıraktı. Çünkü çalışmayı duyan bir abi gelip hepimizi cehenneme gitmekle tehdit etti. Şu kepazeliğe bakar mısınız! Kitabını okuyup araştırıp öğrendiğin için cehenneme gideceğin bir din!

Rezalet, skandal…

Neyse uzatmayayım. Ben devam ettim ve ateist oldum. Ateist olmanın faydası şu: Kendine artık yeni bir din aramaya çalışmadığın gibi, yeni bir tanrı da aramaya çalışmıyorsun. Din tanrı hepsinin kökten işi bitiyor. Topyekün temizlik… Kesin çözüm… Kafa rahatlığı…

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana kuran okuma, anlayamazsın, yanlış anlarsın. Tefsirini oku demişlerdi. Bu beni şüphelendirmişti. Böyle bir şey nasıl olurdu? Ya tefsirler yalan yazıyorsa? Ki zaten müslümler birçok mealin doğru yazmadığını kendileri söylüyorlardı. Hepsi birbirinin mealini tefsirini doğru yazmamakla suçluyordu.

Bu işte bir bit yeniği olduğu kabak gibi meydandaydı. Bu müslümler harıl harıl bir şeyleri saklama, gözden kaçırma telaşındaydılar. Meali açıyorsun, adam besbelli kendi uydurmalarını yazmış. Kuran’da hiç öyle şeyler yazmadığı apaçık görünüyor. Özelikle Ahmet Tekin mealini bir okuyun. Komedi kitabı gibi, gülmekten yıkılır insan. O kadar uydurmayı nereden çıkardın da doldurdun yazdın… Hiç biri kuran’da yazmıyor. Doldurmuş da doldurmuş.

Tefsirler zaten kuran’da yazanlardan başka neredeyse her şeyi anlatıyor. Bir kuran’da ne yazdığını anlatmıyor. En son Esbabı Nüzul diye bir tefsir belki bu kuran’da ne yazdığını anlatır diye onu okudum. Yani niye yazılmış bu ayetler, hangi olayın üzerine biçiminde. Fakat bu da hayal kırıklığı yarattı. Adı esbabı nüzul, alakası yok.

Bu dinde kalmaya devam edeceksem bu incelemeyi yapmak zorundaydım. Çok kapsamlı bir çalışma yaptım. Altı kişi ekip olarak başladık. Tüm kaynakları karşılaştıracaktık. Hepsi yarı yolda bıraktı. Çünkü çalışmayı duyan bir abi gelip hepimizi cehenneme gitmekle tehdit etti. Şu kepazeliğe bakar mısınız! Kitabını okuyup araştırıp öğrendiğin için cehenneme gideceğin bir din!

Rezalet, skandal…

Neyse uzatmayayım. Ben devam ettim ve ateist oldum. Ateist olmanın faydası şu: Kendine artık yeni bir din aramaya çalışmadığın gibi, yeni bir tanrı da aramaya çalışmıyorsun. Din tanrı hepsinin kökten işi bitiyor. Topyekün temizlik… Kesin çözüm… Kafa rahatlığı…

Cevaplamak isterseniz birkaç soru sorabilir miyim?

Araştırırken nasıl bir yol izlediniz,nereden başladınız?Ne kadar kapsamlı bir çalışma oldu,mesela dili de öğrendiniz mi ya da öğrenmeye gerek duydunuz mu?Son olarak, tüm bunlar ne kadar sürdü?

Teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...