Jump to content

sovyetler birliği hakkında yalanlar ve gerçekler


Recommended Posts

Saçmalama. Suçu askerlere atarak o bayat sistemi aklayamazsın.

Öyle olsaydı bizde de askerler büyük hatlar işlediler. Hatta ülkemizi bir asker kurdu. Ama biz hiçbir zaman Sovyetler kadar fakir ve sefil olmadık.

Sovyetlerdeki sefaletin en göze görünür somut kanıtı 3 kuruş için her türlü magandanın altına yatmaya razı olmak zorunda kalmış Nataşalardır.

Birazcık akıllı olun.

Göz, gözlem denen şey bilimin temelidir.

Gözünüzün neyi gördüğüne dikkat edin.

Bilimsellikten bahsedene bak.

Nataşa faktörü :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 160
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bilimsellikten bahsedene bak.

Nataşa faktörü :)

Ne o hoşuna gitmedi mi ateistbilinç?

Bilim her olguyu bir veri olarak değerlendirmektir.

Hiç bir kadın, mecbur kalmadıkça iğrenç erkeklerin altına yatmak istemez.

Bir yuvası, kocası çocukları olsun ister.

Senin gibi salaklara elbette bu kadar basit bir şeyi bile anlatamayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıda bir önceki iletimde ülkemizi kuran askeri kötülediğim gibi bir şey anlaşılmasın.

Ben sadece eğer orada askerin dahli varsa bizde de askerin hiç dahli yok denemez demek istedim.

Ki zaten milyarda bir doğacak genetik bir mucize olan Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir bugün bir nebze insan gibi yaşayabiliyorsak.

Evet askerdir, yeri geldiğinde ordu içindeki gücünü irticayı bastırmak ve silmek için kullanmasını da bilmiştir, ama asla Stalin gibi militarist ya da dogmatik değildir.

Bir asır öncesinde bile bugün birçok gerzeğin göremediği evrensel değerleri çok iyi anlamış ve bu cumhuriyeti bu değerler üzerine inşa etmiştir.

Sovyet rejimi, yani M-L ideoloji her ne kadar çıkış noktası itibariyle monarşik-oligarşik bir sömürü düzenine tepki olarak doğmuş ve İmparatorlukları tarihe gömerek tarihte önemli bir yer tutmuş olsa da, esasında kendi içinde barındırdığı uzlaşmaz çelişkiler bir yerde artık dayanılamaz bir noktaya geldiği için, çağdaş dünyanın değerleriyle çatıştığı için yıkılmıştır ve bugün ondan kopan parçaların, ör: Rusya'nın ya da Ukrayna'nın çok daha refah ülkeler olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gayet net görebiliyoruz. Bu eğilimin halkın iradesiyle olmadığını kimse iddia edemez.

Serbest ve tam rekabet, fikir ve serbest girişim özgürlüğü önü tıkanamaz gerçeklerdir.

Bu evrensel değerlere yabancı kalan rejimlerin yaşama şansı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ezikler yine yazmaya devam.

İnançlarınıza tekneyi vuran bir şey sovyetler.

Burada gerçekten önemli olan, bu ezikliğin size aktarılması.

Yani sovyetlerin liderleriyle aynı devirden gelmiyorsunuz, sovyet zamanında çocuktunuz belki de.

Ama eziklik size aktarılmış.

Atalarınızın rahatsızlığını sürdürüyorsunuz.

Burası ilginç işte.

Yoksa şu anda sizin pozitif veya negatif tavır takınmanız arasında fark yok.

Eziklik sizi negatif yöne itiyor.

:D

Bu tür sistemler daha çok çıkacak.

Gelecek nesilleriniz de sizin ezikliğinizi taşıyacak :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sovyetlerde Askerler ön plana çıktı.

Bu da sanatçıların, girişimcilerin, bilim adamlarının, üreticilerin geri planda, çekingen kalmalarına neden oldu.

SSCB de üretici diye bir şey yoktu hepsi devletti. Küçük bakkal dükanı bile devletindi.Yalnızca Pribaltik cumhuriyyetlerdebazı küçük dükanlar devletin olmama ihtimalı vardı.

60 lara kadar devlet sanyide falan atılım yaptı, fakat halkın yoksulluğu pahasına. Yani devletin kaynakları sanyiye harcandı ve sonuçta yüzbinlerce insan açlıktan öldü. Halk sefahette yaşadı. 60 lardan sonra artık şunu yapamaz hale geldiler. Yani ilk devirlerde komunizm diye kandırdıkları halkı açlıktan öldüre bilirdiler. Fakat artık halkta gına geldi ne komunizmmiş be açlıktan öldürdü bizi diye.

Ki zaten milyarda bir doğacak genetik bir mucize olan Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir bugün bir nebze insan gibi yaşayabiliyorsak.

Evet askerdir, yeri geldiğinde ordu içindeki gücünü irticayı bastırmak ve silmek için kullanmasını da bilmiştir, ama asla Stalin gibi militarist ya da dogmatik değildir.

Sovyetleri kötülüyoruz, ama sizde bir az daha düşünün. 1923 hem TC hem SSCB hem Almaniya harpden çıktı. Yıl 1939 TC hepsinden geride. Diğerleri dünya devi olmuş SSCB de artık açlıkta nerdeyse sıfır olmuş. Yine savaş 1945 SSCB Almaniya Poloniya Çek Cum yerle bir olmuş. 1950 yine TC den öndeler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sovyetleri kötülüyoruz, ama sizde bir az daha düşünün. 1923 hem TC hem SSCB hem Almaniya harpden çıktı. Yıl 1939 TC hepsinden geride. Diğerleri dünya devi olmuş SSCB de artık açlıkta nerdeyse sıfır olmuş. Yine savaş 1945 SSCB Almaniya Poloniya Çek Cum yerle bir olmuş. 1950 yine TC den öndeler.

Sana bu forumda aptal demişlerdi. Gerçekten de haklılar. Aptal aptal yorumlar yapıyorsun.

1923 yılında cumhuriyet Osmanlı devletinden ne devraldı? Sanayi tesisleri mi? Hiç bir şey yok. Sadece köylüler, savaş gazileri. Sistem falan yok.

Senin ahmak islamcıların osmanlısı matbaayı bile yüzyıllar sonra getirmiş ülkeye. Sanayi devrimini kaçırmış. Hiçbir şey üretemiyor osmanlı.

1950 lere kadar Osmanlının tazminatlarını, borçlarını ödedik.

Sen nasıl Almanya ile Türkiye cumhuriyetini karşılaştırırsın. Batı avrupa yani Hristiyanlar yüzyıllar önce atılımlarını yaptılar. Din denilen zırvayı bilimin ve devletin

önünden çektiler.

Siz müslümanlar hala anlayamıyorsunuz bazı şeyleri değil mi?

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana bu forumda aptal demişlerdi. Gerçekten de haklılar. Aptal aptal yorumlar yapıyorsun.

1923 yılında cumhuriyet Osmanlı devletinden ne devraldı? Sanayi tesisleri mi? Hiç bir şey yok. Sadece köylüler, savaş gazileri. Sistem falan yok.

Senin ahmak islamcıların osmanlısı matbaayı bile yüzyıllar sonra getirmiş ülkeye. Sanayi devrimini kaçırmış. Hiçbir şey üretemiyor osmanlı.

1950 lere kadar Osmanlının tazminatlarını, borçlarını ödedik.

Sen nasıl Almanya ile Türkiye cumhuriyetini karşılaştırırsın. Batı avrupa yani Hristiyanlar yüzyıllar önce atılımlarını yaptılar. Din denilen zırvayı bilimin ve devletin

önünden çektiler.

Siz müslümanlar hala anlayamıyorsunuz bazı şeyleri değil mi?

İyi de SSCB Çarlıktan ne devr aldı. Milyonlarca insanın katliyle sonuçlanan iç savaş. Tüm sanyii tesisleri dağıldı. Çalışamaz hale gelen sanyii tesisleri. Tüm mühendis alimler hepsi dışa gitti. Sikorski helikopterlerini bile Rusiyadan giden göçmenler yapmış. Yani o kadar. Ama kurulma hızına bakın.

Ülkenin altın rezervlerini de Çekler aparmış. Çek Cum şimdiki ekonomik stabilitesinin altında bile o zaman Rus generallarının Çek korpusuna keni yanlarında savaşmak için verdikleri altınlar yatıyor. Sanyilerini Çar Rusiyasınıdan götürdükleri araçlarla yapmışlar.

Almanlara gelince onlar da tam dağılmış Bir düşünün. Savaşdan mağlup ayrılmış. Savaş öncesi 30 000 000 yumurta kaç paraysa savaş sonrası bir yumurta o fiyata olmuş. Her şeyin değeri Yıllık pahalaşma 1800 %. Ordu kurma yasaklanmış. Ve.s.

Yani tüm bu 3 devlet her şeyi sıfırdan başladı. Ama 1939 yine diğer ikisi önde.

İknici dünya savaşı sonrası yine SSCB yarısı dağıtıldı. Resmi rakamlarca 27 milyon insan kaybı var (bir az balon rakam olsa bile en az 10 milyondan fazladır). Ülkenin en önemli kentleri tam dağıtılmış. Bir tek Drezden kentinini fotoğraflarını veriyorum.

Bundesarchiv_Bild_183-Z0309-310%2C_Zerst

Bundesarchiv_Bild_183-08778-0001%2C_Dres

Link to post
Sitelerde Paylaş

azer mustafeyev

Sana üstteki iletimde ne yazmıştım bak. ''Siz müslümanlar hala anlayamıyorsunuz bazı şeyleri değil mi? ''
Doğru söylediğimi verdiğin cevapla kanıtladın.

Hala anlamamış. Almanlar ne devraldı diyorsun. Bilim, Sistem bunları devraldılar. Adamlar bilim üretiyor. Sanayi devriminden beri üretiyorlar. Tesislerin yıkılmasının bir anlamı yok.
Yenisi yapılır. Daha iyisi yapılır. Yaptıkları hatalardan ders de çıkarırlar. Bu şekilde ilerlemeyi sürdürürler. Siz yaptığınız hatalardan ders çıkarıyor musunuz?
Ben söyliyeyim çıkarmıyorsunuz. Senin gibi tipler hala laiklikle savaşıyor, biten imparatorluk devrini özlemle anıyor, 2000li yıllarda tekrar orta çağ zihniyetini hakim kılmaya çalışıyorsunuz.

Yaptığın karşılaştırma tam bir cehalet örneği.

1920 lerde Türkiye cumhuriyeti'nin Osmanlı imparatorluğundan devraldıklarıyla, Alman imparatorluğunun şartlarının farkını neden anlamak istemiyorsun.

Türkiye'de o yıllarda okuma yazma bilen insan sayısı çok az. Teknik eleman yok doğru düzgün.Sınıflar yok. Köylüler var sadece. Sermaya atılım yapılamıyor. O yüzden devlet eliyle sanayi kurulmaya çalışıldı.

Yukarıda Avrupa'nın şehirlerinin resimlerini koymuşsun. Osmanlı neden şehirleşememiş acaba? Gelişmiş şehirler kuramamasının nedenini merak ettin mi?

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Almanya, Japonya ve hatta 2. Dünya Savaşında işgale uğrayan diğer ülkeler neredeyse sıfırdan başladılar ve bugün her açıdan öndeler.

Almanya'da Hitler manyağı yüzünden taş üstünde taş kalmamış; Japonya tepesine 3 tane atom bombası yemiş, ekonomi bütçenin tamamının orduya tahsis edilmesi ve savaşın getirdiği yıkımla tarumar olmuş... Ama çok değil 10-15 sene içinde inanılmaz bir çıkışla olağanüstü teknolojileri sayesinde yeniden ipi göğüsleyen ülkeler bunlar. Her şey çok açık net ortada.

Bilimin, aklın gücüyle hangi kuvvet başa çıkabilir?

Bir de bizdeki manzaraya bakın. 2. Dünya Savaşına girmemişiz.

Tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerdeniz; orman, akarsu ve ziraata elverişli arazilerimiz bol.

Şimdiki gibi fazla nüfus da yok.

Dört mevsim altın gibi güneş, üç taraf deniz, sayısız ırmak, çay, akarsu. Maden rezervlerimiz yerinde.

Yine de bu kendi küllerinden doğan ülkelerin bizi tam gaz geçmelerine engel olamamış, dışa bağımlılıktan kurtulamamış, fakir ve sefil bir ülkeyiz.

Bizde neyin eksik olduğu çok açık değil mi.

Size sanayide, bilimde, teknolojide, kültür&sanatta ne kadar geri olduğumuzu anlatmayacağım.

Bu zaten gün gibi ortada.

Ama sadece önemsiz gibi görünen fakat son derece yaşamsal olan ve dünyanın çoğu yerinde rast gelinmesi çok zor bir rezaletten söz edeceğim.

Sadece balık rezervlerimizi ne hale getirdiğimizi; üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede hamsi dışında niçin doya doya balık yiyemediğimizi bir düşünün.

Atatürk zamanında İstanbul Boğazında yarım tonluk orkinosların, dev kılıç balıklarının cirit attığını anımsayın.

Şimdi bu denizlerimizde tek tük balık çıkıyor.

En verimli avlaklar Çanakkale'de; bunun de nedeni Ege denizinde sürdürülebilir, sağlıklı bir balıkçılık yapılabilmesi için Yunanistan tarafından uzun yıllardır uygulanan sıkı önlemler. Oradan gelen balıklar da olmasa hiç balık yiyemeyecek durumdayız.

Balık sektörüne çöreklenmiş keneler trol gemileriyle yıllarca öyle bir avlandılar ki sadece büyüyüp yüzlerce kiloya ulaşabilecek parmak büyüklüğündeki balıkları yakalamakla kalmayıp, balıkların yaşam kaynağı olan tüm denizaltı faunasını da ciddi biçimde tahrip ettiler. Böyle olunca doğal sistem kendisini sağaltacak mekanizmalardan da yoksun bırakılmış oldu. Bugün herhangi bir balık haline gidip bakın. Satılan balıkların neredeyse tamamının, yönetmeliklerde işaret edilen limitin, yani ticari boyutların altında olduğunu göreceksiniz. Parmak boyunda küçücük balıkları büyümelerine fırsat vermeden tutup satıyor şerefsizler. Ve milletimiz de sağolsun hiç aldırış etmeden satın alıp evine götürüyor. Kılçığından nasıl yiyorlarsa artık... Bok koysan önlerine onu da yiyecekler.

Peki denizlere dadanan bu mafyavari utanmazlarla neden savaşılmıyor.

Soros engel olduğunu için değil, paralel yapı ! yüzünden derseniz hiç değil.

Buna engel olan İlluminati mi? Burada bunu bile iddia edebilecek embesiller yok değil.

Nedeni bunların hiç biri değil. Kendi ahlaksızlığımızdır, vurdum duymazlığımızdır, bana neciliğimizdir. Ne kadar büyük bir milli gelirin yok edildiğini, insanlarımızın ne kadar önemli bir gelir ve protein kaynağından yoksun bırakıldığını görememezliğimizdendir. Devletin ve hukukun olmayışından, işlemeyişindendir.

Yoksa iki sene sıkı önlem uygulansın Türkiye, dünyada en uzun sahil şeridine sahip ve iklimi de ticari balıkçılık için son derece müsait bir ülke olarak bir balık cenneti olur.

Bir cennetin içinde cehennemi yaşamak bu değilse sanırım başka hiçbir şey değildir.

Geri kalmışlığımızın en büyük nedeni körlüğümüzdür, aptallığımızdır, ama bunlardan da önemlisi ahlak sefili olmamızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sıfırdan başlamak diye bir şey yok. Avrupa devletleri 2. Dünya savaşından sonra sıfırdan başlamadı. Onların yaptığına yaralarını sarmak, toparlanmak denir.

Neredeyse sıfırdan başladı diyebileceğimiz ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Yüzyıllar önce gerçekleşmesi ve zamana yayılması gereken devrimler daha önce yapılmadığı için

çok kısa bir zamanda hızla yaptırıldı.

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1920 lerde Türkiye cumhuriyeti'nin Osmanlı imparatorluğundan devraldıklarıyla, Alman imparatorluğunun şartlarının farkını neden anlamak istemiyorsun.

Her şeyi Osmanlıya yıkın.

Osmanlı borç ödedi diyenler.

Lenine Batı devletleri ne kadar fatura borç yükledi biliyormusunuz. Lenin nasıl da bir kuruş ödemedi şunu da araştırın. Başınızı kuma sokmakla olmuyor. Batı devletleri Osmalının borcunun neredyse 100 katını Lenine fatura çıkardılar. İşte dünyada "milyarda bir gelecek olan zekasıyla" ince diplomasi kullanarak Lenin hiç bir şey vermedi. (Doğru yine Batılılar başka yolları kullanarak bazı şeyler kopardılar ama istediklerinin yanında şunlar üç-beş kuruş)

tarihinde azer mustafayev tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Her şeyi Osmanlıya yıkın.

Osmanlı borç ödedi diyenler.

Lenine Batı devletleri ne kadar fatura borç yükledi biliyormusunuz. Lenin nasıl da bir kuruş ödemedi şunu da araştırın. Başınızı kuma sokmakla olmuyor. Batı devletleri Osmalının borcunun neredyse 100 katını Lenine fatura çıkardılar. İşte dünyada "milyarda bir gelecek olan zekasıyla" ince diplomasi kullanarak Lenin hiç bir şey vermedi. (Doğru yine Batılılar başka yolları kullanarak bazı şeyler kopardılar ama istediklerinin yanında şunlar üç-beş kuruş)

Lozan'da kapitülasyonlar kaldırıldı. Senin lanet Osmanlının yabancılara verdiği imtiyazlar sona erdi.

Azer onca şey yazdık. Bu mu cevabın. Yok Lenin ödememiş. Yok Osmanlının borcuymuş. Sana cumhuriyetin ilk yıllarındaki şartlarla Avrupa'nın şartları neden farklı dedik.

Her zamanki gibi ''Lenin şöyle böyle yaptı'' diyorsun ahahahaha ne alakaysa.

Esas mesele borç değil zaten. Bunu anlasan meseleyi buradan devam ettiremye çalışmazsın.

Azer senin şu alıntı yaptığın mesajdan anladığın sadece savaş tazminatı mı?

tarihinde zorlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sıfırdan başlamak diye bir şey yok. Avrupa devletleri 2. Dünya savaşından sonra sıfırdan başlamadı. Onların yaptığına yaralarını sarmak, toparlanmak denir.

Neredeyse sıfırdan başladı diyebileceğimiz ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Yüzyıllar önce gerçekleşmesi ve zamana yayılması gereken devrimler daha önce yapılmadığı için

çok kısa bir zamanda hızla yaptırıldı.

Know-how anlamına elbette sıfırdan başlamadılar.

Ama örneğin savaşta kendileri kadar derin yaralar almamış olan diğer ileri ülkelere göre sıfırdan başladıkları doğrudur.

Bu gerçek, bir ülkenin doğru adımlarla ve şevkle çalışarak çok kısa zamanda büyük atılımlar gerçekleştirebileceğini kanıtlayan önemli bir tarihsel anekdottur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1923 yılında cumhuriyet Osmanlı devletinden ne devraldı? Sanayi tesisleri mi? Hiç bir şey yok. Sadece köylüler, savaş gazileri. Sistem falan yok

Biz okuldayken aynısını SSCB için söylerdiler. Çarlık rusiyasından hiç bir şey devr almamış, fakat SSCB dağılınca ve o tarih anlayışı silinince oğrendik ki, oğle değilmiş. SSCB çarlıktan çok şey devr almış. Belgeler öyle bir şey ki üzerinde oynanarak her şey yapıla bilir.

Mesela bu gun birisi çıkıp Türkiye bir şey yapmıyor derse, gazetelerde ve.s. filan yazarsa. 100 yıl sonra onu belge gibi kullanarak yaza bilirler 100 yıl önce TC hiç bir şey üretmiyordu. Evet şimdiki TC sanyaii seviyyesi Alman ya Fransadakı gibi değil ama hiç bir şey üretmiyoruz duyen de abartmış oluyor. Yani tarihçi kendi önyargılarına ya devletin resmi politikalarına uyarak tarihi istediği gibi yaza bilir.

daha bir misal SSCB yeni kurulurken tüm Çarlık öcüydü. tarihçiler de öyle yazıyordu, sonra Stalin geldi ve Çarlık tarihinin bir kısmını restavrasyonu yapıldı, yani Çarlık tümden kötü değildi, bir sistem olarak kötüydü. ama iyi şeyleri da vardı Mesela: Deli Petro, Aleksandr Nevski ve bir kaç Çarı rabilite ettiler. Kutuzov, Bagration, Uşakov, Suvorov ve.s kahraman yapıldı. Sonra Kruşşiev geldi. Stalinle şahsi adaveti var. Stalin Halk düşmanı, katill filan. Hatta Almanların hucum edeceğini bile bilmeyecek kadar yakın gören biri, sonra malum oluyor, Stalin biliyormuş (neyse şu uzun bir konu). SSCB dağıldı. Nikolay (Komunistlerin katl ettiği) en iyi Çar oldu. Yani tarihe böyle bakın. Yarın fikirlerinizin tam tersini ispat edecek belgeler ve alimler çıka bilir.

Yani insan ideolojik olarak önyargıların kurbanı olarak kendi ideolojisine uyan birinin fikirlerini ve belgelerini kabul ederek ötekileri tam inkar etmemeli. Tam tersi tüm kaynakları ve dış kaynakları okumalı sonra karara varmalıdır. Yok eğer o kapasitede değilse hiç bir şey söylememelidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

azer mustafayev

Laiklik mi rahatsız ediyor seni?

Senin ne garazın var Türk devrimine? Türkler devlet kurdu neden rahatsız oluyorsun? Ümmet yok Türk milleti var. Bundan mı rahatsız oluyorsun?

Nasıl bir Azerisin sen?

Ben cevap vereyim: Sen bir yobaz islamcısın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...