Jump to content

GÖLGEDEN MEDET UMAN ALLAH


Recommended Posts

Kuran'ın net, tarafsız, düzgün bir tercümesi ancak bir ateist tarafından yapılabilir.

Şu tercümeyi biri yazmazsa ben yazsam bari... Kepazelik yani, rezalet... Bir tane motamot, ne diyorsa aynısı, süslenmemiş yorum eklenmemiş yakıştırılıp yazılmamış kuran tercümesi yok yahu!

Hayır şimdi bakıyorum biri bir trecüme veriyor, süslü püslü cümleler... Cahil çöl yağmacılarının böyle kelam etmedikleri çok belli. Açıyorsun aslını, alakası yok. Aslı son derece odunca bir zırva... Süslemiş püslemişler, bir bota yarar bir şey söylemiş gibi göstermişler.

Bu yüzden şu Sığır Bölümü'nü tercümeye devam etsem iyi olacak... Kuran'da virgül yoktur. Onlar da sonradan eklenmiş bazı cümle sonları işaretleri hadi diyelim vardır. Aynen tercüme ediyorum.

Sığır bölümü devam pasajları:

6.) o kafirler var ya muhakkak onları korkutsan da korkutmasan da aynıdır iman etmezler.

7.) allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir gözlerinde de perde vardır. onlar için büyük azap vardır.

8.) ve insanların bir kısmı vardır ki allaha ve ahiret gününe inandık derler onlar inanmış değildir.

9.) allahı ve inanmış kimseleri aldatacaklar ve ancak kendilerini aldatırlar bilincinde değillerdir.

Aman neyse işte bu şekilde gidiyor, şunda bir keramet görecek ne var, hiç bir şey. Açılış bölümünde öfkelenilen sapıklar diye başlattığı ayrımcılık ve ötekileştirmeyi şiddetlendirerek sürdürüyor işte... Başka da ne yapacak... Tüm kuran bu minvalde gider. İçinde başkaca da hiç bir önemli konu yoktur. Böyle kafirler münafıklar müminler cennet cehennem azap pislikler hayvanlar hakaretler... Kuran'da başka da bir şey yoktur.

Gına getirtir aslında, bıktırır. Ülen aynı şey yüzelli kere de denmez ki bilader, bir başka konuya geç yahu... Kafirler cehenneme müminler cennete... Ülen başka bir mevzunuz yok mu sizin yahu... Tamam anladık, siz cennete gidecekmişsiniz biz cehenneme gidecekmişiz. Eeee! Başka derdiniz tasanız sıkıntınız yok mu sizin ulan cahil çöl yağmacıları!

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 332
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şu tercümeyi biri yazmazsa ben yazsam bari... Kepazelik yani, rezalet... Bir tane motamot, ne diyorsa aynısı, süslenmemiş yorum eklenmemiş yakıştırılıp yazılmamış kuran tercümesi yok yahu!

Hayır şimdi bakıyorum biri bir trecüme veriyor, süslü püslü cümleler... Cahil çöl yağmacılarının böyle kelam etmedikleri çok belli. Açıyorsun aslını, alakası yok. Aslı son derece odunca bir zırva... Süslemiş püslemişler, bir bota yarar bir şey söylemiş gibi göstermişler.

Bu yüzden şu Sığır Bölümü'nü tercümeye devam etsem iyi olacak... Kuran'da virgül yoktur. Onlar da sonradan eklenmiş bazı cümle sonları işaretleri hadi diyelim vardır. Aynen tercüme ediyorum.

Sığır bölümü devam pasajları:

6.) o kafirler var ya muhakkak onları korkutsan da korkutmasan da aynıdır iman etmezler.

7.) allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir gözlerinde de perde vardır. onlar için büyük azap vardır.

8.) ve insanların bir kısmı vardır ki allaha ve ahiret gününe inandık derler onlar inanmış değildir.

9.) allahı ve inanmış kimseleri aldatacaklar ve ancak kendilerini aldatırlar bilincinde değillerdir.

Aman neyse işte bu şekilde gidiyor, şunda bir keramet görecek ne var, hiç bir şey. Açılış bölümünde öfkelenilen sapıklar diye başlattığı ayrımcılık ve ötekileştirmeyi şiddetlendirerek sürdürüyor işte... Başka da ne yapacak... Tüm kuran bu minvalde gider. İçinde başkaca da hiç bir önemli konu yoktur. Böyle kafirler münafıklar müminler cennet cehennem azap pislikler hayvanlar hakaretler... Kuran'da başka da bir şey yoktur.

Gına getirtir aslında, bıktırır. Ülen aynı şey yüzelli kere de denmez ki bilader, bir başka konuya geç yahu... Kafirler cehenneme müminler cennete... Ülen başka bir mevzunuz yok mu sizin yahu... Tamam anladık, siz cennete gidecekmişsiniz biz cehenneme gidecekmişiz. Eeee! Başka derdiniz tasanız sıkıntınız yok mu sizin ulan cahil çöl yağmacıları!

Kuran'ın net tefsirini yapmak için içindekileri efsanelerin ana kaynağını da bilmek lazım hocam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıntılı tefsir olur o zaman... Şu hikaye burdan alınmış bu burdan alınmış hepsini alırsan hacimli bir kitap çıkar ortaya. Bir inceleme kitabı olur. Net, ne diyorsa aynen o, ne fazlası ne eksiği motamot bir tercüme çok gerekli. Böyle bir şey varsa da ingilizcedir, türkçe yok bildiğim kadarıyla.

Ne diyorsa o şeklinde bir tecüme kuran'ın çok sıradan bir yazım olduğunu apaçık ortaya koyar. Böyle bir şeyi kimse istemiyor. Kuran bir şeymiş sanılsın isteğiyle yazılmış tüm mealler. Meal demek bile yanlış... Ne demek meal... Sanki kuran'a has bir şeymiş gibi göstermenin arapçası... Meal demek bile kuran'a bir ayrıcalık vermek anlamına gelir. Kuran tercümesi adıyla çıkmalı bu kitap. Kısa bir şey olmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıntılı tefsir olur o zaman... Şu hikaye burdan alınmış bu burdan alınmış hepsini alırsan hacimli bir kitap çıkar ortaya. Bir inceleme kitabı olur. Net, ne diyorsa aynen o, ne fazlası ne eksiği motamot bir tercüme çok gerekli. Böyle bir şey varsa da ingilizcedir, türkçe yok bildiğim kadarıyla.

Ne diyorsa o şeklinde bir tecüme kuran'ın çok sıradan bir yazım olduğunu apaçık ortaya koyar. Böyle bir şeyi kimse istemiyor. Kuran bir şeymiş sanılsın isteğiyle yazılmış tüm mealler. Meal demek bile yanlış... Ne demek meal... Sanki kuran'a has bir şeymiş gibi göstermenin arapçası... Meal demek bile kuran'a bir ayrıcalık vermek anlamına gelir. Kuran tercümesi adıyla çıkmalı bu kitap. Kısa bir şey olmalı.

Hikayeyi bilmek lazım derken kopuk kopuk anlatıldığı için olaylar Kuran'da, okuyucu ne okuduğunu anlayamaz.Dipnot olarak vermek lazım en azından hikayenin orjinallerini,varyantlarını,kökenlerini .

tarihinde Tanah-Gospel Theologist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da ne demek olduğu hiç bir zaman bilinemeyecek ifadeler de var. Ven şakkal kamer... Ne demek ay yarıldı! Gülmekten mi yarıldı, "salağa bak, parmağını sallıyor bana yarılayım diye, ha ha haaaa çaaat lan gülmekten yarıldım şu salağa haaa! Yardı valla da beni ülen bu herif!"

Vema rameyte iz rameyte... Ne attı ulan bu herif, attı da kim tuttu, ne oldu ne bitti belirsiz... Ok attı da kafirin tam poposuna mı saplandı ne oldu... "Oy anaaam vay damına kiremit kodumun muhammedi popodan mı vurulur lan tam da" mı dedi! Ne yani mevzu! Belli değil.

"Kevaiba etraba... Bu ne demek şimdi... Eşit yükseltiler mi, eşit kabartılar mı, eşit tepeler mi, eşit taneler mi... İkizlere takke mevzusu mu, yoksa daha güney bölgelerdeki eşit kabartılar mı... Karı kız mevzusu mu meyve sebze mevzusu mu... Ne bu şimdi...

Böyle yani... Bu ne idüğü belirsiz saçma sapan ifadeleri mealci sahtekarlar bir halta yarar bir şeymiş kılığına sokar, pazarlar, kakalar yuttururlar. Gerçekte hiç bir özelliği olmayan son derece sıradan adi anlatımlardır.

Ülen bu eyüp denen adam karısına bir demet sapla niye vurdu? Bunun bile açıklaması olmayan, ama yahudiler nasıl bir sığır keselim diye soru üstüne soru sordular, neredeyse musa ikide bir allaha ya allaam tamam keselim diyorlar sığırı ama, nasıl bir sığır olsun diye sorup duruyorlar, hay ebenizden de keseceğiniz sığırdan da başlayacam artık deme kıvamına geldiğini uzun uzadıya anlatan bir metinden bahsediyoruz.

Madem her konuyu böyle es geçecektin, bu sığırın rengi, boyu posu, çifte koşulup koşulmadığı, alacası belecesi boynuzu kulağı neden bu kadar önemli!

Rezalet yani, kepazelik... Bir mirası düzgün paylaştırama, sonra tut sığırın ayrıntılarını bir sayfa anlat, bir de koca bir bölüme sığır bölümü adını ver...

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu sığır hikayesinde tanrının önceden karışıklığı görememesi ve yapılan pazarlık, muhonun musadan gaz alıp namaz pazarlığı yapmasına benziyor :)

demek yahudilerin ticarette iyi olması musadan geliyor. adamların işi gücü pazarlık :D

Aslında İbrahim hikayesine bakarsak Tevrat Yaratılış Kitabı'ndaki ondan da önce geliyor.

Tanrı Sodom-Gomorra'yı (ve diğer 3 şehri) yok edecekken önce diyor 50 kişi bulursan yok etmekten vazgeçeceğim bu şehirleri.

İbrahim diyo işte Tanrım 45 kişi bulursam yine yok mu edeceksin? Tanrı diyor tamam 45 de olur

İbrahim yani 5 kişi bulamadım diyelim 40 kişi olsa 5 kişi yüzünde yok mu edeceksin bu şehirleri.Tanrı diyor tamam 40 kişi de olsa yok etmeyeceğim doğru kişi bulursan 40 kişi.

İbrahim 30'du 20'di derken böyle böyle 10'a indiriyor. Tabi 10 kişi bile bulmayınca şehirler yerle bir ediliyor Lut ailesi dışında (bir de Lut'un karısı arkaya bakma dediği halde baktığı için tuz kesiliyor.

Yani pazarlık öyküsü yine Musa'nın yazdığı söylenen Yaratılış Kitabı'ndaki İbrahim'le başlıyor.

tarihinde Tanah-Gospel Theologist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Lut'un karısı arkaya bakma dediği halde baktığı için tuz kesiliyor.

Bu da mı var! Demek Lut Gölü ondan mı aşırı tuzluymuş! Okkalı kadınmış heral! Kadını göle mi atmışlar! :D

Lan ne masallar yahu... Bir de Yunan mitolojisi derler... Kendi gözünde mi neresindeki merteği görmez, elin gözündeki çöple uğraşır bunlar...

Yok ama şimdi hadiste var diyorlar karısı lut için bunadı bu, sabaha kadar namaz kılıyor, benimle hiç vakit geçirmiyor bu bunak diye konuşuyormuş orda burda... Feto mu hangi zırvacı bu kadın için tam "nuşuz"un mütecessim hali filan diyordu yanlış hatırlamıyorsam... Herif karıyı harcamayı kafaya koymuş zaten!

Sen ortada kimseyi koyma, herkesi öldür, sonra da kızlarınla arayı bul... Topu manyak bunların... Hepsinin de aile sorunu var. Yok biri onca hayvanatı doldurur, bir oğlunu bindiremez gemiye, biri tutar oğlunu kesmeye kalkışır... Biri kız kardeşini karısı yapar... Topu üşütük, topu kafadan sakat... :lol:

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Neyse ben Sığır bölümünü tercümeye devam edeyim. Belki böyle böyle gerçek bie tercüme oluşur. En son 9. pasajı tercüme etmiştim.

10.) kalplerinde hastalık vardır. allah hastalıklarını artırır. acı azap onlaradır.

11.) onlara yeri bozmayın denilir. gerçekten biz düzelticileriz derler.

12.) dikkat gerçekten onlar bozuculardır ancak bilincinde değillerdir.

13.) ve onlara halkın inandığı gibi inanın denilir akılsızların inandığı gibi mi inanalım derler. dikkat gerçekten akılsızlar onlardır fakat bilmezler.

14. ) inananlarla karşılaştıkları zaman inandık derler. şeytanlarına kavuştuklarında. gerçekten sizinleyiz muhakkak biz alay ediyoruz derler.

15.) allah onlarla alay eder isyanlarında onlara zaman tanır bocalarlar

16.) Onlar doğruluk yerine sapkınlığı satın almış kişilerdir. ticaretleri karlı değildir doğru yolu bulamamışlardır.

İkinci sayfayı bitirdik, kuran'da kerametli hiç bir söz göremedik. Son derece sıradan bir anlatım görüyoruz. Belagatli fesahatli diye üfürdükleri kuran son derece sıradan bayağı bir anlatıma sahip. Habire verip veriştiriyor. Tehdit ediyor, aşağılıyor, ötekileştiriyor. Başka hiç bir şey yaptığı yok. Böyle başlayan bu kitaptan düzgün güzel bir şey beklemek boşuna. Böyle devam eder. İnanç ayrımcılığından başka bir şey bulamazsınız satırlarında...

Aslında "ela" sözcüğünü "dikkat" diye çevirdim ama bu bile demek değildir. Ela bir nidadır, uyarı nidasıdır, en iyi karşılığı "hişşşt" tir. Ama yazı diline uymadığı için hişşşt yazamayacağımdan dikkat yazmayı tercih ettim. Bu yani işte, kuran kuran dedikleri bu kadar sıradan bir şey...

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sığır mevzusuna gelinceye kadar biraz sayfa var. Konuyu bir kuran tercümesine dönüştürmek olabilir mi bilmiyorum. Bildiğim, bu konuda büyük bir açık olduğu. Olandaki bütün kuran tercümeleri süslenmiş, püslenmiş, pazarlanmış metinler. Motamot, olduğu gibi süslemeden çevrilmiş hiç tercüme yok. Böyle bir tercümenin yazılması şart. Motamot çevirdiğiniz zaman çok sıradan olduğunu görüyorsunuz. Tüm kuranı tercüme etsek buraya kadarkinden fazla bir şey ortaya çıkmaz. Kafirlere, münafıklara verip veriştirmeden başka bir şey yoktur. Ama yine de tamamının tercüme edilmesi gerekiyor. Her sayfa birbirinin tekrarı olsa da...

Bu tarz üzere gittiği için, kuran hakkında özet olarak ne dersin denirse, söylenecek şudur: İnanç ayrımcılığı üzerine kurulu bir metindir. Tamamı, ilk açılış bölümünde olduğu üzere inanç ayrımcılığı üzerinden gider. Anlattığı hikayeler de bunun üzerine kuruludur. Koyduğu kurallar da bunun üzerine kuruludur. Sürekli ayrımcılık yapar. Kafirler münafıklar cehenneme, allah yalanına kananlar cennete... Kafirler şöyle kötü böyle kötü... İnananlara şöyle mükafat böyle mükafat... Başka hiç bir mevzu yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı bölümün 4. sayfası:

17.) onların örneği ateş yakan kişinin örneği gibidir. böylece etrafını aydınlatır allah ışığını giderir onları karanlık içinde bırakır görmezler.

18.) sağır dilsiz kördürler onlar dönmezler.

19.) veya içinde karanlıklar ve gök gürlemesi ve şimşek olan gökten yağmur gibidir. yıldırımlardan ölüm korkusu ile parmaklarını kulaklarına yaparlar. allah kafirleri kuşatandır.

20.) şimşek neredeyse gözlerini alacak. her çevrelerini aydınlattığında yürürler. karanlıkta dikilirler. eğer allah dileseydi işitmelerini görmelerini giderirdi. muhakkak allah her şeye kadirdir.

21.) ey insanlar rabbinize ibadet edin ki sizi ve sizden öncekileri yarattı umulur ki çekinirsiniz.

22.) o ki sizin için yeri döşek yaptı ve göğü kurdu. ve gökten su indirdi onunla sizin için rızık ürünler çıkardı . artık biliyorsunuz allah için benzerler yapmayın.

23.) ve eğer siz kulumuz üzerine indirdiğimiz şeyden şüphe içinde iseniz bir bölümün benzerini getirin. ve eğer doğrulardan iseniz allahtan aşağı şahitlerinizi de çağırın.

24.) eğer yapamazsanız hiç yapamayacaksınız yaktığı taşlarla insanlar olan ateşten korkun. kafirler için bekliyor.

Değerlendirme:

Kurana inanmayanlara tehditler, aşağılamalar ve hakaretler bu sayfada da sürdürülüyor. Daha kaç sayfa böyle gidecek diye merak edenler için, sonuna kadar gidecek. Bu tehdit, aşağılama ve hakaretler son sayfaya kadar bitmeyecek.

Şimşek çaktığında yürüyen ve karanlıkta dikilen insanlar örneği fena sayılmaz. Bu iyi bir örnekleme diyebiliriz. Anlatım basit ver kötü, bir adım ancak atıp sonra öylece kalakalırlar, şimşekten hem korkarlar hem ışığında yürümeye çalışırlar gibi daha iyi bir anlatım olabilirdi. Parmaklar kulaklara yaparlar ifadesi son derece tuhaf. Bu arapçada böyle söylenir diye bir mazeret olmaz. Öyle de söylense, edebi bir metin bunu güzel bir kelime bularak ifade eder. Celae yani yapmak fiili kuranda yerli yersiz çok kullanılır. Bu affedilemez bir basitlik ve sıradanlık.

Yerin döşenmesinden ve üzerine göğün kurulmasından, yeri düz ve göğü bir kubbe zannettikleri anlaşılıyor. Gök cam bir küre zannedilirdi o zamanlarda. Atmosfer ve uzay ayrımı bilinmiyordu. Cam milattan çok önce biliniyordu, yarım küre biçiminde cam kapak fikri, su üzerinde yüzen hava kabarcıklarına bakarak uyanmış olabilir. Zaten yer de olasılıkla denizde yüzen büyük bir ada olarak düşünülmüştür. Denizlerin yeri çepeçevre kuşattığı ve sınırın deniz olduğu düşünülmüştür. Bu durumda su sonsuz olma durumunda ama bu bir sorun oluşturmaz. Çünkü kuranda yer ve gök yaratılmadan allahın tahtının su üzerinde olduğu iddia edilir. Su da allah gibi sonsuz olarak düşünülmüş olabilir. Zaten sınır şurası deseniz ondan onra ne var denecek. O yüzden daha hiç bir şeyi yaratmadan allah ve bir de su var şeklinde düşünmüşler.

Su üzerindeki hava kabarcıklarının patlamasını kıyametin örneği olarak düşünmüş olabilirler. Günümüzde de sabun köpüğü veya su kabarcığı evrenler modeli var.

Son olarak değerlendirmeye alınacak konu, kuranın benzerini yapamazsınız iddiası. Doğrudur, yapılamaz. Das Kapital de yeniden yazılamaz. Bu Das Kapital'i allah yazdı demek değildir. Tarihsel olgular, kendilerini yaratan sürecin ürünüdürler. O şartlar yeniden oluşturulamaz. Değişim esastır ve kaçınılmazdır. Yoksa kuranın aynısını yazmak son derece kolay. Ama kuranın yarattığı tarihsel etkiyi tekrarlamak olanaksızdır. Kırmızı başlıklı kız masalının mavi başlıklı kız diye benzerini yazabilirsiniz. Ama bunun tarihsel süreçte toplumun anonim olarak yarattığı o masalın yerini tutmasından asla söz edilemez.

Tarihsel süreçte allah diye bir tanrı ortaya atılmış ve ona tapınılmış, tapınılıyor. Bugün artık ben de gmulanh diye bir tanrı ortaya atayım desen kimse tapınmaz. O süreç geçti artık.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı bölüm Sayfa: 5

25.) iman edip düzgün iş yapanlara muhakkak onların altından ırmaklar akan cennetlerde olduklarını müjdele. onun meyvelerinden her rızık verilişinde bu önceki rızkımız diyecekler ve benzeri verilmiştir.

26.) allah sivrisineği veya üstündekini örnek vermekten utanmaz. ancak inananlar ki rablerinden bir hak olduğunu bilirler. fakat kafirler ki allah bununla ne murat etti derler. çoğunu onunla saptırır ve çoğunu onunla doğrultur. onunla günahkarlardan başkasını saptırmaz.

27.) onlar sözleşmeden sonra allahın ahdini bozanlardır. allah ne emrettiyse onların bağını keserler ve yeri bozarlar. onlar zarar edenlerdir.

28.) sizler ölüler iken sizi dirilten allahı nasıl inkar edersiniz. sonra sizi tekrar öldürecek tekrar diriltecek ve ona döneceksiniz.

29. o sizin için yerdekilerin hepsini yaratandır sonra göğe yerleşen ve yedi gök olarak düzenleyen. o her şeyi bilir.

Değerlendirme:

Cennet tasviri kötü... Anlatımdan cennetliklerin aynı meyvelerin verilip durmasından bıkıp usanacakları anlamı da çıkarılabiliyor. Son derece yetersiz ve kötü bir anlatım.

Sivrisinek örneği, büyük küçük, önemli önemsiz diye bir ayrım olmadığının iyi bir anlatımı sayılabilir. Bağları kesme anlatımı kötü. Burada güzel bir anlatım yapılabilirdi. Bir yandan akrabalık bağlarına, bir yandan doğa ile allahın bağını koparmaya, olayları allaha bağlamamaya filan atıfta bulunarak etkileyici bir anlatım yapılabilirdi. Bağlardan ve onları kesmekten söz edildiğinde özlü güzel ve edebi bir anlatımın tam yeriydi ama hiç becerememişler. Hiç olmamış, berbat... Bir konu ancak bu kadar berbat edilebilir.

Bağlardan kasıtın çok geniş anlam içerdiği savunulabilir ve onları kesmenin anlamının da çok geniş olduğu söylenebilir elbette. Fakat bu anlamlara bir kaç kelime ile özlü şekilde atama yapılmazsa edebi bir anlatım ortaya konmuş olmayacaktır. Ne gibi örneğin? "Akrabalarla olan bağlardan, tüm yeryüzü canlıları ile olan ilişkilerine kadar ve bunların tümünün de allahla olan bağını koparmak"tan bahsedebilirdi. Bu etkileyici, edebi ve güzel bir anlatım olurdu. Hiç becerememişler, kompozisyon birinci yazılı: 0

Bu hiç bahsedilmemiş konulardan, süsleyici püsleyici mealciler uzun uzun bahseder. Hepsi kendi uydurmalarıdır, kuran'da hiç öyle bahisler yoktur.

Yerin yaratılıp sonra üzerine katlar halinde göğün düzenlenmesi hakkında ne diyebiliriz, tam bir fecaat, skandal yani, rezalet. Bilime bu kadar aykırı bu kadar gerçek dışı bir cehalet örneği daha bulmak zor değil aslında, daha çok var da, bu iyi örneklerden biri...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayfa: 6

30.) rabbin meleklere demişti ki muhakkak ben yerde bir halife yapacak olanım. orada bozguncu kimse mi yapacaksın orada kan dökecek dediler. ve biz seni senin övgünle yüceltiyoruz seni kutsuyoruz. ben sizin bilmediklerinizi bilirim dedi.

31.) ve ademe her şeyin isimlerini öğretti sonra meleklere göstererek eğer doğrucular iseniz bana bunları isimleri ile bildirin dedi.

32.) seni beri tutarız ancak öğrettiklerinden başka bildiğimiz yoktur dediler. muhakkak sen bilgin ve karar vericisin dediler.

33.) ey adem onlara bunların isimlerini bildir dedi. onların isimlerini bildirdiği zaman, size muhakkak ben yerlerin ve göklerin bilinmeyenlerini bilirim demedim mi dedi. ve açıkladığınız ve gizlediğiniz ne varsa bilirim.

34.) ve meleklere adem için secde edin dedik iblis hariç hemen ettiler. kaçındı ve büyüklendi ve kafirlerden oldu.

35.) ve ey adem sen ve eşin cennete yerleşin dedik ve ikiniz onun dilediğiniz yerinden bolca yeyin. ve bu ağaca yaklaşmayın o zaman zalimlerden olursunuz.

36.) o zaman şeytan oradan ayaklarını kaydırdı içindeki her şeyden oldular ve biz bazınız bazınıza düşman olarak inin dedik ve sizin için belli bir zamana kadar geçinmeniz kararlaştırılan yere.

37.) ve adem rabbinden kelimeler aldı ve ona tevbe etti. o tevbeleri çok kabul eden ve çok koruyandır.

Değerlendirme:

Burada anlatılan olay ortadoğuda çok standart bir anlatım olduğu için çok özet geçilmiş bir anlatım izlenimi var. Çok bilinen bir şeyi detaylandırmaktan kaçınılmış havası taşıyor. Kısaltılabildiği kadar kısa geçilmiş.

Oysa edebi bir metinden, o güne dek anlatılmamış bir tarzda yeni bir yorumla çarpıcı bir anlatım ortaya koyması beklenir. Burada hiç böyle bir durum yok. Öyle bir anlatmalı ki, bu olay şimdiye kadar hiç böyle bir açıdan böyle bir yorumla anlatılmamıştı dedirtmeli.

Bunu yapmak yerine, bilindik bir konuyu olabilecek en kısa şekilde özetlemek tercih edilmiş. Bu da sıradan bir anlatım ortaya çıkarıyor.

İşin başka bir yönü, sadece ademi yaratacağından bahsetmesi, eşinin cennete girme esnasında ortaya çıkması. Bu son derece kötü. Kötünün ötesinde berbat. Eşine verilmiş en küçük değer yok. Her şey adem etrafında dönüyor. Bu utanç verici bir cinsiyet ayrımcılığı. Ademle eşine secde ettirmek filan hiç söz konusu bile edilmiyor, eşine bir şey filan hiç öğretilmiyor, hepsi adem... Bu çok berbat bir rezalettir.

Tam ilkel bir vahşi kafası ile yazılmış bir metin. Ne zaman cennete girilecek, eşten ancak ve lütfen o zaman bahsediliyor. Skandal yani, yüz karası bir anlatım. Tevbe etmesi öğretilen de adem. Tam bir kadının adı yok durumu var. Ademin adı veriliyor, eşinin adından bile bahsedilmiyor. Kepazelik, yüz kızartıcı bir ayrımcılık, daha başka bir söz etmeye de gerek yok.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada bir dipnot koymak gerekiyor: Kuranda gereksiz bir şekilde çok fazla ceale (yapmak) fiili kullanımı bu sayfada da devam ettiği gibi, dikkat çeken bir başka aşırı kullanım da "ve" bağlacının kullanımı. Bıktırıcı, anlatımı bozucu, anlamı katledici bir şekilde ve ve ve ve deyip duruyor. 36. pasajdaki anlam bölünmesi dikkat çekici. Tercümeyi bu şekilde yapmak zorunlu, çünkü "inin ordan" denmesiyle "yerin geçim yeri olması" anlamları kesintisiz verilmesi gerekirken ve ile bölünmüş.

Doğru şekilde ve ile bölünmeden yazılmış olsa düzgün bir tecüme yapılabilecek ve şöyle yazılacaktı tercümesi:

36.) ve biz bazınız bazınıza düşman olarak sizin için belli bir zamana kadar geçinmeniz kararlaştırılan yere inin dedik.

Yani anlatım aşırı bozuk. Tercüme ederken bile insan anlamı toparlamakta zorlanıyor. Bir şey demeye çalışıyor ama ne demeye çalışıyor diye bulmaca çözdürüyor. Son derece bozuk bir anlatımı var. Hayır iki lafı bir araya getirip bir cümlenin belini doğrultamayan cahil çöl yağmacılarının kuran yazmaya kalkışacak ne yetenekleri var da kalkışmışlar ne bileyim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayfa: 7

38.) inin ordan hepiniz dedik. zamanı olunca size mutlaka benden doğrultma gelecek kim doğruma uyarsa artık onlara korku yoktur onlar hüzünlenmezler.

39.) ve ayetlerimizi yalanlayanlar işte onlar ateş edinenler. onlar orada sonsuzdurlar.

40.) ey israil oğulları nimetimi anın ki sizi ben nimetlendirdim ve sözümle bağlı kalın sözünüzle davranayım ve sadece benden korkun artık.

41.) ve benim indirdiğim yanınızda bulunanı onaylayana inanın ve onu saklayanın ilki olmayın. ve ayetlerimi az bir bedel karşılığı satmayın. sadece benden çekinin.

42.) doğruyu yanlışla giyindirip doğruyu gizlemeyin ve siz biliyorsunuz.

43.) namazı kılın zekatı verin eğilenlerle birlikte eğilin.

44.) insanlara iyiliği mi emredersiniz ve kendinizi unutursunuz ve kitabı okuyorsunuz. o halde akıl etmiyor musunuz.

45.) sabır ve namazla yardım dileyin. ve muhakkak ki o korkanlardan başkasına çok büyüktür.

46.) onlar ki onların muhakkak rablerine kavuşacakları ve ona dönecekleri zannındadırlar.

47.) ey israil oğulları nimetimi anın ki sizi ben nimetlendirdim ve sizi alemlere üstün kıldım.

48.) nefisten nefise bir şey ödenemeyen ve ondan yardım kabul olunmayan ve adalet satın alınamayan ve onlara yardım edilmeyen günden korkun.

Değerlendirme:

Yanınızda bulunan derken kastedilen Tevrat'ın herhangi bir değişikliğe uğradığına dair bir konudan söz edilmeyişi ilk dikkat edilecek nokta. Elinizde bulunanı onaylamak demek, değişiklik diye bir sorun yok anlamına gelir.

Allaha kavuşma konusunda "zan" kelimesinin kullanılması acayip gelebilir. Türkçede zannetmek yanılmak, yanlış bilmek gibi anlamlarda kullanılıyor fakat arapçada bu kelime anlama, hissetme anlamında da kullanılmaktadır.

Bu sayfadaki en dikkat çekici konunun apaçık ırkçılık yapılması olduğu kesin. Bir ırk için alemlere üstün kıldım ifadesi kesin, net, apaçık ırkçılıktır. Böyle bir şey söylemenin başka açıklaması yoktur.

Yani müslümanların iki önemli iddiası, bir tevratın tahrif olması iki islamda ırkçılık olmadığı, bu iddiaların geçersiz olduğu apaçık görülmektedir. Bunlar kuran'a uygun iddialar değiller. Açıkça kuran'a aykırı iddialar.

Az bir bedelle satmayın ifadesinin yerinde olmadığı da başka bir konu. Demek iyi bir fiyat verirlerse satabilirsiniz anlamı çıkar ki, bu yanlış bir ifade. Hiç bir biçimde, hiç bir şey karşılığında satmayın demesi gerekiyordu.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nahl 102 miydi neydi o ayet Kuran'a göre Tevrat'ın tahrif olmadığını yüzde yüz bir şekilde kanıtlıyor.

Bu ayette nesih olayından bahsediliyordu. Muhammed Tevrat'taki bazı hükümlerin yerine yeni hükümler getirince Yahudiler onunla dalga geçiyor, sen uydurukçusun diyorlar.

Niye? Çünkü Muhammed ellerindeki Tevrat'ı da onaylıyordu. Buna rağmen bazı yeni hükümler getirdiğini iddia ediyordu.

Eğer Muhammed Tevrat'ın tahrif edildiğini iddia etmiş olsaydı, Yahudiler onu kale almazdı. Farklı hükümler getirmesini normal karşılarlardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Tevratın değiştirilip değiştirilmediği bizim açımızdan önem taşımıyor. Elbette değişmiştir, kuran da elbette değişmiştir. Ama önemsiz. Çünkü yakın bir zamanda değişiklik yapılmadığı çok açık. Yoksa "kuarkları, elektronları, atomları, protonları ve galaksileri, nebulaları ve hidrojenle helyumu yaratan..." diye bir ayet olurdu.

Önemli olan, müslümlerin yaygın biçimde tevratın değiştirildiğini iddia etmelerinin bu ayetle çeliştiği. Değişti dese niye onayladığını söylesin. Değiştirildi dese reddederdi, onaylamazdı. Değişen yerleri hariç onayladığımız yazardı en azından.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...