Jump to content

GÖLGEDEN MEDET UMAN ALLAH


Recommended Posts

Müslümlerin tevrat değiştirildi iddiasına kalkışmalarının nedeni, yeni bir kitap "inmesi" için bahane yaratmak istemelerinden kaynaklanıyor. Allahlarının yetersiz tevrat "indirmiş" olduğunu ve düşünüp daha iyisini "indirdiğini" iddia edecek halleri yok. Denebilir ki insanlar gelişti, yeni hükümler lazım oldu, hayır. Bu inandırıcı olmaz. Çünkü değişen gelişen bir toplum yapısı yok ortada. Yine aynı kılıçla, okla mızrakla birbirini öldüren birtakım vahşiler. Bunlara ne yeni hüküm lazım olacağı!

Bu yüzden tevrat değiştirildi, bozuldu, o yüzden kuran "indi" iddiasına mecbur kalıyorlar, ama sorun o ki bu iddia kuran ile çelişiyor! Kuran ise düpedüz allah düşündü, dur lan ben bu deveyi niye haram ettiydim, vazgeçeyim deve helal olsun, sadece domuz kalsın yeter diye düşünmüş şeklinde yazılmış. "Lan sahi ben bu içyağını da niye haram etmişim yahu? Dur lan bunu da kaldırayım, salak zamanıma denk gelmiş" dedi şeklinde yazılmış bir kuran var ortada!

Zaten kuran bu kadar bayağı bir şekilde düzenlendiği için, müslümler kuran'ın rağmına olarak sürekli kuran'ı olduğunun tam tersi sunmak zorundadırlar. Kuran inanç, statü, cinsiyet ayrımı yapan berbat ilkel bir metindir, bunlar insancıl bir kitaptır diye yutturmaya yırtınırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 332
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Araplar matematikle ilgilenmediler. Ortadoğu'da Mezopotamyalılar zigguratları, Mısırlılar piramitleri trigonometri kullanarak yaptılar ama Hz Muhammed zamanında, trigonometrinin ne olduğunu seçkin aristokrasi dışındaki araplar bilmiyor olabilirlerdi. Çünkü araplar kendi elleriyle allaha yaptıkları evinin duvar genişliklerini farklı yapmışlar. Kabe duvarlarının genişlikleri eşit ölçülerde değildir. Hadi metre bulamadın, insan bir çırpı ipi atarak duvar ölçülerini eşitleyebilirdi yinede ama yapmaışlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir güneş takvimine kafaları basmamış kişilerden bahsediyoruz. Güneş takvimi taş devrinde keşfedilmiştir. Bunlar taş devrinden de geri. Araplar güneşten hiç hazzetmezler. Ay ve yıldızlardan hoşlanırlar. Güneş doğarken namaz kılmayı şirk sayarlar. Ay doğarken kılmakta beis görmezler. Bunların mevsimle hiç mi işi olmazdı denirse, kolay... Mevsimler çok kaydığında ayları değiştiriverirlerdi tamam. Ay dolunay olduğunda ben rebiülevvel ayıyım yazmıyor ya alnında... Değiştir gitsin.

Bir ay ile güneşin hareketlerinin çakışmadığını kavrayamamışlar. Taş devri insanı ise sadece yılda 6 saatlik fazlayı hesaplayamadı. Onun da farkına Romalılar vardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Sayfa: 8

49.) hani sizi kötü azaba uğratan oğullarınızı kesip kadınlarınızı sağ bırakan firavun soyundan sizi kurtarmıştık bunda rabbinizden büyük bela vardı.

50.) hani denizi ayırmıştık sizi kurtarmış firavun soyunu gözünüzün önünde boğmuştuk.

51.) hani musa ile kırk gece için sözleşmiştik sonra buzağıyı edinmiştiniz ondan sonra zalimlerden oldunuz.

52.) sonra sizi bundan dolayı affettik şükredersiniz diye

53.) şükredin diye musaya tevratı ve ayırıcıyı verdik 

54.) hani musa kavmine dedi ki ey kavmim muhakkak siz buzağıyı edinerek kendinize zulmettiniz rabbinize tevbe edin kendinizi öldürün bu rabbinizin yanında sizin için hayırlıdır tevbenizi kabul etti muhakkak o tevbeleri kabul eden esirgeyendir o.

55.) hani demiştiniz ki ey musa biz açıkça allahı görmedikçe sana inanmayacağız bunun üzerine bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı.

56.) sonra şükredin diye ölümünüzden sonra sizi dirilttik.  

57.) bulutu üstünüze gölge yaptık ve üzerinize menn* ve bıldırcın indirdik. ne rızık verdiysek temizinden yiyin. bize zulmetmediler ve lakin kendilerine zulmedenlerden oldular.

*Menn kudret helvası olarak tercüme edilir. Bitkisel kökenli şekerli bir özsuyundan elde edilir.

Değerlendirme:

Bilinen tarih kesitinde İsrail’in eziyetler gördüğü olayı burada da destekleniyor. Hemen bu eziyetten nema çıkarma çabasına giriliyor. Şimdi eğer bu deniz yarıldıysa, yani bir mucize gerçekleştiyse, bu insanların Musa’nın sözünden çıkmaları olanaksızdır. Böyle bir olay gören insanlar artık ölümüne bağlılık gösterirler. Çünkü firavunu boğdu bunları kurtardıysa gözlerinin önünde, tepesi atarsa döner bunları öldürür. Zaten de öyle iddia ediyor, yıldırım çarptırdık diyor. 

Bunların uyduruk efsaneler olduğu son derece açık. Böyle mucizeler olduysa sürekli olması lazım. Çünkü mucize görmeyenlerin suçu kabahati ne? Onlar mucize görerek inandı da ben niye hiçbir şey görmeden kafadan inanacağım? Böyle adaletsizlik olmaz. Bu açık ve kesin biçimde, efsane anlatıp sonra da uyduruk efsanelere dayalı taleplerde bulunma sahtekarlığı.

Biri size gelse, “ben babanı ölümden kurtarmıştım” dese, e sağol yani, eksik olma. “Ama işte ona karşılık bana elli bin lira vermelisin!” Böyle bir saçmalık olmaz. Babamdan isteyeydin dersin yani, hangi akıl fukarası parayı öder?

Neymiş yıldırım çarpmış da tekrar dirilmişler. Böyle saçma sapan masallar anlatmak ve bunları ciddi ciddi iddia ederek anlatmak utançtır yani, yüz karasıdır. Böyle hiç yüzü kızarmadan yalan söylemek her insanın yapabileceği bir iş değildir.

Daha size helva verdik bıldırcın verdik der demez öfkesinden sabırsızlığından hemen zulmettiler bilmem ne diye söylenmeye başlıyor. Ya adam bir sabret, yemekleri beğenmediler de, biz bunu istemeyiz dediler de, ondan sonra başla söylenmeye! Direk kafadan daha açıklama yapmaya sabredemeden homurdanmaya başlıyor. Böyle kafadan direk de mevzuya girilmez ki! Bozuk anlatımın yeni örneklerini her sayfada görmeye devam ediyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Edit butonu çalışmadı. Şunu eklemem gerekiyordu: Nefsi öldürmek kendini düzeltmek olarak yorumlanır. İslamda sanki içerde ikinci bir nefis adlı varlık varmış gibi düşünülür ve bu nefis bir tür hayvandır. Bunun öldürülmesi ve dolayısıyla ıslah olma önerilir. Bu ne tür bir bakış açısıdır, eleştirisine girmeyeceğim. Psikolojideki süperego kavramı ile bunun arasında belki bir paralellik bir ölçüde kurulabilir. Ama bu bakış açısının ilkel olduğu kesin. İnsanın kökeninin hayvan olduğunun itirafı aslında. Tasavvuf bunu ayrıntılandırmaya, temellendirmeye çalışmıştır ama ortaya konmuş ciddi bilimsel dişe dokunur bir mevzu yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

3 dinde olan haramları değiştiren tanrılar, aynı tanrı değiller democrossian, ondan öyle haram yiyeceklerin değişkenliği. Musa'nın Yahve, İsa'nın Rab, Muhammed'in Allah dediği tanrılar, birbirinden sadece peygamberleriyle konuştukları dil ile ayrışmıyorlar, 3 tanrının ilgi sahaları ve yetenekleri de farklı farklı. Örneğin İsa'nın Rab dediği tanrı, kadınlar uysal olsunlar dedikten sonra, kadınlarla ve cinsellikleriyle ilgilenmemişken, Muhammed'in Allah dediği tanrının en ayırt edici özelliği kadınların kiminle cinsel ilişkiye gireceği olmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Kuran'ı yazan cahil çöl yağmacılarında bir azıcık zeka olsa, madem nefis diye böyle bir şey ortaya attınız, bunu biraz geliştirir, ortaya yaratıcı bir fikir koyarlardı. Şimdi bu nefis denen şeyi öldürün dediğine göre bu kötü, fazlalık, zararlı bir şey olmalı değil mi. İnsanın hayvani yönü gibi bir şey. Tamam güzel, burdan geliştirin mevzuyu, saçma sapan yok ademi balçıktan yarattık yok cart curt diye eskilerin masallarını sayıklayacağınıza, yeni bir fikir yaratın. Örneğin "hayvanlar idiniz sizi biz insan yaptık" dese yani şimdi tadından geçilmezdi. Kuran böyle bir şey diyecekti, tamamdı yani, bunu iyi bir şeyler bilen bilge birileri yazmış derdik.

Bu anlatım bir kere ensest sorununu çözerdi. Akla yatardı, mantıklı olurdu. Anlamlı olurdu ve etkileyici olurdu. Bundan ne zarar çıkardı, hiç bir şey. Son derece güzel olurdu. Evrimi önceden haber vermiş der, büyük saygı duyardık.

 

Müslümlerin ikide bir sayıklayıp durdukları "imtihan sırrı" filan da güme gitmezdi, evrimi önceden haber vermiş diye bunu allah gönderdi diyecek halimiz yoktu. Ama bilge birileri yazmış bunu derdik.

Asıl bu şekilde "imtihan" güme gidiyor, ülen bunu cahilin cahili odunların yazdığı kabak gibi meydanda,  böyle imtihan mı olur? Bu imtihansa, bunu sonucu belli: Allah yok din yalan. Bu son derece açık. Bu kuranı allah filan yazmış olamaz yani, böyle bir olasılık sıfır. Bunu doğru dürüst bir şeyler bilen birileri yazmamış ki allah yazsa!  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayfa: 9

58.) hani şu beldeye girin ondan dilediğinizce bolca yeyin kapısından secde ederek ve hıtta diyerek girin biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım iyilere daha fazlasını vereceğiz demiştik.

59.) sözü onlara söylenenden başkasıyla değiştirenler ki zalimlerdir günahkar oldukları için gökten iğrenç azap indirdik.

60.) hani musa kavmi için su istemişti biz de asanı taşa vur demiştik. ondan oniki göz fışkırmış her aile içeceğini bilmişti. allahın verdiği gıdadan yeyin için ve yerde bozgunculuk sınırını aşmayın.

61.) hani ey musa biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız hemen rabbine yalvar bize yerden biten sebze kabak sarımsak mercimek soğan versin demiştiniz. İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz demişti. geri dönün mısıra orada istedikleriniz var. üzerlerine fakirlik vuruldu ve allahın öfkesine uğradılar. bu muhakkak onların allahın ayetlerini inkar etmeleri ve elçilerini haksız yere öldürmelerinden oldu. bu isyan etmelerinden ve haddi aşmalarından oldu.   

Değerlendirme:

Burada kesinlikle bir işgal ve yağmadan bahsetmektedir. Müminlerden bir beldeyi ele geçirip yağmalamaları istenmektedir. Müslümlerin bol bol iddia ettiklerinin aksine beldeye adalet getirmek, sömürüye son vermek filan gibi işlerden hiç ama hiç söz edilmeyip, yeyin için bol bol bu beldeyi deniyor. Bunun açık anlamı yağmalayın demek. Hayır şimdi, tanrı dediğin şey böyle konuşmaz. Böyle ancak yağmacı başı, eşkıya başı konuşur.

Müslümlerin bir diğer sahtekarlığı, beldeye tevazu ile eğilerek girin filan diye tercüme yapıp apaçık yalan söyleyerek bu gerçeği gizlemeye ve değiştirmeye çalışmalarıdır. Tevazu mevazu eğilin meğilin filan demiyor. Yalancı, sahtekar, dolandırıcı ve ahlaksız kuran mealcileri! Secde ederek allahtan af dileyerek girin diyor. İşgal edilen yerin halkına karşı filan değil bunlar, allaha karşı. Yağmalanacak bir yer gösterdi ya, ondan şükür secdesi edecekler! Daha dünyada böyle yalancılık böyle sahtekarlık örneği az bulunur. Hiçbir kitap bu kadar yalan dolan şekilde tercüme edilmemiştir herhalde!

Tabii konu bunların İsrailli oluşu filan değil. Burada asıl konu; kuran yazarlarının bir hikaye anlatırken yağmacılıktan bahsetmeleri ve bunu ballandırmaları. İsrail de Araplardan farksız, onlar da yağmacı bunlar da belki veya değil. Orası önemli değil. Burada önemli olan, hikayeyi anlatan Kuran yazarlarının anlatımı.

Anlaşıldığına göre Mısır’dan çıkınca açlık ve susuzlukla mücadele etmişler. Sonunda yağmalayacak bir beldeyi gözlerine kestirmişler. Fakat ilk girişimde başarılı olamadıkları anlaşılıyor. Olasılıkla tarihte İsrail’in böyle bir göç hareketi vardır. Bunun üzerinden nema toplamaya çalışılıyor. Olasılıkla durum şöyle: Eskiden Arap yarımadasında bazı devletler kurmuş olan İsrail, olası bir Mısır macerası yaşayıp anavatanlarına geri döndüklerinde elbette kaynakların kısıtlı olduğu bu yerde kötü karşılandılar. Bu geri dönüşle başlayan savaşlar halen sürüyor. Araplar bizim burası diyor İsrail bizim. Hâla anlaşabilmiş değiller.  

“Ricz” olarak anılan ve en yakın tercümeyi vermeye çalıştığım kelime, olasılıkla veba, yani Arapçası “taun” dur. İşgal etmeye çalıştıkları beldeden bir de veba kapmış olabilirler. Ya da işgal başarılı olmuş ama ardından vebaya uğramış olabilirler. Sonuçta Mısır çıkışı ilk anavatana dönüş girişiminin sonucu hüsran…

Bu hikaye ilerleyen sayfalarda parça parça devam edecek ve Arap yarımadasına geri dönüp tekrar yerleşmekte sonuçta başarılı olacaklar. Sonra Araplar bunları başlarından atmak için dağınık Arap kabilelerini birleştirmek ve bunlara topyekün saldırmak gerektiğini anlayacaklar. Bu amaçla İslam dinini icat edecekler ve İsrail’i yağmalayıp büyük ölçüde soykırıma uğratıp yarımadadan kovacaklar.

İsrail ancak 20. Yüzyılda büyük çabalar sonucu anavatanına bir kez daha dönüş yapacaktır.

Ortadoğu’nun özet tarihi budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın varolma amacı siyasi yaşamı tasarlamaktır, peygamberine toplum mühendisliği yaptırtmaktır. Hristiyanlık veya başka bir din islam kadar siyasi örgütlenme konusunda ısrarcı değildir. islam dini siyasette insanları, 7.YY'ın arap insanından birine taklit ettirerek aslında kendi siyasi örgütlenmesini gerçekleştirmek ister.

Link to post
Sitelerde Paylaş

SAYFA: 10

62.) muhakkak ki iman edenler ve onlarla birlikte yahudi ve hristiyan ve sabiilerden kim allaha ve ahiret gününe iman ederse ve iyi işler işlerse onların karşılıkları rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

63.) hani sizden söz almıştık ve tur dağını tepenize dikmiştik. Sakınmanız için size verileni sıkıca tutun ve onun içindekileri tekrarlayın.

64.) bundan sonra yine yüz çevirdiniz. allahın iyiliği ve koruyuculuğu üzerinize olmasa siz hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.

65.) mutlaka ki içinizden cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz onlara dedik ki aşağılık maymunlar olun.

66.) biz bunu uyanık olanlar için ellerinin arasında nakledilen ve onun arkasından öğüt olsun diye yaptık

67.) hani musa kavmine allah size bir sığır kesmenizi emrediyor demişti. bizi eğlence mi yapıyorsun demişlerdi. Cahillerden olmaktan allah sığınırım dedi.

68.) bizim için rabbine dua et onun nasıl bir sığır olduğunu açıklasın dediler. Yaşlı değildir, körpe değildir. Bu ikisi arasındadır. emredileni yapın.

69.) bizim için rabbine dua et onun rengini açıklasın dediler. muhakkak o diyor ki o muhakkak sarı bir sığırdır. parlak rengi bakanlara sevinç verir.

 

DEĞERLENDİRME:

Sayfanın ilk ayeti son derece politik bir ayet… Ne yana istenirse çekilebilir. Araya alakasız sıkıştırılmış, ayrıntısına girilmemiş ve ne yönde kullanırsan kullan diye ortaya atılmış ikiyüzlü sahtekârca bir laf. Bunu istersen “bak islam nasıl iyi hoşgörülü” diye kullanırsın, ister “kardeşim bak eğer allaha ahiret gününe iman etmeniz, yani müslüm olmanız şartıyla, yoksa olmaz, müslüm olacaksınız, öyle affedilirsiniz” diye kullanırsınız. Genel olarak bu kısımlarda Yahudileri tavlama ve iktidarı ele geçiririken onlarla uğraşmak zorunda kalmama çabası gözleniyor. Onlar iktidarı ele geçirdikten sonra halledilecekler. Plan bu şekilde… O yüzden sürekli Yahudiler tavlanmaya çalışılıyor.

Bunun için bir yandan tehdit, yok şöyle yaptıydınız yok böyle yaptıydınız, bir yandan tavlama biz sizi yine de kaç kere affettik filan falan…

Yok maymuna çevirdik yok bilmem ne diye saçma sapan masallarla işi götürdüğü gibi, bu saçma hikayeyi anlatın, vaaz edinin diye de müslümlere akıl öğretiyor. Yani böyle saçma sapan masallarla milleti korkutun sindirin diyor. Rezalet yani, kepazelik… Gölgeden medet uman allah, saçma sapan akıl dışı uyduruk efsanelerden medet uman allah…

Bu sığırın nasıl bir sığır olduğuna dair gereksiz saçma sapan lafların bu sayfada bittiğini sanmayın. Bu saçmalık öbür sayfada da devam edecek. İşte kuran denen ilkel cep ajandasının en tipik özelliği. Önemli konularda tek bir kısa cümle ile işi geçiştirmek, terelelli uyduruk saçma sapan konularda lafı uzattıkça uzatmak. Yok sığır sarıymış, yok ne genç ne yaşlıymış, yok bakanların içini açarmış, yok bilmem neymiş, ülen sığır işte, sığır! Altı üstü bir sığır keseceksiniz diyorsun!

Yahudiler sığır kesin deyince bizimle eğleniyor musun niye demişler, orası da meçhul. Bunlar vaktiyle buzağıya taptıydı diye bunlarda sığır kutsal mıydı, Hinduizmle bir bağlantı mı var, artık neyin nesiyse o da belli değil. Belki de bu, Hinduizm ile semitik dinlerin bir bağlantısı olduğunun bir ipucudur. Olmayacak bir şey değil, Hinduizm vahşette ve ilkellikte İslam ile yarışan ve onu geçen bir dindir. Bir çok ortak yönleri vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 19.01.2015 at 11:59, democrossian yazdı:

Lan şu vahşet dünyasında diğer canlıları yediğimizi bir kenara bırak, yakıyoruz diğer canlıları cayır cayır, yakıyoruz. Asırlarca ağaçları yaktık, orman denen bir şey koymadık yeryüzünde. Kalan ormanları nasıl talan ederiz diye yağmacılar üşüşmek için bekleşiyor son kalan dünyanın akciğerlerinin üzerine... Yetmedi ölmüş canlıların fosillerini yakıyoruz.

Bizi böyle yaratan bir tanrı varsa o tanrının taaa gelmişini geçmişini iteyim, öyle bir alçak şerefsiz canavar tanrı olsaydı da onunla bir işim olmazdı! Ona savaş açmak insanlığın en başta gelen görevi olurdu. Bu şerefsiz canavar tiranın elinden tüm insanlığı ve doğayı kurtarmak, doğayı dönüştürmek bir insanlık görevi olurdu.

Keşke tanrı olsaydı da ona savaş açabilseydim, bu yarattığı pisliğin hesabını sorabilseydim. Yok ne yazık... Tanrı ele geçmez bir serap... Olsa da yakasına yapışıp hesap ver ulan şerefsiz alçak diye tepesine çökmek lazımdı.

Bahsettiğin tanrı, herşeye gücü yeten sıfatının da sahibidir! Sen daha ona savaş açmayı aklının ucundan bile geçirmeden önce senin ve seninle birlikte milyonlarca başka insanın can damarını kesmeye de malik olandır. Yani karşı çıktığın ve sahte olduğunu söylediğin tanrının sıfatları bunlardır. İnanan bu sıfatlarıyla beraber inanıyor, inkar eden de bu sıfatlarıyla beraber inkar ediyor.

 

"bu yarattığı pisliğin hesabını sorabilseydim."

 

Burda pislikten kastın kendin oluyorsun sanırım. Oysa Allah seni bu kadar aşağılık yaratmamıştı, ama böyle olmak senin tercihindi tabi...

Bir gün olurda Allah dünyayı Nuh Tufanında olduğu gibi temizlemek isterse, suların ilk isabet edeceği şey sen olursun!

 

Sen ve senin gibi şizofrenilerin en yakın zamanda tedavi olması dileğiyle...

 

Bu ithamları yapabilecek cesareti bulduğuna göre, hayal gücün epey gelişmiş, şizofrenin de epey ilerlemiş görünüyor. Kendinde olmayan bir güç görüyorsun, bu da şizofrenik bir vakadır.

 

Bunları aşmak için de daha fazla okumak, reddettiğin şeyleri tanımaya çalışmak (Allah ın sıfatları gibi) Newton un 3 bin makalesini okumak zorundasın. Bu tavrınla sen bilime de aykırısın. Kendine en yakın zamanda bir yol seç. İnandığın herhangi bir şey olduğu zaman insanların inançlarına da saygı duymayı öğreneceksin.

 

Bunları biliyor muydunuz?

-Newton' un 3 bin makalesinden 2 bin tanesinin din üzerine olduğunu ve Newton' un bir makalesinde "İşte bu nedenle ona her şeye egemen Rab denir..." dediğini biliyor muydunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gözden kaçırdığın şu ki ben tanrıya savaş açtım demedim. Tanrı olsaydı savaş açmak gerekirdi dedim. Olmadığına göre böyle bir savaş da yok. Tanrı bir pislik de demedim. Olsaydı öyle olurdu dedim. Olmadığına göre, olmayan bir şeyin bir sıfatı da olmaz. Bütün söylediklerim tanrının olması şartına bağlı. Tanrı ise olmadığı için ortada bir sorun bulunmuyor.

Bilim elbette hayatta en fazla değer verdiğim şey... Bilim hiç kimsenin tekelinde olmadığı için bir kişinin ne söylediği önem taşımaz. Kaldı ki Newton'ın en ünlü sözü "Fizik kendini metafizikten sakın" dır. Bu da din demiş min demiş safsatalarını çöpe atmaya yeter.

Tabii uyduruk tanrının yok gücü sonsuzmuş filan sıfatlarının da uyduruk olacağı son derece açık ve net.

Link to post
Sitelerde Paylaş

SAYFA: 11

70.) bizim için rabbine dua et onun nasıl olduğunu bize açıklasın dediler. muhakkak sığırlar bizce benziyor. ve muhakkak biz allah dilerse doğruyu buluruz.

71.) o muhakkak şöyle dedi muhakkak o yeri sürmek için düşmemiş ve ekin sulamamıştır. salınmış lekesizdir. şimdi doğruyu getirdin dediler. onu kestiler neredeyse yapmayacaklardı.

72.) hani bir kişiyi öldürmüş sonra onu umursamamıştınız. ve allah gizlediğinizi çıkarandır.

73.) hemen bunu ötekine vurun dedik. allah ölüleri bunun gibi diriltir ve siz akıl edin diye ayetlerini gösterir.

74.) bundan sonra kalpleriniz katılaştı taş gibi oldu hatta bundan da katı. ve muhakkak ki taşlardan öylesi vardır ki ondan nehirler fışkırır. Ve muhakkak onlardan yarılıp ondan su çıkanlar vardır. ve muhakkak onlardan allah korkusuyla düşenler vardır. allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

75.) şimdi bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz ve onlardan bir grup olmuştu allahın sözünü işitirler sonra onu değiştirirler ondan sonra onu anladılar ve onlar biliyorlar.

76.) ve iman edenlerle karşılaştıkları zaman inandık derler. ve yalnız kaldıkları zaman onların bazıları diğerlerine allahın size açtığı şeyi onunla rabbiniz yanında size delil olsun diye mi onlara haber veriyorsunuz derler. hala akıl etmiyor musunuz.

DEĞERLENDİRME:

Uzun uzadıya nasıl bir sığır kesileceğini defalarca dua edip sordurduklarını anlattıktan, konuyu lastik gibi çeke çeke uzattıktan ve defalarca “rabbine dua et nasıl bir sığır” diye aynı lafı tekrarladıktan sonra nihayet sadede gelecek derken son derece bozuk bir anlatımla ne dediği anlaşılmaz bir yere bağlıyor. Ne demeye çalıştığını ancak tahmin etmeye çalışabiliyorsun, herhalde sığırın etini ölüye vurdular, o da dirildi demeye çalışıyor diyorsun. Bir bu nasıl bu kadar bozuk anlatılır, inanılır gibi değil. Bu kadar bozuk ifadeli bir kitap daha bulmak çok zor olabilir. Büyük olasılıkla bu kadar bozuk anlatımlısı bulunamaz.

Burada ne olduğunu anlatmaya çalıştığı hiçbir şekilde belli değildir. Bozuk anlatımın başyapıtı olmaya aday bir geveleme. Ancak tahmin yürütebilirsiniz. Heralde sığırın etini vurunca ölü dirildi, “beni filanca öldürdü” diye dile geldi demeye çalışmış dersiniz. Başkaca yapılabilecek bir şey yoktur. Mealcilerin tefsircilerin safsatacıların arayıp bulamadığı hazine. Bire bin katarak süsle, sıva, sayfalarca döşen.

Başka bir bozuk anlatım örneği hemen arkasından geliyor. Taştan nehir çıkması ile su çıkması aynı şey… Birine bari lavlar fışkırır dese de düzgün bir laf etmiş olsa… Taşların yerçekimi nedeniyle değil de allah korkusundan düştükleri de fizikçilerin kulağına küpe olacak cinsten!!! Fizik ve jeolojide depremler yaratacak, çığır açacak bir teori doğrusu!!! Bilim boşmuş meğer!!!

Hayır şimdiye kadarki anlatımda bunlar ne naneler yemişlerdi, peygamberler bile öldürmüşlerdi de affedilmişlerdi, bir sığırı kesmekte nazlandılar diye verip veriştirmeye başladı! Yani bunun bir önem sırası olur, önce bu sığırı neredeyse kesmeyecek olduklarından başlanır, ağır suçlarına sonra gelinirdi de en ağır suç söylendikten sonra bunlar inanmaz, bunlar adam olmaz denirdi!

Anlatırken anlatırken birden öfke krizi mi ne geliyorsa saydırmaya başlıyor. Bunun da anlatımının bozuklukta kendisiyle yarışması cabası… Bu kadar bozuk ifadeleri süslemeden hiçbir mealcinin yazması olanaksızdır. İg-Nobel ödülünü Edebiyat dalında kimseciklere kaptırması söz konusu olmayan bir anlatım.

Şimdi allahları ne yazdığından ne gönderdiğinden habersizmiş de müslümler “ahana bak rabbimiz, yahudilere bunları göndermişsin, kendileri söylediler” diye delil getirecekler! Bu nasıl bir kafadır, allahın her şeyi bildiğini iddia ettikten sonra bu ne yaman çelişkidir, bunu allah diye bir çöl tanrısının yazdığına kim inanır, artık onu insanlar bilecek…

Bunları allah adlı bir çöl tanrısının yazdığına inanmak için ne lazım olduğuna hiç girmeyeyim daha iyi. Girince çıkılmaz…    

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şİmdi elbette Kuran'daki bu saçma sapan anlatımların muhatapları olan Yahudiler, bu anlatımlarda ne söylendiğini çok çok iyi biliyorlardı. Kısa kesilmesinin nedeni elbette bu. Bildikleri hikayeleri sadece hatırlatıyor da, bu dön rabbine dua et nasıl sığırmış diye uzatma neyin nesi, o da işte bunu yazan çöl yağmacılarının cahilliği...

Fakat buradan bizim çıkaracağımız sonuç, bu ilkel cep ajandasını bu cahil çöl yağmacılarının günü kurtarmak, o günkü stratejilerini pekiştirmek için yazmış mı artık çiziktirmiş mi ne yaptılarsa, onu yapmış oldukları.

Burada kalkıp saf saf "efenim işte bu kıyamete kadar bütün insanlığa..." :lol: Bu teranenin ne bidon kafalılık olduğu apaçık, net ve kesin. Bu teraneleri bu gerçeklere karşın sayıklamak net ve tam bir bidon kafalılıktır. Turşu bidonları satılır ya, plastik, beş kiloluk. Aynen onlardan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, 'Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?' derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz. 2/26

*************

Matta 13:24 İsa onlara başka bir benzetme anlattı: ”Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer” dedi.

13:25 “Herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasına delice ekip gitti.

13:26 Ekin gelişip başak salınca, deliceler de göründü.

13:27 “Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle dediler: ’Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler nereden çıktı?’

13:28 “Mal sahibi, ‘Bunu bir düşman yapmıştır’ dedi. “‘Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?’ diye sordu köleler.

13:29 “‘Hayır’ dedi adam. ‘Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz.

13:30 Bırakın biçim vaktine dek birlikte büyüsünler. Biçim vakti orakçılara, önce deliceleri toplayın diyeceğim, yakmak için demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.’”

 

ANLAYANA...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

SAYFA: 12

77.) onlar bilmiyorlar mı ki allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir.

78.) onların ümmi olanları kitabı bilmezler ancak kuruntulanır ancak zan ederler.

79.) yazıklar o kimselere ki elleriyle kitap yazarlar sonra onu az bir bedelle satmak için derler ki bu allahın katındandır. yazıklar olsun elleriyle yazdıklarından dolayı onlara ve yazıklar olsun kazandıklarından dolayı onlara.

80.) ve dediler ki ateş bize sayılı birkaç günden başka dokunmayacak. de ki allahtan bir söz mü edindiniz öyle ise allah sözünden dönmez yoksa allah hakkında bilemeyeceklerinizi mi söylüyorsunuz .

81.) öyle değil kim kötülük kazanırsa hatalarla kaplanmıştır onlar ateş sahipleridir. orada sonsuz kalacaklar.

82.) iman edip iyi işler yapanlar cennet sahipleridir. orada sonsuz kalacaklar.

83.) hani biz İsrail oğullarından allahtan başkasına tapmayacaksınız ebeveyne iyi davranacaksınız ve yakınlara ve düşkünlere de ve halka güzel söz söyleyecek ve namazı kılacak zekatı vereceksiniz. sonra pek azınız hariç yüz çevirdiniz ve sözünüzden döndünüz.

 

DEĞERLENDİRME:

Bu sayfada pek değerlendirecek bir şey yok. Habire hâlâ Yahudilere yüklenmeyi sürdürüyor. Zaten bu kitabın cahil çöl yağmacıları tarafından yazılma nedeni Yahudiler olduğu için şaşılacak bir durum yok. Bu çöl yağmacıları Yahudilere gözlerini dikmişler ve onları yağmalamak istiyorlar. Arap aşiretlerini bir sancak altında toplayıp Yahudilere saldırmak, planları bu… Bu planlarına habire zemin hazırlamak için Yahudileri durmadan suçlayıp duruyorlar.

Bu daha böyle sayfalarca gidecek ve dır dır dır Yahudiler şunu yaptı Yahudiler bunu yaptı kafadan beyinden edecek. Bu kitabı oturup okumak kaçık işidir aslında. Aynı teraneleri bıktırıncaya kadar uzatır da uzatır, üstüne üstlük bir de defalarca tekrarlar.

Ama bunun arabın terellellisi olduğunu göstermek için tercüme etmekten başka çare yok. O yüzden katlanmak gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 hours ago, _Force-Awakens_ said:

Mal sahibi

Bu aşağılık sömürgeci köle çalıştırıcı köleci herif ahmağın biriymiş. Tarlada buğdaydan başka her biten şey toprağın gücünü alır ve buğday iyi gelişmez.

Bana bu köleci herifi örnek gösterenin örneği red... Bu allah da olsa allahçı da olsa verdiğiniz saçma sapan örneklerin hiç bir değeri yok. Bilgisizce ve düşüncesizce verdiği örneklerden belli bu allahın ne mal olduğu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabii bu zırvaları yorumlamaya fazla gerek duymadım ama aslında söylenecek daha çok söz var. Cennette ebedi kalacaklar ateşte ebedi kalacaklar demek ahlaksızlığın en rezil kademesi artık. İnsanlar arasına böyle sonsuz ayrımcılık sokmak kadar kötü bir iş daha tarihte yeryüzünde başka yapılmamıştır. Bunu açıklamakta fayda var. Bu dünyada icat edilmiş kötülüklerden biri olan ırkçılıktan bin beter bir ayrımcılıktır. Hatta bin gibi bir katsayı da az gelir, milyon gibi de. Çünkü herifler sonsuza kadar diyor! Rezalet yani, kepazelik. Dünyada bu kadar kepaze bir ahlaksızlık daha ortaya atılmamıştır.

İnsanlığın bu ilkel ve çirkin dogmadan daha büyük bir düşmanı daha yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

Tabii bu zırvaları yorumlamaya fazla gerek duymadım ama aslında söylenecek daha çok söz var. Cennette ebedi kalacaklar ateşte ebedi kalacaklar demek ahlaksızlığın en rezil kademesi artık. İnsanlar arasına böyle sonsuz ayrımcılık sokmak kadar kötü bir iş daha tarihte yeryüzünde başka yapılmamıştır. Bunu açıklamakta fayda var. Bu dünyada icat edilmiş kötülüklerden biri olan ırkçılıktan bin beter bir ayrımcılıktır. Hatta bin gibi bir katsayı da az gelir, milyon gibi de. Çünkü herifler sonsuza kadar diyor! Rezalet yani, kepazelik. Dünyada bu kadar kepaze bir ahlaksızlık daha ortaya atılmamıştır.

İnsanlığın bu ilkel ve çirkin dogmadan daha büyük bir düşmanı daha yoktur.

İnsanlar cennet ve cehennem olmadan çok mu bütün? Hiç ayrıştırmamışlar değil mi kendilerini. Sınırlar, savaşlar, taraftarlar, ateistler, müslümanlar, deistler vs. vs. Böyle sonsuza kadar sürebilirdi dünya, neyse ki sürmeyecek. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...