Jump to content

GÖLGEDEN MEDET UMAN ALLAH


Recommended Posts

Abdussamed'i bilirsiniz. Ne ses o öyle.. Nasıl bir gırtlak! Müslimken, Kur'an dinlemeyi onunla sevmiştim. Hala kulağımdadır yankısı! Hayranlıkla dinler, o sesini yükselttiğinde içimiz titrerdi. O zamanlar nerden bilelim peygamberin yatak odasını anlattığını! Sadece belli başlı surelerin anlamlarını bilir, namazda da onları okurduk! Hani şu meşhur namaz sureleri!.. Namaz suresi diye bir şey olur mu ya? Namazda aslolan Kuran okumaktir. Ha o sure, ha bu sure.. Hepsi Allah kelamı degil miydi?

 

Peygamberin evliliklerini, yatak odasını, cennetteki hurilerin goguslerini anlatan ayetleri düşünüyorum da, anlamlarını bilerek insan nasıl okur namazda! "Yeni tomurcuklanmış göğüsleri.." diyor Kuran'da. Bizim milletimiz bunları dinliyor, bunlara ağlıyor! Atatürk boşuna Kuran'ı Türkçeye çevirtmedi. Ama gel gör ki masal dinlemek hoşumuza gidiyor! Tabii sayıları az da olsa bu Türkçe mealler bile kimi müslümanları dinden çıkarmaya yetti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 332
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Abdussamed'in hocası Mustafa İsmail daha iyiydi. Kuranı aryaya çevirdi, tiyatro oynuyor diye eleştirilirdi yobazlar tarafından ama çoğu kişi severdi. O Ömer camiinde okudu mu Kahire'de trafik kilitlenirdi. 

 

Züleyha'nın Yusuf'u çağırmasını döndüre döndüre defalarca tekrarlayıp sesini kadın gibi inceltmesine, önce arzulu bir tonla, sonra sinirlenerek emreder tarzda çağırmasını canlandırmasına tutucular sinir olurdu. Nuh'un oğluna gemiye binmesi için yalvarmasını ağlamaklı titreyen sesle okurdu. 

 

Bir gün Kasas suresini okuyordu. Tam cehennem ayetlerine gelmişti ki içeri Cemal Abdünnasır girdi. Mustafa İsmail korkudan devam edemedi ve cehennem ayetlerini atlayıp cennet ayetlerine geçti. :D Okuması gereken ayetlerde "inna atedna li zalimine nâra ehatat bihim suradikuha" yazar. Yani biz zalimler için ateş hazırladık ve etrafını oradan kaçamayacakları duvarlarla çevirdik demeye çalışan ve bununla kalmayan, onlar her susadık dediklerinde kaynar su ve lavın yüzlerine çarpılacağından filan bahseden manyak psikopat fantezileri!

 

Yazık adam bu manyak psikopatik zırvaları Nasır'ın yüzüne karşı okuyamadı! :lol: Bu kadar manyakça psikopatik hezeyanları Alfred Hitchkok değil Stephen King bile yazmadı be! :0_80cbc_37a71a73_L: 

Link to post
Sitelerde Paylaş

3. İMRAN SOYU BÖLÜMÜ

 

51. muhakkak allah rabbim ve rabbinizdir ona tapın doğru yol budur.

 

52. fakat isa onlarda inkarı hissedince dedi ki allaha giden yolda benim yardımcılarım kimlerdir havariler dedi ki allahın yardımcıları biziz biz allaha inandık sen de teslim olanlardan olduğumuza şahitlik et.

 

53. rabbimiz biz indirdiğine inandık ve biz elçiye uyduk bizi şahitlerin yanına yaz.

 

54. ve hile yaptılar ve allah hile yaptı ve allah hile yapanların en hayırlısıdır. (*) 

 

55. allah demişti ki ey isa ben seni öldürecek ve seni kendime yükseltecek olanım ve seni inkarcılardan temizleyecek olanım ve sana uyanları seni inkar edenlerden kıyamete kadar üstün yapacak olanım sonra dönüşünüz banadır aranızda anlaşamadığınız neyse onda hüküm vereceğim.

 

56. ancak inkar ettilerse onlara dünyada ve öbür dünyada şiddetli bir azapla azap edeceğim onların yardımcıları da yoktur.

 

57. ve ancak o kimseler ki inandılar ve nefislerini temizleyen işler yaptılar onlara hakları ödenir allah zalimleri sevmez.

 

58. işte bunları sana ayetlerden ve en uygun (**) tekrardan okuyoruz.

 

59. muhakkak ki isanın allah katındaki örneği ademin örneği gibidir (***) topraktan yarattı sonra ol dedi hemen oldu.

 

60. hak senin rabbinden sakın şüphelenenlerden olma.

 

DİPNOT:

 

(*) Aşırı bozuk ifade. Bunu "onlar hile yapınca allah da onlara misli bir hile ile karşılık verdi, allah hile yapanların en hayırlısıdır" diye tercüme etmek isterdim ama böyle demiyor! 

 

(**) Hakim sözcüğü bu şekilde eksik de olsa tercüme edilmiştir. Bu sözcüğün Türkçede tek kelime ile karşılığı yok.

 

(***) Bozuk ifade. Örneğin örneği olmaz. Bir durumun örneği verilir.

 

DEĞERLENDİRME:

 

Çok muğlak ifadeler kullanılmış. Havarilerin hepsi suçlanıyor gibi görünüyor ama net bir suçlama da yapılmıyor. Şuradaki anlatıma bakılırsa havarilerin hepsi hain ve dönek. Ortalıkta tek bir düzgün adam yok gibi anlatılmış. Aşırı suçlayıcı ifadeler. Pek mantıklı değil. Daha açıklayıcı bir anlatım olması gerekirdi. Bu hikaye sadece burada yer almıyor tabii ama hikaye örneğin Yusuf hikayesinde olduğu gibi bütünlüklü olarak verilmeliydi. Böyle bölük pörçük serpiştirmeler yapılmış. Pek ne iddia edildiği de belli değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, democrossian yazdı:

Yazık adam bu manyak psikopatik zırvaları Nasır'ın yüzüne karşı okuyamadı! :lol: Bu kadar manyakça psikopatik hezeyanları Alfred Hitchkok değil Stephen King bile yazmadı be! :0_80cbc_37a71a73_L: 

 

Beni hem geçmişe götürdünüz, düşündürdünüz. Hem de son cümlelerinizle gülmekten kırıp gecirdiniz! Allah da sizi güldürsün diyeceğim ama!.. ? (Siz de bu espriyle idare edin artık!) 

Link to post
Sitelerde Paylaş

3. İMRAN SOYU BÖLÜMÜ

 

61. artık kim sana sonradan ilimden gelen hakkında seninle tartışırsa de ki gelin oğullarınızı ve oğullarımızı kadınlarınızı ve kadınlarımızı çağıralım ve bizler ve sizler dua edelim ki allahın laneti yalancıların üzerine olsun.

 

62. muhakkak ki bu gerçek bir hikayedir ve Allahtan başka tanrı yoktur ve o üstün, gereğine göre iş yapandır.

 

63. yine de dönerlerse muhakkak allah bozguncuları bilir.

 

64. de ki ey ehli kitap gelin sizin aranızda ve bizim aramızda ortak olan bir söze gelelim allahtan başkasına tapmayalım ve ona ortak koşmayalım ve allahtan başka birilerini erbab (*) edinmeyelim bundan sonra dönerlerse bizim teslim olanlardan olduğumuza tanıklık edin deyin.

 

65. de ki ey ehli kitap niye ibrahim hakkında tartışıyorsunuz incil ve tevrat ondan sonra oldu akıl edemiyor musunuz.

 

66. işte siz böylesiniz bilginiz olmayan konularda tartışırsınız niye tartışıyorsunuz onun hakkında bilginiz yok ki allah bilir siz bilmiyorsunuz. (**)

 

67. İbrahim yahudi de olmadı nasrani de olmadı teslim olan bir hanif oldu müşrik de olmadı.

 

68. ibrahime en yakın olanlar onlardır ki bu elçiye uyarlar ve inanırlar allah inananların yakınıdır.

 

69. kitap ehlinden bir grup sizi yoldan şaşırtmak istedi ancak onlar sadece kendi yollarını şaşırırlar.

 

70. ey kitap ehli allahın delillerini görerek neden inkar ediyorsunuz. 

 

DİPNOTLAR:

 

(*) Bu sözcüğü çevirmemek daha uygun, çünkü rabbin çoğulu fakat Türkçede de "işin erbabı" biçiminde kullanılıyor.

 

(**) İfade bozukluğunda tavan! İki kere bilmedikleri konuda tartıştıklarını söylemeye gerek yok! 

 

DEĞERLENDİRME:

 

İbrahim'i İsa ve Musa'dan önce bir konuma koyması dikkat çekiyor. İbrahim'in atalar atası kabul edildiğini burada doğrulamış oluyoruz. Sığır adlı bölümde bıktırıcı şekilde yahudileri hedef gösterip dururken burada hristiyanlar da artık hedef tahtasına koyulmaya başlanıyor. Bakalım iş nereye gidecek ilerleyen bölümlerde! Tabii nereye gittiği belli de lafın gelişi!!!  

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎9‎.‎12‎.‎2018 at 09:49, democrossian yazdı:

3/65. de ki ey ehli kitap niye ibrahim hakkında tartışıyorsunuz incil ve tevrat ondan sonra oldu akıl edemiyor musunuz.

 

Mantığa bak şimdi! Sana "indirilen" "kitap" tan öncesini tartışamazsın! Mantığa gel mantığa! Yahu ben bu saçma hezeyanları kısaca değerlendiriyorum yoksa... Ayrıntılı değerlendirmeye kalksan neler çıkar neler! Çapanoğlu mübarek! Şunda arkasında önünde dediğini berbat etmeyen tek bir düzgün ifade bulana Nobel Edebiyat Ödülü verilmesi gerek!

 

Ülen bu mantıkla sen ne İsa'yı tartışabilirsin ne Musa'yı be! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎8‎.‎12‎.‎2018 at 07:48, democrossian yazdı:

Abdussamed'in hocası Mustafa İsmail daha iyiydi. Kuranı aryaya çevirdi, tiyatro oynuyor diye eleştirilirdi yobazlar tarafından ama çoğu kişi severdi. O Ömer camiinde okudu mu Kahire'de trafik kilitlenirdi. 

 

Züleyha'nın Yusuf'u çağırmasını döndüre döndüre defalarca tekrarlayıp sesini kadın gibi inceltmesine, önce arzulu bir tonla, sonra sinirlenerek emreder tarzda çağırmasını canlandırmasına tutucular sinir olurdu. Nuh'un oğluna gemiye binmesi için yalvarmasını ağlamaklı titreyen sesle okurdu. 

 

Bir gün Kasas suresini okuyordu. Tam cehennem ayetlerine gelmişti ki içeri Cemal Abdünnasır girdi. Mustafa İsmail korkudan devam edemedi ve cehennem ayetlerini atlayıp cennet ayetlerine geçti. :D Okuması gereken ayetlerde "inna atedna li zalimine nâra ehatat bihim suradikuha" yazar. Yani biz zalimler için ateş hazırladık ve etrafını oradan kaçamayacakları duvarlarla çevirdik demeye çalışan ve bununla kalmayan, onlar her susadık dediklerinde kaynar su ve lavın yüzlerine çarpılacağından filan bahseden manyak psikopat fantezileri!

 

Yazık adam bu manyak psikopatik zırvaları Nasır'ın yüzüne karşı okuyamadı! :lol: Bu kadar manyakça psikopatik hezeyanları Alfred Hitchkok değil Stephen King bile yazmadı be! :0_80cbc_37a71a73_L: 

İlginç buldum ,bu sözünü ettiğin hadisenin(Mustafa İsmail ile Abdünnasır ) bir videosu flan var mıdır acaba ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mustafa İsmail bir sanatçıydı, şovmendi, o yüzden bağnazlar onu beğenmezdi. Kuran mı okuyor arya mı derlerdi. 

 

Faraza Hud suresi okurdu. Nuh tufanı konusuna geldiğinde tiyatro doruğa çıkardı. Faraza Nuh'un oğlunun gemiye binmediğini anlattığı yerde oğlanın "yüksek bir dağa çıkar kurtulurum" deyişini kibirli bir tonda okur, Nuh "oğlum gemiye bin bu gün başka kurtuluş yoktur" diye yalvardığı yerleri ağlamaklı titreyen bir sesle okurdu. Sonra tufan başladığında adeta çığlık atarak okurdu. Sesinin son perdesine çıkardı. Tufanın ıslığını duyar gibi olurdunuz. Sonra sular çekildiğinde sesi yatışır, ağırlaşırdı. Nuh dua eder rabbim oğlum ehlimdi ehlimi kurtaracağına söz vermiştin diye kırgın bir sesle okurdu. O kırgınlığı, üzüntüyü ses tonuna verirdi. Cevapta oğlun ehlin değildir o kafirlerden oldu derken ağır ve tehditkar bir tonu sesine yansıtırdı.

 

Kehf okurken o mağaranın ağır, ürpertici yoğun havasını sesine vermeyi başarıyordu. Ne dediğini hiç anlamayan biri bile esrarengiz, ürpertici bir atmosferden bahsettiğini anlayabilirdi. Bir tek öğrenci yetiştirdi, o da Abdussamed. O hocası kadar tiyatral okuyamazdı ama ses perdesi çok genişti. Avrupalı doktorlar öldükten sonra gırtlağını incelemek için para karşılığı vasiyet bırakmasını önerdiler, kabul etmedi. Onu dinleyenler bir kalın bir ince sesli iki kişi sırayla okuyor sanırlardı. Bir dakika hiç soluk almadan son perdeden okuyabilirdi. Mısırlılarda genetik olarak iyi bir gırtlak yapısı vardır. Abdussamed bunun zirvesiydi. 

 

İkisi de öldüler. Sonra başka öyle okuyan çıkmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dediğiniz gibi Mısırlılar güzel okumada, Türkler ise Kuran'ı güzel yazmada mahirdi. Malum süslü yazı çok gelişmiştir bize. Hat sanatı zirveye çıkmıştır. Tabii resim yasak olunca adamlar ne yapacak hat, minyatür, ebru!! 

 

Daha önce de söylemiştim. Abdussamed'i yıllar önce şarkı, bir müzik eseri dinler gibi dinlerdim. Zaten okuduklarınin anlamını bilmezdim. Harika bir gırtlak. Şimdi diyorum da keşke gerçekten şarkı söyleseydi. Kulağımızın pasını alır atardı valla. Mısırlılarda şarkıcı olarak bir Ümmü Gülsüm varmış. Efsane. Bi kere dinlemiştim. Ama unuttum gitti..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir söz vardır Kuran Arabistanda indi Türkiye'de yazıldı Mısır'da okundu!

 

Evet Talaal Bedru Aleyna'yı kimse Ümmü Gülsüm gibi okuyamadı. Mısır bülbülüdür o. Harika gırtlağı vardır. Ateistim ama Ümmü Gülsüm Talaal Bedr'i okuyunca ürperiyorum. Elimizde net ses kaydı yok. 60 lı yılların teknolojisi ile kayıtlar var. Ama yine de olağanüstü bir ses olduğunu anlayabiliyorsun. Ümmü Gülsüm'ün ise iyi kötü videosu var YouTube'da.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Getaf yazdı:

He videosu var. Adın gibi saf misin, yoksa şaka mı yapıyorsun! Önemli olan burdan ders çıkarmak. Videosu olsa nolur sanki.

Birader şu dediğin seni bağlar çünkü sana ait olan bir bakış açısı benim bakış açım ise yazıda belirttiğim üzredir şekilde görüldüğü gibi , videosu olsa bişey olur !tabii bu bana göredir..;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat öyle çok abartılacak bir sanat şovu da yok ortada. Örneğin Mustafa İsmail'in Yusuf suresi okurken Yakub'un üzüntüsünü filan tam yansıtamadığını düşünüyorum. Yani Yusuf'dan sonra bir de Bünyamin'i kaybedince çok üzgün olması gerekirdi. "Fesaburun cemil" derken yıkılmış, perişan bir tonda okuması beklenirdi. Ağlamaklı okuyor ama yeterli değil. Adam ağlamaktan kör olduğuna göre perperişan olması gerekirdi. Pek o havayı veremiyor. Fakat Yusuf ile Züleyha'nın diyalogunu çok canlı yaşatıyor. Bu diyalog çok kısa olmasına rağmen tekrar tekrar başa alarak aynı yeri tekrar tekrar okuyarak iyice vurguluyor. Belli ki tamamen bu kısmı etkili okumaya odaklanmış. Bünyamin'in gömleği geldiğinde ondan Yusuf'un kokusunu alması olayında yaşadığı sevinci de yeterli yansıtamıyor örneğin. Adam kokuyu alınca kör gözü açılıyor yani, havalara uçtuğunu yansıtması gerekiyordu. Kuran'da Yusuf hikayesi için "ahsenel kasas" dendiğine göre bu kısmı en iyi okumalıydı. Bir Züleyha ile olmaz yani! Ne bileyim, gülerek sevinçle okusa da iyice tiyatroya çevirdi yok artık derlerdi belki ne bileyim! :D At sahibine göre de kişner yani! Adam "laaan sen de iyice tiyatroya çevirdin haaa" diye taşlanmak da istemez! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ha işte ben de onu kastetmiştim. Arabistan'da indi, Türkiye'de yazıldı, Mısır'da okundu diye. Bize de öyle söylerlerdi. 

 

Bu arada Hayri Küçükdeniz de çok güzel meal okur! Mesele meal okuması değil elbet. Türkçesi çok güzel adamın. O ne okusa davudi sesiyle dinletir. Türkçeye hakim. Zaten müezzinlikle başlayan kariyeri seslendirme sanatçılığıyla devam etmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de Mustafa İsmail Meryem suresini etkili okurdu. Bir beğendiğim, bir yetersiz bulduğum üzerine gideyim ki adaletli olsun. Şimdi Meryem'in doğum sancısını iyi yansıtıyor, Meryem doğum sancısı çekerken "ne olaydı şimdiye kadar ölmüş toprak olmuş olaydım" diye çığlık atmış anlatılana göre. Bunu güzel yansıtıyor. Sonra doğum gerçekleşince hurma yeyip rahatlamasını fakat ardından bu çocuğu nasıl açıklayacağını kara kara düşünmeye başlamasını da iyi canlandırıyor. Meryem suresi okuyuşu beni etkilemiştir. Devamını da güzel okuyor. "Ey Meryem senin annen fahişe değildi" diye azarlamalarını ağır ve suçlayıcı tonda okumasını başarılı buluyorum. Meryem'in üzüntüsü ve çaresizliği de ses tonuna yansırdı. Sonra bebek konuşmaya başlayınca Mustafa İsmail artık son perdeye çıkıyor. "Kale inni abdullah" derken adeta çığlık atardı adam yaa! O heyecanı yansıtırdı.

 

Tabii biz bunları onun ölümünden çok sonra kayıtlardan dinledik. Adam okumuş şimdi yani, müthiş okumuş, hakkını teslim etmek gerek. Hatta bu Kuran'da ne anlatıyor diye merak etmemin bir nedeni de Mustafa İsmail olmuştur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 06.12.2018 at 22:47, Getaf yazdı:

Abdussamed'i bilirsiniz. Ne ses o öyle.. Nasıl bir gırtlak! Müslimken, Kur'an dinlemeyi onunla sevmiştim. Hala kulağımdadır yankısı! Hayranlıkla dinler, o sesini yükselttiğinde içimiz titrerdi. O zamanlar nerden bilelim peygamberin yatak odasını anlattığını! Sadece belli başlı surelerin anlamlarını bilir, namazda da onları okurduk! Hani şu meşhur namaz sureleri!.. Namaz suresi diye bir şey olur mu ya? Namazda aslolan Kuran okumaktir. Ha o sure, ha bu sure.. Hepsi Allah kelamı degil miydi?

 

Peygamberin evliliklerini, yatak odasını, cennetteki hurilerin goguslerini anlatan ayetleri düşünüyorum da, anlamlarını bilerek insan nasıl okur namazda! "Yeni tomurcuklanmış göğüsleri.." diyor Kuran'da. Bizim milletimiz bunları dinliyor, bunlara ağlıyor! Atatürk boşuna Kuran'ı Türkçeye çevirtmedi. Ama gel gör ki masal dinlemek hoşumuza gidiyor! Tabii sayıları az da olsa bu Türkçe mealler bile kimi müslümanları dinden çıkarmaya yetti.

Bak nasıl cuk diye yerine oturmuş bir söylem bayılırım buna. 

z5xG8c.jpg

 

Birde birsi  şöyle demişti eksiyımimi tamamlayın lütfen. Belkide cehnnemi bu dünyada yaşıyoruz çok güzel söylemiş  kim söylediyse

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, güven yazdı:

Bak nasıl cuk diye yerine oturmuş bir söylem bayılırım buna. 

 

Ben de bayıldım. Ne kadar güzel söylemiş. Çok doğru.

 

52 dakika önce, democrossian yazdı:

Tabii biz bunları onun ölümünden çok sonra kayıtlardan dinledik. Adam okumuş şimdi yani, müthiş okumuş, hakkını teslim etmek gerek

 

Beni ortaokul yıllarıma götürdünüz. Daha çocukken bunları dinliyorduk işte. Bir de Kabe imamı vardı. Sürekli ağlayan!?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.12.2018 at 12:03, Duru akıl yazdı:

Birader şu dediğin seni bağlar çünkü sana ait olan bir bakış açısı benim bakış açım ise yazıda belirttiğim üzredir şekilde görüldüğü gibi , videosu olsa bişey olur !tabii bu bana göredir..;)

Buldum  videoyu.Harbiden istanbula geldiyim yılardı  ilk okulu bitrip hayta atıldığım gençliymi çocukluğumu bilmem ne diyeceyimi şardım kahvelrde videolar oynatılırdı yaşım tutmazdı kahveye girmeye akrabam kahveciydi dışarıda donoydum alıyordu içeri o zamanlar bu sahneye kaç kez ağladım  bilmiyorum hakikaten ağladım.

 

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...