ekremaktaş 0 Şubat 17, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 17, 2015 gönderildi Subhanallah kardeş nükleer bir paylaşım. Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Şubat 21, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 21, 2015 gönderildi Allahu tealyı bilmek üç şekilde olur. Kısaca anlatalım Bunun birincisi ilmen bilmektir ki. bu hepimiz bildiği veya bilemediği haldir. Bu bilgi seviyesi ile bilmekte insan her an şüphe ve tereddüt içinde olabilir. Hatta inkara dahi yönelebilir. Kendince cevaplar bulabilir. Bütün bu davranış şekilleri bu bilinç halinin getirdiği hallerdir. bilimle Allaha ulaşmak veya bilimle Allahtan uzaklaşmak hep bu yolun veya yöntemin getirileridir. Bu halde insanın Rabbini bilmesi Rabbini görmesi mümkün değildir. bizlere anlatılan islamın bu yüzüdür. Ve fakihlerin öncülüğünde insanların yönlendirildiği islam diye öğretilen bilgileri içerir. Bu hal içersin de insanın uyanması çok zordur. İnsanın uykusundan uyanması mümkün değildir. Ruyadaki hale benzer. Her şeyi gerçekmiş gibi yaşarsın sevinirsin üzülürsün, korkarsın kabuslar görürsün ama ruya hali içindeyken uyandığında rüya da iken rüyanın içinde olduğunu bildiğinde bunu hepimiz bir derece yaşamışızdır. En korkunç kabustan dahi korkmayız. çünkü nerede olduğumuzu niçin orada olduğumuzu biliriz. o kabusun üzerine cesaretle gideriz. Hatta bazen o halde iken o rüya aleminden hiç ayrılmak istemeyiz. Bu hal yani ikinci bilinç seviyesine benzer ki görerek yaradanı bilmedir. Bu bilme seviyesi ilmen bilme gerçekleştikten sonra başlar. bu yolda yürümek fakihlerin yolunda gidenlere değilde gerçek tasavvuf yolundan gidenlerin ulaştığı bilme seviyesidir. Bundan sonra insan artık rabbini görerek bilmeye başlar insan ve olayların gerçek yüzünü görerek yaşar ki bu hal artık kesine yakın bilgiyle bilmeyi beraberinde getirir. çünkü insanın gördüğünü inkar etmesi zor çok zordur. Bu da ikinci bilme seviyesidir. Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Şubat 21, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 21, 2015 gönderildi Uranyum elementinin üçüncü günü(aşaması): Uranyuma doğru yaradılış devam etmektedir. Bu aşamada trilyonlarca ışık taneciği, trilyonlarca Er Rahman ismini tesbih ederek bir tek enerji taneciğini oluşturmuştur. Trilyonlarca enerji taneciği de kendi içlerinde Er Rahman ismini tesbih ederek ve ferdi olarak ta trilyonlarca El Alim ismini tesbihe devam ederek bir araya toplanırlar bir tek balçık (kuark) taneciğini oluştururlar. Bununla beraber, balçık taneciği de vücuda gelince başka bir esma tesbih etmeye başlar. İlahi yaradılış sıralaması budur. Balçığın yaratılması esnasında trilyonlarca Er Rahman ismin tesbih eden ışık tanecikleri, trilyonlarca defa katlanarak yine trilyonlarca El Alim ismini tesbih eden enerji taneciği de bir tek balçık taneciğinin içine yerleştirilmiştir. Bu arada balçık taneciğinin de ferdi olarak El Hakim ismini tesbih etmeye başladığını farz edelim. Yukarıdaki örnekte verdiğimiz cam kürenin içindeki trilyonlarca cam bilye Er Rahman ismini tesbih ediyordu. Trilyonlarca içi Er rahman ismini tesbih eden ferdi olarak kendisi El Alim ismini tesbih eden cam kürelerin daha büyük bir cam kürenin içine dolduralım. En içteki ışık yapı Er Rahman ismini, onun üstündeki enerji yapı El Alim ismini, onun üstündeki balçık yapıda El Hakim ismini tesbih etmektedir. Şöyle bir örnek verecek olursak, bu yapı küresel bir buz parçası gibidir. Buzu oluşturan yapıyı incelersek, suyun gaz hali Er Rahman ismini tesbit etmektedir. İkinci aşamada suyu oluşturan trilyonlarca gaz molekülü su haline geçtikten sonra El Alim ismini zikretmeye başlar. Suyu dondurursak buz halinin de, El Hakim ismini tesbih ettiğini varsayalım. Ortaya çıkan durum iç içe El Hakim, El Alim ve Er Rahman isimleri aynı buz parçasının yapısında tesbihatına devam ederler. Bu arada bu esmalar zinciri üçüncü aşamaya kadar uranyum oluşumunu ilham olarak almıştır. Üç ayrı isim bir sonraki aşamada nasıl ve kaç adet elektron, proton ve nötronları oluşturacaklarının bilincine varmışlardır. Yaratıcıya, oluşum halindeki uranyumun yapısı ışıktan enerjiye, enerjiden balçığa her yapı harfiyen itaat etmektedir. Artık elementin şekil almaya başladığı yapı ilk halini almaya başlamıştır. Bununla beraber bilinci de artmıştır. Bu aşamadan sonra uranyumun elektronunu, protonunu ve nötronlarını hangi esmaların tesbihatı oluşturacaksa ilahi dizaynla balçık yapı ilham aldığı sıralamayı takip eder. Link to post Sitelerde Paylaş
poiuz 0 Şubat 21, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 21, 2015 gönderildi Uranyum elementinin üçüncü günü(aşaması): Uranyuma doğru yaradılış devam etmektedir. Bu aşamada trilyonlarca ışık taneciği, trilyonlarca Er Rahman ismini tesbih ederek bir tek enerji taneciğini oluşturmuştur. Trilyonlarca enerji taneciği de kendi içlerinde Er Rahman ismini tesbih ederek ve ferdi olarak ta trilyonlarca El Alim ismini tesbihe devam ederek bir araya toplanırlar bir tek balçık (kuark) taneciğini oluştururlar. Bununla beraber, balçık taneciği de vücuda gelince başka bir esma tesbih etmeye başlar. İlahi yaradılış sıralaması budur. Balçığın yaratılması esnasında trilyonlarca Er Rahman ismin tesbih eden ışık tanecikleri, trilyonlarca defa katlanarak yine trilyonlarca El Alim ismini tesbih eden enerji taneciği de bir tek balçık taneciğinin içine yerleştirilmiştir. Bu arada balçık taneciğinin de ferdi olarak El Hakim ismini tesbih etmeye başladığını farz edelim. Yukarıdaki örnekte verdiğimiz cam kürenin içindeki trilyonlarca cam bilye Er Rahman ismini tesbih ediyordu. Trilyonlarca içi Er rahman ismini tesbih eden ferdi olarak kendisi El Alim ismini tesbih eden cam kürelerin daha büyük bir cam kürenin içine dolduralım. En içteki ışık yapı Er Rahman ismini, onun üstündeki enerji yapı El Alim ismini, onun üstündeki balçık yapıda El Hakim ismini tesbih etmektedir. Şöyle bir örnek verecek olursak, bu yapı küresel bir buz parçası gibidir. Buzu oluşturan yapıyı incelersek, suyun gaz hali Er Rahman ismini tesbit etmektedir. İkinci aşamada suyu oluşturan trilyonlarca gaz molekülü su haline geçtikten sonra El Alim ismini zikretmeye başlar. Suyu dondurursak buz halinin de, El Hakim ismini tesbih ettiğini varsayalım. Ortaya çıkan durum iç içe El Hakim, El Alim ve Er Rahman isimleri aynı buz parçasının yapısında tesbihatına devam ederler. Bu arada bu esmalar zinciri üçüncü aşamaya kadar uranyum oluşumunu ilham olarak almıştır. Üç ayrı isim bir sonraki aşamada nasıl ve kaç adet elektron, proton ve nötronları oluşturacaklarının bilincine varmışlardır. Yaratıcıya, oluşum halindeki uranyumun yapısı ışıktan enerjiye, enerjiden balçığa her yapı harfiyen itaat etmektedir. Artık elementin şekil almaya başladığı yapı ilk halini almaya başlamıştır. Bununla beraber bilinci de artmıştır. Bu aşamadan sonra uranyumun elektronunu, protonunu ve nötronlarını hangi esmaların tesbihatı oluşturacaksa ilahi dizaynla balçık yapı ilham aldığı sıralamayı takip eder. Kuranda bu mu yaziyor? Link to post Sitelerde Paylaş
zorlu 0 Şubat 21, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 21, 2015 gönderildi Kuranda bu mu yaziyor? ....Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık... En'am-38 Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Şubat 21, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 21, 2015 gönderildi (düzenlendi) Yaratılışı aşama aşama yazalım. . . . Kısaca yaratılışı özetlersek böyle. Dinlerin, peygamberlerin ve alimlerin gelişinin tek amacı İnsanların çok büyük çoğunluğunun tek başına hatırlayamadığı halimizi hatırlatmaktır. Buna Kuran da bir çok ayetinde işaret ediyor. "Hatırla ki" diyor. Hitabının altında yatan hakikati hatırlatmaktır. İnsan ancak yaşadıklarını hatırlar.Yaratılışa bir başka bakış açısı... Bu kadar uzun ileti eklemenize hiç gerek yoktu, sadece bir link vermeniz kăfiydi. Kısaca özetlersek sizin dediğiniz gibi değil efendim. Dinlerin ortaya çıkmasının yegane tek sebebi doğa anadır. Doğa ana yıldırımdan tutunuz depremlere kadar, bir çok doğal afeti insanların üzerine gönderince, insanların ödü kopmuştur. Korkularından ne yapacaklarını şaşırınca ve bu afetlerin nasıl meydana geldiğini bilmedikleri için, başlamışlar doğa üstü varlıklar icat etmeye. Bu şekilde onları sakinleştirmeyi hedeflemişlerdir. Ama görünen o ki, pek başarılı olamamışlar. Ama "Alışmış kudurmuştan beter!" derler ya, işte o gündür bu gündür, doğa üstü varlıklar icat etmekten vazgeçmemişlerdir. Bunun yan etkisi olarak, binlerce doğa üstü varlık (Tanrı) ortaya çıkmıştır. Gel zaman git zaman, bakmışlar, bu Tanrıların sayısı çok fazla. Kimseye pek hayırları da yok. Birkaç akıllı başlamış bunların sayısını azaltmaya, derken, geriye sadece bir tane Tanrı kalmış. Sonuncusu bayağı azılı çıktığı için, daha onu hălen yok etmeyi başaramamışlardır. Biraz masala benzedi ama olsun, sanırım benimkisi daha gerçekçi. Ne dersiniz ? Şubat 21, 2015 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Şubat 25, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 25, 2015 gönderildi ustadın bir kere dinler çoklukla değil teklikle başlamış. Tek olan sonradan çoğaltılmış. İnsanları geçmişte yıldırımdan vs şeylerde korkacak kadar cahil mi zannediyorsun? zaten zamanın birinde bu saydıklarını zaten kontrol edecek bilime sahiptiler. Anlatılan taş deviri yaşantıları masallardan ibarettir. insanlar sahip oldukları bilim seviyesiyle bir çok medeniyeler kurup yok etmişlerdir. bizim sahip olduğumuz teknolojinin kat kat daha üst seviyesine ulaşmışlardır. Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Şubat 25, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 25, 2015 gönderildi ustadın bir kere dinler çoklukla değil teklikle başlamış. Tek olan sonradan çoğaltılmış. İnsanları geçmişte yıldırımdan vs şeylerde korkacak kadar cahil mi zannediyorsun? zaten zamanın birinde bu saydıklarını zaten kontrol edecek bilime sahiptiler. Anlatılan taş deviri yaşantıları masallardan ibarettir. insanlar sahip oldukları bilim seviyesiyle bir çok medeniyeler kurup yok etmişlerdir. bizim sahip olduğumuz teknolojinin kat kat daha üst seviyesine ulaşmışlardır. Yahu ne saçmalıyorsunuz? İnsanlar bugün hala dünyanın düz olduğunu sanıyor. Kendi hayalinizde yarattığınız şeylere inanıyorsunuz, bunlara göre uydurup uydurup söylüyorsunuz. İnsanlar cahil değilmiş ha? Deve sidiğini ilaç sanan soytarıların cahil olmadığına inanmak ne acı. Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Şubat 27, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 27, 2015 gönderildi insanlar dedik özellikle insanlar dedik Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Şubat 27, 2015 gönderildi Raporla Share Şubat 27, 2015 gönderildi insanlar dedik özellikle insanlar dedik müslümanları insandan saymamaya başladınız diye anlıyorum, doğru mudur? Link to post Sitelerde Paylaş
SUPER-TANKS 0 Mart 21, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 21, 2015 gönderildi (düzenlendi) Hani Allah "ol!" diyince her şey anında oluyordu?? Download bekler gibi neden evrenin ve diğer her şeyin oluşmasını 6 gün beklemiş?? Alın size bir çelişki daha... Mart 21, 2015 tarihinde SUPER-TANKS tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Mart 21, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 21, 2015 gönderildi (düzenlendi) Uranyumun 4. günü de anlatalım Uranyumun dördüncü günü (aşaması) Uranyumun yaratılmasının dördüncü aşamasında uranyumu oluşturan ışık yapı ve tesbihatı Er Rahman ismi Trilyonlar x trilyonlar x trilyonlarca sayıya ulaşmıştır. Uranyumun enerji yapısı ve tesbihatı El Alim ismi trilyonlar x trilyonlarca olmuştur. Şimdide trilyonlarca El Hakim ismini tesbih eden balçık (kuark) tanecikleri sırasıyla protonu, nötronu, elektronu, yani uranyum atomunu meydana getirecek tekmil yapıyı oluşturacaktır. Bu aşama aynı zamanda evrenin yaratılışının da dördüncü aşamasıdır. Bu esnada evren gaz halini almıştır. Bu oluşum, Kuran-ı Kerim’de “duman halindeki gök” tabiri ile ifade ediliyor. Artık gezegenlerin, gezegenleri meydana getiren tüm elementlerin, göğün ve arasındakilerin ayrılma, oluşma ve olgunlaşma vaktidir. Burada tecelliyat tecelli sahibine tam ve kusursuz itaat halindedir. Yaradılışın bu aşamasında yapıların bilinçleri olgunlaşmaya devam ederken tesbih ettikleri esmaların ve tesbihatlarının sayıları da rakamlara sığmamaktadır. Uranyumun bu aşamasında trilyonlarca balçık taneciği kendini oluşturan sayısız iç içe tesbihatlarıyla birlikte El Hakim ismini tesbih ederek bir adet protonu oluştururlar. Bu bir İlahi dizayndır. Proton vücut kazanınca kendi yapısına pozitif bir aktivite kazandıran Allah’ın ilham etmesiyle aldığı esmayı tesbih etmeye hak kazanır. Oluşumunu tamamlayan protonun “El Cami” ismini tesbih etmeye başladığını varsayalım. nötron ve elektron içinde aynı hal söz konusudur. Uranyum oluşumu sıralamasında ışıktan protona,ışıktan nötrona, ışıktan elektrona kadar yaradılış sıralamasında balçık yapıya kadar üç değişik esmayı tesbih ederler. Balçık yapıdan sonra vücut kazanan elektron, proton, nötron ferdi olarak iç yapılarında aynı esmaları tesbih ederken, tek başlarına üç ayrı esmayı tesbih etmeye başlamalarının sebebi; uranyum atomunu oluşturmak için elektron, proton ve nötron sayılarının kaçar adet olacağının ilhamını bu esmalardan almalarıdır. Bu esmalar sıralaması uranyuma 238 elektron, 238 proton ve 238 nötron kazandırır ve uranyum elementi evrendeki yerini alır. böylece kainaattaki her bir atom bu şekilde kainattaki yerini almıştır. Bundan sonra molekül aşamasındaki yaratılış başlar. Mart 21, 2015 tarihinde ulak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
ilkeli 0 Mart 21, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 21, 2015 gönderildi Bunda şaşıracak bir şey yok. Ayetler her zaman dilimine o zamanın ilminin üstünde hitap eder. Hitabı insanların ilim olarak geldiği noktanın bir kaç misli üzerindedir. 1400 yıllık, örümcek bağlamış, küflü cahiliye ayetleri, örümcekli beyinler için ilim olarak her daim zaman üstü olarak görülebilir ve doğaldır ama aydınlık beyinler ve bilim açısından bunlar tarihin çöplüğüne çoktan atılmış olması ve bir daha asla gündeme gelmemesi gereken hurafelerden ibarettir. Sizler, neden ilminizle, ilim adamlarınızla yetinmiyorsunuz da, bilimi ve bilim adamlarını işe karıştırıyor, masallarınıza bilimsellik kazandırmaya çalışıyor sunuz? Bati kültür, medeniyet ve bilim-teknolojisi karşısında diz çökmek zorunda kaldığınız için mi? Bu masallarınızın ne kadar zaman üstü veya altı olduğunu masallarınızın üç ayeti ile tespit edelim. "(Resulüm) Senden, başlarına acele azap getirmeni istiyorlar. Allah sözünden asla caymaz. Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac 47) Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde Ona yükselir. ( Secde 5) Melekler ve Ruh (Cebrail) süresi elli bin yıl olan bir günde ona yükselirler. (Mearic 4)" Hac 47. ayeti, Allah katında (Arş'ta) bir günün bizim saydıklarımızdan bin yıl, yani dünyamızın bin yılı olduğunu söylüyor. Ki bu bir zaman ayetidir. Diğer iki ayet ise, yolcuları işler ile Melekler ve Ruh (Cebrail) olan yol ayetleridir. Cebrail ayet getirdiği söylenen ruhsal yaratık olduğuna göre, bu çok ama çok uzun süreli yolculukla nasıl ayet getirebilir? Biri sizinle çok fena halde dalga geçiyor, kim acaba? Son iki ayete göre: A=İşlerin yolculuk süresi=1.000 yıl. B=Cebrail'in (Önemine binaen) yolculuk süresi = 50.000 yıl C=A ve B de belirtilen yolcuların yolculuk sürelerinin Allah katındaki karşılıkları=1 gün Bu duruma göre şu iki eşitliği yazabiliriz A=C B=C Malum ve meşhur mantık/matematik aksiyomuna göre; aynı şeye eşit olan iki şey birbirine de eşittir. Bakalım böyle mi, yani A=B mi? A=1.000 B=50.000 1.000=50.000 veya 1=50 Demek ki neymiş? Kuran, mantık ve matematikten yoksun cahiliyeli cahil bir adamın yazdığı bir cahiliye kitabıymış. Ne hikmetse/hangi akla hizmetse işler, kuş hızıyla yolculuk yapıyor/yaptırılıyor, binlerce ayet getirdiği idia edilen ve ışık hızıyla hareket etse bile bir halt getiremeyecek olan Cebrail deve hızıyla hareket ediyor/ettiriliyor. Link to post Sitelerde Paylaş
ulak 0 Mart 24, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 24, 2015 gönderildi ustadım dikkat ederseniz sizin zaman anlaşınıza göre diyor ayetler. Allah katında zaman yoktur. Zamnanı zamansızlık kendi içine alır. İnsan suresi bunu çok güzel anlatmıştır. Allah katında her şey an ile ölçülür ve bilinir ki. An Salisenin milyarda biridir. desek yinede ifade edemeyiz. Link to post Sitelerde Paylaş
ilkeli 0 Mart 27, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2015 gönderildi Bana hem üstat diyorsun hem de ders vermeye kalkıyorsun. Çırağın/kalfanın üstada ders verdiği nerede görülmüş, çekirge... Benden çok senin dikkat etmen gerekiyor. Bizim zaman anlayışımız malum dünya zamanı; 1 gün 24 saat, 1 yıl 365 gün. Benim açımdan değil ama senin açından sorun bizim 1.000 yıllık zamanımızın, hangi mekanda veya katta 1 gün olduğudur. Bunun yanıtı ayette açık ve seçik olarak belli... ..."Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir." Rab/Allah katında 1 gün = 1.000 yıl (Bizim saydığımızdan/zamanımızdan) Sen, "Allah zamandan ve mekandan bağımsızdır" diyen safsatalara, safsatacılara inanıp, Allah'ın ayetini inkar ediyorsun. Bu, senin dinden çıkıp kafir olduğunun belgesidir. Tövbe edip, iman tazelemen gerekir. En iyisi hiç zahmet etme, her yorumunla dinden çıkıyorsun nasıl olsa. Allah'ın zamanı da, mekanı da, tahtı da var, bi tacı eksik. Göklerin taçsız kralı O... Muhammed'e 23 yılda 6.236 ayet getiren Cebrail, yerden Allah katına (Arş'a) 50.000 yılda çıkabildiğine, bu kadar da dönüş yolu olduğuna göre nasıl ayet getirmiş olabilir? Değerli bilgilerinle bu konuda da bizi aydınlatsanız, diyorum. Ayrıca, 1'i=50 yapacak kadar mantık ve matematik dehası olan Allah'ın bunu nasıl becerdiğini de açıklasan. Zamansızlığı çok güzel anlattığını söylediğin İnsan suresine de bir göz atalım, büyük ihtimalle sonuç senin için hüsran olacaktır. "İnsan, var edilip bahse değer bir şey olana kadar, şüphesiz, uzun bir zaman geçmemiş midir?" (İnsan 1.) Bilmem, geçmiş midir. Bak bu ayet evrimden bahsediyor. İnsan ne zaman bahse değer bir şey olmuştur? Adem olduktan sonra... Deme ki Ademlik safhasına kadar geçen uzun zaman insanın/Adem'in maymunluk dönemi... Maymunların zamandan haberi olmayacağına göre, bu dönemde geçen uzun zaman Allah'ın zamanıdır, olmalıdır. Sen Ayetleri inkar etmeye, eğip bükmeye devam et, cehennem seni bekliyor. Sayelerinizde cehennemde yer kalmayacak bize... Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts