Jump to content

KURANIN ALLAH IN GÖNDERDİĞİ BİR KİTAP OLMADIĞININ KANITLARI


Recommended Posts

Herşeyi 6 günde yaratan Allah’ın kuran da yazılanları 23 yıl da gönderebilmesi anlaşılabilir gibi değildir.Bir saniyede yapması gerekirdi diye düşünüyorum.

ALLAHI BİLGİSİZ DURUMUNA DÜŞÜREN BİR KİTAP ALLAHIN OLABİLİRMİ?

Enfal-65. Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. Sizden yirmi sabırlı kişi olsa, iki yüz kişiye üstün gelir. Sizden yüz kişi de kâfirlerden bin kişiye üstün gelir; çünkü onlar anlayıştan yoksun bir güruhtur.

Bu ayeti okuduğunuzda geçerli olduğunu düşünmeyin. Çünkü değişmiştir. Bu ayeti hükümsüz kılan ayet:

Enfal-66. Şimdi ise Allah sizde bir zaaf bulunduğunu bildiği için, yükünüzü hafifletti. Bu durumda, sizden sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiye üstün gelir. Sizden bin kişi de Allah’ın izniyle iki bin kişiyi mağlûp eder. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Enfal-65 ayeti, Uhud Savaşından önce yazılmış olup, savaşta bozguna uğranılması üzerine, yerine Enfal-66 ayeti gönderilmiştir. Değiştirilme nedeni olarak da müslümanların zaafı gösterilmiştir. Çünkü Uhud Savaşında müslüman okçular Kureyşli kadınların hilesine kanmış, savaşmayı bırakarak eteklerini kaldırıp tepeye doğru kaçışan kadınları ganimet olarak kapma hevesine kapılmışlardı. Bu hile ile Kureyşliler savaşı kendi lehlerine çevirmiş ve kazanmışlardı.

Bu ayetlerde Allah, geleceği bilmeyen, insanlardaki zaafı göremeyen bir tanrı konumuna düşürülmüştür.

Kurana göre söylediğini yapamayan güçsüz bir Allah konumuna düşmüştür.Bunu yazan bir kitabın Allaha ait olduğunu düşünebilirmiyiz?

Yarattıklarının birbirini öldürmesinden nasıl bir keyf almaktadırki Allah sürekli savaş ve öldürme istemektedir.

Böyle bir Allah olabilirmi? Yada Allah böyle savaş kitabı göndermiş olabilirmi?

MATEMATİĞİ BİLMEYEN ALLAHMI MUHAMMEDMİ KURANI YAZANLARMI?

nisa 11)
allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. eğer çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer.
(nisa 12)
yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelale şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar.

(Nisa 4)
Senden fetva isterler. De ki: “Allah, babasi ve çocugu olmayan kimsenin mirasi hakkindaki hükmü şöyle açikliyor: Eger çocugu olmayan bir kimse ölür de onun bir kizkardeşi bulunursa, biraktiginin yarisi bunundur. Kizkardeş ölüp çocugu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kizkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger erkekli kadinli daha fazla kardeş mevcut ise erkegin hakki, iki kadin payi kadardir.

bu ayetlere göre varsayalım ki, bir adam öldü ve geride üç kız evlat, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.. yukarıdaki ayetlere göre miras paylaşımı şöyle olacaktır:

üç kız evlada mirasın 2/3'ü, ((çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır)

ana ve babanın her birine 1/6, (ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır.
karısına 1/8 kalacaktır. (çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır.)

bu durumu, matematiksel olarak hesaplarsak:

(2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 bulunur! (halbuki 1,0 olması gerekirdi)

Bir adam ölür ve geride anası, karısı ve iki kızkardeş kalır
Kur'ân'ın yukarıda verilen ilgili miras âyetlerine göre;
anaya mirasın 1/3'ü,(eğer çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir (düşer))
karısına mirasın 1/4'ü, (çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir) )
iki kızkardeşe de toplam 2/3'ü kalacaktır. (Kizkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) biraktiginin üçte ikisi onlarindir)

Hesap yapalım: (1/3)+(1/4)+(2/3) = 15/12 = 1.25!.. Burada da, miras paylaşılıyor, paylar toplanınca, mirastan daha büyük, %25 daha büyük çıkıyor!..

Allahmı hata yapar yoksa Allahın olmayan bir kitapmı siz karar verin

KURANDA YAZANLARIN DOĞRU OLMADIĞININ KANITI AŞAĞIDADIR.

ALLAH DOĞRU OLMAYAN BİRŞEYİ BİZE GÖNDERİRMİ?

Gök katlarını Cebrail ile bir bir aşarken sırasıyla Adem, Yusuf, Yahya ve İsa, İdris, Harun, Musa ve İbrahim peygamberleri görmüş, zaman, mekân ve cihetin olmadığını ifade ettiği katta Allah ile aracısız görüşmüştür.

Burada birincisi Atmosferin katları kuranda yazıyor diyen ahmakların bu olaya bakarak bu atmosferin her katında bazı peygamberlerin yaşaması ve son katında Allahın yaşadığını söylemeleri konusunda akla davet ediyorum..

Atmosfer yedi kat da değildir.

Kimilerine göre bu yükselme fiziksel, kimilerine göre manevi, kimilerine göre hem maddi hem manevi, kimilerine göre de ne tam anlamıyla maddi ne de tam anlamıyla manevidir.Bazı İslam önde gelenleri de Burak adlı bineğin kullanılmasını Miraç'ın tamamen ruhsal bir deneyim olamayacağına kanıt olarak göstermişlerdir.

Allahın yanına mihraca çıktım diyen peygamberin gidip gelirken Amerika yada Avustralya kıtalarını görmesi kaçınılmazdır. Müslümanlara bilgi verip Hıristiyanlardan önce Müslümanların bu kıtaları keşfetmesini sağlayabilirdi. 800 yıl sonra Hıristiyanlar bulup tüm kıtaya kendi dinlerini yaydılar.

Hatta bu gidiş gelişte Dünya nın yuvarlak olduğunu öğrenemez mi bir peygamber?

Uçmak çok büyük bir işmiş ve Allaha mahsus bir olaymış gibi bildirip Allahın Burak adlı bir aracı olduğunu müjdelemiştir. O dönemde Uçan araç tabiî ki ilkel çöl bedevilerinin aklını başından almıştır. Şimdi ki insanlar için tabiî ki Burak komedi.Şu anda uçaklar birçok zenginin ulaşım aracı.

Hiç olmazsa bir dünya haritasını veremez miydi insanlığa denizciler yollarını bulabilsinler.

Yolları bulabilmek için Allah ırmakları yarattım deyip bir haritayı esirgedi demek ki insanlıktan.

Muhammed Amerika ve Avustralya kıtalarını bilse söyler Arap Müslümanlar Amerika ya gider ve Amerika kıtası şimdiki gibi Hıristiyan olmaz Müslüman olurdu.

Allahın yanına Mihraç a çıkan peygamber Muhammed bu kıtaların Müslüman olmasını istemiyor muydu yoksa mihraca çıkmamış olabilirmi?

Bu nedir Kuranın alah la ilgili bir kitap olmadığının kanıtı değimlidir?

KURAN AYET OLARAK 23 YILDA GELDİ İSE AYETLERDE NEDEN BU KİTAP DER

Kuran'ın orijinali Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Denildi eee nerede o zaman denilince …Yakıldı dediler.Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.

Neden yakıldı? kim yaktı? niye yaktı? Neredeler? bilen yok..ne ilginç değilmi?

Biz Türkler kuran dan bin yıl önce Orhun yazıtlarını bırakabilmişken.kurandan gunumuze neden yazili kayit, ulasmadi? Nerede bu kemikler ceylan derileri? Neden birtane bile orijinal belge yok.. sumer tabletleri, mumyalar,papirusler gunumuze kadar ulasirken kuranin orijinal bir ayeti gunumuze ulasmadi.. Muhammed kuranın Allahtan geldiğine inanacak insanlar olduğunu düşünseydi yazin daglara taslara bu kitabi demezmiydi?

Muhammed öldügunde ortada kuran isimli bir kitap yoktur…23 Yılda parça parça Cebrail tarafından gece rüyasına getirildiği söylenen şeylere nasıl kitap demiştir..yoksa dememiştir de sonra birilerimi kitap diye yazmıştır.

YUSUF suresi -2.Ayet. Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik

EN’AM-92..Bu (Kur'an), Ümmü'l-kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler

Ayet ayet 23 yılda indiği söylenen KURANın ilk ayetlerinde yer alan bu kitap sözü hiç ilginizi çekmedimi?

Bu kuranın sonradan yazıldığı ve oluşturulduğunun ispatı değil mi?

Kahire Universitesi`nin felsefe profesoru olan Hassan Hanafi, gecen yil yapilan fikir ozgurluguyle ilgili bir seminerde, Kuran`in celiskilerle dolu oldugunu belirterek, "Supermarket gibi, istediginizi alip, istediginizi birakabilirsiniz." dedi.

Sorbonne Universitesi`nden doktora sahibi olanHassan Hanafi, gencliginde Musluman Kardesler`e yakindi,islamin yenilikci kanadindan olan Hassan Hanifi Halen, Kahire Üniversitesi'nde felsefe profesörlüğü ve üniversitenin Felsefe Bölüm Başkanlığı'nı yapıyor.
Biz Turkce konusanlar Islam`i anlamamakla itham ediliyoruz...Nedeni, Kuran dili Arapca`yi bilmememiz..Iyi de, Hassan Hanafi de Arapcayi bilmez mi?
Kendi dilinden olan kitabi Turkiyeli Araplar kadar yorumlamaktan aciz midir?

Ayet sayısında bile tartışmalar yaşanmaktadır.kimileri 6666 kimileri 6234 kimileride başka rakamlar söylemektedir.bu durum yukarda anlatılanlara göre gayet normal olarak görülmektedir.

Burada said nursi'de dergi calisanlari da kendi iman ettigi kuranin ayetlerini 6666 ayet olarak acikliyor..

Radyo yayinlarini “icinde melekler konusuyor” diye izah eden said nursi’nin cehaletini biliyoruz..soz konusu dergide bu internet ve iletisim ortaminda bile hala kuranin 6666 ayet degil 6236 ayet oldugunu ogrenememis.

Sanki bir defa anlaşılamıyormuş gibi Kuran'da birçok cümle değişik yerlerde birçok defa tekrarlanır.Bu tekrarları saymazsanız 500 sayfalık Kuran 50 sayfa tutmaz.

Lut'un kavminin homoseksüel ilişkisi 5 ayrı yerde anlatılır.
7/80, 26/165, 27/54-55, 29/28

Musa'nın sihirbazlara kendi sihirbazlığını göstermesi 5 ayrı yerde anlatılır.
7/115, 10/80, 20/66, 26/43, 27/10-12,

Firavun'un ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim lafını 3 ayrı yerde tekrarlar.
7/124, 20/71, 26/49

Musa'nın asasıyla denizi yarıp Firavun askerlerinin boğulması 7 ayrı yerde anlatılır.
2/50, 7/136-139, 10/90, 20/77-78, 26/63-66, 44/24, 51/40,

Bir defada anlaşılamıyorda sanki Yaratıcı papağan gibi aynı cümleyi ''Namaz kıl, zekat verin'' 26 ayrı yerde tekrarlarmı?. Ne olur şaşırmayın, Yaratıcı böyle kitap göndermez, uyanın biraz.
2/43, 2/83, 2/110, 2/177, 2/277, 4/77, 4/162, 5/12, 5/55, 9/5, 9/11, 9/18, 9/71, 19/31, 19/55, 21/73, 22/41, 22/78, 24/37, 24/56, 27/2, 31/4, 33/33, 58/13, 73/20, 98/5

Nuh'un halkının uyarılması ve tufana maruz kalışları 9 ayrı yerde anlatılır.
7/64, 10/73, 23/28, 25/37, 26/105-119, 29/14-15, 37/75-82, 51/46, 54/11-13,

8 ayrı yerde işitir ve görür 4/58, 4/134, 17/1, 20/46, 22/61, 22/75, 40/20, 58/1,
21 ay rı yerde papağan gibi işitir ve bilir der.
2/137, 2/181, 2/224, 2/227, 4/148, 5/76, 6/115, 7/200, 8/17, 8/42, 8/61, 9/98, 9/103, 10/65, 12/34, 24/21, 24/60, 26/220, 29/5, 29/60, 49/1,

Yaratıcı bilinmeyen ve tanımlanamayandır, bu dünya için sır olandır. Yaratıcının işitmesi, görmesi ve bilmesi diye birşey yoktur. Bunları bir varlık özellikleridir.
Bunları bu kadar çok tekrar eden batıl tanrılar ve dinleri Gerçek Yaratıcıyı basit tanrılar vasfında milletin beynine yerleştirmek için özel olarak yaparlar.

23 ayrı yerde savaşmak, cihad tavsiye edilir.
2/190, 2/193, 2/216, 2/244, 4/71, 4/74, 4/76, 4/84, 8/39, 8/60, 8/65, 9/14, 9/24, 9/29, 9/36, 9/38, 9/41, 9/73, 9/111, 9/123, 25/52, 57/10, 61/4, 66/9,

4 ayrı yerde bulduğunuzda, gördüğünüzde öldürün der.
2/191, 4/89, 4/91, 9/5, 33/61

''Allah hesabı görmede, ceza vermede çabuktur'' lafını 9 ayrı yerde tekrarlar.
2/202, 3/19, 3/199, 5/4, 7/167, 13/41, 14/51, 24/39, 40/17,

Yerleri ve gökleri 6 günde yaratıldığını 7 ayrı yerde tekrarlar.
7/54, 10/3, 11/7, 25/59, 32/4, 50/38, 57/4

'Göklerde ve yerde olanlar onundur' cümlesini 31 ayrı yerde tekrarlar.
2/116, 2/255, 2/284, 3/29, 3/83, 3/109, 3/129, 4/126, 4/131, 4/170, 4/171, 5/97, 6/12, 10/66, 10/68, 14/2, 16/52, 20/60, 21/19, 22/64, 24/64, 29/52, 30/26, 30/27,
31/26, 34/1, 42/4, 45/37, 48/7, 49/16, 53/31,

Kuran'ı Arapça olarak indirdiğini 10 ayrı yerde tekrarlar.
12/2, 13/37, 20/113, 26/195, 26/198, 39/28, 41/3, 42/7, 43/3, 46/12

Şeytan, şeytan, şeytan......Kuranın tamamı neredeyse şeytanın üzerine kuruludur.

O yücedir, şanı yücedir, büyüktür. 21 ayrı yerde.
2/255, 6/100, 7/190, 9/40, 10/18, 16/1-3, 17/1, 22/62, 23/92-116, 27/63, 28/68, 30/40, 31/30, 34/23, 40/64, 42/4-51, 43/85, 55/78, 67/1

Allah güçlüdür, üstündür, hakimdir, merhametlidir. 44 ayrı yerde
2/209-220-228-240, 3/4-6-18-62, 4/56-165, 8/10-49, 9/40-71, 11/66, 14/47, 22/40-74, 26/9-104-122-140-159-175-191, 27/78, 29/26-42, 30/5-27, 31/9-27, 32/6, 35/28, 38/66,
44/42, 45/37, 57/1-25, 58/21, 59/1-24, 61/1, 62/3, 64/18, 67/2

Tam 89 ayrı yerde ''Allah bağışlayandır'' der.
2/173-182-192-199-218-225-226-235, 3/31-89-129-155, 4/23-25-42-96-99-100-106-110-129-152, 5/3-34-39-74-98-101, 6/54-145-165, 7/153-167, 8/69-70, 9/5-27-91-99-102, 10/107, 11/41, 12/53-92-98, 16/18-110-115-119, 17/44, 22/60, 24/5-22-62, 25/6-70, 27/11, 28/16, 33/5-24-50-59-73, 35/28-30-34-41, 38/66, 39/5-53, 40/3, 42/5-23, 46/8, 48/14, 49/5-14, 57/28, 58/2-12, 60/7-12, 64/14-17, 66/1, 67/2, 71/10, 73/20, 85/14,

Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

Sözü sadece rahman suresinde 17 kere takrarlanmıştır.

“Kuran'da birçok yerde bir konu anlatılırken hiç alakasız bir konuya atlar, Normal bir yazarın bile yapmayacağı konu dağınıklığı vardır.Okuyana anlama kolaylığı vermez. Bu kadar gelişigüzel tekrarların yapıldığı ve bu kadar cümlelerin gelişigüzel kesilip alakasız cümlelerin başladığı bir kitapta istediğin gibi oyunlar oynayabilirsin.

Şimdi şu sureye baktığınızda konuyu daha iyi anlayabileceksiniz.

RAHMAN SÛRE-İ ŞERİF'İ

44. Onlar, cehennemle kaynar su arasında dolaşır dururlar.

45. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

46. Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardır.

47. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

48. İki cennet de çeşit çeşit ağaçlarla doludur.

49. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

50. İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

52. İkisinde de her türlü meyveden çift çift vardır.

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

54. Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. İki cennetin de meyvesinin devşirilmesi yakındır.

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

56. Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

58. Sanki onlar yakut ve mercandırlar.

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

60. İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

62. Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

64. Bu cennetler koyu yeşildirler.

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

66. İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

68. İkisinde de her türlü meyveler, hurma ve nar vardır.

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

70. İçlerinde huyu güzel yüzü güzel kadınlar vardır.

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

72. Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş hûriler vardır.

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

74. Bunlara onlardan önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

76. Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel döşemelere yaslanırlar.

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

78. Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir.

Bunu yazan bir kitabı… Allah göndermiştir demek mümkünmü?

BÖYLE BİR CÜMLE ALLAHIN OLABİLİRMİ Kİ? KURAN ALLAHIN KİTABI OLSUN

Gelelim isa ve incile..Kuran İsa yı peygamber kabul ediyor ve İncili kutsal görüyor..

MAİDE-75…Meryem'in oğlu mesih yalnızca bir peygamberdir. Ondan önce de bir çok peygamberler gelip geçti. Annesi de gayet doğru bir kadındır. İkisi de yemek yerlerdi. Bak biz onlara ayetlerimizi nasıl açık anlatıyoruz! Sonra da nasıl çevrildiklerine bir bak

Kuran a ve Allah a göre ikisinin de yemek yemesi çok önemli onların doğru insan olduklarının kanıtı.

Bütün yemek yiyenler doğru insanmıdır.Doğru ve iyi olmayanlar neyle beslenmektedirler.

Allah böyle bir cümle kurar mı? İkiside yemek yerlerdiJ

KURAN’DA SEX KÖLELİĞİ VE SÜBYANCILIK VAR ..

BU KİTABA ALLAHIN KİTABI DEMEK ALLAHA HAKARET DEĞİLMİDİR

Kazanılan savaşta ele geçen kadınlara cariye, erkeklere de köle denir.

Cariyelerin çoğunluğu evli, kocalari öldürülmüstür. Cariyeler Kadin sex köleleridir.

Sadece KÖLE erkek köleler icin kullanılır. Erkek köleleride sex kölesi olarak kullananlar olmustur. Fakat bunu kuranda kanitlayacak kesin ifade yoktur.

Köle ve Cariyeler savaş ganimetidir. Savaşta ganimetlerin nasıl paylaşılacağını Allah açık açık anlatmıştır.

ENFAL-1..Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin

ENFAL-41..şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığığınıız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir.

Peygamber yetimlere miskinlere ve yolda kalmışlara Köle ve cariyeleri nasıl dağıtabilmektedir? Bu sureyi Allah bana vahiy etti demek Allaha hakaret değimlidir? Muhammed otomatik olarak Savaşta elde edilen köle ve Sexkölesi(cariyelerin) % 20 ini alıyor geriside diğerleri tarafından pay ediliyor.

SEX KÖLELİĞİ (CARİYELER) FUHUŞ (MENFAAT EDİNMEK İÇİN SEX)

Cariyeler cinsel ilişkilerde kullanılır ve nikahlanma yoktur...

Cariyeler evin gündelik her türlü işlerinde kullanılırlar...

Cariyelerinden bıkanlar bir mal gibi esir pazarina götürüp satarlar veya baska bir cariye ile degiş tokuş ederler...

Cariyelerini isterlerse başkalarina hediye ederler...
Cariyeler eve gelen misafirlere cinsel ilişkiye girebilmeleri icin ikram edilirler...

Aşagida ki ayette cariyelerini istedigin zaman cinsel ilişkide kullanılabilecegin yazmaktadır. Ayni anda kaç tane cariye ile birlikte olacağına dair de bir kısıtlama yoktur.

AHZAB..52 - Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.
NUR SURESİ..33- Evlenemiyenler (malî imkânı buna elvermiyenler) Allah kendilerini fazl-u kereminden zengin kılıncaya kadar iffetli kalmaya çalışsınlar. Sahip olduğunuz köle ve cariyelerinizden belli bir para ِdemek suretiyle azâd edilmesi hakkında yazılı bir anlaşma yapmak isteyenlerle —onlarda iyi bir durum biliyorsanız— yazılı anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için cariyelerinizi iffetli kalmayı arzu edip duruyorlarsa fuhşa sakın zorlamayın. Kim onları (bu hususta) zorlarsa, elbette Allah onların zorlamasından sonra (o cariyeleri) çok bağışlayan ve

(haklarında) çok merhamet edendir.

Allah"fuhuşa sakın zorlamayın. " Ifadesiyle sex köleleri cariyelerle fuhuşu serbest birakmakta olduğunu görüyoruz.Bu cümleden anlaşılan fuhuş yapılabilir ama fuhuşa zorlamayındır. Bununla birlikte zorlayıp cariye işini iyice sulandıranlara ,,Allah nazikce "yapmazsaniz iyi olur" diyor...Fuhusa zorlama ve fuhus var...
Fuhuş derken "cariyelerinizi başkalarina peşkeş çekmeyin" denilmekte yoksa sahibinin cariyesi ile zaten sorgusuz sualsiz cinsel iliski serbestligi var.
Ayette cariyelerini baskalarina ikram edip fuhusa zorlayanlar kastedilmektedir.

Cariyelerin sahipleri cariyelerini eve gelen misafirlere ikram etmeseler sapık ilişkilerde zorlamasalar "fuhusa zorlamayın" denilir mi?

Üstelik "Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için cariyelerinizi fuhuşa zorlamayın" diye söylemekle .Yani pezevenklik yapmayın demektedir. Bu cümlenin anlamı budur.

NİSA SURESİ..AYET.3 - Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetememekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.

Dört kadına kadar çokeşliliği uygun gören, günümüzde hala bu ilkelliğin sürdürülmesine sebep olan ayet. Elbette çokeşlilik derken, bu hakkın sadece erkeklere verildiğini de belirtelim. Bir diğer dikkat çeken nokta da ‘veya cariyeler ile yetinin’ kısmı. Buradan anlaşılacağı üzere, nikâhlı dört kadından öte sınırsız sayıda cariye (alınıp satılabilen kadın köle) sahibi olmak ve onlarla ‘yetinmek’ de dinen meşru.

NİSA SURESİ..AYET.24 - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

MÜMİNUN SURESİ..AYET..6 - Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

AHZAB SURESİ..AYET..50 - Ey peygamber! Biz bilhas sa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Muhammed'in cinsel hayatı hakkında inen bu özel ayetin Türkçeye tercümesi esnasında anlamından sapan bir detay daha görüyoruz. ‘Allah’ın sana ganimet olarak verdikleri’ denilirken burada savaş esirlerinden bahsediliyor. Ailelerini savaşta kaybeden, müslümanların eline düşen, muhtemelen müslüman bile olmayan kadınlar ‘helal’ kılınıyor. Buradaki helal kılınmaktan kastedilenin ‘tecavüz’ olduğunu anlamak için herhalde hafız olmak gerekmiyor. Hala kızı, dayı kızı, teyze kızı gibi ensest olgulara ise hiç girmek istemiyoruz.

SÜBYANCILIK(KÜÇÜK ÇOCUKLARLA SEX)

Kuranda sùbyanciligin oldugunu iki ayetle kanitlamaktayiz....Talak 4. ve Nisa 23. ayetler...

Nisa Suresi..ayet.23 - Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız,
-anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur-
öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikah altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka.10 Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Dolayisi ile anasına bakıp serbetsce üvey kızı ile cinsel ilişkiye girilmesinde sakınca olmadigını vurgulayan bir ayettir.

Sübyancılığın (çocuklarla sex) önünü açan diger ayet ise Talak 4. ayettir.

TALAK suresi ..ayet..4 - Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır.
Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

Boşanmanın esaslarının anlatıldığı bu ayet hayli ilginç bir detay içeriyor. ‘Henüz adet görmeyen’ kadınlardan ‘nasıl boşanılacağı’ anlatılıyor. Doğal olarak buradan şu sonuç çıkarılıyor; daha ergenliğe girmemiş kızlarla evlenilebilir ve hatta boşanılabilir! Esasen pedofili diye tabir edilen bu durumda pek şaşılacak bir şey yok, zaten yüzyıllardır İslam'ın egemen olduğu ülkelerde yaşanan bir uygulama. Kurandaki karşılığı da bu ayette kendini göstermiş.

Kuranı cahil cühela uçkur düşkünleri yazmıstır.Öyle olmasa,,,

Yaratan bir gücün bedevinin cinsel sapıklıklarının Önlerini açıp azdırmak için yanıp tutuşduğunu düşünmek akıla mantığa sıgmaz.

Böyle insanın köle olmasını savunan bir kitabı Allah gönderdi diyebilirmiyiz?

Köleciliği savunan bir Kitaba Allahın kitabı demek Allaha hakaret değimlidir?

Yarattıklarının birbirini öldürmesinden nasıl bir keyf almaktadırki Allah sürekli savaş ve öldürme istemektedir.

Böyle bir Allah olabilirmi? Yada Allah böyle savaş kitabı göndermiş olabilirmi?

ALLAH GEÇERLİLİĞİ KALMAYAN EMİRLER VERİRMİ? BU KURANIN İNSANLAR TARAFINDAN DÜZENLENDİĞİNİN KANITI DEĞİLMİDİR?

NİSA SURESİ..3 AYET…Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın.[1] Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.

İslamın çok eşliliği destekleyen görüşüne dair kimi müslümanlar ; “O zamanlar savaş vardı ve kadınların korunması gerekiyordu.Kadın sayısı erkekten fazla olduğu için bir erkeğin birden fazla kadının sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyordu.” şeklinde açıklama yaparlar.Ancak Kuran’ın bu hükmü , günümüzde geçerliliğini yitirmiş olacak ki , dünya nüfusunda kadın erkek sayısı hemen hemen eşittir. Bunun sebebi , matematiksel olarak bir canlının doğduğu zaman kadın veya erkek olma şansının aynı , %50 olmasıdır.Sonuç olarak bu ayetin günümüzde geçerliliği kalmamıştır. Bu da bize Kuran’ın çağımıza hitap etmediğini , çağımız koşullarıyla uyuşmadığını gösterir

Sadece peygambere ve eşlerine gelen ayetler vardır.bu ayetlerin günümüzde geçerliliği yoktur.hatta bunlar mantıken düşünüldüğünde kurana yazılması gereken şeyler değillerdir.Direk olarak peygambere ve eşlerine söylenmiştir zaten.

Örnekler..

AZHAB SURESİ 37. Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork!" diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Azhab suresi38. Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur.

Savaşlarla ilgili olanlar vardır.Uhud yada hendek savaşının taktiğini Allah vermiştir..o savaşlar zaten o devirde bitmiştir.o ayetlerde hükümsüzdür..

Bunlara benzer bir sürü uygulanması mümkün olmayan yada geçerliliğini yitirmiş ayetler vardır.

Radikal İslamcılar uygulanması bügünün şartlarında ilkel olan ve toplumlar tarafından kabullenmeyecek olanlarıda uygulattırma zorlaması yolunu seçerler. Ama bir çokşeyi uygulamanın mümkün olmadığını kendileri de bilir.

Kadınlara Miras konusundaki sureler uygar toplumlarda geçerliliğini yitirmiştir.

Yukarıda verilen örneklerden anlaşılacağı gibi Kuran’ın çağımıza hitap etmediğini , çağımız koşullarıyla uyuşmadığını gösterir

KURAN ALLAHIN MANTIKSIZ OLDUĞUNU SÖYLEMEKTEDİR.

MUHAMMED suresi-15-ayet…Allah'a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Yukardaki sureye göre cennetteki en önemli içki şaraptır.Sizce şarabı yararlı ve iyi gördüğü için cennetin en önemli içkisi yapan Allahın yaptığı mantıklımıdır.

Yoksa bunu yazan kitabın Allahla bir ilgisi yokmudur?

KURAN ALLAHIN İNSANIN VUCUDUNU BİLE BİLMEDİĞİNİ YAZMAKTADIR

MUHAMMED suresi-15-ayet…Allah'a karşı….. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Allah kurana göre insanlar su içtiğinde bağırsaklarına gittiğini sanmaktadır. Kaynarsuyu içen kimsenin önce ağzı dili sonra boğazı yanar oradanda böbrekler ve idrar yoluna ..kaynar suyun bağırsağa gitmesi mümkün değildir.

Bu nu Allah bilmiyor olabilirmi? Yoksa Allah böyle bir kitap göndermezmi?

Sizce hangisi?

KURAN DA YAZANLARA GÖRE ALLAH KÖLELER OLMASINI NORMAL GÖRÜYOR.

Aşağıda örnek verdiğim Kurandaki sure ve ayetler köle ve kölecilikle ilgilidir.

Kuranın Türkçesini alıp görebilirsiniz.Sadece bu Köle olayı bile Kuranın Allah la ilgili olmadığınının en büyük kanıtıdır değilmi?

Hangi Allah yarattığı kullarını Köle ve hür diye ayırır.Siz çocuklarınız arasında böyle bir ayrım yapabilirmisiniz?

NAHL 75..Allah şunu mİsal getirdi: Bir yanda hiçbir şeye gücü yetmeyen bir köle, diğer yanda tarafımızdan güzel bir rızık verdiğimiz, ondan gizli, açık olarak harcayan hür bir insan, bunlar hiç eşit olur mu?

Birde Kurana göre Allah ırk ayrımı yapmaktadır.

BAKARA SURESİ 47Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi, sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Kurana göre Allah Yahudileri üstün ırk olarak olarak görmektedir.

Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir kuran Allahın kitabı olabilir mi?

KURAN ALLAHIN BİR TÜRLÜ KARAR VEREMEYEN OLDUĞUNU UNUTKAN OLDUĞUNU YAZIYOR

Bakara-180. Sizden birisine ölüm yaklaştığında, eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılındı. Bu vasiyetin anne ve baba ile akrabaya uygun şekilde yapılması gerekir. Bu, takvâ sahipleri üzerine bir borçtur.

Bu ayete göre vasiyetin farz olduğunu ve bir Müslüman öldüğünde bıraktığı vasiyetin geçerli olduğunu düşünüyorsanız aldanırsınız. Ne vasiyet ederseniz edin hükmü yoktur. Miras pa ylaşımı aşağıdaki ayetlere göre yapılır:

Nisa/ 11-12. Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır…. (diye devam ediyor)

Bir surede vasiyet iniz geçerli mirasınızı istediğiniz gibi dağıtın diyor.Diğer bir surede mirasınızı benim size söylediğim şekilde dağıtacaksınız diyor..

Böyle bir olay bir hukuk kitabında olsa Hakim nasıl karar verebilir? veremez tabiî.

Böyle bir hatayı Allah yapmayacağına göre kuran Allahın kitabı olabilir mi?

Enam-163. O’nun hiçbir ortağı yoktur; böyle emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim.”

Yukarıdaki ayet, Muhammed hazretlerinin ilk müslüman olduğunu belirtir ama hükümsüzdür.

Araf-143. “Sen sübhansın”, “tevbe ettim, sana döndüm ve ben müminlerin ilkiyim,” dedi.

Yukarıdaki ayet de Musa‘nın ilk müslüman olduğunu belirten ayettir ve o da hükümsüzdür.

Her iki ayeti de hükümsüz kılan ayet:

Ali İmran- 67. İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyandı. Fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

İbrahim, Muhammed’den de, Musa’dan da önce yaşadığına göre müslümanlığı onlardan öncedir.

Kuran Böyle yazmaktadır.Allah ilk Müslüman kim karar veremez mi..Bunu yazan kitab Allahın kitabı olabilir mi?

ALLAH KENDİ KULLARININ ÖLDÜRÜLMESİNİ EMREDİYOR

Şimdi şu surelerin ayetlerini lütfen dikkat li okuyun.Allah sürekli savaşın öldürün köle ve cariye alın ganimetleri benim söylediğim şekilde paylaşın ve helali hoş olarak yeyin diyormuş.

ENFAL-1..Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin

ENFAL-41..Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir.

ENFAL-69..Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Muhakkak ki, Allah bağışlayıcıdır ve merhamet edicidir.

HAŞR-7..Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Sizeneyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir

MÜMTEHİNE-11..Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.

Bu kadar açık ve açık olan şey üzerine yorum yapmak ve konuşmak gereksiz..

Bunu yazan bir kuran Allahtan gelmiş olabilir mi?

KURAN ALLAH İÇİN NE DEDİĞİNİ BİLMEZ BİR YARATICIDIR YAZIYOR

İSRA SURESİ ..61..Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik, onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben, çamur hâlinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.

Yazıyor ki kuran Allah insanı o kadar değerli olarak görüyordu ki melekler in secde etmesini istemişti.

INSAN NANKORDUR:
"Kahrolası insan ne nankördür (inkârcıdır)" (Abese 80/17)
"O size istediğiniz her şeyden verdi. ALLAH'ın ni'metlerini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan zâlim ve keffardır (nankördür) " (İbrâhim 14/34)

INSAN NANKORDUR VE CAHILDIR;
"Biz emâneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o (insan) çok zâlim ve çok câhildir!..." (Ahzâb 33/72)
İNSAN YAGMACIDIR:
"Malı öyle bir seviş seviyorsunuz ki yığmacasına!..." (Fecr 89/20)
İNSAN SAPIKTIR;
"Andolsun ki; cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar; gözleri vardır, onlarla göremezler; kulakları vardır, ama onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidirler, hatta daha şaşkın (dallun:sapık) dırlar. İşte gafiller bunlardır." (A'râf 7/179)
INSAN HAYVANDIR;
"Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini veya anladıklarını (kavradıklarını) mı sanıyorsun? Onlar sırf hayvan gibi, hatta gidişçe (yolca) daha sapkındırlar. (dallun) " (Furkân 25/44)

Allah ne yaptığını bilmez olabilir mi? Kuran bunları yanlış yazıyor olmalı.Allahın kitabı olamaz çünkü ..Allah bu Bi Öle Bi böle söylemez…

KURANDA YAZANLARA GÖRE ALLAH ÖNCE AHLAKSIZLIK DEDİĞİ ŞEYİ SONRA KABUL ETMEKTEDİR.

Nisa suresi muhammedin söylediğine göre gelen üçüncü suredir.Burada Aile içi evliliğe karşı çıkılmakta ve kızılmaktadır.

NİSA SURESİ 22. Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. Çünkü bu bir hayâsızlık, öfke ve nefret gerektiren bir iştir. Bu, ne kötü bir yoldur.

AZHAB SURESİ 37. Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork!" diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Azhab suresi38. Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur.

Fakat 33 sırada sonradan geldiği söylenen surede muhammedin oğlunun karısıyla evlenmesinde sakınca görmemekte hatta babaların evlatların karılarıyla evlenme me geleneği sona erdirilmiştir denmektedir.

Böyle şeyleri Allah göndermiş olabilir mi?

KURANA GÖRE ALLAH KADINLARA DÜŞMANDIR.

NİSA -117. Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere tapıyorlar. Hâlbuki azgın bir şeytana tapmaktadırlar. (Allahın kadın hakkında azgın şeytan kadın demesi)

Bir anlaşamama durumunda şahit olabilecek erkek varsa kadın bu konuda şahitlik yapamaz. Kadın şahitlik yapacak akıldan yoksundur.

BAKARA SURESİ..AYET..282….şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir

Kadınlara miras olarak bir şey kalırsa kendine düşen payın ancak yarısını alabilir.

NİSA SURESİ..AYET 11..Allah, size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. İki den fazla kız iseler,bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.

Erkekler tarafın dan şiddet uygulanması dövülmesi

NİSA SURESİ..AYET.34..Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. onları dövün.

Kadının kocasını,Eşini birden fazla kadınla paylaşmak onursuzluğuna zorlanması

NİSA SURESİ..AYET.3..Eğer, yetim kızlar hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın.Eğer adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz ile yetinin.

Siz kızınıza böyle davranabilirmisiniz ki Allah yarattığı kadına böyle davransın.

Siz kuran Allah kitabıdır diyebiliyormusunuz ?

Ahzap suresinin 51. Ayeti su sözlerle basliyor: -"(Ey Muhammed!) Onlardan (yani karilarindan) diledigini geriye birakir, diledigini öne alabilirsin..." Ne demek bu? Hadis ve yorumlara göre su demek: -"Ey Muhammed! Artik nöbet, sira zorunlu degil senin için. Nöbeti, sirasi gelse bile, diledigin karinla cinsel birlesmeyi erteleyebilir, ondan önce diledigin karinla yatabilirsin." Sözün özü: Kuran'in tanrisi, Muhammed'in, karilariyla olan cinsel iliski düzenindeki isini kolaylastiriyor. Iliskiyi siraya koyma zorunlugunu kaldiriyor. "Hangi karinla ne zaman yatmak istersen özgürsün" diyor.

Iste bunun üzerine Aise dayanamayip o sözü söylüyor: -"Görüyorum ki senin Efendi Tanri'n, senin seyinin keyfini ..." Aise, bu durumu daha sonra,

Ahzap'in 51. Ayeti gelince anladigini;

50. Ayet geldigindeyse bunu pek anlayamadigini ve o nedenle, 50.ayette, "Peygambere kendini (hem de mehirsiz olarak) verebilecek kadin "dan söz edilince su tepkiyi gösterdigini belirtiyor: -"Olacak sey mi? Bir kadin utanmaz mi ki, kendini bir erkege armagan etsin?"(Tecrid, hadis no:1721) Karilar içinde ayricalikli olanlar: Muhammed, kimi karilarini daha çok severdi. Kimini de daha çok tutardi. En çok tuttugu karilarinin basinda Aise geliyordu. Ebubekir'in kiziydi, o nedenle de etkiliydi. Zaman zaman Muhammed'e kafa tutar gibi durumlari bile olabiliyordu. Zeki de oldugu için, birtakim ayricaliklar saglayabilmisti.

Bu hadisin basinda, Aise aynen söyle diyor: -"Peygamber benimle evlendi; ben o sirada 6 yasindaydim." Evet, bir yanda 49 yasindaki Muhammed, öbür yanda 6 yasindaki Aise evleniyorlar. Muhammed ile evlendigi zaman Aise'nin 6 yasinda oldugunun Islam dünyasinda kabulu zorunlu. Çünkü bunu anlatan "hadis", tartismasiz "saglam(sahih)" kabul edilir.

Bu hadisi, Islam dünyasinda en saglam olarak benimsenegelmis olan Buhari'nin ve Müslim'in "e'sSahih"lerinde de buluyoruz. Anlatildigina göre evlilik gerçeklesiyor ama yine de 3 yil kadar zifaf (yani cinsel birlesme) gerçeklesmiyor. Bu süre geçtikten sonra oluyor zifaf ! Aise 9 yasindayken 52 yasindaki Muhammed ile gerdege giriyor: Kadinlar, beni ona teslim ettiler. Ve ben o siralar 9 yasindaydim." Aise, Muhammed'in koynuna verilmek üzere götürüldügünde, salincakta sallanip oynayan bir oyun çocuguydu. Yani Muhammed, 52 yasinda böylesine bir çocukla cinsel birlesimde bulunmustu.

Islam hukuku bundan su sonucu çikariyor:" 9 yasindaki bir kiz, müstehat (sehvete konu olabilecek çagda) sayilir" diyor. Ve bu nedenle de 9 yasindaki bir kiz çocugu ile evlenilebilecegini bildiriyor.

Devenin üzerinde kapali bir yer ("mahmil"); Aise de içinde. Gidilir; baskin yapilir, elde edilecekler elde edilir ve dönüs baslar. Gidis Medine'ye dogru. Derken bir konak yerinde biraz kalinir. Gecenin bir kesimi. Bir süre sonra; kalkip yola koyulmaya yönelis. Tam bu sirada bir sey olur: Aise çisi için ya da öbür isini görmek üzere birlikten ayrilir. Ayrilisini haber verse olmaz miydi? Olurdu ama, kimseye haber vermemis iste.:

Muattal Oglu Safvan. Safvan, Aise' yi devesine bindirir. Yola koyulus. En sonunda, bir konak yerinde birlige ulasilir.
Aise ayrilip giderken o denli insan içinde nasil olmustu da kimse görmemisti? Yani Safvan' la Aise birbirlerini taniyorlardi. Bu "tanisma", ileri ölçülerde bir "anlasma" ya varmis olamaz miydi? Aise "zina" ile suçlaniyor: Aise' nin Safvan' la yolda "neler yapmis olabilecegi" üzerinde duruluyordu. Yogunlasan kusku. Dedikodular alip yürümüstü. bunun üzerine. Muhammed'den izin alir ve babasinin evine gider. Orada da, durumuna iliskin "Tanrisal bir açiklama" bekler. (Ayni hadise bkz.) Beklenen "vahiy" bir türlü gelmiyor: Hadiste, bu olaya iliskin "vahy"in "gecikmesi"nden sözediliyor. Ve Muhammed, "kari"sindan, yani "Aise"den ayri kalisindan dogan soruna çözüm için yakin çevresini topluyor. Bunlarin içinde Ali de vardir.

Ali, görüsünü söyle dile getiriyor: - "Ey Tann Elçisil Ta nri dünyayi sana dar etmedi ya! Aise'den baska da kadin var, kadin çokl"

Muhammed: "Aise! Böyle bir suçun varsa tevbe et!" - "Aise! Senin hakkinda bana söyle söyle dedikodular geldi (Safvan'la iliski kurdugundan sözediliyor).

Eger bu suçu islemedinse Tanri seni aklayacaktir. Ama eger isledinse bu suçundan dolayi Tanri'ya yönel, tevbe et! Çünkü bir kul, suçunu boynuna alir ve tevbe ederse, Tanri da onun tevbesini kabul eder." Aise'nin "zina" etmedigine iliskin "18 ayet" birden iniyor: Onca (hadise göre bir ay) gecikmeden sonra "vahy" gelmistir. Hem de kimine göre "10 ayet", kimine göreyse "18 ayet" birden... (Bkz. Nûr, ayet: 11-20. Buna göre toplam: 10 ayet. Ama tefsirlerde toplam: 18 ayet oldugu belirtilir. Bu ayetler, birinci ve ikinci orijinalleri yakildigi için Muhammed dönemindeki biçimini tam olarak bilemedigimiz (bunun için daha sonraki yazilara bkz.) Kur'an' in bugünkünde, Nur Suresinde yer aliyor. Bu ayetlerde, "zinayi" kanitlamak için "dört tanik göstermek gerektigi", bu gösterilmedigi zaman iftira olacagi açiklandiktan (bkz. Nur, ayet: 13) sonra, ad vermeden "iftira edenler" çok agir biçimde kinaniyor. Iste âyetlerden bir kesim (Diyanet'in resmi çevirisiyle): - "Muhammed' in esine o yalani uyduranlar, içinizden bir gürûhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayin. O, sizin için hayirli olmustur. O kimselerden her birine, kazandigi günâh karsiligi, cezâ vardir. Içlerinden elebasilik yapana ise, büyük azâb vardir. Onu isittiginiz zaman; erkek, kadin mü'minlerin, kendiliklerinden hüsn- ü zanda bulu- nup da: 'Bu apaçik bir iftiradir!' demeleri gerekmez miydi? Dört sahid getirmeleri gerekmez miydi? Iste bunlar, sâhid getirmedikçe Allah katinda yalanci olanlardir. Allah'in dünyâ ve âhirette size lutuf ve merhameti olmasaydi o kötü sözü yaymanizdan ötürü, büyük bir azaba ugrardiniz.

Tanri "vahiyle" açiklama yapacakti da, bu açiklamayi daha önce, yani dedikodular olusup yayilmadan niçin yapmadi? Neden "bir ay" bekledi de, basta "peygamber"i ve sevgili karisi olmak üzere herkesi üzdü? Gelismeler neden böyle olmustur?

5- Bir "zinanin" kanitlanmasi için "dört tanik" istemek, gerçekçi bir yaklasim midir?

Hadiste belirtildigine göre: Aclanogullari'nin ileri gelenlerinden Medineli Asim Ibn Adyy in ve ayni kabileden Uveymir'in

"Peygamber"den bir sorulan olur: - Bir adam, karisini bir adamla zina ederken bulsa ne yapmali? Karisinin tam karni üzerinde bulsa? Eger gidip dört erkek tanik bul- maya yönelirse, zina eden adam isini bitirip gidecektir!!!

Dört tanik mi aramali, yoksa..?

Muhammed 56 yasindaydi o sirada. Güzel körpecik Cüveyriyye'yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemisti. Suyun yaninda hemen kurulan mesin çadirinda isini görmüstü. Karilarindan Aise de oradayken... Cüveyriyye ve Aise ayni yastalardi. Medine'ye dönüste de Aise'nin kolyesi ve Safvan olayi meydana gelecektir. Acaba, Aise Muhammed'den bir öç almak istemis miydi? Cüveyriyye'yi kiskanmis olarak?.. "Kurtulmalik" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavusturulmadan bir sey olmustu. Anilmaya, üzerinde durulmaya deger bir sey:
Muhammed, tutsak kadinlarin irzlarina geçilmesine izin veriyor:
Ebu Said el Hudfi'nin anlatmasiyla "tutsaklar arasinda Arab'in en
nefis kadinlari" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskini gerçeklestirmis olan Müslümanlarin agizlarinin suyu akiyordu güzel kadinlari görürken. Hemen yatmak istiyorlardi. Yatmak istedikleri kadinlar, birer "cariye" durumuna gelmis degiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler.

Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadinlar"la cinsel iliskide bulunmak istiyorlardi. Ama bir sorunlari vardi: Ya çocuklari olursa? Iliski kuracaklari bu kadinlardan çocuk olsun istemiyorlardi.

" (Bkz. Diyanet yayinlarindan Tecrid, 1596 numarali hadis, not: 1.) Kisacasi: Tutsak kadinlarin irzina geçebilirlerdi "gaziler". Ama bu is i yaptiktan sonra da "çocuk sorunuyla" karsilasmak isteniyorlardi. Çünkü gerektiginde bu tutsak kadinlari satabilirlerdi. Buna bir engel çikmamaliydi. "Azl"i bunun için istemis ve "Peygamber"e danismislardi. Peygamber de temelde bu kadinlarin irzlarina geçilmesinde bir sakinca görmüyordu, buna izin veriyordu.


Muhammed'in Zeyneb'i de karilari arasina katmasinin öyküsü:


Zeyneb Bint Cahs, Muhammed'in ogullugu Zeyd'in karisidir. Zeyd'i Muhammed kcndisine "ogul" edindigi için herkes ondan "Muhammed'in Oglu (Zeyd Ibn Muhammed)" diye sözeder.

Muhammed bir gün, Zeyd'i görmek için onun evine gider. Zeyd'i bulamaz, Zeyd'in karisi Zenneb'le karsilasir. Birden tutulur Zeyneb'e. Bir kadina Muhammed'in ilgi duymasi, o kadinin baska erkege -bu erkek kocasi da olsa- uygun olmaktan çikmasi ve dolayisiyla Muhammed'in olmasi gerektigi sonucunu dogurmaktadir.

Bu nedenle Zeyd durumu ögrenir ögrenmez Muhammed'e gidip konusur.

Zeyd: -Karimdan ayrilmak istiyorum.

Neden? Seni kuskuya düsürecek bir sey mi yapti?

Vallahi hayir. Beni kuskuya düsürecek hiçbir seyi olmadi.

Onun iyilikten baska birseyini görmedim.

(Zeyd' in esini bosamak istemesinin nedeninin Müslüman

Kaynak: http://aydinlatici.blogcu.com/kuranin-allah-in-gonderdigi-bir-kitap-olmadiginin-kanitlari/11986809

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 301
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Bu aydinlatici.blogcu'nun yazarını tanıyan var mı acaba? burlardaysa kendisine selamlarımı iletiyorum.

Allah varmış gibi konuları ele alıyor. Aldatılmış insanları uyandırmada çok etkili bir anlatım yöntemi. tabiyki tarafsız düşünebilenler için..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini yaratıcı yerine koyup fikir yürütmek doğru sonuç vermez.ama kendini peygamberin yerine koyup fikir yürütebilirsin.kitabı sen yada ben yada peygamber uydursaydı yada azıcık aklı olan biri yazsaydı aynı şeyleri tekrarlayıp durmazdı.buda demektir ki kitab insan yazması değildir.... :) zaten kitab objektif incelenirse insanın yazmadığı gün gibi ortadadır.mucizedir ,şöyle ki inanan için mükemmel bir kitap,inanmayan için uyduruk kitap....Zaten kitabın yazarıda inanmayanların inanmama nedenlerini kitapta açık ve net tarif etmiş....kalblerin özünü bildiğini ıspatlamış.şah damarından yakın olduğunu ıspatlamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini yaratıcı yerine koyup fikir yürütmek doğru sonuç vermez.ama kendini peygamberin yerine koyup fikir yürütebilirsin.kitabı sen yada ben yada peygamber uydursaydı yada azıcık aklı olan biri yazsaydı aynı şeyleri tekrarlayıp durmazdı.buda demektir ki kitab insan yazması değildir.... :) zaten kitab objektif incelenirse insanın yazmadığı gün gibi ortadadır.mucizedir ,şöyle ki inanan için mükemmel bir kitap,inanmayan için uyduruk kitap....Zaten kitabın yazarıda inanmayanların inanmama nedenlerini kitapta açık ve net tarif etmiş....kalblerin özünü bildiğini ıspatlamış.şah damarından yakın olduğunu ıspatlamış.

Kuran o kadar uydurukça yazılmış bir kitap ki, onu bir insan yazmış olamaz; demek ki tanrı yazdı.

Bu saçmalığı savunmak için de zaten ancak bu kadar saçma bir önerme gerekirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini yaratıcı yerine koyup fikir yürütmek doğru sonuç vermez.ama kendini peygamberin yerine koyup fikir yürütebilirsin.kitabı sen yada ben yada peygamber uydursaydı yada azıcık aklı olan biri yazsaydı aynı şeyleri tekrarlayıp durmazdı.buda demektir ki kitab insan yazması değildir.... :) zaten kitab objektif incelenirse insanın yazmadığı gün gibi ortadadır.mucizedir ,şöyle ki inanan için mükemmel bir kitap,inanmayan için uyduruk kitap....Zaten kitabın yazarıda inanmayanların inanmama nedenlerini kitapta açık ve net tarif etmiş....kalblerin özünü bildiğini ıspatlamış.şah damarından yakın olduğunu ıspatlamış.

İlginc bir tespit. Azicik akli olan biri yazsaydi boyle olmazdi.

İnananlar icin bir mucize, inanmayanlar icin uyduruk bir kitap. Dolayisi ile Allah yazmasi...

İnananlar icin hersey mucize zaten. Hicbir sey bilmeyen insanlara gore yildirimlar da aslinda Thor'un cekicini dovmesi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini yaratıcı yerine koyup fikir yürütmek doğru sonuç vermez.ama kendini peygamberin yerine koyup fikir yürütebilirsin.

haha , mesele de bu zaten dostum . Sen şimdi Kuran ı eline alıyorsun . Önce Kuran ı Allah ın yazdığını düşünerek oku , sonra da Kuran ı peygamber denen bir tane adamın yazdığını düşünerek oku . İkisinin arasındaki farkı görünce gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

haha , mesele de bu zaten dostum . Sen şimdi Kuran ı eline alıyorsun . Önce Kuran ı Allah ın yazdığını düşünerek oku , sonra da Kuran ı peygamber denen bir tane adamın yazdığını düşünerek oku . İkisinin arasındaki farkı görünce gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir :)

kardeş ne yalan söyleyim yıllardır kitabın ayetlerini okuyorum, ayetlerde beni okuyor, yüreğimi ciğerimi okuyor sanki vahiy ilk kez iniyor.... Ve söylenecek iki kelimem kalıyor:inandım ve iman ettim.
Link to post
Sitelerde Paylaş

1400 yıl önce bir arap bir şiir kitabı yazmış ve tarihin tozlu raflarında unutulması gerekirken ne hikmetse kitab yüreklere, gönüllere nakış nakış işlemiş işliyor işleyecek!!! Ya bu arap çok akıllı ufku geniş diyecem diyemiyorum ayetlere bakıyorum tekrarlarla dolu! akıllı adam niye tekrarlasın? Akılsız diyecem diyemiyorum haksızlık olur kitleleri etkilemiş... Ne diyelim en iyisi hiç yaşamamış deyip kafayı kuma gömelim:) ey benim akıllı ilim bilim sahibi ateist forumdaşlarım. Öyle ya yobazlık geri kafalılık cahilliğin zirvesi mallık bizde... Eksiksizlersiniz....

Link to post
Sitelerde Paylaş

1400 yıl önce bir arap bir şiir kitabı yazmış

şiir gibi mi ? bu nasıl şiir ki böyle bir ayet , ondan önceki ayeti yalanlıyor . valla kuran ı kim kitap haline getirmiş bilmiyorum ama bunu yaparken epey zorlanmış olmalı . 23 sene boyunca gökten ayet inecek , 30 sene sonra da biri ya da birileri bunu bir gün kitap haline getirecek ? eminim orda ayetler karman çorman olmuştur , zaten öyle gözüküyo :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Foruma her yıl ara ara girerim. Bu yıl üyede oldum 15 gündür yakın takipteyim, gözlemim o ki özellikle müslümanlara kin kusuluyor imkan olsa bi kaşık suda boğmak isteyenler çoğunlukta. İnanlara mal, aptal gözüyle bakılıyor müslümanların yanlışlarının faturası Allaha ve islama kesiliyor. Hakketen üzüntü verici... Yobazlıkta bizim yobaz müslümamlara rahmet okutturacak ateistler sürüyle olduğunu gördüm. Anladım ki yobazın dinlisi dinsizi okumuşu cahili olmuyor.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

şiir gibi mi ? bu nasıl şiir ki böyle bir ayet , ondan önceki ayeti yalanlıyor . valla kuran ı kim kitap haline getirmiş bilmiyorum ama bunu yaparken epey zorlanmış olmalı . 23 sene boyunca gökten ayet inecek , 30 sene sonra da biri ya da birileri bunu bir gün kitap haline getirecek ? eminim orda ayetler karman çorman olmuştur , zaten öyle gözüküyo :)

Evet çok haklısın hatta bir ayette 10 kişiye 100 kişi hemen sonraki ayette 100 e 200 kişiden bahsediyor. Dediğin gibi bu ve bunun gibi onlarca hataya kitap yazan biri düşmez! Eğer ki yazdırılıyorsa elçiye zeval olmaz.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet çok haklısın hatta bir ayette 10 kişiye 100 kişi hemen sonraki ayette 100 e 200 kişiden bahsediyor. Dediğin gibi bu ve bunun gibi onlarca hataya kitap yazan biri düşmez! Eğer ki yazdırılıyorsa elçiye zeval olmaz.

Ayrıca elçi hakka kavuştuğunda kitap zaten tamamlanmıştı fakat iki kapağı yoktu ve ciltlenmemişti ayrıca hafızalardada zaten kodlanmıştı. Tıpkı günümüzdeki gibi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Foruma her yıl ara ara girerim. Bu yıl üyede oldum 15 gündür yakın takipteyim, gözlemim o ki özellikle müslümanlara kin kusuluyor imkan olsa bi kaşık suda boğmak isteyenler çoğunlukta. İnanlara mal, aptal gözüyle bakılıyor müslümanların yanlışlarının faturası Allaha ve islama kesiliyor. Hakketen üzüntü verici... Yobazlıkta bizim yobaz müslümamlara rahmet okutturacak ateistler sürüyle olduğunu gördüm. Anladım ki yobazın dinlisi dinsizi okumuşu cahili olmuyor.....

Forumu dikkatli okumuyorsunuz. Sanıyorum ki herhangi bir şeyi dikkatli okumuyorsunuz ki, kuranı da matah bir şey sanıyorsunuz.

Forumda kin kusulan şey: cehalette, yalancılıkta, sahtekarlıkta ısrarcılıktır. Bunların ortak noktası, müslümanların özellikleri olmalarıdır. Bu yüzden müslümanlara tavır alınıyor gibi görülür.

İletilere bakarsanız şunu görebilirsiniz: müslümanın biri saçmalar. Birileri çıkar doğrusunu anlatır, müslümanın uydurduğu, salladığı, çoğunlukla kendi kitabı ile ters düştüğü detayları gösterir. Müslüman sessiz sedasız ortadan kaybolur. Birkaç zaman sonra gene çıkar aynı şeyi savunur ya da başka bir konuyu, bu saçmalığı temel alarak savunur. Bunlar işte cehalet, yalancılık veya sahtekarlıkta ısrarcılıktır.

Şimdi sizin savınız da şudur: bu kadar saçma sapan, yanlışlarla dolu bir kitap insan işi olamaz, demek ki bir tanrı yazmıştır. Buradaki akla zarar mantığı hemen herkes görebiliyor. Bu kitap sırf saçma sapan tekrarlarla dolu olduğu ve insana yakıştıramadığınız için bu sefer içinde başka derinlikler aramaya çalışacaksınız veya çalışıyorsunuz. Bunları getirip burada savunmaya kalktığınızda bir kısım elbette çileden çıkacak. Çünkü sizin içinde hikmetler gördüğünüz pislik çuvalından kan, vahşet. tecavüz, kıyım, faşizm ve daha nice rezalet fışkırıyor. Siz de görüyorsunuz ki islam denen pisliğin girdiği topraklar bir daha iflah olmuyor . Bunu gördüğünüz halde, sırf kendi ölüm korkunuzu görmezden gelebilmek için içinde hikmet var diye satmaya devam etmeye çalıştığınızda elbette tepki göreceksiniz. Çünkü siz de cehalet, yalancılık veya sahtekarlıkta ısrar ediyor durumda olacaksınız.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet çok haklısın hatta bir ayette 10 kişiye 100 kişi hemen sonraki ayette 100 e 200 kişiden bahsediyor. Dediğin gibi bu ve bunun gibi onlarca hataya kitap yazan biri düşmez! Eğer ki yazdırılıyorsa elçiye zeval olmaz.

Verdiğiniz örnekteki çelişkiyi göremiyormusunuz?

Kendiniz söylüyorsunuz,bir kitap yazamayacak kapasitede bir insan,ama siz allahınızı aynı duruma sokuyorsunuz...

Doğru dürüst kitap yazamayan bir tanrı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Forumu dikkatli okumuyorsunuz. Sanıyorum ki herhangi bir şeyi dikkatli okumuyorsunuz ki, kuranı da matah bir şey sanıyorsunuz.

Forumda kin kusulan şey: cehalette, yalancılıkta, sahtekarlıkta ısrarcılıktır. Bunların ortak noktası, müslümanların özellikleri olmalarıdır. Bu yüzden müslümanlara tavır alınıyor gibi görülür.

İletilere bakarsanız şunu görebilirsiniz: müslümanın biri saçmalar. Birileri çıkar doğrusunu anlatır, müslümanın uydurduğu, salladığı, çoğunlukla kendi kitabı ile ters düştüğü detayları gösterir. Müslüman sessiz sedasız ortadan kaybolur. Birkaç zaman sonra gene çıkar aynı şeyi savunur ya da başka bir konuyu, bu saçmalığı temel alarak savunur. Bunlar işte cehalet, yalancılık veya sahtekarlıkta ısrarcılıktır.

Şimdi sizin savınız da şudur: bu kadar saçma sapan, yanlışlarla dolu bir kitap insan işi olamaz, demek ki bir tanrı yazmıştır. Buradaki akla zarar mantığı hemen herkes görebiliyor. Bu kitap sırf saçma sapan tekrarlarla dolu olduğu ve insana yakıştıramadığınız için bu sefer içinde başka derinlikler aramaya çalışacaksınız veya çalışıyorsunuz. Bunları getirip burada savunmaya kalktığınızda bir kısım elbette çileden çıkacak. Çünkü sizin içinde hikmetler gördüğünüz pislik çuvalından kan, vahşet. tecavüz, kıyım, faşizm ve daha nice rezalet fışkırıyor. Siz de görüyorsunuz ki islam denen pisliğin girdiği topraklar bir daha iflah olmuyor . Bunu gördüğünüz halde, sırf kendi ölüm korkunuzu görmezden gelebilmek için içinde hikmet var diye satmaya devam etmeye çalıştığınızda elbette tepki göreceksiniz. Çünkü siz de cehalet, yalancılık veya sahtekarlıkta ısrar ediyor durumda olacaksınız.

öncelikle ayetlere saçma sapan ifadesini kullanmadım.Rabbimin kelamını tenzih ederim.Ayetler benim için kusursuzdur.Zahirde aklıma takılan ayetleri araştırdığımda mutlaka müsbet sonuca varmışımdır.Bundan sonra varamazsamda hata bendedir, kuranda değil.

ben duruma sizin gözünüzle empatik yaklaşıyorum .Burda mevzu bahis konu başlığıdır:Kuran ın Allah kitabı olmadığının Kanıtları;size göre bu kitabı insan yazmıştır.ben de diyorum ki kitab inceleğindiğinde üslup,konu,giriş gelişme sonuç,konular arası hızlı geçişler,konu bütünlüğü,hitabet,söz sanatları,kinaye,mesel,örneklemler,vb.açılardan bakıldığında yazanın insan olmadığı, elçi olduğu, ayetler üzerinde oynama değiştirme yetkisinin olmadığı açık ve nettir.saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Verdiğiniz örnekteki çelişkiyi göremiyormusunuz?

Kendiniz söylüyorsunuz,bir kitap yazamayacak kapasitede bir insan,ama siz allahınızı aynı duruma sokuyorsunuz...

Doğru dürüst kitap yazamayan bir tanrı...

Ayrıca:kuran da çeliş ki yoktur aşağıdaki ifadeler yüreklendirme amacı taşır.kitle psikolojisiyle hareket eden iradesiz ve bilinçsiz yığınlarla,bilinçli ve dirençli şahsiyetler arasındaki nitelik farkından söz edilmekte olup,azlığına rağmen niteliğin niceliğe galip geleceği mesajı verilmektedir.Tabi anlayana :)

  1. enfal 65 "diyanet çevirisi"

    ey peygamber! mü’minleri savaşa teşvik et. eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.

    enfal 66 "diyanet çevirisi"

    şimdi ise, allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. allah, sabredenlerle beraberdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

öncelikle ayetlere saçma sapan ifadesini kullanmadım.Rabbimin kelamını tenzih ederim.Ayetler benim için kusursuzdur.Zahirde aklıma takılan ayetleri araştırdığımda mutlaka müsbet sonuca varmışımdır.Bundan sonra varamazsamda hata bendedir, kuranda değil.

ben duruma sizin gözünüzle empatik yaklaşıyorum .Burda mevzu bahis konu başlığıdır:Kuran ın Allah kitabı olmadığının Kanıtları;size göre bu kitabı insan yazmıştır.ben de diyorum ki kitab inceleğindiğinde üslup,konu,giriş gelişme sonuç,konular arası hızlı geçişler,konu bütünlüğü,hitabet,söz sanatları,kinaye,mesel,örneklemler,vb.açılardan bakıldığında yazanın insan olmadığı, elçi olduğu, ayetler üzerinde oynama değiştirme yetkisinin olmadığı açık ve nettir.saygılar...

Bu saydıklarınızın herhangi biri kuranda bulunmuyor. Rastgele sıralanmış, üslubu sürekli değişen bir çorbadır. Eğer insanlara söz sanatı ile, kinayeler ile emir gönderen bir tanrı varsa, açıkça beyinsizdir. İnsan yapımı, güncel ve elbette modern toplumlara ait hiçbir kanunda söz sanatı bulamazsınız, çünkü bunların ne şekilde yanlış sonuçları olacağını insanlık zaten bin yıllardır test etmiştir.

Ayrıca:kuran da çeliş ki yoktur aşağıdaki ifadeler yüreklendirme amacı taşır.kitle psikolojisiyle hareket eden iradesiz ve bilinçsiz yığınlarla,bilinçli ve dirençli şahsiyetler arasındaki nitelik farkından söz edilmekte olup,azlığına rağmen niteliğin niceliğe galip geleceği mesajı verilmektedir.Tabi anlayana :)

  1. enfal 65 "diyanet çevirisi"

    ey peygamber! mü’minleri savaşa teşvik et. eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.

    enfal 66 "diyanet çevirisi"

    şimdi ise, allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. allah, sabredenlerle beraberdir.

Bunlar tartışıldı, aşağıdaki iletiden itibaren okuyarak ne kadar yanlış bir şartlanmaya sahip olduğunuzu görebilirsiniz.

Elbette değildir, çünkü bir kere kuranın içinde nesh yoktur dediniz. Ayetler patır patır dökülünce geri adım atmak mümkün olamıyor.

Bu aşağıdaki açıklamanız epey bir gülünçtü. Güldük. Fakat sizinle değil, size güldük.

İnsanları önce şu kadar adamı yersiniz deyip, sonra sizde zayıflık olduğunu bildim , anca 5te birini yersiniz diyerek yüreklendiren allah'a hitabet konusunda ders vermek gerekiyor demek ki. Sizde zayıflık olduğunu bildim denilerek yüreklendirilmiş tek topluluk, keriz bedeviler olsa gerek. İki günü bu açıklamayı düşünüp veya birilerine danışıp bulmak için harcadıysanız, diğer örneklerdi verdiğim, örneğin Bakara 240 ve Bakara 234 olayını ve bunlar gibi nicesi için ne kadar harcayacaksınız kim bilir?

Aramızda öğretmen müslüler varsa lütfen şunu denesinler: öğrencilerine ilk önce siz iyisiniz sınavda hepiniz 100 alırsınız desinler. Sınavdan hemen önce de: ya çocuklar, sizde bir beyinsizlik olduğunu farkettim, en başarılınız ancak 20 alır desinler. Görelim bakalım bu ne kadar başarılı bir yüreklendirme imiş. Allah'ınızı kurtarmaya çalışırken, bizzat kendinizin onun ağzına yüzüne iki şamar aşk etmeniz de pek gülünçmüş.

Şunu deseydiniz, allah'ınız gene herşeyi bilemez olarak kalacak fakat hiç değilse konuşabilmekten aciz, akım derken yokum diyen bir hale getirmemiş olacaktınız: düşman beklenilen sayıda gelmediği için, Muhammed'in sözlerine inanıp savaşa katılanların sayısı da pek az (örn: nasılsa hepimiz 10ar kişi yeriz, diğerlerinin gelmesine gerek yok diye) olacaktı, bu yüzden Muhammed herkesi savaşa dahil edebilmek için bu tür bir denge oranı tutturmaya çalıştı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu saydıklarınızın herhangi biri kuranda bulunmuyor. Rastgele sıralanmış, üslubu sürekli değişen bir çorbadır. Eğer insanlara söz sanatı ile, kinayeler ile emir gönderen bir tanrı varsa, açıkça beyinsizdir. İnsan yapımı, güncel ve elbette modern toplumlara ait hiçbir kanunda söz sanatı bulamazsınız, çünkü bunların ne şekilde yanlış sonuçları olacağını insanlık zaten bin yıllardır test etmiştir.

Bunlar tartışıldı, aşağıdaki iletiden itibaren okuyarak ne kadar yanlış bir şartlanmaya sahip olduğunuzu görebilirsiniz.

Tabi sizin gibi düşünmediğimiz için yanılıyoruz,şartlanmışız vesair.....neyse bu konuyla ilgili fikirlerimi paylaştım,uzatmıyorum.... sonuçta dinimin emrettiği gibi size saygı duyuyorum. sizin taptığınız size bizim taptığımız bizedir..

Size şahsi bir sorum var isterseniz cevaplamayın...

Sizce bir yaratıcı olsaydı nasıl olmalıydı? aklınızdaki olması gereken Allah tasavvuru nedir? ilahi vahiy neden bahsetmeli,nasıl yazılmış olmalı,kimle nasıl gönderilmiş olmalı,insanlardan ne istemeli,neler vaat etmeli,mükafatı ve cezası nasıl olmalı,nasıl bir dünya düzeni oluşturmalıydı,görünür mü olmalıydı,imtihana tabi tutmamalı mıydı?

sorumu sanırım anladınız,şöyle tatmin edici cevap verirseniz bizi aydınlatırsınız....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabi sizin gibi düşünmediğimiz için yanılıyoruz,şartlanmışız vesair.....neyse bu konuyla ilgili fikirlerimi paylaştım,uzatmıyorum.... sonuçta dinimin emrettiği gibi size saygı duyuyorum. sizin taptığınız size bizim taptığımız bizedir..

Size şahsi bir sorum var isterseniz cevaplamayın...

Sizce bir yaratıcı olsaydı nasıl olmalıydı? aklınızdaki olması gereken Allah tasavvuru nedir? ilahi vahiy neden bahsetmeli,nasıl yazılmış olmalı,kimle nasıl gönderilmiş olmalı,insanlardan ne istemeli,neler vaat etmeli,mükafatı ve cezası nasıl olmalı,nasıl bir dünya düzeni oluşturmalıydı,görünür mü olmalıydı,imtihana tabi tutmamalı mıydı?

sorumu sanırım anladınız,şöyle tatmin edici cevap verirseniz bizi aydınlatırsınız....

Dininiz bize saygı duymayı değil, bizi öldürmenizi açıkça emrediyor. Benim dinim bana, seninki sana demek, bizler ayrı inançlara sahibiz, bir olamayız demektir. Kaldı ki bizim bir inancımız da yoktur.

Bir yaratıcı olsaydı, istediği gibi olabilirdi; burada yaratıcı tasarlamıyoruz. Tasarlamaya çalışmak da akıl karı değildir, çünkü bunun bir başka insanın nasıl olması gerektiğine karar vermekten herhangi bir farkı bulunmuyor.

Mesele bir yaratıcının olup olmadığı değil, bir tanrının olup olmadığıdır. Tanrıların tanımları bellidir ve bu tanımlar kendi içinde bir sürü çelişkiden dolayı o tanrının var olamayacağını ortaya koyar. Bir yaratıcı ise eğer varsa, tanrı olmadığı sürece istediği herhangi bir özelliğe sahip olabilir. Ama bu yaratıcı hiçbir özelliğinde asla en olamaz, çünkü bir tanrı sayılır ve tanrı az önce belirttiğim üzere kendi enliklerinde sayısız tutarsızlıklar içerir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...