Jump to content

KURANIN ALLAH IN GÖNDERDİĞİ BİR KİTAP OLMADIĞININ KANITLARI


Recommended Posts

  • İleti 301
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

On 24.12.2017 at 16:39, fezadabirtürk said:

Süre numaraları iniş sırasına göreyse tamam.sonradan iniş sırası gözetilmeksizin (şimdi ki mushaflar) sıralanmasından sonraki sıra numarasına göre  ilahi netice /mucize çıkarmak doğru mu? Mesela ankebut süresinin iniş sırası 85 dır. 29 değildir. 

Sure ve ayet noları ve yerleri Cebrail tarafından peygamberin sağlığındaki son ramazan ayında belirlenmiştir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, kavak said:

 

Kanıt ?

Gelen âyet ve sûrenin nerede yer alacağı, Kur'an'ın neresine gireceği de bizzat Peygamberimize (asm) Cebrail (as) vasıtasıyla bildiriliyor, o da vahiy kâtiplerine tarif ederek, gerekeni yaptırıyordu. Böylece Hz. Peygamber (asm)'in sağlığında Kur'an'ın tamamı yazılmış, nereye neyin gireceği belli olmuştur. Aynca Cebrail (as) her Ramazan'da gelir, o güne kadar nazil olmuş âyet ve sûreleri Peygamberimize (asm) yeni baştan okurdu.

Efendimizin (asm) vefatından evvelki son Ramazan'da Hz. Cibril (as) yine gelmiş, ancak bu sefer Kur'an'ı Peygamberimiz (asm) ile iki sefer okumuşlardı. Birinci sefer Hz. Cibril (as) okumuş, Peygamberimiz (asm) dinlemiş; ikinci seferde ise Peygamberimiz (asm) okumuş, Hz. Cibril (as) dinlemişti. Böylece Kur'an son şeklini almıştı.

https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerimin-surelerinin-dizilisi-nasil-olmustur-bu-siralamayi-bizzat-peygamberimiz-mi

 

bunun gibi daha bir çok kaynakta bu bilgileri bulabilirsiniz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.06.2017 at 23:49, Burakey yazdı:

Aslında Kuranın bize kendisinin Tanrı sözü olduğunu kanıtlaması gerek.

 

Kur'an Tanrı'nın değil, Allah'ın sözüdür.

Peki Allah Kimdir ?

 

"Yaratanların en güzeli" (Mü'minûn 14)

"Tuzak kuranların en hayırlısı" (Enfâl 30)

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Gelen âyet ve sûrenin nerede yer alacağı, Kur'an'ın neresine gireceği de bizzat Peygamberimize (asm) Cebrail (as) vasıtasıyla bildiriliyor, o da vahiy kâtiplerine tarif ederek, gerekeni yaptırıyordu. Böylece Hz. Peygamber (asm)'in sağlığında Kur'an'ın tamamı yazılmış, nereye neyin gireceği belli olmuştur. Aynca Cebrail (as) her Ramazan'da gelir, o güne kadar nazil olmuş âyet ve sûreleri Peygamberimize (asm) yeni baştan okurdu.

Efendimizin (asm) vefatından evvelki son Ramazan'da Hz. Cibril (as) yine gelmiş, ancak bu sefer Kur'an'ı Peygamberimiz (asm) ile iki sefer okumuşlardı. Birinci sefer Hz. Cibril (as) okumuş, Peygamberimiz (asm) dinlemiş; ikinci seferde ise Peygamberimiz (asm) okumuş, Hz. Cibril (as) dinlemişti. Böylece Kur'an son şeklini almıştı.

https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerimin-surelerinin-dizilisi-nasil-olmustur-bu-siralamayi-bizzat-peygamberimiz-mi

 

bunun gibi daha bir çok kaynakta bu bilgileri bulabilirsiniz..

 

Muhterem, yani șuna birinci dereceden kanıtım yok desenize. Bize suyunun suyunun suyu olan bilgilerle gelmeyin, ki cereyan eden olaylardan en azından 50-100 sene sonra kaleme alınmıșlardır.  Kaldı ki hadislerin tümünü reddeden din kardeșlerinizi göz ardı etmeyiniz. Bu nedenle @Hasan Akçay ´a hâvale ediyorum bu cevabınızı, çünkü kendisi sadece kitapçıdır. Onun bu konudaki cevabını da merak etmiyor değilim, açıkçası. :)

 

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, kavak said:

 

Muhterem, yani șuna birinci dereceden kanıtım yok desenize. Bize suyunun suyunun suyu olan bilgilerle gelmeyin, ki cereyan eden olaylardan en azından 50-100 sene sonra kaleme alınmıșlardır.  Kaldı ki hadislerin tümünü reddeden din kardeșlerinizi göz ardı etmeyiniz. Bu nedenle @Hasan Akçay ´a hâvale ediyorum bu cevabınızı, çünkü kendisi sadece kitapçıdır. Onun bu konudaki cevabını da merak etmiyor değilim, açıkçası. :)

 

 

 

Bu böyle değildir diyen bir tek kaynak.hadis vs. ne ise gösterebilir misiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Bu böyle değildir diyen bir tek kaynak.hadis vs. ne ise gösterebilir misiniz?

 

İddia sahibi sizsiniz, o halde kanıt getirmekle de mükellefsiniz. Böyle üçüncü sınıf bilgileri, kanıt olarak kabul etmek mümkün değil.

Dolayısıyle cevabınız "Bilmiyorum" olmalıydı, çünkü birinci sınıf kaynak piyasada pek bulunmamaktadır. İslam´ın 1 yüzyılı karanlıktır, çünkü kaynak bakımından kısırdır. Bunu İslam literatüründe âlenen görmek mümkün, keza yabancı kaynakların durumu da farklı değildir. Hal böyle iken, "Amanda bu kitap șöyle olușturuldu, böyle olușturuldu." diye iddia etmenin bir âlemi yok.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Her zaman ki ergen ateist acizliği..diyecek bir şey bulamayınca hakarete vs. başvurmak

 Yine yanıldın kardeş, ben 1985'ten beri dinleri araştıran biriyim ve ateist değil, tanım doğru olursa agnostik deistim. Üç taş hikayesini de senin bu kanıt yazılarındaki ciddi anlatımlarına karşılık ironi olsun diye yazmıştım. Senin bu savunduğun ve tek gerçek dediğin dinin tarihinde öyle şeyler var ki, bırak inanmayı gülmek bile zor... 1500 sene önceki insanlar çok farklı şeylere inanıyorlardı ve Hz.Muhammed ölünce de hemen ayrışmaya başladılar ve şeriatın kılıcından nasibini aldılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bırakın bu laf kalabalığını..."Kuran ın Allah'ın göndrdiği bir kitap olmadıpının kanıtları" diye bir başlık açmışşsınız..ben de 

işte bunlar KURAN ın Allah ın gönderdiği bir kitap olduğunun kanıtlarıdır diyorum..bunların yanlışlığına dair bir kanıt getiremiyorsunuz..

 

ANKEBUT SURESİNDEKİ İNANILMAZ

ENLEM-BOYLAM MUCİZELERİ

www.yenimucizeler.com

http://www.yenimucizeler.com/index.php?topic=8.0

Ankebut suresinde böylesine açık ve net bir mucizenin olabileceğine inanamayacaksınız.

Ankebut suresinin sure numarası 29 dur. Bu surenin 38. ayetinde Semud ve

Ad kavminden bahsedilerek, onların yaşadıkları yerler hakkında beyanda

bulunulduğu ve açıklama yapıldığı belirtilmektedir. İster istemez tam bu ayette

bu kavimlerin yaşadığı yerler hakkında açıklama yapıldığının belirtilmesi, bu

yer belirlemenin bir çeşit navigasyon koordinatıyla gerçekleşebileceğini

düşündürdü. Dünya üzerinde bildiğiniz üzere ancak paralel ve meridyenlerle

(enlem-boylam) bir yer belirleme mümkündür. Bunun için iki veri gereklidir:

Enlem ve boylam değerleri.

Kuran-ı Kerim?deki ayetlerin de bir koordinatı bulunur. Bunlar o ayetin Kuran?ın neresinde olduğunu anlamamıza

yardımcı olur. Tahmin edeceğiniz üzere Ankebut suresi 38. ayetin koordinatı olan

(29: 38) verilerini enlem ?boylam değeri olarak uyarladığımızda ortaya çok

şaşırtıcı bir mucize çıkmaktadır. Gerçekten de 29. Kuzey paraleli ile 38. doğu

meridyenin birleştiği nokta, ayette geçen kavimlerin yaşadığı bölgeye isabet

etmektedir. Semud kavmi, Ad kavminin devamı olan bir toplumdur. Ad kavmi helaka

uğradıktan sonra ilk yaşadıkları bölge olan Arabistan Yarımadasının güneyinden,

kuzeye göç etmişler ve Semud kavmini oluşturmuşlardır. Aynı bölge bu bakımdan Ad

ve Semud?un yaşadığı yerlere karşılık gelmektedir. Aynı şekilde 36. ve 37

ayetlerde bahsedilen Medyen kavminin yaşadığı bölge de tam olarak 29. paralel

ile 36. Ve 37. meridyenlerin birleştiği yerlere karşılık gelmektedir. Üstelik

Semud kavmnin yaşadığı yerle ilgili olarak Medine (Hicaz) ile Şam arasındadır

deniyor ve Medine ile Şam arasına bir doğru çizdiğimizde tam orta noktası 29.

kuzey paraleli ile 38. doğu meridyeninin kesiştiği noktaya rastlıyor. Bu coğrafi

bölgelerin haritaları ve haritalar üzerindeki enlem-boylam gösterimleri ilgili

çalışmada kaynaklarıyla birlikte mevcuttur.

Bunlarla da bitmiyor. Lut

Gölü?nün coğrafi konumu ve Hz. Musa?nın denizi yardığı tahmin edilen bölgelerin

de koordinatları sure ve ayet numaralarıyla işaretlenmiş.

Neden kuzey

paralelleri ve doğu meridyenlerinin esas alınması gerektiğinin de çok basit bir

açıklaması vardır. Sure ve ayet numaraları doğal olarak pozitif tamsayılardan

oluşmaktadır. Koordinat düzleminde her iki unsurun da pozitif olduğu bölge (+x,

+y), dünya haritasına uyarlandığında kuzey paralelleri ile doğu meridyenlerine

karşılık gelmektedir. (Ekvatoru x- ekseni, 0 derece boylamını da y- ekseni

olarak varsayıyoruz. )

Ayrıca neden Ankebut?... Ankebut örümcek anlamına

gelir. Surenin bir ayetinde örümceğin evinden bahsedilir ve sure adını bu

ayetten alır. Örümceğin evi, bilindiği üzere örümcek ağındandır. Örümcek ağı

şekil itibariyle doğadaki yapılar içerisinde paralel ve meridyenlere en çok

benzeyenidir. Üstelik El-Ankebut kelimesi teknik bir terim olarak, lehva

üzerindeki şebeke ( ağ, örgü, ızgara) anlamına gelmektedir. Tıpkı bir haritanın

üzerindeki enlem- boylam çizgileri gibi?

Daha ne kadar açık bir mucize

bekleyebiliriz ki?

www. yenimucizeler. com

Bu konuların dışında yeni

tespitlerimden biri olan, Hz.Adem ve Havva'nın yeryüzüne indirildiği yerin

koordinatlarıyla ilgili olan ve National Geografic kurumunun yürüttüğü

Genografic Project çalışmasına dayanan mucizevi uyumu da incelerseniz çok

sevinirim.2/Bakara:36 ayetiyle 2:36 koordinatlarının nasıl mucizevi bir şekilde

uyum gösterdiğine tanık olacaksınız

http://www.yenimucizeler.com/index.php?board=75.0

Ayrıca şu konunun da mutlaka incelenmesinde fayda vardır:

http://www.yenimucizeler.com/index.php?topic=15.0

 

VE....

ALTIN ORANIN KURAN-I KERİM’DEKİ MUCİZEVİ YANSIMASI
( ALİ İMRAN SURESİ 14.-91. AYETLER )


Altın oran, matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır.

Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır.

acb.jpg

Altın Oran; CB / AC = AB / CB = 1,618

Bir doğru parçasının (AB) Altın Oran'a uygun biçimde iki parçaya bölünmesi gerektiğinde, bu doğru öyle bir noktadan (C) bölünmelidir ki; küçük parçanın (AC) büyük parçaya (CB) oranı, büyük parçanın (CB) bütün doğruya (AB) oranına eşit olsun.

Altın Oran, pi (π) gibi irrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde yazılışı; 1,618033988749894...'tür. -noktadan sonraki ilk 15 basamak-Altın Oranın ifade edilmesi için kullanılan sembol, Fi yani Φ'dir.

Bu oran tüm dünyada “ALTIN ORAN” ismiyle bilindiği için, Kuran-ı Kerim’de altın oran ile ilgili bir işaret araştırırken ALTIN kelimesinin üzerinde durulması gerekecektir. 

Kuran-ı Kerim’de ALTIN kelimesi Arapçası “zeheb” olarak “ilk olarak” Ali İmran suresinde “iki kez ve iki farklı ayette” geçmektedir. Zuhruf suresinde de ALTIN (zeheb) kelimesi iki defa geçse de(53.ve 71.ayetlerde)asıl olarak “altın” kelimesine işaret etmek için geçmez. Zuhruf 53.de “altından bilezik” ve 71.ayette ise “altından tepsi” şeklinde sıfat tamlaması olarak kullanılır. Ali İmran suresindeki ayetlerde ise isim olarak altın kelimesi bulunur. Bu özellikler dikkate alınmasa bile, ALTIN (ZEHEB) kelimelerinin iki defa Kuran’ da geçtiği ilk surenin Ali İmran suresi olması yapacağımız tespitler için bu surenin ayetlerinin esas alınması için yeterli gerekçeyi oluşturmaktadır. Bu ayetler Ali İmran suresinin 14. ve 91. Ayetleridir.

ALİ İMRAN SURESİ 14.Kadınlar, oğullar, yük yük ALTIN ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.

ALİ İMRAN SURESİ 91.Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu ALTIN fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

Yukarıda da bahsedildiği gibi Ali İmran suresinde ALTIN kelimesinin geçtiği ayetler 14.ve 91. ayetlerdi.
Şimdi bazı basit matematik işlemleri yapalım:

Bu ayetlerin numaraları arasındaki farkı bulalım:

91-14=77

Şimdi bunu Ali İmran suresinin toplam ayet sayısı olan 200 sayısından çıkaralım ve geriye kalan ayet sayısını bulalım.

200-77=123

Demek oluyor ki, Ali İmran suresinde ALTIN kelimesinin geçtiği bu iki ayet (14. ve 91.ayetler) 200 ayetten oluşan bu sureyi 77 ve 123 birimden oluşan iki bölüme ayırmaktadır.

Peki bu 123 sayısı ile 200 sayısı arasında altın oran sayısı olan 1,618 ‘i ilgilendiren bir bağıntı var mıdır? 
200/1,618=123,…

Ancak bu tarz çıkarımlarda bazı konularda itirazlar olabilmektedir. Örneğin, bu konuda 200 sayısının 123 e bölümünün 1,626… olacağı ve bunun da altın oran sayısı olan 1,618 den farklı olacağı ileri sürülebilecektir. Aslında zaten iki tamsayının oranlamasından 1.618… olan altın oran sayısına ulaşılamaz. Ancak buradaki asıl iddia ayet numaralarının temsil edildiği tam sayıların bölümünün tam olarak altın oran sayısını yani 1,618… i verdiği değildir. Asıl iddia, toplam ayet sayısının altın oran sayısına bölümünün tam sayı olan kısmının (123 sayısının) yani “altın” kelimesinin geçtiği 14.ve 91.ayetlerin 200 ayetlik sureyi bölümlediği iki kısımdan büyük olanının değerini verdiğidir. Sonuçta, tam sayılarla yapılan işlem ve çıkarımlarda iki tam sayının oranının net bir şekilde altın oranı vermesi mümkün değildir. Ancak surelerin sayı değerlerini geometrik şekillerle temsil edersek durum değişir..Hem zaten “altın oran” aritmetik büyüklüklerle değil, aslen geometrik büyüklüklerle ilgilidir.


Şimdi , yukarıdaki bu matematiksel bağıntıyı pekiştirmek için geometrik şekil ile altın oran özelliklerini görelim:
Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi,1. ayetten 200. ayete kadar bütün ayetleri temsil etmek üzere her bir bölümün numaralandırıldığı bir çember düşünelim. Bu çember üzerinde 14.ayetten geriye doğru 200/1,618= 123,60…birim ilerlediğimizde 91. ayeti temsil eden bölümün içinde 91,60.. değerini temsil eden noktaya gelinecektir.91 .ayetten ileriye doğru 123,60… birim ilerlediğimizde ise 14.ayeti temsil eden bölümün içinde 14,60.. değerini temsil eden noktaya gelinecektir. Yani sonuçta gelinen noktalar 14. ve 91. ayeti temsil eden bölümlerin dışında olmayacaktır. 

Bu yöntemle altın oranı araştırdığımızda 200/123,60=1,618 değerini yani altın oran sayısı olarak kabul edilen sayıyı net olarak verebilmektedir.
Önemli Not:Altın oran sayısı tam olarak şöyledir.:1,618033988749894...(aslında "tam olarak" kelimesi de uyumsuz oluyor..çünkü sonsuza kadar devam eden bir sayı) Hiçbir iki tamsayının oranlaması gerçek altın oran sayısını vermez,veremez.. 1,618...' i verir ancak 1,618033988749894... yı veremez.. örneğin 233/144=1,6180555555...şeklinde bir sonuç çıkar.Fibonacci dizisindeki iki ardışık sayının oranlaması da aynı şekilde 1,618... i verir,ancak 1,618033988749894... yı veremez.

200.png

Şimdi de bahsettiğimiz ayetlerin sure numaraları ve ayet numaralarını bir arada değerlendirerek benzer bir işlem yapalım.

Ali İmran suresi 3.suredir.14.ayeti sure numarasıyla birlikte 3-14 şeklinde,91 . ayeti ise 3-91 şeklinde gösterilir. Bu aşamada bu sayıları kendi aralarında toplayalım.

3+1+4=8
3+9+1=13

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde bu toplamları işleme tabi tutalım.

13/1,618=8,0…

Tüm bu işaretler “Altın Oran” ın Kuran-ı Kerim’de Ali İmran suresinin 14. ve 91 .ayetlerinde geçen “altın” kelimeleriyle mucizevi bir şekilde ortaya konulduğunu göstermektedir. Bunun yanında Kabe’nin bulunduğu Mekke’nin Dünyamızın altın oran noktası olduğuna dair iddianın dayanaklarından biri olan ayetin de Ali İmran suresi içinde(96.ayet) olması ayrıca dikkate değerdir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Bırakın bu laf kalabalığını..."Kuran ın Allah'ın göndrdiği bir kitap olmadıpının kanıtları" diye bir başlık açmışşsınız..ben de 

işte bunlar KURAN ın Allah ın gönderdiği bir kitap olduğunun kanıtlarıdır diyorum..bunların yanlışlığına dair bir kanıt getiremiyorsunuz..

 

ANKEBUT SURESİNDEKİ İNANILMAZ

ENLEM-BOYLAM MUCİZELERİ

www.yenimucizeler.com

http://www.yenimucizeler.com/index.php?topic=8.0

Ankebut suresinde böylesine açık ve net bir mucizenin olabileceğine inanamayacaksınız.

Ankebut suresinin sure numarası 29 dur. Bu surenin 38. ayetinde Semud ve

Ad kavminden bahsedilerek, onların yaşadıkları yerler hakkında beyanda

bulunulduğu ve açıklama yapıldığı belirtilmektedir. İster istemez tam bu ayette

bu kavimlerin yaşadığı yerler hakkında açıklama yapıldığının belirtilmesi, bu

yer belirlemenin bir çeşit navigasyon koordinatıyla gerçekleşebileceğini

düşündürdü. Dünya üzerinde bildiğiniz üzere ancak paralel ve meridyenlerle

(enlem-boylam) bir yer belirleme mümkündür. Bunun için iki veri gereklidir:

Enlem ve boylam değerleri.

Kuran-ı Kerim?deki ayetlerin de bir koordinatı bulunur. Bunlar o ayetin Kuran?ın neresinde olduğunu anlamamıza

yardımcı olur. Tahmin edeceğiniz üzere Ankebut suresi 38. ayetin koordinatı olan

(29: 38) verilerini enlem ?boylam değeri olarak uyarladığımızda ortaya çok

şaşırtıcı bir mucize çıkmaktadır. Gerçekten de 29. Kuzey paraleli ile 38. doğu

meridyenin birleştiği nokta, ayette geçen kavimlerin yaşadığı bölgeye isabet

etmektedir. Semud kavmi, Ad kavminin devamı olan bir toplumdur. Ad kavmi helaka

uğradıktan sonra ilk yaşadıkları bölge olan Arabistan Yarımadasının güneyinden,

kuzeye göç etmişler ve Semud kavmini oluşturmuşlardır. Aynı bölge bu bakımdan Ad

ve Semud?un yaşadığı yerlere karşılık gelmektedir. Aynı şekilde 36. ve 37

ayetlerde bahsedilen Medyen kavminin yaşadığı bölge de tam olarak 29. paralel

ile 36. Ve 37. meridyenlerin birleştiği yerlere karşılık gelmektedir. Üstelik

Semud kavmnin yaşadığı yerle ilgili olarak Medine (Hicaz) ile Şam arasındadır

deniyor ve Medine ile Şam arasına bir doğru çizdiğimizde tam orta noktası 29.

kuzey paraleli ile 38. doğu meridyeninin kesiştiği noktaya rastlıyor. Bu coğrafi

bölgelerin haritaları ve haritalar üzerindeki enlem-boylam gösterimleri ilgili

çalışmada kaynaklarıyla birlikte mevcuttur.

Bunlarla da bitmiyor. Lut

Gölü?nün coğrafi konumu ve Hz. Musa?nın denizi yardığı tahmin edilen bölgelerin

de koordinatları sure ve ayet numaralarıyla işaretlenmiş.

Neden kuzey

paralelleri ve doğu meridyenlerinin esas alınması gerektiğinin de çok basit bir

açıklaması vardır. Sure ve ayet numaraları doğal olarak pozitif tamsayılardan

oluşmaktadır. Koordinat düzleminde her iki unsurun da pozitif olduğu bölge (+x,

+y), dünya haritasına uyarlandığında kuzey paralelleri ile doğu meridyenlerine

karşılık gelmektedir. (Ekvatoru x- ekseni, 0 derece boylamını da y- ekseni

olarak varsayıyoruz. )

Ayrıca neden Ankebut?... Ankebut örümcek anlamına

gelir. Surenin bir ayetinde örümceğin evinden bahsedilir ve sure adını bu

ayetten alır. Örümceğin evi, bilindiği üzere örümcek ağındandır. Örümcek ağı

şekil itibariyle doğadaki yapılar içerisinde paralel ve meridyenlere en çok

benzeyenidir. Üstelik El-Ankebut kelimesi teknik bir terim olarak, lehva

üzerindeki şebeke ( ağ, örgü, ızgara) anlamına gelmektedir. Tıpkı bir haritanın

üzerindeki enlem- boylam çizgileri gibi?

Daha ne kadar açık bir mucize

bekleyebiliriz ki?

www. yenimucizeler. com

Bu konuların dışında yeni

tespitlerimden biri olan, Hz.Adem ve Havva'nın yeryüzüne indirildiği yerin

koordinatlarıyla ilgili olan ve National Geografic kurumunun yürüttüğü

Genografic Project çalışmasına dayanan mucizevi uyumu da incelerseniz çok

sevinirim.2/Bakara:36 ayetiyle 2:36 koordinatlarının nasıl mucizevi bir şekilde

uyum gösterdiğine tanık olacaksınız

http://www.yenimucizeler.com/index.php?board=75.0

Ayrıca şu konunun da mutlaka incelenmesinde fayda vardır:

http://www.yenimucizeler.com/index.php?topic=15.0

 

VE....

ALTIN ORANIN KURAN-I KERİM’DEKİ MUCİZEVİ YANSIMASI
( ALİ İMRAN SURESİ 14.-91. AYETLER )


Altın oran, matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır.

Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır.

acb.jpg

Altın Oran; CB / AC = AB / CB = 1,618

Bir doğru parçasının (AB) Altın Oran'a uygun biçimde iki parçaya bölünmesi gerektiğinde, bu doğru öyle bir noktadan (C) bölünmelidir ki; küçük parçanın (AC) büyük parçaya (CB) oranı, büyük parçanın (CB) bütün doğruya (AB) oranına eşit olsun.

Altın Oran, pi (π) gibi irrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde yazılışı; 1,618033988749894...'tür. -noktadan sonraki ilk 15 basamak-Altın Oranın ifade edilmesi için kullanılan sembol, Fi yani Φ'dir.

Bu oran tüm dünyada “ALTIN ORAN” ismiyle bilindiği için, Kuran-ı Kerim’de altın oran ile ilgili bir işaret araştırırken ALTIN kelimesinin üzerinde durulması gerekecektir. 

Kuran-ı Kerim’de ALTIN kelimesi Arapçası “zeheb” olarak “ilk olarak” Ali İmran suresinde “iki kez ve iki farklı ayette” geçmektedir. Zuhruf suresinde de ALTIN (zeheb) kelimesi iki defa geçse de(53.ve 71.ayetlerde)asıl olarak “altın” kelimesine işaret etmek için geçmez. Zuhruf 53.de “altından bilezik” ve 71.ayette ise “altından tepsi” şeklinde sıfat tamlaması olarak kullanılır. Ali İmran suresindeki ayetlerde ise isim olarak altın kelimesi bulunur. Bu özellikler dikkate alınmasa bile, ALTIN (ZEHEB) kelimelerinin iki defa Kuran’ da geçtiği ilk surenin Ali İmran suresi olması yapacağımız tespitler için bu surenin ayetlerinin esas alınması için yeterli gerekçeyi oluşturmaktadır. Bu ayetler Ali İmran suresinin 14. ve 91. Ayetleridir.

ALİ İMRAN SURESİ 14.Kadınlar, oğullar, yük yük ALTIN ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.

ALİ İMRAN SURESİ 91.Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu ALTIN fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

Yukarıda da bahsedildiği gibi Ali İmran suresinde ALTIN kelimesinin geçtiği ayetler 14.ve 91. ayetlerdi.
Şimdi bazı basit matematik işlemleri yapalım:

Bu ayetlerin numaraları arasındaki farkı bulalım:

91-14=77

Şimdi bunu Ali İmran suresinin toplam ayet sayısı olan 200 sayısından çıkaralım ve geriye kalan ayet sayısını bulalım.

200-77=123

Demek oluyor ki, Ali İmran suresinde ALTIN kelimesinin geçtiği bu iki ayet (14. ve 91.ayetler) 200 ayetten oluşan bu sureyi 77 ve 123 birimden oluşan iki bölüme ayırmaktadır.

Peki bu 123 sayısı ile 200 sayısı arasında altın oran sayısı olan 1,618 ‘i ilgilendiren bir bağıntı var mıdır? 
200/1,618=123,…

Ancak bu tarz çıkarımlarda bazı konularda itirazlar olabilmektedir. Örneğin, bu konuda 200 sayısının 123 e bölümünün 1,626… olacağı ve bunun da altın oran sayısı olan 1,618 den farklı olacağı ileri sürülebilecektir. Aslında zaten iki tamsayının oranlamasından 1.618… olan altın oran sayısına ulaşılamaz. Ancak buradaki asıl iddia ayet numaralarının temsil edildiği tam sayıların bölümünün tam olarak altın oran sayısını yani 1,618… i verdiği değildir. Asıl iddia, toplam ayet sayısının altın oran sayısına bölümünün tam sayı olan kısmının (123 sayısının) yani “altın” kelimesinin geçtiği 14.ve 91.ayetlerin 200 ayetlik sureyi bölümlediği iki kısımdan büyük olanının değerini verdiğidir. Sonuçta, tam sayılarla yapılan işlem ve çıkarımlarda iki tam sayının oranının net bir şekilde altın oranı vermesi mümkün değildir. Ancak surelerin sayı değerlerini geometrik şekillerle temsil edersek durum değişir..Hem zaten “altın oran” aritmetik büyüklüklerle değil, aslen geometrik büyüklüklerle ilgilidir.


Şimdi , yukarıdaki bu matematiksel bağıntıyı pekiştirmek için geometrik şekil ile altın oran özelliklerini görelim:
Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi,1. ayetten 200. ayete kadar bütün ayetleri temsil etmek üzere her bir bölümün numaralandırıldığı bir çember düşünelim. Bu çember üzerinde 14.ayetten geriye doğru 200/1,618= 123,60…birim ilerlediğimizde 91. ayeti temsil eden bölümün içinde 91,60.. değerini temsil eden noktaya gelinecektir.91 .ayetten ileriye doğru 123,60… birim ilerlediğimizde ise 14.ayeti temsil eden bölümün içinde 14,60.. değerini temsil eden noktaya gelinecektir. Yani sonuçta gelinen noktalar 14. ve 91. ayeti temsil eden bölümlerin dışında olmayacaktır. 

Bu yöntemle altın oranı araştırdığımızda 200/123,60=1,618 değerini yani altın oran sayısı olarak kabul edilen sayıyı net olarak verebilmektedir.
Önemli Not:Altın oran sayısı tam olarak şöyledir.:1,618033988749894...(aslında "tam olarak" kelimesi de uyumsuz oluyor..çünkü sonsuza kadar devam eden bir sayı) Hiçbir iki tamsayının oranlaması gerçek altın oran sayısını vermez,veremez.. 1,618...' i verir ancak 1,618033988749894... yı veremez.. örneğin 233/144=1,6180555555...şeklinde bir sonuç çıkar.Fibonacci dizisindeki iki ardışık sayının oranlaması da aynı şekilde 1,618... i verir,ancak 1,618033988749894... yı veremez.

200.png

Şimdi de bahsettiğimiz ayetlerin sure numaraları ve ayet numaralarını bir arada değerlendirerek benzer bir işlem yapalım.

Ali İmran suresi 3.suredir.14.ayeti sure numarasıyla birlikte 3-14 şeklinde,91 . ayeti ise 3-91 şeklinde gösterilir. Bu aşamada bu sayıları kendi aralarında toplayalım.

3+1+4=8
3+9+1=13

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde bu toplamları işleme tabi tutalım.

13/1,618=8,0…

Tüm bu işaretler “Altın Oran” ın Kuran-ı Kerim’de Ali İmran suresinin 14. ve 91 .ayetlerinde geçen “altın” kelimeleriyle mucizevi bir şekilde ortaya konulduğunu göstermektedir. Bunun yanında Kabe’nin bulunduğu Mekke’nin Dünyamızın altın oran noktası olduğuna dair iddianın dayanaklarından biri olan ayetin de Ali İmran suresi içinde(96.ayet) olması ayrıca dikkate değerdir. 

Yazık o beynini böyle saçma şeylerle doldurmA. Boşa heba olup gidiyor ??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurana göre;gökler yerden sonra yaratılmıştır.

Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir.Bakara 29

 

Kurana göre dünya düzdür.

Yere bakmıyorlar mı?Nasıl da düzleştirilmiş.Gaşiye 20

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurana göre yer ve gökler 6 günde yaratılmıştır.

 

And olsun biz, gökleri, ve yeri ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.Kaf 38

 

Kurana göre göklerin kapıları vardır.

 

Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.Araf 40

 

Kurana göre yıldızlarla mitolojik varlık olan şeytanlar taşlanır.

 

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve  onlara alevli ateş azabını hazırladık.Mülk 5

 

Kurana göre göğün oturulabilir yerlerine oturup yüce melekler konseyini dinleyen cinler alev toplarıyla vurulurlar.

 

Kuşkusuz bir dünya göğünü yıldızlarla süsledik.Onu, inatçı her türlü şeytandan koruduk.Onlar yüce melekler meclisini dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.Onlara surekli bir azap vardir.Ancak onlardan söz kapan olursa,onu da delip geçen bir alev izler.Saffaf 6,7,8,9,10

 

Yanlışlarla harmanlanmış masallar,yiyene afiyet olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, Buzul said:

Kurana göre;gökler yerden sonra yaratılmıştır.

Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir.Bakara 29

 

Kurana göre dünya düzdür.

Yere bakmıyorlar mı?Nasıl da düzleştirilmiş.Gaşiye 20

 

 

 

 

 

Sonra göğe yönelerek deniyor...olmayan bir şeye nasıl yöneliyor? Demek ki önce gökler var ancak bunun yedi gök olarak düzenlenmesi sonra oluyor..

Gaşiye suresinde ise "nasıl döşenmiş ,nasıl yayılmış şeklinde açıklanıyor meallerin büyük çoğunluğunda..ZATEN NE ZAMAN DOĞRU VE MANTIKLI BİR İDDİA İLE GELDİ Kİ BU ATEİSTLER..AMA HİÇ BIKMIYORLAR..BİR KİŞİYİ BİLE İNANDIRSAK KARDIR GÖZÜYLE BAKIYORLAR OLAYA..

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, Buzul said:

Kurana göre yer ve gökler 6 günde yaratılmıştır.

 

And olsun biz, gökleri, ve yeri ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.Kaf 38

 

Kurana göre göklerin kapıları vardır.

 

Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.Araf 40

 

Kurana göre yıldızlarla mitolojik varlık olan şeytanlar taşlanır.

 

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve  onlara alevli ateş azabını hazırladık.Mülk 5

 

Kurana göre göğün oturulabilir yerlerine oturup yüce melekler konseyini dinleyen cinler alev toplarıyla vurulurlar.

 

Kuşkusuz bir dünya göğünü yıldızlarla süsledik.Onu, inatçı her türlü şeytandan koruduk.Onlar yüce melekler meclisini dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.Onlara surekli bir azap vardir.Ancak onlardan söz kapan olursa,onu da delip geçen bir alev izler.Saffaf 6,7,8,9,10

 

Yanlışlarla harmanlanmış masallar,yiyene afiyet olsun.

http://www.yenimucizeler.com/kurana-gore-olcu-50-bin-yildir/kurana-gore-olcu-50-bin-yildir-t18.0.html

ARADIĞIN DİĞER CEVAPLARI DA www.yenimucizeler.com  da bulabilirsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Sonra göğe yönelerek deniyor...olmayan bir şeye nasıl yöneliyor? Demek ki önce gökler var ancak bunun yedi gök olarak düzenlenmesi sonra oluyor..

 

Yaw arkadaş; oradan-buradan derlenmiş copy/paste'leri, başkalarının işkembe-i kübrâdan sallama yorumlarını "cevap" diye kotarıp buraya aktaracağına, evvelâ "inandım" dediğin kitabını bi oku emi ?

Bak ne diyor senin kitabın ?

 

Alıntı

Nâziat Sûresi 

27-28 : Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.
29 : Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır.
30 : Ardından yeri düzenlemiştir

 

Burada gece-gündüz de dâhil olmak züre, önce gök düzenlenmiş; sonra sıra yere gelmiş.

Ama; Bakara 29'a ve senin ortaya koyduğun yoruma bakılırsa vaziyet, tam tersi.

Kaf, Hadid, Â'raf, Yunus, Hud, Furkan ve Secde sûrelerindeki bilgilere göre dünya "altı günde" yaratılmış.

Fakat Fussilet suresine bakarsanız - 9/10/11 - âyetler bu süre sekiz gün oluyor.

Sen Ömer Çelakıl yöntemlerini Hurufiliği kullanarak kitabına itimad etmeye çabalıyorsan; gayretlerin boşuna.

 

Söylemedi deme. :)

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Sonra göğe yönelerek deniyor...olmayan bir şeye nasıl yöneliyor? Demek ki önce gökler var ancak bunun yedi gök olarak düzenlenmesi sonra oluyor..

Gaşiye suresinde ise "nasıl döşenmiş ,nasıl yayılmış şeklinde açıklanıyor meallerin büyük çoğunluğunda..ZATEN NE ZAMAN DOĞRU VE MANTIKLI BİR İDDİA İLE GELDİ Kİ BU ATEİSTLER..AMA HİÇ BIKMIYORLAR..BİR KİŞİYİ BİLE İNANDIRSAK KARDIR GÖZÜYLE BAKIYORLAR OLAYA..

Gaşiye 20 de satıh yapılmış,düzleştirilmiş yazıyor.Siz işinize gelmiyor diye bunu döşenmiş,yayılmış şeklinde anlamlandırıyorsunuz.Ama aka kara demekle,ak kara olmaz ki.

Göğe yönelmek derken yukarıya doğru yönelmekten söz ediyor olsa gerek.Gökler derken evrenden söz ediliyor diyorsunuz birde.Ne yapmış göğe yönelerek,evreni yedi kat olarak mı düzenlemiş?Üstelik,bu göklerin birde kapıları var.Düşününce düz bir yer ve üst üste yedi kat göğün olduğu bir model kafamızda canlanıyor.Ne kadar yalanlasınız da kuranın modeli budur.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...