Jump to content

Hassas ayar ve paralel evrenler


Recommended Posts

  • İleti 129
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Konuyla ilgili bende fikirlerimi söyleyim...

Olasılık,ihtimallerden bahsediyoruz.Olasılık sadece bir yanılsamadır.

Bir parayı havaya attığınız zaman yazı tura gelme olasılığı vardır.Ama evren için böyle bir olasılık yok.

Tamamen fikizsel kuvvetlerin etkisiyle oluşan bir eylem.Bu kuvvetlerin hepsini hesaplayabiliyor olsak olasılık die bişey olurmu ?

Paranın yazımı turamı geleceğini önceden belirleyebiliriz.

Ben bu mantığı evrenin tamamına uyguluyorum.

Evrende gerçekleşen herşey,olması gerektiği gibi olmuştur.Yani bir olasalık söz konusu değildir.

Ve fiziki güçler dışında ekstra bir ilahi güç yada ne diyelim metafizik bir etki olmamıştır.

Herşey gerektiği gibi olmuştur.Yıldızların oluşumu,gezegenlerin oluşumu canlılığın oluşumu...hiç birinde bir olasılık yok.

Zaten başka türlü olması beklenemezdi.

Mesela dindar kişiler bazan dünyanın ne mükemmel bir uzaklıkta olduğunu falan söylerler.

Dünyayı oluşturan fiziksel kuvvetler başka türlü gelişseydi,mesela 10 milyon kilometre yakın olsaydık veya uzak olsaydık,o fiziki ortama uygun canlılar oluşacaktı.

Veya hiç canlı oluşumuna izin veren şartlar oluşmicaktı.

Bunu bir düşünün...bana göre çok net...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sadece tek bi soru sorucam.ben muslumanim.Diyelim ki tanri yok o zaman ben yasamim boyunca bosu bosuna tanriya inanmis olucam baska bi sey kaybetmis olmayacagim ama tanri varsa o zaman bi ateistin kaybedicegi seyler cok buyuk olmaz mi sirf bu risk nedeniyle her insanin tanriya inanmasi gerekmez mi.Gercekten bu soruyu bi ateistin nasil cevaplayacagini cok merak ediyorum.lutfen hakaret icermeyen cevaplar verin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sadece tek bi soru sorucam.ben muslumanim.Diyelim ki tanri yok o zaman ben yasamim boyunca bosu bosuna tanriya inanmis olucam baska bi sey kaybetmis olmayacagim ama tanri varsa o zaman bi ateistin kaybedicegi seyler cok buyuk olmaz mi sirf bu risk nedeniyle her insanin tanriya inanmasi gerekmez mi.Gercekten bu soruyu bi ateistin nasil cevaplayacagini cok merak ediyorum.lutfen hakaret icermeyen cevaplar verin.

Şunu okuyabilirsin mesela, bu konu bu forumda ilgili başlık ve daha nicelerinde ziyadesiyle tartışıldı..

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/43757-gercekleri-goerebilseydin-versiyon-20/

"Pascal'Wager" Tipik çıkarcılık ve şark kurnazlığı. Böyle inanç mı olur? Böyle inancın kıymeti mi olur? Kimi kandırıyosun; kendini mi, tanrıyı mı? Bildiğin tüccar zihniyeti..

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/8947-ya-varsa-deha-ve-yalancy-tanry/

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/57770-ya-varsa-ifadesinin-sacmalydhy/

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/44501-ya-varsa-mantydhy/

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/23682-ya-varsa/

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/20271-muslimlerin-unlu-soezu-ya-varsa/

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Karşı bir tez sunamadınız, hiç değilse ben sunayım:

Keram Cankoçak evrende hassas ayar olmadığını ve evrenin tasarlanamaz olduğunu söylüyor.

Çoklu evrenlerin bilimsel olduğunu ve laboratuvar ortamında çoklu evrenlerin oluşturulduğunu belirliyor.

Hatta şuan ki evrenimizin laboratuvar ortamında oluşturulmuş olabileceğini söylüyor.

İlginç söylemleri var.

Bu adamı seveceksiniz diye düşünüyorum. Kimdir diye merak edenler şurada teizm ve kozmoloji üzerine bir sunumu var:

Link to post
Sitelerde Paylaş

|bir su birikintisinin bir sabah uyanıp şöyle dediğini hayal edin: bu içinde olduğum dünya çok ilginç bir dünya. bu içinde bulunduğum çukur tam benim boyutlarıma göre. benim şeklime tam olarak uyuyor, sanki ben gelip içine yerleşeyim diye yapılmış! bu fikir o kadar güçlü bir fikir ki, her gün güneş doğmasına ve su buharlaşıp birikintiyi küçültmesine rağmen, birikinti kendi kendine her şey yolunda, bu çukur ben içinde olayım diye yaratılmış, bu çukurun var olma sebebi benim, dünyanın var olma sebebi benim varlığım demeye devam ediyor. bu yüzden sonunda tamamen buharlaştığı zaman çok şaşırıyor. bence insanlar olarak biz de aynı hataya düşmemeye dikkat etmeliyiz.| douglas adams

Bu antropik ilke argümanı douglas adams tarafından çoktan yerle bir edildi zaten

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi konu başka taraflara biraz yalpaladığı için asıl konunun gözden kaçmaması için ben bir toparlama yapayım:

Çoklu evrenler kuramı ateistlerce desteklenen bir kuramdır. Çünkü eğer dincilere kalsa, hiç bir şey yoktu, ancak allahtan başka, bir tek allah vardı... Devam etmeden şunu belirteyim: Bu söylem kuran'a aykırıdır. Kuran'da yazdığına göre sadece allah yoktu. Yerler ve gökler yoktu ama su vardı ve allahın da tahtı vardı. Taht su üzerindeydi. Bu, bir çok dinde de böyledir. Pek bir din hiç bir şey yoktu demez. Yani allah aslında madde bağımlısıdır. Su maddesi olmadan bir şey yaratamaz. Su olması şart. Allah su bağımlısı.

Neyse devam edelim: Buna rağmen kuran'ı bizden daha fazla inkar eden dinini bilmeyen dincilerin iddiasına göre hiç bir şey yoktu, allah bir gün birden evreni yaratmaya karar verdi. İşte patlattı bir evren, zaman maman her şey bu patlamayla oluştu. Dolayısıyla dinci big-bang'i tektir. Her şey bununla başlamıştır, öncesinde tanrıdan başka hiç bir şey, zaman filan da yoktu.

Tabii ki bu saçma sapan bir şey. Böyle şey olmaz. Evreni yaratabilen bir güç nasıl kendiliğinden var oluyor? Bu gücü nerden bulmuş? Gölgelerin gücü adınaaaa diye yokluktan zart diye mi çıkmış? Tesadüf bu ya, birden bir tanrı oluşu mu vermiş? Tesadüfe bak sen, bu oluşan tanrı da öyle böyle değil, çok zeki, çok güçlüymüş! Tesadüf işte!

Böyle saçmalık olmaz. Varlık var edilmemiştir, zaten sonsuzdan beri vardır ve sonsuza kadar da var olacaktır. Var edilme ve yok edilme diye bir şeyler yoktur. Evrenler canlılar gibi doğup gelişip ölmekte ve nesilleri devam etmekte, evrimleri de devam etmektedir. Evrim bilinen en kapsamlı gerçektir. Evrenlerin de evrimi vardır.

Bu kuramda tek sorun olabilir: Sonsuzdan beri süren evrim, mükemmele ulaşmış olmalı ve sonuçta tanrıyı, ölümsüz ve aşırı güçlü tanrıyı yaratmış olmalıydı. O halde tanrı neden hâla evrilmedi? Evrilmek bir yana, neden tanrı yok?

Bunun yanıtı evrim mükemmeli yakalayamadan belli bir düzeye ulaşınca çökmeye uğruyor ve başa dönüyor olabilir. Mükemmel diye bir şeyin olmayışı başka bir yanıt olabilir. Değişimin zorunlu olması, bir şeyin en üst mükemmelliği yakalayıp o konumunu korumasının mümkün olmayışı bir yanıt olabilir.

Yani bunun küçük örneklerini görüyoruz. Türümüz evrimde şu anda olabilecek üst bir düzey yakaladı, en yakın akraba türümüz sadece sopa, taş kullanabiliyorken biz uçak, füze, bilgisayar kullanabiliyoruz ama... Aması var. Tüm bu gelişmişliğimize rağmen doğamızı bozuyor, dünyamızı tahrip ediyor, kendi kuyumuzu kazıyoruz. Bilgisayar yapmaya kafamız basıyor ama bir doğayı korumaya kafamız basmıyor.

Yani bir sömürgeci, çıkarcı, beleşçi, bencil, çıkarcı, rabbena hep bana diyen herifleri başımızdan def edip bir demokrasiyi başaramayabiliyoruz. Bu kadar da salak ve aptal bir türüz. Bu, evrimin tıkanabildiğinin göstergesi. Dört kafadan çatlak lider dünya savaşı çıkarsa, nükleer silahlar türümüzü yok edebilir. Bu tehdidi bertaraf edecek kadar zeki değiliz.

O yüzden tek big bang ve öncesinde tanrıdan başka bir şey olmaması teist bir görüştür. Çoklu evrenler kuramı ise ateist bir görüştür. Çünkü tek bir evreni tek atışta onikiden vurmak için tanrıya gereksinim var. Çoklu evrenler modelinde ise hayat oluşmamış sayısız evren içinde şanslı evrenler var.

Olayın özü ve özeti bu şekilde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beklenen cevap.

Tanrı kendini belirtmek için mi böyle yaptı

Tasarımcı böylesini becerebildiği ve fizik kurallarına boyun eğmek zorunda olduğu için mi yaptı

Yoksa tanrı/tasarımcı yok mu?

1-) Hangisi?

2-) Ayrıca kendini belirtmek istiyorsa ve yaratış şekli bunu açıkça belli ediyorsa, o zaman tam da "belirtmiş" ve varlığı "açık" demektir. O zaman "biliriz"

O zaman inanmak nerede, sınav nerede?

3-) Eğer bu şekilde yaratım da yeterince açık değilse, o zaman inanmamak neden suç; bu nasıl bir sınav?

Hepsinden öte, buradan kitaplara giden hiçbir yol yok. Aksine binlerce tanrı var.

4-) Hangisi?

5-) Ayrıca; yaratmak yargılama hakkını verir mi?

6-) Hatta hepten almaz mı?

7-) bu evrenin bir tanrı ya da tasarımcı ürünü olduğu kanaatine varırsam(ki bundan nasıl emin olabileceğimi, emin olmazsam nasıl harekete edeceğimi halen bilmiyorum) ne yapmam gerekiyor? Tapınmaya başlamam mı?

8-) "Her" yaratıcı tapınılmayı mı bekler?

Elimizde böyle bir tanım ya da aksiyom falan mı var?

Bir de şu var:

9-) Bu evren mükemmel mi(ki açıkça değil ama onu bi tarafa koyalım şimdilik)

10-) Bundan daha iyi/muntazam/mükemmel bir evren olabilir mi?

11-) Mükemmellik tanım/kıstasımızı neye göre koyuyoruz?

Başka evrenleri mi gidip gördük?

Teorik olarak, kağıt üzerinde bile olsa; bundan daha muntazam bir evreni tahayyül edebiliyorsam eğer, bu evren ayvayı yemiş demektir.

Ki ben edebildiğimi zannediyorum.

12-) Elimizdeki bilgi tanrıyı açık ediyor mu etmiyor mu?

Siz de bir seçim mi yaptınız yoksa?

Soruları numaralandırdım :)

Eğer çıplak değilsem ki değilim: bu "bilinçli" bir şekilde bu elbiseleri "seçtiğimi" gösterir.

Tesadüfen bu elbiseleri seçtiğimi değil. (çünkü senin de verdiğin gibi bunun olasılığı düşük)

Bu örneği evrene uygularsan bir bilincin varlığına ulaşırsın.

Sen bence yanlış örnek verdin.

:D

Diğer bölüme gelince, poiuz'un verdiği örnek gayet güzel aslında ama sen bilerek ya da bilmeyerek örneği dejenere etmişsin. "eğer diğer elbiseler bedenime uymuyorsa", "eğer çıplak değilsem, ki değilim"

Bu koşulları kim verdi sana? Bunun bir "seçim" olduğunu ya da "çıplak olmadığını" kim ekledi. Sen ekledin.

Oradan kasıt şu: odada bir adam var, sonsuz tane elbisesi var. Sonsuz elbiseden oluşacak "her tür kombinasyonun" olasılığı çok düşük olacaktır. Senin mantığına göre bu adam %100 çıplak olmalıdır.

Aynı şey benim sorduğum soru için de geçerli. Soruda asıl kastedileni her seferinde bilerek ya da bilmeyerek teğet geçtin; kendi istediğin şekilde, kendine göre yorarak cevap verdin.

Senin örneğinden gidiyorum: Örnek veriyorum: zayıf nükleer kuvvet 1 olsun. Bu 5'te olabilirdi 10 üzeri 120 gibi büyük bir sayıda olabilirdi. Atomların oluşması için gereken kuvvet 1 olduğu için bu evrenden madde var.

Ben de örneğin "7"'nin olasılığını istiyorum. Bana 7'nin olasılığını ver..geriye kalanların tümünün değil. 7'nin olasılığını vermen gerektiğinde göreceksin ki, 1'in olasılığı kadar düşük çıkacak. Yani her bir evren kombinasyonunun olasılığı aynı dercede düşük. Birinin diğerine üstünlüğü yok. Geri kalanlarının neticesinde ne olacağının bir önemi yok. Çünkü her birini "tek" "tek" ele aldığında, her birinin olasılığı bizim evrenimiz kadar düşük çıkacak..

Diğer evrenlerde madde olmaması gibi bir kaide yok. Kimisinde madde atomları oluşturamayacak kadar kararsız, ya da tam tersi yoğun bir çökme-tekillik benzeri bir şey yaşayabilir..Aslında ne olacağını ancak varsa, oradakiler bilir.

Zayıf kuvvetin "7" olduğu evrendeki gibi bir düzenin aynısını istiyorsan, o evren tam da o şartları karşıladığı için kendi içinde o açıdan mükemmeldir. Bu sefer senin içinde bulunduğun evren senin mantığına göre diğer %100'lük kısımın içine gider.

Başından beri söylemeye, daha doğrusu "sana söyletmeye" çalıştığım şey, bu.

Daha önce bu forumda şuna benzer bir örnek verilmişti: Bir uçağa binip dünya üzerindeki herhangi bir çöl/kumsala rastgele gidip, sahili biraz kazıp, oradan elinize bir kum tanesini alın. Sonra da gidip o kum tanesinin dünyadaki tüm kum taneciklerine karşılık seçmiş olma olasılığınızı hesaplayın..

Olan şeyin olasılığı olmaz. Antropik ilke.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Karşı bir tez sunamadınız, hiç değilse ben sunayım:

Keram Cankoçak evrende hassas ayar olmadığını ve evrenin tasarlanamaz olduğunu söylüyor.

Çoklu evrenlerin bilimsel olduğunu ve laboratuvar ortamında çoklu evrenlerin oluşturulduğunu belirliyor.

Hatta şuan ki evrenimizin laboratuvar ortamında oluşturulmuş olabileceğini söylüyor.

İlginç söylemleri var.

Bu adamı seveceksiniz diye düşünüyorum. Kimdir diye merak edenler şurada teizm ve kozmoloji üzerine bir sunumu var:

Bu doğrultudaki cevapları bu forumda hatta ve hatta 19 meselelerinde ya da başka bir yerde sana bile yazmışızdır.

Hatta bu başlıkta bile tanrı olmayan, fizik kurallarına boyun eğmek zorunda olan beceriksiz tasarımcı benzetmesi bu video'daki "laboratuvar ortamına" atıfta bulunuyor ki, senin es geçip görmezden geldiğin sorulardan biri de bu..Sadece tanrı kendini göstermek istemiş "olabilir" diyebildin. Diğerlerine dilin varmadı. Ki senin konumunda "..ebilir" ekini kullanmak ne kadar sağlıklı tartışılır.

At gözlüğüyle bakmazsan karşı tezleri görebilirsin ancak.

(Not: Bu adam zaten bilinen biri?)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı kendini belirtmek için mi böyle yaptı
Tasarımcı böylesini becerebildiği ve fizik kurallarına boyun eğmek zorunda olduğu için mi yaptı
Yoksa tanrı/tasarımcı yok mu?

1-) Hangisi?

Birincisi. Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

2-) Ayrıca kendini belirtmek istiyorsa ve yaratış şekli bunu açıkça belli ediyorsa, o zaman tam da "belirtmiş" ve varlığı "açık" demektir. O zaman "biliriz"
O zaman inanmak nerede, sınav nerede?

Kendini göstermediği sürece bir sorun yok. Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

3-) Eğer bu şekilde yaratım da yeterince açık değilse, o zaman inanmamak neden suç; bu nasıl bir sınav?

Sınav olayı büyük bir konu. Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

Hepsinden öte, buradan kitaplara giden hiçbir yol yok. Aksine binlerce tanrı var.

4-) Hangisi?

Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

5-) Ayrıca; yaratmak yargılama hakkını verir mi?

Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

6-) Hatta hepten almaz mı?

Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

7-) bu evrenin bir tanrı ya da tasarımcı ürünü olduğu kanaatine varırsam(ki bundan nasıl emin olabileceğimi, emin olmazsam nasıl harekete edeceğimi halen bilmiyorum) ne yapmam gerekiyor? Tapınmaya başlamam mı?

Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

8-) "Her" yaratıcı tapınılmayı mı bekler?

Sorunun hassas ayarın varlığıyla alakası yok. Bu sebeple bundan sonra ana konuya dönelim.

Elimizde böyle bir tanım ya da aksiyom falan mı var?

Konuyla alakasız çok sorun var gördüğün gibi. Konuyla alakalı sadece bir sorun oldu ( evrenin başka türlü olma olasılığını sormuştun ) ona da yukarıda cevap yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

9-) Bu evren mükemmel mi(ki açıkça değil ama onu bi tarafa koyalım şimdilik)

Evren mükemmel mi bilmiyorum, burada mükemmelliyetten değil hassas ayardan bahsediyoruz.

10-) Bundan daha iyi/muntazam/mükemmel bir evren olabilir mi?

Bilmiyorum. Olabilir yada olmayabilir.

11-) Mükemmellik tanım/kıstasımızı neye göre koyuyoruz?

Mükemmellikten bahsetmediğim için geçerli bir soru değil sanırım. Burada hassas ayar kıstasımız nedir diye sorabilirdin (konuyla alakalı olarak)

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

12-) Elimizdeki bilgi tanrıyı açık ediyor mu etmiyor mu?

Eldeki bilgiler tanrının varlığının yokluğundan daha mantıklı olduğunu gösteriyor. (veriler doğruysa, zaten bu başlıkta bunu sorguluyoruz)

Sana bir soru:

Tanrı'nın olduğu bir evrende mi hassas ayar beklemek daha mantıklı yada daha olası yoksa Tanrı'nın olmadığı bir evrende mi ?

tarihinde ANTİATEİST tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Soruları numaralandırdım :)

Diğer bölüme gelince, poiuz'un verdiği örnek gayet güzel aslında ama sen bilerek ya da bilmeyerek örneği dejenere etmişsin. "eğer diğer elbiseler bedenime uymuyorsa", "eğer çıplak değilsem, ki değilim"

Bu koşulları kim verdi sana? Bunun bir "seçim" olduğunu ya da "çıplak olmadığını" kim ekledi. Sen ekledin.

Oradan kasıt şu: odada bir adam var, sonsuz tane elbisesi var. Sonsuz elbiseden oluşacak "her tür kombinasyonun" olasılığı çok düşük olacaktır. Senin mantığına göre bu adam %100 çıplak olmalıdır.

Aynı şey benim sorduğum soru için de geçerli. Soruda asıl kastedileni her seferinde bilerek ya da bilmeyerek teğet geçtin; kendi istediğin şekilde, kendine göre yorarak cevap verdin.

Senin örneğinden gidiyorum: Örnek veriyorum: zayıf nükleer kuvvet 1 olsun. Bu 5'te olabilirdi 10 üzeri 120 gibi büyük bir sayıda olabilirdi. Atomların oluşması için gereken kuvvet 1 olduğu için bu evrenden madde var.

Ben de örneğin "7"'nin olasılığını istiyorum. Bana 7'nin olasılığını ver..geriye kalanların tümünün değil. 7'nin olasılığını vermen gerektiğinde göreceksin ki, 1'in olasılığı kadar düşük çıkacak. Yani her bir evren kombinasyonunun olasılığı aynı dercede düşük. Birinin diğerine üstünlüğü yok. Geri kalanlarının neticesinde ne olacağının bir önemi yok. Çünkü her birini "tek" "tek" ele aldığında, her birinin olasılığı bizim evrenimiz kadar düşük çıkacak..

Diğer evrenlerde madde olmaması gibi bir kaide yok. Kimisinde madde atomları oluşturamayacak kadar kararsız, ya da tam tersi yoğun bir çökme-tekillik benzeri bir şey yaşayabilir..Aslında ne olacağını ancak varsa, oradakiler bilir.

Zayıf kuvvetin "7" olduğu evrendeki gibi bir düzenin aynısını istiyorsan, o evren tam da o şartları karşıladığı için kendi içinde o açıdan mükemmeldir. Bu sefer senin içinde bulunduğun evren senin mantığına göre diğer %100'lük kısımın içine gider.

Başından beri söylemeye, daha doğrusu "sana söyletmeye" çalıştığım şey, bu.

Daha önce bu forumda şuna benzer bir örnek verilmişti: Bir uçağa binip dünya üzerindeki herhangi bir çöl/kumsala rastgele gidip, sahili biraz kazıp, oradan elinize bir kum tanesini alın. Sonra da gidip o kum tanesinin dünyadaki tüm kum taneciklerine karşılık seçmiş olma olasılığınızı hesaplayın..

Olan şeyin olasılığı olmaz. Antropik ilke.

Dur şimdi çok uzun okuyamadım. Birazdan bakarım :)

(Not: Bu adam zaten bilinen biri?)

Sana göre bilinen biri. Ateistlerin çoğu kendi ideolojilerini destekleyen yazıları -kim demiş ne demiş- diye düşünmeden hafızalarına attıkları için tanımaz bu adamları.

tarihinde ANTİATEİST tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kuramda tek sorun olabilir: Sonsuzdan beri süren evrim, mükemmele ulaşmış olmalı ve sonuçta tanrıyı, ölümsüz ve aşırı güçlü tanrıyı yaratmış olmalıydı.

Acaba aslında yaratmış olabilir mi? Belki de sonsuz güçlü değil de gücü sınırlı, sonsuz yaşayan değil ama elli milyar yıl yaşayabilen bir tanrı yaratmış olabilir.

Teistler böyle evrim tarafından yaratılmış bir tanrıyı, sonsuz güçlü değil ama çok çok güçlü, sonsuz yaşayan değil ama çok çok uzun yaşayan bir tanrıyı kabul ederler mi?

Bilmem, kendileri bilecek ama sanmam. Buna yanaşmazlar. Teist kalabilmenin tek çıkar yolu ise budur. Ben de ateist olmadan önce son bir kez bunu düşünmüştüm. Bu yolla tanrı inancımı koruyabilir miyim diye biraz tereddüt ettim.

Fakat çabuk farkettim ki tanrı konusunda en temiz yol, onun hiç olmayışıdır. Tanrı yok olmadan insanlık erdemi diye bir şey olmaz. Kölelik, dogma, korku, sahtekarlık, ikiyüzlülük, ahlaksızlık devam eder. Tanrıyı mutlak bir yokluğa gömmek şarttır. Benim vardığım sonuç bu. Eksik yüksük, kusurlu ayıplı da olsa tanrı insan zihninin tutulabileceği en kötü hastalıktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son yazını okudum, şimdi yanıldığın noktaları söylüyorum:

Diğer bölüme gelince, poiuz'un verdiği örnek gayet güzel aslında ama sen bilerek ya da bilmeyerek örneği dejenere etmişsin. "eğer diğer elbiseler bedenime uymuyorsa", "eğer çıplak değilsem, ki değilim"

Bu koşulları kim verdi sana? Bunun bir "seçim" olduğunu ya da "çıplak olmadığını" kim ekledi. Sen ekledin.

Bu koşulları bana "hassas ayarlar" verdi.

Neden verdi peki;

Kozmoloji sabiti için 1/10^123'lük bir hassaslıktan bahsediliyor. Bunu Poiuz'un verdiği örneğe eklemek zorundayım. Zira eklemeseydim verilen örnek evreni yansıtmayacaktı.

Çünkü evrendeki bazı sabitlerin hassas olarak ayarlandığı düşünülüyor. Ben bu "hassas ayarı" verilen örnekte "bedenime tastamam ayarda uyan" elbise olarak betimledim. Böyle yapınca örnek gerçeklik kazandı.Ve daha sağlıklı bir benzetme oldu.

Senin örneğinden gidiyorum: Örnek veriyorum: zayıf nükleer kuvvet 1 olsun. Bu 5'te olabilirdi 10 üzeri 120 gibi büyük bir sayıda olabilirdi. Atomların oluşması için gereken kuvvet 1 olduğu için bu evrenden madde var.

Ben de örneğin "7"'nin olasılığını istiyorum. Bana 7'nin olasılığını ver..geriye kalanların tümünün değil. 7'nin olasılığını vermen gerektiğinde göreceksin ki, 1'in olasılığı kadar düşük çıkacak. Yani her bir evren kombinasyonunun olasılığı aynı dercede düşük. Birinin diğerine üstünlüğü yok. Geri kalanlarının neticesinde ne olacağının bir önemi yok. Çünkü her birini "tek" "tek" ele aldığında, her birinin olasılığı bizim evrenimiz kadar düşük çıkacak..

7'nin olasılığı 1'in olasılığı ile "aynı". Fakat buradaki hatan değerleri tek tek alıp hesaplamak.

Oysa burada yapman gereken "yaşam için gerekli" değerler ile "yaşam için gerekli olmayan" değerlerin olasılığını hesaplamak olmalı.

Anlaman için örnek veriyorum:

Sen zar atıyorsun ve 6 tutturursan kazanacaksın. Senin burada kazanma ihtimal 1/6dır. Kazanmama ihtimalin ise 1-1/6 = 5/6dır. Anladın mı ?

Başka örnek:

Şimdi üst üstte sayısal lotodan 100 defa 6 tutturan bir adamı düşün. Böyle bir olasılığın "haliyle düşük" olacağını düşüneceğin için işin içinde bir hile olduğunu düşüneceksin değil mi ?

Ama adam sana aynen senin verdiğin cevabı veriyor ve diyor ki:

"6 tutturma ihtimalim senin 6 tutturamama ihtimalin ile aynı.. O halde neden benden şüpheleniyorsun ?"

Şimdi sen adama hak verip " evet öyle" mi diyeceksin ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Işık hızı sabit derken onu demek istemedim tabii ki. Işık hızının bir limiti vardır.

- Kozmolojik sabit konusunda yanlış bildiğin bir şeyler var. Yada olaya yanlış açıdan bakıyorsun. Yukarıda bilim adamlarının konu hakkındaki görüşlerini verdim.

- Hassas ayardan kasıt sadece canlılık değil. Bilim adamları atomun oluşmamasından bahsediyorlar. Atom olmazsa madde olmaz, bırak canlılığı.

Fakat hangi matematiksel verilere göre bunları söylüyorlar bulamadım hala:

cekim-yasasi.jpg

F : Kütle çekim kuvveti

M1 : Birinci cismin kütlesi

M2 : İkinci cismin kütlesi

G : Evrensel çekim sabiti

r : Kütle merkezleri arasındaki uzaklık

Mesela adamlar G değerinin 1/10^60 değerinde değişmesi durumunda evrenin oluşamayacağını söylüyor. Ama bunu neye göre söylüyorlar bilmiyorum.

nedir kozmolojik sabit konusunda yanlış bildiklerim açıklarsaniz sevinirim ....

Atomlarin oluşması hususunda küçük değişikliklerle de karanlık enerji( kozmolojik sabit ) su an için 10^(-120) bu artıyormu pek tabiki artıyor bu sabit suan için geçerlidir ..yani kütle çekim kuvveti sürekli azalıyor ve evren ışık hızına ulaştığında parcalanacak ...karanlık enerji dört temel çekim kuvvetine baskın gelecek...

Dip not kütle çekim sabiti ise bahsettiğiniz (g) durum farklı onuda anlatabilirim

tarihinde ateistdusunce tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Teistler için çoklu evrenleri kavrayabilmek, önemli bir aşamadır. Çoğunun buna kafası basmaz.

Bunu kavramaktan aciz oluşları, aynen geçmişte de dünyanın evrenin merkezi olmadığına kafaları basmadığı gibidir. Dünyanın yuvarlak olduğuna kafalarının basmadığı gibidir.

Gerçi bunlara kafaları birazcık basar gibi oldu da ne oldu? Kafa ütülenmiş olduktan sonra dünyanın yuvarlak olduğunu da, tek gezegen olmadığını da kafalarına zorla soktuk da ne oldu? Bunlara bilim ne soksan girer, ne sürsen bulaşır. Bunlar dogmatik. Bunların bilgiyi sentezleyip sağlıklı bir sonuca ulaşmaları bir hayal, bir ütopya.

Yarın çoklu evrenler bilimsel olarak kanıtlansın, bunlar "kuran'da bu yazıyordu, bakın, alemlerin rabbi diyor" demekten öte bir kazurat üretemezler. Bunlar olmazlar. Bir dogmatikten bir nane olduğu görülmüş şey değildir. Olmaz, çünkü olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yarın çoklu evrenler bilimsel olarak kanıtlansın, bunlar "kuran'da bu yazıyordu, bakın, alemlerin rabbi diyor" demekten öte bir kazurat üretemezler. Bunlar olmazlar. Bir dogmatikten bir nane olduğu görülmüş şey değildir. Olmaz, çünkü olamaz.

alemlerin rabbi demek evrenlerin rabbi demek ..aha allah burda çoklu evrenleri kast etmiş :D
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran zaten 7 evrenin oldugunu soyluyor. Eger konu coklu evrense.

Kozmolojik sabit konusunda bilgim sifir. Bu konuda yapilan calismalara baktim. Yani 10 uzeri 123 sayisina nasil ulasildigina. Pek bir sey anlamadim. Turkce kitap olarak yayimlanmasini bekliyorum.

Unlu fizikcilerin gorusleri sizin dediklerinize ters oldugu icin bu konuda yanilabileceginizi soyledim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın antiateist 4 temel kuvvet toplam olarak

elektromanyetik kuvvet(EMK ) + güçlü nükleer çekim kuvveti + zayıf nükleer çekim kuvveti - kütle çekim kuvveti =sifir dir

Yani çekim kuvvetinin azalma etkisi ile diğerlerinin etkileri artar sabit kalmaz olaya birde böyle bakmanızı öneririm Dört temel kuvvet toplamı 0 olmalı

saygılar

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...