Jump to content

Sünnet çok zararlı bir operasyondur


Recommended Posts

sapk%C4%B1nlik-1.jpg

sapk%C4%B1nlik-2.jpg

Bu güne kadar hep sünnetin faydalı olduğu, gereksiz ve ileride sorun olabilen bir deri parçasını atmaktan ibaret olduğu ve başkaca da faydaları bulunduğu yalanıyla yetiştik.

Ancak gerçek bu değil!


Önce bazı Türk uzmanların görüşleriyle başlayalım...

Nil Gün (Araştırmacı Yazar, "Sünnetle İlgili Yalan ve Gerçekler" kitabının yazarı)

Sünnetin sağlığa büyük zararları var Kesilen sadece işe yaramaz bir deri parçası değil. O kesilen parça, içinde sinir uçlarının, kan damarlarının, salgı bezlerinin bulunduğu bir mekanizma. O işe yaramaz diye kesilen deri parçasının koruyucu görevi ve cinsel işlevi var. Sünnet olduktan sonra bir çok alanda erkek zarar görüyor. 6 bin yıllık bir gelenek bu.

http://www.kuraldisi....roducts_id=299

Nil Gün'ün sünnet hakkındaki iddiaları, yazının devamında link'i bulunan, Sünnete Karşı Doktorlar (DOC) resmi sitesinde de aynı şekilde yer alıyor.


Dr. Osman Sabuncuoğlu (Uzman psikiyatrist)

"4 - 6 yaş arasındaki erkek çocukları, "psiko - dinamik" olarak özel bir döneme girer. Babalarının kendilerine zarar vereceği, pipilerini keseceği türünde kaygıları vardır. Tam da bu süreçteyken sünnet edilmeleri, ileri yaşlarda cinsel hayatlarını olumsuz etkiler.


Dr. Haydar Dümen (Seksolog)

"Sünnet bütünüyle olumsuz bir eylemdir. Baştan sona yanlış. Çünkü, adı ister Tanrı, ister doğa olsun, evrenin süreçleri içinde bedenimizde ne bir hücremiz fazla, ne eksiktir. Bu yüzden doğa ya da Tanrı hatalı imalat yaratmaz. Sünnet 5 - 6 yaş arasında yapıldığında, psikolojik zararları daha fazla olur. Bu yaşlarda yapılan sünnet sonucunda, "Kastrasyon kompmleksi" dediğimiz, pipi kesilme korkusu oluşur. Bu da, psikoseksüel gelişim döneminde derin izler bırakır."


Doç. Dr. Nusret Kaya (Psikiyatrist)

"Sünnet 2 yaşından sonra yapılırsa çocuklarda, "kastrasyon kompleksi" adı verilen bir takıntıyı artırabilir. Bunun anlamı, "pipi kesimi korkusu"dur. Pipisinin ucundan gitmesi, çocukta değişik korkulara neden oluyor. Bu da ileriki yıllarda, "ejekülasyon pirecokcks" dedilen erken boşalmaya sebep oluyor. Erken boşalma yaşayan erkekler, kadınlarda vajinal orgazm yetersizliğine ve dişi gücüne ulaşamamasına yol açıyor."

Prof. Dr. Cemil Topuzlu

"Güya sünnetin temizlik bakımından faydası varmış; sünnetsizlik yüzünden hastalıklar oluyormuş. Pekâla, bunu kabul edelim. Lakin binde bir kişide tesadüf olunan bu hastalıklar için bütün Müslüman çocukların mühim bir uzuvlarını hayatları bahasına ve din uğruna kestirmekte mana nedir? Bence ileride vukua gelmesi muhtemel hastalıklar için [çocuğu] sünnet ettirmek, ileride apandisiti patlar diye bütün çocuklarımızın apandisitlerini çıkartmayı tavsiye etmekten farklı değildir. "

http://www.geocities.com/tabibler/


Amerikan Sünnete Karşı Doktorlar (Doctors Opposing Circumcision, DOC) Birliğinin görüşleri

Halen gittikçe artan sayıda doktor rutin yenidoğan sünnetine karşıdır. Bu doktorlar kimsenin, bir başkasının cinsel vücut parçalarını zorla almaya hakkı olmadığını kabul eder. Ayrıca doktorların da, çocuklar üzerinde uygulanan bu acı verici, tıbbi açıdan gereksiz prosedürde yeralmamaları gerektiğine inanırlar.

Rutin sünnetler yalnızca Altın Kuralı ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda tıbbi uygulamaların temel ilkesi olan "İlk Önce Zarar Verme" ilkesini de ihlal eder. Şaşırtıcı şekilde, sünnet, A.M.A. Ahlak Kuralları'nın yedi maddesinin hepsini de ihlal eder.

Ana-Babanın doktora , ne zaman ve nasıl uygulamada bulunacağını söylediği garip uygulama tııbın başka hiçbir yerinde yoktur. *Çağdaş tıbbi etiğe göre, ana-babanın çocuklarının yararına olmayan müdahalelere izin verme yetkileri yoktur.

"Korku, acı, şekil bozma, *güçten düşürme ve aşağılama insan ruhunu kırmaya çalışmanın tipik yollarıdır. Sünnet hepsini içerir."


Geoffrey T. Falk tarafından çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiler

Sünnet Nedir?

Sünnet, *penis başını kaplayan mukozal *dokunun ve deri tabakasının cerrahi olarak kaldırılmasıdır. Bu çifte tabaka daha çok sünnet derisi (penis üst derisi) olarak bilinmektedir

Anne-Babaları konu hakkında mümkün olduğunca bilgilenmeye davet ediyoruz. İşlemin kendisinin cerrahi risklerinin farkında olmalıdırlar. Doktorunuzla adım-adım süreç hakkında konuşun. Eğer mümkünse, işlemi yapılırken (hastane vs. yerde ) kendiniz izleyiniz, ve nasıl bir şey olduğunu öğreniniz.

International Coalition for Genital Integrity, sünneti "birinci dereceden *cinsel açıdan sakatlayıcı operasyon" sınıfına sokmuştur.

Sünnet Derisi ne işe yarar?

Sünnet Derisinin üç işlevi vardır : *cinsel işlevi, koruyucu işlevi, ve duyarlılık işlevi

Doğum sonrasında genellikle sünnet derisi penise yapışık haldedir. Daha sonra kendiliğinden ayrılır. Bebeğe bez bağlandığı bu dönemdeki işlevi , penisi tahrişten ve yaralanmalardan korumaktır. Hayat boyunca da penis başını yumuşak ve nemli tutarak travma ve yaralanmalardan korur.

Sünnet derisindeki mukoza ve frenulum gibi belirli bölgeler; *özellikle hassas dokulardan oluşmuştur ve cinsel zevke katkıda bulunurlar. Buradaki özelleşmiş sinir uçları, cinsel zevki ve kontrolü arttırır. http://www.cirp.org/...anatomy/taylor/

* İç deri, doğrudan penis başı ile temas halinde olan mukoza tabakasıdır. Ağzın içindeki yüzey gibi olan bu tabaka, yapı, incelik özelliği, ve rengi bakımından üst-derinin (sünnet derisinin) geri kalanından farklıdır.

*Frenulum, penisten gelen ve üst-derinin iç yüzeyine eklenen özellikle hassas olan ince bir zardır.

*Ayrıca, üst-derinin iç tabakası ve genel penis derisinin kesişimi olan özel bir bölge daha vardır. Bu bölgenin üst-derinin hareketini sağlayan özel kasları vardır. Buradaki dokunma duyusu, dudaklarınki kadar gelişmiştir.

Sertleşmiş halinde penisin üstderi *içinde hareket edebileceği geniş bir alan vardır. Penis bu alan içerisinde hareket edebilir, ve tahriş olmaktan, yapay kayganlaştırıcılara duyulan ihtiyaçtan kurtulur. Penis başı ve üst-deri doğal olarak birbirlerini uyarırlar. Warren ve Bigelow, *penis üst-derisinin cinsel ilişki sırasındaki görevlerinden bazılarını açıklamışlardır. http://www.cirp.org/...eneral/warren2/

Yazının Devamı: http://www.geocities...abibler/sss.htm

Kaynak: http://www.cirp.org/


Paul M. Fleiss, MD, MPH, University of *Southern California Medical Center'da yardımcı klinik pediatri profesörüdür. Ulusal ve uluslararası tıbbi dergilerde yayınlanan pek çok makalenin yazarıdır

Sünnet Nasıl Zarar Verir?

Sünnetin "tıbbi yararları"(!) hakkındaki tartışma, nadiren sünnetin gerçek sonuçlarına değinir. *

* ** Sünnet Köreltir: Kesilen deri miktarına bağlı olarak, sünnet, *erkeği penis derisinin %80 kadar veya daha fazlasından mahrum bırakır. *Sünnet derisinin uzunluğuna bağlı olarak, onu kesmek, penisi %25 veya daha fazla kısa yapar. Özenli anatomik araştırmalar göstermiştir ki, sünnet bir metreden fazla damar, arter, ve kılcal damarları, 80 metreye yakın sinir uzunluğunu, ve 20,000'den fazla sinir ucunu yok eder. 31 Üst-derinin kasları, bezleri, mukoz tabakası, ve epitelyal dokusu da bunların yanında tabii ki yok olmuştur.

* * Sünnet Hissizleştirir: Sünnet penisi radikal bir şekilde hissizleştirir. *Üst-deri (sünnet derisi) *amputasyonu, üst-derinin kendisindeki zengin sinir ağını ve sinir alıcılarını yok etmek anlamına gelir. Sünnet, neredeyse her zaman frenulumu ya yok eder ya da büyük zarar verir. Koruyucu üst-derinin kaybedilmesi glansı hissizleştirir. Sürekli dışarda kalan glansı (penis başı) kaplayan membran şimdi sürekli aşınma ve irritasyon ile *karşı-karşıya olduğundan keratinleşir, sert ve kuru olur. Normal, sağlam bir peniste, mukoz zarın tam altında olan glanstaki sinir uçları, şimdi birbiri üstüne oluşan keratin tabakalarının altına gömülmüştür. Köreltilmiş glans(penis başı) şimdi donuk, gri ve sklerotik bir görünüm alır.

* ** Sünnet Etkisiz Kılar: Sünnet ile büyük miktardaki *penis derisinin amputasyonu, geri kalan deriyi kalıcı olarak hareketsiz hale getirir. Bu hareket kaybı, glansın normal olarak uyarıldığı mekanizmayı yok eder. Sünnetli penis sert hale geldiğinde, geri kalan hareketsiz hale gelmiş deri gerilir, bazen bu o kadar sıkı olur ki tüm penisi kaplamaya yetmez. *Normalde penis gövdesi üzerinde kıl yoktur, ama bu şekilde, torba vs. üzerindeki kıllı deri de penise kadar çekilir. Cerrahi olarak dış ortama maruz hale getirilen glansın mukozası sebaceous bezlerini içermez. Üst-derinin emolyantları ve koruması olmadan, galns(penis başı) kurur, çatlamaya ve kanamaya meyilli hale gelir.

* * Sünnet Şekli Bozar: Sünnet, penisin görünüşünü büyük ölçüde değiştirir. Normalde bir iç organ olan glansı, kalıcı olarak bir dış organ haline getirir. Sünnet üst-deriyi yırtmayı gerektirdiğinden, glansın da bazı parçaları kopabilir. Üstderinin parçaları ham glansa yapışabilir ve yerinden kopmuş, sarkan deri parçaları ve köprüleri oluşturabilir.32

*Yara oluşumuna ve kesilen deri miktarına bakarak, sünnetli deri kalıcı olarak eğik bir hal alabilir, ya da sertleşme sırasında eğilebilir.33 Yara dokusunun büzülmesi, penis gövdesini *karnın içine doğru çekebilir, bu da gerçekte penisin kısalması, hatta bazen tamamen kaybolması anlamına gelir. 34

* Sünnet Dolaşıma Zarar Verir: Sünnet, *penis derisindeki ve penis başındaki normal kan dolaşımını bozar. Ana penis arterlerine akmak isteyen kan, yarma noktasındaki yara dokusu ile engellenir, bu da kanın daha ilerdeki diğer kılcal damarları beslemek yerine geri doğru akmasına neden olur. Kandan yoksun olan olan meatus büzülüp yara oluşturabilir, bu da idrar akışını engeller. 35 Meatal Stenosis denen bu durum, genellikle düzeltici cerrahi müdahale gerektirir. Bu hastalık neredeyse tamamen sünnetli çocuklara özeldir. *

Sünnet, aynı zamanda lenf kanallarını da keser, lenfin dolaşımı bozulur ve bazen *lymphedema denen, penisin geri kalan derisinin, sıkışıp kalan lenf ile dolup şiştiği, acı verici ve şekil *bozucu rahatsızlık ortaya çıkar.

* Sünnet Gelişen Beyne Zarar Verir: Önde gelen tıbbi dergilerde yayınlanan yeni yapılan çalışmalarla ilgili makaleler, sünnetin, *beyin üzerinde, gelişen beyin merkezlerini olumsuz yönde etkileyerek, *uzun süreli zararlı etkileri olduğunu söylemektedir. 36 Sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkekler ya da kızlara göre daha düşük bir acıya dayanma eşikleri vardır. 37 Gelişim nörofizyolojisti *Dr. James Prescott, sünnetin daha derin ve daha ciddi nörolojik zarara yol açmış olabileceğini de söylemektedir.38, 39

** Sünnet Hijyen ve Sağlık Dışıdır : Sünnet hakkında en yaygın olan efsanelerden biri, sünnetin penisi daha temiz ve bakımı daha kolay yaptığıdır. Bu doğru değildir. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Yapay olarak dış organ haline getirilen glans (penis başı) ve meatus, kire ve aşınmaya sürekli açık haldedir, bu da sünnetli penisi daha kirli yapar. Koruyucu üstderinin kaybolması, üriner yolu bakteri ve viral patojenlere karşı korumasız bırakır. *

Sünnet yarası pek çoklarının sandığından daha büyüktür. Bu yalnızca geri kalan derinin iç ve dış birleşme noktaları değildir. Sünnet olmadan önce bir bebeğin *üstderisi penis başında ayrılmalıdır, tam anlamıyla söylemek gerekirse, bu canlı canlı derisini yüzmek, yırtmaktır. Bu da geriye kanayan, *geniş ve açık bir alan bırakır. En iyi ihtimalle, bu geniş alan *yalnızca bir çeşit proto-mukoza tarafından korunmaktadır. Hastalık yapıcılar bu açıklıktan kolaylıkla içeri girebilirler.

http://www.geocities...sunnetnedir.htm

http://www.mothersagainstcirc.org/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fimozis denen bir durum var olabiliyor. Penis ucundaki derinin dar olarak açılması. Sünnet yapan dr lar tedavi amacıyla sünnet ettiklerini söylerler. Ancak darlık sadece genişletilebilir. Genelde işlerine sünnet kolay gelir. Aile de sünnet ettirmek ister zaten. Sünnet yapan da yaptıran da bir taşla iki kuş vurmuş olur. Sünnetin bilimsel bir kanıtını sunan birisini görmedim henüz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sünnetin zamanında tanrılara kurban için kesilmesinden yahudi geleneğine dönüşüp müslilere bulaşma fiyaskosu.

Sakalın kesilmesi günah olup pipi kesmenin sevap olması da pek hayli tuhaf.

Müslinin tanrısının istekleri zeus yani tüm tanrıların babası olan tanrıdan daha ilkeldir.

Aslında böylesi sapık olan müsli erkeklerin sünnet

Link to post
Sitelerde Paylaş

2 oğlum var. Onları sünnet ettirmeyi düşünmüyorum. Tanıdığım ateist birkaç arkadaşım sözde sağlık problemleri nedeni ile oğullarını sünnet ettirdiler. Ben düşünmüyorum ama çocukların hangi baskılarla karşılaşacağını da merak ediyorum.

Bu konuda daha önce de çok yazı okudum.Oğlum olursa asla sünnet ettirmem.Saçma sapan bir uygulama.Çükü de kurban ediyorlar herhalde. :D

:D

Ülkemin bir kaç çocuğu daha bu işkenceyi yaşamayacak.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
  • 5 months later...

İnsan Hakları Boyutu

khatna_circumcision.jpg
Birleşmiş Milletler Komisyonu, sünneti cinsel saldırı ve insan hakları ihlali olarak tanımlar. Çocuk Hakları Bildirgesi'nin 24.3 'üncü maddesi çocukların sağlığına zararlı gelenekselleşmiş prosedürler tanımı ile sünneti kasteder. Bu nedenle çocukların sünneti çeşitli insan hakları kanunlarını ,devamlı olarak ihlal eder, ve etik olmayan tıbbi prosedür başlığı altında incelenmesi gerekir.

Zalim ve düşürücü (insan sağlığını, haysiyetini olumsuz yönde etkileyen, kalıcı sonuçları olan) davranışlar bir insan hakları ihlalidir. Sünnet zalim ve düşürücü bir davranıştır çünkü erkek cinsel organının görünüm ve işlevini, büyük miktarlarda sağlıklı, koruyucu , erojen doku çıkararak tahrip eder. Doktorlar zalim ve düşürücü davranışlarda yer almamalıdır. Doktorlar zalim, düşürücü davranışları profesyonel örgütlere ya da üstlerine, eğer mümkünse insan hakları örgütlerine bildirmelidir.

Avrupa İnsan Hakları ve Biyotıp Anlaşması (1997)Bu anlaşma uluslararası hukuk için bir enstrümandır.Onbeş Avrupa ulusu şu anda bu anlaşmayı onaylamıştır. 1 Aralık 1999'dan beri yürürlüktedir. Erkek çocukların sünneti bu anlaşmanın 1., 2., ve 20. maddelerini ihlal eder durumdadır.

Her iki cinste de sünnet edilenlerin çoğu çocuklar. (Denniston, 1997; DeMeo, 1997). Her iki cinsin sünnetinde de, sağlıklı ve duyarlı bir vücut parçası, itiraz etme, kendini savunma, ya da onay verme şansı olmayan bir çocuktan kesilip alınıyor. Her iki olayda da, çocuğun cinsel güdüleri üzerinde kendi kontrolunu sağlayan toplumdur. Bu çalışmanın bir başka önemi bazı doktorların erkek sünnetini, tersine giderek kadın sünnetini meşrulaştırmak için kullanmaları. Bu doktorlara göre kadının klitorisinin ucundan bir parça çıkarmakla erkeği sünnet etmek arasında bir fark yok, erkek sünneti eğer faydalı ve iyiyse, kadın sünneti konusunda koparılan bu yaygara neden?

"Neden tecavüz, kadınların dövülmesi, ve sünnet gibi sorunlarda objektif olmalıyız? Zayıfın yanında olup, kralın çıplak olduğunu söylemenin zamanı gelmiştir!"

İnsan hakları eylemcileri, Nobel'in "Sadece Hayır De: İktidar Meseleleri"(1991) makalesinde bu akım ile fikir birliğine varmışlardır. Nobel, güçlü sosyal aktörler tarafından haksız muameleye tabii tutulan "zayıf" kişi ve grupların haklarını savunmada "objektiflik" fikrini reddetmiştir. "Acaba neden tecavüz, kadınların dövülmesi ve sünnet gibi konularda objektif olmalıyız? " diye sormuştur. "Artık zayıf ile taraf olmanın ve kralın çıplak olduğunu ilan etmenin zamnı gelmiştir!" demiştir.

http://www.cirp.org/library/ethics/index_tk.html#hr56

http://www.sunnetbilgi.com/sunnet_ve_insanhaklari.htm

snatch.jpg

Avrupa Konseyi Meclisi: Sünnet İnsan Hakları Sorunudur

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, aldığı kararda sünnetin “erkek çocukların fiziksel bütünlüğünün ihlali” olduğu sonucuna vardı. Erkek çocukların sünnet edilmesinin “tıbben meşru olmadığı” savunulurken, sünnetin insan hakları sorunu olarak tanımlandığı anlamına geldiği belirtildi.


Dr. Dekkers’a ve arkadaşlarına göre erkek ve kız sünnetinde beden bütünlüğü risk altındadır.

Sünnet ve ruhsal travma

Anna Freud (1952), çocuğun vücuduna uygulanan cerrahi müdahalelerin, çocuğun saldırıya uğrama, ve iğdiş edilme düşlemlerini aktive edebileceğini belirtmiştir. Yazara göre cerrahi girişimin anlamı, işlemin ciddiyetine değil, ortaya çıkardığı düşlemlerin tipine ve derinliğine bağlıdır. Örneğin çocuğun düşlemlerinde anneye yönelik saldırganlık varsa, işlem çocuk tarafından, annenin çocuğun vücuduna yönelik misilleme amaçlı saldırısı olarak algılanabilir. İşlem, çocuğun pasif bir cinsel eş rolünde olduğu, ebeveynlerin ilişkisini temsil eden sadistik bir anlayışı temsil edebilir. Ayrıca işlem oidipal
haset, mastürbasyon eylemi, penis haseti ve teşhircilik arzuları için ceza olarak algılanabilir. Anna Freud’a göre cerrahi işlem penis üzerinde uygulanırsa, cinsel gelişimin hangi evresinde olursa olsun, çocuğun iğdiş edilme endişeleri canlanır. Cerrahi işlem bastırılmış düşlemlerin gerçekleşmesini sağlar ve bunun sonucunda bunlarla bağlantılı olan kaygının katlanmasına yol açar. Artan kaygı çocuğun benliğinin yüzleşmek zorunda olduğu içsel bir tehdit oluşturur. Savunma mekanizmalarının kaygı ile başa çıkmak için yeterli olduğu durumlarda çocuk işleme nörotik patlamalarla cevap verir. Benliğin kaygı ile başa çıkmakta yetersiz kaldığı durumlarda ise işlem çocuk için travmatik hale gelir (Freud 1952)

Sünnetin çocuk ruhsallığı üzerinde travmatik etkileri olduğunu savunan çok sayıda yayın bulunmaktadır. Brezilyalı bir psikanalist olan Dr. Tractenberg (1999) bebekte sünnetten sonra
meme emmesini ve anne ile bebek arasındaki duygusal bağı engelleyen ciddi depresyon ve asfiksi gözlemlendiğini, doktorların sünnetin acısız olduğunu belirtmelerine rağmen, bu travmanın yenidoğanın beyninde kalıcı olduğunu ve bu hatıranın yaşamın ileriki dönemlerinde iğdiş edilme kaygısı ile ilişkili hale geldiğini, sünnetin erkeklerin büyük bir bölümünde cinsel güçte azalmaya yol açtığını, sünnetin ileride psikopatik ve şiddet içerikli ya da aşırı mazoşistik davranışların ortaya çıkmasına yol açabileceğin söyler.Denniston, Tractenberg ile uyumlu olarak, sünnetin anne ve çocuk arasındaki bağlanmayı bozduğunu belirtmiştir. Bunun sadece anne sütü alımında bozulma ile ilgili olmadığı,sünnetin çocuğun annesine karşı güven duygusunu zedelediğini ve bunun uzantısı olarak bireyde bütün kadınlara karşı bir güvensizlik geliştiğini belirtmişti

Yetişkinlerin sünnet ile ilgili olarak sıklıkla ailelerine karşı öfke, kandırılmışlık hissi, acı, üzüntü, aşağılık hissi ve utanç hissettiklerini bildiren bazı çalışmalar vardır (Bensley ve Boyle 2000, Bigelow 1995, Goldman 1997). Bebeklik döneminde ya da çocukluklarında onayları olmadan sünnet edilen bazı erişkinler duygularını şiddet, işkence, kötü muamele ve cinsel saldırı kelimeleri ile tarif etmişlerdir (Boyle ve ark. 2002,Hammond 1997, Hammond 1999).


Dr. Menage (1999), travma sonrası stres bozukluğunun(TSSB), kadın doğum ameliyatları ve sünnet gibi genital işlemlerden sonra görülebileceğini belirtmiştir. Yazar, yeni doğan dönemi ile 7 yaş arasında sünnet olan 21 ile 62 yaş arası 8 erkek üzerinde yaptığı araştırmada, deneklerin 6’sının TSSB kriterlerini karşıladığını bildirmiştir. TSSB kriterlerini karşılayan katılımcıların ikisinin travmatik başka bir deneyimi bulunmaktadır (arkadaşın kazada ölmesi ve intihara tanık olma). Menage, sünnetin, işlemi uygulayan kimse ile birey arasında bir güç dengesizliği içerdiğini, saldırgan ve cinsel elemanları bulunduğunu ve çocuğun cinsel bütünlüğünü cinsel organın kesilmesi ile tehdit ettiğini bildirmiştir (1999).

Ashley Montagu de "Sakatlanan İnsanlık" (1991) adlı makalesinde her iki cinste sünnetin, ataerkilliğin yükselmesi ile ortaya çıktığını iddia eder. Günümüzde sünnetin devam etmesini, eski ataerkil eğilimlerin halen güçlü olmasına bağlar.

Nörofizyolog James Prescott'a göre erken yaşlarda, özellikle bebeklerde yapılan sünnet, bireyin gelişen beyin yapısında cinsel zevk duygusunun acı ile birlikte kodlanmasına neden olur, ve bu şekilde cinsel olarak sağlıklı gelişmesini, ve ileri yaşlarda cinsel zevki ve cinselliğin manevi boyutunu gerektiği şekilde yaşamasını güçleştirir. Ataerkil toplum, bireylerin cinselliğini bu şekilde kontrol eder.

Goldman , Sünnet: Gizli Travma (1997) kitabı ve Sünnetin Psikolojik Sonuçları (1999) adlı makalesi ile erkek sünnetinin psikolojik sonuçları üzerinde geniş çalışmalar yapmıştır. Çocukların sünnetle yaşadıkları acıyı, çaresiz oldukları ve kendilerini savunamadıkları için doktorların görmezden geldiğini iddia etmiştir. Anatomi çalışmaları, sinir hücrelerindeki kimyasal değişiklikler ve bebeklerin davranışları konusundaki çalışmalar, bebeklerin acıyı yetişkinlerden daha fazla hissettiklerini kanıtlamıştır. Amerikan Pediatri Akademisinden diğer araştırmacılar Goldman'ın çalışması ile fikirbirliğine vardılar. Bu araştırmacılar yaptıkları çalışmalarda sünnetli çocuğun annesine karşı tavrının değiştiğini, uyku düzeninin bozulduğunu, ve acı verici etkilere karşı aşırı şekilde tepki göstermeye başladığını tespit ettiler. Bazı anneler, çocuğun sünnet edildiği günün hayatlarındaki en kötü gün olduğunu belirtmişlerdir. Amerikan Psikoloji Derneği'nin tanımına göre travma "insanın günlük hayat tecrübelerini aşan olaylara" denir, örneğin fiziksel şiddet, işkence veya bireyin güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay travma sayılabilir. Fiziki şiddet bir tarafta vücuda yönelik herhangi bir istismardır, işkence ise aşırı stres veya acıya yol açan davranıştır. Her iki durum da travmatiktir, saldırı veya yaralama, şiddet veya işkence amacıyla yapılmış olmasa bile. Yukarıdaki tanımlar, eylemin kendisinden ve eylemi yapan kimsenin amacından bağımsız olarak buna tepki veren insanın durumuyla ilgilidir. Bebek ne kadar küçük olursa, travmadan zarar görme ihtimali o kadar fazla olacaktır.

Psikolog doktor Ronald Goldman, Sünnet: Gizli Travma kitabında sünnetin yarattığı travmanın PTSD (post-travmatik stres bozukluğu) ile örtüştüğünü, kişide uzun vadeli öfke, utanç, kendine güvensizlik, mağduriyet hissi, korku, yas, ilişkilerde bozukluk, yakınlık kurmaktan kaçınma, duygularını ifade edememe gibi etkilere yol açabildiğini anlatmış.

tarihinde zeus- tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...