Jump to content

Hz.Nuh ve tufan hadisesi


Recommended Posts

Hz. Nuh ve tufanı Dünya nın mevsimsel dönemeçlerinden birisinde, buzul çağından çıkılıp Dünya'nın daha yumuşak bir mevsime geçiş anında, Hz.Nuh'un ve kavminin yaşadığı yerde meydana gelen bir tür doğal afettir. Yalnız insanlık bu zamanda genelde Orta doğu da yerleştiği için felaket unutulmamış ve insanlar sonradan bu tufan hikayesini destanlarının içine koymuşlardır.



Nuh tufanının oluştuğu yerin Karadeniz havzası olma ihtimali çok yüksektir. Buzul çağında Karadeniz havzası buzların sayesinde kuru olup yaşama imkan veren bir yerdi. Havalar ısınmaya başlayınca yağmur vs. ile buzullar aniden eriyerek buzul göllerinden yüksek miktar su bu havzaya hücum etmiştir.



"Zariyat 46 - Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler."


"Necm 52 - Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı."



Evet, havada ısınmanın başlayıp, buzulların çözüldüğü zamanda yağan yağmur ve bunun sonucunda suların önünde ki buzulların erimesi ile çok ani bir su basması olmuş. Hz. Nuh Allah ın kendine bildirmesi ile bir gemi yapmış. Kendine inananlarla birlikte yaşadığı yerdeki hayvanlardan bulabildiği kadar çiftini bu gemiye yüklemiş . Bu gemi nasıldı. Ayetlere bir bakalım.


"Kamer ﴾12﴿- Biz Nûh'u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik."


"Hud Suresi ﴾39﴿- Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti."


Görüldüğü üzere bu gemi, içinde kaynayan bir tandır (ocak) olan, çivi ve perçinlerle birleştirilmiş levhalardan oluşan, buharlı ve metalden bir gemi. Yani öyle tahtadan yelkenli falan değil. Yukarıdaki ayetlere bakınca bu geminin buharla çalışan bir gemi olduğu açık. Buhar gücü ile de büyük miktarlar yük taşıyabilen ve çok büyük bir gemi olduğu da anlaşılmakta.


Sular dindikten sonra insanlar Mezopotamya bölgesine yerleşip yeniden medeniyeti yeniden geliştirmişlerdir. Bundan dolayı Hz.Nuh a ikinci adem denir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sular dindikten sonra insanlar Mezopotamya bölgesine yerleşip yeniden medeniyeti yeniden geliştirmişlerdir. Bundan dolayı Hz.Nuh a ikinci adem denir.

Hocam sen saka falan misin... Bak son 2 gundeki zirvalarin:

1. Ruh anti-maddedir.

2. Yecuc mecuc ingilizler

3. Yahudiler soyle boyle vs...

4. Nuhun gemisi buharli ve metalden bir gemi.

Yani su laflari soyleyen adamin en fazla 3. sinif ogrencisi olmasi lazim, yukarisi kurtarmaz, normal degil. Insan bi dusunur, madem bu adamlarda metalden gemi yapacak teknoloji var, nasil oluyorda unutuyorlar, bu bilgi kayboluyor? Yani bu kadar aptal misin be kardesim. Atiyorsunda, sallamanin bir siniri var. BUharli gemi yapabilen adam niye yelkenli yapsin insan binlerce yil boyunca? Hadi diyelim buharli gemi var, insan bi arastirir, buharli gemi nasil calisiyor diye, iman gucuyle calismiyor herhalde, bunun yakiti ne? Herhalde hayvanlarin eline kazmayi verip, komur kazdirmadi bu adam.

tarihinde skander tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Zariyat 46 - Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler."
"Necm 52 - Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı."

Bu iki ayet ikizmimi? bu ayetlerin sence anlamlarıının ne kadar farklıdır. nasılsın daha daha nasılsın :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Hud Suresi ﴾39﴿- Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti."

Hud 40. ayet olacak.

Başka bir mealde de ''tandırın kaynaması'' buhar kazanı olarak değil de, tufanın başlaması olarak yorumlanmış...

''Sonunda emrimiz gereği sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: “(Canlı varlıkların) her birinden (erkekli dişili) birer çift ile (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında aileni ve iman edenleri gemiye bindir!” Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.''

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın Çapı : 1.2742 km

Dünyamızın hacmi : 1.082.841.310.000 km3

Everest dağı : 8.848 m

150 gün süren Nuh Tufanında bütün yerküre sular altında kaldığına göre ki buna Everest dağı da dahil olduğundan

Sular varken Yani Tufanda Dünyamızın hacmi 14.765.460.000.000 km3

Yani demek oluyor ki dünyamızın yaklaşık 13-14 katı su yer küreyi sarıyor kaplıyor.Buraya kadar bunu zaten herkes biliyor.

Soru şu peki bu yaklaşık 13.700.000.000.000 km3 su nereye gitti?

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/59847-nuh-tufanyna-fiziksel-bakyth/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın Çapı : 1.2742 km

Dünyamızın hacmi : 1.082.841.310.000 km3

Everest dağı : 8.848 m

150 gün süren Nuh Tufanında bütün yerküre sular altında kaldığına göre ki buna Everest dağı da dahil olduğundan

Sular varken Yani Tufanda Dünyamızın hacmi 14.765.460.000.000 km3

Yani demek oluyor ki dünyamızın yaklaşık 13-14 katı su yer küreyi sarıyor kaplıyor.Buraya kadar bunu zaten herkes biliyor.

Soru şu peki bu yaklaşık 13.700.000.000.000 km3 su nereye gitti?

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/59847-nuh-tufanyna-fiziksel-bakyth/

"Zariyat 46 - Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler."
"Necm 52 - Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı."
ayetlerde tufanın Nuh kavminin bulunduğu yerde olduğu söyleniyor. Tüm Dünya da olduğunu da nereden uydurdunuz. Ayetler yukarıda, aksi hadde tüm insanları helak etti derdi.
Tabii insanların çoğu o zamanda yakın olduklarından bir şekilde tufanı ve yarattığı karmaşının hasarını görmüş olabilirler. Ama tüm Dünya sular altında kaldı diye birşey yok. Buzul çağından sonra havaların ısınması ile erimeden dolayı ani sel baskını. Ama baya büyük bir baskın.
tarihinde tevhid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayetleri eğip bükme gibi bir amacım yok.

Ayette her hayvandan bir çift al sözü geçer bu hem erkek-dişi şeklinde hem de farklı şekilde de yorumlanabilir dedim. Bu yorum size kalmış istediğiniz yöne çekebilirsiniz. Sonunda ise :

"Sorun o kadar canlıyı alabilecek olan gemi ve o büyük dalgalara ve fırtınalara / tsunamilere nasıl karşı koyduğudur. Şu andaki teknoloji ve bilgimizle bile bunun cevabını bulabilmiş değiliz. Ancak Kuran da bahsedildiği gibi bize bir işaret olarak bırakılan bu gemiyi bulabilirsek bu soruların hepsinin cevabını alabiliriz."

dedim.

Bunun anlamı da şu anda o geminin gerçekten de nasıl bir gemi olduğu o kadar hayvanın o gemiye nasıl bindirildiği konusunda yorum yapacak durumda değilim bunu ancak o gemiyi bulursak öğrenebiliriz di.

Bakın, bir din kardeşiniz geminin buharlı ve metal bir gemi olduğunu söylüyor. İşiniz daha kolay, dağlık tepelik arazilerde kocaman, metalden bir gemiyi bulmak için çok detaylı araştırmalara de gerek olduğunu sanmıyorum. Binlerce yıl, kimsenin gözüne çarpmamış mıdır koca tepenin, dağın üzerindeki koca gemi?

"Kamer ﴾12﴿- Biz Nûh'u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik."

"Hud Suresi ﴾39﴿- Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti."

Görüldüğü üzere bu gemi, içinde kaynayan bir tandır (ocak) olan, çivi ve perçinlerle birleştirilmiş levhalardan oluşan, buharlı ve metalden bir gemi. Yani öyle tahtadan yelkenli falan değil. Yukarıdaki ayetlere bakınca bu geminin buharla çalışan bir gemi olduğu açık. Buhar gücü ile de büyük miktarlar yük taşıyabilen ve çok büyük bir gemi olduğu da anlaşılmakta.

@therock, @tevhid; siz birbirinizle aynı şeye inanıyorsunuz ama ürettiğiniz sonuçlar bunlar işte.

Yapacağınız bölgeleri araştırmak değil, tarihi araştırıp dağlık bir yerde metal bir gemiden bahsedildiğini bulmanız yeterli, sonra gidip çıkartırsınız, bizi de aydınlatırsınız. Binlerce yıldır insanlar eğer hakikaten sandığınız kadar beyinsiz değillerse, ula burada geminin ne işi var diyen ve gördüğünü başkalarına anlatanlar olmuştur değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Zariyat 46 - Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler."

"Necm 52 - Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı."

ayetlerde tufanın Nuh kavminin bulunduğu yerde olduğu söyleniyor. Tüm Dünya da olduğunu da nereden uydurdunuz. Ayetler yukarıda, aksi hadde tüm insanları helak etti derdi.

Tabii insanların çoğu o zamanda yakın olduklarından bir şekilde tufanı ve yarattığı karmaşının hasarını görmüş olabilirler. Ama tüm Dünya sular altında kaldı diye birşey yok. Buzul çağından sonra havaların ısınması ile erimeden dolayı ani sel baskını. Ama baya büyük bir baskın.

ani ısınma ? Koca dünyayı nasıl ani isitiyorsunuz bi anlatın bakalım
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kral Gılgamış ölümden kurtulma çabasıyla dünyanın öbür ucuna kaçar. Orada tufandan sağ kurtulmuş Utnapiştimle karşılaşır. Tanrı Enlil onun hala hayatta olduğunu öğrenince kızar. Ama bu haberlerle içi rahatlayan diğer tanrılar bir daha böyle bir afetin yaşanmaması gerektiğine karar verir. "[1]

Utnapiştim Gılgamış'a dedi:

"Gılgamış, sana gizli bir şey açayım. Tanrıların gizini söyleyeyim: Şurippak, senin bildiğin bir kent, Fırat'ın kıyısındadır. Bu kent çok eskiden varken, tanrılar bu kentin yanındaydılar. Tanrıların aklına bir tufan yapmak geldi. Bunların babaları soylu Anu, hükümdarları yiğit Enlil, büyük vezirleri Ninurta, su yolcuları Ennagi ve Bilge Ea da onların toplantısında yer aldı.

Ea, tanrıların verdikleri kararı, kamıştan bir çite anlattı:

"Kamış çit, kamış çit! Duvar, duvar! Kamış çit dinle, duvar anımsa!

Şurippaklı Ubar-Tutu'nun oğlu, evi sök. Bir gemi yap .. Canını kurtar! Canlı yaratıkların her türünden geminin içine yükle. Yapacağın geminin her yanı uyumlu bir ölçüde olsun. Onun eni ve boyu bir ölçüde olsun. Yağmura karşı onun her yanına bir çatı kur!"

'Küçük yavrular bile gemi için zift taşıyorlardı. Güçlü erkekler gemiye yedek kereste getiriyorlardı. Beşinci günde geminin kaburgasını oluşturdum. Geminin omurgası bir iku genişliğindeydi. Kenarları iki kez on kamış yüksekliğindeydi. Gemiyi altı katlı yaptım. Geminin alt ve üst güvertelerini yedi bölüme ayırdım, ambarını da dokuza böldüm. Ortasına da su kazıkları çaktım. Güzel kürek seçtim ... Eritmek için kazana zift döktüm. . Ustalara, ırmak suyu gibi bira, rakı, şırlık ve şarap akıtıldı. . Gemi yedinci günde tamam oldu. ..Elime geçen her şeyi içine yükledim. Bütün soyumu, sopumu ve kavmimi gemiye bindirdim. Yazının yabanıl, yazının evcil hayvanlarını ve bütün ustaları gemiye aldım. '

Bundan sonraki safhada Tufanın sona erişi, Utnapiştimin sevinç gözyaşları döküşü, geminin Nisir dağına oturuşu, suların çekilip karaların tekrar meydana çıkışını kontrol için karaya oturuşun 7.gününde Utnapiştimin arka arkaya Güvercin, kırlangıç ve karga salıverdiği, diğerlerinin konacak yer bulamadıkları, ancak karganın bir kuru kara parçasını gagaladığı, bundan sonra da dört yöne her şeyi salıverip kurban kestiği ve tütsü kurbanı yaptığı anlatılmaktadır

Tufan efsanesi M.Ö.2000, M.Ö.I833-1750 ve M.Ö. 1250 tarihlerinde meydana getirilmiş değişik versiyonlara sahiptir.[4]

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kral Gılgamış ölümden kurtulma çabasıyla dünyanın öbür ucuna kaçar. Orada tufandan sağ kurtulmuş Utnapiştimle karşılaşır. Tanrı Enlil onun hala hayatta olduğunu öğrenince kızar. Ama bu haberlerle içi rahatlayan diğer tanrılar bir daha böyle bir afetin yaşanmaması gerektiğine karar verir. "[1]

Utnapiştim Gılgamış'a dedi:

"Gılgamış, sana gizli bir şey açayım. Tanrıların gizini söyleyeyim: Şurippak, senin bildiğin bir kent, Fırat'ın kıyısındadır. Bu kent çok eskiden varken, tanrılar bu kentin yanındaydılar. Tanrıların aklına bir tufan yapmak geldi. Bunların babaları soylu Anu, hükümdarları yiğit Enlil, büyük vezirleri Ninurta, su yolcuları Ennagi ve Bilge Ea da onların toplantısında yer aldı.

Ea, tanrıların verdikleri kararı, kamıştan bir çite anlattı:

"Kamış çit, kamış çit! Duvar, duvar! Kamış çit dinle, duvar anımsa!

Şurippaklı Ubar-Tutu'nun oğlu, evi sök. Bir gemi yap .. Canını kurtar! Canlı yaratıkların her türünden geminin içine yükle. Yapacağın geminin her yanı uyumlu bir ölçüde olsun. Onun eni ve boyu bir ölçüde olsun. Yağmura karşı onun her yanına bir çatı kur!"

'Küçük yavrular bile gemi için zift taşıyorlardı. Güçlü erkekler gemiye yedek kereste getiriyorlardı. Beşinci günde geminin kaburgasını oluşturdum. Geminin omurgası bir iku genişliğindeydi. Kenarları iki kez on kamış yüksekliğindeydi. Gemiyi altı katlı yaptım. Geminin alt ve üst güvertelerini yedi bölüme ayırdım, ambarını da dokuza böldüm. Ortasına da su kazıkları çaktım. Güzel kürek seçtim ... Eritmek için kazana zift döktüm. . Ustalara, ırmak suyu gibi bira, rakı, şırlık ve şarap akıtıldı. . Gemi yedinci günde tamam oldu. ..Elime geçen her şeyi içine yükledim. Bütün soyumu, sopumu ve kavmimi gemiye bindirdim. Yazının yabanıl, yazının evcil hayvanlarını ve bütün ustaları gemiye aldım. '

Bundan sonraki safhada Tufanın sona erişi, Utnapiştimin sevinç gözyaşları döküşü, geminin Nisir dağına oturuşu, suların çekilip karaların tekrar meydana çıkışını kontrol için karaya oturuşun 7.gününde Utnapiştimin arka arkaya Güvercin, kırlangıç ve karga salıverdiği, diğerlerinin konacak yer bulamadıkları, ancak karganın bir kuru kara parçasını gagaladığı, bundan sonra da dört yöne her şeyi salıverip kurban kestiği ve tütsü kurbanı yaptığı anlatılmaktadır

Tufan efsanesi M.Ö.2000, M.Ö.I833-1750 ve M.Ö. 1250 tarihlerinde meydana getirilmiş değişik versiyonlara sahiptir.[4]

Tufanı görenler kendi versiyonlarını yazmış. Bu yazı dahi Kur'an daki tufanın olduğunu gösteren bir delil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gilgamis destandir kralin olumsuzluk arayışını anlatır gerçek değildir...sümer destanidir

Her destanın geri planında bir geçek olay vardır. Büyük sel baskının ise birçok kültür de anlatılır. Çünkü insanlığın ilk zamanlarında derin izler bırakmış bir olay olup, insanlık yok olmaktan kurtulduğu bu olayı ana destanlarının en önemli öğesi haline getirmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela ünlü Atlantis kıtası destanı.

Bundan ilk Platon bahsetmiştir. Burada anlatılan şey, Ege Denizinde gelişmiş ve ileri medeniyet kuran Minos medeniyetinin, Santoroni adasında meydana gelen dev volkanik bir patlama sonucu yok olmasıdır. Yunan medeniyetinde meydana gelen bu ani ve yıkıcı olay halk arasında abartılarak yayılmış ve sonunda Platon tarafından olayın üzerinden 1000 yıl geçtikten sonra hikaye edilmiştir. Aslı, Santaroni adasındaki volkanik patlama sonucu aniden yok olan Minos medeniyetidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaaaaaaaa ! bahın gördünüzmü Cenabı Hakkın ilimi hikmetlerini! Nuha tarif edivimiş nasıl bir buharlı gemi yapılıvereceğünüüüü!Hocam eyiki varsınız be yahu!

Hocaaammmm Bide hani Gapton Nimo vadı ya hemine! O sakın Nuh a.s olmasın?. Bakın bakın isminin başıda NUN ile başlayo! E o zaman Nuh a.s de Möslüman olduğuna göre İlk Buharlı gemi ve Nükleer denizaltıyı kafirler değil Möslümanlar yaptuuu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tevratta daha fazla bilgi var, yaptigi geminin ölcüleri felan var, ama ben Kurana baktim. Dikkatimi cekti!

Nuh'u da (hatırla). Hani o dua etmiş, biz onun duasını kabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.(21:76)

Her sey bir duayla baslar, sonra Allah Nuha bir gemi yapmasini emreder Nuh gemiyi yapar, bitirir ve...

Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: «(Canlı çeşitlerinin) her birinden birer çift ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!» Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.(11:40)

Gemi, onları tepeler gibi dalgaların arasından geçirirken, Nuh bir kenarda ayrı duran oğluna seslendi: 'Yavrum, gel bizimle birlikte bin. Kafirlerle birlik olma. Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi. (Nuh): «Bugün Allah'ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah'tan başka koruyacak kimse yoktur» dedi. Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.(11:42-43)

Nuh Rabbine dua edip dedi ki: «Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vâdin ise elbette haktır. Sen hakimler hakimisin.» (11:45)

Allah nedenini sonra söylüyor.

Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim. (11:46)

Ve bu yüzden Nuhun karisi da cezalandirilir.

Allah, inkar edenlere, Nuh'un karısıyla Lut'un karısını misal gösterir: Onlar, kullarımızdan iki iyi kulun nikahı altında iken onlara karşı hainlik edip inkarlarını gizlemişlerdi de iki peygamber Allah'tan gelen azabı onlardan savamamışlardı. O iki kadına: 'Cehenneme girenlerle beraber siz de girin' dendi. (66:11)

Nuh dua etmiş, onun duasını kabul olmustu, Bir oglu kafirlerle beraber öldü ve karisi cehennemlik oldu!

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar (6:125).

Bu peygamberinin kabul olan duasiysa,.. :ph34r:

Ayrica Kuranda söyle bir ayet var!

Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık. (37:77)

Bu ayet Tevrati tasdikliyor, ikinci Adem denmesi bir anlam kazaniyor.

Ama Muhammed, (her kültürün yaptigi gibi) "eski bir masali" kendine göre yontmus, Nuhun yanina KURTULACAK inanirlari eklemis :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaaaaaaaa ! bahın gördünüzmü Cenabı Hakkın ilimi hikmetlerini! Nuha tarif edivimiş nasıl bir buharlı gemi yapılıvereceğünüüüü!Hocam eyiki varsınız be yahu!

Hocaaammmm Bide hani Gapton Nimo vadı ya hemine! O sakın Nuh a.s olmasın?. Bakın bakın isminin başıda NUN ile başlayo! E o zaman Nuh a.s de Möslüman olduğuna göre İlk Buharlı gemi ve Nükleer denizaltıyı kafirler değil Möslümanlar yaptuuu.

Hay aklınızla bin yaşayınız yeniçeri53, Kaptan Nemo´nun gemisi aynı zamanda bir denizaltı idi. Şayet dediğiniz gibi Nemo Nuh ise, ki bu hiçte yabana atılır bir fikir değil, bu yüzden Nuhun gemisi bir türlü bulunamıyor. Aman tevhid hazretleri bunu duymasın, yoksa hemen sahiplenebilir.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nükleer patlama ile yok edilen Lut kavmi konusunda yeni bir topic açarak nükleer enejiyi konuşabiliriz.

Ama aşağıdaki ayetler geminin nasıl bir gemi olduğunu gayet net anlatıyor. Boşuna kasmayın.

"Kamer ﴾12﴿- Biz Nûh'u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik."
"Hud Suresi ﴾39﴿- Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti."
Bu tarif edilen gemi Titanic ile aynı tarzda yapılmış yani çivilerle perçinlenmiş levhalarla ve Titanic gibi buharlı bir gemi (Tandır kaynamay başlayınca). Tandır ocağınına internetten bir bakın bakalım.
Link to post
Sitelerde Paylaş

-muhittin gemideyim oğlum gemide

*gemi mi ne gemisi lan? Sonra ara sonra :)

-daha önce ka-fa 1500 kullandın mı?

*hayır

-yükliyim mi?

*yüklee

-Euzibillahiminissaydanurtacim allahu akbarfhgghghfh :)

tarihinde EMC2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...