Jump to content

Bilinç ve Gerçeklik


Recommended Posts

  • İleti 375
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Baktığımız çerçevede tabi ki sorun var,

Adamın teki alkolikse dünyası da döner.

Biz de kötü bir günümüzde, dünyayı lanetli de görürüz.

Ancak gerçek olan bir şey var.

O da fizik.

Ve fiziğin matematiksel izahı.

Yani mantıksal izahı.

(Mantık=Matematik)

Şimdi ben mantıklı düşününce,

bilinç gerçekliği etkilese bile,

Bu gerçekliğin ufak parçasını etkilediğini görüyorum.

Ortada hala bir gerçeklik var ve bilinç, bütün gerçeklik komple değiştirmez.

Sadece ufak atomik boyutlarda, birkaç tuğla yerinden oynar.

Bu, gerçek olmadığı anlamına gelmez.

"Bu gerçekliğin ufak parçasını etkilediğini görüyorum." diyorsun, görmüyorsun sanıyorsun. Düşüncenin gövdesinin temelinden bağımsız olduğunu iddia etmen demek. Nedensellik yok demen demek. Ama onu da kabul edemeyeceksin.

Gerçek... işte tüm mesele bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burası "ateist"forum.

Açılacak konuların ekseninde teizmin olması forumun tabiatı gereği. Buna şaşırmaya gerek yok.

Ayrıca buraya her daim pelesenk olan teistlerin aç kurt gibi neyin peşinde koştuğu malum.

Bilinmezlikleri ve belirsizlikleri arıyorlar. Kokusunu aldıkları anda bir parazit gibi oraya yerleşiyorlar.

Şurası eksik, burayı bilmiyoruz, orada bir belirsizlik var. Aha da tanrı! Hem de ne tanrı; direk kendi kafalarındaki, kendi coğrafyalarında dimağlarına kazınmış olanı.

Bir önceki mesajda safra ve paranoyadan kastım buydu.

Önce bu safra atılmalı ve tartışmada paranoya kalmamalı. Gereksiz polemiklere ve devir kaybına neden oluyor.

Kuantum fiziği ve çift yarık deneyi gibi fenomenlerden ne çıkarsa çıksın; teizme ya da teistik tanrılara ekmek çıkmaz. Hatta bu konu önce tesitik tanrıların köküne kibrit suyu eker. Bu önce kafaya sokulmalı.

Deizmi kayda değer birşey olarak görmediğim için dikkate almıyorum.

Teolojik yaklaşımla yorumlamayın kısmını ben de gördüm. Ama bu teist parazitlerin içerikten faydalanmaya kalkmalarına engel değil. Başlığı en başından ele aldığımızda görüyoruz ki, zaten olmamış da..Ben, bu konudan umut besleyecek teistlerin önünün baştan kesilmesi gerektiğini belrtiyorum. Vurgu burada. Buraya onca ziyaretçi gelip geçiyor. Yanlış umutlara kapılmasınlar. Aşkları karşılıksız. Platonik takılabilirler. :)

Şimdi yeniden göz gezdirdim de, Vitaminin "boşlukların tanrısı" tümcesini bile kullandığı düşünülürse, haklısın biraz abartılmış olabilir. Tevhid'e ağzının payını da vermiş neticede. Kendimize saygımız gereği her daim objektif olmak gerek.

Gelgelelim, Vitamin materyalistleri dogatizmle itham etmiş. Ama benim izlenimim, konunun diğer yanının da fazla heyecanlı ve abartılı gittiği yönünde; kendisi de tartışmanın dinamiğine istinaden direk karşı cepheye yapışmış ve karşı tarafı itham ettiği dogmatizm kuyusunun içine kendisi de düşüyormuş gibi görünüyor, aksi yönde hangi imada bulunmuş olursa olsun.

Şüphecilik candır. Ama bir hiç olduğumuzu düşünmemiz gerektiğini dayatmak, henüz bu noktada, ayakları yere basmayan bir "abartıdan" başka bir şey değil kanımca.

Bilinmezliklerde Tanrı nın da olabileceği şüphesi neden can değil?

Kimse kimseye bir şey dayatmıyor ve aslında konu dayatılmaması gerektiğini söylüyor..

Bir teist bilinmezlikler de Tanrısını bulabilir ve bunu savunabilir.

Ben tanrı ya neden inanmadığımın delillerini söylerken o da neden inandığının delillerini söylemeli..

Söylemeli ki tartışabilelim.

Sorun şurada çıkıyor;

Orada tanrı yok diyerek, bilinmez diye adlandırdığımız alanları bildiğimizi söylemiyor muyuz aslında?

Aynı şekilde orada tanrı var diyerek teistte bilinemezi bildiğini söylüyor..

Ha şurası da bir gerçek o yobaz oluyor biz bilimsel...

Bu bir dilemmadır, dualitedir..

Vitaminin yaptığı, kimin haklı olduğunu söylemek değil bu dualiteinin varlığını söylemektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şüphecilik candır. Ama bir hiç olduğumuzu düşünmemiz gerektiğini dayatmak, henüz bu noktada, ayakları yere basmayan bir "abartıdan" başka bir şey değil kanımca.

Sayın telfon yazınız güzel ve belli ki baştan itibaren içeriği okumuşsunuz.

Ama yeni, eski için her zaman radikaldır. Eski ise dogmatiktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinmezliklerde Tanrı nın da olabileceği şüphesi neden can değil?

Kimse kimseye bir şey dayatmıyor ve aslında konu dayatılmaması gerektiğini söylüyor..

Bir teist bilinmezlikler de Tanrısını bulabilir ve bunu savunabilir.

Ben tanrı ya neden inanmadığımın delillerini söylerken o da neden inandığının delillerini söylemeli..

Söylemeli ki tartışabilelim.

Sorun şurada çıkıyor;

Orada tanrı yok diyerek, bilinmez diye adlandırdığımız alanları bildiğimizi söylemiyor muyuz aslında?

Aynı şekilde orada tanrı var diyerek teistte bilinemezi bildiğini söylüyor..

Ha şurası da bir gerçek o yobaz oluyor biz bilimsel...

Bu bir dilemmadır, dualitedir..

Vitaminin yaptığı, kimin haklı olduğunu söylemek değil bu dualiteinin varlığını söylemektir.

Özellikle bu şekilde yazılmaması için "teistik" tanrıya vurgu yaptım.

Bilgisine ulaşamayacağımız bir tanrı ile ne işimiz olabilir?

O tanrı en iyi ihtimalle yoktur.

Deizimi kayda değer bulmadığımı da belirttim. İsteyen istediği kadar deizm kuyusuna girebilir.

Bilinmezliklerde teistik bir tanrının olabileceğini varsın bir yiğit gelsin anlatsın/savunsun bakalım.

Misal Kuran'daki "allah" ..

Ortada bilinmezlikler varsa, biz neyin sınavındayız ve "neden" sorumluyuz?

İlkokul öğrencisi iken, diferansiyel denklemlerinden mi?

Tarih boyunca bunca insan, bunca dahi, boşa mı yaşadı ki çift yarık deneyinden haberleri dahi olmadan ölüp gittiler, veyahut olsa bile, neticeye ulaşamadan gittiler?

Ben buradan şu sonucu çıkarabilirim;

Varoluşun ya da varlığın doğası ne olursa olsun, olasılık dalgası olursa da olsun; insanla ilgili değil. İnsanı umursamıyor. Biz tarih boyunca kendi kendimizle gelin güvey olmuşuz. Kendimiz herşeyin odağında zannedip, kibire boğulmuşuz.

Çift yarık deneyi olsa olsa bunu başımıza kakıyor.

Şu anda olmasa bile, belki çift yarık deneyi olmasa bile, bundan çok sonraları ortaya çıkacak ya da "çıkartılacak" bir olgu materyalizmin bile beline küreği (haşa diyelim) vurabilir. Ama bunun için kimse materyalistleri suçlayamaz. Tanrı bile.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

üstad,bu videonun türkçesini nasıl buluruz ,yardımcı olurmusun .

saygılar

Tükrçe video bilmiyorum, varsa da büyük ihtimal Müslümanlar kendilerine göre uyarlamıştır ama genel bilgi sahibi olmak için izlenebilir.

İngilizce olmadan, bilimsel makaleleri okumadan da anlaşılması zor bir konu.

Üniversite öğrencisiyseniz fizik/fizik mühendisliği gibi bölümlerdeki kuantum fiziği hocaları ile irtibat kurmak sonuç verebilir. Kuantum fiziği hocaları genelde yaşlıdır biraz, öğrencileri de aptal görürler genelde, öğrenciler de ne dersi ne de onları pek sevmez zaten. Neyse, fazla genelleme yaptım, hocanın yapısına bağlı, zaman kaybı olarak görmeyebilir, bir iki orijinal cümle kurarsanız gel bakayım diyebilir. Gördüğün gibi herşey olasılık, öğrenmeyi istersen sonucu elde edersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özellikle bu şekilde yazılmaması için "teistik" tanrıya vurgu yaptım.

Bilgisine ulaşamayacağımız bir tanrı ile ne işimiz olabilir?

O tanrı en iyi ihtimalle yoktur.

Deizimi kayda değer bulmadığımı da belirttim. İsteyen istediği kadar deizm kuyusuna girebilir.

Bilinmezliklerde teistik bir tanrının olabileceğini varsın bir yiğit gelsin anlatsın/savunsun bakalım.

Misal Kuran'daki "allah" ..

Ortada bilinmezlikler varsa, biz neyin sınavındayız ve "neden" sorumluyuz?

İlkokul öğrencisi iken, diferansiyel denklemlerinden mi?

Tarih boyunca bunca insan, bunca dahi, boşa mı yaşadı ki çift yarık deneyinden haberleri dahi olmadan ölüp gittiler, veyahut olsa bile, neticeye ulaşamadan gittiler?

Ben buradan şu sonucu çıkarabilirim;

Varoluşun ya da varlığın doğası ne olursa olsun, olasılık dalgası olursa da olsun; insanla ilgili değil. İnsanı umursamıyor. Biz tarih boyunca kendi kendimizle gelin güvey olmuşuz. Kendimiz herşeyin odağında zannedip, kibire boğulmuşuz.

Çift yarık deneyi olsa olsa bunu başımıza kakıyor.

Yahu şimdi çok su üzerinde yazacam ama yazayım kelimeleri ters çevirerek..

Sınav varsa bilinmez olmalıdır diyeyim mesala..

Zira soru olmazsa sınav nasıl olabilir diyeyim..

Bilgisine ulaşamayacağımız bir Tanrı derken, zaten bilgisine ulaşmış oluyorsun, çünkü zaten ana konu Tanrı nın olup olmadığı bilgisi, diyeyimm..

En iyi ihtimalle yoktur derken en kötü ihtimali de birileri değerlendirebilir..

Ki biz onlara teist ya da deist diyoruz.. vs.vs..

Ha bak evet kibire boğulmamalyız..

Kesinlikle kesin konuşmamalıyız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu şimdi çok su üzerinde yazacam ama yazayım kelimeleri ters çevirerek..

Sınav varsa bilinmez olmalıdır diyeyim mesala..

Zira soru olmazsa sınav nasıl olabilir diyeyim..

Bilgisine ulaşamayacağımız bir Tanrı derken, zaten bilgisine ulaşmış oluyorsun, çünkü zaten ana konu Tanrı nın olup olmadığı bilgisi, diyeyimm..

En iyi ihtimalle yoktur derken en kötü ihtimali de birileri değerlendirebilir..

Ki biz onlara teist ya da deist diyoruz.. vs.vs..

Ha bak evet kibire boğulmamalyız..

Kesinlikle kesin konuşmamalıyız..

Burada çok net bir yanlış yok mu?

Sınav varsa nasıl bilinmez olmalıdır?

Bilinmezin sınavı olur mu?

Sınavlar bilinebilirliğe, bilinenlere dair değil midir?

Ayrıca sınav -ki özellikle vurgu burada zaten- sorumluluğu da beraberinde getirir. Dayatır.

Soruyu soran aynı zamanda sorumlu tutandır.

Karşı taraf da "sorumlu tutulabilir" olmalıdır.

E sorduğun soru müfredatta yok?

Newton gibi bir adamın dahi ne kadar yanılabildiği ortada.

Ne kadar ekmek, o kadar köfte.

Bilgisine ulaşılamayan tanrı derken bilgisine nasıl ulaşmış olduğumuzu anlamadım.

Ha, tanrının bilgisine ulaşılamayacağı bilgisine ulaşmış olduğumuzu kastediyorsan eğer, bu bizi yine aynı kavşakta öylece bırakıyor.

Vesait yok, otostop bile fayda etmez.

En iyi ihtimal ironi zaten. En kötü ihitimali hiç konuşmayalım bile.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tabi ki sınav var sa bir bilinmeyen bir şeyler var sınav yapan tarafından ...

Ama bu bilgi eksikliğini ölçme sınavı değil...

Kim iyi kötü onun ortaya çıkarılması meselesi...

Mesela kızına talip olan damadın nasıl birisi olduğunu belirlemeye çalısması gibin....

Link to post
Sitelerde Paylaş

tabi ki sınav var sa bir bilinmeyen bir şeyler var sınav yapan tarafından ...

Ama bu bilgi eksikliğini ölçme sınavı değil...

Kim iyi kötü onun ortaya çıkarılması meselesi...

Mesela kızına talip olan damadın nasıl birisi olduğunu belirlemeye çalısması gibin....

Olayın bundan ibaret olmadığını hepimiz kadar iyi biliyorusun kireç.

Hatta ve hatta diğer tarafın da yeterince sorunlu olduğunu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin indeterministik olduğu iddia edilmiş ama hiç bir kanıt yazılmamış. Kuantumun evrenin indeterministik olduğunu kanıtladığı iddiası bir safsatadır. Kuantumdaki fizik kuralları makro evrendeki kurallar kadar kesindir. Tek sorun alışkın olduğumuz kurallardan farklı olmaları. Bu yüzden sanki o kuralları fiziği yıkıyormuş gibi görenler var. Tabii ki çok yanılıyorlar. Yeni kurallar keşfedilmesi, yeni kurallar keşfedilmesidir. Önceki kurallara bir zarar gelmez.

Makro evrende de farklı kurallar devreye girer. Önceki kurallar yine geçerlidir. Çelik suda yüzmez ama ince bir çelik levha yüzer. Çünkü devreye başka bir fizik kuralı, yüzey gerilimi girmiştir. Suyun kaldırma kuvveti kuralına hiç bir şey olmamıştır.

Alternatif akım icat edildiğinde doğru akımın Ohm, Kirşof yasalarına hiç bir zarar gelmemiştir. Bir bobinden doğru akımda farklı, alternatif akımda farklı değerde akım geçer. Bu, Ohm yasasının alternatif akımın keşfiyle rafa kalkması değildir. Ortaya yeni bir yasa, Lenz yasası gelmiştir. Alternatif akımda Ohm ve Lenz yasaları birlikte uygulanır.

Heisenberg'in belirsizlik iddiası bir safsatadır. Parçacıklar rasgele her yöne filan gitmez. Son derece düzenli salınımlar yaparlar. Neymiş rasgele her yöne gitmek istiyorlarmış ama totalde rasgele yönlere gitme eğilimi çeperlerde basınç olarak gözlemleniyormuş. Safsata... Parçacıklar son derece düzenli salınımlar yaparlar. Basıncı oluşturan bu salınımlardır. Rasgele hareketler filan değildir.

Rasgele diye bir şey yoktur. Hiç bir şey sasgele değildir. Evrende nedensellik bağı ile bağlı olmayan hiç bir iki adet parçacık yoktur. Buna kelebek etkisi denir. Florida'da kopan fırtınada Pekin'de kanat çırpan keleeğin katksı vardır sözüyle özetlenir. Evrenin bir ucundaki bir nötrinonun hareketi, evrenin öbür ucundaki nötrinodan bağımsız ve alakasız değildir.

Bu güne kadar determinizme aykırı hiç bir bulgu yakalanamamıştır. İşte bu determinizmi çökertti denilebilecek en küçük bir bulgu yoktur. Bir çok nedenselliği açıklayamayabiliriz. Açıklayamayışımız, nedensellik dışı olduğunu göstermez. Nedenselliği açıklamada adım adım ilerlenmesi ve nedensellik dışı bir olguyla hiç karşılaşılmaması, determinizmi her gün kanıtlamaktadır.

İndeterminizm determinizm kalesine tek bir gol bile atamamıştır. Tek gol atması ile determinizm kendini yenik sayacaktır. Şimdi determinizm faraza 10 trilyon - 0 önde mi maçı götürüyor. 10 trilyon - 1 olduğu anda, indeterminizm tek gol attığı anda maç indeterminizm lehine bitecek. Determinizmin iddiası bu kadar güçlüdür. Kalesinde kaleci bile yoktur. Kaleyi tutan tek şut, determinizmin sahadan yenik çekilmesi olacak. Ama tek bir gol yok. Determinizm ise her gün yüzlerce gol atıyor.

Nedensellikte keşfettiğimiz her neden, indeterminizm kalesinin filelerini havalandıracak ama file mile kalmamış. Delik deşik... Goller dünyanın içinden nötrinoların geçip gittiği gibi sağanak halinde indeterminizmin kalesini kovaya çeviriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin indeterministik olduğu iddia edilmiş ama hiç bir kanıt yazılmamış. Kuantumun evrenin indeterministik olduğunu kanıtladığı iddiası bir safsatadır. Kuantumdaki fizik kuralları makro evrendeki kurallar kadar kesindir. Tek sorun alışkın olduğumuz kurallardan farklı olmaları. Bu yüzden sanki o kuralları fiziği yıkıyormuş gibi görenler var. Tabii ki çok yanılıyorlar. Yeni kurallar keşfedilmesi, yeni kurallar keşfedilmesidir. Önceki kurallara bir zarar gelmez.

Makro evrende de farklı kurallar devreye girer. Önceki kurallar yine geçerlidir. Çelik suda yüzmez ama ince bir çelik levha yüzer. Çünkü devreye başka bir fizik kuralı, yüzey gerilimi girmiştir. Suyun kaldırma kuvveti kuralına hiç bir şey olmamıştır.

Alternatif akım icat edildiğinde doğru akımın Ohm, Kirşof yasalarına hiç bir zarar gelmemiştir. Bir bobinden doğru akımda farklı, alternatif akımda farklı değerde akım geçer. Bu, Ohm yasasının alternatif akımın keşfiyle rafa kalkması değildir. Ortaya yeni bir yasa, Lenz yasası gelmiştir. Alternatif akımda Ohm ve Lenz yasaları birlikte uygulanır.

Heisenberg'in belirsizlik iddiası bir safsatadır. Parçacıklar rasgele her yöne filan gitmez. Son derece düzenli salınımlar yaparlar. Neymiş rasgele her yöne gitmek istiyorlarmış ama totalde rasgele yönlere gitme eğilimi çeperlerde basınç olarak gözlemleniyormuş. Safsata... Parçacıklar son derece düzenli salınımlar yaparlar. Basıncı oluşturan bu salınımlardır. Rasgele hareketler filan değildir.

Rasgele diye bir şey yoktur. Hiç bir şey sasgele değildir. Evrende nedensellik bağı ile bağlı olmayan hiç bir iki adet parçacık yoktur. Buna kelebek etkisi denir. Florida'da kopan fırtınada Pekin'de kanat çırpan keleeğin katksı vardır sözüyle özetlenir. Evrenin bir ucundaki bir nötrinonun hareketi, evrenin öbür ucundaki nötrinodan bağımsız ve alakasız değildir.

Bu güne kadar determinizme aykırı hiç bir bulgu yakalanamamıştır. İşte bu determinizmi çökertti denilebilecek en küçük bir bulgu yoktur. Bir çok nedenselliği açıklayamayabiliriz. Açıklayamayışımız, nedensellik dışı olduğunu göstermez. Nedenselliği açıklamada adım adım ilerlenmesi ve nedensellik dışı bir olguyla hiç karşılaşılmaması, determinizmi her gün kanıtlamaktadır.

İndeterminizm determinizm kalesine tek bir gol bile atamamıştır. Tek gol atması ile determinizm kendini yenik sayacaktır. Şimdi determinizm faraza 10 trilyon - 0 önde mi maçı götürüyor. 10 trilyon - 1 olduğu anda, indeterminizm tek gol attığı anda maç indeterminizm lehine bitecek. Determinizmin iddiası bu kadar güçlüdür. Kalesinde kaleci bile yoktur. Kaleyi tutan tek şut, determinizmin sahadan yenik çekilmesi olacak. Ama tek bir gol yok. Determinizm ise her gün yüzlerce gol atıyor.

Nedensellikte keşfettiğimiz her neden, indeterminizm kalesinin filelerini havalandıracak ama file mile kalmamış. Delik deşik... Goller dünyanın içinden nötrinoların geçip gittiği gibi sağanak halinde indeterminizmin kalesini kovaya çeviriyor.

evren sonsuzmudur ?, nedenlerin sonu var mıdır? sonsuz diye birşey var mıdır? 0,9999... bu sayı sonsuzda 1 midir? sonsuzluk bence determinist bir evrende olmamalı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum fiziği her nekadar newton fiziğine kıyasla daha doğrudur..

Ama Fiziğin temel kanunu kuantum fiziği değildir....termodinamik kanunları fiziğin temelidir...shoringer,maxwell,faraday,einstein ve martin luther...bütün denklemler termodinamik üzerine kuruludur...elektromagnetizma,gorelelik,kütle çekim kanunları vs.

Foton ..ışığın temel yapısı,kutlesiz kinetik enerji..hızı 300.000m/sn ..hareketi parcacik veya dalga

Aspect deneyi her nekadar belirsiz gibi görünsede aslında durum öyle değildir...

Elitzur-vaidman bomba testi

Bir çözüm gerçeklik-dışı bir gözlem yöntemi kullanan, kuantum mekaniğine dayalı bir ayıklayıcı kullanmaktır.[4]

Her defasında tek bir foton gönderen bir Mach-Zehnder interferometresi ile işe başlanabilir. Bir foton yayımlandığından ve bu yarı-varaklı aynaya ulaştığında, fotonun aynadan geçme ve yansıma şansları eşittir[5]. Bir yolun üzerine fotonun çarpacağı bir bomba konulur (B). Eğer bomba sahte değilse, foton yutulur ve bomba patlar. Eğer bomba sahteyse, foton bombanın içinden etkilenmeden geçer.

Eğer fotonun durumu kuantum belirsiliğe tahvil edilirse, bir etkileşim sırasında foton aynada yansır veya içinden geçer. Bu durumda foton kuantum süperposizyon durumuna geçer, ki bu durumda tüm olasılıklar birbirleriyle etkileşim halindedir. Süperpozisyon durumu bir 'gözlemci' (dedektör) ile etkileşim içine girilinceye kadar devam eder. Gözlemci dalga fonksiyonunu çökertir ve foton kuantum belirsizlik durumundan çıkar

Maddenin temeli fotondur şimdilik ( bence sicimlerdir)..

Fotonun Aspect deneyinde iki davranış sergilemesi fizik kanunlarından bağımsız davranabildigi anlamına gelmez...

Fotonun suanki hızı ( evrenin ilk dönemlerindeki hızınin daha yavaş olduğu tahmin ediliyor),davranislari Bigbangin ilk zamanlarında False vacuumla ortaya çıkan kanunlarla belirlenmistir...farklı davranamaz ...bu durum evrenin entropisini etkilemez

Rastgelelik Fotonun rastgele davranış sergilemesi demek evrenin kanunlarınin değişmesi anlamına gelir ...

fizik kanunları belirlidir değişmez

İyide iki delikten aynı anda nasıl geçiyor bu elektron?bunun cevabını vermek önemli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin indeterministik olduğu iddia edilmiş ama hiç bir kanıt yazılmamış. Kuantumun evrenin indeterministik olduğunu kanıtladığı iddiası bir safsatadır. Kuantumdaki fizik kuralları makro evrendeki kurallar kadar kesindir. Tek sorun alışkın olduğumuz kurallardan farklı olmaları. Bu yüzden sanki o kuralları fiziği yıkıyormuş gibi görenler var. Tabii ki çok yanılıyorlar. Yeni kurallar keşfedilmesi, yeni kurallar keşfedilmesidir. Önceki kurallara bir zarar gelmez.

democrossian, hayatının sonuna kadar evrenin determinist olduğuna mı inanacaksın?

Felsefe yapmadan Evet/Hayır ile cevap vermen mümkünse ver, mümkün değilse soruyu görmezden gel.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada çok net bir yanlış yok mu?

Sınav varsa nasıl bilinmez olmalıdır?

Bilinmezin sınavı olur mu?

Sınavlar bilinebilirliğe, bilinenlere dair değil midir?

Ayrıca sınav -ki özellikle vurgu burada zaten- sorumluluğu da beraberinde getirir. Dayatır.

Soruyu soran aynı zamanda sorumlu tutandır.

Karşı taraf da "sorumlu tutulabilir" olmalıdır.

E sorduğun soru müfredatta yok?

Newton gibi bir adamın dahi ne kadar yanılabildiği ortada.

Ne kadar ekmek, o kadar köfte.

Bilgisine ulaşılamayan tanrı derken bilgisine nasıl ulaşmış olduğumuzu anlamadım.

Ha, tanrının bilgisine ulaşılamayacağı bilgisine ulaşmış olduğumuzu kastediyorsan eğer, bu bizi yine aynı kavşakta öylece bırakıyor.

Vesait yok, otostop bile fayda etmez.

En iyi ihtimal ironi zaten. En kötü ihitimali hiç konuşmayalım bile.

Başlığı dağıtacaz ama saygısızlık olmasın yazayım..

Bilahere bu fikir teatisinden sonra kapalı kalmış noktalar hakkında başlık açarım.

Öncelikle şu bilinemezlik noktasını aydınlatalım..

Taşın altında, ne var ne yok bakmadan bilinemez..

E bakalım diyoruz taşı kaldıramıyoruz.

Ha elbet kaldırırız bir gün diyoruz bir bakıyoruz altında başka bir taş..

Taş, altında taş..Uzayıp gidiyor..Alice harikalar diyarında..

Ya diyoruz taşın altından bugüne kadar hep taş çıktı, en altta da olsa olsa taş vardır..

Çıkıyor biri olsa olsa Tanrı vardır diyor..

Mantıksız mı? Evet mantıksız ama bakmadan bilemeyiz ki?

Nereden biliyorsun diyoruz Tanrı olduğunu..

Tanrı dan başka kim dizebilir ki diyor taşları..

Gördün mü kardeşim Tanrı yı dizerken taşları diyoruz..

Hayır ama "olsa olsa" Tanrıdır, tıpkı bizim olsa olsa taştır dediğimiz gibi..

Teistte bilmiyor Ateistte bilmiyor taşın altında ne olduğunu.

Teist Tanrı olduğuna inanıyor, Ateist Tanrı olduğuna inanmıyor..

Dikkat edersen, Ateist tanrı olmadığına inanıyor demiyorum..

O bilinemez bu bilinemez işte.

Böyle olunca Tanrı taşın altında,karanlıklarda bilinen adıyla boşluklarda gizleniyor..

Ha sınav..Teistin sınav sorusu Tanrı yı gizlendiği yerden çıkarmak değil..

O bilinemeyen yerde Tanrı olduğuna inanmak.

Daha da ilerisi var da iş uzayıp gider..

Tanrı bilgisine gelelim..

Kolay olsun diye yine anolojiden gidelim.

Anoloji ile kanıtlama olmaz ama zaten bir şeyi kanıtlamıyoruz, sadece ne ifade etmeye çalıştığım kolay anlaşılsın..

Bilinen bir teist anolojisinden yararlanacağım; çöldeki saat.

Kısaca, çölde saat bulsan kumlardan kendi kendine olmadığını bilirsin.

Çünkü daha evvel kendiikendine saat olduğunu görememişsindir.

Dolayısı ile saati yapanı göremesende en azından akıllı biri olduğunu söyleyebilirsin..

İşte Tanrı bilgisi..Teist mantığını açıklayayım;

Saat olamıyorsa evren de kendi kendine olamaz..

Saati yapan akıllıysa Tanrı da akıllıdır.

Bu argümanın eleştrisi de vardır tabii; saat bir ihtiyaca binaen yapılmıştır, Tanrı nın ihtiyacı mı var ki evreni yapmış dersin..

Hem saati yapan 1 kişi değildir acaba evreni yapan da tek değil mi dersin vs vs.

Şimdi bilgisine ulaşılamayan Tanrı, derken aslında Tanrı bilgisine ulaşırız demek ne demek söyleyebilirim;

Gerçi bunu ben değil İbni Teymiyye ci görüş söyler..

Allah akıllıdır ama biz onun nasıl işlediğini bilgisine ulaşamayız..

Allah ın eli vardır ama biz onun nasıl olduğu bilgisine ulaşamayız..

Ha senin kast ettiğin,Tanrı nın bilgisi, beyni nasıl, eli nasıl, boyu kaç. nelerden oluşuyor vs ise bunu bilemiyoruz, evet..

Ama evreni yaratıp yaratmadığı noktasında bunun bir önemi de yok zaten.

Tabi ben de Tanrı bilgisinden neyi kast ettiğini anlamadım ama geniş yazdım o yüzden..

Sanırım, Jean Meslier in dinsizlik ilmihali diye çevrilen kitabı var, orda denilmek isteneni söyledin:

"Din, insanların sınırlı zekalarını, kendileri için anlaşılması olanaksız olan bir şeyle(Tanrı yı kast ediyor) meşgul etme sanatıdır..."

Çok fazla uzadı ve başlığın ana konusundan koptuk..

Başka bir şey varsa başlık açıp tartışabiliriz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren sonsuz değildir. Evrenin başlangıcı ve sonu vardır. Fakat evren tek değildir. Çoklu evrenler aklen zorunludur. O yüzden evrenlerin nesli sonsuzca devam eder. Bunu bir yerde kesmenin akli bir yolu olmadığı için sonsuzluk aklen zorunludur. Sonsuzluk olmasaydı hiç bir şey olmazdı. Bir şeyler var olduğuna göre sonsuzdan beri vardır ve sonsuza kadar da var olacaktır. Bir şey yokken pat diye oluşmaz. Varken de yok olmaz. Sadece dönüşüm vardır. Sonsuz olan tanrı filan değildir. Zeka maddenin organizasyonu sonucudur. Bilinçli veya evrim yoluyla, fark etmez. Bilgisayar bilinçli tasarımımız sonucu ortaya çıkar, biz evrim sonucu. Fakat biz evrimle oluşmasak bilgisayarı da tasarlayamazdık. Öyle kendiliğinden var olan bir zeka olamaz. Organizasyon, ya tasarımcı ister ya evrim. Tanrı da evrilmek veya tasarlanmak zorundadır. Başka yolu yok.

Gelelim ikinci soruya, ömrümün sonuna kadar evrenin deterministik olduğuna inanmam çok çok ezici bir olasılık. Aksi olasılık son derece düşük. Son nefesimde yanılmışım evren indeterministikmiş demem olasılığı trilyonlarda bir kadar anca. Elbette tümden yok değil, çünkü determinizmin özelliği bu. Kendisini aksine kanıt arayarak ve bulamayarak ispatlamak. Bu arayıştan ve kendini her geçen gün sağlamlaştırmaktan vazgeçmeyen bir düşün sistemidir determinizm. Determinizm kendini kanıtlamaya doymaz. Sürekli indeterminist bir veri arar. Bulamadıkça kendini kanıtlamış olur. Bu çaba hiç bitmeyecektir. Evrendeki son determinist, indeterminist bir kanıt ararken ölecektir. İnancım, bulamadan öleceği...

Şİmdi bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Sanki ateistler tesadüfe inanıyor, tesadüfen olduk diyorlar gibi bir algı var değil mi? Yanlış işte... Bu algı yanlış. Ateizm tesadüfe dayanmaz. Tam tersi teizm tesadüfe dayanır. Neden öyle açıklayayım:

Teizme göre tesadüf vardır. Eğer tanrı olmasaydı tesadüf her şeyi karmakarışık eder, hiç bir şey olmazdı der. Yani tesadüfe inanır. Ama tesadüfü tanrı dizginler ve düzene sokar der.

Halbuki bu safsatadır. Tesadüf diye bir şey yok. Her şey nedensellik içinde oluşur. Bu bir örüntüdür ve sonsuzdur. Nedensellik bağlantıları çok karmaşık bir örüntüdür. Her şey etkileşim içindedir ve bu etkileşim sonucu bir denge durumu oluşur. Buna statüko diyoruz. Statüko görecelidir. Bir süre değişmiyor gibi görünür ama alttan alta değişmektedir. Dünyanın güneş yörüngesine oturması gibi geçici statükolar vardır. Bir süre sonra ne dünya kalacaktır ne güneş. Statüko yanıltıcıdır. Değişime mahkumdur.

Nedensellikte başlangıç durumuna hassas bağlılık, kaos gibi dönüm noktaları yaratıcı dönüm noktalarıdır. Bu dönüm noktalarında önceden kestirimi çok zor veya olanaksız oluşumlar tetiklenir. Biz bunlara göreceli olarak şans deriz. Şans diye de bir şey yoktur. Sadece hesaplayamadığımız kadar çok nedenin bir sonucu oluşturmasına biz şans deriz. Aslında neden sayısını bilmiyor ve etkileşimlerini, yani nedensellik örüntüsünün ilgili kısmını çözümleyemiyoruz, o yüzden şans diyoruz.

Belirsizliğe sığınmanın bir gerekçesi de tanrıyı ihtimal dahiline sokmaktır. Her olasılık varsa, belirsizlik varsa, bir olasılık da tanrı olacaktır. Belirsizlik safsatasının baş aktörü Heisenberg budalası şöyle demiştir: "Fizik ilk yudumda insanı sarhoş eder. Ama bardağın dibinde tanrı bekler."

Buna hass ittir demekten başka bir şey demeyeceğim. Ne tanrısı ulan? Ne bardağın dibisi budala! Bu hezeyanı savuran birisi nasıl bilimci olabilir? Ha, onun rakibi Einstein de "tanrı zar atmaz" demiştir. Fakat Einstein tanrı derken doğayı kastetmiştir. O zaman ateistim demek biraz maça isterdi. Einstein'in dilinin ucuna çok gelmiş tanrı yok demek fakat diyememiştir. En sonunda panteistim deyip kurtulmuştur. Yobazlarla uğraşmayı göze alamamıştır. Adamın işi var gücü var. Kilise ile uğraş, zaten yahudi, dışlan, bir sürü iş.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Materyalizmin kendisi zaten metafizik. Bana gözlemden bağımsız bir gerçeklik olduğunu ısrarla iddia eden sizsiniz.

İddianızı kanıtlamak zorunda olan da sizsiniz. Ben benimkini kanıtladım deneylerle.

cift yarik deneyinde sorun sensörlerdir..deneye etki ediyor ... tarihinde ateistdusunce tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...