Jump to content

Çift yarık deneyi ve sonuçları


Recommended Posts

Temel parçacıklar: Başka alt parçacıklardan oluşup oluşmadığı bilinmeyen, maddenin yapı taşı olan parçacıklar. (Elektron, foton gibi.)


Olasılık dalgası: Hareket eden parçacıklara hareketleri süresince eşlik ettiği kabul edilen matematiksel fonksiyon (fiziksel değil, sanal).



Quantum fiziğini var eden deney “çift yarık deneyi”:


Işık kaynağı, iki yarıklı bir plaka ve ekrandan oluşan bir düzenekte, iki yarıklı plakaya belli frekansta ışık parçacıkları (foton) gönderildiğinde ekranda girişim deseni gözlenmesi deneyidir. Bu durum şaşırtıcıdır çünkü parçacık olarak gelen şey dalga davranışı göstermektedir.



Aynı deneyin daha sonraki sürümlerinde işler daha da ilginçleşmektedir;



"Which-way" deneyi: Işık kaynağı, her seferinde tek foton gönderecek şekilde ayarlanmış ve yarıklara yerleştirilen detektörlerle fotonun hangi yarıktan geçtiği tespit edildiğinde ekranda girişim deseni yerine iki nokta yani parçacık özelliği gözlemlenmiştir.



“Delayed choice quantum eraser” deneyi: Parçacık yarıktan geçtikten sonra, ekrana bakmadan önce hangi yarıktan geçtiği bilgisi yok edildiğinde ekranda girişim deseni gözlemlenmektedir. Benzer şekilde deney tamamlandıktan sonra, ekran verisine bakmadan önce hangi yarıktan geçtiği bilgisi yok edildiğinde ekranda girişim deseni gözlemlenmektedir.


Klasik düşünme biçimine göre; parçacığın yarıklardaki davranışı geçmişe dönük değişime uğramakta, parçacık yerine dalga özelliği göstermekte ve neden-sonuç ilişkisi çökmekte, sonucun nedeni etkilediği görülmektedir (retrocausality).



Bunu daha anlaşılabilir(?) bir örnekle açıklamaya çalışırsak;



A ve B iki fizikçi olsun ve çift yarık deneyini 102 kere tekrarlanmış olsunlar. Her deney için parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisini ve ekrandaki görüntü verisini sonuca hiç bakmadan ayrı ayrı iki zarfa koyup, X’nolu deneyin ölçüm verisi ve X’nolu deneyin sonuç verisi şeklinde zarflara yazıp bu iki zarfı da daha büyük bir zarfa atsınlar ve X’nolu deneyin verileri şeklinde yazsınlar. Bu şekilde toplam 102 adet zarf elde edilsin. Deney sonuçlarını daha sonra açıklamak üzere zarfları bir kasaya koymadan önce her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için ilk deneyin ve son deneyin sonuçlarına bakmaya karar versinler. İlk deneyin iki zarfını açıp baktıklarında ekranda iki nokta görürler. Aynı şekilde son deneyin iki zarfını açtıklarında yine ekranda iki nokta görürler. Geri kalan 100 zarfı bir yıl sonra açıklamak üzere kasaya koyarlar.


Zamanı geldiğinde bu 100 zarfı karıştırıp 50’şerli iki gruba ayırırlar. İlk 50’lik grubu açıp bakarlar ve ekranda iki nokta görürler. Geriye kalan 50’lik grubun, parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisi zarflarını yakarlar. Kalan sonuç zarflarını açtıklarında ekranda girişim deseni görürler!



Örneği biraz daha ilerletelim. B, sonuçların açıklanmasından bir gece önce gizlice kasayı açıp sonuçları videoya alıp zarfları tekrar kasaya koymuş olsun. Ertesi gün yine zarflar karıştırılıp 50’lik iki gruba bölünüp bir grubun, parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisi zarflarını yaksınlar. Kalan sonuç zarflarını açtıklarında ekranda iki nokta görürler!



Örneği tekrardan biraz daha ilerletelim. B, sonuçları videoya almanın yorgunluğu ile evinde uykuya dalmış olsun. Uyurken yaşadığı evde yangın çıkmış olsun. Yangında kamerayla birlikte yanmış olsun. Bu defa deney sonuçları açıklandığında yine birinci durumdaki sonuçlar ortaya çıkar, ekranda girişim deseni görürler!



Çıkarımlar:


  1. Buradaki tek fark; parçacığın hangi yarıktan geçtiği bilgisinin bulunduğumuz gerçeklikte bilinip bilinmemesidir veya bilmeyi tercih edip etmediğimizdir. Bu bilginin tek başına var olması yeterli değildir.
  2. Sonucun ne olacağı, onu bilmeyi istediğimiz anda belirlenir, ölçüm süreci esnasında değil.
  3. Ölçümle elde edilen veri, bilinç ile yaşadığımız gerçekliğe sokulur. Bilinç yoksa ölçülen veri sadece bir olasılıktır, fiziksel/maddesel değildir.
  4. Fiziksel/maddesel sonucun fiziksel olmayan nedeni vardır.
  5. Temel olan madde değil bilinçtir.
  6. Gerçeklik, deterministik değil olasılıksaldır.
  7. Sanal gerçeklikte yaşıyoruz.

Materyalist bakış açısı gerçekliği açıklamakta yetersizdir, yeni bir kuramsal çerçeve gereklidir.


Parçacığın hangi yarıktan geçtiğini bilmek ekranda iki nokta, bilmemek ise girişim deseni oluşturmaktadır.


  1. Her şeyi bilen bir tanrı olamaz; parçacığın hangi yarıktan geçtiğini bilirse hiçbir zaman parçacığın dalga yapısını bilemez. Aynı şekilde parçacığın dalga yapısını bilirse hiçbir zaman hangi yarıktan geçtiğini bilemez.
  2. Sürekli izleyen, sürekli bilen bir tanrı olamaz çünkü girişim deseni gözlemleyemezdik.


Düşüncelerinizi bekliyorum.


Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 55
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Aynı şekilde “kütleçekimsel mercek etkisi” (gravitational lensing) ile milyarlarca ışık yılı uzaktaki yıldızlardan gelen ışık da aynı sonuçları doğurmaktadır.

Işığın geldiği yöne teleskopla bakılması, dünya oluşmadan önce kaynağından çıkan fotonun geriye dönük davranışını etkilemektedir (???)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir teistin karpuzda, koyunda, inekte allah yazısı araması gibi

Ya da allah diyen karga, çocuk, aslan araması gibi.

Benzer inancın iyi bir modifikasyondan geçmiş haliyle sen de bu deneyde tanrı yazısı arıyorsun.

Bu deney o yüzden senin için bir milad, bir dönüm noktası gibi.

Bilmediğin bir düzen var yorumu.

Hastalığın kendisini tetikleyiciyle ortaya koyuyor.

Bu deney bir kesinlik arzetmiyor millet.

Ortam tamamen tüm etkenlerdne arınmış değil.

Sonuçlara etki edebilecek bir sürü şey var.

Hepsi de olasılık dahilinde.

Ancak bir şey kesin.

Gözlemcinin gözleminin madde açısından bir önemi yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir teistin karpuzda, koyunda, inekte allah yazısı araması gibi

Ya da allah diyen karga, çocuk, aslan araması gibi.

Benzer inancın iyi bir modifikasyondan geçmiş haliyle sen de bu deneyde tanrı yazısı arıyorsun.

Bu deney o yüzden senin için bir milad, bir dönüm noktası gibi.

Bilmediğin bir düzen var yorumu.

Hastalığın kendisini tetikleyiciyle ortaya koyuyor.

Bu deney bir kesinlik arzetmiyor millet.

Ortam tamamen tüm etkenlerdne arınmış değil.

Sonuçlara etki edebilecek bir sürü şey var.

Hepsi de olasılık dahilinde.

Ancak bir şey kesin.

Gözlemcinin gözleminin madde açısından bir önemi yok.

Dogmatik materyalizm örneği. Tanrı şu bu dışında bir olasılık yok mu? Mesela bilmediğinizi bilmemeniz?

Geride kalan bir düşünce biçiminin temsilcisisiniz. Öğrenmeye kapalısınız.

Tüm etkenler ne? Ordaki herşey sabit sadece bilme isteği durumu değiştiriyor.

Hatta ölçüm yapıldıktan sonra ölçüm sonucu yok edildiğinde sonuç değişiyor. Retrocausality.

Tüm etkenler ne tanrı mı? Teist mi oldunuz birden?

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dogmatik materyalizm örneği. Tanrı şu bu dışında bir olasılık yok mu? Mesela bilmediğinizi bilmemeniz?

Geride kalan bir düşünce biçiminin temsilcisisiniz. Öğrenmeye kapalısınız.

Tüm etkenler ne? Ordaki herşey sabit sadece bilme isteği durumu değiştiriyor.

Hatta ölçüm yapıldıktan sonra ölçüm sonucu yok edildiğinde sonuç değişiyor. Retrocausality.

Tüm etkenler ne tanrı mı? Teist mi oldunuz birden?

Saçmalıyorsun.

Tüm etkenler.

Tüm fiziksel etkenler.

Tanrı varlığını arayan sensin.

Baksana bilme isteğinden bahsediyorsun.

Ayrıca kavramları kendi saçmalığının kesin destekleyicisiymiş gibi yazıyorsun.

Retrocasuality'i çarpıtıyorsun.

İdealist sonuçlar üretmede kullanıyorsun.

Evrene bakıp, rabbim neler de yaratıyor diyen Teistten farkın yok.

Sen sadece bunu anlaşılamayacağını zannettiğin bir yüksek idealizmle yapıyorsun.

Yorumladığın malzemeler ise bilimin bazı konu ve terimleri.

Ama onlar senin kastettiğin anlamlarda değiller.

Şunu yapma.

Dangalaklık yapma.

Bahsettiğin konular sayfalar dolusu tartışma ve açıklama gerektiriyor.

Ben senin yanlışını göstermek için sayfalar dolusu paragraf yazsam bu sefer başka bir yere zıplıyacaksın.

Bu yüntem yeni değil.

Üstelik bunu da quantum gibi idealistlerin yeni uyuşturucusuyla yapıyorsun.

Bırak bu işleri.

Materyalist ilkelerle yaklaşılır herşeye.

Materyalizm tek geçerli gerçeklik tarifidir.

Gerçeklik gözlemciden bağımsızdır.

Bunu o kafana sok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçmalıyorsun.

Tüm etkenler.

Tüm fiziksel etkenler.

Tanrı varlığını arayan sensin.

Baksana bilme isteğinden bahsediyorsun.

Ayrıca kavramları kendi saçmalığının kesin destekleyicisiymiş gibi yazıyorsun.

Retrocasuality'i çarpıtıyorsun.

İdealist sonuçlar üretmede kullanıyorsun.

Evrene bakıp, rabbim neler de yaratıyor diyen Teistten farkın yok.

Sen sadece bunu anlaşılamayacağını zannettiğin bir yüksek idealizmle yapıyorsun.

Yorumladığın malzemeler ise bilimin bazı konu ve terimleri.

Ama onlar senin kastettiğin anlamlarda değiller.

Şunu yapma.

Dangalaklık yapma.

Bahsettiğin konular sayfalar dolusu tartışma ve açıklama gerektiriyor.

Ben senin yanlışını göstermek için sayfalar dolusu paragraf yazsam bu sefer başka bir yere zıplıyacaksın.

Bu yüntem yeni değil.

Üstelik bunu da quantum gibi idealistlerin yeni uyuşturucusuyla yapıyorsun.

Bırak bu işleri.

Materyalist ilkelerle yaklaşılır herşeye.

Materyalizm tek geçerli gerçeklik tarifidir.

Gerçeklik gözlemciden bağımsızdır.

Bunu o kafana sok.

Tanrı arama yanılgısında olan sensin. Sonuçları yorumlamaya çalışıyorum. İnsanlardan da bunu istiyorum.

Ben gerçeği arıyorum, burada suçu bana atsan ne atmasan ne, bana sonuçları yorumlayarak gel!

Dilin gerçeği açıklamadaki yetersizliği benim sorunum değil o yüzden bana saçma sapan nitelemeler yapmana gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Temel parçacıklar: Başka alt parçacıklardan oluşup oluşmadığı bilinmeyen, maddenin yapı taşı olan parçacıklar. (Elektron, foton gibi.)

Olasılık dalgası: Hareket eden parçacıklara hareketleri süresince eşlik ettiği kabul edilen matematiksel fonksiyon (fiziksel değil, sanal).

Quantum fiziğini var eden deney “çift yarık deneyi”:

Işık kaynağı, iki yarıklı bir plaka ve ekrandan oluşan bir düzenekte, iki yarıklı plakaya belli frekansta ışık parçacıkları (foton) gönderildiğinde ekranda girişim deseni gözlenmesi deneyidir. Bu durum şaşırtıcıdır çünkü parçacık olarak gelen şey dalga davranışı göstermektedir.

Aynı deneyin daha sonraki sürümlerinde işler daha da ilginçleşmektedir;

"Which-way" deneyi: Işık kaynağı, her seferinde tek foton gönderecek şekilde ayarlanmış ve yarıklara yerleştirilen detektörlerle fotonun hangi yarıktan geçtiği tespit edildiğinde ekranda girişim deseni yerine iki nokta yani parçacık özelliği gözlemlenmiştir.

“Delayed choice quantum eraser” deneyi: Parçacık yarıktan geçtikten sonra, ekrana bakmadan önce hangi yarıktan geçtiği bilgisi yok edildiğinde ekranda girişim deseni gözlemlenmektedir. Benzer şekilde deney tamamlandıktan sonra, ekran verisine bakmadan önce hangi yarıktan geçtiği bilgisi yok edildiğinde ekranda girişim deseni gözlemlenmektedir.

Klasik düşünme biçimine göre; parçacığın yarıklardaki davranışı geçmişe dönük değişime uğramakta, parçacık yerine dalga özelliği göstermekte ve neden-sonuç ilişkisi çökmekte, sonucun nedeni etkilediği görülmektedir (retrocausality).

Bunu daha anlaşılabilir(?) bir örnekle açıklamaya çalışırsak;

A ve B iki fizikçi olsun ve çift yarık deneyini 102 kere tekrarlanmış olsunlar. Her deney için parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisini ve ekrandaki görüntü verisini sonuca hiç bakmadan ayrı ayrı iki zarfa koyup, X’nolu deneyin ölçüm verisi ve X’nolu deneyin sonuç verisi şeklinde zarflara yazıp bu iki zarfı da daha büyük bir zarfa atsınlar ve X’nolu deneyin verileri şeklinde yazsınlar. Bu şekilde toplam 102 adet zarf elde edilsin. Deney sonuçlarını daha sonra açıklamak üzere zarfları bir kasaya koymadan önce her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için ilk deneyin ve son deneyin sonuçlarına bakmaya karar versinler. İlk deneyin iki zarfını açıp baktıklarında ekranda iki nokta görürler. Aynı şekilde son deneyin iki zarfını açtıklarında yine ekranda iki nokta görürler. Geri kalan 100 zarfı bir yıl sonra açıklamak üzere kasaya koyarlar.

Zamanı geldiğinde bu 100 zarfı karıştırıp 50’şerli iki gruba ayırırlar. İlk 50’lik grubu açıp bakarlar ve ekranda iki nokta görürler. Geriye kalan 50’lik grubun, parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisi zarflarını yakarlar. Kalan sonuç zarflarını açtıklarında ekranda girişim deseni görürler!

Örneği biraz daha ilerletelim. B, sonuçların açıklanmasından bir gece önce gizlice kasayı açıp sonuçları videoya alıp zarfları tekrar kasaya koymuş olsun. Ertesi gün yine zarflar karıştırılıp 50’lik iki gruba bölünüp bir grubun, parçacığın hangi yarıktan geçtiğini tespit eden detektör verisi zarflarını yaksınlar. Kalan sonuç zarflarını açtıklarında ekranda iki nokta görürler!

Örneği tekrardan biraz daha ilerletelim. B, sonuçları videoya almanın yorgunluğu ile evinde uykuya dalmış olsun. Uyurken yaşadığı evde yangın çıkmış olsun. Yangında kamerayla birlikte yanmış olsun. Bu defa deney sonuçları açıklandığında yine birinci durumdaki sonuçlar ortaya çıkar, ekranda girişim deseni görürler!

Çıkarımlar:

  • Buradaki tek fark; parçacığın hangi yarıktan geçtiği bilgisinin bulunduğumuz gerçeklikte bilinip bilinmemesidir veya bilmeyi tercih edip etmediğimizdir. Bu bilginin tek başına var olması yeterli değildir.
  • Sonucun ne olacağı, onu bilmeyi istediğimiz anda belirlenir, ölçüm süreci esnasında değil.
  • Ölçümle elde edilen veri, bilinç ile yaşadığımız gerçekliğe sokulur. Bilinç yoksa ölçülen veri sadece bir olasılıktır, fiziksel/maddesel değildir.
  • Fiziksel/maddesel sonucun fiziksel olmayan nedeni vardır.
  • Temel olan madde değil bilinçtir.
  • Gerçeklik, deterministik değil olasılıksaldır.
  • Sanal gerçeklikte yaşıyoruz.
Materyalist bakış açısı gerçekliği açıklamakta yetersizdir, yeni bir kuramsal çerçeve gereklidir.

Parçacığın hangi yarıktan geçtiğini bilmek ekranda iki nokta, bilmemek ise girişim deseni oluşturmaktadır.

  • Her şeyi bilen bir tanrı olamaz; parçacığın hangi yarıktan geçtiğini bilirse hiçbir zaman parçacığın dalga yapısını bilemez. Aynı şekilde parçacığın dalga yapısını bilirse hiçbir zaman hangi yarıktan geçtiğini bilemez.
  • Sürekli izleyen, sürekli bilen bir tanrı olamaz çünkü girişim deseni gözlemleyemezdik.

Düşüncelerinizi bekliyorum.

Bu anlatımınız sanırım gerçeği yansıtmıyor. Kuantum silme deneyi, fotonlar ekrana düşmeden önce yapılıyormuş. Fotonlar ekrana düştükten sonra silme olayı olmuyor. Yani foton detektörü "nereden" sorusuna cevap verdiği durumda, deneyi yapan sonucu bilmese bile foton dalga özelliğinden çıkıyor ve partikül özelliği taşıyor. Yani sonuçları yakılmış zarflardan da gene çift nokta çıkacaktır.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...
Experiment confirms quantum theory weirdness


Date: May 27, 2015

Source: Australian National University

Summary: The bizarre nature of reality as laid out by quantum theory has survived another test, with scientists performing a famous experiment and proving that reality does not exist until it is measured. Physicists have conducted John Wheeler's delayed-choice thought experiment, which involves a moving object that is given the choice to act like a particle or a wave. The group reversed Wheeler's original experiment, and used helium atoms scattered by light.


"It proves that measurement is everything. At the quantum level, reality does not exist if you are not looking at it," said Associate Professor Andrew Truscott from the ANU Research School of Physics and Engineering.



Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Gerçeklik gözlemciden bağımsızdır.

Einstein da aynı görüşteydi. Hayatı boyunca bunu savundu. Bohr, Schrödinger ve diğerleriyle sürekli tartıştı. Birçok düşünce deneyi tasarladı.

Yanıldı.

Bir olay gözlemlenmeden önce ancak bir olasılık dalgasıdır. Bu olayı gözlemlemek bu dalgayı yıkar ve olayı belirli bir konumda var eder. Her türlü gözlem gözlemciyi de içeren bir süreçtir. Gözlemci derken akıllı bir zihin kastediliyor. Robot değil.

En küçüğünden en büyüğüne gözlemciden bağımsız gerçeklik yoktur.

Bu konuda çok kitap var ama en kolay okunup anlaşılabilenlerden biri: Rölativite'den Kuantum'a Evrenin Gerçekliği, Vural Arı

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 months later...

şimdi ben sıradan bi vatandaş olarak şunu anladım

minik parçalar var ve eğer iki yarıktan geçerse dalga gibi davranıyo girişme modeli diye bi görüntü çıkıyo ortaya ama tek yarıktan geçince parçacık gibi davranıyo.nası oluyo diye yakından bakmak isteyincede yine parçacık gibi davranıyo girişme modeli yok oluyo duvarda iki iz kalıyo.

burda merakımı cezbeden bu minik şeylerin izlendiklerinden nası haberleri oluyor?o zmn ben arkama bakmazken arkamda hiçlikmi var?gördüğüm yerler var olup görmedikleirm yokmu oluyo? bnm gözlemleme etkim bu kdr büyükmü?

bi göz o kdr etkiliyse bi meme neler yapmaz...ulu tanrım demek kadınların açık memeleri yüzünden depremlerin olduğu doğruymuş.secdeye kapandım tövbe istiğfar ediyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

bide dolanıklık diye değişik bi durum var.nası dolandıklarını bi kenara bırakınca yaptıkları çok ilginç.

ışık hızı aşılamaz deniyo ama bu iki dolanık molekül birbirleri ile ışıktan hızlı iletişim kuruyolarmış.mesela birini jüpitere birinide yetim uranüse koysanız birine bi müdahale yaptığınızda anında diğeride tepki gösteriyomuş.birini hangi konumda ölçerseniz diğeride tam zıddı bi konumda oluyomuş.gerçi eleman belgeselde bi çift eldivenle konuyu gayet gzl anlattı aklımda aldı ama sonra eldiven olayı yanlışmış meğer diyince yine yandı devreler.

daha neler duyacağız acaba.en küçük bildiğimiz parçayı şimdiki teknolojiye göre 1 tirilyon kat daha büyük gösteren bi teknoloji olsa kimbilir onun içinden kaç parça çıkıcak.sıyırmamak elde değil :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

bide dolanıklık diye değişik bi durum var.nası dolandıklarını bi kenara bırakınca yaptıkları çok ilginç.

ışık hızı aşılamaz deniyo ama bu iki dolanık molekül birbirleri ile ışıktan hızlı iletişim kuruyolarmış.mesela birini jüpitere birinide yetim uranüse koysanız birine bi müdahale yaptığınızda anında diğeride tepki gösteriyomuş.birini hangi konumda ölçerseniz diğeride tam zıddı bi konumda oluyomuş.gerçi eleman belgeselde bi çift eldivenle konuyu gayet gzl anlattı aklımda aldı ama sonra eldiven olayı yanlışmış meğer diyince yine yandı devreler.

daha neler duyacağız acaba.en küçük bildiğimiz parçayı şimdiki teknolojiye göre 1 tirilyon kat daha büyük gösteren bi teknoloji olsa kimbilir onun içinden kaç parça çıkıcak.sıyırmamak elde değil :)

görülebilecek en küçük büyüklük Planck uzunluğu. daha ufak birşeyi görebilmek için yoğunlaşacak enerji bir karadelik oluşturacağı için mümkün değil. fizikçilerin yalancısıyım bu konuda.
Link to post
Sitelerde Paylaş

ben bu çift yarık deneyi sonucunu tam anlamadım galiba.elektronları yarıktan nasıl geçiyorlar acaba diye gözlemlemeye başlayınca dalga yerine parça gibi hareket ediyorlar.

yarıkların yanına yerleştirilen kameramı yoksa o kameraya birinin bakmasımı durumu etkiliyor ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...