Jump to content

Bilinç mi maddenin ürünüdür yoksa madde mi bilincin ürünüdür?


Recommended Posts

İddiaların yanlışlanabilir olması zaten ön koşul. Bu bir meziyet değil. İddialarının yanlışlanamaz olduğunu ancak dogmatikler öne sürer. İddiam yanlışlanabilir demek bir ayrıcalık değil. Yok bir de yanlışlanamaz deseydi!

Sorun, alakası olmayan saçma sapan bir gerekçe ortaya atmak. Dejavuyla filan böyle büyük iddialar kanıtlanmaz. Böyle bir olasılıktan bile bahsetmek şarlatanlıktır. Dejavu öyle karmaşık bir olay değil. Beynin imgeler arasında bağlantı kurma çabasından başka bir şey değil.

Karakedi iki kere geçti diye "matrix'deyiz" diye çığlık atamayız!

Teistlerin yeni bir tezgahı bu. Tanrı ile "mühendis" paralelliği kurmaya çabalıyorlar. Tanrıyı kabul ettirebilmek için son umutlarını buna bağladılar. Neredeyse müslümler de allahın 99 isminin yanına "ya mühendis ya allah" zikrini ekleyip isimleri yüze tamamlayacaklar!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 118
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dairesel olarak birbirlerini tasarlayabilirler belki. Bu durumda tek bir türe, insana da indirgenebilir belki.

Ooo, tasarlayanı tasarlayanın tasarlayanı... Hayatı olduğu gibi görüp kabul etmek varken ille de bir tasarlayan aramanın amacı ne?

Ogrendigini kabul eden birini gormedim hani nerede.. kicindan salliyorsun diyen adama baska nasil bir uslupla cevap verilir ki

Kıçından sallıyorsun tabii. Hiç bir veriye, hiç bir gözleme, hiç bir deneye dayanmadan sallamaya kıçından sallıyorsun denir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu "zihin felsefesinden" çıkıp, foton çifti, Epr paradoksu, Bell eşitsizlikleri noktasına gelmiş.

Tabi Aspect deneylerini de ekleyelim..

Sonuçta konuya son virgülü koyan deneyler ya da deney..

Ben konuya bu kadar sokulacağım zira buradan hareketle yapılan bir sürü yorum var.

Yorumlardan birisi de bu konunun başlığındaki soru-yorum cümlesi.

Şahsen soruya baktığımda ilk aklıma gelen cevap, bilinç denilen soyut kavramın/tanımın varlığı için bir maddi yapı olması gerektiği.

Fakat işin detayında inildiğinde cevabımın sağduyumdan ileri gelen bir cevap olduğu ihtimali de hayli yüksek.

Acil çıkış butonuna basıp hem-hem mantığını kullanmanın tam zamanı sanırım; hem madde bilinçi ürünü, hem bilinç madde ürünü..

Biri birinden önce değil, aynı anda varlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ooo, tasarlayanı tasarlayanın tasarlayanı... Hayatı olduğu gibi görüp kabul etmek varken ille de bir tasarlayan aramanın amacı ne?

Kıçından sallıyorsun tabii. Hiç bir veriye, hiç bir gözleme, hiç bir deneye dayanmadan sallamaya kıçından sallıyorsun denir.

Mevcut başlangıç teorileri de metafizik, multiverse teorisi tamamen matematik. Hiç bir gözlem, hiç bir deneye dayanmıyor. Kıçtan sallama sana göre. Ama bir sürü bilim adamı bu kıçtan sallama teori üzerinde ömür harcıyor oluyor sana göre.

Eldeki bulgurlardan bir teori oluşturursun önce, sonra zaman içinde deneyleri yapar teoriyi test edersin. Ona göre teorinin akıbeti belli olur.

Teori zamanının teknolojisinin önünde gider, deneyleme teknoloji geliştikçe olur. Einstein'ın yüzyıl önceki bazı teorileri ancak günümüzde deneylenebiliyor.

O yüzden o kadar aceleci olma. Dünün metafiziği bugünün fiziği oldu. Bugünün metafiziği de yarının fiziği olabilir.

Gerçeği olduğu gibi kabul et diyorsun ama gerçeğin ne olduğu zaten bilinmiyor daha. Yoksa bu kadar gürültü çıkmazdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mevcut başlangıç teorileri de metafizik, multiverse teorisi tamamen matematik. Hiç bir gözlem, hiç bir deneye dayanmıyor. Kıçtan sallama sana göre. Ama bir sürü bilim adamı bu kıçtan sallama teori üzerinde ömür harcıyor oluyor sana göre.

Eldeki bulgurlardan bir teori oluşturursun önce, sonra zaman içinde deneyleri yapar teoriyi test edersin. Ona göre teorinin akıbeti belli olur.

Teori zamanının teknolojisinin önünde gider, deneyleme teknoloji geliştikçe olur. Einstein'ın yüzyıl önceki bazı teorileri ancak günümüzde deneylenebiliyor.

O yüzden o kadar aceleci olma. Dünün metafiziği bugünün fiziği oldu. Bugünün metafiziği de yarının fiziği olabilir.

Gerçeği olduğu gibi kabul et diyorsun ama gerçeğin ne olduğu zaten bilinmiyor daha. Yoksa bu kadar gürültü çıkmazdı.

Kıçtan sallama ifadem evrenin bir simülasyon olabileceği iddiası içindi. İnsan biraz zorlasa bunun gibi bir çok iddia ortaya atabilir, ama hiç bir ciddi veriye, bilgiye dayanmadan atılan ortaya atılan bu iddialar için söylenecek tek şey kıçtan sallama olduklarıdır.

Ayrıca metafizik diye bir şey yoktur, her şey fizik içindedir, sırf şu anda anlayamıyorsun diye metafizik olması gerekmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu "zihin felsefesinden" çıkıp, foton çifti, Epr paradoksu, Bell eşitsizlikleri noktasına gelmiş.

Tabi Aspect deneylerini de ekleyelim..

Sonuçta konuya son virgülü koyan deneyler ya da deney..

Ben konuya bu kadar sokulacağım zira buradan hareketle yapılan bir sürü yorum var.

Yorumlardan birisi de bu konunun başlığındaki soru-yorum cümlesi.

Şahsen soruya baktığımda ilk aklıma gelen cevap, bilinç denilen soyut kavramın/tanımın varlığı için bir maddi yapı olması gerektiği.

Fakat işin detayında inildiğinde cevabımın sağduyumdan ileri gelen bir cevap olduğu ihtimali de hayli yüksek.

Acil çıkış butonuna basıp hem-hem mantığını kullanmanın tam zamanı sanırım; hem madde bilinçi ürünü, hem bilinç madde ürünü..

Biri birinden önce değil, aynı anda varlar..

:D Resmen kaçacak delik aramışsın!

Bak ben flu gördüğün resmi netleştireyim:

a. Hiç madde yokken bilinç olur mu?

b. Hiç bilinç yokken madde olur mu?

Tercihin hangisi? Bunda da kıvırtırsan oryantalden ekmek yersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce ben sordum. Neyin neye eşit olup olmadığı bakış açısına göre değişir. Mutlak sıfır var mıdır... +5 volt gerilim lojik 1, -5 volt gerilim lojik sıfırdır. Normları değiştirirsin, herhangi gerilim 1, gerilim yok 0 olur.

Başka norm tasarlarsın. Oyuk 1, tümsek 0 olur. Normları değiştirirsin, tümsek 1, oyuk 0 olur. Normları değiştirirsin, N kutbu 1, S kutbu 0 olur... Canın sıkılır yine değiştirirsin, N kutbunu 0, S kutbunu 1 yaparsın.

Yine canın sıkılır 0 ve 1 yerine x y kullanırsın. 010001011101100 kodunu xyxxxyxyyyxyyxx diye yazarsın.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnançlarla yaşayan sensin. Açıklama getirmek yerine bana inancını anlatıyorsun, daha da komiği benim inancımı kabul etmiyorsan teist inancı kabul ediyorsun gibi safsatalar üretiyorsun.

Maddeyi mutlak kabul edip, tüm gerçekliği maddeye indirgediğinde, maddeye indirgenemeyen her şeyi inkar etmek zorundasın. İnsanı taş ile aynı seviyeye indirmek gibi.

Aynı malzemelere sahip nesneler arasındaki niteliksel farklılıkların nedenleri nelerdir?

Aynı şekilde bilinci mutlak kabul edip maddeyi inkar eden idealizm de gerçeğin tek bir nedeni olduğunu kabul ediyor. Her ikisi de indirgemeci. Peki, neden gerçeklik tek bir şey olmak zorundadır? Neden hem madde hem bilinç olamaz? Neden sadece birini tercih etmek zorundayız?

Felsefe, bilimin sırtındaki yüktür. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu dayatır durur. Ancak bilim deneycidir. Ne kadar mantığa aykırı da gelse deney sonuçları tersini gösteriyorsa, mantığımızı sonuçlara göre düzenlemektir doğru olan. Sonuçları mantığımıza uyacak şekilde ayarlamak sübjektif olmaktır, bilim değildir.

Yarın bilim sanal gerçeklikte yaşıyoruz derse ne olur? Bilimi mi inkar edeceğiz bu sefer?

O nedenle tercih edilecek gerçeklik deneylerin sonuçlarına göre olacaktır, inançlarımıza göre değil. En azından benim için...

Ben sana inanç anlatmıyorum.

Basit bir şekilde diyorum, Herşey maddedir ve madde olmayan hiçbirşey yoktur.

Sen vardır diye diretiyorsun.

O zaman varı tanımla.

Var kelimesi Maddenin eş anlamlısıdır çünkü.

Yokluk ve hiçlik gibi soyut yalanlar icad edilmiş onu sınamak için

Ama yokluk ve hiçlik insanların terminolıjisinde eksikliği ve aranan bir şeyin olmamasını tarif eder.

Senin anlayacağın, soyut veya somut herşey maddedir, madde olmayan bir şey yoktur.

Sen bu tanrı oyuncağınla daha çok komik duruma düşersin.

Bir de sana bir ipucu vereyim.

Küçük sistemler büyük sistemleri değiştiremez.

Yani quantum boyutuyla uğraşıo duruyorsun ama bilmen gereken ana kanunu bilmiyorsun.

Küçük sistem, büyüğün altında yer alır. Küçük parçacıklar büyük parçacıkların kurallarını değiştiremez.

Schrodingerin kedisi küçük sistemdeki hesaplamada hem ölü hem diri olabilir,

Ama Kutunun üstündeki sistemde kedi yoktur, kutu vardır, denklemin içeriği sadece kutudur.

Madde er ya da geç seni suratına gerçeği yapıştırır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kolaymış, b şıkkı.

Önce ben sordum. Neyin neye eşit olup olmadığı bakış açısına göre değişir. Mutlak sıfır var mıdır... +5 volt gerilim lojik 1, -5 volt gerilim lojik sıfırdır. Normları değiştirirsin, herhangi gerilim 1, gerilim yok 0 olur.

Başka norm tasarlarsın. Oyuk 1, tümsek 0 olur. Normları değiştirirsin, tümsek 1, oyuk 0 olur. Normları değiştirirsin, N kutbu 1, S kutbu 0 olur... Canın sıkılır yine değiştirirsin, N kutbunu 0, S kutbunu 1 yaparsın.

Yine canın sıkılır 0 ve 1 yerine x y kullanırsın. 010001011101100 kodunu xyxxxyxyyyxyyxx diye yazarsın.

Bir de sana bir ipucu vereyim.

Küçük sistemler büyük sistemleri değiştiremez.

Hepiniz baktığınız noktadan haklısınız.

1 - 1 + 1 - 1 + 1 - 1 + 1 - ..... = ?????

Şeklinde bir basit seri düşünelim.

Bileşenleri 2'şerli gruplar halinde şu kelide yazalım: (1-1) + (1-1) + ....

Sonuç: 0 + 0 + 0 + ... = 0

Aynı seriyi şu şekilde de yazabiliriz: 1 - (1 - 1 + 1 - 1 + 1 - ...)
Bu durumda sonuç: 1 - (0) = 1 olur.
0 = 1 olduğunu matematiksel olarak kanıtladık!
Buradan şuna varmak istiyorum, bildiğimiz doğrular bir takım sınırlamalar dahilinde geçerli kalmaktadır.
Olaylara bakarken bunu hatırlamakta fayda var.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepiniz baktığınız noktadan haklısınız.

1 - 1 + 1 - 1 + 1 - 1 + 1 - ..... = ?????

Şeklinde bir basit seri düşünelim.

Bileşenleri 2'şerli gruplar halinde şu kelide yazalım: (1-1) + (1-1) + ....

Sonuç: 0 + 0 + 0 + ... = 0

Aynı seriyi şu şekilde de yazabiliriz: 1 - (1 - 1 + 1 - 1 + 1 - ...)
Bu durumda sonuç: 1 - (0) = 1 olur.
0 = 1 olduğunu matematiksel olarak kanıtladık!
Buradan şuna varmak istiyorum, bildiğimiz doğrular bir takım sınırlamalar dahilinde geçerli kalmaktadır.
Olaylara bakarken bunu hatırlamakta fayda var.

Hiç bir şey kanıtlamadın. İlkönce serideki eleman sayısını söylemen lazım, serideki eleman sayısını bilmeden sonuca varamazsın. Senin bahsettiğin seride ise eleman sayısını bilmemiz bile gerekmez, sadece eleman sayısının tek mi çift mi olduğunu bilmemiz yeterlidir tabii bu serinin pozitif sayıyla başladığını varsayarak.

Anlaman için sınırlı sayıda mesela 5 ve 4 elemanlı seri düşünelim:

1-1+1-1+1 mesela, şimdi sen bu seriyi istediğin şekilde ikişerli olarak paranteze al, sonuç daima 1 çıkar.

1-1+1-1 bu seri de sonuç daima 0 çıkar.

Şimdi sen yukardaki serinin 0'a, aşağıdaki serinin de 1'e eşit olduğunu gösterebilir misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç bir şey kanıtlamadın. İlkönce serideki eleman sayısını söylemen lazım, serideki eleman sayısını bilmeden sonuca varamazsın. Senin bahsettiğin seride ise eleman sayısını bilmemiz bile gerekmez, sadece eleman sayısının tek mi çift mi olduğunu bilmemiz yeterlidir tabii bu serinin pozitif sayıyla başladığını varsayarak.

Anlaman için sınırlı sayıda mesela 5 ve 4 elemanlı seri düşünelim:

1-1+1-1+1 mesela, şimdi sen bu seriyi istediğin şekilde ikişerli olarak paranteze al, sonuç daima 1 çıkar.

1-1+1-1 bu seri de sonuç daima 0 çıkar.

Şimdi sen yukardaki serinin 0'a, aşağıdaki serinin de 1'e eşit olduğunu gösterebilir misin?

Ben de onu diyorum zaten. Bildiğimiz doğrular bir takım sınırlamalar varken geçerlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de onu diyorum zaten. Bildiğimiz doğrular bir takım sınırlamalar varken geçerlidir.

Sınırsız olduğu zaman da geçerlidir. Paranteze aldığın kısımdaki eleman sayısını veya tek mi çift mi olup olmadığını bilmediğin için varsayımda bulunuyorsun sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

:D Resmen kaçacak delik aramışsın!

Bak ben flu gördüğün resmi netleştireyim:

a. Hiç madde yokken bilinç olur mu?

b. Hiç bilinç yokken madde olur mu?

Tercihin hangisi? Bunda da kıvırtırsan oryantalden ekmek yersin.

Niye kaçayım, nereden nereye ve neden kaçıyorum?

Kafan basmıyor, bastığı kadarı ile bir tiyatro üretiyorsun, herkesi senaryona uyacak sanıyorsun..

Senin madde dediğin nedir? Kütle mi?

Kütleyi o meşhur formülden hareketle m=E/c2 şeklinde tanımlayabiliriz.

Bura da E, kütlesiz kuark ve gluonların hareket ve alanlarının enerjisini anlatır.

Maddenin kütlesinin %99'undan daha fazlası nükleonlardan meydana geldiği için, bu model;

maddenin kütlesinin en az %99'unun "kütlesiz kütle" olduğunu belirtir.

Madde parçacıklarının uzay da sadece kuvvet alanları olduğunu belirten bu görüş, "alan gerçeği" ni ifade etmekte.

Bu fikir; çağdaş fiziğin de içinde olan rölativistik kuantum alanlar teorisininin doğruluğunu gösteren bir görüş.

Örneğin, Nobel ödülü almış önde gelen kuantum alan kuramcılarından Steven Weinberg'in de ifade ettiği gibi:

1920'li yıllarda geliştirilen fizik kuramlarına göre, temel parçacıkların her bir tipi için bir alan olması gerekiyor ve öyle de..

Anlayacağın, senin madde dediğin şey sadece bir enerji alanı, yani enerji.

Ve bu enerji alanlarının hepsi birbirleriyle etkileşiyorlar..

Bu etkileşim sonucu da bizim kütle ya da daha genel anlamıyla madde dediğimiz şey oluyor.

Fakat gariptir ki bu etkileşimler hep bir ölçü ile oluyor.

Örneğin 3 Mev/c2 ve 6 Mev/c2 değerinde İki yukarı yönlü kuark ve bir aşağı yönlü kuarktan oluştuğu söylenen protonun kütlesi ise 938 Mev/c2.

Parçacıkların bir enerji alanı olduğunu söyledik, öyle ise enerjiyi bu ölçülerde manüple eden ney?

Evrendeki sayısız protonun kütlesi nasıl oluyor da, üstelik belirlenemezlik ve olasılıkların hakim olduğu bir ortamda hep 938 Mev/c2 oluyor?

Bu kadarı bile toplam bir bilinçten söz etmeye yeter. Vardır demiyorum, olabilir diyorum, lafı dübüründen alıp yine senaryo üretme.

Zira yukarıda bahsettiğim Epr paradoksu, Aspect deneyleri hakkında birazcık bilgin olsaydı, olayı daha detaylıca anlayabilirdin.

Bilgin yok fikrin var, laf dersen gırla...

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sınırsız olduğu zaman da geçerlidir. Paranteze aldığın kısımdaki eleman sayısını veya tek mi çift mi olup olmadığını bilmediğin için varsayımda bulunuyorsun sadece.

Olayı algiliyorsun ama yorumlayamiyorsun. Gerçeğin tek mi çift mi olduğunu bilmedigin sürece yaptığın kabule göre (sınırlamaya gore) sonuç hep 0 eşit değildir 1 olacaktir. Diğer durumu her zaman inkar edeceksin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olayı algiliyorsun ama yorumlayamiyorsun. Gerçeğin tek mi çift mi olduğunu bilmedigin sürece yaptığın kabule göre (sınırlamaya gore) sonuç hep 0 eşit değildir 1 olacaktir. Diğer durumu her zaman inkar edeceksin...

İyice saçmalamaya başladın, sen serinin birinde bilinmeyeni 1 diğerinde ise bilinmeyeni 0 kabul ederek saçmasapan bir işlem yapıyorsun sadece. Kıçından sallıyorsun demiştim ya daha önce, işte senin yaptığın aynen bu, bilmediğin zaman kıçından sallıyorsun.

Tabii ki 0, 1'e eşit değildir. İnsan gerizekalı değilse bunu rahatlıkla görür. Artık basit bir mantık ve aritmetik işlemini bile tartışacaksak işimiz var demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyice saçmalamaya başladın, sen serinin birinde bilinmeyeni 1 diğerinde ise bilinmeyeni 0 kabul ederek saçmasapan bir işlem yapıyorsun sadece. Kıçından sallıyorsun demiştim ya daha önce, işte senin yaptığın aynen bu, bilmediğin zaman kıçından sallıyorsun.

Tabii ki 0, 1'e eşit değildir. İnsan gerizekalı değilse bunu rahatlıkla görür. Artık basit bir mantık ve aritmetik işlemini bile tartışacaksak işimiz var demektir.

Daha neyi kovalıyorsun, anlamayı mı veto ediyorsun?

Seriye sınır koyduğun zaman ve koymadığın zamanki paradoksu felsefik olarak bir yorumla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...