Jump to content

Araplar bu kadar dangalak mıydı?


Recommended Posts

Dizilimden bahsetmis arkadas dun gordugum bi istisnayi yazayim

Osman (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (s.a.), Tevbe sûresinin Enfal sû­resinden olduğunu bize açıklamadan vefat etti. Onun bu sözü gösteriyor ki, bütün sûreler, Peygamber (s.a.)in sözü ve açıklamasına göre düzenlenmiş­tir. Sadece Tevbe sûresi Resulullah (s.a.)in bilgisi ve işareti dışında -çünkü ani ölümü, ona bunu açıklama imkânı vermemişti- Enfal sûresine eklendi. Bunda güdülen düşünce şuydu: Her iki sûre de aynı maksada yöneliktir. Re­sulullah (s.a.) de hayatta olsaydı, ikisinin bir arada bulunmasını gerekli gö­rürdü. [5]

İbnül-Arabî şöyle der: Bu, dinde kıyasın bir asıl olduğuna delildir. Görülü­yor ki Hz. Osman ve sahabenin ileri gelenleri, nas bulunmadığı zaman benzcser­lik kıyasına başvurdular. Tevbe sûresinin, konu açısından Enfal sûresine ben­zediğini gördüler ve ona kattılar. [6]

Aşağıda verdiğim linkte 2:00 da sunuma başlıyor.

Saygı duyup anlayarak seyderin lütfen...

Öne sürülen iddaları inanmıyorsanız kendiniz yapabilirsiniz.

İlk inen sure İkra suresidir. Neden sıra numarası Fatiha 1. Sırada geliyor sorusu sorarsanız :

http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/14421/kurani-kerimin-surelerinin-dizilisi-nasil-olmustur.html

tarihinde ayyaşgezer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tam anlayamadım..Siz 17 aralık olgusunun,bir kurgu olduğunu mu düşünüyorsunuz?

17 aralık olayının medyadan takip ettiğim kadarıyla bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Bu benim kişisel düşüncem

Ancak genel olarak bu durum mantıken hükümetin oy kaybetmesine taraftarlarının geri durmasına neden olması gerekirdi.

Neden böyle olmadı? Neden tersi oldu?

İşte bu sorunun cevabı şu; Askeri davalara akp kitlesi kapısını kapattı. Bu olayla birlikte kapısını açtı. İşte bu durum akp liler tarafından psikolojik bir itaat oluşturdu. Anlatmaya çalıştığım budur.

Psikolojide ret edilen bir durumu genele (topluma) yayarak kabul ederseniz, itaat oluşturursunuz. Ki bu itaat mantıktan bağımsızdır uzaylı örneğinde olduğu gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

17 aralık olayının medyadan takip ettiğim kadarıyla bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Bu benim kişisel düşüncem

Ancak genel olarak bu durum mantıken hükümetin oy kaybetmesine taraftarlarının geri durmasına neden olması gerekirdi.

Neden böyle olmadı? Neden tersi oldu?

İşte bu sorunun cevabı şu; Askeri davalara akp kitlesi kapısını kapattı. Bu olayla birlikte kapısını açtı. İşte bu durum akp liler tarafından psikolojik bir itaat oluşturdu. Anlatmaya çalıştığım budur.

Psikolojide ret edilen bir durumu genele (topluma) yayarak kabul ederseniz, itaat oluşturursunuz. Ki bu itaat mantıktan bağımsızdır uzaylı örneğinde olduğu gibi.

Akp kitlesini doğru değerlendirmiyorsunuz. Bunlar taraftardır, kendi eksikliklerini kendileri ile aynı durumda olup, kendilerinden güçlü olana sığınarak kapatmaya çalışırlar. Kendileri kadar cahil, atarlı ve onursuz fakat kendilerinden güçlü bir figürü lider alarak aslında kendi karakterlerini olumlarlar. Bir insan, kendileri kadar rezil durumda olduğu halde güçlü olabiliyorsa, demek ki kendileri de güçlü olabilir inancına sahiptirler. Yani kendilerini o güç figürüne yamarlar. Akp olanca rezilliği ve yüzsüzlüğü ile bu süreci ört bas edebildiği için, kitlesi de desteğini çekmemiştir.

Diğer taraftan, kitleyi sıkılaştıran bir başka etken de, soruşturmayı yürütenlerin, akpnin eski -suç- ortakları olduğunu bilmeleridir. Beraber yürüdükleri insanlar şimdi onları hapse tıkmak için uğraştığına göre demek ki ortada bir iktidar kavgası, yani bir ihanet vardır inancı ile sıkılaşmışlardır. Akplilerin bu sürece düzmece olarak bakmalarının nedeni, akpnin hırsızlık ve yolsuzluk yapmayacağına dair olan inançları değil; operasyonları yürütenlerin, akpnin iktidarına göz diktiğine inanmalarıdır.

Yoksa bu kitle eğer bir şeyleri sorgulayabiliyor olsalardı, zaten akpnin kuyruğunda yer almazlardı. Burada söz konusu olan sadece cahil güruhun kendi sefil varlığını akpde güçlü görebilmesinden başka bir şey değildir. Akp olmasa, onları yine cahil, yine rezil ve yine sefil hayatlarında debelenip duracaklardır. Bu şekilde yine aynı durumda olmalarına rağmen, en az kendileri kadar kaba saba, cahil, utanmaz birinin başarılı olabildiğini gördüklerinden, kendileri için umutları bulunmaktadır. Akp kitlesi haydutluğu kutsar; çünkü inançları da, yaşam tarzları da, hikayeleri de hep bastırıp almak, el koymak, ezmek, atara atar, gidere gider yapmak üzerinedir. Bu yüzden akpliler çıkıp da hırsızlıklarını anlatsalar da bir şey değişmez. Ne zaman ki bu güruh aç kalır, ancak o zaman işler değişir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlatmak istediğim bir psikoloji kanunu;

akp-cemaat kavgası ile oy itaatin bir ilgisi olamdığını söylüyorum. Ergenekon-balyoz vb davalarla ilgisi var.

örnek;

Bir sırrım var; eğer bir şey istersen kainat sana gönderir.

Kitap yazdım. kitabımın ismi secret. sır artık bütün kitapçılarda

Hop, 1 milyon sattım.

ne yaptım sırrı herkese yaydım.

Doktoru, avukatı, işçisi, memuru hepsi aldı hatta sırrımın doğruluğundan okuyucuların çoğu da eminler.

İşte, farkında olmadan itaat ediyorlar bana ne newtona ne avagadro sayısına, benim kuantum soslu felsefeme itaat ediyorlar.

Akp kitlesini doğru değerlendirmiyorsunuz. Bunlar taraftardır, kendi eksikliklerini kendileri ile aynı durumda olup, kendilerinden güçlü olana sığınarak kapatmaya çalışırlar. Kendileri kadar cahil, atarlı ve onursuz fakat kendilerinden güçlü bir figürü lider alarak aslında kendi karakterlerini olumlarlar. Bir insan, kendileri kadar rezil durumda olduğu halde güçlü olabiliyorsa, demek ki kendileri de güçlü olabilir inancına sahiptirler. Yani kendilerini o güç figürüne yamarlar. Akp olanca rezilliği ve yüzsüzlüğü ile bu süreci ört bas edebildiği için, kitlesi de desteğini çekmemiştir.

Diğer taraftan, kitleyi sıkılaştıran bir başka etken de, soruşturmayı yürütenlerin, akpnin eski -suç- ortakları olduğunu bilmeleridir. Beraber yürüdükleri insanlar şimdi onları hapse tıkmak için uğraştığına göre demek ki ortada bir iktidar kavgası, yani bir ihanet vardır inancı ile sıkılaşmışlardır. Akplilerin bu sürece düzmece olarak bakmalarının nedeni, akpnin hırsızlık ve yolsuzluk yapmayacağına dair olan inançları değil; operasyonları yürütenlerin, akpnin iktidarına göz diktiğine inanmalarıdır.

Yoksa bu kitle eğer bir şeyleri sorgulayabiliyor olsalardı, zaten akpnin kuyruğunda yer almazlardı. Burada söz konusu olan sadece cahil güruhun kendi sefil varlığını akpde güçlü görebilmesinden başka bir şey değildir. Akp olmasa, onları yine cahil, yine rezil ve yine sefil hayatlarında debelenip duracaklardır. Bu şekilde yine aynı durumda olmalarına rağmen, en az kendileri kadar kaba saba, cahil, utanmaz birinin başarılı olabildiğini gördüklerinden, kendileri için umutları bulunmaktadır. Akp kitlesi haydutluğu kutsar; çünkü inançları da, yaşam tarzları da, hikayeleri de hep bastırıp almak, el koymak, ezmek, atara atar, gidere gider yapmak üzerinedir. Bu yüzden akpliler çıkıp da hırsızlıklarını anlatsalar da bir şey değişmez. Ne zaman ki bu güruh aç kalır, ancak o zaman işler değişir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

17 aralık olayının medyadan takip ettiğim kadarıyla bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Bu benim kişisel düşüncem

Ancak genel olarak bu durum mantıken hükümetin oy kaybetmesine taraftarlarının geri durmasına neden olması gerekirdi.

Neden böyle olmadı? Neden tersi oldu?

İşte bu sorunun cevabı şu; Askeri davalara akp kitlesi kapısını kapattı. Bu olayla birlikte kapısını açtı. İşte bu durum akp liler tarafından psikolojik bir itaat oluşturdu. Anlatmaya çalıştığım budur.

Psikolojide ret edilen bir durumu genele (topluma) yayarak kabul ederseniz, itaat oluşturursunuz. Ki bu itaat mantıktan bağımsızdır uzaylı örneğinde olduğu gibi.

17 aralık ile askeri davaların hiçbir alakası yok..17 aralık sonrası,askeri (sözde) davalarda yargılanan veya tutuklananların özgürlüklerine kavuşması,bu hırsızlık olaylarını ötelemek ve laik kesime şirin gözükmektir veya bu söylediklerime benzer bir nedendir..

Akp güruhunun bu davalar filan umurumda değildir..Ben akpli arkadaşıma ''Tayyip'in porno görüntüsünü sana göstersem,sen yine Tayyip'e oy verir misin?'' diye sorduğumda ''evet,veririm'' dedi bana..Bu güruh için önemli olan muhafazakar kesimin iktidarda olmasıdır..Gerisi lafügüzaftır..

17 aralıkta kabak gibi ortadadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz muhalif olarak goruyorsunuz. Oysa taraftar durumunda olsan ve itaatinin nedenini bilmedigini soylesem. Bakiniz niye bazen insanlar sokakta sara krizine girmis bir insani gormezlige gelip gider? Neden iki adam bi bin tepesine bakinca herkes bakar? Toplum, farkinda olmadan kanalize edilebilir. Ve bu bazen cok alasiz islerdir. Herkesin algisi sert muhalefet ve saflarin siklastirildigi yonunde. Hayir bu dogru degil. Sebebi 5 yil boyunca ret edilen eski turkiye sembollerinin halka acilarak sahiplenilmesidir.

Ben akp nin yerinde olsam ayni tutumu suriye ve esad icinde yapardim. Esad konusunda yanilmisiz abd bizi kandirmis derdim. Yine oylarim %60 cikardi.

17 aralık ile askeri davaların hiçbir alakası yok..17 aralık sonrası,askeri (sözde) davalarda yargılanan veya tutuklananların özgürlüklerine kavuşması,bu hırsızlık olaylarını ötelemek ve laik kesime şirin gözükmektir veya bu söylediklerime benzer bir nedendir..

Akp güruhunun bu davalar filan umurumda değildir..Ben akpli arkadaşıma ''Tayyip'in porno görüntüsünü sana göstersem,sen yine Tayyip'e oy verir misin?'' diye sorduğumda ''evet,veririm'' dedi bana..Bu güruh için önemli olan muhafazakar kesimin iktidarda olmasıdır..Gerisi lafügüzaftır..

17 aralıkta kabak gibi ortadadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz muhalif olarak goruyorsunuz. Oysa taraftar durumunda olsan ve itaatinin nedenini bilmedigini soylesem. Bakiniz niye bazen insanlar sokakta sara krizine girmis bir insani gormezlige gelip gider? Neden iki adam bi bin tepesine bakinca herkes bakar? Toplum, farkinda olmadan kanalize edilebilir. Ve bu bazen cok alasiz islerdir. Herkesin algisi sert muhalefet ve saflarin siklastirildigi yonunde. Hayir bu dogru degil. Sebebi 5 yil boyunca ret edilen eski turkiye sembollerinin halka acilarak sahiplenilmesidir.

Ben akp nin yerinde olsam ayni tutumu suriye ve esad icinde yapardim. Esad konusunda yanilmisiz abd bizi kandirmis derdim. Yine oylarim %60 cikardi.

Kardeşim,sen yurtdışında yaşıyorsun galiba..Akp seçmenini bildiğini hiç sanmıyorum..Akp seçmeni öyle haberlere bakıp,partisini filan eleştirmez/değiştirmez..Akp seçmeni ergenekon veya balyoz hakkında hiçbir şey bilmez,bilmekte istemez..Bu güruh için dediğim gibi önemli olan Allah/Muhammed diyen birinin başta olmasıdır..

Senin demek istediğini ben çok iyi anlıyorum..Ben o muhalefet sürüsünün içinde değilim..Akp'ye muhalif olmak için muhaliflik yapmıyorum..

17 aralık ile ilgili kanıtlar o kadar bariz ki,bunun bir kurgu olduğunu söylemek çok çok saçma olur..Gözümüzle o ürken yüzleri gördük,kulağımızla o titreyen sesleri duyduk..Hepsi mi dublaj/montaj bunların?!Hadi hepsi dublaj/montaj olsa bile,istifalar nedir,mecliste şaşırmış haldeki bakanların hali nedir,Rıza'nın 17 aralık ve sonrasındaki hareketleri/eylemleri nedir..

Hepsini bir kenara koyun..Benim akpli arkadaşlarım neden devletten vergi kaçırıyorlar ve bundan rahatsız olmuyorlar?

Bu akpliler hırsızlıklarından rahatsız bile olmazlar..Bu olaya her yönden baktım/bakılmalı..Ben tutarsız hiçbir şey göremiyorum..

Mitin bizim insanımıza roket atıp savaş çıkarma veya mağdur rolü oynama gibi bir kurgu değil bu..

Zafer Çağlayan önce saati almadım diyor mesela,sonra aldım diyor..Yani..Söylenecek birşey yok ki..!

Link to post
Sitelerde Paylaş

AKP seçmeni ya bu dinci taifesinden az ya da çok nemalanmakta olup başka hiç bir şey umurunda olmayan, kendini akıllı, kurnaz zanneden namussuzlardan, ya din afyonu yutmuş olup ağzından "Allah" adını düşürmeyenlerin asla kötü olmayacağına inanmış kimselerden, ya da bu iktidardan hiç bir çıkarı olmadığı halde, daha önceki iktidarlardan illallah demiş ve bunların vaadlerine kanıp bunlara oy vermeye karar vermiş saftoriklerden oluşmuştur. Bu son iki gurubun bir kısmı artık uyanmıştır ve yaptıklarının ne büyük hata olduğunu anlamışlardır ama iş işten geçmiştir. Bazıları ise yanıldıklarını anlamakla birlikte, böyle vahim bir hatayı kendilerine bir türlü yakıştıramadıkları için inatla bunları savunmaya devam etmektedir.

Örneğin, benim üniversite mezunu, solcu bir arkadaşım vardı. (Artık arkadaşım değil.) Onunla günlerce tartışırdık. Türkiye'nin AB'ne girebilmesini sağlayabilecek tek partinin AKP olduğunu, böylece Türkiye'nin ister istemez demokratikleşeceğini savunurdu. Ona hayal gördüğünü çok anlatmaya çalıştım ama başaramadım. Sonuç? Sonuç ortada.

Şimdi ne düşündüğünü bilmiyorum ama zaman zaman onun hala AKP'yi savunduğunu duyuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'daki tekrarların sebeplerinin biri de Kitab'ın bildiğimiz kitap şeklin de değilde "HİTAB" şeklinde peyder pey indirilmesidir.

23 yıl da indirilmiş bir söz grubunu iki kapağı olan bir cilte sıkıştırırsanız böylesi tekrarlar okuyucuyu haliyle düşündürür.

Zira, okuyucunun bir kaç saatte okuduğu 40-50 sayfalık metin vahiy süresi muhtemelen 3-5 yıl gibi bir süreydi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'daki tekrarların sebeplerinin biri de Kitab'ın bildiğimiz kitap şeklin de değilde "HİTAB" şeklinde peyder pey indirilmesidir.

23 yıl da indirilmiş bir söz grubunu iki kapağı olan bir cilte sıkıştırırsanız böylesi tekrarlar okuyucuyu haliyle düşündürür.

Zira, okuyucunun bir kaç saatte okuduğu 40-50 sayfalık metin vahiy süresi muhtemelen 3-5 yıl gibi bir süreydi.

Örneğin 30 yıllık çalışmalar sonucu hazırlanmış olan sosyoloji kitapları bulabilirsiniz. Ama bu kitaplarda tekrar bulamazsınız. Alemleri yaratmaya gücü yeter bir tanrı varsa; onun, bir insanın bile kolayca yaptığı bir şeyi yerine getiremiyor olması güldürüden başka bir şeyin konusu olamaz.

Öne süreceğiniz hiçbir bahane, bir tanrının bir kitapta ahenk tutturamaması, dönüp dönüp aynı şeyleri tekrar etmesi gibi saçmalıkları geçerli kılamaz. Bu kitap öyle bir kitaptır ki: kimse onu bir oturuşta, tekrarlar yüzünden sıkılmadan bitiremez. Kitap resmen en az iki kere dönüp dönüp yazılmış durumda. Bunu bir editör yapsa, döverler, yazar yapsa gülerler; ama arap yapınca, tapıyorlar. Kepazelik.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Örneğin 30 yıllık çalışmalar sonucu hazırlanmış olan sosyoloji kitapları bulabilirsiniz. Ama bu kitaplarda tekrar bulamazsınız. Alemleri yaratmaya gücü yeter bir tanrı varsa; onun, bir insanın bile kolayca yaptığı bir şeyi yerine getiremiyor olması güldürüden başka bir şeyin konusu olamaz.

Öne süreceğiniz hiçbir bahane, bir tanrının bir kitapta ahenk tutturamaması, dönüp dönüp aynı şeyleri tekrar etmesi gibi saçmalıkları geçerli kılamaz. Bu kitap öyle bir kitaptır ki: kimse onu bir oturuşta, tekrarlar yüzünden sıkılmadan bitiremez. Kitap resmen en az iki kere dönüp dönüp yazılmış durumda. Bunu bir editör yapsa, döverler, yazar yapsa gülerler; ama arap yapınca, tapıyorlar. Kepazelik.

tabii Kitab'ın takındığı üslub tartışılabilir. ama sadece bu yönden bir eleştiri Kitab'ın tanrısal oluşunu tartışmaya açmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tabii Kitab'ın takındığı üslub tartışılabilir. ama sadece bu yönden bir eleştiri Kitab'ın tanrısal oluşunu tartışmaya açmaz.

Sadece bir nokta bile kitabın tanrısal oluşu iddiasını tartışmaya açar. Çünkü, gördüğümüz her şeyi eşsiz bir düzende tasarlayarak yarattığı söylenen bir tanrının sözlerinde tutarsızlık, anlaşılmazlık, yanlışlık, saçmalık yer alıyorsa, o tanrı hayali üzerine kurulan bütün anlatımlar anında çöker.

Bu durum, bir tanrının olmadığını değil; söz konusu tanrının olmadığını, insanlar tarafından uydurulduğunu gösterir. Bir tanırının yokluğunu zaten aklı çalışan her kişi, kitaplara gerek duymadan görebilir.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece bir nokta bile kitabın tanrısal oluşu iddiasını tartışmaya açar. Çünkü, gördüğümüz her şeyi eşsiz bir düzende tasarlayarak yarattığı söylenen bir tanrının sözlerinde tutarsızlık, anlaşılmazlık, yanlışlık, saçmalık yer alıyorsa, o tanrı hayali üzerine kurulan bütün anlatımlar anında çöker.

Bu durum, bir tanrının olmadığını değil; söz konusu tanrının olmadığını, insanlar tarafından uydurulduğunu gösterir. Bir tanırının yokluğunu zaten aklı çalışan her kişi, kitaplara gerek duymadan görebilir.

bir Tanrının olmaması gerektiğini iddia etmek için öncelikle çalışan bir aklı durdurmak gerek :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'daki tekrarların sebeplerinin biri de Kitab'ın bildiğimiz kitap şeklin de değilde "HİTAB" şeklinde peyder pey indirilmesidir.

23 yıl da indirilmiş bir söz grubunu iki kapağı olan bir cilte sıkıştırırsanız böylesi tekrarlar okuyucuyu haliyle düşündürür.

Zira, okuyucunun bir kaç saatte okuduğu 40-50 sayfalık metin vahiy süresi muhtemelen 3-5 yıl gibi bir süreydi.

Bir çok ayet, o zamanki Arap toplumunda ortaya çıkan sorunlar üzerine ne yapılması gerektiğini anlatır. Adeta ısmarlama ayetlerdir. Peygamber bir türlü gitmek bilmeyen ziyaretçilerinden sıkılır, kendi söyleyemez, pat arkasından Allah (si si) "Ben söylemekten çekinmem, dağılın lan!" ayetini indirir. Peygamber, evlatlığının boşadığı karıya sulanır, bunu açıklamaktan çekinir, arkasından pat "İnsanlardan değil, benden çekinmeliydin. Hadi nikahınızı ben kıydım," ayeti iner.

E tabii hal böyle olunca, Allah (si si) istese kaşla göz arasında habibinin kalbine üfleyebileceği ayetleri böyle 23 yılda taksit taksit indirir. Siz de bunu tevil etmek için takla atıp durursunuz.

tarihinde asinar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bir Tanrının olmaması gerektiğini iddia etmek için öncelikle çalışan bir aklı durdurmak gerek :)

Bir tanrının olmadığını iddia etmiyoruz, bildiriyoruz. Akıldan dem vuracağınız zaman, nelere inandığınızı bir gözden geçirmenizde fayda var. Belki bu konuda konuşmak için, en azından sizin için epey erken olduğunu farkedebilirsiniz.

Sizin hayali tanrınızın var olmadığının siz dahi farkındasınız. Yani allah da olsa herkes her şeyi beceremeyebilir, bunlara takılmayalım diyen sizsiniz. Kendi tanrınızın varlığına inanmaya devam edebilmek için, tanrınızın yegane dinini anlatan kitabın, kötü düzenlenmiş, bir tanrıya yakışmayacak uydurmalar, hatalar ve çelişkiler ile dolu olduğunu görmezden gelmek için uğraşıyorsunuz. Diğer dinlerin tanrıları da benzer şekildedir, rahat olun. Bunların hepsi uyduruk kitaplarına, yazıtlarına bakılarak, insan uydurması olduğu rahatça görülebilecek masalların figürleridir.

Geriye şu soru kalır. Peki bu uyduruk figürler dışında, gerçekten bir tanrı var mıdır?

Gerçekten bir tanrı varsa ve insanlar ile iletişime geçmişse, bu dinlerdeki tanrıcıklar gibi kepaze edilmeyi kabul eder mi? Ederse, insanlar ile iletişime geçmesinin amacı nedir? Bir tanrı neden beceriksiz, akılsız, cahil olarak görünmeyi ister?

Gerçekten bir tanrı varsa ve insanlar ile iletişime geçmiş, fakat öğretileri kaybolmuşsa bu tanrı gene dinlerdeki tanrılar kadar beceriksiz ve öğretilerini korumaktan aciz değil midir? Bu durumda buna tanrı denilebilir mi? Lan oğlum alemi yarattın ama bir sözünü korumaktan acizsin denilmez mi?

Gerçekten bir tanrı varsa ve insanlar ile iletişime geçmemişse, bu insanların tanrıdan nasıl haberi olabilir? sizinle asla iletişime geçmeyen bir tanrıdan nasıl haberdar olabilirsiniz, nasıl onun içinde olduğu hikayeler anlatabilirsiniz?

Basitçe: tanrı varsa ve insanlar ile iletişime geçmişse, sözlerini korumaktan acizdir; bu da evreni kayıpsız olarak yaratan tanrının sözlerini kayıpsız kılmaktan aciz olduğunu, yani aslında böyle bir tanrının olmadığını gösterir.

Tanrısal bir varlık varsa ve insanlar ile iletişime geçmemişse, zaten insanlar bu tanrının varlığından herhangi bir şekilde haberdar olamayacağı için, insanların tanrıya dair bütün inançları yanlıştır, dolayısı ile insanın inanabileceği bütün tanrılar ancak onun hayal gücünün ürünlerinden ibarettir ve doğal olarak tanrı diye bir şey yoktur.

Bakınız, basitçe akıl yürütmek bile bir tanrının olamayacağını göstermektedir. Bir tanrıya inanmak içinse bunları düşünmezsiniz, kerameti sakaldan ibaret soytarıların masallarına inanırsınız, olur biter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir Tanrının olmaması gerektiğini iddia etmek için öncelikle çalışan bir aklı durdurmak gerek :)

Akıl mı dedin? Arapların masallarına, zırvalarına inanmak mı akıl? Yok yani, hangi mantıkla arapların palavralarını gerçek kabul edebiliyorsunuz? Nedir bu araplara olan güveniniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...