bir_akil_insan 0 Mart 18, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 18, 2015 gönderildi Medeni hukukta ayni sekilde hesapliyor, bu konuda rahat olabilirsin. Örnegin Isvicre Miras Hukuku da ayni sekilde düzenlenmistir. Mecburu/zorunlu pay orani vardir, o cocuklar ve dul ese verilir, geri kalan ise tekrar yeniden 100 de olur vs. Ne yazık ki uyduruk kitabınızı olumlamak için açıkça yazılı olan ayetleri görmezden geliyorsunuz. Buna bir de başka ülkelerin kanunlarını örnek veriyorsunuz ki: aman diyeyim, allahınız çarpar ağzınıza yüzünüze. Maide 44: ... Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirdir. Bu yüzden, boşuna başka ülkelerin kanunlarını anlatmayın. Müslümancılık oynayacaksanız, uyduruk ayetlerinize göre oynayın, kafanıza göre değil. Şimdi gelelim çarpıtmanıza. Uyduruk kitabınızda miras dağılımını şu şekilde detaylandırıyor. Nisa 11 Allah, evlâdınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onun. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu yok da anasıyla babası mîrasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah'tan farzdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir. Nisa 12 Çocukları yoksa zevcelerinizin, kalan mallarının yarısı sizindir. Çocukları varsa, vasiyeti yerine getirilip borcu ödendikten sonra dörtte biri sizin. Çocuğunuz yoksa sizden kalanın dörtte biri zevcelerinizin, çocuğunuz varsa, kalan maldan, vasiyet ettiğiniz şey yerine getirilip borcunuz ödendikten sonra sekizde biri onların. Mîras, çocuğu ve babası olmayan bir erkeğe, yahut kadına aitse ve onun da erkek, yahut kız kardeşi varsa her birinin hakkı, altıda birdir. Bunlar birden fazlaysa, mîrasçının vasiyeti yerine getirilip borcu ödendikten sonra kalan malın üçte birine ortak olurlar ve kimsenin de zarar görmemesi gerekir. Allah tarafından size öğüttür ve Allah her şeyi bilir, ceza vermede acele etmez. Dikkatli okuyun, dönüp dönüp gene okuyun. Burada hiçbir zaman biri payını aldıktan sonra kalanın üzerinden dağıtım yapılmamaktadır. Bu ayetlerde daima, dağıtılacak mirasın tamamı üzerinden pay belirtilmektedir. Boşuna: kalanın şu kadarı, ondan sonra kalanın bu kadarı, gibi ucuz sözcük hilelerine girişmeyin. Bu sahtekarlıkları müslümanlar yer, hilelerinize burada alıcı bulamazsınız. Müslümanlar anlamakta zorlanabilirler, açıklama olarak: dağıtılacak mirasın tamamı: borçlar ödenip, vasiyetler yerine getirildikten sonra kalan mirastır. Tabii burada bonus kepazelik olarak da, allah sandığınız Muhammed'in: borçlar ödenip, vasiyetler yerine getirldikten sonra kalan ifadesini dönüp dönüp söylüyor olmasıdır. Bu da böyle bir kutsal metin işte. Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 18, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 18, 2015 gönderildi Tabii burada bonus kepazelik olarak da, allah sandığınız Muhammed'in: borçlar ödenip, vasiyetler yerine getirldikten sonra kalan ifadesini dönüp dönüp söylüyor olmasıdır. Bu da böyle bir kutsal metin işte. acelecilik iyi değil. Kuranın nasıl berbat bir anlatım tarzı olduğunu gösteren bu tekrarlar, bir yandan da sahtekar müslümanların: biri payını aldıktan sonra kalanı paylaştırıyor, yalanının da önüne geçiyor. Çünkü hep borçlar ödenip, vasiyetler yerine getirildikten sonra kalanı paylaştıracağını söyleyip duruyor. Kuranın en müthiş mucizesi: onları yalancı çıkartan ayetler sayesinde, her seferinde, onu ve islamı kurtarmaya çalışanların ağzına yüzüne pislemesi olsa gerek. Link to post Sitelerde Paylaş
Dindarr 0 Mart 19, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) Ne yazık ki uyduruk kitabınızı olumlamak için açıkça yazılı olan ayetleri görmezden geliyorsunuz. Buna bir de başka ülkelerin kanunlarını örnek veriyorsunuz ki: aman diyeyim, allahınız çarpar ağzınıza yüzünüze. Maide 44: ... Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirdir. Bu yüzden, boşuna başka ülkelerin kanunlarını anlatmayın. Müslümancılık oynayacaksanız, uyduruk ayetlerinize göre oynayın, kafanıza göre değil. Şimdi gelelim çarpıtmanıza. Uyduruk kitabınızda miras dağılımını şu şekilde detaylandırıyor. ..... sahtekar müslümanların: biri payını aldıktan sonra kalanı paylaştırıyor, yalanının da önüne geçiyor. Çünkü hep borçlar ödenip, vasiyetler yerine getirildikten sonra kalanıpaylaştıracağını söyleyip duruyor. Kuranın en müthiş mucizesi: onları yalancı çıkartan ayetler sayesinde, her seferinde, onu ve islamı kurtarmaya çalışanların ağzına yüzüne pislemesi olsa gerek. Miras doğrudan doğruya paylara bölünmiycek demiştim. Sen Mirasın doğrudan paylara bölüneceğini söylüyorsun Kuran ortada! buyrun bakalım öyle mi yazıyor Kuran Kerimde ... Nisa 11 de Başlangıçta Allah: mâ terake : bıraktığı şey (Bölünmemiş Mirasın) diyor bıraktığı şeyin üçte ikisi onlarındır ve eğer br tek kadınsa, o zaman yarısı onundur ma terake: bırıktığı şeyin bundan sonra Allah şöyle diyor Altıda bir pay anne ve babanındır Mimma (min ma) terake: Bıraktığı Şey(den)..(den) demek bir kısmı oluyor bütün değil yani Bölünmüş olan şeyden) ..................... Demeki Miras : ilk önce doğruan Çocuklara pay edilecek bölünecek, bölündükten sonra kalan şeyden ana babaya eşe hisselere ayrılacaktır Hadi canım bunları öğrende gel Kuranı kerime dil uzatan cahiller daiama tepelenmiştir ve tepelenecektir Kuranın en büyük mucizesini gördün mü? kimin yüzüne çarptı? kimin ağzını yüzünü öpü verdi hahaah İşte Kuran işte Saltanatı nasılda kendisine dil uzatanları bozu verdi. bütün ateistlerin öne sürdüklerini yıkı verdi Şuna katiyetle inanın ki: piyasada Kuranda Miras hatası var diye çıkanlar Ateist potansiyeli taşıyan halkı: O kadar aptal o kadar cahil sanıyorlar ki. bu çıkışı pek rahat yapmayı kendilerinde görüyorlar ferah ferah bunlara ne desek inanırlar, bunlar cühela diyor cühela hakikatten öyle müslüman bir kimsenin atesit olması imkansızdır.. Atesit olmanın nedeni: Kuranı anlamak hiç istememekte yatıyor anlayamamakta değil anlamasını bilememekte değil Anlamak hiç istememekte yatıyor saygılarımı sunar hepinize güzel günler dilerim esenlikle kalın iyi günler efendim bizi izleme devam edin ateistdüşünce artık sende ve bu yazıyı okuyan herkes de anlamıştır ki Kuranı kerimde Miras doğrudan doğruya paylara bölünmüyor İlk Önce çocuklar İçin Miras bölünüyor sonra Mim ma (min ma) Kalan ŞEYDEN altıda bir yada yada dörtte bir vs şeklinde hisselere paylara bölünüyor Yine Şampiyon Kuran Mart 19, 2015 tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dindarr 0 Mart 19, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) Erkeğin beyninde yok sanki? Hadi be, ne para kazanıyordu? Para kazansaydı amcası Ebu Talip'in kızı ile evlenirdi, Ebu Talip sen benim kızımı ne ile geçindireceksin diye kızını vermemiş Muhammed'e. Herkesi kendin gibi cahil mi sanıyorsun? Muhammed parasızlıktan 25 yaşına kadar evlenecek kadın bile bulamadı, yaşıtları 13-14 yaşında evlenip çoluk çocuğa karışırken. En sonunda hatice gibi 40 yaşına gelmiş, dul bir kadının yanına iç güveysi gitti. Hatice ile iş ortağıymış, sen onu külahıma anlat, Muhammed Hatice'nin yanında çalışıyordu, herhangi bir işçi gibi. Kuran'da bile ayet var, biz seni fakir bulup zengin yapmadık mı diye. İslama hased eden düşmanların sözü ile islama dil uzatıyorsunuz sen bunlara nasıl inanıyorsun hayret Hazreti Ebutalibin peygamberimiz için yaptıklarını bilmiyor musun? bunları senin inanman bu uydurmalardan medet umman sen ne kadar aciz bicare olduğu gösteriyor : Duha süresi peygamberimizin üzülen gönlünü yapmak için Allah tarafında indirilmiştir Ayette haticenin malı ile zengin etmedik mi diye bir şey yazmıyor bunu uyduranlar cahil mealciler Ayet peygamberimizin gönülü yapmak için inmişse nasıl böyle bir konuşma ile peygamberimizin gönlünü yapmış olur Allah ayetteki fakirlik hakka karşı fakirliktir Fakirliğimle övünürüm demesi Halk karşı çok gani Hakka karşı ise çok fakir olduğunu bildirmektir.. Allahta ben seni insalar içinde en fakir bulup Gına-i zatim ile teccelli edip zengin etmedin mi demektir. Kalb zenginliğinden bahsetmemektedir.. duha suresinin mealini veriyorum iyi oku rabbin sana sen razı oluncaya kadar vericektir (peygamberimiz diyor ki: ben herkesi kurtarıcam! Allah bana ben razı oluncaya kadar vericek) o halde ne olur yetimi kahretme: Buradaki yetim Allahtır Allah hey yavrum hey! peygamberimiz: ben herkesi kurtarıcam diyor ama Allah ne olur şu iki sınıfı affet deme bana diyor ne olur diyor yetime kahretme sen affet dersen affederim ama ne olur affet deme diyor bende affet diyemem Allaha yüzüm yok diyor bu iki sınıftan biri: kadın hakkı üzerinde olanlardır... onlarıda affet Allahım! istiyorum razı değilim bu kadarla diyemiycek peygamberimiz Mart 19, 2015 tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
ateistdusunce 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi ateistdüşünce artık sende ve bu yazıyı okuyan herkes de anlamıştır ki Kuranı kerimde Miras doğrudan doğruya paylara bölünmüyor İlk Önce çocuklar İçin Miras bölünüyor sonra Mim ma (min ma) Kalan ŞEYDEN altıda bir yada yada dörtte bir vs şeklinde hisselere paylara bölünüyor hala metematik haklı 10 tl para var diyelim Önce üç kız çocuklarina 2/3 u 10.2/3=6.6....6 Kalan anne (1/6) baba(1/6) ve eşe (1/2) 10-6,6=4,4 tl kalan 1/6+1/6+1/2=5/6 yapar ama olması gereken 6/6 dir yani 6/6=1 pay ve payda eşit olmazsa miras bölünemez 5/6 nin eşit dağılımı yoktur hala görmüyorsun Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) Miras doğrudan doğruya paylara bölünmiycek demiştim. Sen Mirasın doğrudan paylara bölüneceğini söylüyorsun Kuran ortada! buyrun bakalım öyle mi yazıyor Kuran Kerimde ... Nisa 11 de Başlangıçta Allah: mâ terake : bıraktığı şey (Bölünmemiş Mirasın) diyor bıraktığı şeyin üçte ikisi onlarındır ve eğer br tek kadınsa, o zaman yarısı onundur ma terake: bırıktığı şeyin bundan sonra Allah şöyle diyor Altıda bir pay anne ve babanındır Mimma (min ma) terake: Bıraktığı Şey(den)..(den) demek bir kısmı oluyor bütün değil yani Bölünmüş olan şeyden) Bıraktığı şeyden kısmını nasıl oldu da bölünmüş olan olarak çevirdiniz? Burada açıkça ayetinizi çarpıttığınızın farkında mısınız ? Allahınız üzülmesin sakın? Bakın: Ömer gibi, Muhammed'in peçeteciliğini yapmış, aynı kaptan yeyip, aynı deveyi düzmüş bir adam bile çıkıyor diyor ki: burada asıl miras paylaştırıldığı için hesaplar tutmaz. Siz, okuduğunu anlamaktan aciz, anadili Ömer gibi arapça olmayan bir Türkiyeli, çıkıp diyorsunuz ki: hayır orada kalandan bahsediyor. Ömer'in kim olduğunu bilmiyorsanız, iyi araştırın. Burada anlattıklarınız sadece sizin uydurmanızdır. Arap aşıkları, araplara anadillerini öğretmeye çalışıyor. Kepazelik diz boyu. Mart 19, 2015 tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dindarr 0 Mart 19, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) Bıraktığı şeyden kısmını nasıl oldu da bölünmüş olan olarak çevirdiniz? Burada açıkça ayetinizi çarpıttığınızın farkında mısınız ? Allahınız üzülmesin sakın? Bakın: Ömer gibi, Muhammed'in peçeteciliğini yapmış, aynı kaptan yeyip, aynı deveyi düzmüş bir adam bile çıkıyor diyor ki: burada asıl miras paylaştırıldığı için hesaplar tutmaz. Siz, okuduğunu anlamaktan aciz, anadili Ömer gibi arapça olmayan bir Türkiyeli, çıkıp diyorsunuz ki: hayır orada kalandan bahsediyor. Ömer'in kim olduğunu bilmiyorsanız, iyi araştırın. Burada anlattıklarınız sadece sizin uydurmanızdır. Arap aşıkları, araplara anadillerini öğretmeye çalışıyor. Kepazelik diz boyu. sen cahilsin vallahi billahi cahilsin bak yemin ettim Kuranda Allah: mirası doğrudan paylara bölmediğini görünce anlayınca dank edince şok olup, cevap veremeyince nasıl açiz kalıyorsun hemen Uyduranlara koşuyorsun Min: tebiz içindir yani bir kısmından demektir bütününden değil yani senin anlayacağın Nisa 11: üçte ikisi onlarındır ve eğer bir tek kadınsa, o zaman yarısı onundur mâ terake : bıraktığı şey (Bölünmemiş Mirasın) Ve Anne babanındır Altıda bir pay Mimma (min ma) terake: Bıraktığı Şey(den)..(den) demek bir kısmı oluyor bütün değil yani Bölünmüş olan şeyden mirastan) ...... EBU HANEFİYE böyle uydurma Ömerden hadisler geldiğinde bırakın bu şeytan işlerini demiştir.. Çünkü bunları ömeri Osmanı Aliyi şahit edenler tarafından Uydurulduğunu çok iyi biliyordu Mart 19, 2015 tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
BabyKnightt 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi sen cahilsin vallahi billahi cahilsin bak yemin ettim Kuranda Allah: mirası doğrudan paylara bölmediğini görünce anlayınca dank edince şok olup, cevap veremeyince nasıl açiz kalıyorsun hemen Uyduranlara koşuyorsun Min: tebiz içindir yani bir kısmından demektir bütününden değil yani senin anlayacağın üçte ikisi onlarındır ve eğer bir tek kadınsa, o zaman yarısı onundur mâ terake : bıraktığı şey (Bölünmemiş Mirasının) bundan sonra Allah şöyle diyor Anne babanındır Altıda bir pay Mimma (min ma) terake: Bıraktığı Şey(den)..(den) demek bir kısmı oluyor bütün değil yani Bölünmüş olan şeyden) ...... EBU HANEFİYE böyle uydurma Ömerden hadisler geldiğinde bırakın bu şeytan işlerini demiştir.. Çünkü bunları ömeri Osmanı Aliyi şahit edenler tarafından Uydurulduğunu çok iyi biliyordu Eger surekli olarak kalan mirasa gore bolusme olursa en sonunda miras artar. Yani 10 liranin x/y si buna, kalanin m/v si suna derseniz geriye hep artan bir miras olacaktir. Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi sen cahilsin vallahi billahi cahilsin bak yemin ettim Kuranda Allah: mirası doğrudan paylara bölmediğini görünce anlayınca dank edince şok olup, cevap veremeyince nasıl açiz kalıyorsun hemen Uyduranlara koşuyorsun Min: den demektir: buda bir şeyin tamamı değil, o şeyin bir kısmından demektir ALTIDA BİRİ ANA ve BABANINDIR ! ...... EBU HANEFİYE böyle uydurma Ömerden hadisler geldiğinde bırakın bu şeytan işlerini demiştir.. Çünkü bunları ömeri Osmanı Aliyi şahit edenler tarafından Uydurulduğunu çok iyi biliyordu Yalancısınız müslüman. Bakınız; sizi ilmi ile dövecek insanlar bu ayeti nasıl çevirmiş. Nisa 12 de yine sizi rezil kepaze etmektedir. Çünkü Nisa 12'de dönüp dönüp borçlar ödendikten sonra kalanın şu kadarı diye söylemektedir. Müslümanların açıkça yalan söylemeleri pek güzel; onların ne mal olduğunu biz anlatınca bu kadar inandırıcı olamayabiliyor. Nisa 11: Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, evlâdınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onun. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu yok da anasıyla babası mîrasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah'tan farzdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir. Adem Uğur : Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir. Ahmed Hulusi : Allâh, evlatlarınız hakkında size (şöyle) vasiyet ediyor: Erkeğin payı, iki kadının payı kadardır. . . Eğer (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (o takdirde) onlar için (miras bırakan) ne terk etti ise, onun üçte ikisidir; eğer (mirasçı) bir tek (kadın) ise, mirasın yarısı onundur. . . Eğer miras bırakanın (ana-babası yanı sıra) çocuğu varsa, ana-babanın her birine mirasın altıda biri verilir; şayet hiç çocuğu yok, sadece ana-babası kendisine vâris olmuşsa, (bu takdirde) anasına mirasın üçte biri düşer (babasına da kalan üçte ikisi). . . Eğer (miras bırakanın) kardeşleri varsa, anasının (miras payı), yaptığı vasiyetten ve borcundan sonra (kalanın) altıda biridir. . . Babalarınız ve oğullarınız (var). . . Mirasınıza hangileri daha lâyıktır, siz bilemezsiniz. (İşte bu yüzden bunlar) Allâh'tan bir farîza. . . Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir. Ahmet Tekin : Allah evlâtlarınız arasındaki miras taksimini size şöyle emrediyor. Erkeğe kadının payının iki mislidir. Çocuklar ikiden fazla kadın ise, murisin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer varis bir tek kadınsa, terekenin yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, bıraktığı mirastan, ana-babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da, ana babası ona vâris olmuşsa, anasının payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir düşer. Bütün bu paylar, ölenin yaptığı vasiyet ve borçlar terekeden düştükten sonra hesap edilir. Babalarınızdan ve oğullarınızdan hangisinin, dünyada dua ederek ve hayır yaparak, âhirette şefaat ederek size daha faydalı olacağını bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından belirlenmiş, meşrû kılınmış hükümlerdir. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır. Ahmet Varol : Allah size çocuklarınız hakkında, bir erkeğe iki kızın payını vermenizi tavsiye etmektedir. [2] Eğer ikiden fazla kız iseler ölenin geriye bıraktığı malın üçte ikisi onlarındır. [3] Eğer sadece bir kızsa mirasın yarısı onundur. Eğer ölenin geride çocuğu varsa bıraktığı mirastan anne ve babanın her birine altıda bir pay verilir. Çocuğu yoksa ve anne babası ona mirasçı oluyorsa o zaman annenin payı üçte birdir. Eğer kardeşleri varsa anneye verilecek pay altıda birdir. Bu (paylaştırma) ölenin yaptığı vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borcunun ödenmesinden sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduklarını bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından farz olarak konulan hükümlerdir. Allah ilim sahibidir, hakimdir. Ali Bulaç : Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah'tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. Ali Fikri Yavuz : Allah, evlâdınızın mirastaki durumu hakkında size şöyle emrediyor: Çocuklardan erkeğe, iki dişi payı kadar vardır. Eğer çocukların hepsi dişi olmak üzere ikiden fazla iseler onlara ölünün terk ettiği malın (terikenin) üçte ikisi ve eğer dişi tek ise onda yarısı var. Ölünün ana-babası için, eğer çocuğu varsa, her birine terikesinden altıda bir, fakat çocuğu yoksa ve ölüye yalnız ana ve babası varis oluyorsa, anasına üçte bir vardır. (Geriye kalan, babanın hakkıdır). Eğer ölenin kardeşleri varsa annesinin hissesi altıda birdir. (Bu hükümler), ölünün borcu ödenip, yaptığı vasiyyeti yerine getirildikten sonradır. Babalarınız ve oğullarınız, bilmezsiniz ki, dünya ve ahiret için hangisi size fayda bakımından daha yakındır. Bu hisseler, Allah’dan birer farîzedir. Allah veresenin derecelerini hakkıyla bilici ve onların hisselerini takdirde emir ve hükmedicidir. Bayraktar Bayraklı : Allah size, çocuklarınızın alacağı miras hakkında, erkeğe kadının payının iki katını tavsiye eder. Kız çocuklar ikiden fazla iseler, ölenin geriye bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk tek bir kız ise mirasın yarısı onundur. Ölenin bir erkek çocuğu varsa, geriye bıraktığı malından anne babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da anne babası ona vâris oluyorsa, annesine üçte bir düşer. Eğer ölenin bir kız kardeşi varsa, annesinin payı altıda birdir. Bu hükümler, ölenin yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar Allah’ın koyduğu haklardır. Şüphesiz Allah bilendir; hikmet sahibidir. Bekir Sadak : Allah cocuklariniz hakkinda, erkege iki disinin hissesi kadar tavsiye eder. Eger kadinlar ikinin ustunde ise, birakilanin ucte ikisi onlarindir; sayet bir ise yarisi onundur. Ana babadan her birine, olenin cocugu varsa yaptigi vasiyetten veya borcundan arta kalanin altida biri, cocugu yoksa, anasi babasi ona varis olur, anasina ucte bir duser. Kardesleri varsa, altida biri annesinindir; babalariniz ve ogullarinizdan menfaatce hangisinin size daha yakin oldugunu siz bilmezsiniz. Bunlar Allah tarafindan tesbit edilmistir. Dogrusu Allah bilendir, Hakim olandir. Celal Yıldırım : Allah, çocuklarınız hakkında (mîras konusunda) şunu tavsiye eder, (ilâhî hükümlerini bildirir): Erkeğe, iki dişi payı vardır. Dişiler ikiden fazla ise, (erkek kardeşleri de yoksa) terekenin üçte ikisini alırlar. Dişi bir tane ise, (yine erkek kardeşi de yoksa) terekenin yarısı onundur. Eğer ölenin çocuğu varsa, ana-baba-dan her birine altıda bir hisse verilir. Ölenin çocuğu yoksa, ana-babası da kendine mîrasçı bulunuyorsa, anasına üçte bir, (geriye kalanı babasına) verilir. Ölenin kardeşleri varsa, anası altıda bir alır. Bütün bunlar, ölenin yaptığı vasiyyeti ve üzerindeki borcu yerine getirildikten sonradır. Babalarınızdan ve çocuklarınızdan hangisinin fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. (Belirlenen paylar) Allah'tan bir farizadır. Allah bilendir ve yegâne hikmet sahibidir. Diyanet İşleri : Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Diyanet Vakfi : Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir. Edip Yüksel : ALLAH size çocuklarınız hakkında öğütte bulunuyor. Erkek, kadının iki katı pay alır. Mirasçılar sadece kadın olup iki kişiden fazla iseler terekenin üçte ikisi onlarındır. Çocuk sadece bir kadınsa terekenin yarısı onundur. Ölen kişi ardında çocuk bırakmışsa, ana ve babasının her birisine altıda bir düşer. Çocuğu yok da kendisine sadece ana ve babası varis oluyorsa bu durumda annesine üçte bir pay düşer. Kardeşi varsa bu durumda annesine altıda bir düşer. Tüm bu paylaşma oranları, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçların ödenmesinden sonra gelir. Analarınız, babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. Bu ALLAH'ın yasasıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir. Elmalılı Hamdi Yazır : Allah size miras taksimi şöyle ferman buyuruyor: Evlâdınızda: Erkeğe iki dişi payı kadar, eğer hepsi dişi olmak üzere ikiden ziyade iseler bunlara terikenin üçte ikisi, ve eğer bir tek kız ise o zaman ona yarısı; ebeveyni için: Her birine ölenin terikesinden altıda bir şayed çocuğu varsa, amma çocuğu yok da anası babası varis bulunuyorsa anasına üçte bir, eğer ölenin kardeşleri de varsa o vakıt anasına altıda bir, hep ettiği vasıyyetten veya borcundan sonra; babalarınız ve oğullarınız bilmezsiniz ki onların hangisi menfaatçe size daha yakındır, bütün bunlar Allahdan birer feriza, her halde Allah alîm, hakîm bulunuyor Fizilal-il Kuran : Çocuklarınızın mirastaki durumu hakkında Allah size şöyle ferman buyuruyor: Erkeğe iki dişinin hissesi kadardır. Eğer kadınlar ikinin üstünde ise bırakılan malların üçte ikisi onlarındır. Şayet tek ise yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana ve babadan her birine bırakılan malın altıda biri. Çocuğu olmayıp da ona ana ve babası mirasçı olduysa üçte biri anasınındır. Kardeşleri varsa o vakit altıda biri anasınındır. Bu hükümler, ölenin borcu ödenip, yaptığı vasiyetler yerine getirildikten sonradır. Siz, babalarınızdan ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar, Allah’tan birer farizadır. Doğrusu Allah; hakkıyla bilen ve Hakim olandır. Gültekin Onan : Çocuklarınız konusunda Tanrı, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne-ve-babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne-ve-baba ona mirasçı ise, bu durumdan annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda birdir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Tanrı'dan bir farzdır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. Hasan Basri Çantay : Allah size (miras hükümlerini şöylece) tavsiye (ve emr) eder: Evlâdlarınız hakkında (ki hüküm) erkeğe, iki dişinin payı mıkdarıdır. Fakat onlar (o evlâdlar) ikiden fazla kadınlar ise (ölünün) bırakdığının (terikenin) üçde ikisi onlarındır. (Dişi evlâd) bir tek ise o zaman (bunun) yarısı onundur. (Ölenin) çocuğu varsa ana ve babadan her birine terikenin altıda biri (verilir). Çocuğu olmayıp da ona ana ve babası mirasçı olduysa üçde biri anasınındır. (Erkek, dişi) kardeşleri varsa o vakit altıda biri anasınındır. (Fakat bütün bu hükümler ölenin) edeceği vasıyyet (in tenfîzin) den veya borç (unun ödenmesin) den sonradır. Siz babalarınızdan ve oğullarınızdan hangisinin, fâide cihetinden, size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bu hükümler ve hisseler) Allahdan birer ferîzadır. Şübhesiz ki Allah hakkıyle bilicidir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir. Hayrat Neşriyat : Allah size çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar (mîras vermenizi)emreder! Artık (çocuklar) ikiden fazla kız iseler, o hâlde (ölenin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Ama (o vâris) bir tek kız ise, bu durumda (mîrâsın) yarısı onundur. Bununla berâber (ölenin) çocuğu varsa, ana-babası için, (o) ikisinden her birine, bıraktığı (mîrâsı)ndan altıda bir düşer. Fakat çocuğu yok da (sâdece) ana-babası ona vâris olursa, artık annesine üçte bir düşer (kalan babasınındır). Fakat kardeşleri varsa, o takdirde ettiği vasiyetten veya borçtan sonra annesine altıda bir düşer.Babalarınız ve oğullarınız; bilmezsiniz ki, onların hangisi fayda bakımından size daha yakındır.(Bütün bunlar) Allah’dan birer farîzadır. Muhakkak ki Allah, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm(her işi hikmetli olan)dır. İbni Kesir : Çocuklarınızın mirastaki durumu hakkında Allah, size şöyle emir buyuruyor: Erkeğe iki dişinin hissesi kadardır. Eğer kadınlar ikinin üstünde ise; bırakılan malların üçte ikisi onlarındır. Şayet kız tek ise, yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa; ana ve babadan herbirine bırakılan malın altıda biri; çocuğu olmayıp da ona ana ve babası mirasçı olduysa; üçte biri, anasınındır. Kardeşleri varsa; o vakit, altıda bir anasınındır. Bu hükümler ölenin borcu ödenip yaptığı vassiyetler yerine getirildikten sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Allah'tan bir fariza olarak. Doğrusu Allah; Alim, Hakim olandır. Muhammed Esed : Çocuklarınız(ın varisliği) konusunda Allah size (şunu) emreder: Erkek, iki kadının hissesine eşit (bir miktar) alacaktır; ama ikiden fazla kadın varsa, onlara, (ebeveynlerinin) geride bıraktıklarının üçte ikisi verilecektir; sadece bir tane varsa, onun yarısını alacaktır. (Ölenin) anne-babasına gelince, geride bir çocuk bırakması durumunda, her biri terekenin altıda birini alacaktır; ama hiç çocuk bırakmamışsa ve anne-babası onun (tek) mirasçısı ise, annesi üçte birini alacaktır; eğer (ölenin) erkek ve kız kardeşleri varsa, o zaman annesine, yapmış olduğu herhangi bir vasiyeti veya (ödemek zorunda olduğu) borcu düşüldükten sonra (terekenin) altıda biri verilecektir. Anne-babalarınıza ve çocuklarınıza gelince, hangisinin sizin bırakacağınız fayda ve imkanlara daha layık olduğunu bilemezsiniz. (İşte bu nedenledir) Allah'tan gelen emirler... Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Ömer Nasuhi Bilmen : Allah Teâlâ size evladınız hakkında erkek için, iki dişi hissesi ferman buyuruyor. Eğer dişi olan evlat, ikiden ziyâde ise onlara terekenin üçte ikisi aittir. Ve eğer bir tek kız ise ona da terekenin yarısı verilir ve babasıyla anasından herbiri için de, ölünün çocuğu var ise terekesinde altıda biri vardır. Ve eğer çocuğu yok ve kendisine yalnız babasıyla anası var ise anası için üçte biri aittir. Ve eğer ölünün kardeşleri de var ise, anasına altıda biri verilir. Bu hisselerin böyle verilmesi, ölünün vaktiyle yapmış olduğu vasiyetinden ve borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınız bilmezsiniz ki hangileri sizin için menfaatçe daha yakındır. Bütün bunlar Allah Teâlâ tarafından birer farîzedir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ herhalde alîmdir, hakîmdir. Ömer Öngüt : Çocuklarınızın mirastaki durumu hakkında Allah size şöyle emrediyor: Erkeğe iki kadın payı kadar pay vardır. Eğer çocukların hepsi kadın olup ikiden çok iseler, mirasın üçte ikisi onlarındır, şayet tek ise yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birine terikeden altıda bir, eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris oluyorsa, anasına üçte bir düşer. (Kalan da babasının hakkıdır). Eğer ölenin kardeşleri varsa, o vakit altıda biri anasınındır. Bu hükümler, ölenin borcu ödenip, yaptığı vasiyetler yerine getirildikten sonradır. Babalarınızdan ve oğullarınızdan menfaatça hangisinin size daha yakın olduğunu siz bilemezsiniz. Bu sehimler Allah tarafından tesbit edilip size farz kılınmıştır. Şüphesiz ki, Allah hakkıyla bilici, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir. Şaban Piriş : Allah, çocuklarınız hakkında, bir erkeğe iki kadının payı kadar tavsiye eder. Eğer kadınlar ikiden çok olursa, onlara mirasın üçte ikisi şayet bir tek kız ise, o zaman yarısı onundur. Ana babaya gelince; ölenin çocuğu varsa her birine altıda bir; çocuğu yok da mirasçısı ana ve babası ise üçte biri anasınındır. Kardeşleri de varsa, altıda biri anasınındır. (Bütün bu hükümler) ölünün vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borcunun ödenmesinden sonradır. Babalarınızın ve oğullarınızın hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar, Allah tarafından (belirlenmiş) birer farzdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmetle yapandır. Suat Yıldırım : Miras konusunda, Allah çocuklarınız hakkında şöyle emreder: Erkeğin hakkı, kadının hissesinin iki mislidir. Şayet kadınların sayısı ikiden fazla ise onlar terikenin üçte ikisini alırlar. Eğer kız evlat tek ise terikenin yarısını alır. Anne babaya gelince, ölenin çocuğu varsa, onun terikesinden her birine altıda bir hisse vardır. Eğer çocuğu yoksa ve kendisine ana babası vâris oluyorsa annesine üçte bir hisse vardır. Şayet ölenin kardeşleri varsa, ölenin yaptığı vasiyetin ifasından ve borcunun ödenmesinden sonra annenin hissesi altıda birdir. Anne babanız ile evlatlarınızdan hangisinin size daha faydalı olacağını siz bilemezsiniz. Bunlar Allah’ın koyduğu farzlardır. Allah muhakkak ki alîm ve hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir). Süleyman Ateş : Allâh size, çocuklarınız(ın alacağı mirâs) hakkında, erkeğe kadının payının iki katını tavsiye eder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer (çocuk) yalnız bir kadınsa (mirâsın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, bıraktığı mirâsta ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir. (Bu hükümler, ölenin) Yapacağı vasiyyetten, ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar, Allâh'ın koyduğu haklardır. Şüphesiz Allâh bilendir, hikmet sâhibidir. Tefhim-ul Kuran : Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman da annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah'tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. Ümit Şimşek : Çocuklarınız hakkında Allah size şunu emrediyor: Erkek çocuğa iki kız hissesi vardır. Çocukların hepsi kız ise ve ikiden fazla ise, mirasın üçte ikisi onların olur. Sadece bir kız çocuk ise, mirasın yarısı ona aittir. Ölenin çocuğu varsa, ölenin anne ve babasından herbirine mirastan altıda bir hisse vardır. Ölenin çocuğu olmaz da sadece anne ve babası ona mirasçı olursa, annenin hissesi üçte birdir. Ölenin kardeşleri de varsa, annenin hissesi altıda bir olur. Bu hüküm, ölenin yaptığı vasiyetin yerine getirilmesinden ve borçların ödenmesinden sonra kalan mal içindir. Anne ve baba yahut evlâtlarınızdan hangisinden size fayda geleceğini siz bilemezsiniz. Bu şekildeki hisse dağıtımı size Allah tarafından farz kılınmıştır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyi hikmetle yapar. Yaşar Nuri Öztürk : Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Link to post Sitelerde Paylaş
T.TAŞPINAR 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi http://www.yenimucizeler.com/bunlari-biliyor-muydunuz/kurandaki-matematik-hatasi-iddiasi-ve-bu-iddianin-gecersizligi-t74.0.html AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMALARI OKUYUNCA İTİRAZ EDİLEBİLECEK BİR NOKTANIN KALMADIĞINI GÖRECEKSİNİZ. HATA İDDİASININ GEÇERSİZLİĞİ VE KANITLARIYukarıda bahsedilen iddianın temel noktası,ayetlerde sözü geçen oranların her halükarda ve hangi mirasçılarla beraber olurlarsa olsunlar mirasçılara verilmesi gereken minimum miras payları olarak kabul edilmesidir. Peki, Kuran-ı Kerim’in lafzından ve biraz derinlemesine incelemeyle çıkarılan anlamından bu kabulü destekleyen veriler çıkarılabilir mi? Yoksa tam tersi bir durum mu söz konusudur?Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer,anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır. Peki , iddia ettiğimiz bu kriterin Kuran-ı Kerim’deki dayanağı nedir?Nisa 176:Diyanet İşleri Meali : Senden fetva istiyorlar. De ki: “Allah, size “kelâle” (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler, (erkek kardeşin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.Bu konuda gösterilebilecek en önemli delil Nisa:176 ayetindeki “Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur (yani mirasın tamamı ona kalır)” ifadesidir. Bu ayette “kelale” olanların mirasçılarının alacakları paylar açıklanmaktadır. Kelale kelimesi “anne-babası ve çocukları olmayan” ya da “babası ve çocukları olmayan” şeklinde açıklanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz ifade de sadece ölen kız kardeşin “erkek kardeşi” mirasçı olarak sayılmıştır. Hem de mirasın tamamına yani 1/1 ine sahip olacağı bildirilmiştir. Kelale kavramı ana-baba ve çocukların bulunmadığı bir durumu kapsar. Ancak, ölen kız kardeşin “eşinin” mirasçı olarak bulunamayacağı anlamına gelmez. Eşinin ya da başka herhangi bir mirasçının bulunmadığı da ayrıca belirtilmez. Burada eğer ki, erkek kardeşin mirasçılığıyla ilgili ifadeden, sadece erkek kardeşin mirasçılığından bahsedildiği için, “bir tek, erkek kardeşin bulunduğu durumda” mirasın tamamını alabileceğini kabul etmezsek, sağ kalan erkek eşin (kocanın)de miras hakkının bulunduğu bir durumda mirasın tamamının erkek kardeşe verileceğini kabul etmek zorunda kalırız. Oysa ki Nisa:12 ayetindeki “Eğer çocukları yoksa , karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir” hükmü gereği, bulunması olası bir mirasçı olan kocanın da mirastan ½ oranında pay alma hakkı olabilecektir. . Yani, 176.ayetteki ilgili hükümden, “sadece erkek kardeşin bulunduğu ve başka mirasçının bulunmadığı bir durumda” mirastan 1/1 pay alacağını kabul etmez isek, açık bir şekilde kendi içerisinde çelişen bir durumun ifade edilmiş olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Kız kardeşin miras bırakan olduğu ve erkek kardeşin mirasçı olduğu “her durumda”, erkek kardeşin mirasın tamamını alacağını kabullenirsek, sağ kalan kocasının miras hakkını çok açık bir şekilde ihlal eden bir hükmün varlığını kabul etmemiz gerekir. Bu da mantıklı düşünceye uygun değildir. Kuran’a inananların bakış açısından bakarsak da, Kuran-ı Kerim’in böyle çelişkili bir düzenleme getirdiği sonucuna gideriz, bu da inanan kişiler için kabul edilebilir değildir…Aynı şekilde yine 176.ayette geçen “Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.” İfadesinden anlaşılacağı üzere erkek ve kız kardeşlerin bir arada mirasçı oldukları bir durumda, “mirasın tamamını”, erkeklere kızların iki katı pay verilmesi suretiyle dağıtmak gerekecektir. Burada da bulunması mümkün olan (kelale kavramına dahil olmadığı için) bir mirasçı yani sağ kalan eş söz konusudur. Ölen kardeşin cinsiyetine göre bu mirasçı koca veya hanım eş olacak ,bu duruma göre de ½ ya da ¼ pay hakkı olabilecektir. Ancak yukarıda da açıkladığımız gibi sadece ilgili hükümde ifade edilen mirasçıların var olduğu bir durumda geçerli olan oranlar olduğunu kabul edersek böyle bir sorun da kalmayacaktır. Link to post Sitelerde Paylaş
Ben Masumum 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi Şimdi o değil de. Kuranda zaten miras hatası yapıldığı kesin. Hata yapılmasa Ömer üzerinde düzeltme yapmazdı payda değiştirme suretiyle. Benim kafama takılan. Allahın, ya da bu örnekte Muhammedin neden miras paylaşımını düzenlemek için hükümler indirme gereksinimi duyduğu. Kuran tanrı sözüyse bu ayrı bir açıklama gerektirir. Muhammed sözüyse yine açıklama gerektirir. Yani sen katrilyon dünya büyüklüğündeki yıldızları sicim gibi diz. Git çöldeki araplar parayı nasıl paylaşsın onu açıkla. Muhammed ise daha ayrı mevzu. Sana ne kim mirası nasıl paylaşıyo. Anan yok baban yok kızkardeşin yok. Miras kanunu eklemişsin. Ne ayak. Müslüman arkadaşlara da ateist arkadaşlara da soruyorum. Kitapta neden miras ile ilgili şeyler var? Ciddi soruyorum. şu sorunun da sorulması gerek, inanç nedir? akademik olarak inanç tanımı nedir? neleri kapsar? neye inanılır? neye "inanılamaz"? (yani neler inanç çerçevesine girmez) islam benden inanç talep ediyor. kuran'ın tanrı kelamı olduğuna inanmayanları yakmakla tehdit ediyor. ama kuranın ciddi bir kısmı hukuk kurallarıyla dolu (cinsellikle ilgili kısımlarını, hakaret ve küfürlerini falan hiç karıştırmıyorum bile) şimdi, hukuk kuralına inanılır mı? bu önemli bir soru. kavramsal olarak inancın sınırlarını nasıl çizaceğiz? hangi kavramlar inanç ekseninde değerlendirilemez? bunu önce bi belirlememiz gerek. mesela ben bugün islam'a inanmaya niyetlendim diyelim. ama bana göre "hukuk kanununa inanmak" diye bir kavram olmaz. saçma bir kavram hatası bu. ne yapacaz şimdi? tabi ki bu soruya birçok müslüman arkadaş peşin olarak şöyle cevap vereceklerdir: "kurana sadece inanman değil, aynı zamanda orda yazanları uygulaman isteniyor" çok güzel. tam olarak söylemek istediğim buydu. düşünmemiz gereken nokta da bu. hukuk kanunu-kuralı devlet ile ilgili bir kavramdır. demek ki burada olay inançtan ibaret değil. demek ki islam'ı anlatırken cicili-bicili göstermek için kullandığınız: "islam bize iyi olmamızı öğütler, güzel insan ol der, vs vs.." tarzı göz boyayıcı konuşmalarınız yeterli değil. bu laflar islam'ı tam olarak anlatmıyor. insan sadece inanç ile müslüman olamaz. aynı zamanda da devlet ile iligli bir takım düzenlemeleri kabul etmeli. bunu da ekleyin müslümanlık tanımınıza. müslüman olabilmek için bu devlet kanunlarını kabul etmelisin deyin. deyin ki olayın ne olduğu daha net anlaşılsın. kainatı yaratan "insani özelliklere sahip, küfredebilen varlık" bizi bir takım devlet kurallarını kabul etmediğimiz taktirde (inanmadığımız demiyorum dikkat) sonsuza kadar yakmakla tehdit ediyor. hımm.. Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi http://www.yenimucizeler.com/bunlari-biliyor-muydunuz/kurandaki-matematik-hatasi-iddiasi-ve-bu-iddianin-gecersizligi-t74.0.html AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMALARI OKUYUNCA İTİRAZ EDİLEBİLECEK BİR NOKTANIN KALMADIĞINI GÖRECEKSİNİZ. HATA İDDİASININ GEÇERSİZLİĞİ VE KANITLARI Yukarıda bahsedilen iddianın temel noktası,ayetlerde sözü geçen oranların her halükarda ve hangi mirasçılarla beraber olurlarsa olsunlar mirasçılara verilmesi gereken minimum miras payları olarak kabul edilmesidir. Peki, Kuran-ı Kerim’in lafzından ve biraz derinlemesine incelemeyle çıkarılan anlamından bu kabulü destekleyen veriler çıkarılabilir mi? Yoksa tam tersi bir durum mu söz konusudur? Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer,anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır. Peki , iddia ettiğimiz bu kriterin Kuran-ı Kerim’deki dayanağı nedir? Nisa 176: Diyanet İşleri Meali : Senden fetva istiyorlar. De ki: “Allah, size “kelâle” (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler, (erkek kardeşin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. Bu konuda gösterilebilecek en önemli delil Nisa:176 ayetindeki “Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur (yani mirasın tamamı ona kalır)” ifadesidir. Bu ayette “kelale” olanların mirasçılarının alacakları paylar açıklanmaktadır. Kelale kelimesi “anne-babası ve çocukları olmayan” ya da “babası ve çocukları olmayan” şeklinde açıklanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz ifade de sadece ölen kız kardeşin “erkek kardeşi” mirasçı olarak sayılmıştır. Hem de mirasın tamamına yani 1/1 ine sahip olacağı bildirilmiştir. Kelale kavramı ana-baba ve çocukların bulunmadığı bir durumu kapsar. Ancak, ölen kız kardeşin “eşinin” mirasçı olarak bulunamayacağı anlamına gelmez. Eşinin ya da başka herhangi bir mirasçının bulunmadığı da ayrıca belirtilmez. Burada eğer ki, erkek kardeşin mirasçılığıyla ilgili ifadeden, sadece erkek kardeşin mirasçılığından bahsedildiği için, “bir tek, erkek kardeşin bulunduğu durumda” mirasın tamamını alabileceğini kabul etmezsek, sağ kalan erkek eşin (kocanın)de miras hakkının bulunduğu bir durumda mirasın tamamının erkek kardeşe verileceğini kabul etmek zorunda kalırız. Oysa ki Nisa:12 ayetindeki “Eğer çocukları yoksa , karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir” hükmü gereği, bulunması olası bir mirasçı olan kocanın da mirastan ½ oranında pay alma hakkı olabilecektir. . Yani, 176.ayetteki ilgili hükümden, “sadece erkek kardeşin bulunduğu ve başka mirasçının bulunmadığı bir durumda” mirastan 1/1 pay alacağını kabul etmez isek, açık bir şekilde kendi içerisinde çelişen bir durumun ifade edilmiş olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Kız kardeşin miras bırakan olduğu ve erkek kardeşin mirasçı olduğu “her durumda”, erkek kardeşin mirasın tamamını alacağını kabullenirsek, sağ kalan kocasının miras hakkını çok açık bir şekilde ihlal eden bir hükmün varlığını kabul etmemiz gerekir. Bu da mantıklı düşünceye uygun değildir. Kuran’a inananların bakış açısından bakarsak da, Kuran-ı Kerim’in böyle çelişkili bir düzenleme getirdiği sonucuna gideriz, bu da inanan kişiler için kabul edilebilir değildir… Aynı şekilde yine 176.ayette geçen “Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.” İfadesinden anlaşılacağı üzere erkek ve kız kardeşlerin bir arada mirasçı oldukları bir durumda, “mirasın tamamını”, erkeklere kızların iki katı pay verilmesi suretiyle dağıtmak gerekecektir. Burada da bulunması mümkün olan (kelale kavramına dahil olmadığı için) bir mirasçı yani sağ kalan eş söz konusudur. Ölen kardeşin cinsiyetine göre bu mirasçı koca veya hanım eş olacak ,bu duruma göre de ½ ya da ¼ pay hakkı olabilecektir. Ancak yukarıda da açıkladığımız gibi sadece ilgili hükümde ifade edilen mirasçıların var olduğu bir durumda geçerli olan oranlar olduğunu kabul edersek böyle bir sorun da kalmayacaktır. Ve Ömer de zaten yalancı ya da gerizekalıdır ki, avliye diye bir şey uydurmuş; doğru mu? Araplara, arapçayı öğretme hevesiniz nedendir? Miras sistemi aynen okuduğumuz gibi olmasa, anadili arapça olan, bizzat Muhammed ile kıç tokuşturmuş olan araplar neden avliye ve reddiye gibi sistemler uydurmak zorunda kalsınlar? Nasıl oluyor da, söylenene göre Muhammed ile birlikte yaşamış, onunla beraber hükmetmiş, onunla beraber kanun koymuş olanların koyduğu kanun ve kuralları onlardan daha iyi biliyorsunuz? Nasıl oluyor da bu adamların yazdığı kuranı onlardan daha iyi anlıyorsunuz? Müslüman kafası ne kadar gülünç. Adamlar dini uyduranları reddedip, dine sahip çıkıyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
ateistdusunce 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi Ve Ömer de zaten yalancı ya da gerizekalıdır ki, avliye diye bir şey uydurmuş; doğru mu? Araplara, arapçayı öğretme hevesiniz nedendir? Miras sistemi aynen okuduğumuz gibi olmasa, anadili arapça olan, bizzat Muhammed ile kıç tokuşturmuş olan araplar neden avliye ve reddiye gibi sistemler uydurmak zorunda kalsınlar? Nasıl oluyor da, söylenene göre Muhammed ile birlikte yaşamış, onunla beraber hükmetmiş, onunla beraber kanun koymuş olanların koyduğu kanun ve kuralları onlardan daha iyi biliyorsunuz? Nasıl oluyor da bu adamların yazdığı kuranı onlardan daha iyi anlıyorsunuz? Müslüman kafası ne kadar gülünç. Adamlar dini uyduranları reddedip, dine sahip çıkıyorlar. sayın akıl insan zaten yazının alt kısmını okursanız mutlaka erkek çocuk olmalı ..bi erkek çocuk yapın der gibi bi ifade çıkıyor buyrun Aynı şekilde yine 176.ayette geçen Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır. İfadesinden anlaşılacağı üzere erkek ve kız kardeşlerin bir arada mirasçı oldukları bir durumda, mirasın tamamını, erkeklere kızların iki katı pay verilmesi suretiyle dağıtmak gerekecektir. Burada da bulunması mümkün olan (kelale kavramına dahil olmadığı için) bir mirasçı yani sağ kalan eş söz konusudur. Ölen kardeşin cinsiyetine göre bu mirasçı koca veya hanım eş olacak ,bu duruma göre de ½ ya da ¼ pay hakkı olabilecektir. Ancak yukarıda da açıkladığımız gibi sadece ilgili hükümde ifade edilen mirasçıların var olduğu bir durumda geçerli olan oranlar olduğunu kabul edersek böyle bir sorun da kalmayacaktır. Link to post Sitelerde Paylaş
T.TAŞPINAR 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi Ve Ömer de zaten yalancı ya da gerizekalıdır ki, avliye diye bir şey uydurmuş; doğru mu? Araplara, arapçayı öğretme hevesiniz nedendir? Miras sistemi aynen okuduğumuz gibi olmasa, anadili arapça olan, bizzat Muhammed ile kıç tokuşturmuş olan araplar neden avliye ve reddiye gibi sistemler uydurmak zorunda kalsınlar? Nasıl oluyor da, söylenene göre Muhammed ile birlikte yaşamış, onunla beraber hükmetmiş, onunla beraber kanun koymuş olanların koyduğu kanun ve kuralları onlardan daha iyi biliyorsunuz? Nasıl oluyor da bu adamların yazdığı kuranı onlardan daha iyi anlıyorsunuz? Müslüman kafası ne kadar gülünç. Adamlar dini uyduranları reddedip, dine sahip çıkıyorlar. "Ve Ömer de zaten yalancı ya da gerizekalıdır ki, avliye diye bir şey uydurmuş; doğru mu?" demişssiniz..Benim yukarıda anlattıklarımdan sonra böyle bir yargıya hangi akıl vehangi mantıkla varabildiğini anlamak mümkün değil.. Yukarıda da belirttiğim şu ifadelere dikkat edin: "Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer,anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır. " Dikkat edersiniz yeni bir oranlama hesabıyla hisseler hesaplanabilecektir diyorum ve bunun gerekçelerini yukarıda verdiğim adreste de ayrıntısıyla açıklıyorum. Sonuçta avliyye -reddiye gibi oranlama yöntemlerine başvurulması Kuran'a göre zaten doğal ve gereklidir... Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) "Ve Ömer de zaten yalancı ya da gerizekalıdır ki, avliye diye bir şey uydurmuş; doğru mu?" demişssiniz..Benim yukarıda anlattıklarımdan sonra böyle bir yargıya hangi akıl vehangi mantıkla varabildiğini anlamak mümkün değil.. Yukarıda da belirttiğim şu ifadelere dikkat edin: "Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer,anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır. " Dikkat edersiniz yeni bir oranlama hesabıyla hisseler hesaplanabilecektir diyorum ve bunun gerekçelerini yukarıda verdiğim adreste de ayrıntısıyla açıklıyorum. Sonuçta avliyye -reddiye gibi oranlama yöntemlerine başvurulması Kuran'a göre zaten doğal ve gereklidir... Avliye ve reddiyenin doğal ve gerekli olmasının nedeni açıkça hesap hatalarının olmasıdır. Hesap hataları vardır ki bu yöntemler ortaya çıkmıştır. Hesap hatalarının olmasının nedeni ise, söylediğiniz gibi sadece o şartlara uygun olarak payların hesap edilmemesidir. Yani kuranı uyduranlar ve uygulayanlar, sizin hayal ettiğinizin aksine, sadece belirtilen koşullara göre değil, elde olan şartlara göre uygulamaya kalkmış ve hesapların tutmadığını görmüş. Çünkü, hayali tanrıları insanları yaratırken oluşturduğu durumları, miras hesabındaki koşullar haline dönüştürmekten acizmiş. Örneğin Bir adamın ölüp de, sadece 3 kız, 1 eş, anne ve baba bırakması halini allah hesap edemediği için, kuranda da koşul olarak belirtmemiş. Doğal olarak müslümanlar bu gibi durumları kurandan çıkartmaya çalışmışlar ve avliye, reddiye doğmuş. Halbuki bu durumun yaratıcısı da yine allahtır. Yani adamın öleceğini ve geriye bu insanları bırakacağını ta insanları yaratmadan önce belirlemiş olan allahın kendisi iken, buna uygun kural vermemiş olması ayrı bir güldürü unsurudur. Kuranı kurtarmaya çalışırken, onu başka yerlerden batırıyorsunuz. Müslümanların içinde bulundukları en bariz ikilem budur. Diyorsunuz ki, bu kurallar sadece belirtilen koşullar için geçerlidir ve o koşullarda uygulandığında işe yarar. Bu durumda allahınız'ın diğer bütün koşulları göz ardı ettiğini, bu yüzden de diğer bütün koşullarda haksızlık yapılması gerektiğine hükmettiğini söylüyorsunuz. Avliyede bütün paylar yanlıştır. Sonra yine diyorsunuz ki: allah bu gibi durumları eksik bırakmış. Ama kuran diyor ki: biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (enam 38) Lütfen kitabınızı iyi okuyun, dikkatli okuyun. İyilik, güzellik sunduğunu sandığınız kitabın tamamen arap uydurması olduğunu görün. Sadece Nisa 11, 12 ve 176 gibi, aynı konuda olup da birbirini takip etmeyen sayılara sahip ayetlerin varlığı bile kuranın, allah diye her şeyi bilen bir varlığın değil, günden güne gelişen olaylara göre kural uyduran arapların ürünü olduğunu gösterir. Nisa 176: senden fetva istiyorlar, de ki ... Allah hiçbir şeyi eksik bırakmıyor ama insanlar eksiklik görüyor ki fetva istiyorlar. Meğer allah yarattığı insanlardan kaynaklanan bir miras durumunu önceden görememiş ki, insanlar fetva istemek durumunda kalmışlar. Muhammed ölmeseydi, miras durumu olasılıklarına göre daha kaç ayet inecekti? Muhammed bütün miras durumlarına yeterli ayetler uyduramadan ölmüş ki, yani miras konusu hala eksik ki, avliye reddiye gibi şeyler uydurmak gerekmiş. Hani kuran eksiksizdi? Kuranı nereden tutarsanız tutun, elinizde kalır. Lütfen kitabınızı anlayarak okumaya çalışın. Mart 19, 2015 tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
T.TAŞPINAR 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi Avliye ve reddiyenin doğal ve gerekli olmasının nedeni açıkça hesap hatalarının olmasıdır. Hesap hataları vardır ki bu yöntemler ortaya çıkmıştır. Hesap hatalarının olmasının nedeni ise, söylediğiniz gibi sadece o şartlara uygun olarak payların hesap edilmemesidir. Yani kuranı uyduranlar ve uygulayanlar, sizin hayal ettiğinizin aksine, sadece belirtilen koşullara göre değil, elde olan şartlara göre uygulamaya kalkmış ve hesapların tutmadığını görmüş. Çünkü, hayali tanrıları insanları yaratırken oluşturduğu durumları, miras hesabındaki koşullar haline dönüştürmekten acizmiş. Örneğin Bir adamın ölüp de, sadece 3 kız, 1 eş, anne ve baba bırakması halini allah hesap edemediği için, kuranda da koşul olarak belirtmemiş. Doğal olarak müslümanlar bu gibi durumları kurandan çıkartmaya çalışmışlar ve avliye, reddiye doğmuş. Halbuki bu durumun yaratıcısı da yine allahtır. Yani adamın öleceğini ve geriye bu insanları bırakacağını ta insanları yaratmadan önce belirlemiş olan allahın kendisi iken, buna uygun kural vermemiş olması ayrı bir güldürü unsurudur. Kuranı kurtarmaya çalışırken, onu başka yerlerden batırıyorsunuz. Müslümanların içinde bulundukları en bariz ikilem budur. Diyorsunuz ki, bu kurallar sadece belirtilen koşullar için geçerlidir ve o koşullarda uygulandığında işe yarar. Bu durumda allahınız'ın diğer bütün koşulları göz ardı ettiğini, bu yüzden de diğer bütün koşullarda haksızlık yapılması gerektiğine hükmettiğini söylüyorsunuz. Avliyede bütün paylar yanlıştır. Sonra yine diyorsunuz ki: allah bu gibi durumları eksik bırakmış. Ama kuran diyor ki: biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (enam 38) Lütfen kitabınızı iyi okuyun, dikkatli okuyun. İyilik, güzellik sunduğunu sandığınız kitabın tamamen arap uydurması olduğunu görün. Sadece Nisa 11, 12 ve 176 gibi, aynı konuda olup da birbirini takip etmeyen sayılara sahip ayetlerin varlığı bile kuranın, allah diye her şeyi bilen bir varlığın değil, günden güne gelişen olaylara göre kural uyduran arapların ürünü olduğunu gösterir. Nisa 176: senden fetva istiyorlar, de ki ... Allah hiçbir şeyi eksik bırakmıyor ama insanlar eksiklik görüyor ki fetva istiyorlar. Meğer allah yarattığı insanlardan kaynaklanan bir miras durumunu önceden görememiş ki, insanlar fetva istemek durumunda kalmışlar. Muhammed ölmeseydi, miras durumu olasılıklarına göre daha kaç ayet inecekti? Muhammed bütün miras durumlarına yeterli ayetler uyduramadan ölmüş ki, yani miras konusu hala eksik ki, avliye reddiye gibi şeyler uydurmak gerekmiş. Hani kuran eksiksizdi? Kuranı nereden tutarsanız tutun, elinizde kalır. Lütfen kitabınızı anlayarak okumaya çalışın. "Kuranı kurtarmaya çalışırken, onu başka yerlerden batırıyorsunuz. Müslümanların içinde bulundukları en bariz ikilem budur. Diyorsunuz ki, bu kurallar sadece belirtilen koşullar için geçerlidir ve o koşullarda uygulandığında işe yarar. Bu durumda allahınız'ın diğer bütün koşulları göz ardı ettiğini, bu yüzden de diğer bütün koşullarda haksızlık yapılması gerektiğine hükmettiğini söylüyorsunuz. Avliyede bütün paylar yanlıştır." diyorsunuz.. Matematikte bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyene ulaşma için kullanılan "denklem" yöntemi vardır..Eğer ki mirasla ilgili ayetlerden elimizde olan verilerden yani bilinenlerden bilinmeyene ulaşıp denklemi çözmek mümkün olmasaydı haklı olabilirdiniz..Tüm ihtimallerin tek tek sayılıp miras oranlarının belirlenmesine gerek yoktur..Biraz akılla bu işler çözülebiliyor ama sizin aklınız bu işlere bir türlü ermiyor.. Link to post Sitelerde Paylaş
Dindarr 0 Mart 19, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) Eger surekli olarak kalan mirasa gore bolusme olursa en sonunda miras artar. Yani 10 liranin x/y si buna, kalanin m/v si suna derseniz geriye hep artan bir miras olacaktir. Bu başlığı ben açtım! ilk yazımı okudun mu? okuduysan sürekli miras bölünmüyor babaya veriliyor yazıyor Feraizde yani islam miras hukukun da böyle Hadisi şerif: Sende malında babanındır hadisi şerif: "Miras paylarını, hak sahiplerine veriniz. Kalan miktar, en yakın erkek hısımındır" hadisi Şerif: "Ferâiz (miras hukuku) ilmini öğreniniz ve onu insanlara öğretiniz. Çünkü o, ilmin yarısıdır, unutulur ve o, ümmetinden kaldırılan ilimlerin ilki olacaktır" sana yazıyorum çünkü sen hiç değilse inat etmeyip düşünüyorsun ve Kuranda Miras ayetinin başlangıcında ilk önce zekere ve unsa diyerek Çocuklardan başladığını ve çocuklar içinde de Erkeğe en büyük pay verildiğine dair bilgiyi defalarca Elmalı hamdi yazırın yazısını yazmıştım yani miras ma terake ile bırakılan şeyler Çocuklar varsa Çocuklara bölünecek Ondan kalan miktar mimma (min ma) Terake ile anaya babaya ve eşe hissesi nisbetinde bölünecek Kalan miktarda erkek çocuk yoksa baba varsa babaya verilecektir.. sen hiç değilse Mirasın ilk önce çocuklara bölünüp pay ediltikten sonra kalan miktarın diğer mirasçılara bölüneceğini gördün ve kabul ettin ama diğerleri Bunu gördüler dank etti kurana dil uzatamayacapını anladılar. bu sefer uydurmalara sarıldılar Mezhebimizin İmamı Ebu Hanefi : Ömerin içtihadlarını söyleyenlere bırakın bu şeytan işlerini demiştir Çünkü hazreti Ömeri Osmanı Aliyi, Hüseyni ölüreneler Eshedu En la ilahe ilallah ve eşhedu enne muhammeden resüllah diyenler ve öğle namazı kazaya kalıcak cabuk başını kesin huseynin diye dövünen insalardır ve bunlara Ebu hanefi zamanında sahabe ve tabiin deniliyordu Onun için Mezhebimizin İmamı Ebu Hanefi diyor ki: Allah ve resulündan gelen bilgiyi olduğu gibi kabul ederim sahabeden geleni düşünür seçer kabul ederim hele tabiinde geleni ise bende onlar gibi (bende tabiindenim) içtihad ederim düşünür düşünür işime gelirse kabul ederim buyurmuşlardır İcmayı tamamen red etmişlerdir Mart 19, 2015 tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) "Kuranı kurtarmaya çalışırken, onu başka yerlerden batırıyorsunuz. Müslümanların içinde bulundukları en bariz ikilem budur. Diyorsunuz ki, bu kurallar sadece belirtilen koşullar için geçerlidir ve o koşullarda uygulandığında işe yarar. Bu durumda allahınız'ın diğer bütün koşulları göz ardı ettiğini, bu yüzden de diğer bütün koşullarda haksızlık yapılması gerektiğine hükmettiğini söylüyorsunuz. Avliyede bütün paylar yanlıştır." diyorsunuz.. Matematikte bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyene ulaşma için kullanılan "denklem" yöntemi vardır..Eğer ki mirasla ilgili ayetlerden elimizde olan verilerden yani bilinenlerden bilinmeyene ulaşıp denklemi çözmek mümkün olmasaydı haklı olabilirdiniz..Tüm ihtimallerin tek tek sayılıp miras oranlarının belirlenmesine gerek yoktur..Biraz akılla bu işler çözülebiliyor ama sizin aklınız bu işlere bir türlü ermiyor.. Akıl kullanılarak ulaşılan yöntem de avliye ve reddiyedir. Burada da bütün hesap tamamı ile matematiksel olarak yanlıştır. Hak olarak da yanlıştır, çünkü avliyede, emredilen paylardan farklı paylar alınır. Akıldan bahsedeceğiniz zaman, en azından aklın ne olduğunu bilmenizi beklerim. Hayali tanrınız -muhammed- kuranda hiçbir şeyin eksik olmadığını söylerken, siz de buna şahitlik ederken, sonraki sözlerinizde olmayanlardan bahsedemezsiniz. Olmayanlardan bahsediyorsanız, kuranda bir şeyler eksiktir. Eksik ya da yanlış kitabın neyini savunuyorsunuz? Kurandaki eksikliğin nedenini de önceki iletimde anlattım. Avliye ve reddiyenin nedeni de, uyduruk tanrınız muhammed'in hesaptan kitaptan anlamadığı halde kesin emirler vermeye kalkmasıdır. Tapındığınız araplar öyle beyinsizdir ki, örneğin: mirasın 2/3ü çocuklar ve eşlere, gerisi de kalan 1. ve 2. derece akrabalara üleştirilir; miras bölünemez malsa, satılır, parası paylaştırılır, şartlara uygun mirasçı yoksa, sadaka olarak el konur demekten acizdirler. Sizin tanrı sandığınız bu beyinsiz araplar, benim iki dakikada tek tümcede hallettiğim hesabı yapmaktan acizken, sizin bunları savunmaya kalkmanız ayrı bir rezalettir. Mart 19, 2015 tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dindarr 0 Mart 19, 2015 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi (düzenlendi) RAPOR SONUÇU : Kuranı Kerimde Miras hatası yok! (uydurulan) Rivayetlerde Miras hatası var. NOKTA Atesitler : Mirası doğrudan doğruya pay ediyorlar (2/3+1/6+1/6+1/8=27/24) yanlış! bunuda rivayetlere dayandırıyorlar yine yanlış Çünkü Kuranda yazan: Min: tebiz içindir yani bir kısmından demektir bütününden değil Nisa 11: üçte ikisi onlarındır ve eğer bir tek kadınsa, o zaman yarısı onundur mâ terake : bıraktığı şeyler (Bölünmemiş Mirasın) Ve Anne babanındır Altıda bir pay Mimma (min ma) terake: Bıraktığı Şeyler(den)..(den) demek bir kısmı oluyor bütün değil yani Bölünmüş olan şeyden mirastan) Yani ilk önce Miras çocuklar için pay edilecek! ondan kalan miktar ana baba ve eşe hissesi nisbetinde bölünecektir Mart 19, 2015 tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
BabyKnightt 0 Mart 19, 2015 gönderildi Raporla Share Mart 19, 2015 gönderildi Bu başlığı ben açtım! ilk yazımı okudun mu? okuduysan sürekli miras bölünmüyor babaya veriliyor yazıyor Feraizde yani islam miras hukukun da böyle Hadisi şerif: Sende malında babanındır hadisi şerif: "Miras paylarını, hak sahiplerine veriniz. Kalan miktar, en yakın erkek hısımındır" hadisi Şerif: "Ferâiz (miras hukuku) ilmini öğreniniz ve onu insanlara öğretiniz. Çünkü o, ilmin yarısıdır, unutulur ve o, ümmetinden kaldırılan ilimlerin ilki olacaktır" sana yazıyorum çünkü sen hiç değilse inat etmeyip düşünüyorsun ve Kuranda Miras ayetinin başlangıcında ilk önce zekere ve unsa diyerek Çocuklardan başladığını ve çocuklar içinde de Erkeğe en büyük pay verildiğine dair bilgiyi defalarca Elmalı hamdi yazırın yazısını yazmıştım yani miras ma terake ile bırakılan şeyler Çocuklar varsa Çocuklara bölünecek Ondan kalan miktar mimma (min ma) Terake ile anaya babaya ve eşe hissesi nisbetinde bölünecek Kalan miktarda erkek çocuk yoksa baba varsa babaya verilecektir.. sen hiç değilse Mirasın ilk önce çocuklara bölünüp pay ediltikten sonra kalan miktarın diğer mirasçılara bölüneceğini gördün ve kabul ettin ama diğerleri Bunu gördüler dank etti kurana dil uzatamayacapını anladılar. bu sefer uydurmalara sarıldılar Mezhebimizin İmamı Ebu Hanefi : Ömerin içtihadlarını söyleyenlere bırakın bu şeytan işlerini demiştir Çünkü hazreti Ömeri Osmanı Aliyi, Hüseyni ölüreneler Eshedu En la ilahe ilallah ve eşhedu enne muhammeden resüllah diyenler ve öğle namazı kazaya kalıcak cabuk başını kesin huseynin diye dövünen insalardır ve bunlara Ebu hanefi zamanında sahabe ve tabiin deniliyordu Onun için Mezhebimizin İmamı Ebu Hanefi diyor ki: Allah ve resulündan gelen bilgiyi olduğu gibi kabul ederim sahabeden geleni düşünür seçer kabul ederim hele tabiinde geleni ise bende onlar gibi (bende tabiindenim) içtihad ederim düşünür düşünür işime gelirse kabul ederim buyurmuşlardır İcmayı tamamen red etmişlerdir 72 lira miras varsa, 2/3 cocuklara yani 48 lira. Geriye 24 lira kaldi. 1/6 anne, 1/6 baba, 1/8 hanimina yani sirasiyla 4,4,3 lira. 24-11=13 lira ve bu kalan para da babaya. boylelikle babaya toplam 17 lira. Ne kadar dengesiz ve kabul edilemez gorunse de boyle bir hesap cok kolay herkes yapabilir. Omer neden avliyeyi icat ettiki? Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts