Jump to content

İslam'da kafa kesme


Recommended Posts

2 hours ago, HATEM said:

Daha dikkatli oku Gösteriyorum.

Bir İnsânın başına ne gelirse İnsân sebeyledir.
Başına yıldırım bile düşse İnsân sebebiyledir.
Başa Gelen her şey, insân sebebiyle dir.
Âhirette ki konumumuzu da insânlara ve Peygamberlere karşı tutum ve davranışlarımız belirler.
Ebedî hayâtımızın artı ya da eksi olmasının belirlenmesinde, 1450 sene önce Hicâz'da ortaya çıkmış bir insân,
Nasıl oluyor da mutlak bir ölçü mutlak bir referans oluyor? Sorusu, Sana Daha önce vermiş olduğum cevâbın ardından sorman gereken soruydu. (Bunu ayrıca cevaplayacağım)

Mes'elenin mantığını anlaman için daha önce verdiğim cevâbı tekrâr yazıyorum.

Sorduğun soru şuydu:
1400 yıl kadar önce Muhammed "Allah adlı bir tanrı beni elçi seçti, bana inanmayan herkesi sonsuza kadar yakacak, bana inanın ve itaat edin, kurtuluşa erin." demiş.
Şimdi böyle bir iddiaya insan neden inanır, nasıl bir mantık kurularak bu iddia doğru kabul edilir?

Konuya bir de şu açıdan bakalım: Her şeyi bilen bir tanrının bir insanı elçi seçip "Şu insanlara söyle,
bana inanıp ibadet etsinler, eğer sana inanmazlarsa onları sonsuza kadar yakacağım." der mi?


Peygamber Efendimizin peygamberliği 1450 sene önce başladı gibi gözükse de,
Hz. Âdem'e daha Rûh üflenmemişken,
Rûh-u Muhammedî Peygamber idi...

Hz. Âdem'den bu yana gelen bütün peygamberler, 124 bin küsûr peygamber,, aslında Allah elçisi Peygamberimiz s.a.v. in elçileridirler.
Diğer bütün peygamberler Peygamber Efendimizin tafsîlâtıdırlar (Açılımıdırlar).
Farklı coğrafya ve farklı zamâlarda zuhûr eden,, Rûh-u Muhammedîden başkası değildir.
Hz. Îsâ'yı veyâ hz. Mûsâ'yı veyâ hz. Nûh'u inkâr eden, Hz. Muhammed'i inkâr etmiş olur.
Mevzû nun başlangıcı 1450 sene önce değil, çok daha öncedir...

Konuya bir de şu açıdan bakalım: Her şeyi bilen bir tanrının bir insanı elçi seçip "Şu insanlara söyle,
bana inanıp ibadet etsinler, eğer sana inanmazlarsa onları sonsuza kadar yakacağım." der mi?


Hakk Teâlâ, Kâinattan ayrı, Kâinâtın dışında, yanında veyâ ötesinde berisinde bir varlık değildir.
Her varlıkta tecellî eden O'ndan başkası değildir.
İsimlerinin tecellî etmesi yönünden,, Çağıran da O'dur, Çağrılan da...
Allah Teâlâ Peygamberlerde Rahmetiyle ()Rahmân ismiyle) tecellî etmiştir.
Diğer insânlarda farklı isimleriyle tecellî eder.
Allah'tan bağışlanma, rahmet ve sığınma isteyenler, Hakk Peygamberin yoluna sevkedilirler.
Allah'tan belâlarını cezâlarını isteyenler de şeytânın yoluna uyarlar.
Fakat, Celîl olan da O'dur. Cemîl olan da...

nasıl bir mantık kurularak bu iddia doğru kabul edilir?

Resûlullah şöyle buyurdu: "Âdem Rûh ile cesed arasındayken ben peygamber idim"
Ahmed b. Hanbel, Buharî, Ebu Nuaym, Tırmızî, Hâkim...

1450 sene önce bağımsız bir şekilde, bağımsız bilgilerle, bağımsız bir ibâdet şekliyle, müstakill arap örf âdetleri ile zuhûr etdiğini vehmettiğin bir peygamberden bahsetmiyoruz.
Senin Domuz tasavvurundaki Bağımsız mantar gibi türemiş bir Peygamber algısının bir gerçekliği yoktur.
Evet, 1450 sene önce, geçmiş peygamberlerden bağımsız, Geçmiş Peygamberlerin yaşadığı vâkıâlardan habersiz,
Geçmiş ümmetlerin ibâdetlerinden ap-ayrı bir ibâdet şekliyle,
Mantar gibi bir peygamberlik iddiâsıyla zuhur eden biri olsaydı, ona inanmayanlar değil "inananlar" yanardı.
Kur'ân, Hristiyânların ve yahûdîlerin mevcûd bilgilerine ilâveten Tafsîlât (detay) veren, önceki kitapları tamâmlayıcı nitelikte bir kitaptır.
Kur'ân,1450 sene önce zuhur etmiş, Önceki Hak kitaplardan bağımsız, müstakill bir kitap değildir.
Ve bunun gibi sayılabilecek bir çok delîl, Hz. Muhammed'in Nûrunun en önce yaratıldığını, Bütün peygamberlerden önceliğini kanıtlar.

İslâmın muhtevâsını, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Peygamberliğini,, Arap ırkı örf ve âdetleriyle sınırlı olduğunu düşünen,,
1450 sene öncesine hasreden her kimse,, Birçok ırka mebsûb müslümânları da "Arabcı" olmakla suçlayan kişiler,
Ap-açık ahmaktır.

Hz. Îsâ ve Hz. Mûsâ dâhil, 124bin küsûr peygamber aslında Rûh-u Muhâmmedî'nin Elçileridirler.
Dolayısıyla bir insân, Diğer Peygamberlerden hangisini İnkâr ederse etsin, akîbeti Cehennem olur.
Peygamberler, Allah'ın Rahmeti olduğu için, İnkâr eden kişi Kendi kendilerini Rahmetin kapsamının dışına çıkarmış olurlar.
İyiliklerle dolu bir insân, Yaptığı iyiliklerin karşılığı olan "Akıl nûru" ile böyle bir yanlışa düşmez veya bu yanlıştan kurtarılır.
Mes'ele, Çöl Ortamı Bedevî Deve falan değildir. Bataklıkta yeşillikte her yerde,
İster Kudüste ister İstanbulda İster Münîhte ol,, seni âid olduğun yere postalar.
Peygamberimiz (S.a.v.) Bir Ölçüdür, Referanstır.
Peygamberimize karşı (veyâ hangi peygamberle muhatab olunmuşsa) Tutum ve davranışın.
Senin Kâinâttaki konumunu belirler.

Cevâp yazısının başında,
1450 sene önce zuhûr etmiş bir insânın nasıl mutlak bir ölçü,, Sonsuz saadet için mutlak bir ölçü ve kıstas olduğunu,, sonra açıklayacağımı belirtmiştim.
Fakat bu tekrâr cevapta bu sorunun da özüne değindim.
Son Peygamberin, "Rahmân" isminin mazhârı olduğunu belirttim.
İşin ilginç tarafı, Her insân, Hakk Teâlânın bir isminin, muhtelif (birbirine karşıt, anlamları zıd) bir isminin mazhârıdır (aynasıdır, kuludur, tecellîgâhıdır.).
Her insânın mazharı olduğu isim bilinirse,
Diğer insânların o kişiye karşı tutum ve davranışları,
Diğer insânların, o ismin niteliğine karşı âlemlerdeki konumlarını belirler.
Her insân, Kulu olduğu isim hangisiyse, o ismin anlamı adına bir ölçü ve kıstastır, belirleyicidir.

 

Sen şimdi bu kadar laf ebeliği ile ne anlattın? Bu mu yani cevabın şu soruya: Bir insanın başka bir insana inanmaması nasıl sonsuza kadar yakılmayı gerektiren bir suç oluyor?

 

Papağan gibi arap yavelerini tekrarlamak cevap mı oluyor?

 

Yahu açık açık desene bu arap bedevisinin kıçından uydurduğu tanrı kendi karakterinin tezahürü olan sapık, manyak, psikopat bir pisliktir diye. Muhammed gibi birisinin kıçından çıkardığı tanrı da bu kadar olur işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Sen şimdi bu kadar laf ebeliği ile ne anlattın? Bu mu yani cevabın şu soruya: Bir insanın başka bir insana inanmaması nasıl sonsuza kadar yakılmayı gerektiren bir suç oluyor?

 

Papağan gibi arap yavelerini tekrarlamak cevap mı oluyor?

 

Yahu açık açık desene bu arap bedevisinin kıçından uydurduğu tanrı kendi karakterinin tezahürü olan sapık, manyak, psikopat bir pisliktir diye. Muhammed gibi birisinin kıçından çıkardığı tanrı da bu kadar olur işte.


Kopyalarken bu kısmı yine makaslamışsın, Bu kısımda ne gördün acaba?
Tezek olduğunu mu gördün?
 

Senin Bir Web Robotu olmadığını insânlara kanıtlaman lâzım, Mantıklı birşeyler yaz artık.
Yoksa Şok mu oldun? Yıllardır yırtınıp durduğun soruların cevâbı karşısında...

 

Sorduğun soruya, Laci lerle cevap vermişim. Bu cevâba inşAllah ilâveler yapacağım.
Bu soruyu kitapta kullanalım inşAllah.


Özetini vereyim, Daha geniş yazacağım, Fetret devrindeki insânlardan da bahsedeceğim.

Konunun temelde peygamberlerle ilgisi yok.
Konu senin ve diğer insânların bizzat kendisiyle, varlık mertebesiyle alâkalı.
Senin serzenişin de aynen bir odunun, serzenişine benziyor.
Odun ile ısınması gereken kişiye, bir odun olarak diyorsun ki; "Beni neden yakıyorsun"?
O da diyor ki; "Sana bir garezim yok, Seni yanıcı olduğun için yakıyorum, Yanıcı olmasaydın ben seni yakmazdım/yakamazdım."
Ey sağ kuyu Odunu, Sobaya sobacıya i'tirâzı bırak, kendine sor; "Ben niye odun oldum, Yakıt oldum"?
Bir peygamber gelse de gelmese de varlık mertebesi yanmayı iktizâ eden yanar.
Varlık merteben yanmayı iktizâ etmiyorsa yanmazsın. Bu durumda cehenneme atılsan bile cehennemi söndürürsün.
Mevzû sende başlar sende biter veyâ bizde başlar bizde biter. Mevzû tâmamıyle kendimiz ile alâkalıdır.
Peygamberin varlığı senin adına bir ölçüden ibârettir.
Peygambere karşı davranışın ile ya Cehenneme yakıt olduğun ortaya çıkar ya da Cehennemin senden kaçtığı bir su veyâ nûr olduğun ortaya çıkar.

İşte bu noktada Peygamberler bir Rahmet Bir yardımcı ve bir kurtarıcı olarak Allah tarafından görevlendirilmişlerdir.

İnşAllah Konuyu biraz daha açıklayacağım.



a- şıkkı: Vatikan imâlâtı Web Robotu musun nesin?
Mantıklı bişeyler yazamıyor musun?
b- şıkkı: Teflon gibi sıkıyı görünce salağa mı yatmaya başladın?

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, mirasyedi said:

"Haram aylar av hayvanlarının yavrularını emzirdiği dönemdir."

 

Bu hangi ayette yazıyor?

Bu ALLAH'ın ayeti mi senin yorumun mu?  :)

 

 

Bu benim, araştırıp ta elde ettiğim bilgidir;

"doğal takvim"e dayanır.

 

DOĞAL TAKViM,

güneşin doğudan gelmesi gibi, "sünnetullah"tır.

Çünkü av hayvanları, DOĞAL TAKViM gereği,

yavrularını yılın belli dönemlerinde dünyaya getirirler.

"Değişmeyen yasa"dır bu.

 

https://animaldiversity.org/accounts/Gazella_gazella/#reproduction

 

Örneğin ceylanlar

yavrularını 

genellikle

Nisan-Mayıs aylarında doğururlar.

 

Mayıstan sonraki aylar EMZiRME dönemidir;

avlanmak işte o zaman haram.

 

Gazella gazella

 

 

Kuzey yarıkürede

21 Haziranda yaşanan en uzun gündüzün belirlediği "haram aylar"ın ilki 

Şehru Ramazândır, ki Kuran'da adı geçen tek aydır (2:185).

 

Ramazan güneşin kavurduğu demektir (yaz sıcağı);

bu adı almıştır çünkü aşırı sıcak günlerin habercisidir.

Teramaz ise Arapçanın kadîm sözlüklerinde

av hayvanlarını öldürmek diye tanımlanyor.

 

http://www.studyquran.co.uk/PRLonline.htm

Ra-Miiim-Dad, s 322, anlam 5.

 

Mâide 94-95'te

haram kılınan budur

ve cezası "oruç"tur,

avcı yaptığı zulmü tadsın diye -li yezûka vebâle emrihî...y with the females usually only have one young per season. Estrous occurs every 18 day and lasts 12-24 hours until the female becomes pregnant. Female gazelles copulate with more then one male. The gestation period is 180 days and offspringBirths usually occur from April to May with the females usually only have one young per season. Estrous occurs every 18 day and lasts 12-24 hours until the female becomes pregnant. Female gazelles copulate with more then one male. The gestation period is 180 days and offsprin

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Uydurulan dindeki sözüm ona "kamerî ay"ların

ayetlerde geçen ve ay demek olan "şehr"ler ile alakası yoktur.

 

12 aylı kamerî yılın ayları

Hz Muhammed'den sonra uydurulmuş olup

takvim denen KAĞIT ÜZERiNDE bulunurlar yalnızca... yani sanaldırlar, nâmevcut

ve o mevsim senin bu mevsim benim gezerler.

Gökte öyle bir ay yok, nâmevcut.

 

"Şehr"ler ise

Allah'ın evreni yarattığı gün var ettiği aylar olup

göktedirler yani gerçektirler

ve mevsim olarak sabittirler.

 

Haram aylar GÖKTE ve göz önündedir

evrenin yaratıldığı günden beri ordalar:

 

Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günde yazdığı üzere

Allah'ın önünde ayların sayılması onikidir

ve dört haramlar onların içindedir... (9:36)

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eleştirmek HERKESiN hakkıdır

ve Kuran'ı eleştirmek ateistlerin hakkıdır,

yeter ki dürüst olunsun;

örneğin "Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün!" cümlesindedeki

haram aylar çıkınca ifadesi görmezden gelinmesin; cümlenin BÜTÜNÜ görülsün.

 

Ve fikir sahibi olmadan önce

bilgi sahibi olunsun;

örneğin Tevbe 5'teki haram aylar nedir, neden önemlidir... bilinsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.02.2020 at 03:18, HATEM said:


Kur'ândaki gerçek anlam, Senin domuz mantığının anladığı şekliyle paralel olsaydı,,
Ya da müslümânlar bu âyet-i kerîmeyi Senin domuz mantığınla aynı paralelde anlamış olsalardı,,
Tekrâr ediyorum,
Müslümânlar, En güçlü zamânlarında,
Meselâ Mekke'yi Fethettikten hemen sonra, Meselâ Yavuz ve Kânûnî zamânlarında,
Âyeti,, Senin domuz mantığının anladığı gibi anlamış olsalardı,
Şu ânda Hicaz da ve Anadolu coğrafyasında kökünüzün kazınmış olması gerekirdi.
Mâdem âyet senin anladığın gibiyse, Müslümânlar en güçlü zamânlarında, Niye kökünüze kadar kazımamışlar?

Sen bu mantık yürütmeyi de anlamassın, mes'eleyi kök kazımaya çekiştirip durursun, ilkel olduğun için...
İlkel olduğun için bak açıklama yapıyorum; Mes'ele kök kazımak değil, 
Âyete verdiğin anlamın, Ne âyet-i indiren ile ne de âyet indirilenlerle bir alâkası olmadığını Mantığa açıklamak...

Senin anladığn şekil doğru olsaydı, Gâvurlara soykırım yapmak îcâb ederdi...
Bak, anlamıyorsun diye kaç kere tekrâr ediyorum.
 

Araplar, Emevi doneminde Turklere yapacaklarini Talkan ve Curcan katliamlari ile zaten yapmislar. Islamiyet tipki Hristiyanlik gibi insanlari katlederek, esir edip pazarlarda satarak, Musluman olmayanlari agir vergilere baglayarak yayilmis bir din. Nasil Afrikada, Avrupali  insanlar, Afrikali insanlari kilictan gecirip, Hristiyanliga gecisten baska care birakmadiysa aynisini Muslumanlar, Afrika ve Asyada yapti. 

 

Bu dinleri savunmak, insan katliamlarini, tecavuzleri, insanlarin kole olarak satilmasini onaylamaktir. Sen ne peygamber ne de Allah gormussun beynin kucuklukten beri oyle yikanmis ki! bu halinle ancak gecmisin palavralarini savunursun. Yazdiklarin sacma bir bilim kurgu filmi senaryosundan ote seyler degil. Zaten kafani Musluman ulkelerden cikarip, bir kac farkli dinden ulkede yasasan kendi soylediklerine kicinla gulersin.

 

Insanlar, Adem ve Hava dan geldigini soylersiniz ama, bu kadar dil in ve din in ortaya nasil ciktigini aciklayamazsiniz. Bu kadar dil in olusu bariz bir sekilde insanlarin farkli bolgelerde ortaya ciktiklarini gosteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, fumes yazdı:

Araplar, Emevi doneminde Turklere yapacaklarini Talkan ve Curcan katliamlari ile zaten yapmislar. Islamiyet tipki Hristiyanlik gibi insanlari katlederek, esir edip pazarlarda satarak, Musluman olmayanlari agir vergilere baglayarak yayilmis bir din. Nasil Afrikada, Avrupali  insanlar, Afrikali insanlari kilictan gecirip, Hristiyanliga gecisten baska care birakmadiysa aynisini Muslumanlar, Afrika ve Asyada yapti. 

 


Laf anlayamayacak, primat seviyesinde câhil birisin. Yukarda bütün yazdıkların yanlış.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, HATEM said:


Kopyalarken bu kısmı yine makaslamışsın, Bu kısımda ne gördün acaba?
Tezek olduğunu mu gördün?
 

Senin Bir Web Robotu olmadığını insânlara kanıtlaman lâzım, Mantıklı birşeyler yaz artık.
Yoksa Şok mu oldun? Yıllardır yırtınıp durduğun soruların cevâbı karşısında...

 

Sorduğun soruya, Laci lerle cevap vermişim. Bu cevâba inşAllah ilâveler yapacağım.
Bu soruyu kitapta kullanalım inşAllah.


Özetini vereyim, Daha geniş yazacağım, Fetret devrindeki insânlardan da bahsedeceğim.

Konunun temelde peygamberlerle ilgisi yok.
Konu senin ve diğer insânların bizzat kendisiyle, varlık mertebesiyle alâkalı.
Senin serzenişin de aynen bir odunun, serzenişine benziyor.
Odun ile ısınması gereken kişiye, bir odun olarak diyorsun ki; "Beni neden yakıyorsun"?
O da diyor ki; "Sana bir garezim yok, Seni yanıcı olduğun için yakıyorum, Yanıcı olmasaydın ben seni yakmazdım/yakamazdım."
Ey sağ kuyu Odunu, Sobaya sobacıya i'tirâzı bırak, kendine sor; "Ben niye odun oldum, Yakıt oldum"?
Bir peygamber gelse de gelmese de varlık mertebesi yanmayı iktizâ eden yanar.
Varlık merteben yanmayı iktizâ etmiyorsa yanmazsın. Bu durumda cehenneme atılsan bile cehennemi söndürürsün.
Mevzû sende başlar sende biter veyâ bizde başlar bizde biter. Mevzû tâmamıyle kendimiz ile alâkalıdır.
Peygamberin varlığı senin adına bir ölçüden ibârettir.
Peygambere karşı davranışın ile ya Cehenneme yakıt olduğun ortaya çıkar ya da Cehennemin senden kaçtığı bir su veyâ nûr olduğun ortaya çıkar.

İşte bu noktada Peygamberler bir Rahmet Bir yardımcı ve bir kurtarıcı olarak Allah tarafından görevlendirilmişlerdir.

İnşAllah Konuyu biraz daha açıklayacağım.



a- şıkkı: Vatikan imâlâtı Web Robotu musun nesin?
Mantıklı bişeyler yazamıyor musun?
b- şıkkı: Teflon gibi sıkıyı görünce salağa mı yatmaya başladın?

 

Laf ebeliği yapmakla, saçma sapan dini masallar anlatmakla soruya cevap vermiş olmuyorsun.

 

Bir insanın başka bir insana inanmaması nasıl sonsuza kadar yakılmayı gerektiren bir suç oluyor?

 

9 hours ago, HATEM said:

İşte bu noktada Peygamberler bir Rahmet Bir yardımcı ve bir kurtarıcı olarak Allah tarafından görevlendirilmişlerdir.

 

Bu peygamber dediğin kerameti kendinden mankul şarlatanlar insanı kimden kurtarıyor acaba? Kendi tasarlayıp yarattığı insanı yakarak mutlu olan sapık, manyak, sadist bir tanrıdan mı?

 

Ulan madem bu tanrı denen zımırtı her şeye kadir, her boku biliyor, hiç bir şeye ihtiyacı yok o zaman ne diye insan yaratıp dünyada bu kadar acıya, vahşete sebep olmuş, tek başına takılmaktan canı mı sıkılmış, bir yerine rahat mı batmış bu sapığın? Durup dururken insan yaratıp sonra da onu yakmanın manası ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, HATEM said:


Laf anlayamayacak, primat seviyesinde câhil birisin. Yukarda bütün yazdıkların yanlış.
 

Hahaha tarih bilgin ilkokul seviyesini asmiyor. Sana Kuteybe nin, Turklere yaptigi eziyetleri okumani oneririm.

tarihinde fumes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Laf ebeliği yapmakla, saçma sapan dini masallar anlatmakla soruya cevap vermiş olmuyorsun.

 

Bir insanın başka bir insana inanmaması nasıl sonsuza kadar yakılmayı gerektiren bir suç oluyor?

 

 

Bu peygamber dediğin kerameti kendinden mankul şarlatanlar insanı kimden kurtarıyor acaba? Kendi tasarlayıp yarattığı insanı yakarak mutlu olan sapık, manyak, sadist bir tanrıdan mı?

 

Ulan madem bu tanrı denen zımırtı her şeye kadir, her boku biliyor, hiç bir şeye ihtiyacı yok o zaman ne diye insan yaratıp dünyada bu kadar acıya, vahşete sebep olmuş, tek başına takılmaktan canı mı sıkılmış, bir yerine rahat mı batmış bu sapığın? Durup dururken insan yaratıp sonra da onu yakmanın manası ne?


Sizin beyinde hangi Lobun eksik olduğunu öğrendim Hakkaten sizde bi sakatlık var. Ateistlerin kafada sakatlık Varmış...
Şu kitapta yazıyor: El Bulga Fi'l-Hikme...
İlgili pasajı aktaracağım.

Papağanı da geçtin sen,
Al sana üç satır. Neye i'tirâzın varsa burdan seç. Anlamadığın yer varsa alıntıla anlatayım.

"Konunun peygamberle ilgisi yok" diyorum. Kaç kere söylemem lâzım. Duyuyor musun?
Seni Cehenneme yakıt yapan Peygamber değil, Kendinsin.
Fetret devrinde de yaşamış olsaydın, Sonuç değişmeyecekti. Kendini yakıt yapmışsan tehlikedesin.

Şimdi farkettim,
Bu sefer sorunda Peygamber yerine insân dediğin için buna bir detay cevap verebilirim.

Çevrende gördüğün cansız bitki ve hayvan dâhil bütün çevre,, Yıldırımlar fırtınalar, ay yıldız güneş dâhil, Hepsi insânın bir parçası olarak iş görürler.
Bir insânın başına gelen her şey,, Daha doğrusu;
Her insânın başına gelen her şey,
Kafasına yıldırım düşmesi, köpek ısırması ve ölüm de dâhil, her şey,,
Dikkat edin,
İnsân sebebiyle ve İnsân aracılığı ile gelir.
Dünyâda böyle olduğu gibi.
Âhirette bize uygulanacak muamelenin mâhiyetini de yine insânlara karşı davranışımız belirler. (Muhteşem konu, çok detay ister)

Biliyorum bunları anlamak zor fakat zerre kadar aklınız olsa sorarsınız ve bu konuları anlamanız için yardımcı olurum.

Her insâna karşı davranışımız, mesâfemiz ve konumumuz. O insân Allah'ın hangi isminin kuluysa, O ismin anlamıyla olan ilişkimizi belirler.
Meselâ, Eğer Peygamber "Rahmân" isminin mazhârıysa, Bizzât âlemlere rahmet için yaratılmışsa.
Bu söylenenler yanlışsa, yalansa, Peygamberi inkâr etmek faydalı olur.
Bu söylenenler doğruysa, Peygamber Allah'ın peygamberiyse,
Bu Peygamberi inkâr,
Konum olarak, Rahmete, Acınmaya, bağışlanmaya çok uzak düşmek
Ateşe yakın olmak anlamına gelir.

İnanmak, statik bir durum değil, akıllı olmak gerekir.
Başını belâdan kurtarmak için
sahtekârlara inanmamak,,
Doğrulara ise İnanmak gerekir.

Fakat Enteresan bir durum vardır.
Sahtekâr adam Doğru adama inanamaz.
Doğru adam da sahtekâra inanamaz.

Sahtekâr sahtekârı çeker, Doğru da doğruyu çeker.

Kişi sevdiği ile birliktedir.
Her kes kendisini sever.
Hiç bir varlık,arada münâsebet olmayan başka varlığı sevemez.

Cimri Cömerti sevmez, sevemez.
Cömert de Cimriyi sevmez, sevemez.
Âlim câhili, câhil âlimi,
Hâkezâ,
Namuslu namussuzu
Namussuz namusluyu sevemez.

Mes'elenin odağında biz varız, kendimiz...
"Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder." (Şûrâ 30)

Zannettiğiniz gibi Tasarlanmış irâdesiz varlıklar değiliz.
Allah (c.c.) bizi bizimle tasarlıyor.
Bizi, Bizimle yaratıyor.
Âlemleri de âlemlerle idâre ediyor.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

5. Tevbe 7'de belirtiliyor ki

müminler,

müşriklerle

Mescidil Haram'da bir AHiD yani ateşkes anlaşması yaptılar.

 

Neden?

 

Çünkü başka nedenler de vardı ama en önemlisi "haram aylar"a girilmişti, 

o aylarda geleneksel olarak büyük pazarlar kuruluyordu. 

Kureyş ilk bahar ve kış mevsimlerinde* uzak ülkelerden satın aldığı malları o pazarlarda kârına satıp ekmek parası kazanıyordu

yani müşrik Kureyşlilerin ve mümin Kureyşlilerin EKMEK TEKNESi idi pazarlar. 

Savaşa ara verilecekti ki insanlar güven içinde alış verişlerini yapsınlar, Kureyşin ekmek teknesi dolsun.

 

__________________________________________________________________________________________________________

 

* Kureyş sûresi:

 

Kureyşe yolu bu evin rabbi açıverdi,

onların kış ve ilkbahar kervanlarına.

Kureyş işte o rabbe ibadet etsin...

açtılar onları o doyurdu, korkuyorlardı güvene o çıkardı.

 

 

Li ilafi kureyş,

ilafihim rıhlateş şitâi ves sayf;

felya'budû rabbe hézel beyt...

ellezî at'amehum min cûin ve émenehum min havf.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Forumun kadrolu kaçıkları, size tavsiyem önce kendi aranızda anlaşmanız.

Arapların ilkel vaatlerine kanıp huri, cennette köşk, şaraplı oturak alemi hayalleriyle burada birtaraflarınızı yırtıyorsunuz ama her biriniz ayrı telden bambaşka islam versiyonlarını tebliğ ediyorsunuz! Forumu takip eden aklı başında insanlar siz kaçıkların hangisine uyması gerekiyor? Artık nasıl bir uyduruk dinse ağına düşürdüğü her meczubun kıçı başı ayrı oynuyor, bulsalar bizden önce birbirlerinin kellesini vurur bu akıl fukaraları..

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Forumun kadrolu kaçıkları, size tavsiyem önce kendi aranızda anlaşmanız.

Arapların ilkel vaatlerine kanıp huri, cennette köşk, şaraplı oturak alemi hayalleriyle burada birtaraflarınızı yırtıyorsunuz ama her biriniz ayrı telden bambaşka islam versiyonlarını tebliğ ediyorsunuz! Forumu takip eden aklı başında insanlar siz kaçıkların hangisine uyması gerekiyor? Artık nasıl bir uyduruk dinse ağına düşürdüğü her meczubun kıçı başı ayrı oynuyor, bulsalar bizden önce birbirlerinin kellesini vurur bu akıl fukaraları..

Kuran temel olarak 600’lü yıllarda Pers-Bizans savaşı sırasında yazılmış sıradan, ilkel bir vaaz silsilesi.. Ne anlattığını Araplar bile anlamıyor. Ya da vahşi kültürlerine uygun bir şekilde anlıyorlar.

Burada ruhunu satmış Arap’tan daha Arap geri beyinliler anladıklarını iddia edip caka satıyorlar. Yazık. Aydınlanma çağı bu solucanlara nasip olmadı!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, HATEM said:


Sizin beyinde hangi Lobun eksik olduğunu öğrendim Hakkaten sizde bi sakatlık var. Ateistlerin kafada sakatlık Varmış...
Şu kitapta yazıyor: El Bulga Fi'l-Hikme...
İlgili pasajı aktaracağım.

Papağanı da geçtin sen,
Al sana üç satır. Neye i'tirâzın varsa burdan seç. Anlamadığın yer varsa alıntıla anlatayım.

"Konunun peygamberle ilgisi yok" diyorum. Kaç kere söylemem lâzım. Duyuyor musun?
Seni Cehenneme yakıt yapan Peygamber değil, Kendinsin.
Fetret devrinde de yaşamış olsaydın, Sonuç değişmeyecekti. Kendini yakıt yapmışsan tehlikedesin.

Şimdi farkettim,
Bu sefer sorunda Peygamber yerine insân dediğin için buna bir detay cevap verebilirim.

Çevrende gördüğün cansız bitki ve hayvan dâhil bütün çevre,, Yıldırımlar fırtınalar, ay yıldız güneş dâhil, Hepsi insânın bir parçası olarak iş görürler.
Bir insânın başına gelen her şey,, Daha doğrusu;
Her insânın başına gelen her şey,
Kafasına yıldırım düşmesi, köpek ısırması ve ölüm de dâhil, her şey,,
Dikkat edin,
İnsân sebebiyle ve İnsân aracılığı ile gelir.
Dünyâda böyle olduğu gibi.
Âhirette bize uygulanacak muamelenin mâhiyetini de yine insânlara karşı davranışımız belirler. (Muhteşem konu, çok detay ister)

Biliyorum bunları anlamak zor fakat zerre kadar aklınız olsa sorarsınız ve bu konuları anlamanız için yardımcı olurum.

Her insâna karşı davranışımız, mesâfemiz ve konumumuz. O insân Allah'ın hangi isminin kuluysa, O ismin anlamıyla olan ilişkimizi belirler.
Meselâ, Eğer Peygamber "Rahmân" isminin mazhârıysa, Bizzât âlemlere rahmet için yaratılmışsa.
Bu söylenenler yanlışsa, yalansa, Peygamberi inkâr etmek faydalı olur.
Bu söylenenler doğruysa, Peygamber Allah'ın peygamberiyse,
Bu Peygamberi inkâr,
Konum olarak, Rahmete, Acınmaya, bağışlanmaya çok uzak düşmek
Ateşe yakın olmak anlamına gelir.

İnanmak, statik bir durum değil, akıllı olmak gerekir.
Başını belâdan kurtarmak için
sahtekârlara inanmamak,,
Doğrulara ise İnanmak gerekir.

Fakat Enteresan bir durum vardır.
Sahtekâr adam Doğru adama inanamaz.
Doğru adam da sahtekâra inanamaz.

Sahtekâr sahtekârı çeker, Doğru da doğruyu çeker.

Kişi sevdiği ile birliktedir.
Her kes kendisini sever.
Hiç bir varlık,arada münâsebet olmayan başka varlığı sevemez.

Cimri Cömerti sevmez, sevemez.
Cömert de Cimriyi sevmez, sevemez.
Âlim câhili, câhil âlimi,
Hâkezâ,
Namuslu namussuzu
Namussuz namusluyu sevemez.

Mes'elenin odağında biz varız, kendimiz...
"Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder." (Şûrâ 30)

Zannettiğiniz gibi Tasarlanmış irâdesiz varlıklar değiliz.
Allah (c.c.) bizi bizimle tasarlıyor.
Bizi, Bizimle yaratıyor.
Âlemleri de âlemlerle idâre ediyor.

 

 

 

Hala soruya cevap yok, ne var, "Beni falan tanrı elçi seçti, bana inanmayan herkesi sonsuza kadar yakacak." diyen bir arap bedevisinin deli saçması iddiasına sıkı sıkıya sarılıp aklı ve mantığı bir kenara bırakarak şuursuzca içi boş laflardan oluşan bir savunma var.

 

Herife "Allah adında bir tanrı beni elçi seçti, bana inanmayan herkesi bir tanrı sonsuza kadar yakacak." diyen bir arap bedevisine inanmamak neden ve nasıl suç oluyor diye soruyorum, herif bu arap bedevisin kıçından çıkardığı zırvaları mutlak doğru kabul edip onun üzerinden akıl ve mantık yürütmeye çalışıyor hala.

 

Gerçi arap eğil deyince eğilen, yeme, içme deyince yemeyen içmeyen bir kuklaya nasıl laf anlatılır ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Hala soruya cevap yok, ne var, "Beni falan tanrı elçi seçti, bana inanmayan herkesi sonsuza kadar yakacak." diyen bir arap bedevisinin deli saçması iddiasına sıkı sıkıya sarılıp aklı ve mantığı bir kenara bırakarak şuursuzca içi boş laflardan oluşan bir savunma var.

 

Herife "Allah adında bir tanrı beni elçi seçti, bana inanmayan herkesi bir tanrı sonsuza kadar yakacak." diyen bir arap bedevisine inanmamak neden ve nasıl suç oluyor diye soruyorum, herif bu arap bedevisin kıçından çıkardığı zırvaları mutlak doğru kabul edip onun üzerinden akıl ve mantık yürütmeye çalışıyor hala.

 

Gerçi arap eğil deyince eğilen, yeme, içme deyince yemeyen içmeyen bir kuklaya nasıl laf anlatılır ki?


Sana şebeksin bile diyemiyorum, iltifat olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 hours ago, Ebu Kafir said:

... her biriniz ayrı telden bambaşka islam versiyonlarını tebliğ ediyorsunuz!

Forumu takip eden aklı başında insanlar siz kaçıkların hangisine uyması gerekiyor? 

 

 

Hiç birisine. Yani başkalarının tebliğine uyacaksınız diye bir gereklilik yok;

herkes kendi AKLINA uyacak.

 

Örneğin

birisi diyor ki GÖKTEKi aylar mevsim olarak sabittir,

o yüzden haram aylar Mayıstan sonraki dönemdir.

 

Ötekisi diyor ki "Ne Mayıs'ı ya! Sen manyak mısın?"

 

Bu iki "kaçık"tan hangisi doğru söylüyor,

siz ille bunu ortaya çıkaracaksanız

gözlerinizi, matematiği kullanacaksınız.

 

Ufuktan doğduğunuzu gördüğünüz ayları sayacaksınız

ya da şu takvimde görmekte olduğunuz ayları: 

https://kalender-365.de/ay-takvimi.php?yy=2018 

Yerkürenin güneşi bir kere dolandığı esnada gökte oluşan ayların sayısı (bazan): 13

ama o kaçık 12 tane diyor; ziyadetun fîl kürf işleyip 13ncüyü öteliyor (Tevbe 37).

 

Oysa o 13ncü ay

GÖKTEKİ ayları, haram ayları

mevsim olarak sabitleyen aydır.

 

Tamam mı akıllı?

Kısacası kaçıkların tebliğine değil

aklına, bilime uyman gerekiyor...

çünkü AKLIN varsa özgürsün sen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yemişim bre sizlerdeki akılı makılı!

Gereken lüzum üzerine ısrarla yeniden...

On 25.02.2020 at 07:41, kavak yazdı:

Arap tanrısının yalakalığını yapanlar yine sahnede...

Dinleri imanları, şu menem insan ürünü kitaptaki kelimelere dokuz doğurtmak!

Öldürmek, öldürtmek, tehdit etmek, korkutmak...başka işi gücü olmayan bir uydurma tanrı!

İşin özü, tam olarak da bu!

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.02.2020 at 09:36, Hasan Akçay yazdı:

Hiç birisine. Yani başkalarının tebliğine uyacaksınız diye bir gereklilik yok;

herkes kendi AKLINA uyacak.

 

Herkes kendi aklına uyacaksa arabın ilkel kitabını neden araya sokuyoruz?
İnsanlar aklına, vicdanına göre hareket etsin ve kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmasın.
Kuran denen modifiye hammurabi kanunları ve ilkel bedevi törelerini hayatımıza sokmaya ne gerek var?
Bu garabeti hayatına sokmuş insanlara 1400 yıldı ne hayrı dokunmuş? Aksine hepsi "apaçık" hitaptan farklı farklı anlamlar çıkarıp bir sürü fraksiyona bölünmüşler, önce birbirlerini boğazlayıp keser olmuşlar. Akla mantığa uymak isteyen kesinlikle uysun ama akıl-mantık deyip akla düşman kuran denen melaneti hayatına sokmaya çalışması büyük bir çelişki.
Ben bunu çocukken dinle istismara uğranmasına bağlıyorum, zira islam saçmalığına saplanıp kalmak ortalama zekada insanın yapacağı bir saçmalık değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...