Jump to content

Recommended Posts

Bu Müslümanlar hâlâ tasarım delilini Tanrı'nın Kanıtı olarak düşünüyorlar. Bu yüzden Evrim Teorisinden hoşlanmazlar çünkü teori, tasarım argümanına saldırır.

Dizayn Argümanı:

Benim Argümanım:

EĞER bu geniş, güzel ve zarif Evren kendi başına var olamaz ise ve bir Kreator / Tanrı gerekiyorsa o zaman nasıl böyle bir Yaratıcı/Tanrı kendi başına var olabiliyor?

Tanrı'nın Azameti sözümona bu evrendeki herhangi bir şeyden Çok Çok daha Zarif ve Güzel. (Tanrı'nın tanımı)

Öyleyse EĞER Evrendeki İhtişam bir Yaratıcı GEREKTİRİR ise, o halde Tanrının/Kreatorun Azameti de bir başka Yaratıcı gerektirir.

Ama madem bir Yaratıcı bir başka yaratıcıya sahip olamaz (Tanrı'nın tanımı), dolayısıyla bu, Tanrı'nın var olmadığını YA DA bu mantığın başarısız olduğunu kanıtlar.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok basit bir sağlaması var dinin;

1. Tanrıya inanmanın sebebi elinde yeterli kanıt olması mı yoksa sadece inanmak istediğin için mi inanıyorsun?
2. Dinini sen özgür iradenle mi seçtin yoksa ailenden mi geliyor?
3. Yaratıcını sevmenin sebebi seni yaratmış olması ve sana yardım etmiş ve kollamış olması mı yoksa cennet ve cehennem gibi ödül ve cezalar yüzünden mi seviyorsun?
Bunlara dürüstçe cevap veren biri zaten ateizme kaka atma gereği de duymaz. Bir tanrıya inanmak, dilencileri aslında zengin olduğuna inanmak gibi bir şey. İçin rahat ediyor diye inanıyorsun.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşlanıyor muyum ne? Yaşlanınca bunak hafıza denen bir şey ortaya çıkıyormuş..

Yani çok eskileri hatırlayıp dün ne yediğini unutyormuşsun..

Yaşlılar bu yüzden sürekli eskilerden bahsederlemiş, çünkü onları hatırlarlarmış..

Neyse, bu yazı/argüman da bana forumun ilk günlerinde, forumdan bağımsız Mantık ın yazılarını anımsattı..

Özetle;

Bir iğne bile ustasız olamıyorken Usta, nasıl ustasız var olur?

Bunu dini bütün müslümanlara sorardım, çoğu hönk diye kalakalırdı..

Ama tabi sorduklarımın çoğu, namazda sağ ayak baş parmağının yere kaç derece açıyla basması gerektiği hakkında sürekli düşündüklerinden, bunları düşünmelerine yakıtları yetmiyordu.

Daha aklı başında olanların verdiği cevap farklıydı;

Evren sonradan olmuştur ve olması için kendinden önce bir var olana, yani Tanrıya ihtiyacı vardır.

Peki ya Tanrı, sonradan mı olmuştur ki kendinden evvel var olan başka bir şeye ihtiyacı olsun?

Tanrı hep vardı, sonradan olmadı vs vs..

Ben de şöyle derdim;

Konu önceden/sonradan var olma konusu değil, insan/canlı kompleks/karmaşık bir yapıdır.

Bu karmaşık yapının var olması kendinden daha kompleks bir yapıyı/Tanrı yı geretiriyorsa,

Tanrı nın var olması da Tanrı dan daha kompleks bir yapıyı gerektirir.

Fakat bunu dediğim an Tanrı nın sonradan var olduğunu peşinen kabul ettiğimi fark ettim.

Hasılı, tasarım argümanı bir Tanrı nın olduğunu tanıtlamıyor ancak karşı argüman da, tasarım argümanı bir Tanrı olduğunu tanıtlamadığı için, bir Tanrının olmadığını tanıtlamıyor.

Teleolojiye gelince, tasarım ile içiçe olsa da farklı konuşulması gereken bir konu.

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu insanların kafasında bir şey eksik.

Bu eksik olan şey onların "süreç" algısını yok ediyor.

Normalde bizim tür, yani tanrı ve metafizik sanrısından kurtulan insanlar şöyle süreçlendiriyor olayları

Bitiş noktasına adamın elinde tuttuğu helikopteri koyalım

1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 + 8 + 9 +10 .............................................. + 199 >>>>>>>>>>>> Helikopter

Şimdi bitiş noktasına insanı ya da canlılığı koyalım

1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 + 8 + 9 +10 .............................................. + 199 >>>>>>>>>>>> İnsan, Canlılık

Tanrı ve metafizik sanrısına tutulmuş hastalar şöyle yapıyor

Helikopteri koyalım bitişe

1 + 90.+ 199 >>>>>>>>>>>> Helikopter

İnsanı ya da canlılığı koyalım

1 + 199 >>>>>>>>>>>> İnsan, Canlılık

Şimdi burada biz tek tek verileri ekleyerek bir süreç oluşturuyoruz.

Bu sanrılı tipler ise tek tek veri ile süreç oluşturmuyorlar.

Bir tane veri alıyorlar, bu veri genellikle görsel bir uyarıcıdır, son halidir olayın.

Sonra bu veriyi alıyorlar ve en yakın ikinci bulgu arasındaki boşluğu inanç ile dolduruyorlar.

Yani başlangıçla en yakın bulgu arasında 100 süreci atlıyorlar. Sonra bitiş noktasına kadar da 100 süreç atlıyorlar.

Ortaya komik bir şey çıkıyor.

Ama onlar bu komikliği göremiyor, çünkü inançla doldurmayı öyle güçlü yapıyorlar ki komik görünen bu sonuçlar onların hepsine dahiyane görünüyor.

Bu resmen bir akıl hastalığı.

:D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...